İlhan KARAÇAY yazdı:
Gurbet ellerde olağanüstü başarılar elde etmiş birçok Türk bulunmakta, ancak Ethem Emre’nin çeşitli alanlardaki faaliyetleri, onu bu isimler arasında ön plana çıkarıyor. Emre, sadece bireysel başarısıyla değil, aynı zamanda uluslararası alanda kurduğu ilişkilerle de dikkat çekiyor.
*Kaza sigortası ile tazminatlarınızı alıyor…
*Türk Sağlık Merkezi ile sağlığınıza kavuşturuyor…
*Türk Hukuk Bürosu ile miras ve emlak sorunlarınızı çözüyor…
*Hollanda Türk Ticaret Derneği ile iş dünyanızı büyütüyor…
*Gençlerimizi eğitim sonrasında iş dünyasına hazırlıyor…
Anadolu’yu terk edip yurt dışında yuvalanan gurbetçilerimiz arasında çok başarılı olmuş insanlarımız ile yapılan pek çok röportaj okumuşsunuzdur.
58 yıllık gazetecilik yaşamımda, naçizane şahsım da pek çok başarılı insanımız ile söyleşiler yapmış ve onları öne çıkarmışımdır.
Gurbetçilerimizin geride bıraktıkları nesiller içinde yer alan pek çok gencimiz, sadece iş dalında değil, spor, sanat, siyaset gibi alanlarda da büyük başarılara imza atmışlardır.
Çok Yönlü Bir Lider olan Ethem Emre’nin
Geniş Kapsamlı Faaliyetleri
Ethem Emre, birçok dalda gösterdiği üstün performansla diğer başarılı Türklerden ayrılıyor. Onun önderliğinde, Hollanda-Türk Ticaret Odası’nın ismi Hollanda-Türkiye Ticaret Derneği olarak değiştirildi ve bu kurum, iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin geliştirilmesinde önemli rol oynuyor. Emre’nin faaliyetleri sadece ticaretle sınırlı kalmıyor; kaza kurbanlarının tazminatlarını kazanmasından, Türk gençlerini eğitim sonrası iş hayatına hazırlamaya, Türk ve Hollandalıların sağlık sorunlarını çözmeye kadar geniş bir yelpazeye yayılıyor. Ayrıca, Türkiye’deki miras ve emlak sorunlarıyla da ilgilenerek, yurtiçi ve yurtdışındaki birçok insana yardım eli uzatıyor.
1962 yılında doğan Ethem Emre, 1974 yılında Lahey’de yaşayan babasının yanına aile birleşimi kapsamında gelmiş. İlkokulu burada tamamladıktan sonra eğitimini teknik alanda sürdürdü.
Hollandacayı, Türkçeden daha iyi yazıp okuduğu söylenince, yeminli tercümanlık belgesini aldı ve 1981 yılında yurttaşlarına ilk hizmeti tercüman olarak vermeye başladı.
Yurttaşlardan gelen, kaza sorunları şikâyetlerinin artması üzerine, bu konuda hazırlıklar yaptı ve anlaştığı hukukçulardan yararlanarak ‘Kaza Uzmanı’ oldu.
Gerek trafik kazaları ve gerekse işyeri kazları sonunda iş göremez hale gelen kazazedelerin tazminat haklarını elde etmek için harekete geçen Ethem Emre, bu konuda kendisine başvuran müşterilerinden tek cent para almadı. Hollanda yasalarına göre, bu konuda açılan dosyanın masrafını sigorta şirketleri ödüyor.
HOLLANDA-TÜRKİYE TİCARET DERNEĞİ
Ethem Emre, Türkiye ile Hollanda arasında ticaret yapan Türk ve Hollandalıların yararlanabilceği,
Hollanda-Türkiye Ticaret Odası Derneği’ni kurdu ve bu kuruluşun başkanlığını yapmaya başladı.
‘Ticaret Odası Derneği’ sözünün yanlış anlaşılmakta olduğunu belirten bazı çevrelerden uyarı alan Ethem Emre, yeni isim olarak Hollanda-Türkiye Ticaret Derneği’ni seçti.
Ethem Emre, Türkiye’deki Hollanda temsilciliklerinin ticareti teşvik edici faaliyetlerine dair kapsamlı bir analiz yapmıştır. HTTD uzmanları, aralarında bir yapay zeka iletişim analistinin de bulunduğu ekip ile, iş dünyasının ihtiyaçlarına ve ortaya çıkan fırsatlara dayalı olarak stratejik hedefleri optimize etmeye odaklanmıştır.
Hollanda’nın Ankara Büyükelçiliği, yeni isimle ilgili olumlu görüş bildirdi.
HTTD, Türk pazarına girmek isteyen Hollandalı şirketler için merkezi bir koordinasyon noktası olarak kalmaya devam edecek ve erişilebilir, pratik ve kişisel destek sunacaktır. Rotterdam’daki merkezinden faaliyet gösteren dernek, İstanbul’daki Holland Trade Center İstanbul (HTCI) ve Turkish Dutch Trade Consulting (TDTC) gibi ticari ortaklarla yakından çalışmakta ve yerel güvenilir hizmet sağlayıcı ağlarını kullanmaktadır.
İsim değişikliği, 21 Ağustos 2024 tarihinde noter onayı ile yasal olarak gerçekleştirilmiştir.
NTTF, Hollanda Ticaret Odası’na 57773599 kayıt numarasıyla tescil edildi.
