Dünya

SURİYE’DE SÜREN SOYKIRIMA KARŞI ACİL ULUSLARARASI ÇAĞRI

Ortadoğu’da dünyanın, en başta bölgede faaliyet yürüten tüm uluslararası güçler ile aktörlerin gözleri önünde, Türkiye ve ABD ile İsrail başta olmak üzere, özellikle bölgede önemli rol üstlenen tüm devletlerin kapalı, gizli, örtülü ya da açık desteğiyle bir yanda Gazze’de Filinstinlilere yönelik soykırım sürerken aynı zamanda, 2025 yılı başından itibaren Suriye’de etnik ve dinsel tüm azınlıklara yönelik nefret suçlarına ve katliamlara, bölgenin önemli dinsel gruplarından olan Alevilere dönük bir soykırıma tanık olunuyor. IŞİD artığı HTŞ ve onunla aynı zihniyeti paylaşan silahlı saldırgan gruplar Alevi köylerini basıyor, kadınları köleleştirmek üzere kaçırıyor, tecavüz ediyor ve yetişkin, çocuk demeden Alevileri katlediyorlar. Dünya kamuoyuna servis edilen gerçek dışı görüntülerle HTŞ ve çeteler aklanmaya ve masum gösterilmeye çalışılıyor. En başta Batı dünyası gayet iyi bilmektedir ki dünya hiçbir soykırımın üstünü örtecek kadar küçük olmadığı gibi, sessizlikle bile olsa, soykırımın suç ortaklığından kaçacak kadar da büyük değildir. Özellikle bugünlerde HTŞ katliamcılarının Alevi köylerinin yollarını keserek dünyaya kapattığına ve çocuk katliamı ile kadınlara yönelik tecavüz ve kaçırmaların arttığına ilişkin haberler ardı ardına geliyor. Türkiye başta olmak üzere tüm dünyadan, akademisyenler ve bilim insanlarıyla yazarlar, sanatçılar, aydınlar; yedi ayrı dilde, uluslararası acil bir çağrı metni imzalayarak uluslararası müdahale, yardım ve duyarlılık çağrısında bulundu.

ULUSLARARASI KURUMLAR VE ULUSLARARASI TOPLUMA ACİL ÇAĞRI

Biz, aşağıda imzası olan akademisyenler, bilim insanları, sanatçılar, entelektüeller olarak 8 Aralık 2024’te Şam yönetiminin devrilmesi, uluslararası düzeyde hiçbir meşruiyeti olmayan Hey’etu Tahriri’ş Şam (HTŞ) çatısı altındaki cihadist (radikal selefi İslamcı) güçlerin iktidarı ele geçirmesiyle birlikte, Suriye’nin kadim topluluklarından, en başta Aleviler olmak üzere Hıristiyanlara, Dürzi ve Ermenilere yönelik insan onurunu ayaklar altına alan saldırılara, katliamlara, infazlara, yerinden etme ve yağma girişimlerine, kaybedilmelere tanık oluyoruz. Eski El Kaide ve IŞİD mensubu olan Ebu Muhammed El-Golani’nin başını çektiği ve askeri-siyasal olarak sorumlu olduğu HTŞ çatısı altında toplanmış olan Selefi-Cihadist örgütler ve gruplar, son üç aydır özellikle Alevi toplumuna yönelik katliamlarla adlarını duyurmaktaydılar. Son günlerde ise, bölgeden gelen haberler ve görüntüler, BM başta olmak üzere uluslararası kurumların raporları Golani yönetiminin Alevilere yönelik bir soykırım politikası güttüğünü açıkça göstermektedir.

Özellikle 4 Mart 2025’te Lazkiye’nin yoksul Alevi mahallesi Datur’da (Datour) HTŞ’ye bağlı cihadist gruplarla bizzat HTŞ tarafından yönlendirilen silahlı militanların sivillere saldırısıyla başlayan ve 5 Mart’ta Ceble kırsalına sıçrayan katliamlar, 6-7-8 Mart tarihlerinde apaçık bir Alevi soykırımına dönüştü. Bizler, dünya tarihinden biliyoruz ki HTŞ örneğinde görüldüğü gibi, silahlanmış çoğunlukçu, üstünlükçü ve muktedir bir dinselliğin dünya halklarına kan ve ölümden başka hiçbir vaadi yoktur. Ayrıca bilim insanları, akademisyenler, sanatçılar olarak beyan ederiz ki hiçbir soykırımın üstü, soykırıma uğrayan bir topluluğu belirli bir lider ya da hareketle özdeş göstererek örtülemeyeceği gibi; bu yaklaşım yeni katliamlara da meşruiyet zemini oluşturmaktadır.
Bizler, aşağıda imzası bulunanlar olarak dünyanın gözleri önünde gerçekleşen Suriye Alevi Soykırımına karşı uluslararası toplumun ve kurumların ivedilikle gerekli duyarlılığı göstermesini ve ilgili tüm mekanizmaların çalıştırılmasını;

en başta HTŞ rejimini baştan beri desteklediğini beyan eden ve sınırları içinde önemli sayıda Alevi nüfusu barındıran Türkiye’nin öncelikle HTŞ rejiminden desteğini çekmesini;

özellikle HTŞ soykırımından kurtulmak için Rus üsleriyle dağlara sığınan Alevi nüfusun açlık ve hastalık tehlikesine karşı en temel insani gereksinimlerinin karşılanabilmesi için Türkiye’nin Hatay ilinden Suriye’de Lazkiye’ye insani yardım koridorunun açılmasını ve Türkiye’nin ve uluslararası kuruluşların insani yardımda bulunmasını;

soykırım yaşanan bölgelere derhal uluslararası gözlemcilerin konumlandırılmasını;

bölgedeki maddi manevi Alevi varlığının yağmalanmasına karşı yerel, bölgesel ve uluslararası tedbirlerin ivedilikle alınmasını;

Başta Aleviler olmak üzere tüm etnik ve dinsel çeşitliliklerin eşit yaşam hakkı güvence altına alınmaksızın HTŞ rejiminin uluslararası sistemin bir parçası olarak meşrulaştırılmasına dönük hiçbir adımın atılmamasını

Talep ediyoruz.

