Yeniden Refah Partisi lideri Erbakan, dövizin yeniden yükselişe geçmesini iktidarın 20 yıldır uyguladığı yanlış ekonomik politikaların sonucu olduğunu belirterek, “Merkez Bankası’nın döviz rezervi eksi 61 milyar dolara indi. Tam bir sıkışmışlık, çaresizlik hali içindeler. İşte size borç-faiz-çimento ekonomisinin sonu. İşte Milli Görüş’ten uzaklaşmanın getirdiği son bu. İşte Erbakan Hocamız ders anlatırken arka bahçede top oynayanların ülkeyi getirdiği durum bu.” İfadelerini kullandı.
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan, partisinin aylık olağan il başkanları toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Sözlerine milletimizin 19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik Bayramı’nı kutlayarak başlayan Erbakan, nisan ayında üye sayısını en çok arttıran partinin kendileri olduğunu hatırlatarak Meclis’te grubu bulunan, yüzlerce belediyesi olan ve hazine yardımı alan partilere rağmen bu gelişmenin oldukça önemli olduğunu kaydetti.
Vatandaşın bankalara borcu 20 yılda 170 kat artarak 1 trilyonu geçti
Ekonomide son derece hassas bir noktada olduklarını belirten Erbakan, 20 yılda gelinen noktayı şöyle özetledi:
“Bugün Türkiye’ye baktığımızda borç, faiz, zam, enflasyon, yoksulluk, alım gücünün düşmesi ve paylaşımda adaletsizliğin olduğunu açık bir şekilde görüyoruz. Faize 1 yılda 300 milyar lira ayrılırken tarımsal desteklemelere 25.8 milyar lira ancak ayrılıyor. 300 milyar lira faize verilirken milyonlarca EYT’liye yıllık 26 milyar çok görülüyor. İmtiyazlı holdinglere, Amerikan şirketi Cargill’e vergi muafiyeti çıkarılırken; vergi borcunun faizini dahi ödeyemeyen çiftçimize köylümüze haciz getirilmekte, traktörüne el konulmaktadır. Kur Korumaları Mevduat hesaplarına sadece mart ve nisan aylarında 16 buçuk milyar lira ödeme yapılırken milyarlarca emekliye bayram ikramiyesi 12 buçuk milyar lira verilmiş. Kur korumasına verilen ödeme bayram ikramiyesi olarak verilse emekliye bayramda 2500 TL düşüyordu. Bakan yardımcıları bürokratlar 3, 5 maaş alırken emekliye çift dikiş yaptırmam deniliyor. Sadece tek bir rakam vatandaşın içinde bulunduğu durumu anlatmaya yeter: Vatandaşın bankalara olan borcu 20 yılda 6 milyar liradan 1 trilyon 37 milyara çıkmış. Yani 170 misli artmış.”
‘Erbakan Hoca ders anlatırken arka bahçede top oynarsanız olacağı bu’
Döviz kurlarının yeniden yükselişe geçmesini değerlendiren Erbakan, “Bütün baskılara bütün sıkıştırmalara rağmen dolar 16 lirayı aştı. Üretimsizlik, dış ticaret açığı doların yükselmesine sebep oluyor. 4 aylık dış ticaret açığımız 32,5 milyar dolar bu hızla giderse yıl sonu 100 milyar doları aşacak. 190 dolar da vadesi gelen dış borç ödemesi. Yani hükümetin bir senede 300 milyar dolar bulup ödemesi lazım. Dövize olan bu talep döviz kurlarının yükselmesine neden oluyor. Döviz kurları yükselince enflasyon patlıyor. Çünkü ithalata bağımlı bir ekonomisin. Dövizin yükselmesi aynı zamanda hazinenin de patlaması demek çünkü Kur Korumalı Mevduat Sistemi’ne ödeme yapmak zorundasın. Dövizin yükselmemesi için aylardan beri arka kapıdan döviz bozduruluyordu artık o da kalmadı. Merkez Bankası’nın döviz rezervi eksi 61 milyar dolara inmiş. Tam bir sıkışmışlık çaresizlik hali içindeler. İşte size borç-faiz-çimento ekonomisinin sonu. İşte Milli Görüş’ten uzaklaşmanın getirdiği son. İşte Erbakan Hocamız ders anlatırken arka bahçede top oynayanların ülkeyi getirdiği durum bu.” İfadelerini kullandı.
‘Halkımıza en büyük müjde bu iktidarın gittiğini görmek olacaktır’
İktidarın müjde olarak açıkladığı düşük faizle aylık 28 bin lira taksitle konut kampanyasını da eleştiren Erbakan, şöyle devam etti: “Milyonlarca asgari ücretli açlık sınırının altında yaşam savaşı verirken, milyonlarca emekli asgari ücretin yarısı maaşla geçinmeye çalışırken, milyonlarca işsiz genç işsizlikten kırılırken aya gidiyoruz aya sert iniş yapacağız diyorlardı. Bir asgari ücretlinin maaşıyla ancak 4 teneke yağ alınabildiği, bir memur maaşıyla 4 defa depo dolduğu vatandaşın elektrik doğalgaz faturasını ödeyemediği bir ülkede kanal İstanbul müjdesi vermişlerdi. Şimdi de taneyle muz taneyle salatalığın satıldığı bir ülkede vatandaşın ucuz et ucuz Ayçiçek yağı kuyruğunda olduğu bir ülkede bu sefer de aylık 28 bin lira ödemeyle 2 milyon liraya ev sahibi olma imkanını bir müjde olarak sundular. Geçmişte ekmek bulamazsanız pasta yiyin diyorlardı şimdi bunlar da diyorlar ki ekmek alamıyorsanız konut alın. Türkiye’de ayda 14 bin lira 28 bin lira taksit ödeyebilecek kaç kişi var Allah aşkına? Bırak asgari ücretliyi milletvekili müdürler bile bu taksitleri ödemekte güçlük çekerler? Bu milletin asıl beklediği müjde 2023 seçimleri akşamı televizyonlarda bu iktidarın gittiğini ve yerine Milli Görüş iktidarının geldiğini görmektir.”