İlhan KARAÇAY araştırdı ve yazdı:
Ne 40, ne 50 ve ne de 90’ıncı yılları anılmayan ve kutlanmayan önemli bir anlaşmanın varlığını, şimdiki Lahey Büyükelçimiz Selçuk Ünal’dan duymuştuk.
Türkiye’nin Lahey Büyükelçiliği ile Hollanda’nın Ankara Büyükelçiliği el ele vererek her iki ülkede, çeşitli etkinlikleri, yıl sonuna kadar sürdürecek.
Ankara’daki 100’üncü yılın ilk anılması ve kutlaması Rotterdam Senfoni Orkestrası ve Aylin Sezer konseri ile gerçekleşti.
Hollanda’nın Türkiye Büyükelçisi Joep Wijnands ile Türkiye’nin Hollanda Büyükelçisi Selçuk Ünal röportaj için bir araya geldi.
1612 Yılında başlayan, Türkiye ile Hollanda arasındaki Resmi ilişkilerin 400’üncü yıl dönümünü 2012 yılında kutlamıştık. O yıl, naçizane şahsım da, 466 sayfalık, ansiklopedi kalınlığında bir kitap yayınlamıştım.
Türkiye ile Hollanda arasında imzalanmış olan bir başka önemli anlaşma da 19 Ağustos 1964 günü imzalanmıştı. Bu anlaşma, Türkiye’den Hollanda’ya iş gücü taşıma anlaşmasıydı.
İşte şimdi, bu anlaşmanın 60’ıncı yıl dönümünü çeşitli etkinliklerle kutlamaya başladık.
Hollanda ile Türkiye arasında, önemli bir başka anlaşma olduğunu duymadık, okumadık ve bilmedik. Gazetecilik yaptığım, 57 Yıllık Hollanda yaşamımda, bu ülke ile bir başka anlaşmamızın olduğunu bilmemek, ayıp oldu mu bilemiyorum ama, bir başka önemli gelişmenin olduğunu biliyorum. Bu gelime, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ile, zamanın Hollanda Kraliçesi Wilhelmine tarafından, Hollanda -Türk Dostluk Cemiyeti’nin kurulmuş olmasıydı.
Buraya geldiğim ilk yıl, tanıştığım bir Hollandalının müslüman olduğunu duyunca çok şaşırmıştım. Bu Hollandalı, Türkiye Cumhurbaşkanı Atatürk ile Hollanda Kraliçesi Wilhelmina’nın girişimleri ile 1933 yılında kurulan Hollanda-Türk Dostluk Cemiyeti’nin Genel Sekreteri Jan Beerenhout’tan başkası değildi. O’nun da islama geçiş için gerekçeleri vardı tabii. Şaşkınlığımı görünce, ‘Şaşırma, benden başka daha pek çok Hollandalı müslüman olmuştur’ demişti.
Türkiye ile Hollanda arasında, 100 yıl önce “Türkiye-Hollanda Dostluk Anlaşması” imzalanmış olduğunu ilk kez, şimdiki Lahey Büyükelçimiz Selçuk Ünal’dan duyduk.
DİTK toplantısında konuşan Büyükelçi Ünal, yüz yıllık bu anlaşmadan söz ettiği zaman, yanımda oturan, Türkevi Araştırmalar Merkezi Başkanı Veyis Güngör ile anlamsız bir şekilde bakıştık.
Daha sonra yaptığımız bir araştırmadan sonra, büyükelçimizin sözünü ettiği o anlaşmayı bulduk.
Bulduğumuz, altta göreceğiniz oylama notudur.
Türkiye-Hollanda Dostluk Anlaşması, yukarıda görüldüğü gibi, Hollamda parlamentosunda 123 katılımcı ve 123 evet oyuyla kabul edilmişti.
İşte şimdi yüz yıl önce imzalanmış olan o anlaşma anılıyor ve kutlanıyor.
Bu anma ve kutlamaların ilki, Ankara’da muhteşem bir konser ile gerçekleşti.
Hollanda’nın Ankara Büyükelçiliğinde Kültür İşleri Müşaviri olarak görev yapan Eray Ergeç’in katkısıyla gerçekleşecek olan Türkiye’deki etkinlikler yıl boyu sürecek.
