İşgücü İstatistikleri, 2021
Hanehalkı İşgücü Araştırması’nda 2021 yılından itibaren, Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ile eş zamanlı olarak Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 19. Çalışma İstatistikçileri Konferansı (ICLS) kararlarına ve ilgili AB tüzüğüne uyum sağlamak amacıyla yeni düzenlemelere geçilmiştir. 2021 yılı ile karşılaştırılabilir olması açısından, 2020 yılı sonuçları yeni tanım ve kavramlara göre hesaplanabilir göstergeler için revize edilmiş ve ilgili istatistiksel tablolar ile kamuoyuna sunulmuştur.
İşsizlik oranı %12,0 seviyesinde gerçekleşti
15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2021 yılında bir önceki yıla göre 121 bin kişi azalarak 3 milyon 919 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 1,1 puanlık azalış ile %12,0 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde %10,7 iken kadınlarda ise %14,7 olarak tahmin edildi.
İstihdam oranı %45,2 oldu
İstihdam edilenlerin sayısı 2021 yılında bir önceki yıla göre 2 milyon 102 bin kişi artarak 28 milyon 797 bin kişi, istihdam oranı ise 2,5 puanlık artış ile %45,2 oldu. Bu oran erkeklerde %62,8 iken kadınlarda %28,0 olarak gerçekleşti.
İşgücüne katılma oranı %51,4 olarak gerçekleşti
İşgücü 2021 yılında bir önceki yıla göre 1 milyon 981 bin kişi artarak 32 milyon 716 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 2,3 puanlık artış ile %51,4 olarak gerçekleşti. İşgücüne katılma oranı erkeklerde %70,3, kadınlarda ise %32,8 oldu.
Genç nüfusta işsizlik oranı %22,6 oldu
15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı 2021 yılında bir önceki yıla göre 2,3 puan azalarak %22,6 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde %19,4, kadınlarda ise %28,7 olarak tahmin edildi.
İstihdamın %55,3’ü hizmet sektöründe yer aldı
İstihdam edilenlerin %17,2’si tarım, %21,3’ü sanayi, %6,2’si inşaat, %55,3’ü ise hizmet sektöründe yer aldı. Bir önceki yıl ile karşılaştırıldığında sanayi sektörünün istihdam edilenler içindeki payı 0,8 puan, inşaat sektörünün payı 0,4 puan artarken, tarım sektörünün payı 0,5 puan, hizmet sektörünün payı 0,6 puan azaldı.
2021 yılında 4 milyon 948 bin kişi tarım sektöründe, 6 milyon 143 bin kişi sanayi sektöründe, 1 milyon 777 bin kişi inşaat sektöründe, 15 milyon 928 bin kişi hizmet sektöründe istihdam edildi. Bir önceki yıl ile karşılaştırıldığında istihdam edilenlerin sayısı tarım sektöründe 211 bin, sanayi sektöründe 661 bin, inşaat sektöründe 231 bin, hizmet sektöründe 998 bin kişi arttı.
Atıl işgücü oranı %24,4 oldu
Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı 2021 yılında bir önceki yıla göre 1,0 puan azalarak %24,4 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı %16,8 iken, işsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı %20,0 olarak gerçekleşti.
İşsizlik oranı en yüksek bölge TRC3 (Mardin, Batman, Şırnak, Siirt) oldu
İşsizlik oranı en yüksek bölge %29,8 ile TRC3 (Mardin, Batman, Şırnak, Siirt) iken, işsizlik oranı en düşük bölge %5,8 ile TR82 (Kastamonu, Çankırı, Sinop) oldu.
İstihdam oranı en yüksek bölge TR21 (Tekirdağ, Edirne, Kırklareli) oldu
En yüksek istihdam oranı %52,0 ile TR21 (Tekirdağ, Edirne, Kırklareli) Bölgesi’nde gerçekleşti. En düşük istihdam oranı ise %29,9 ile TRC3 (Mardin, Batman, Şırnak, Siirt) Bölgesi’nde oldu.
İstihdam oranı (%), İBBS 2. Düzey, 2021
İşgücüne katılma oranı en yüksek bölge TR21 (Tekirdağ, Edirne, Kırklareli) oldu
En yüksek işgücüne katılma oranı %57,3 ile TR21 (Tekirdağ, Edirne, Kırklareli) Bölgesi’nde gerçekleşti. En düşük işgücüne katılma oranı ise %40,6 ile TRC2 (Şanlıurfa, Diyarbakır) Bölgesi’nde oldu.
Dış Ticaret Endeksleri, İhracat birim değer endeksi %6,5 arttı
İhracat birim değer endeksi Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %6,5 arttı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre, gıda, içecek ve tütünde %5,1, ham maddelerde (yakıt hariç) %21,4, yakıtlarda %56,8 ve imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) %4,2 arttı.
İhracat miktar endeksi %10,0 arttı
İhracat miktar endeksi Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %10,0 arttı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre, gıda, içecek ve tütünde %16,7, ham maddelerde (yakıt hariç) %23,3 ve imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) %13,0 artarken, yakıtlarda %4,4 azaldı.
İthalat birim değer endeksi %42,7 arttı
İthalat birim değer endeksi Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %42,7 arttı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre, gıda, içecek ve tütünde %19,1, ham maddelerde (yakıt hariç) %35,5, yakıtlarda %217,0 ve imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) %12,8 arttı.
İthalat miktar endeksi %8,1 arttı
İthalat miktar endeksi Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %8,1 arttı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre, gıda, içecek ve tütünde %9,0, ham maddelerde (yakıt hariç) %12,4, yakıtlarda %6,1 ve imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) %14,5 arttı.
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış ihracat miktar endeksi %3,6 azaldı
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre; 2021 Aralık ayında 158,5 olan ihracat miktar endeksi %3,6 azalarak, 2022 Ocak ayında 152,8 oldu. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise; 2021 Ocak ayında 123,1 olan ihracat miktar endeksi %10,0 artarak, 2022 Ocak ayında 135,4 oldu.
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış ithalat miktar endeksi %1,2 arttı
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre; 2021 Aralık ayında 115,5 olan ithalat miktar endeksi %1,2 artarak, 2022 Ocak ayında 116,8 oldu. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise; 2021 Ocak ayında 101,6 olan ithalat miktar endeksi %8,1 artarak, 2022 Ocak ayında 109,8 oldu.