نداء عاجل إلى المجتمع الدولي والمؤسسات الدولية

نحن، الموقِّعين أدناه من أكاديميين وعلماء وفنانين ومثقفين، نوجِّه هذا النداء العاجل إلى المجتمع الدولي والمؤسسات المعنية،
فمنذ الثامن من كانون الأول/ديسمبر 2024، وبعد سقوط إدارة دمشق واستيلاء القوى الجهادية (السلفية الجهادية الراديكالية) المنضوية تحت راية “هيئة تحرير الشام” (HTŞ) – التي تفتقر لأي شرعية دولية – على مقاليد الحكم، نشهد هجمات وحشية تُداس فيها كرامة الإنسان وتُرتكَب بحق الجماعات العريقة في سوريا، وفي مقدمتها العلويون، إضافةً إلى المسيحيين والدروز والأرمن. وتتجلّى هذه الممارسات في مجازر وإعدامات وتهجير قسري وعمليات نهب وخطف واختفاء قسري.
وقد توحّدت تحت لواء هيئة تحرير الشام، بقيادة أبي محمد الجولاني (الذي كان سابقًا عضوًا في القاعدة و”داعش”)، العديد من المنظمات والجماعات السلفية الجهادية المسؤولـة عسكريًّا وسياسيًّا عمّا يُرتكَب من انتهاكات. ومنذ قرابة ثلاثة أشهر، تواصل هذه الجماعات استهداف المجتمع العلوي بوحشية، حتى باتت أصداء المجازر المروِّعة تتردد في كل مكان. وفي الأيام الأخيرة، أكَّدت الأخبار والصور الواردة من المنطقة، فضلًا عن تقارير الأمم المتحدة وسائر المؤسسات الدولية، أنّ إدارة الجولاني تنتهج سياسة إبادة جماعية بحق العلويين على وجه التحديد.
وقد بدأت جرائم الإبادة الجماعية تأخذ منحًى أكثر سفورًا في الرابع من آذار/مارس 2025، حين اندلعت هجمات مسلّحة ضد المدنيين في حيّ “دعتور” الفقير، أحد الأحياء العلوية في اللاذقية، على أيدي مجموعات تابعة لهيئة تحرير الشام ومسلَّحين موجَّهين من قبلها. ثمّ امتدّت هذه المجازر في الخامس من آذار/مارس إلى ريف جبلة، وتفاقمت بين السادس والثامن من الشهر نفسه، لتتّضح ملامح إبادة جماعية مروعة تستهدف العلويين. إنّ التاريخ يُثبِت لنا أن التطرف الديني المسلّح، والذي تمثله HTŞ، لا يملك للبشرية سوى مزيدٍ من الدماء والدمار.
وإذ نؤكد – نحن الأكاديميين والعلماء والمثقفين والفنانين الموقعين أدناه – أن أي إبادة جماعية لا يمكن حجبها بالزعم بأن الجماعة الضحية مرتبطة بزعيمٍ أو حركةٍ بعينها، وأن هذا المنطق يُمهِّد لتبرير مجازر أخرى، فإننا ندعو المجتمع الدولي والمؤسسات ذات الاختصاص إلى ما يلي:
أن يبادر المجتمع الدولي والمؤسسات المعنيّة دون إبطاءإلى اتخاذ الإجراءات اللازمة وإبداء أعلى درجات الحساسية، مع تفعيل جميع الآليات ذات الصلة؛
أن تسحب تركيا، التي أعلنت منذ البداية دعمها لنظام هيئة تحرير الشام (HTŞ) وتضمّ ضمن حدودها عددًا كبيرًا من المواطنين العلويين، دعمها لهذا النظام على وجه السرعة؛
فتح ممرّ إنساني من ولاية هاتاي التركيّة إلى مدينة اللاذقية في سوريا، لتمكين العلويين الذين لجؤوا إلى القواعد الروسية والجبال هربًا من جرائم الإبادة التي تقترفها HTŞ من الحصول على الاحتياجات الإنسانية الأساسية، إضافةً إلى تقديم المساعدات الإنسانية من قِبل تركيا والمؤسسات الدوليّة؛
إرسال مراقبين دوليين على وجه السرعة إلى المناطق التي تشهد هذه المجازر، لرصد الانتهاكات ووقفها وتوثيق ما يجري.
اتخاذ إجراءات عاجلة على المستويات المحلية والإقليمية والدولية للحؤول دون نهب الوجود العلوي المادي والمعنوي في تلك المناطق؛
رفض أي خطوة ترمي إلى إضفاء الشرعية على حكم HTŞ في المنظومة الدولية ما لم تُضمَن حقوقُ الحياة المتساوية لجميع المكوّنات الدينية والعرقية، وفي مقدمتها العلويون.