Bundan sonraki ilk etkinliğin Bursa ve Emirdağ’da, Haarlemli Türk kadınları tarafından yapılacağını belirten Ergeç, Ankara konseri hakkında alttaki bilgileri sundu.
Türkiye-Hollanda Dostluk Anlaşmasının 100’üncü yıl dönümü etkinlikleri muhteşem bir konser ile başladı.
Rotterdam Senfoni Orkestrası ve Aylin Sezer konseri CSO Ada Ankara’da yapıldı.
“Türkiye-Hollanda Dostluk Anlaşması”nın 100’üncü yıl dönümü donedeniyle düzenlenen etkinliklerin açılışı, Rotterdam Senfoni Orkestrası ve Aylin Sezer konseriyle CSO Ada Ankara’da yapıldı.
CSO Kovan Kafe’de konser öncesi düzenlenen resepsiyonda, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu ile Hollanda’nın Ankara Büyükelçisi Joep Wijnands programa ilişkin açıklama yaptı.
Bakan Yardımcısı Mumcu, Türkiye ile Hollanda’nın diplomatik ilişkilerinin tarihinin 17’nci yüzyıla kadar uzandığını söyledi.
Cumhuriyet’in ilanından sonra Hollanda ile akdedilen ilk anlaşmanın, bugün 100’üncü yılını kutladıkları, bunun 1924 yılında imzalanan Dostluk Anlaşması olduğunu belirten Mumcu, “Türkiye-Hollanda Dostluk Anlaşması’nın 100. yılını onurlandırmak ve bu tarihi kilometre taşını kutlamak amacıyla her iki ülkede konserler, sergiler, film gösterimi gibi çeşitli etkinlikler planlandı ve hayata geçiyor.” dedi.
Aylin Sezer, Rotterdam Senfoni Orkestrası eşliğinde sunduğu eserler ile beğeni kazandı.
100 yıl önce imzalanan dostluk anlaşmasının gururla kutlanacağı bu yıl, bu önemli anlaşmayı onurlandırmak için yapacakları etkinlikleri, bu akşamki Rotterdam Senfoni Orkestrası ile soprano Aylin Sezer ve piyanist Emir İlgen’in yer aldığı ortak açılış konseri ile başlattıklarını belirten Mumcu, şunları kaydetti:
“Bütün etkinlikler, Türkiye ve Hollanda arasındaki uzun süreli dostluğu ve işbirliğini vurgulamanın yanı sıra, geleceğe yönelik yeni ortaklıkların ve projelerin temelini oluşturmayı hedeflemektedir. Kültürel etkinlikler, sanat sergileri ve daha birçok etkinlik, bu özel yıl boyunca her iki ülkenin halklarını bir araya getirecek ve dostluğu daha da pekiştirecektir. Bu anlamlı dönemde, Türkiye ve Hollanda’nın dostluğunun ve işbirliğinin daha da güçlenmesini diliyoruz. Türkiye-Hollanda ilişkilerinin gelecek yüzyıllarda da aynı sıcaklıkla devam etmesini umuyoruz.”
Köklü bir ortak geçmişe sahip ve kendi bölgelerinde söz sahibi olan iki dost ve kardeş ülkenin, yeni projelerle karşılıklı işbirliğinin daha da güçleneceğini vurgulayan Mumcu, anlaşmanın 100’üncü yıl kutlamaları kapsamındaki etkinliklerin başarılı olmasını diledi.
Türkiye’deki 100 okula 100’er lale soğanı gönderildi
Hollanda’nın Ankara Büyükelçisi Wijnands, “Bu dostluk yılı boyunca amacımız, uluslarımız arasındaki ekonomik işbirliğimizden, NATO müttefikleri olarak işbirliğimize ve kültürel bağımıza kadar birçok alana yayılan kapsamlı ve kalıcı dostluğu sergilemek.” dedi.
İki ülkenin dostluğunun en güçlü simgesinin “lale” olduğunu belirten Wijnands, “Bu güzel Türk çiçeği, yüzyıllar önce Osmanlı İmparatorluğu’ndan Hollanda’ya gelmiş ve günümüzde önemli bir Hollanda ulusal simgesine dönüşmüştür.” diye konuştu.