Dış ticaret haddi 2022 yılı Ocak ayında 72,8 olarak gerçekleşti
İhracat birim değer endeksinin ithalat birim değer endeksine bölünmesiyle hesaplanan ve 2021 yılı Ocak ayında 97,5 olarak elde edilmiş olan dış ticaret haddi, 24,7 puan azalarak, 2022 yılı Ocak ayında 72,8 oldu.
Motorlu Kara Taşıtları, Şubat ayında 66 bin 567 adet taşıtın trafiğe kaydı yapıldı
Şubat ayında trafiğe kaydı yapılan taşıtların %51,7’sini otomobil, %21,7’sini motosiklet, %15,7’sini kamyonet, %5,9’unu traktör, %3,6’sını kamyon, %0,6’sını minibüs, %0,5’ini otobüs ve %0,3’ünü özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.
Trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı bir önceki aya göre %12,2 azaldı
Şubat ayında trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı bir önceki aya göre motosiklette %51,7 ve traktörde %16,1 artarken minibüste %38,4, kamyonette %36,4, kamyonda %29,9, otomobilde %17,7, otobüste %12,8 ve özel amaçlı taşıtlarda %5,7 azaldı.
Trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı geçen yılın aynı ayına göre %12,3 azaldı
Şubat ayında geçen yılın aynı ayına göre trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı minibüste %43,1, motosiklette %15,6 ve kamyonda %5,4 artarken özel amaçlı taşıtlarda %32,0, traktörde %31,2, otomobilde %19,4 ve kamyonette %11,7 azaldı. Otobüste ise değişim olmadı.
Trafiğe kayıtlı toplam taşıt sayısı Şubat ayı sonu itibarıyla 25 milyon 385 bin 84 oldu
Şubat ayı sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı taşıtların %54,3’ünü otomobil, %16,3’ünü kamyonet, %14,9’unu motosiklet, %8,0’ını traktör, %3,5’ini kamyon, %1,9’unu minibüs, %0,8’ini otobüs ve %0,3’ünü özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.
Şubat ayında 571 bin 505 adet taşıtın devri yapıldı
Şubat ayında devri(1) yapılan taşıtların %65,1’ini otomobil, %17,5’ini kamyonet, %7,4’ünü motosiklet, %4,1’ini traktör, %2,7’sini kamyon, %2,3’ünü minibüs, %0,7’sini otobüs ve %0,2’sini özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.
Şubat ayında 34 bin 421 adet otomobilin trafiğe kaydı yapıldı
Şubat ayında trafiğe kaydı yapılan otomobillerin %13,8’i Hyundai, %11,7’si Renault, %10,0’ı Fiat, %9,5’i Toyota, %8,4’ü Dacia, %5,0’ı Peugeot, %4,6’sı Skoda, %4,5’i Honda, %4,4’ü BMW, %4,2’si Citroen, %4,0’ı Volkswagen, %3,8’i Opel, %2,9’u Audi, %2,5’i Mercedes-Benz, %2,1’i Ford, %1,7’si Volvo, %1,5’i Kia, %1,4’ü Seat, %0,8’i Nissan, %0,5’i Jeep ve %2,7’si diğer markalardan oluştu.
Ocak-Şubat döneminde 142 bin 396 adet taşıtın trafiğe kaydı yapıldı
Ocak-Şubat döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı %26,3 azalarak 142 bin 396 adet olurken, trafikten kaydı silinen taşıt sayısı %15,9 azalarak 6 bin 217 adet oldu. Böylece Ocak-Şubat döneminde trafikteki toplam taşıt sayısında 136 bin 179 adet artış gerçekleşti.
Ocak-Şubat döneminde trafiğe kaydı yapılan otomobillerin %71,7’si benzin yakıtlıdır
Ocak-Şubat döneminde trafiğe kaydı yapılan 76 bin 260 adet otomobilin %71,7’si benzin, %16,8’i dizel, %9,8’i elektrikli veya hibrit olup %1,7’si LPG yakıtlıdır. Şubat ayı sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı 13 milyon 781 bin 610 adet otomobilin ise %37,5’i dizel, %35,8’i LPG, %25,7’si benzin yakıtlı olup, %0,7’si elektrikli veya hibrittir. Yakıt türü bilinmeyen(2) otomobillerin oranı ise %0,3’tür.
Ocak-Şubat döneminde en fazla 1300 ve altı silindir hacimli otomobil kaydı yapıldı
Ocak-Şubat döneminde trafiğe kaydı yapılan 76 bin 260 adet otomobilin %32,6’sı 1300 ve altı, %27,0’ı 1301-1400, %25,8’i 1401-1500, %6,5’i 1501-1600, %6,5’i 1601-2000, %0,7’si 2001 ve üstü motor silindir hacmine sahiptir.
Ocak-Şubat döneminde kaydı yapılan otomobillerin 31 bin 709’u beyaz renklidir
Ocak-Şubat döneminde trafiğe kaydı yapılan 76 bin 260 adet otomobilin %41,6’sı beyaz, %27,6’sı gri, %10,5’i mavi, %7,8’i kırmızı, %6,5’i siyah, %3,2’si turuncu, %1,3’ü yeşil, %0,8’i sarı ve %0,7’si kahverengi renklidir.
Tüketici Güven Endeksi, Tüketici güven endeksi 72,5 oldu
Türkiye İstatistik Kurumu ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası işbirliği ile yürütülen tüketici eğilim anketi sonuçlarından hesaplanan mevsim etkilerinden arındırılmış tüketici güven endeksi, Mart ayında bir önceki aya göre %1,9 oranında arttı; Şubat ayında 71,2 olan endeks, Mart ayında 72,5 oldu.
SAVUNMA SANAYİ İHRACATINI GELİŞTİRECEK DEV İŞBİRLİĞİ İÇİN İMZALAR ATILDI
Türkiye’nin en büyük, Avrupa’nın ikinci büyük sanayi kümelenmesi olan SAHA İstanbul Savunma, Havacılık ve Uzay Kümelenmesi Derneği ile Savunma ve Havacılık Sanayi İhracatçıları Birliği (SSİ), sektörün Uluslararası alanda payını arttırmaya yönelik önemli bir işbirliğine imza attı. Savunma ve havacılık sanayi ürünlerine Pazar bulmak, mevcut Pazar paylarını geliştirmek ve savunma sanayi ihracatını geliştirmek amacıyla SS İhracatçıları Birliği ile SAHA İstanbul arasında işbirliği protokolü imzalandı.