URGENT CALL TO INTERNATIONAL INSTITUTIONS AND THE INTERNATIONAL COMMUNITY

We, the undersigned academics, scientists, artists and intellectuals,
With the overthrow of the Damascus administration on December 8, 2024, jihadist forces have seized power under the umbrella of Hay’at Tahrir al-Shams leadership (HTS). This organisation lacks international legitimacy and we are witnessing a wave of violence characterised by attacks, massacres, executions, displacement, looting attempts, and disappearances that violate human rights and dignity. These acts are particularly directed against Christians, Druze, Armenians, and especially Alawites, who are part of Syria’s ancient communities. Salafi-jihadist organisations operating under HTS, led by Abu Muhammad al-Golania former member of both al-Qaeda and ISIShave made their presence known in the last three months, particularly through targeted massacres against the Alawite community. In recent days, news, images from the region, and reports from international institutions, particularly the UN, have clearly demonstrated that the Golani administration is pursuing a policy of genocide against the Alawites.
Specifically, the massacres began on March 4, 2025, when jihadist groups affiliated with HTS and armed militants directed by HTS attacked civilians in Datur (Datour), a poor Alawite neighbourhood in Latakia. This violence spread to the countryside of Jabla on March 5 and culminated in a blatant genocide against the Alawites on March 6, 7, and 8. History clearly demonstrates that an armed, majoritarian, supremacist, and fervently religious group, like HTS, offers nothing but bloodshed and death to humanity. Furthermore, as scientists, academics, and artists, we firmly assert that no act of genocide can be justified by associating a targeted community with any specific leader or movement. This perspective only serves to legitimise further atrocities.
We, the undersigned, stand against the genocide of the Syrian Alawite population that has occurred under the gaze of the world. This is our urgent call for the following demands to be actioned:
We urge the international community and relevant institutions to demonstrate the necessary sensitivity to this crisis and to activate all appropriate mechanisms.
First and foremost, Turkey, which has supported the HTS regime from the outset and has a significant Alawite population within its borders, must withdraw its support for the HTS regime.
We call for the establishment of a humanitarian aid corridor from Turkey’s Hatay province to Latakia in Syria, allowing for the delivery of essential humanitarian aid by Turkey and international organisations to meet the basic needs of the Alawite population, particularly those who have sought refuge in the mountains with Russian bases to escape the genocide perpetrated by HTS, thus protecting them from hunger and disease.We demand the immediate deployment of international observers to the areas where genocide has occurred. We also call for swift local, regional, and international measures to prevent the looting of both the material and spiritual presence of the Alevi community in the region.
No steps should be taken to legitimise the HTS regime within the international system unless the right to an equal life for all ethnic and religious groups, especially the Alawites, is guaranteed.

فراخوان فوری به نهادهای بین‌المللی و جامعه‌ی جهانی

ما، امضاکنندگان این نامه، به‌عنوان دانشگاهیان، پژوهشگران، هنرمندان و روشنفکران،
پس از سرنگونی حکومت دمشق در ۸ دسامبر ۲۰۲۴ و به قدرت رسیدن نیروهای جهادی (سلفی-اسلام‌گرای رادیکال) تحت لوای هیئت تحریرالشامکه در سطح بین‌المللی به‌عنوان یک سازمان تروریستیفاقد مشروعیت شناخته می‌شود- شاهد حملات وحشیانه، قتل‌عام‌ها، اعدام‌ها، کوچ اجباری، غارت و ناپدیدسازی افراد از جوامع کهن سوریه هستیم. این اقدامات، در وهله‌ی نخست، علویان را هدف قرار داده و همچنین مسیحیان، دروزی‌ها و ارامنه را شامل می‌شود.
سازمان‌ها و گروه‌های سلفی-جهادی که تحت رهبری و مسئولیت مستقیم ابومحمد الجولانی – عضو پیشین القاعده و داعش – در چارچوب هیئت تحریرالشامگرد هم آمده‌اند، طی سه ماه گذشته به‌طور ویژه با قتل‌عام علویان نام خود را بر سر زبان‌ها انداخته‌اند. اما در روزهای اخیر، گزارش‌ها و تصاویر منتشرشده از منطقه، همراه با گزارش‌های رسمی سازمان ملل و سایر نهادهای بین‌المللی، به‌وضوح نشان می‌دهد که حکومت جولانی سیاستی مبتنی بر نسل‌کشی علیه علویان را دنبال می‌کند.
خصوصاً در تاریخ ۴ مارس ۲۰۲۵، در محله فقیرنشین علوی‌های داتوردر لاذقیه، حملات مسلحانه‌ی گروه‌های جهادی وابسته به هیئت تحریرالشام، که به طور مستقیماز جانباین گروه هدایت می‌شدند، با حمله به غیرنظامیان آغاز شد و در ۵ مارس به مناطق روستایی جَبله گسترش یافت. این کشتارها در تاریخ‌های ۶، ۷ و ۸ مارس به وضوح به نسل‌کشی علویان تبدیل شد. آنچه از تاریخ جهان آموخته‌ایم، همانطور که در نمونه‌ی هیئت تحریرالشام دیده می‌شود، این است که دینمسلحانه، اکثریت‌گرا، برتری‌جو و سلطه‌طلب، هیچ وعده‌ای جز خون و مرگ برای مردم جهان ندارد. به علاوه، ما به عنوان دانشمندان، پژوهشگران و هنرمندان اعلام می‌کنیم که هیچ نسل‌کشی‌ای نمی‌توانداز طریق ربط دادن جامعه‌ی قربانی‌شده به یک رهبر یا جنبش خاص پوشانده شود، زیرا این رویکرد زمینه‌ساز مشروعیت بخشیدن به کشتارهای جدید است.
ما، امضاکنندگان این نامه به عنوان دانشگاهیان و پژوهشگران، درخواست می‌کنیم که:
-جامعه‌و نهادهای بین‌المللی فوراً حساسیت لازم را نشان دهند و تمام سازوکارهای مربوطه را فعال کنند؛
-ترکیه که از ابتدا از رژیمهیئت تحریرالشامحمایت کرده و جمعیت قابل توجهی از علوی‌ها در مرزهای آن زندگی می‌کنند، اولاً حمایت خود را از این رژیمقطع کند و بر آن فشار وارد آورد؛
-به‌ویژه برای کمک به جمعیت علویان که از کشتارهیئت تحریرالشامفرار کرده و به پایگاه‌های روسی پناه برده‌اند، ترکیه از طریق استان هاتای کریدور کمک‌های انسانی به لاذقیه در سوریه را باز کند و از ترکیه و سازمان‌های بین‌المللی درخواست می‌شود تا کمک‌های انسانی را فراهم کنند و از مسدود کردن کمک‌ها جلوگیرینمایند؛
-نظارت بین‌المللیفورا بر مناطقی که در آن کشتار صورت می‌گیرد، انجام شود؛
-اقدامات محلی، منطقه‌ای و بین‌المللی فوراً برای جلوگیری از غارت اموال مادی و معنوی علوی‌ها در این مناطق انجام شود؛
-مادامی کهحق زندگی برابر برای تمام تنوعات اتنیکی و دینی از جمله علوی‌ها تأمین نشده است،هیچ اقدامی برای مشروعیت بخشیدن به رژیمهیئیت تحریرالشام به عنوان بخشی از سیستم بین‌المللی انجام نشود.