Wijnands, iki ülkenin dostluğunun 100’üncü yıl dönümü vesilesiyle Türkiye’deki 100 okula 100’er lale soğanı gönderdiklerini söyleyerek, “Bu soğanlar, ilkbaharda ülkelerimiz arasındaki dostluğun bir göstergesi ve gelecek kuşaklara bir söz olarak çiçek açacak. Türkiye ve Hollanda’daki pek çok genç gibi bu laleleri alan çocuklar da gelecek yüzyıla kadar sürecek dostluğumuzun temelini oluşturuyor.” dedi.
Konsere birçok gencin katılacağını bilmekten büyük mutluluk duyduğunu belirten Wijnands, “Köklü dostluğumuz sonsuza dek sürsün.” dedi.
Wijnands, Rotterdam Senfoni Orkestrası’na ilişkin şunları kaydetti:
“Rotterdam şehri Hollanda için büyük önem taşıyor. Ulusal gelirimizin üçte birini uluslararası ticaret ve yurt dışı yatırımlardan elde ediyoruz, dünyanın her yerinden malların ülkemize girdiği yer ise Rotterdam Limanı. Sinfonia Rotterdam, geldiği şehir kadar kozmopolitan bir yapıya sahip ve dünyanın her yerindeki konser salonlarında konser icra ediyorlar. Rotterdamlıları bugün Ankara’da ağırlamaktan büyük mutluluk duyuyorum. Bu gecenin müziği, Türkiye ile Hollanda arasında derinden hissedilen dostluğun melodik bir anlatımını sunacak. Umarım hepiniz keyif alırsınız.”
Kültürel İşbirliği Büyükelçisi Weerd, Osmanlı İmparatorluğu’nun, 1612’de Hollanda Cumhuriyeti’ni tanıyan ilk devlet olduğunu dile getirdi. 1923 yılında ise Hollanda’nın, Türkiye Cumhuriyeti’ni tanıyan ilk ülke olduğunu sözlerine ekleyen Weerd, 1924 yılında resmi bir Dostluk Antlaşması’nın imzalanmasıyla iki ülkenin dostluğunun taçlandırıldığını kaydetti.
Şef Conrad van Alphen yönetimindeki konserde, piyanist Emir İlgen ve soprano Aylin Sezer Rotterdam Senfoni Orkestrası’na eşlik etti.
Konserin ilk yarısında Mozart Divermento ve Chopin’in piyano için konçerto eserleri ile ikinci yarıda Mozart’ın “Aria Porgi“, Mesud Cemil’in “Kanatları Gümüş Yavru Bir Kuş”, Mozart’ın “29. Senfonisi” seslendirildi.
TÜRKİYE’NİN LAHEY VE HOLLANDA’NIN ANKARA BÜYÜKELÇİLERİ, HOLLANDA VE TÜRKİYE ARASINDA 100 YIL ÖNCE İMZALANMIŞ OLAN DOSTLUK ANLAŞMASI HAKKINDA KONUŞTULAR.
Hollanda ile Türkiye arasında asırlık dostluğun anısına Hollanda’nın Türkiye Büyükelçisi Joep Wijnands ile Türkiye’nin Hollanda Büyükelçisi Selçuk Ünal röportaj için bir araya geldi. Keyifli bir akşam yemeği öncesinde büyükelçiler, işbirliklerine, geçen yıl yaşanan depreme, Türk toplumuna ve ilişkilerindeki dürüstlüğe baktılar. “Hızlı aramada bile birbirimizi görüyoruz” diyorlar.
İstanbul’da Haliç’te yüzen Hollandalı bir yüzücüyle ilgili bir makalenin yer aldığı bir Türk gazetesiyle şaşırttı.
Biri Ankara’da, diğeri Lahey’de. Her ikisi de ülkelerini orada temsil etmekten gurur duyuyor. Yıllık Büyükelçiler Konferansı nedeniyle her ikisi de kısa bir süreliğine yine aynı şehirdeydi ve bu da bize onları yakalamak için eşsiz bir fırsat verdi.