Türkiye’nin son yıllarda uluslararası Savunma, Havacılık ve Uzay endüstrisinde yürüttüğü başarılı Milli Teknoloji Hamlesi’nin en büyük destekçisi olan SAHA İstanbul, havacılık alanında uluslararası önemli çalışmalarda yer almaya devam ediyor. Savunma ve Havacılık Sanayi İhracatçıları Birliği (SSİ) ile Savunma, Havacılık ve Uzay Kümelenmesi Derneği (SAHA İstanbul) arasında, savunma ve havacılık sanayi ürünlerine pazar bulmak, mevcut pazar paylarını geliştirmek ve savunma sanayi ihracatını geliştirmek amacıyla 16 Mart 2022 tarihinde bir işbirliği protokolü imzalandı.
TÜRK SAVUNMA VE HAVACILIK SANAYİİNİN GELİŞTİRDİĞİ ÖZGÜN ÜRÜNLERLE TSK VE EMNİYET GÜÇLERİ, DÜNYANIN DÖRT BİR YANINDA YETKİNLİKLERİNİ PAYLAŞAN BİR KONUMA GELDİ.
Söz konusu protokolde; Modern savunma sanayiinin geliştirilmesi ve TSK’nın modernizasyonu ana misyonuyla çıkılan yoldaTürk savunma ve havacılık sanayiinin geliştirdiği özgün ürünlerle, TSK ve emniyet güçlerini hızla modernize ederken, kazandığı bu yetkinlikleri de dünyanın dört bir yanındaki dost ve müttefikleriyle paylaşan bir konuma geldiği vurgulandı.
SSİ ve SAHA İstanbul arasındaki iş birliği, koordinasyon ve paylaşımı güçlendirmek, buna ilişkin problem ve gelişme alanlarının tespit edilerek çözüme yönelik uygulamaları hayata geçirmek üzere çalışmalar gerçekleştirilecek, sektörün sorunlarının ve çözüm önerilerinin belirlenmesinde ve bu sorunların çözümüne yönelik çalışmaların yapılmasında birlikte hareket edilerek, lüzumlu görülen alanlarda ortak eğitim çalışmaları yapılacak.
Ayrıca, uluslararası savunma ve havacılık sanayi fuarlarına, SAHA İstanbul ve üyelerinin katılımı ile SAHA İstanbul tarafından düzenlenecek SAHA Expo Savunma, Havacılık ve Uzay Sanayi Fuarı, SSİ tarafından desteklenecektir.
Gazella Cruise konforlu nehir turlarını 12 ay boyunca sürdürüyor
Gazella Turizm’in seyahat tutkunlarına yeni deneyimler sunmak üzere kurduğu markası Gazella Cruise, geniş bir coğrafyayı kapsayan gemi turlarıyla “İleri Seviye Gezgin”lerin açık denizlerde ve nehirlerde konforlu seyahat hayallerini gerçeğe dönüştürüyor. Nehirlerde gerçekleştirilen cruise turları, son dönemin yükselen trendi olurken, Avrupa’nın manzaralarıyla büyüleyen nehirlerinde yılın her döneminde gezginlere lüks, konforlu ve romantik bir deneyim yaşatıyor. Turizm sektöründe 26 yıldır yenilikçi deneyimler sunan Gazella Turizm, “İleri Seviye Gezgin” olarak tanımladığı seyahat tutkunları için özel turlar geliştirmeye devam ediyor. Gerçekleştirdiği turlarla yüzde 96 müşteri memnuniyeti yakalayan Gazella Turizm’in 2022’de hayata geçirdiği “Gazella Cruise” markası ise bu memnuniyeti açık denizler ve nehirlere taşıyor. Gazella Cruise’un, lüks, konforlu ve romantik bir deneyime davet eden ve gezginlerin son dönemde büyük talep gösterdiği nehirlerde gerçekleştirilen cruise turları, yılın her sezonunda, 12 ay boyunca Avrupa’nın en özel nehir destinasyonlarını keşfetme imkanı sunuyor. Ren, Mosel, Tuna, Main nehirlerinde yer alan kanallarda romantik ve keyifli bir deneyim sunan bu turlar kapsamında seyahat boyunca Almanya, Fransa, İsviçre, Hollanda ve Macaristan gibi özgün tarihi ve kültürel özelliklere sahip Avrupa ülkelerinin keşfedilmeyi bekleyen en özel limanlarına demir atılıyor. Avrupa’nın doğasıyla, mimarisiyle, tarihiyle ve iklimiyle dünyada benzersiz hale gelen destinasyonlarının nehirler üzerinden keşfedildiği bu turlar, gezginlere farklı mevsimlerin güzelliklerini yaşama şansı veriyor.YİYECEK VE İÇECEK ENDÜSTRİSİ İÇİN RULMANLAR
Silkar Endaş’ın distribütörlüğünü yaptığı NSK rulmanları, yiyecek ve içecek endüstrisindeki üstün performans ve hijyen ihtiyaçlarını karşılıyor.
Rulmanların karşılaşacağı zorlu şartlar; kimyasal maddelere maruz kalma, sürekli yıkanma, dalgalanan ısı seviyeleri ve hatta kirlenme gibi çok büyük ve çeşitli olabilir.
Gıda işleme endüstrisinde kullanılan rulmanlar yüksek düzeyde güvenilirlik, bakım gerektirmeyen çalışma ve yüksek hızlarda üstün performans gibi özelliklerin dışında endüstrideki hijyen ihtiyaçlarını da karşılamalıdır.
NSK’DAN ÖZEL ÜRÜN YELPAZESİ
NSK rulmanlar gıda endüstrisindeki titiz talepleri karşılamak için; yıkama, fırınlama ve konveyör sistemleri, elektrikli motorlar ve pompalar gibi çeşitli işleme makina parçaları için özel bir ürün yelpazesi geliştirilmiştir.
SİLKAR ENDAŞ MÜHENDİSLERİ GÜVENCESİYLE
Silkar Endaş, geniş ürün yelpazesi ve tecrübeli mühendisleriyle kullanılacak güç aktarım ürünlerinin seçilmesine destek oluyor ve fabrikaları bilgilendiriyor. ENDAŞ AKADEMİ tarafından rulman ömrünü uzatmak için verilen eğitimlerde; montaj- demontaj yöntemleri ve ekipmanları, rulman hasarları, rulman hasar sebepleri, rulman hasarlarını önleme yöntemleri ve rulman konusundaki son gelişmeler işleniyor.