Ethem Emre’nin Rotterdam’daki merkezi bu binada toplanmış. Tamamı Emre’ye ait olan bu binada konuşlandırılmış olan bölümlerde verilen hizmetler, ülkenin çeşitli bölgelerinde devam edecektir.
TÜRK SAĞLIK MERKEZİ
Sağlık konusunda önemli girişimlerde bulunan Ethem Emre, gerek rekabet ve gerekse Hollanda makamlarının duyarsızlığı nedeniyle engellenmiş olsa da, verdiği mücadele sonunda amacına ulaştı diyebiliriz.
Ethem Emre’nin bu konudaki planlarından biri Dünya Sağlık Turizmi Merkezi’ni açmaktı. Bazı engellemeler nedeniyle gerçekleşmeyen bu plandan sonra, Hollanda’da hizmet verecek olan Türk Sağlık Merkezi’ni kuran Emre, bu oluşumun başına, Türkiye’nin sayılı uzmanlarından biri olan Doktor Alparslan Gültekin’i getirdi.
Doktor Gültekin, Rotterdam’da faaliyete geçen Türk Sağlık Merkezi Kliniği’nde neler yapılacağını şöyle anlattı:
Hollanda sağlık sistemi aslında bilimsel ve kanıta dayalı bir tip disiplini ve kendi içerisinde oldukca tutarlı. Ana hareket noktası, Hollanda’da yaşayan insanların büyük bir bölümünün sağlıklı olduğu ve var olan bu sağlıklı olma halinin muhafaza edilmesini amaçlıyor.
Buradan bakınca, sistem doğru ve hiç bir problem görülmüyor ama, pratik öyle değil. Özellilkle Türk nüfus açısından durum farklı.
Özelikle birinci ve ikinci kuşak Türk nüfus, geçmişte çok iyi şartlarda çalışmamıs, şimdilerde kronik hastalıklarla baş etmeye çalışıyor. En önemli sorunlardan biri, kronik ağrı ve maalesef Hollanda sağlık sistemi, kronik ağrı ile mücadele edemiyor. Ağrı, insan bedeninde en önemli problemlerden biridir ve çözülemediği zaman insanın ruh halini de olumsuz yönde etkiler. Bu nedenle, kronik ağrının sebebini ortaya çıkartmak ve bu durumu mümkün olduğunca azaltmak ana stratejimizdir.
Bir diğer sorun, Türk hastaların sağlık problemlerini kendi ana dilinde ve kendi kültüründe ifade etme isteği ve bunun mevcut saglık sistemi içerisinde karşılık bulamaması.
Yine Türkiye’deki sağlık sistemi ile mukayese edildiğinde, Hollanda sağlık sistemi, belirli bir kurallar sistemi içerisinde hareket ettiği için, Türkiye’deki kadar kolay ve hızlı sonuç almak mümkün değil. Bu durum Türk hastalar açısından ciddi bir memnuniyetsizlik nedenidir.
Uzun araştırma süreleri içerisinde, hastaların doğru ve hızlı teşhis almaları süreci, bazen sekteye uğruyor. Bunun neticesinde tedavi geç başlayabiliyor. Biz bu noktada hastalara doğru ve hızlı bir danışmanlık sunmayı istiyoruz.
Alpaslan Gültekin’i kendi kaleminden tanıyalım:
1969 yılında Erzurum Pasinler’de dünyaya geldim. Rahmetli babam fotoğrafçıydı. İlk kez 5 yaşında fotoğraf ile tanıştım ve yaklaşık 50 yıldır gördüğüm her detayı hafızama yerleştiririm. Yani fotoğraf en büyük hobim.
1993 yılında Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldum. 1994-95 yıllarında Türkiye’nin çok sıkıntılı olduğu döneminde, zor ama belki de en özel coğrafyasında, insanıyla doğasıyla ve kültürüyle, ruhumda derin bir iz bırakan Hakkari Şemdinli’de askerlik görevimi yaptım. Sonrasında dil eğitimi için yaklaşık bir yıl süre ile Chicago’da yaşadım.Türkiye’ye döndükten sonra, Erzurum’da göreve başladım.
1999-2002 yıllarında İl Sağlık Müdürlüğü, 2002-2007 yıllarında, hastane Başhekim Yardımcılığı yaptım.
2007-2023 yıllarında İzmir’de aile hekimliği yaptım.
Bu süre içerisinde, geleneksel ve tamamlayıcı tıp eğitimleri aldım. Ekim 2023’de emekli oldum ve o tarihten bu yana Hollanda’da yaşıyorum.
Sağlık konusunda başvuru için:
Dr. Alpaslan Gültekin
+31 88 808 7803
[email protected]
Van Galenstraat 103
3031 TD Rotterdam
TÜRK HUKUK BÜROSU
Ethem Emre’nin kurmuş olduğu, Türk Hukuk Bürosu’nun başına getirdiği Avukat Esin Çiftçi, 14 yaşında iken Belçika’ya geldi.
Lise eğitimini burada tamamlayarak öğrenmiş olduğu Hollandaca, Fransızca ve İngilizce dillerinde kendisini ileri seviyelere taşıdı. Bunun üzerine, Belçika’da başlamış olan Hukuk Fakültesi serüvenini Türkiye’de devam ettirerek, İstanbul Bahçeşehir Üniversitesi’nde Hukuk Fakültesini bitirdi. Ardından yüksek lisansını, Sermaye Piyasaları ve Ticaret Hukuku’nda tamamladı. Ayrıca Arabuluculuk Uzmanlık Eğitimlerinin tümünü tamamladı. ‘Arabuluculuk Daire Başkanlığı’nda Arabuluculuk Siciline kayıtlı bir Arabulucudur.