Büyükelçi yardım hattı
Kişisel ilişkilerinin nasıl başladığını anlatan Ünal, şöyle anlatıyor: “Atandığımla ilgili hiçbir şey bilmeden önce Ankara’da ilk kez tanışmıştık. Doğrusunu söylemek gerekirse Hollanda’ya gideceğim hakkında hiçbir fikrim yoktu. Sonra şunu öğrendim: Büyükelçi olarak aday gösterileceğim, daha sonra Büyükelçi Wijnands beni Ankara’daki evinde resmi olmayan bir akşam yemeğine davet etti ve burada tanışma fırsatı bulduk.”
Ünal ve Wijnands telefonla ya da kısa mesajla sürekli iletişim halinde kalıyor. Birbirinizin deneyimlerinden ve faaliyetlerinden haberdar olmanın iyi bir yolu. “Çalışma ilişkimiz sadece canlı değil, aynı zamanda inanılmaz derecede faydalı. Dostluğumuza ekstra bir katman katıyor” diyen Hollanda büyükelçisi, Ünal ekliyor: “Hızlı aramada bile birbirimizi görüyoruz.”
Tarihsel başlangıçlar: Hollanda lalesi mi, Türk lalesi mi?
Hollanda Krallığı ve Türkiye Cumhuriyeti bu yıl dostluk asırını kutluyor ve resmi dostlukları 1924 tarihli bir anlaşmaya kadar uzanıyor. Ancak Büyükelçi Wijnands’ın açıkladığı gibi ilişkiler çok daha eskilere dayanıyor: “1612 yılında Hollanda Sultanı Osmanlı İmparatorluğu’nun Hollandalılara ticaret hakkı tanıması, 400 yılı aşkın sürecek bir dostluğun başlangıcının habercisiydi.”
Büyükelçi Ünal, iki ülke arasında dostluğun 1924 yılında mühürlendiğini teyit ederek, tüccarlar ve tüccarlar aracılığıyla daha önceki ilişkilere değiniyor: “Kayıtlı ilk temas sanırım 1561 yılında gerçekleşti.”
Tarihte ticaretten ve tüccarlardan bahseden Wijnands, lale ya da Lale’nin kökenini şöyle açıklıyor : “Artık Hollanda’nın ulusal sembolü ama bunun için Türkiye’ye teşekkür etmemiz lazım, çünkü tüccarlar laleyi oradan Hollanda’ya getirmişler. Lale adeta ortak mirasımızı temsil ediyor.”
Türkiye büyükelçiliğinde Selçuk Ünal ve Joep Wijnands, Hollanda-Türk dostluğu hakkında konuşuyor.
Hollanda-Türk işbirliğinin kutlanması
İki büyükelçi, büyükelçilikleriyle birlikte yüzüncü yılı kutlamak için bir dizi heyecan verici etkinlik planladı.
Hollanda büyükelçiliği bir dizi etkinlik planlıyor. Türkiye çapında çeşitli dostluk konserlerinden, İzmir’de Delft Teknoloji Üniversitesi öğrencileriyle düzenlenen sempozyuma, trajik depremden sonra toplulukların yeniden inşasına yardımcı olmak için depreme dayanıklı mimari konulu sempozyuma ve Türkiye genelinde 100 okula 100 lale soğanı ve hediye kutusu gönderilmesine kadar. Hollandalı çocuk edebiyatı.
Türkiye Büyükelçiliği ayrıca Amsterdam’da bir Türk sanat müziği dörtlüsü tarafından verilecek konser ve Yunus Emre Enstitüsü’ndeki etkinliklerin de aralarında bulunduğu bir dizi etkinlik düzenlemeyi planlıyor. Ünal, “Hollanda’daki coşkulu Türk topluluğuyla birlikte ilişkilerimizin tarihi ve ekonomik olaylara ilişkin akademik tartışmaların da yapılması planlanıyor” diyor.
Ticaret ülkeleri
Büyükelçi Ünal, “Her iki ülkemiz de geleneksel olarak ticaret ülkesiydi” diyen Büyükelçi Ünal, Hollanda’nın son iki yılda doğrudan yabancı yatırımlarda Türkiye’nin en büyük ortağı haline geldiğini belirterek, “Hollanda’nın üs olarak buraya giderek daha fazla yatırımcının yerleştiğini görüyoruz. Avrupa Bu büyüme trendi ekonomik ortaklığımıza önemli bir ivme kazandırıyor.” dedi.