Türk işverenlerin 2022’nin ikinci çeyreği için istihdam beklentileri olumlu
ManpowerGroup İstihdama Genel Bakış Araştırmasına göre iş arayan adaylar önümüzdeki çeyrekte güçlü bir istihdam ortamı bekleyebilir. 1.030 Türk işverenin katıldığı araştırmada 2022’nin ikinci çeyreği için Net İstihdam Görünümü 19 yüzde puan olurken katılımcıların %43’ü işe alım beklentilerinin arttığını, %32’si değişiklik olmadığını, %24’ü ise düşüş olduğunu belirtti. ManpowerGroup, 2022’nin ikinci çeyreği için işverenlerin işe alım niyetlerini ölçmek için 40 ülke ve bölgede toplam 41.379 işverenle anket yaptı. Covid-19 pandemisinin devam ettiği ortamda yapılan, Nisan – Haziran 2022 dönemine ilişkin, anketin bulguları bazı ülkelerde devam eden ekonomik dalgalanmaların etkisini yansıtmakla birlikte dünyanın dört bir yanındaki işverenlerin istihdam beklentisi geçen çeyreğe göre azalsa da hala olumlu yönde. 1.030 Türk işverenin de katıldığı araştırmada katılımcıların %43’ü işe alım beklentilerinin arttığını, %32’si değişiklik olmadığını, %24’ü ise düşüş olduğunu belirtti. 2022’nin ikinci çeyreği için Türkiye’de Net İstihdam Görünümü’nün (NEO) 19 yüzde puan olması iş arayanlar önümüzdeki çeyrekte güçlü bir istihdam ortamı bekleyebileceği anlamına da geliyor. Son çeyreğe kıyasla, Türkiye’de NEO puanı -11 yüzde puan düşmüş olsa da 2021’in ikinci çeyreğine kıyasla 3 yüzde puan arttı. ManpowerGroup Türkiye Genel Müdürü Feyza Narlı, Türkiye’nin 2022 ikinci çeyrek istihdam görünümü hakkında, “Bu anketimiz, türünün en kapsamlı, ileriye dönük istihdam anketi olup Türkiye’nin yanı sıra küresel olarak da önemli bir ekonomik gösterge olarak kullanılmaktadır. İş dünyasına rehberlik etmek için, işe alım aktivitesinde artış bekleyen işverenlerin yüzdesini alıp işe alım aktivitesinde düşüş bekleyen işverenlerin yüzdesini çıkararak istihdam görünümünü elde ediyoruz. Bu son araştırmanın sonuçlarına baktığımızda da 2022’nin ikinci çeyreği için olumlu istihdam beklentilerinin devam ettiğini söyleyebiliriz. Ancak beklentiler küresel konjonktürün etkisi ile geçtiğimiz yılın son çeyreğine göre azalırken geçen yılın aynı dönemine kıyasla artış görülüyor. Ocak ayında asgari ücretin yükselmesinin ve artan işletme maliyetlerinin geçtiğimiz çeyreğe oranla olumsuz yönde değişiklik görülmesine neden olduğunu da söyleyebiliriz.” dedi. En güçlü ve en zayıf sektörler Toptan ve perakende ticaret sektöründeki işverenler, 26 NEO puanı ile en iyi istihdam performansı bekleyen işverenler oldu. Bu sektörde işe alım yapanlar, işe alım planlarının bir önceki çeyreğe göre 7 puan, 2021’in ikinci çeyreğine kıyasla da 14 puan iyileşmesini bekliyor. Restoran ve otel sektöründeki şirketler ise 6 NEO puanı ile 2022’nin ikinci çeyreğinde en düşük istihdam performansı bekleyen işverenler oldu. İşverenlerimiz arasında yapılan araştırmada bu sektörde istihdamın 2022 yılının ilk çeyreğinden bu yana -12 puan azalması bekleniyor. İstihdama Genel Bakış Araştırması’nda NEO puanlarının sektörlere göre dağımı şu şekilde: Toptan ve Perakende Ticaret (26) Eğitim, Sağlık, Sosyal Hizmet ve Kamu (25) Üretim (20) Bankacılık, Finans, Sigorta ve Emlak (18) Birincil Üretim (18) Diğer Hizmetler (18) İnşaat (17) Diğer Sanayi (11) BT, Teknoloji, Telekomünikasyon, İletişim ve Medya (9) Restoran ve Oteller (6) Kâr amacı gütmeyen kuruluşlar (-20) En güçlü ve en zayıf bölgeler Doğu Anadolu Bölgesi 37 NEO puanı ile istihdamda en iyi performansı bekleyen bölge oldu. İstihdam beklentisi en az olan bölge ise 1 NEO puanı ile Ege Bölgesi oldu. İstihdama Genel Bakış Araştırması’nda NEO puanlarının bölgelere göre dağımı ise şu şekilde: Doğu Anadolu (37) Karadeniz (29) İç Anadolu (29) Marmara (17) Güneydoğu Anadolu (14) Akdeniz (7) Ege (1)KOP’tan ‘Sürdürülebilir Tarım İçin Su, Su İçin Bilinçli Tüketim’ Paneli
Hayatın kaynağı, her türlü canlı yaşamının temel ihtiyacı suyun bilinçli tüketim ve sürdürülebilir tarım için önemi, 22 Mart Dünya Su Gününde düzenlenen panelde masaya yatırıldı. KOP Başkanı Şahin; Türkiye genelinde olduğu gibi KOP Bölgesinde de su kaynaklarının her geçen gün azaldığını belirterek artan nüfusa bağlı gıda ihtiyacının karşılanabilmesi için tarımsal üretiminde sürdürülebilir olması gerektiğini söyledi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına bağlı Konya Ovası Projesi (KOP) Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı ile Türk Mühendis ve Mimarlar Odasına (TMMOB) bağlı Jeoloji Mühendisleri ve Peyzaj Mimarları Konya temsilciliklerinin iş birliğinde 22 Mart Dünya Su Günü nedeniyle düzenlenen ‘Sürdürülebilir Tarım İçin Su, Su İçin Bilinçli Tüketim’ konulu panelde bölgenin su kaynakları, su ihtiyacı ve tarımsal faaliyetlerde bilinçli tüketimin önemi ele alındı.