Türk Hukuk Bürosu, Hollanda ve tüm Avrupa’da yaşayan Türk vatandaşlarının, Türkiye’de yaşadığı Miras Hukuku, Tanıma, Tenfiz, Gayrımenkul ve Kira Hukuku, Borçlar, Alacak ve Tazminat Hukuku, Aile ve Boşanma Hukuku, Nüfus ve Vatandaşlık İşlemleri, Ticaret Hukuku, Tüketici Hukuku, Uluslararası Hukuk, Sigorta Hukuku, Vergi, sosyal Güvenlik ve diğer hukuki sorunlarına tek merkezden çözüm üretmek amacıyla kurulmuş olan Hukuk Enstitüsü’ne dahil olmaktan dolayı mutluluk duyuduğunu belirten Esin Çiftçi, 6 yılı aşkın süredir İstanbul Barosu’na kayıtlı avukat olarak, birden fazla hukuki alanda hizmet veriyor. Şimdilerde Türkiye’den İstanbul Şişli’de yer alan ofisiyle birlikte, Türk Hukuk Bürosu merkezinin bulunduğu Rotterdam, Arnhem ve Amsterdam’daki ofislerde hizmet veriyor.
Esin Çiftçi, ‘Size başvuracak olan yurttaşlarımızın sorunlarının çözümünde nasıl bir rol oynayacaksınız? Bunu örnekleyerek anlatır mısınız?’ şeklindeki sorumu şöyle cevapladı:
“Özellikle Miras Hukuku alanında Avrupa’daki Türkler oldukça zorluklar yaşamaktadır. Avrupa’da yaşamaları sebebiyle Türkiye’deki malvarlığı paylaşımlarındaki iş ve işlemlerin zorluğu ve uzunluğu vatandaşların işlemlerini başlatmakta sıkıntılar yaşadıkları gözlemlenmiştir.
Bu noktada Avrupa’da yaşayan Türklerin, Türkiye’deki miras hukuku işlemlerinde yaşadıkları ülkede bulanan ve Türk Hukuku’na hâkim bir avukatla çalışmalarının avantajlarını şöyle anlatabilirim:
Örneğin Hollanda’da yaşayan hem Hollanda hem de Türk vatandaşı olan bir yurttaş olduğunuzu varsayalım. Bu kişinin Türkiye’de taşınmaz malları (evler,arsalar) ve bankada bir miktar parası var. Aynı zamanda, Hollanda’da da bir evi ve banka hesabı bulunuyor. Bu kişi vefat ettiğinde, geride kalan varislerinin hem Hollanda’da hem de Türkiye’deki miras işlemlerini halletmesi gerekir.
Bu durumda:
Hukuki durum açısından: Hollanda’daki mirası, Hollanda Miras Hukuku kapsamında değerlendirilecekken, Türkiye’deki taşınmaz malları ve banka hesapları Türk Hukuku kapsamında yürütülmesi gerekecektir.
Bu noktada Hollanda’da Türk Hukuku’nu bilen bir avukat olarak söz konusu miras işlemlerinin daha hızlı ve doğru bir şekilde yürütülmesi büyük avantaj sağlar.
Örneğin Türkiye’deki taşınmazların varislere intikali için gerekli davaların açılması ve veraset ilamının alınması, akabinde intikal için noter ve tapu müdürlüklerindeki süreçler kolayca yönetilir. Akabinde yapacağımız arabuluculuk başvurusu ile süreci kolaylaştırmaya gayret göstererek müvekkilimizin menfaatini korumaya özen göstererek, müvekkillerimizle kendilerini ifade etmekte en rahat hissettikleri dil ile etkili iletişim kurarak süreci anlamalarını sağlamaktayız. Böylelikle dil ve kültür farkı sebebiyle yaşanabilecek yanlış anlamalar ve bürokratik zorluklar minimize edilmiş olur. Ayrıca Türkiye’ye gitmeden bulundukları yerden yüz yüze iletişim kurabilecekleri ve her an ulaşabilecekleri bir avukat danışmanlığı sağlanabilmesi, Avrupa’da yaşayanlara büyük kolaylık sağlamaktadır.
Sonuç olarak örneğimizdeki müvekkilimizin Türkiye’deki miras süreci, Türkiye’ye gitmesine gerek kalmadan kolay ve etkin bir şekilde yönetilmiş olur ve Türk hukukuna hâkim olan bizler, süreçlerde müvekkiller adına zaman ve maliyet tasarrufu sağlamış oluruz. Bu sayede de olası hataların önüne geçilmiş ve miras sorunsuz bir şekilde paydaşlarına devredilmiş olur.