DRINGENDER AUFRUF AN INTERNATIONALE INSTITUTIONEN UND DIE INTERNATIONALE GEMEINSCHAFT

Wir, die unterzeichnenden Akademiker:innen, Wissenschaftler:innen, Künstler:innen und Intellektuelle, bezeugen seit dem Sturz der Regierung in Damaskus am 8. Dezember 2024 und der Machtübernahme durch dschihadistische (radikal-salafistisch-islamistische) Kräfte unter dem Dach der international völlig illegitimen Hajat Tahrir al-Scham (HTS) Angriffe, Massaker, Hinrichtungen, Vertreibungen, Plünderungen und das Verschwindenlassen, die die menschliche Würde mit Füßen treten und sich gegen die alten Gemeinschaften Syriens richten allen voran gegen die Aleviten sowie gegen Christen, Drusen und Armenier.Die unter dem Dach der HTS versammelten salafistisch-dschihadistischen Organisationen und Gruppen, angeführt und militärisch-politisch verantwortet von Abu Mohammed al-Golani, einem ehemaligen Mitglied von al-Qaida und des IS, machten in den letzten drei Monaten insbesondere mit Massakern an der alevitischen Gemeinschaft von sich reden.In den letzten Tagen jedoch zeigen Berichte und Aufnahmen aus der Region sowie die Berichte internationaler Institutionen, allen voran der Vereinten Nationen, eindeutig, dass die Golani-Führung eine Genozidpolitik gegenüber den Aleviten verfolgt.Insbesondere die Massaker, die am 4. März 2025 mit Angriffen von dschihadistischen Gruppen der HTS sowie von direkt durch die HTS gesteuerten bewaffneten Milizionären auf Zivilisten im armen alevitischen Stadtviertel Datur (Datour) in Latakia begannen und sich am 5. März auf das ländliche Gebiet von Dschabla ausweiteten, entwickelten sich am 6., 7. und 8. März offenkundig zu einem Genozid an den Aleviten. Wir wissen aus der Weltgeschichte, dass eine bewaffnete, majoritäre, hochmütig und herrschend auftretende Religiosität,wie sie am Beispiel der HTS zu sehen ist, den Völkern der Welt nichts anderes als Blut und Tod verspricht.Wir als Wissenschaftler:innen, Akademiker:innen und Künstler:innen erklären zudem, dass kein Genozid durch die Identifizierung einer betroffenen Gemeinschaft mit einer bestimmten Führung oder Bewegung verschleiert werden kann; eine solche Haltung schafft zudem eine Grundlage für die Legitimierung neuer Massaker.Wir, die Unterzeichnenden, fordern angesichts des vor aller Augen stattfindenden Genozids an den syrischen Alawiten,
dass die internationale Gemeinschaft und ihre Institutionen unverzüglich die notwendige Sensibilität zeigen und alle relevanten Mechanismen in Gang setzen;
dass insbesondere die Türkei, die von Anfang an ihre Unterstützung für das HTS-Regime erklärt hat und eine bedeutende alawitische Bevölkerung innerhalb ihrer Grenzen beherbergt, diese Unterstützung unverzüglich zurückzieht;
dass zur Sicherstellung der grundlegendsten humanitären Bedürfnisse der alawitischen Bevölkerung, die vor dem Genozid durch HTS in die Berge und zu russischen Stützpunkten geflohen ist, ein humanitärer Korridor von der türkischen Provinz Hatay nach Latakia in Syrien geöffnet und humanitäre Hilfe sowohl von der Türkei als auch von internationalen Organisationen geleistet wird;
dass internationale Beobachter unverzüglich in die von dem Genozid betroffenen Gebiete entsandt werden;
dass um der Plünderung des materiellen und immateriellen Erbes der Alawiten in der Region entgegenzuwirken, dringend lokale, regionale und internationale Maßnahmen ergriffen werden;
dass keine Schritte zur Legitimierung des HTS-Regimes als Teil des internationalen Systems unternommen werden, solange nicht das Recht auf ein gleichberechtigtes Leben aller ethnischen und religiösen Gruppen insbesondere der Alawiten garantiert ist.