En küçük canlı organizma faaliyetlerinden, devasa kıta hareketlerine kadar her türlü biyolojik, fiziksel ve kimyasal aktivitenin devamlılığı adına yaşamsal bir önemi bulunan suyun; Aksaray, Karaman, Kırıkkale, Kırşehir, Konya, Nevşehir, Niğde ve Yozgat’tan oluşan ve Türkiye’nin en önemli tarım bölgelerinin başında gelen KOP Bölgesi için hayati bir öneme sahip olduğunu ifade eden KOP İdaresi Başkanı Mahmut Sami Şahin; geleneksel tarım olarak tarif edilebilecek üretim biçimlerinin hâkim olduğu, bitki ve hayvan üretiminde birim alan ve birim hayvandan elde edilen verimin çok düşük olduğu tarımsal yöntemler yerine, birim alan ve birim hayvan başına en yüksek verimin elde edileceği en ileri yöntem ve teknolojilerin kullanılacağı modern tarıma hızlı bir geçiş yapılması gerektiğini söyledi.
“Küçük Dokunuşlarla Büyük Fark Oluşturuyoruz”
KOP İdaresinin 2011 yılından günümüze kadar uyguladığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından tüm Bölge Kalkınma İdarelerine örnek gösterilerek uygulanması teşvik edilen Küçük Ölçekli Sulama İşleri Programı (KOP KÖSİP) ile bölgenin; hayvansal ve bitkisel üretimde ülke genelinde ilk sıralarda yer aldığına dikkat çeken KOP Başkanı Şahin; “Suyumuz için seferberlik ilan ederek, doğada suyun doğduğu ve geçtiği alanları koruyarak, tarımda sulama yöntemlerimizi iyileştirerek, sanayide suyu kirletmeden verimli kullanarak, kentlerimizde kayıpları önleyerek, her damlayı tasarruf ederek, suyumuzu korumayı birlikte başarabiliriz. İklim değişikliğine bağlı olarak son yıllarda yaşanan kuraklık nedeni ile ülkemiz genelinde su kaynaklarının tehdit altında olduğu gerçeği ile karşı karşıyayız. Türkiye’de işlenen tarım alanlarının yüzde 19’u KOP Bölgesinde iken, kullanılabilir su potansiyelinin ancak yüzde 8’i KOP Bölgesinde yer almaktadır. 4,5 milyon hektar tarım alanın tamamının tasarruflu yöntemlerle bile sulanabilmesi için yıllık 22,5 milyar metreküp suya ihtiyaç bulunmaktadır. Bu miktarın 13,2 milyarı yer altı, yer üstü ve toprakta biriken sulardan karşılanmaktadır. KOP Bölgesi, bilindiği üzere ülkemizin toprak zengini olmasına rağmen en az yağış alan bölgesidir. Bu durumu olumlu hale getirmek için KOP İdaresi olarak çalışmalarımız devam etmektedir. 2011 yılında 50 milyon TL ödenek ile başlayan KOP KÖSİP programımız; 2021 yıl sonu itibariyle 885 adet projemiz 1 Milyar 600 Milyon TL’lik bütçeyle hayata yatırıma dönüştürülmüştür. Geçen 10 yıl boyunca paydaşlarımızla birlikte havza içindeki akarsu ve pınarlardan tarımda kullanılamayan yılda yaklaşık 273 milyon ton su, kapalı borulu sistemlere alınarak tarlalara yönlendirildi, böylece 545 bin 890 dekar alan sulu tarıma kazandırılmış oldu. Burada dikkatinizi çekmek istediğim en önemli husus ise tarıma kazandırılan yeni alanların küçük ölçekli olduğu için bir noktada yığılmamış olması, 885 küçük parça halinde kırsal dezavantajlı alanlardaki birçok köy, kasaba ve mahallede uygulanarak KOP Bölgesi’nin geneline yayılmış olması, bölgeler arası gelişmişlik farkının daraltılmış olmasıdır.” dedi.
“Kırsala Yapılan Yatırımlarla Köy Nüfusumuzda Artış Yaşanıyor”
“Hali hazırdaki mevcut suyun israf edilmeden kullanılması, dış havzadan su getirmek kadar önemlidir” diyen Başkan Şahin; “Bölge genelinde toplam 131 bin hektar alanı kapalı sisteme çevirerek yılda ortalama 200 milyon ton sulama suyunu tasarruf ettik. Su tüketimi daha az olan küçükbaş hayvancılığı desteklemek amacıyla 58 adet hayvan içme suyu tesislerini mera hayvancılığına kazandırarak 357 bin küçük ve büyükbaş hayvanın su ihtiyacını karşıladık. Türkiye genelinde köy nüfusları azalırken, KOP Bölgesinde sulama projelerinin uygulandığı köylerin yüzde 13,2’lik kısmının nüfusunda artış olduğu gözlemlenmiştir. Bölgemizde suyumuzun tarımsal üreticilerimize yetmediğinin farkında olarak suyun ideal bir şekilde kullanılabilmesi için ‘Sulama Programlanması’ projesini hayata geçirmek istemekteyiz. Böylece suyu; toprak, bitki ve iklim değişkenleri hassas bir şekilde ölçümlenerek optimum bir şekilde vermek istiyoruz.
Bölgemizde 439 sulama kooperatifine ait 4 bin 750 Yer Altı Su (YAS) kuyusu bulunmaktadır. Bu kuyularında pompa enerjisi kullanımının çiftçimize getirdiği yükün de farkında olarak üreticilerimizin pompa sistemlerindeki tüm aksaklıkların giderilmesi sonucu ile en az yüzde 20 gibi ciddi bir elektrik tasarrufu sağlamaktayız. Kısacası geçmiş senelerde yaşanan bölgemizdeki su kıtlığı bize şunu öğretmiş olmalı ki, elimizde var olan kaynaklarımızı en uygun bir şekilde kullanmalı, kuraklığa karşı çiftçimizle el ele vererek önlemimizi almalıyız, ayrıca unutulmamalıdır ki bu topraklarda bizden sonra bir nesil yani çocuklarımız, torunlarımız yaşayacak” diye konuştu.
“Su Varlığı Yasasına İhtiyacımız Var”
Jeoloji Mühendisleri Odası Konya Şubesi Başkanı Şükrü Arslan ise konuşmasında, azalan yağış oranlarına rağmen izinsiz ve uygun olmayan hidrojeolojik alanlarda açılan su kuyuları, bilinçsiz sulama teknikleri ve tarımda hatalı bitki deseni seçimine dikkat çekti.