Büyükelçi Wijnands şunları ekliyor: “Türkiye’de faaliyet gösteren 3.000 Hollandalı şirket var. Ancak bu, rakamlardan da öte, Türklerin ve Hollandalıların ortak ticari ruhuyla da ilgili. Dışarıya bakma ve uluslararası alanda iş yapma geçmişimiz, güçlü bir karşılıklı anlayış yaratıyor.”
Depreme tepki: Lahey
Türkiye ve Suriye’de yaşanan yıkıcı depremlerin üzerinden bir yıl geçti. Bunlar yaşanırken Büyükelçi Ünal evdeydi. Meslektaşlarının çoktan gelmiş olduğu bitişikteki büyükelçiliğe koştu. Ünal kısa süre sonra Hollandalı arkadaşlarından, meslektaşlarından ve Hollanda-Türk toplumundan başsağlığı ve yardım dileyen telefonlar aldı.
İlk toplantıda Türk büyükelçisi ekibine şunları söyledi: “Bakın, bu zor bir gün. Arkadaşlarımızı, sevdiklerimizi kaybetmiş olabiliriz. Ama ağlamanın zamanı değil. En azından bugün değil. Hollandalı dostlarımızla işbirliği içinde hareket etmeli ve herkese yardımcı olmalıyız.”
Ünal daha sonra insani yardım toplama ve gönderme hazırlıkları için camiler ve Türk Hava Yolları, KLM ve Corendon gibi ulaşım şirketleriyle temasa geçti. Ünal, “Hollanda hükümetine ve daha da önemlisi Hollanda halkına, işbirliği yapan yardım kuruluşları GIRO 555’e verdikleri cömert destek için teşekkür ederiz. Bu uykusuz dönemdeki yardımlarından dolayı onlara içtenlikle minnettarız.” dedi.
Depreme tepki: Ankara
Hollanda büyükelçisinin deprem haberini ilk duymasından kısa bir süre sonra kendisine Türk yetkililerin uluslararası yardıma ihtiyacı olduğunun söylenmesi, durumun ciddiyetini gösteriyordu. Depremin ardından Büyükelçi Wijnands bölgeyi birkaç kez ziyaret etti. Geçtiğimiz günlerde Hollandalı-Türk şarkıcı Karsu ile birlikte depremden en çok etkilenen Hatay’a müzik okulu açmak üzere döndü.
Büyükelçi Wijnands, “Hollanda hükümeti ve halkı yardım çalışmalarına aktif olarak katıldı ve biz de büyükelçilik olarak yardım etmek istedik. Büyükelçilik ekibinden kıyafet topladık, Ankara’daki Kral Günü kutlamamızı iptal ettik ve bunun yerine Kahramanmaraş’ta depremzedelerle yemek düzenledik. Hollandalı firmaların desteğiyle de depremden etkilenen çocuk ve kadınlara destek verdiğimiz Lale Eğitim ve Dinlenme Merkezi’ni Kahramanmaraş’ta açtık.” diyor.
Deprem mağdurları için para toplamak amacıyla Büyükelçi Wijnands ve meslektaşı Paul Zwetsloot, Boğaz’ı geçmeyi içeren bir yüzme yarışması olan Boğaziçi Kıtalararası Yüzme yarışmasına da katıldı.
Hollanda hükümeti ayrıca depremden etkilenen bölgelerde yeniden yapılanmayı destekliyor ve Hollandalı şirketlerin özellikle dairesel inşaat, su ve sanitasyon ile modüler binalar alanlarında rol oynayabileceğine inanıyor.
İlk nesil Türk işçiler 1960’lı yıllarda Hollanda’ya geldi ve bu yıl ikili iş sözleşmesinin imzalanmasının 60’ıncı yıl dönümü. Büyükelçi Wijnands Ankara’da her gün Hollanda ile bağlantısı olan, orada bulunmuş, aile bağları olan veya orada birini tanıyan insanlarla tanışıyor. “Bu birbirimizi daha iyi anlamamıza yardımcı oluyor ve bu da arkadaşlığımızı daha da geliştirmenin harika bir yolu” diyor.