BANGA LEZGÎN JI SAZIYÊN NAVNETEWEYÎ Û CIVAKA NAVNETEWEYÎ RE

Em wek akademîsyen, zanyar, hunermend û rewşenbîrên ku li jêr îmzeyên wan tên dîtin, dixwazin dîyar bikin ku di 8êberfanbarê ya 2024an da piştî ku rêveberiya Şamê hat ruxandin, hêzên cîhadîst (Îslamîparêzên selefî yên tundrew) ku di asta navneteweyî da xwediyê meşrûtiyekê nînin, di bin banê Hey’etu Tahriri’ş Şam (HTŞ) dedarê desthilatê bidest xwe xistin. Em dibin şahid ku ev hêz bi hewildanên ku rûmeta mirovahiyê tune dike, înfaz, komkujî, jiholêrakirin, nijdevanî, bêcihûwarkirin û êrişan dibin li ser civakên qedîm yên Surîyeyê yên wek Elewî, Mesîhî, Durzî, Ermenî. Bi taybet di van sê mehên dawiyê de em dibînin ku kom û rêxistinên cîhadîst-selefî yên ku di bin sernavê HTŞyê de, di pêşengî û berpirsyariya leşkerî û sîyasî ya Ebu Muhammed El-Golanîyê endamê berê yê DAIŞ û El Kaideyê de kom bûne, komkujiyan li ser civaka Elewî dikin. Di van rojên dawiyê de jî, ji dîmen û nûçeyên ji herêmê dîyar dibe û raporên NY (Neteweyên Yekbûyî) û saziyên din yên navneteweyî nîşan didin ku rêveberiya Golanî polîtîkayên komkujiyê li ser Elewîyan pêk tîne.
Di 4ê adarê 2025an de, li Lazkîye, li taxa Elewîyên xizan ya bi navê Datur (Datour), komên cîhadîst yên girêdayî HTŞ’yê, bi rêveberiya mîlîtanên çekdar yên HTŞ’yê li ser kesên sivîl komkujî kirin û ew di roja 5ê adarê de belavbûn li çoltera Cebleyê. Êrîş, di rojên 6-7-8 adarê de bi awayekî eşkere li ser Elewîyan yekser gihişt asta komkujîyê. Em ji dîroka cîhanê dizanin, çawa ku di mînaka HTŞ’yê de jî tê dîtin, baweriyeka çekdar ya serdest, çewisîner, zorbeyî ji bo gelên cîhanê ji bilî xwîn û mirinê tiştekî din wade nake. Em wek kesên zanyar, akademîsyen û hunermend diyar dikin; tu komkujî nikarin werin veşartin bi hevyek hesibandina civakek û tevgerek yan pêşengek. Her wiha ev helwest ji bo komkujiyên nû eger û bingehekê ava dike.
Em, ên ku li jêr îmzeyên xwe hene, dixwazin,
hember komkujiya Elewîyan li Surîye ku ber çavên cîhanê dibe,
civak û saziyên navneteweyî bi lezbisekinin û hemû mekanîzmayên têkildar werin şixulandin; Tirkiye, ya ku di pêşiye de diyar kiribû ku pişta HTŞ’yê digre û tê de serjimarek Elewîyan mezindijî, piştgiriya HTŞ’yê berde; ji bajarê Tirkiye Hatayê heta Lazkîye ya Surîye navbirek ji bo arîkariya mirovanî were vekirin û Tirkiye û saziyên navneteweyî arîkariya mirovanî bike ji bo bi taybetî Elewîyên ku ji komkujiya bi destê HTŞ riviyane çiyan û bargehên Ûris, hember birçîbûn û nexweşiyan hewce arîkariya mirovaniye ne; bi lez çavdêrên navneteweyî biçin û bisekinin li heremên komkujiyê;li hember tunekirina hebûna Elewîyên heremêbergiriyên heremî û navneteweyî tavilê werin girtin; gavên ku ji bo ku pergala HTŞ wek aliyekî sîstema navneteweyî meşrû xûya bike ne werin avêtin heta ku mafê jiyanê ji Elewî û hemû cudatiyên olî ûetnîk re bi awayek wekhevî ava nebe.

APPEL URGENT AUX INSTITUTIONS INTERNATIONALES ET À LA COMMUNAUTÉ INTERNATIONALE

Nous, universitaires, scientifiques, artistes et intellectuels signataires ci-dessous, constatons qu’avec le renversement du régime de Damas le 8 décembre 2024 et la prise de pouvoir par les forces djihadistes (islamistes salafistes radicaux) regroupées sous l’égide de Hay’at Tahrir al-Sham (HTS), une organisation dénuée de toute légitimité internationale, les anciennes communautés de Syrie – en premier lieu les Alaouites, mais aussi les Chrétiens, les Druzes et les Arméniens – sont confrontées à des attaques portant atteinte à la dignité humaine, à des massacres, des exécutions, des tentatives de déplacement forcé, de pillage et des disparitions. Les organisations et groupes salafistes-djihadistes réunis sous la bannière de HTS, dirigés par Abou Mohammed al-Golani, ancien membre d’Al-Qaïda et de l’État islamique, et dont il assume la responsabilité militaire et politique, se sont fait connaître ces trois derniers mois par des massacres visant particulièrement la communauté alaouite. Ces derniers jours, les nouvelles et images en provenance de la région, ainsi que les rapports des institutions internationales, notamment des Nations Unies, montrent clairement que le régime de Golani mène une politique de génocide à l’encontre des Alaouites.
Notamment, les massacres qui ont débuté le 4 mars 2025 dans le quartier alaouite pauvre de Datur (Datour) à Lattaquié, avec l’attaque de civils par des groupes djihadistes affiliés à HTS et des miliciens armés directement dirigés par HTS, se sont étendus le 5 mars à la campagne de Jablé, pour se transformer les 6, 7 et 8 mars en un génocide alaouite manifeste. Nous savons, à travers l’histoire mondiale, qu’une religiosité majoritaire, suprémaciste et toute-puissante, comme celle incarnée par HTS, n’a rien d’autre à offrir aux peuples du monde que du sang et de la mort. Par ailleurs, en tant que scientifiques, universitaires et artistes, nous affirmons qu’aucun génocide ne peut être dissimulé en associant une communauté victime à un leader ou à un mouvement spécifique ; une telle approche ne fait que créer un terrain de légitimation pour de nouveaux massacres.
Nous, signataires ci-dessous, exigeons face au génocide des Alaouites de Syrie, qui se déroule sous les yeux du monde entier, que la communauté internationale et ses institutions fassent preuve d’une sensibilité urgente et mettent en œuvre tous les mécanismes nécessaires ; en premier lieu, que la Turquie, qui a déclaré soutenir le régime de HTS depuis le début et qui abrite une importante population alaouite sur son territoire, retire immédiatement son soutien à ce régime ; que, pour répondre aux besoins humanitaires de base de la population alaouite ayant fui le génocide de HTS en se réfugiant dans les bases russes et les montagnes, confrontée à la faim et aux maladies, un corridor humanitaire soit ouvert depuis la province turque de Hatay vers Lattaquié en Syrie, et que la Turquie ainsi que les organisations internationales fournissent une aide humanitaire ; que des observateurs internationaux soient immédiatement déployés dans les zones touchées par le génocide ; que des mesures locales, régionales et internationales soient prises de toute urgence pour empêcher le pillage de l’héritage matériel et spirituel alaouite dans la région ; et qu’aucune démarche ne soit entreprise pour légitimer le régime de HTS en tant que partie intégrante du système international sans garantir au préalable le droit à une vie égale pour toutes les diversités ethniques et religieuses, en particulier les Alaouites.