Jeoloji Mühendisleri Odası Konya Şubesi Başkanı Şükrü Arslan ise konuşmasında, azalan yağış oranlarına rağmen izinsiz ve uygun olmayan hidrojeolojik alanlarda açılan su kuyuları, bilinçsiz sulama teknikleri ve tarımda hatalı bitki deseni seçimine dikkat çekti. Dünyanın uzun yıllar yıllık yağış ortalamasının metrekare başına 1000 milimetre civarında olduğunu ifade eden Arslan, bu rakamın Türkiye genelinde 574 milimetreye, Konya Kapalı Havzası özelinde ise 400 milimetreye kadar gerilediğini belirterek, “Konya Kapalı Havzası’nda son 30-40 yıldır yağışların azalması, gün geçtikçe sayıları artan belgesiz kuyuların çoğalması, uygun olmayan hidrojeolojik ortamlarda sürdürülen sondaj çalışmaları, ekonomik olmadığı gibi bilinçsiz sulama teknikleri, tarımda hatalı bitki deseni seçimi gibi nedenlerle stratejik kaynağımız olan yeraltı suyumuz bitme noktasındadır ve havza için belirlenen emniyetli su rezervinden çok daha fazlası kullanılmış durumdadır. Kurak iklim şartları ile birlikte aşırı ve bilinçsiz yeraltı suyu kullanımı nedeniyle yakın gelecekte yeraltı sularımız çekilemeyecek seviyelere düşmesi beklenirken, tamamen susuz kalma tehlikesi ile karşı karşıyayız. Gelecek nesillerin güvenilir, sağlıklı ve ekonomik içme ve kullanma suyuna sahip olabilmesi için acilen etkin önlemler alınması ve uygulanması gerekmektedir. Yeraltı ve yerüstü tüm su kaynaklarımızı kapsayan ve suyun devletin hüküm ve tasarrufu altında, kamu yararına bir kaynak olduğu esasına dayalı, yeni bir ‘Su Varlığı Yasası’na ihtiyaç vardır. Bölge özelinde Konya Kapalı Havzası Su Yönetim Merkezi’nin kurulması kaçınılmazdır. İçerisinde veri toplama, veri transferi, erken uyarı sistemi, havza gözleme merkezinin de olacağı, havzadaki tüm suyun idaresine ilişkin her türlü bilginin üretilebileceği yeterli donanımlara sahip bir teşkilatlanmanın oluşturulması gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki su; akarsa nehir, düşerse şelâle, durursa göl, biterse çöl olur.” diye konuştu.
23 Mart Dünya Meteoroloji Günü “2021 yılı doğal afetin en fazla yaşandığı yıl oldu”
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, ülkemizde yaşanan iklimsel değişimlerin ve sayısı giderek artan doğal afetlerin tarım sektörünü etkilediğini belirtti.
Bayraktar, “23 Mart Dünya Meteoroloji Günü” dolayısıyla yaptığı açıklamada, “sıcaklık, yağış, dolu, hortum gibi meteorolojik olaylar üstü açık fabrika olarak tanımladığımız, iklim koşullarına bağlı olarak üretimin yapıldığı tarım sektörü için oldukça önemlidir” dedi.
Hava olaylarının üreticilerimiz için taşıdığı önem dikkate alındığında Meteoroloji Günü’nün farkındalık oluşturması bakımından önemli bir gün olduğuna dikkat çeken Bayraktar’ın açıklaması şöyle:
“Birleşmiş Milletlerin Dünya Meteoroloji Örgütü’nün (WMO) kuruluş sözleşmesinin imzalandığı tarih olan 23 Mart günü ‘Dünya Meteoroloji Günü’ olarak kutlanıyor. Her yıl güncel bir konu belirleyerek, meteoroloji konusuna dikkatleri çeken örgüt, 2022 yılının konusunu ‘erken uyarı ve erken eylem’ olarak belirledi. Bunun manası hava olaylarından ziyade, bu olayların getirebileceği zararın tahmin edilmesi ve önlem alınmasıdır.
Doğal afete dönüştüğünde en çok tarımsal faaliyetleri etkileyen yağış, sıcaklık, fırtına, dolu, don gibi hava olaylarını, iklimi ve iklim değişiklerini inceleyen bir bilim dalı olan meteorolojiye ihtiyaç artarak sürecektir.
Ferdi olarak insan yaşamını, sağlığını etkileyebilen meteorolojik olaylar ulaşım, çevre ve şehircilik gibi pek çok alanı etkileyebiliyor. Dünya Meteoroloji Örgütü meteorolojik olaylardan son elli yılda her gün 114 kişinin yaşamını yitirdiğini belirtiyor. Diğer yandan örgüt, son yıllarda meteoroloji teknolojisindeki gelişmeler sayesinde daha doğru hava tahminleri yapıldığı ve uyarı sistemlerinin daha iyi çalıştığını bu yüzden de can kayıplarının azaldığını ifade ediyor.
Şu bir gerçektir ki; tamamen doğa koşullarında üretim yapan tarım, iklim değişikliğinden en fazla etkilenen sektörlerin başında geliyor. Son yıllarda iklimde görülen değişimlerden dolayı yıldan yıla afetin şekli değişmekle birlikte sayısı artıyor, tarım ürünleri daha fazla etkileniyor. Üreticiler sezon boyunca kuraklık veya aşırı yağışlarla, don, dolu, fırtına gibi doğal afetlerle karşı karşıya kalıyor.
En son 2021 yılında çoğu bölgede yaşanan şiddetli kuraklık verim ve kalite kayıplarına neden oldu. Ülkemiz için stratejik öneme sahip olan başta buğday olmak üzere arpa, baklagiller ve yem bitkilerinde önemli verim kayıplarına yol açmıştır.
2021 yılı doğal afetin en fazla yaşandığı yıl oldu. 2021’de zarar oluşturan meteorolojik olağanüstü olayların yüzde 40’ını fırtına-hortum, 28’ini yağış ve sel, yüzde 3’ünü dolu, yüzde 7’sini şiddetli kar, yüzde 5’ini yıldırım, yüzde 3’ünü orman yangını, yüzde 2’sini heyelan ve don, yüzde 1 ve daha az oranlarda çığ, kum fırtınası, şiddetli kuraklık, şiddetli soğuk ve sis oluşturdu.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre, 1940-2009 yılları arasında zarar oluşturan meteorolojik olağanüstü olay sayısı en fazla 1963 yılında 329 olay olarak tespit edilmişken, 2009 yılından itibaren olağanüstü meteorolojik olaylar artış göstermiştir. 2009 yılında 461, 2010 yılında 555, 2014 yılında 500, 2015 yılında 781, 2016 yılında 654, 2017 yılında 598, 2018 yılında 871, 2019 yılında 935, 2020 yılında 984, 2021 yılında ekstrem olay yani afet sayısı 1.024 olarak gerçekleşti.