Bu konularda iletişim için:
Av.Arb. Esin Çiftci Türk Hukuku Projeleri Koordinatorü
+31 (0) 6 28 94 45 79
[email protected]
+31 (0) 88 808 78 88
[email protected]
www.turkhukuku.nl
Goudse Rijweg 380, 3031 CK Rotterdam
Zuidermolenweg 23 B, 1069 CE Amsterdam
Volkerakstraat 10, 6826 GM Arnhem
İKİ ÜLKEDE YATIRIMLAR
Ethem Emre, Hollanda’ya yatırım yapmayı düşünenlere ne gibi yardımlar yapabileceklerini şöyle anlatıyor: ‘Hollanda ve Türkiye Ticaret Derneği olarak, her iki ülkede de networkümüzde bulunan uzman “işbirliği kuruluşları” ve “çözüm ortakları” kanalıyla, Türk ve Hollandalı işadamlarının, kurumsal hedefleri doğrultusunda işlerini geliştirmeleri ve dış pazarlara açılabilmeleri hususunda, tavsiye ve önerilerde bulunmaktan, detay sektörel pazar araştırması yapmaya; sektörel B2B matchmaking toplantıları organize etmekten, risk analizi ve fizibilite analizleri hazırlamaya; kurumların oluşturabilecekleri her türlü işbirliği imkanlarını (distribütörlükten kontratlı üretime, lisanslı imalattan joint venture’a kadar her tipte) yaratmakta ve ilgili her tür konularda onlara rehberlik ederek hizmet vermekteyiz. Her kuruma ve kuruluşa basmakalıp tekdüze çözümler önermekten ziyade, başvuruda bulunan kuruluşlarla mümkünse yüzyüze görüşerek herbirinin kurumsal hedeflerini ve kısıtlarını da gözönüne alarak özgün gereksinimlerini belirlemekte ve adım adım modüler bir şekilde bunlara uygun çözümler üreterek, uygulamaları gerçekleştirmekte ve kurumların uluslararası alanda büyümelerine ve hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olmaktayız.’
Ethem Emre, Hollanda’nın Türk girişimciler için verdiği teşvikleri şöyle anlatıyor: ‘Hollanda hükümeti 9 üst ana sektör olmak üzere çeşitli iş kollarında teşvik programları sunmakta. Hollanda’da iş kuran yabancı şirketlerde doğal olarak bu teşvik programlarına başvurabilmekte. Ancak bu konuda spesifik bir uzmanlık alanı olup , HTTD olarak yine ilgili “çözüm ortaklarımız” kanalıyla , gerektiğinde uzman danışmanlık hizmetleri sunabilmekteyiz.
Ülke yönetiminin politik olarak desteklediği ve önem verdiği dokuz üst ana sektör söz konusudur. Bu sektörler; ziraat ve gıda, bahçe bitkileri, yüksek teknoloji endüstrileri, yaratıcı endüstriler, lojistik, enerji (bilhassa yenilenebilir), yaşam bilimleri ve sağlık, kimya, denizcilik ve su yönetimi olarak sıralanıyor.’
Türk girişimcilere neler önerebileceğini sorduğumuz Emre şu yanıtı verdi: ‘Hollanda hemen hemen her tür girişimciye açık, tamamen serbest rekabete uyumlu bir ülkedir. Her tür sektörün ve kurumun güçlü ve zayıf yanları, kendine özgün amaçları ve kısıtları olabilir. Yani biz hazır reçeteler sunmak yerine önce ihtiyaç ve gereksinimleri belirleyip, sonra öneride bulunuyoruz. Teşhis koymadan tedavi önermeyi doğru bulmuyoruz. Bu bağlamda bu sorunuza peşinen bir yanıt vermem sağlıklı olmaz.
Ancak zaman zaman bünyemizde bulunan “Green & Black Consulting – International Business Intelligence & Cooperation Services”, “ESJ Financial Engineering” vb., kurumlar kanalıyla ülkemizde mevcut odalara, sanayi birliklerine, sektör kümelenmelerine Hollanda ekonomisi, teknolojisi, teknoloji transfer imkanları, işbirliği olanakları, uluslararası işbirliğinde dikkat edilmesi gereken hususlar, Hollanda ticari ve hukuki altyapısı vb.” konularda bilgilendirme toplantıları düzenliyoruz. Böylece en azından katılanların kafasında bazı sorgulamaların oluşmasına, kendi gereksinimlerini gözden geçirme ihtiyacı hissetmelerine vesile oluyoruz.’
Afbeelding met plafond, binnen, persoon, staand Automatisch gegenereerde beschrijving
Ethem Emre, çeşitli konularda hizmet yarışını sürdürken, gerek yetenekli personelinden ve gerekse uzmanlardan destek görüyor.
Ethem Emre, Hollandalıların da Türkiye’de yatırım yapmak için nelere dikkat edilmesi gerektiğini şöyle anlatıyor: ‘Öncelikle Hollandalı yatırımcının hedefini belirlemek lâzım. Sadece Türk pazarına mı açılmak istiyor? Yoksa bir Türk firmayla iş ortaklığı oluşturup, Türkiye çevresindeki (malum bizim ülkemizde iki kıtayı birleştiren bir köprü olması sebebiyle son derece stratejik ve sıçrama yapmaya müsait bir coğrafi lokasyona sahip) pazarlara da kaymayı düşünür mü? Bunun için yeterli bütçesi ve insan kaynağı var mı? Finansman ve teknoloji imkanları kısıtlı mı? Özetle teşhis koymadan tedavi önerilmesi doğru değil. Mevcut durumu ve imkanları görmeden, bilmeden ve analiz etmeden bir şey önermek ne kadar doğru? Bu nedenle önerilerimiz sektörden sektöre, firmadan firmaya değişiklikler göstermekte.
Bir önceki sorunuza verdiğim yanıtta olduğu gibi Türkiye’de gerçekleştirdiğimiz bilgilendirme sunum ve toplantılarının bir benzerini Hollanda da, çeşitli Hollanda meslek kuruluşlarına ve kümelenmelerine yönelik olarak gerçekleştiriyor ve programlarımıza alıyoruz.
Özetle, kurum olarak, her iki ülke arasındaki ticaret ve işbirliği imkanlarının geliştirilmesi konusunda, her iki ülkede de aktif çalışmalar yürütmeye çaba sarf etmekteyiz.’