 

İMZACILAR

AKPINAR Mehmetcan, akademisyen, (ABD), BAŞ Kemal, Phd. Std. Bordeaux Üniversitesi, (Fransa), BETH Hanna, akademisyen, BUĞU Burcu, Phd. Std. California Üniversitesi, (ABD), BÜYÜKYILMAZ Murat, barış akademisyeni, (Türkiye), ÇAKMAKLI Selim, Rutgers Üniversitesi, (ABD), DERYASPİ Gulgesch, akademisyen, DONEF Racho, akademisyen, GÜNOK Emrah, barış akademisyeni, (Türkiye), HADİM Necva, Hacettepe Üniversitesi, (Türkiye), ISSA Yara, Essex Üniversitesi, (İngiltere), KARABULUT Özkan, PHD Stud. Harvard Üniversitesi, (ABD), KİBAR Zana, akademisyen, (Almanya), KURSAR OĞUZ Zeynep, Zagreb Üniversitesi, (Hırvatistan), ŞAHİN Adnan, barış akademisyeni, (Türkiye), YENİGÜN Halil İbrahim, Stanford Üniversitesi, (ABD), Dr. AÇIK Necla, Middlesex Üniversitesi, (İngiltere), Dr. AĞBAHT Mahmut, Uppsala Üniversitesi, (İsveç), Dr. AKYÜZ Latife, Viadrina Avrupa Üniversitesi, (Almanya), Dr. ALTUN Hakan, akademisyen, Dr. ATİK Özlem, Bilgi Üniversitesi, (Türkiye), Dr. Av. YİĞİTER Cenk, barış akademisyeni, (Türkiye), Dr. BAYKAL Nevzat Samet, bağımsız araştırmacı, (Kanada), Dr. BEŞİKÇİ İsmail, araştırmacı, aktivist, yazar, (Türkiye), Dr. CEVAHİR Egemen, barış akademisyeni, (Türkiye), Dr. ÇAMUROĞLU Eylem, Bayreuth Üniversitesi, (Almanya), Dr. ÇEVİK Hacı, Humboldt Üniversitesi, (Almanya), Dr. DENİZ Dilşa, (ABD), Dr. DYSART-DEĞİRMENCİ Burcu, DePaul Üniversitesi, (ABD), Dr. ERCAN Caner, Texas Üniversitesi, (ABD), Dr. GÜLTEKİN Ahmet Kerim, Bağımsız araştırmacı, (Almanya), Dr. GÜNEY Ülkü, Graz Üniversitesi, (Avusturya), Dr. HANOĞLU Hayal,Dr. HASANİ Adelina, (Kosova), Dr. KARAPEHLİVAN Funda, bağımsız akademisyen, (Türkiye), Dr. KEREYENBROEK PHILIP G. Georg-August Üniversitesi, (Almanya), Dr. KOÇ Taylan, barış akademisyeni, (Türkiye), Dr. KURŞUN Günal, barış akademisyeni, Dr. KUTUN Melahat, Kassel Üniversitesi, (Almanya), Dr. MATİN KAMRAN, Sussex Üniversitesi, (İngiltere), Dr. MERTCAN Hakan, Bayreuth Üniversitesi, (Almanya), Dr. MUNGAN Esra, (Türkiye), Dr. MUTLUER Nil, Leipzig Üniversitesi, (Almanya), Dr. ÖZBUDUN Sibel, (Türkiye), Dr. ÖZGEN Neşe H. Osnabrück Üniversitesi, (Almanya), Dr. ÖZGÜR Ergün, Freie Üniversitesi, (Almanya), Dr. SANDAL-ÖNAL Elif, Bielefeld Üniversitesi, (Almanya), Dr. SELVİOĞLU Aydın, bağımsız araştırmacı, (Türkiye), Dr. SHAMSEEN Rami, Greenwich Üniversitesi, (İngiltere), Dr. SÖZEN Ülker, araştırmacı, Dr. ŞENER, Mustafa, bağımsız araştırmacı, (Türkiye), Dr. ŞENGÜL Ceren, bağımsız araştırmacı, (Fransa), Dr. TEMO Selim, (Türkiye), Dr. TÖREN Tolga, akademisyen, (Almanya), Dr. TUNA S. Gürçağ, bağımsız araştırmacı, Dr. YONUCU Deniz, Newcastle Üniversitesi, ( İngiltere), Dr. ZAN Şefik, Dr. ZORLU Melek, Leipzig Üniversitesi, (Almanya), Ass. Prof. Dr. KAYA Heysem, Utrecht Üniversitesi, (Hollanda), Ass. Prof. Dr. KUTAN Bilgül, Sussex Üniversitesi, (İngiltere), Doç. Dr. BADEM Candan, barış akademisyeni, (Türkiye), Doç. Dr. BAŞKAYA Fikret, (Türkiye), Doç. Dr. CAN Şule, Binghamton Üniversitesi, (ABD), Doç. Dr. DEMİRER Yücel, barış