Afetlerin olası etkilerinin en aza indirilmesi için, üreticilerin, zirai meteoroloji hakkında daha fazla bilgilendirilmesi, erken uyarı sistemlerinin ve duyuruların takip edilerek bilinçlendirilmesi gerekiyor.
Son yıllarda gelişmiş bilgisayarlar, uydular ve bilimde önemli ilerlemeler sayesinde tahminlerin doğruluğu artarken, bu tahminler cep telefonları ve hava bilgisi uygulamaları ile daha uzak bölgelerdeki çiftçilere ve ilgililere ulaştırılıyor. Neticede havanın ne olacağı, ne etki yaratacağı tahminlerinin geliştirilmesi önem kazanıyor. Bu da başta çiftçiler olmak üzere tahminleri kullananların erkenden hazırlık yapma ve tedbir almaya yöneltiyor.
Bu bağlamda çiftçilerin daha fazla bilgilendirilmesi ve anlık meteorolojik gelişmeleri takip edebilmeleri ve hazırlık yaparak erken önlem alabilmeleri için Birliğimiz ile Meteoroloji Genel Müdürlüğü arasında geçtiğimiz yıllarda işbirliği protokolü imzalandı. İmzalanan protokol çerçevesinde Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün yaptığı erken uyarılar, ekili ve dikili alanlara zarar verebilecek her türlü kuvvetli meteorolojik hadiseler, Birliğimiz tarafından çiftçilerin cep telefonuna SMS olarak anında iletiliyor. Zirai meteorolojik uyarılarla; meteorolojik verilerin tarımda daha etkin kullanılmasını, afetlere karşı önceden önlem alınarak kuvvetli meteorolojik hadiselerin tarım sektörüne verdiği zararların azaltılması sağlanıyor.
Çiftçi afet gerçeğini bilmeli, afetlerin zararını en aza indirebilmek için alınabilecek her türlü önlemi önemsemelidir. Alınabilecek önlemlerle afetlerin zararını en aza indirmek hem çiftçi için hem ülke üretimi için çok değerlidir. Bu amaçla afetlerin önlenmesinde ve zararların azaltılmasında isabetli tahminler ve zamanında yapılan uyarılarla yerinde ve zamanında erken tedbirlerin alınmasında önemli rol oynayan Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün ve çalışanlarının 23 Mart Dünya Meteoroloji Günü kutlu olsun.”
Avalanche Summit 2022’nin İlk Gününde Neler Oldu?
Avalanche‘ın uzun zamandır hazırlandığı Avalanche Summit 2022‘nin ilk günü geride kaldı. Birbirinden önemli konuşmacılara ve konulara ev sahipliği yapan etkinliği biz de BTCHaber olarak yerinde izledik. Barselona’da düzenlenen etkinliğin açılış konuşmasını saat öğlen 12:00’da Emin Gün Sirer yaptı.
Avalanche Summit 2022 1. Gün
Avalanche Summit 2022’nin açılış günü, oldukça yoğun bir ilgi gördü. Dünyanın farklı yerlerinden birçok geliştiricinin ve topluluğun parçası olan isimlerin yer aldığı etkinlikte, Mastercard‘tan Blockchain.com‘a birçok farklı kuruluştan isimleri de sahnede gördük.
Barselona’daki Poble Espanyol’da gerçekleştirilen etkinlikte dört ayrı sahne bulunuyor. Bunlar; Mainnet Stage, Subnet Stage, Auditorium ve Monastery olarak sıralanıyor.
Etkinlikte konuşulan konulardan biri “How Should Founders Look at VCs?” yani “Kurucular Girişim Semayelerine Nasıl Bakmalı?” oldu. 2021’de blokzincir girişimlerine yapılan 33 milyar dolarlık yatırım ve etkileri bu panelde konuşuldu. 2021 bu konu önceki 10 yılı geride bırakmıştı. CoinDesk’ten Joon Ian Wong’un sorularını yanıtlayan isimler arasında North Island Ventures Co-Founder’ı Travis Scher, RW3 Ventures yöneticisi Peter Najarian, Node.Capital’den Amos Meiri ve Andreessen Horowitz’den Jeffrey Amico yer aldı.
Ledger Prime COO’su Ayesha Kiani, “Pulling Back the Curtain on Institutional Market Making” konulu panelde şu sözleriyle dikkat çekti: “Regülasyon sektör açısından oldukça önemli. Bu alanda yapılan çalışmaların gelecek için oldukça mühim olduğunu düşünüyorum”
Mastercard İnovasyon bölümü başkan yardımcısı Harold Bosse da Subnet sahnesinde konuşan isim oldu. “DeFi Mass Market Adoption” isimli panelde konuşan Bosse, DeFi’da henüz dönüm noktasına ulaşılıp ulaşılmadığına dair yorumlar yaptı. “Şu anda finans açısından bir dönüm noktasındayız” diyen Bosse, “Blockchain teknolojisi inanılmaz derecede kullanışlı. Mastercard olarak bu teknolojiyi benimsemeleri için müşterilerimize yardımcı olmaya çalışıyoruz” açıklamasında bulundu.
Etkinliğin ilk gününde BridgeTower Capital ve Galaxy Digital da düzenlenmiş kripto ve kurumsal pazarları bir araya getirmede en son teknolojiyi tartıştı. Galaxy Digital’den Tim Grant, kurumsal DeFi hakkında soruları yanıtladı.
DeFi sektörünün gelecekte hayatımızın bir parçası olacağını söyleyen Grant, bu alanda gelecek vadeden birçok projenin olduğu ve bu projelerin en büyük probleminin kaynak bulmak olduğunu belirtti. Grant devamında Blockchain projelerinin finansmanı konusunda mikrofonu Bridge Tower Capital’in CEO’su Cory Pugh’a yöneltti.
Sektörün gelişime oldukça açık olduğunu ve başlangıcın bitiş noktasında bulunduklarını belirten Pugh, Blockchain şirketlerine yapılan yatırımın son 2 yılda devasa bir biçimde artmasından bahsetti. Ek olarak yatırımcıların da bu alanda hızla arttığını ve projelerin geleceğinin açık olduğundan bahsetti.
Jesus Rodriguez’in Moderatörlüğünde gerçekleşen “Institutional Adoption: Who, Where and Whats Next?”, yeni “Kurumsal Benimseme: Kim, Nerede ve Sırada Ne Var?” panelde ise Avalanche’ın önemli isimlerinde John Wu, Ajit Tripathi, ve Aya Kantorovich yer aldı.