GENÇLİĞİ İŞ DÜNYASINA HAZIRLAMA VE TÜRKİYE’DEN SERMAYE VE BEYİN GÖÇÜNÜ TERSİNE ÇEVİRME…
Ethem Emere’nin koltuğuna sığdırdığı üçüncü karpuzun konusu, gençlerimizin eğitim sonrasında iş dünyasına hazırlanması. Bu konuyu da az sonraki söyleşimizde genişçe okuyacaksınız ama, Emre’nin önemli bir çift sözüne yer vermek istiyorum: ‘Türkiye’deki gençlerimiz, atalarından kalma mirasları satarak yurt dışına yerleşiyorlar. Hem paraların yurt dışına çıkmaması ve hem de gençlerimizi kaybetmemek için çaba göztermemiz lâzım. Ben bu konuda girişimlerde bulundum. Umarım semeresini görürüz.’
Ülkemizde iyi eğitim görmüş, alanlarında uzmanlaşmış gençlerimiz ve sermayelerini en uygun yatırımlarla değerlendirmek isteyen girişimciler, genellikle daha iyi standartlarda iş imkânlarına sahip olmak amacıyla yönlerini farklı ülkelere çevirmekteler.
Türkiye’de özellikle son yıllarda beyin ve sermaye göçü hareketleri büyük bir hız kazandı.
Özellikle eğitimli ve yetenekli gençlerimizin ülkemiz için önemini vurgulayan Ethem Emre şunları söyledi: ‘Ülkemizde ve yurt dışında bulunan gençlerimizi ekonomik ve sosyal yönden destek vererek kazanmalıyız. Beyin göçünün önlenmesinin yanında, gençlerimizin yurt dışında asimile olmalarını önlemek için gecikmemeliyiz. Bu konuda sivil toplum kuruluşlarımız ile el el vererek adım atmada gecikmemeliyiz.’
Gençlerimize sahip çıkma toplantılarına çok önem veren Ethem Emre, yakında Türkiye’de de toplantılar düzenleyeceğini belirtiyor.
Ethem Emre, Gençlerimize fırsatlar sunulması gerektiğini vurgularken, Türkiye’deki gençlerimizin varlıklarını ve miraslarını yurt dışına taşımalarının önüne geçilmesi gerektiğini belirtti.
‘Düşünen ve üreten değerlerimizi kaybetmeyelim’ diyen Emre şöyle devam etti:
‘Ülkemizde düşünce ve sermaye göçü yaşanmaması adına hepimiz üzerimize düşeni yerine getirmekten kaçınmamalıyız. Bunun aksi olması halinde, vatanından kopan gençlerimizin asimile olmalarının önü kesilmelidir. Düşünen ve üreten, sahip oldukları alanlarda başarılı olan pırıl pırıl gençlerimiz var. Bu gençlerimizin ülkemizi terketmelerine fırsat vermemeliyiz.’
Ethem Emre’nin en büyük endişelerinden biri, ülkemizde eğitim görmüş gençlerimizin, miraslarını satarak yurt dışına göç edişleri. Konuyla ilgili olarak Business World’a konuşan Emre, yapılması gerekenleri anlatıyor.
Hollanda’daki gençlerimiz için de önemli projeleri olduğunu söyleyen Emre şöyle devam etti:
‘Gençlerimize sahip çıkarsak, onlar da kendilerinden sonraki kuşağa sahip çıkarlar. Bizler şimdi bunu yapmazsak gelecekte neslimizi kaybederiz. Zira aksi takdirde asimile olmaları kaçınılmazdır. Bizim geleceğimiz olan gençlerimizi, dernek olarak iş ve staj konularında desteklemeye devam edeceğiz.’
Ethem Emre, Devletimizin, kurumlarımızın, işadamlarımızın, STK’ların ve medyanın gençlerimize yardım için gayret sarfetmelerini, aksi takdirde gençlerimizi kaybedeceğimizi belirtirken, Hollanda’da 300’ü aşkın iş kadınımızın olduğunu, bu kesimin de desteğe ihtiyacı olduğunu belirtiyor.
TÜRK TİCARET MERKEZİ
Ethem Emre’nin öteden beri arzuladığı bir Türk Ticaret Merkezi’nin oluşmasıdır. Bu konuda çok yoğun çalıştığı halde bir sonuç elde edemeyen Emre, desteklendiği takdirde yakın bir gelecekte bu emeline nail olacağını umut ediyor.
TÜRKİYE’DE TARIM SEKTÖRÜ İÇİN YAPILAN PROGRAMLAR
Hollanda Türkiye Ticaret Derneği, yaş meyve sebze sektöründe faaliyet gösteren firmaları önce Antalya’da buluşturdu. Turkish Dutch Trade Consulting Limited Şirketi’nin katkıları ile hazırlanan organizasyon, Hollanda -Türkiye arasında işbirliği temellerini ve yatırım fırsatlarını oluşturma misyonunu başarıyla yerine getirdi.
Ethem Emre çok önem verilmesi gereken tarımcılıkla ilgili araştırma gezisinde.
Özellikle Kuzey Avrupa’da faaliyet gösteren yaş meyve sebze sektörünün başarılı şirketleri, Antalya ve çevresinde potansiyel Türk ticari ortakları ile bir araya getirildi.
Yörex Fuar ziyareti çerçevesinde, Türkiye’de yetiştirilen özgün tarım ürünlerinin tanıtımı sağlanarak, Hollandalı iş insanlarının üretici ve tedarikçiler ile buluşmaları sağlandı.