akademisyeni, (Türkiye), Doç. Dr. ESKİİZMİRLİLER Selim, Paris Cite Üniversitesi, (Fransa), Doç. Dr. KARACABEY Süreyya, barış akademisyeni, (Türkiye), Doç. Dr. KESİCİ Rauf Mehmet, Freie Üniversitesi, (Almanya), Doç. Dr. ŞENEL Alaeddin, (Türkiye), Doç. Dr. TELLİ Aslı, Köln Üniversitesi, (Almanya), Prof. Dr. AKKAYA Yüksel, (Türkiye), Prof. Dr. ANSAL Hacer, (Türkiye), Prof. Dr. AYDIN Cemalettin, (Türkiye), Prof. Dr. BOZ Çiğdem, (Türkiye), Prof. Dr. GOLDSMAN David, Georgia Teknoloji Enstitüsü, (ABD), Prof. Dr. GÜRSOY GENÇAY, (Türkiye), Prof. Dr. KABASAKAL Zehra, Connecticut Üniversitesi, (ABD), Prof. Dr. KIRLIDOĞ Melih, (Türkiye), Prof. Dr. KORAY Meryem, (Türkiye), Prof. Dr. KÖKER Eser, (Türkiye), Prof. Dr. KÖKER Levent, (Türkiye), Prof. Dr. LORDOĞLU Kuvvet, (Türkiye), Prof. Dr. ORAN Baskın, (Türkiye), Prof. Dr. UĞUR Mehmet, Greenwich Üniversitesi, (İngiltere), Prof. Dr. WERNER Arnold, Heidelberg Üniversitesi, (Almanya), Prof. Dr. YALÇINKAYA Ayhan, (Türkiye), Prof. H.c.Dr. Phil. HOFMANN Tessa, (Almanya), ABAY Necati, gazeteci; ABBAS Yasar Hilin; ABO Ayosh Youshaa; ABOUD Malaz; ACUNBAY Muzaffer, aktivist; AÇIKGÖZ Hilal; AÇIKSÖZLÜ Haldun, tiyatro yönetmeni; ADAK Tuncay, bilişim operatörü; AGBAHT Talip; AGBAHT Zerin; AHMAD Diaa; AHMAD Somar; AJEB Suhail; AKDENİZ Mehmet, ekonomist; AKEL Reema; AKSU Recai, gazeteci, yazar; AL HASAN Lujain; AL SALEH Samer; AL-AHMAD Hanaa; ALALİ Osama; ALESAA Gafar; ALHASOUN Enas; ALİ Selman; ALJARİ Ammar; ALTINBİLEK Mehmet Celil; ALİ Ali; ALİ Aliza; ALİ Mohsen; ALKHATEEB Taleb; ALYOUNES Mohammad Ali; ANIL Kutlu, aktivist; ARIKAN Hayrettin; ARİNLİ Şenyurt Sehbal, yapımcı, yazar; ARPACI Şahap, Hukukçu; ATALAY Tuna; ATAUZ AKIN, mimar-planlamacı; Av. AKTAŞ Aytekin, İzmir Barosu İnsan Hakları Merkezi; ASAAD Ghada; ASAAD Hussein; ASADAA Ali; Av. ERGİN OSMAN; AYDIN Yıldız; AYDÖNER Erol, aktivist; AZZAT Mohmad; BABAHAN Ergun, gazeteci; BADOUR Mariam; BAĞ Behice; BARUT Ferit, aktivist; BAYILDIRAN Cengiz; BELAL Hussein; BİLEK Rıdvan, mühendis; BİLGİNÇ Alaattin, şair; BİRDAL AKIN, İHD eski genel başkanı, aktivist, yazar; BODUR Aydın, yayıncı; BOZBAY Heval, arkeolog; BÜLBÜL Kemal, Eski HDP mv. Siyasetçi; BÜYÜKNİSAN Selami, diş hekimi; CANGI Arif Ali, hukukçu; ÇAKIR Şenay, öğretmen; ÇAMLI Sevim, öğretmen; ÇAPAROĞLU Oktay, İzmir Müzisyenler Derneği; ÇELİK Demir, eczacı; ÇETİNOĞLU Sait, aktivist, araştırmacı; ÇÖMÜT Mehmet, aktivist; DAĞLI Asya Hülya, yazar; DAMM Gabriela; DAMM Mıchael; DAYOUB Marah; DELİ Ziya; DEMİR Garip, aktivist; DEMİR Yılmaz, araştırmacı yazar, aktivist; DEMİRER Temel; DEVRİM Ozan, yayıncı, aktivist; DİAN Rober; DOĞAN Ahmet, hukukçu; Dt. EKMEKÇİ Murat; DURAN Köksal, öğretmen; EBETÜRK Metin, e. Sendikacı; EKEN Hakkı, pisikolog; ENGİN Musa Kazım, araştırmacı-yazar; ERBİL Pervin, yazar; ERCAN Şükriye, siyasetçi, yazar; ERDEMLİ Abdullah; ERTUĞ Serhat, aktivist; ESMAEEL Ahmad; ESSA A Elham; EŞKİ ALİ; EVREN Sami, KESK eski genel başkanı; EYAD Mahmod; FABİOLA Sonia; FAYAD Soliman; GEZGİN Ramazan, aktivist; GHADEER