Blockchain ve kripto sektörünün küresel olarak kabulünü konu alan panelde John Wu, finansal sistemin merkeziyetsizlik ihtiyacından bahsetti. DeFi’ın her ne kadar CeFi’a göre daha riskli bir yapısı olsa da kazanç dinamiklerine bakıldığında CeFi’dan çok daha verimli olduğunu söyledi.
Devamında Rodriguez’in DeFi’ın riskleri hakkındaki sorusuna yanıt veren Aya Kantorovich ise şu ifadelere yer verdi: “Birçok merkezi finansal sisteminin çöktüğüne şahit oldu. Ancak DeFi’da bu çok zor. Tek yapılması gereken kullanıcıların güvenliğini sağlamak.”
Konu ölçeklenebilirlik ve Blockchain entegrasyonuna geldiğinde ise John Wu mikrofonu tekrar dan alarak Avalanche’ın rekabetteki yerinden bahsetti. Konu köprülere geldiğinde Avalanche’ın yapısal avantajlarından bahseden Wu, “Avalanche bridge, Ethereum üzerinde en iyi deneyime sahip bridge konumunda.” dedi.
Avalanche Tabanlı Birçok Oyun Tanıtıldı
Avalanche Blockchain ağı sahip olduğu konsensüs yapısının ölçeklenebilirliği sayesinde Blockchain tabanlı oyunlar için oldukça iyi bir seçenek haline gelmiş durumda. Bunu Avalanche Summit 2022’de tanıtılan birçok oyunda da görmüş olduk.
Birbirinden eğlenceli birçok oyunun tanıtıldığı Avalanche oyun panelinde ik olarak Crabada kendisini tanıttı. Avalanche Blockchain ağı üzerine kurulan Crabada, Hermit-Yengeçlerle dolu bir Denizaltı dünyası temasına sahip Axie Infinity alternatifi bir oyun olarak karşımıza çıkıyor. Crabada’lar, kripto para kazanmak için yetiştirilebiliyor ve oyunlarda gelişmek için kullanılabiliyorlar. Bununla birlikte oyunun 1 adet yerel token’ı bulunuyor. CRA isimli bu token, oyun içi satın alım ve satışların yanı sıra oyuncuların para kazanmasına da olanak tanıyor.
Ascenders
Avalanche Summit 2022’de tanıtılan bir diğer oyun ise Ascenders oldu. Avalanche Blockchain ağı üzerine kurulu olan Ascenders, oyunlarına savaş, keşfet ve inşa et mottosuyla yeni bir oyun dünyasının kapısını aralıyor.
Projenin 2 yerel token’ı bulunuyor ve bunlardan birisi oyun içi yardımcı token (GG) görevi görürken, diğeri ise borsalardan işlem görmek üzerine daha geniş kullanım alanlarında kullanılan bir token olarak (AGC) karşımıza çıkıyor.
Castle Crush
Avalanche Summit 2022’nin oyun panelinde belki de en dikkat çeken projelerden biri olan Castle Crush, en iyi 10 mobil yayıncıdan biri olan Wildlife Studios’dan geldi. Şirket oyunun Avalanche Blockhain ağı üzerine kurulu bir sürümünü tüm oyun severler ile paylaştı.
Türk markası Tırport lojistik sektöründe unicorn olma yolunda ilerliyor
Türk lojistik teknolojileri startup’ı Tırport, lojistik sektöründe unicorn olma yolunda ilerliyor. Doğu Avrupa ve Çin arasında taşıma yapan 1.5 milyon kamyoncunun bir numaralı yük vereni olmayı hedefleyen Tırport, sahip olduğu yapay zeka destekli teknolojiler ve dijital platform gücüyle gelecek 5 yıl içerisinde Doğu Avrupa ve Çin arasındaki lojistik koridorun en büyük oyuncusu olmayı planlıyor. Crunchbase’te dünyanın en önemli 10 lojistik teknolojisi ve dijital yük servisleri arasında yer alan Tırport, 6 dilde ve 7 ülkede tüm dijital platformlarda (iOS, Android, web, iPAD) yer alarak, lojistiğin uçtan uca dijital olarak yönetilmesini sağlıyor.
Bu yılın ikinci yarısında Avrupa operasyonuna başlamayı planlıyor
Avrupa’nın ve bölgenin sayılı dijital lojistik platformlarından birisi haline geldiklerini anlatan Tırport Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Akın Arslan, şunları söyledi: “Tırport olarak, geçtiğimiz yıl günde 4 binin üzerinde FTL operasyonunu yönetmeye başladık. Üye kamyoncu sayısı 100 bine, yükünü Tırport’lu kamyonculara emanet eden KOBİ sayısını yaklaşık 3 bine taşındık. Türkiye dahil 7 ülkede ve 6 farklı dilde tüm dijital platformlarda faaliyet gösteriyoruz. Gelecek 3 yıl içerisinde, sadece Türkiye’de günlük 25 binin üzerinde FTL operasyonunu yönetmeyi hedefliyoruz. Gerekli altyapıları hazırladıktan sonra, 2022 yılı ortasında Avrupa operasyonuna başlamayı planlıyoruz ve 5 yıl içinde Doğu Avrupa ve Çin arasındaki Kuzey ve Orta Lojistik Koridorunun 1 numaralı dijital lojistik aktörü olmayı ve bu hattaki 1.5 milyon kamyoncuya “Operated By Tırport” konsepti ile ev sahipliği yapmayı ve bölgede günlük 100 binin üzerinde FTL taşımayı yönetmeyi planlıyoruz.” dedi.
Türkiye, lojistik ve üretim üssü olabilme potansiyeline sahiptir
Avrupa ve Çin arasındaki kuzey lojistik koridoruna hakim olan ve orta lojistik koridorunun tam merkezinde bulunan Türkiye, bulunduğu coğrafyanın lojistik ve üretim üssü olabilme potansiyeline sahiptir. Dünyadaki nitelikli tüketim coğrafyası olan Avrupa’nın bir parçası olması nedeniyle, önümüzdeki 15 yıl içinde yaklaşık 1 trilyon dolarlık ilave bir üretimi de, Türkiye’nin kendi coğrafyasına çekmesi mümkündür. Nitekim, son dönemlerde artan tedarik krizine paralel olarak, Doğu Avrupa ve Çin arasındaki karayolu trafiği geçtiğimiz iki yılda yedi kattan fazla artmıştır. Bu süreçte, işini Tırport ile hızla dijitalleştirerek uçtan uca dijital olarak gerçek zamanlı ve konum tabanlı teknolojilerle izleyenler; lojistiği ilgilendiren iş süreçlerinde başarı öyküleri yazmaya devam etmektedirler.