Diğer yandan, konaklama sektöründe faaliyet gösteren firmalar, İstanbul’da ve ardından Denizli’de ağırlanarak Türk partnerleri ile B2B eşleştirmeleri program dahilinde yer aldı.
İLK PROJE MERSİN’DEN
Ethem Emre tarafından hayata geçirilmiş olan Hollanda – Türkiye Ticaret Derneği’nin özel organizasyonu ile gerçekleşen ikinci iş gezisinde, 9 Hollanda firması temsilcilerinin katıldığı bir sonrasında, Mersin’e milyar euroyu bulan yatırım planları yapıldı.
Ülkemiz ekonomisi için çok önemli olan bu yatırımların gerçekleşmesi halinde, ülkemiz ile Hollanda arasındaki ticaret hacmi milyarlarca dolar yükselecek.
Hollanda’dan gelen 9 Tarım yatırımcısı, Mersin Ticaret Odası’ndan düzenlenen
görüşmelerde 210 firma ile görüşmeler yaptı.
Bugüne kadar çok sayıda firmaya Hollanda’da şirket açmak ve Avrupa’ya açılmalarını sağlamak için danışmanlık hizmeti verdiklerini söyleyen Ethem Emre, “Hollandalı iş insanları heyetlerini Antalya ve Mersin’e getirerek iki ülke arasındaki ticaretin gelişimine katkı sağladık, sağlamaya da devam ediyoruz. Bu heyet projemizde Mersin Ticaret ve Sanayi Odası ile işbirliğiyle iki ülke arasında ticaret başlattık ve iş anlaşmaları imzalandı.
3’üncü heyet projelerimizde bu yıl İzmir, Manisa, Bursa ve İznik bölgelerini kapsayacak bir gezi planladık. Yeni bir projemiz ise Hollanda’da yeni kurulan World Health Tourism Center Rotterdam. Buranın kuruluşunda da Hollanda Türkiye Ticaret Derneği olarak büyük destek olduk. Bu yapı ülkede örnek teşkil edecek bir projedir ve hayata geçerek ilk kiralamalarına da başlamış durumda” dedi.
KAZA SİGORTASI HAKKINDA BİLGİLER
Kaza sigortasının önemini belirtebilmek için, Ethem Emre ile yapılan röportaj:
-Kaza anı ve sonrasında nasıl bir yol izleniyor?
-‘Herhangi bir kaza sonucunda çok farklı deneyimler, tecrübeler ediniyoruz. Sıradan bir kaza sonrası bile insanlar fiziksel hasar görmekle beraber psikolojik sıkıntılar da yaşıyorlar. Ömür boyu atamadıkları korkuları oluşuyor. İlla da kırık çıkık olması gerekmiyor, ağrılar, uyku ve konsantre bozukluğu gibi durumlar da tazminat kapsamına giren konulardır. İnsanımız kaza sonrası yaşadığı bu gibi durumların geçici olduğunu sanıyor ve ağrı kesicilerle ağrılarını gidermeye çalışıyor. Bu gibi durumda kişinin, ev doktoruna durumu bildirerek kazayı kayıt altına geçirmesi ileride yaşayacağı sorunları en aza indirir. Kişinin ifadesi bazen yeterli olmuyor, bu durumun belgelenmesi lazım. Bizler daha çok, olaylar mahkeme sürecine girmeden sigorta şirketleriyle sulh yoluyla uzlaşarak çözüme kavuşturuyoruz.
Talihsiz bir kaza geçirdiniz. Bedensel bir sakatlığınız olmadı ama zihinsel bir sorununuz oldu. Bu konuda da tazminat alabileceğinizi biliyor musunuz? Ethem Emre’nin bürolarına başvurun.
Tabi her zaman da süreç mağdurun lehine olmuyor. Sigortanın lehine rapor çıkınca eli güçleniyor.
Ya tazminat ödemiyor ya da beklentinin altında bir meblağ ödüyor. Sulhen çözüm, iki tarafın da ortak bir rakam üzerinde anlaşması demektir. Bizim de tavsiyemiz yıllarca beklemek yerine uygun şartlarda uzlaşmak en iyi yoldur.
Haklı davalarına hiçbir zaman yalan yanlış bilgi, belge katmasınlar. Zira sigortalar her şeyi büyük bir titizlikle ele alıp, değerlendiriyorlar. Araştırıyor, gerektiğinde kişiyi takip ediyorlar. Hakkın neyse onun peşinde olmalısın. Dürüstlükten asla vazgeçmemeli. Suistimal olmamalı. Yoksa eldeki hakkını da kaybedersin.
Mesela, “evden çıkamayacak durumda olduğunu” söylüyorsun, ama takip anında seni gezinti anında görüntülüyorlar, ya da sosyal medya hesaplarında spor yaparken tesbit ediyorlar, bunlar da senin haklılığını ve güvenirliğini kaybettiriyor.
O yüzden sağlam ifadeler ve haklı deliller verilmesini tavsiye ediyoruz. Aksi hâlde ‘dolandırıcı’ olarak kayıtlara geçiyor ve bu durum kişinin bütün hayatını olumsuz etkiliyor. Haklı davalarında bile haklılığını isbat etmekte zorlanıyor.’
-Kazazedelerin ne tür hakları var?
-‘Kişinin tazminat hak etmesi için belirtileri olması yetmiyor, tedavi sürecini de başlatması gerekiyor. İş kaybı olabilir, evde düzeni bozulabilir, acı parası var, kendi işyerinde pozisyonunu kaybeder. Tazminatı hak etmek için de belli prosedürlere uymak gerekiyor.