Büyükelçi Ünal’a göre Türkler Hollanda ekonomisinde önemli bir rol oynuyor. Yıllar geçtikçe ikinci ve üçüncü kuşaklar da Hollanda toplumuna daha fazla entegre oldular: “Türk toplumundan insanlar gelişlerinden bu yana siyaset, sanat ve akademi gibi Hollanda yaşamının çeşitli yönleriyle ilgilendiler.”
Diplomatik zorlukların üstesinden gelmek
Büyükelçi Ünal da Hollandalı meslektaşıyla aynı fikirde: “Her ilişkide inişler ve çıkışlar olur. Tam bir anlaşma beklemek gerçekçi olmaz. En önemli şey diyaloğa girmek ve farklılıkları açıkça ele almaktır. Dürüst konuşmalar yoluyla her zaman ortak bir zemin bulabiliriz.”
Poffertjes mi yoksa künefe mi?
Akşam yemeğine oturmadan önce elçiler en sevdikleri yerel yemeklerden bahsediyorlar. Büyükelçi Wijnands, Türkiye’nin sunduğu tatlı ikramları çok seviyor. “Künefesinden kadayıfına, sütlaçından irmik helvasına kadar hepsini çok severim.” Fındık, antep fıstığı ve zeytin de favorileri arasındadır. Eşimle birlikte Ankara’da bir kedi sahiplendik ve ona Türkçe zeytin anlamına gelen Zeytin adını verdik.
Büyükelçi Ünal’ın Hollanda’nın en sevdiği yemek kesinlikle çok lezzetli. “Ama peynirli poffertjes’i de severim.” Wijnands meslektaşına sıcak misafirperverliği için teşekkür ederken gülerek şunları söylüyor: “Şefin bu akşam Türk yemekleri sunacağını hâlâ umuyorum.”
AYLİN SEZER’İ TANIYALIM (Soprano)
Caz sanatçımız Karsu’dan sonra, soprano Aylin Sezer de Hollanda’yı çalkalıyor.
Sanatçımız Hollanda’nın Olympia’sı olarak bilinen Carre salonunda konser verdi.
Hollanda’nın Olympia’sı olarak bilinen Carre Tiyatrosunda konser veren Soprano Aylin Sezer İstanbul’da doğdu. Müziğe olan sevgisini İtalyan Kız Ortaokulu’nda keşfeden Aylin, Ayşe Sezerman’dan şan dersleri almaya başladı. Lise eğitimine Robert Kolej’de devam etti ve 2003 yılında mezun oldu. Aylin aynı sene konservatuvar eğitimi almak ve annesinin vatanı Hollanda’yı daha yakından tanımak için Lahey’e taşındı. Lahey Kraliyet Konservatuvarı’ndan 2008 yılında mezun oldu. Master eğitimini Dutch National Opera Academy’de gördü ve 2010 yılında “Üstün Sanatsal Başarı” ödülüyle tamamladı.
2014-2015 sezonunda Opera Vlaanderen’in kadrosunda Zerlina ve Despina’yı, Elektra operasında Fünfte Magd, Kovanşçina’da Emma rollerini seslendirdi. Sonraki sezonlarda Hollanda’nın farklı opera evlerinde Violetta, Nedda, Dido, Euridice ve Micaëla gibi rolleri yorumladı. Concertgebouw’da maestro Giancarlo Andretta yönetiminde I due Foscasri operasında Pisana rolünü söyledi. Peter Brook’un Mozart Sihirli Flüt adaptasyonu “une flûte echantée”yle Güney Amerika ve Avrupa turnesine çıktı.
Tannhäuser’ın Concertgebouw Oda Orkestrası için özel olarak hazırlanmış bir aranjmanında Elizabeth ve Venus’ü seslendirdi.
Aylin Sezer’in, çok beğenilen konserleri devam ediyor.
İlginizi Çekebilir
TÜRK İŞ İNSANININ UKRAYNA YATIRIMI ZORLA ELİNDEN ALINDI
Kiev’de yaşanan olayda Türk iş insanı Mesut Doğan, milyonlarca dolarlık yatırımını kaybederek adalet arayışına girdi. …