Yaşasın Demokrasi…(18) (Köşe yazısı 08.08.2016 Kayseri Star Haber Gazetesi)
DAVUT GÜLEÇ
GAZETECİ-HİSF KAYSERİ TEMSİLCİSİ
davutgulec@hotmail.com
‘Demokrasi nöbetleri’ şimdilik ‘final’ ile tamamlandı.
Ama bu nöbetler, bazıları için ‘Kendini aklama’, bazıları için ’takla atma’, bazıları için ‘şirin gözükerek günah çıkarma’, bazıları içinde ‘İki yüzlü değil bin bir suratlı siyasetin en iyi örneği’ oldu.
Bu yüzden, sosyal paylaşımda, başarısız darbe girişimi sonrası paylaşımlara devam ediyorum.
*Geçmiş olsun Türkiye. Bir daha kardeş kavgası yaşamayalım. Askerimizin ve polisimizin silahı bir daha asla milletimize ve devletimize çevrilmesin. İktidar olmak isteyenler sadece sandığa ve millet iradesine talip olsun.
*Gavur dinsiz Hollanda da bir dene bakalım ne oluyor. Ama Türkiye’de gayet normal. Çünki, Müslüman ülkeyiz. Babamızın malı gibi harcarız. Karşı geleni de sustururuz. Sonra kendini Türkiye’yi kurtarmış, kahraman zanneden gözü doymaz açları da demokrasi altında doyururuz.
*Önce Atatürk’ün kurduğu okulu, sonra mezun olduğu okulu kapattılar. Şimdi bir Türk vatandaşı olarak ben iyi değilim.
*Bizim en büyük talihsizliğimiz, mert bir düşmanla karşı karşıya bulunmamaktır. Rabbim cúmlemizi muhafaza eylesin
*Kaç hain gördü ülkem…
Kaç kanlı ihanete sahne oldu…
Kaç bin şehidimin kanlarıyla sulandı kutsal topraklarımız…
İhanetin, kısaltılmış adı değişti hep!
ASALA oldu, DHKP/C dediler, TİKKO oldu, PKK oldu…
Şimdi FETÖ/PDY diye taarruz edip bizi kalbimizden vurmaya çalıştılar…
Binlerce yıldır, her türlü ihanete, hainliğe, alçaklığa rağmen dimdik ayakta Türk Milleti!…
Tek vücut, tek ses tek nefes. Mehmet Akif’in;
“Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın.
Siper et gövdeni dursun bu hayasızca akın!”
Dizeleriyle hayat bulan o ilahi mesaj kulaklarımızdan ve yüreklerimizden hiç eksik olmayacak.
Biriz, iriyiz, diriyiz. Çünkü biz Türk Milletiyiz…
Muhtaç olduğumuz kudreti damarlarımızdaki asil kandan alıyoruz!…
*Biz seçimler öncesinde şu ya da bu yönde çaba gösterirken siz siyaset şeytandandır diyordunuz.
Biz yoksul öğrencilere burs bulup okutma çabasında iken siz zeki olmayan fakirlerin yüzüne dahi bakmayıp, zeki öğrencilere soru hırsızlığı yaparak polis ve asker yapmaya çalışıyordunuz,
Biz Filistin’deki ,Somali’deki , Arakan’daki Müslümanlar için yardım toplarken siz lobi için fakir fukaradan topladığınız paraları Amerikan senatörlerine peşkeş çekiyordunuz,
Biz Suriye’den gelenler için seferber olurken siz onlarla hiç ilgilenmediniz,
Bizim çocuklarımız sizler soru hırsızladığınız için üniversite bitirdiği halde memur olamayıp temizlik işçisi olurken sizler onların hakkı olan makamları işgal ettiniz.
Bu saydıklarımı çoğaltmam mümkün. Ancak sadece bir şey söyleyip bırakayım.
Siz hiçbir zaman bizden değildiniz.
*iki genç doktor, cadde kenarında bir kahvehanede çay içiyorlarmış. O arada süklüm püklüm yürüyen bir emmi görmüşler.
“Bak, demiş doktorlardan biri, zavallının hemoroidi azmış.”
“Hadi ya, demiş öteki, bu adam bel fıtığından böyle yürüyor.”
Hemoroiddi, bel fıtığıydı tartışmaları sürüp gidiyor. Doktorlar, gerçeği, sahibinin sesinden duymaya karar verip kaplumbağa hızıyla yürüyen adamı yakalıyorlar. Ona doktor olduklarını bir iddiaya girdiklerini söylüyorlar.
– Ben diyorum ki, hemoroidden böyle yürüyorsunuz; arkadaşım da bel fıtığından olduğunu söylüyor. Amcacığım, söyle bize, acaba hangimiz yanıldık?
“Üçümüz de yanıldık beyler, üçümüz de” der yaşlı adam.
Doktorlar, hayretler içinde kalıp, “nasıl olur amca, üçümüz de yanıldıksa neden böyle yürüyorsunuz?” derler.
İhtiyar lafı patlatır.
“Bakın çocuklar yolda yürürken gaz sıkıştırdı sandım, o…yım derken altıma s…mışım meğer…
*Demokrasi vatanseverlik taçları kahramanlık nişanlarını takıp,
hain şerefsiz darbecilere fetoşa, onlara destek olan münafıklarâ ve işbirlikçileri başta ingiliz olmak üzere batı dünyasına korku salacak , korkak yüreklerini söküp lağım çukuruna atacaklar . .
Ben bu meydan kahramanlarına
Türkiye’min yüzde 80 ini temsil eden ferasetli basiretli makul çoğunluk, Ülkemin geleceği diyorum…
*Birkaç yıl önce. Milli Savunma Bakanı televizyonda konuşuyor. “Biz er olan kısa dönem ve diğer askerlerin dağıtımına karışmıyoruz. Bunlar KKK. Asker Alma Dairesinde bilgisayar kontrolü ile dağıtılıyor. Hatırla, gönülle bazı askerlerin tehlikesiz (Terör bölgesi dışı) bölgelere dağıtımı kesinlikle söz konusu değil. Ama yedek subayları biz seçiyoruz.” Demişti. Yâni asteğmenleri biz seçiyoruz diye açıkça söylemişti. Şimdi o asteğmenler ordudan atılan ve boşalan teğmenlerin yerine muvazzaf teğmen olarak Türk Ordusunun alt yapısını oluşturacaklar.