Hiçbir sigorta şirketi gelip de kaza sonrası size ‘haklarınız budur’ demez. Kişi kendi hakkını talep ederse sigorta şirketleri devreye giriyor.’
İŞÇİ İŞ KAZASI – Firuzan Hukuk ve Arabuluculuk Bürosu | İzmir
İş kazası yaptıktan sonra, çalışmanızı engelleyecek zihni ve bedeni sorunlarınızın karşılığını almak için, Ethem Emre’nin bürolarından birine başvurabilirsiniz. Bu konuda hiçbir ödeme yapmıyorsunuz.
-Kazazedelerin size başvurması hâlinde belli bir ücret talep ediliyor mu?
-‘Bizler bu konuda ücretsiz danışmanlık hizmet veriyoruz. Süreç başladıktan sonra da mağdurlardan herhangi bir ücret talep edilmiyor.
Bizler hukuk hizmeti veriyoruz. Kişinin haklarının alınmasını sağlıyoruz, sigorta şirketleri de ayrı bir fondan bizim hizmetin karşılığını ödüyorlar. Bizim aldığımız bedel, kişinin alacağı tazminatı asla etkilemiyor. Kazazedelerin bu duruma dikkat etmesi gerekiyor. Hiçbir şekilde doğrudan ve dava sonucunda işini yapan kuruma para ödenmiyor. Kazazededen para talep edenlerin olduğunu da duyuyoruz. Talep edilen bu para haksız ve yersiz bir kazançtır.’
-Kazazedeler başka nelere dikkat etmeliler?
-‘İş kazalarında da kaza müfettişlerinin kazayı yerinde incelemeleri çok önemlidir. Müfettişlerin kaza yerinde hazırladıkları rapor, sonucu olumlu manada etkilemek için gereklidir. Kişi kaza sonrası mesleğini yapamaz hâle geliyor, iş göremez oluyor.
Bu yüzden bu raporların sağlam bir şekilde elde edilmesi çok önemlidir ki hakları güvence altına alınsın. Sigorta şirketi tazminat ödeyeceği için onların da belli şartları ve beklentileri var. Dosya oluşumu bu yüzden sağlam olmalı ve deliller kaza sonrasına dönük olarak dosyaya ilave edilmelidir. Geçmişteki rahatsızlıkları, asla yeni bir oluşan bir sıkıntı gibi dosyaya geçirilmemeli.’
-Ne tür kazalarla ilgileniyorsunuz?
-‘Ağır trafik kazalarından tutun, bedensel ve iş kazalarına kadar olan geniş bir yelpazede hizmet veriyoruz. Yılda 1200 civarında insanımızın dosyasını sonuçlandırıyoruz. İnsanlarımızın izin sezonunda yaşadıkları kaza sorunlarını da hem yerel hem de Hollanda hukuku çerçevesinde ele alarak sonuçlandırıyoruz.’
-Sürücülere neler tavsiye edersiniz?
-‘Trafik kazalarında araç içerisindekileri koruyucu özel bir sigorta var. Kaza durumunda haklı ve haksız olma durumu da var. “Inzittend Verzekeringen/Yolcu Sigortası” denilen sigorta, yurt dışında bile araç içindekilerin tamamını sigorta kapsamı alanı içine alıyor. Bundan dolayı bu sigorta çok gerekli ve faydalıdır. Zorunlu bir sigorta olmadığı için temel paket içerisinde yer almaz. Sigortalı olan kişi kendi bu seçeneği istemeli.’
-Sürücülere neler tavsiye edersiniz?
-‘Trafik kazalarında araç içerisindekileri koruyucu özel bir sigorta var. Kaza durumunda haklı ve haksız olma durumu da var. “Inzittend Verzekeringen/Yolcu Sigortası” denilen sigorta, yurt dışında bile araç içindekilerin tamamını sigorta kapsamı alanı içine alıyor. Bundan dolayı bu sigorta çok gerekli ve faydalıdır. Zorunlu bir sigorta olmadığı için temel paket içerisinde yer almaz. Sigortalı olan kişi kendi bu seçeneği istemeli.’
İNTER TALENTEN FAALİYETİ
–Kuruculuğunu üstelendiğiniz Inter Talenten Vakfı hakkında bilgi verebilir misiniz?
-‘Üniversite ve Yüksek Okul mezunu gençlerimizin okul bittikten sonra onları bir araya getirecek, onlara destek olacak bir oluşumun olmadığını gördüm. Bunlar bizim gençliğimiz, geleceğimiz. Onların pek çok alanda eksiklikleri var. Özellikle Türkçe dili, tarih ve kültürel alanda bilgi eksikliği yaşıyorlar. Gençlerimiz çok sosyal değiller, birbirleri ve toplum ile olan ilişkileri çok zayıf. Onları haftada bir de olsa bir araya getirerek hem birbirilerini tanıma hem dertlerini, sıkıntılarını paylaşma hem de bilgi ve birikimlerini birbirlerine aktarma zemini oluşturuyoruz. Camilerimizin Gençlik Kolları da bu manada büyük hizmetler veriyor ama onların herkese el uzatması mümkün değil. İnşallah ileriki zamanlarda bu gençleri bir araya getirerek, birlikte geniş bir çalışma ortamı hazırlamak istiyoruz. Şimdilik 20 kişilik bir genç grubu oluştu. Pandemi nedeniyle toplantılar online olarak gerçekleştiriliyor. Herkes çok mutlu, geleceğe olan güven ve umutları her geçen gün daha da artıyor.
