Türkiye Gaziler ve Şehit Aileleri Vakfı Kayseri Şubesi Başkanı Muzaffer Pala, vakfın yürüttüğü önemli bir projeye dikkat çekerek, projenin şehitler ve kahraman gazilerin evlatlarını ve ailelerini kapsadığını belirtti. Pala, “Yavrularımız uzun süredir ‘Kuzu Maydanozun Maceraları’ adlı çocuk komedi oyunu üzerinde çalışmakta. Amacımız, onları özgüven sahibi ve müreffeh bir geleceğe hazırlamak. Bununla birlikte, sosyal ve sanatsal becerilerini geliştirmeyi hedefliyoruz,” dedi.
Vakfın bir aile sıcaklığı içinde hareket ettiğini vurgulayan Pala, “Burada her bir ailemiz, en yakın akrabamız, teyzemiz, kuzenimiz, yeğenimiz haline geldi. Her türlü sorun ve problemin yanı sıra en mutlu günlerimizde de birbirimizin yanındayız. Şehit ve gazi ailelerimiz büyük bir bedel ödedi. Bizler de bu bedeli ülke olarak tam anlamıyla ödemek mümkün olmasa da, bir nebze de olsa vefa göstermek ve çaba sarf etmek için gayret gösteriyoruz,” şeklinde konuştu.
Pala, Kahramanmaraş’ta yaşanan asrın felaketinin yıldönümünde, vakfın önceliğinin her zaman şehit ve gazi aileleri olduğunu hatırlattı. “Öncelikle onlara destek olduk ve tüm hemşehrilerimize ulaşmaya çalıştık. Geçtiğimiz yıl boyunca Kahramanmaraş’a karınca misali yardımlar taşıdık ve bugün de buradayız,” diye ekledi.
Özellikle vurguladığı bir nokta ise, tiyatro ekibinin (şehit ve gazi evlatlarının) konteyner kentlerde depremden etkilenen çocuklarla birlikte sabah saatlerinde bir oyun şenliğine dönüştürdükleri etkinlik oldu. Pala, “Necip Fazıl Kısakürek Tiyatro Salonu’nda bu yıl ilk kez sahne alacakları oyunun provasını yapmaları gerekirken, onlar birlikte vakit geçirmeyi ve güzel anlar yaşamayı tercih ettiler,” dedi ve bu durumun vakfın sosyal sorumluluk bilincinin bir göstergesi olduğunu belirtti.
Muzaffer Pala, vakıf etkinliklerinin duygusal derinliğini ve toplumsal etkisini yansıtan iki önemli fotoğraf karesine özel bir vurgu yapılması yerinde olur. Bu fotoğraflar, vakfın çalışmalarının sadece sözde kalmadığını, gerçek hayatta somut ve duygusal sonuçlar doğurduğunun altını çizer.
Birinci fotoğraf, konteyner kentte yaşayan çocuklardan birinin içten gülümsemesini yakalıyor. Bu kare, felaketin gölgesinde bile umudun ve neşenin var olabileceğini, çocukların saflığının ve direncinin, zorluklar karşısında nasıl bir ışık saçabildiğini gösteriyor.
İkinci fotoğraf ise tiyatro sahnesinde bir gösteri sunan şehit ve gazi çocuğuna, depremden etkilenen bir diğer çocuğun el uzatışını ölümsüzleştiriyor. Bu an, toplumsal dayanışmanın ve empatinin, zor zamanlarda nasıl güçlü bir bağ kurabildiğinin canlı bir örneğini sunuyor.
Bu iki kare, haberin ekinde özel bir yer bulmalı ve vakfın sosyal ve kültürel dayanışma çabalarının, toplum üzerindeki pozitif ve iyileştirici etkisine dikkat çekmeli. Fotoğraflar, sadece vakfın değil, tüm toplumun, zorluklar karşısında bir araya gelerek üstesinden gelebileceği mesajını güçlü bir şekilde iletiyor. Bu kareler, aynı zamanda, yardım ve destek faaliyetlerinin ötesinde, insanların birbirleriyle kurduğu duygusal bağların da büyük önem taşıdığını hatırlatıyor.
Pala, konuşmasını “Bu sahne ve etkinlikler, bize bölgeye sosyal olarak yapılması gereken çok şey olduğunu ve yaptığımız işin önemini bir kez daha hatırlattı. Maddi yardımların devamlılığının yanı sıra, sosyal ve kültürel dayanışmanın da altını çizmek istiyorum,” diyerek tamamladı ve ülke olarak bu yöndeki çabaların artırılması çağrısında bulundu.