Eğer biz gençlerimize sahip çıkmaz isek, onların yolunu açmaz, desteklemez isek onları kaybederiz. Daha doğrusu bizler kaybederiz. Biz onlara kendi bilgi, birikim tecrübelerimizi aktaracağız ki, onlar da kendilerinden sonra gelecek olan nesle bizden aldıklarını ve kendi edindiklerini, birikimlerini aktarsınlar.
İşte bu eksiklikleri nasıl giderebiliriz, meslek sahibi olmuş gençlerimizi mesleğine uygun olarak iş hayatına nasıl hazırlarız gibi düşüncelerle Inter Talenten Vakfı’nı kurduk.
Bizler ikinci nesil olarak çok zenginiz. Hem anne ve babalarımızın yaşlanmasına ve onların bizlere bıraktığı bilgi mirasına sahip olduk hem de çocuklarımızın büyümesine tanıklık ettik ve bu bilgi akışının onlara ulaşmasına vesile olduk. Bagajımız dolu dolu. Bu birikimi mezara götürmek bize yakışmaz. Elimizden geldiğince topluma hizmet etmek için gayret sarf edeceğiz. Zira her şey para değil. Her şey para karşılığı yapılmaz, yapılmamalı.
O gençlerin bir araya gelmesi, tanış olması, birbirleriyle ülfet kurması her şeye değer. Biz ebeveynlere de büyük görevler düşüyor. Toplum için, gençlerimiz ve çocuklarımız için daha başka neler yapılabilir, bunları konuşmamız ve gereğini yerine getirmemiz lazım.’
-Sizin gözünüzle bakarsak, Hollanda nereye gidiyor?
-‘Hollanda zengin bir ülke. Kendi insanına bakacak, esnaf ve çiftçisini destekleyecek kadar varlıklı bir devlet. 70’li, 80’li yılların ülkesi değil elbette. O zamanlar “özgürlükler ve refah ülkesi” olarak anılırdı. Şimdi bu tanımlamadan hayli uzaklaştı. Rotterdam gibi büyük kentlerin bazı semtlerinde Hollandalı görmek mümkün değil. Gittikçe gettolaşan ve Güney Afrika’da var olan “apartheid” denilen bir yere doğru sürükleniyor. Belli bir yerde yaşamak zorunda kalan yabancıların yaşam koşulları ve kültürleri farklılaşıyor.
Gençler belli gerekçelerle nefret ve kinlerini ortaya koyuyor, bunun da siyasi bir kaynaktan beslendiği aşikâr.
Bu nedenle gençlere sürekli söylüyorum: Her ne kadar Hollanda’da doğmuş, büyümüş ve meslek sahibi olsanız da bir gün gelir bu ülkeyi terk etmek zorunda kalırsınız. Zira çok yakın bir zamanda bu ilkenin kendilerine çok yakın olmasına rağmen Yahudilere yaşattıklarına da şahitlik ettik.
Gün gelir, olağan bazı durumlar yaşanır ve riskler de artar. Bugün her şey yolunda olabilir ama gün gelir burası da yaşanmaz hâle gelebilir. Bu nedenle her şeye hazırlıklı olmak lazım. İyi ki gidebileceğimiz bir ülkemiz var. Bazılarının böyle bir seçeneği de yoktur.
Hollanda bu manada değerlendirildiğinde güçlü bir ülke. Bizim gençlerimiz de burada nasıl bir yer edinir, toplumla olan münasebetlerini sağlıklı bir zemine nasıl oturtur, bunlar üzerinde fikir üretmek, geliştirmek ve gençliği desteklemek lazım. Toplum olarak yerimizi iyi belirlemeliyiz. Eksikliklerimizi görerek, nasıl daha iyi seviyeye geliriz, iş ve sosyal hayatta nasıl daha güçlü ilişkiler kurarız, bunlar üzerinde kafa yormamız lazım. Her ne kadar bir tecrit hâli yaşansa da bizler onlarla olan münasebetlerimizi diri tutmalıyız, hâkim toplumla azınlıklar arasındaki diyalog ve ilişkinin olması gerektiği gibi davranmalıyız. İçimize kapanarak sorunlarımızı çözemeyiz. Türk toplumunun girişimci ruhunu her alana yayarak, geleceğimizi sağlam bir zemine oturtmamız gerek.
Avrupa siyasi olarak sağa doğru evriliyor.
Wilders bu kıvılcımın ateşini fitilliyor. İslam korkusunu toplum üzerinde inşa ederek bir politik gelecek umuyor. Bu popülist çıkışlara diğer partiler de katılıyorlar ve her geçen gün tırmanan bir ırkçılığın fitilini ateşliyorlar. Bu duruma ancak toplumumuzun birlik ve beraberlik içerisinde hareket ederek karşı duracağını ve bu sorunun üstesinden geleceğine inanıyorum. Gelecek neslimize, ayrılıklarımızı değil, birlik ve beraberlik ruhumuzu miras olarak bırakmalıyız.
Güçlerini birleştirsinler, yardımlaşma ve dayanışma ruhuyla hareket etsinler. Bu da gelecek nesle bırakılacak en büyük değerdir, diye düşünüyorum. Dertlerimiz, sıkıntı ve sorunlarımız çok ve büyük. Bu nedenle sık sık bir araya gelmeli, birbirimizi dinlemeli, istişare edip bir yol haritası çizmeliyiz.
Bizlerden sonra bu işleri düzgün bir şekilde götürecek olan gençlerimize yatırım yapmalıyız. Kurumlarımızı kurumsallaştırma, kalitesini artırma, Hollandalı rakipleriyle yarışma ve kalıcı olması yoluna gitmeliyiz.’