Maarouf; GHADEER Moualla; GHAZAL Momad; GLEZOU Natali, serbest gazeteci; GÖKÇEN Cebrail, Alevi dedesi; GÖKKAYA Ali, siyasetçi; GÖKYILDIZ Hasan, Avrupa Arap Alevileri Federasyonu; GÖLPUNAR Adnan, öğretmen; GÖLPUNAR Lütfi, öğretmen; GÜNAYDIN Tanju; GÜNDOĞAN Mehmet Ali, bestekar sanatçı; GÜNDÜZ Kadir, öğretmen; GÜNERSEL Tarık, şair, PEN Danışma Kurulu Üyesi; GÜRLER Cemalettin, hukukçu; GÜVENÇ Sadık; GÜZEL Mehmet, yazar; GYULİNG Mayada; HADR Habeb; HALİS Ziya; HARFY Raha; HASAN Ahmad; HASSAN Said Reem; HAYRENİ Hovsep, yazar; HEKİMOĞLU İnci, gazeteci; HUSSAİN Haneen; HYDAR Venus; HYDER Audette; İBRAHEM Ali; İBRAHİM Yasmin; İDELİ Birsen, aktivist, ev işçisi; ISMAİL Mohammad; İSSA Hanadi; İSSA Majd; JABBOUR Jack; KANAT Fatin, sanatçı, siyasetçi; KAPAN Ferit; KARABUDAK MUSTAFA Demokratik Alevi Dernekleri Ankara Şubesi Eşbaşkanı; KARAGÖZ Ali Fuat, öğretmen-yazar; KARAKAŞ Deniz, pedagog; KARATAŞ Arkadaş; KARDAŞ Ümit, gazeteci, yazar; KARTAL Yaşar; KASSAB Ali; KAYA Nizam;
KAYA Nurettin; KAYPAKKAYA Ali Ekber, gazeteci; KAZAN Çiğdem, aktivist; KELOĞLAN Ece Tuğçe, mimari tasarım; KESKİN Eren, hukukçu, İHD eski Gen. Bşk. Aktivist; KHADUR Khizamaa; KILIÇKAYA Erdal, Alevilerin Sesi Gen. Yay. Yön; KILIÇKAYA Sema, yazar; KİMYONOK Vecdet; KOCABIYIK İshak, 10 Ekim Barış Derneği Eşsözcüsü; KOÇAK Selahattin, öğretmen; KOÇAK Tülay; KONUKÇU Türkan; KÖROĞLU Yurdakul, e. Sendikacı; KÖSE Osman; KUŞ Süleyman, yazar; KÜREKEN İbrahim, mühendis; LAÇİN Enver, eğitimci; LEEN Mohamad; MAHFOUD Fater; MAHMOUD Eyad; MALLA Hala; Md. YAZICI Suzan; Md. ZUBAROĞLU Ali Hasan; MELLA Y Hala; MHANNA Hadeel; MHNNA Ahmad; MHREZ Lola; MİNASYAN Hayk; MODİ İssa; MOHAMED İsaac; MOHAMMAD Majd; MOHAMMED Abeer; MOHEMED Ahmed; MORKOÇ Turgut; MÜBAREK Hasan; NASSER Elham; NEHİR Hülya, Samandağ Kadın Dayanışma Derneği; NOLEEN Riam; NURAYDIN Muhsin; OKAY Arif; OKTAY Oguz Bager, sanat tarihçisi, sinemacı; OMRAN Mahmoud; ORAL Sait, yazar; ORUÇ Gül; ORUÇ MEVLÜD, Samandağ Ekoloji Grubu Sözcüsü; OTHMAN Angel; OTHMAN Sara; OYAN Leyla; OYMAK Zerefshan, Arap Alevi Federasyonu; ÖZ Elçin, Hukukçu; ÖZALP Yıldız, aktivist; ÖZCAN Zehra Çiğdem, avukat; ÖZDEMİR Mehmet, Alevi dedesi, pir; ÖZER Ahmet Bülent, bağımsız araştırmacı; ÖZGÜDEN Doğan, İnfo-Türk; ÖZGÜR Derman; ÖZKAN Ali, siyasetçi, aktivist; ÖZKAN Erkan, avukat; ÖZKAN Hasan, Ekonomist; ÖZKAN Yasemin, avukat; ÖZKORAY Erol, gazeteci; ÖZTÜRK Lora Nesrin, şair; ÖZTÜRK Muzaffer, Tiyatro-ses sanatçısı; ÖZTÜRK Nuriye, öğretmen; ÖZUĞURLU Ahmet, Klikya Nehir Sos. Day. Kült. Derneği; ÖZUĞURLU Zeynep; ÖZYÜREK Süleyman; PEKMUTLU Neslihan, öğretmen, siyasetçi;PINAR Babür, şair-yazar; RAHBAY Edibe; RAKAMANY Ali Jaafar; RENCÜS Hamide, bağımsız araştırmacı yazar; REYHANOĞLU Sezai; RIDVANOĞLU Süleyman, aktivist; ROTH G. Paul; SAHUTOĞLU Mera; SALAMAH Hadeel; SALEH Sara; SALOOM Ali; SAQER Firas; SAVAŞ Tevfik; SAVDA Halil, aktivist; SAVİ Gül; SELVA Abacı; SEVEN İbrahim, araştırmacı, aktivist; SEYREKEL Şenay; SHAHEN Meriana; SMAYA Ali; SOLTAN Zoalfekar; SOULAİMAN Mouneer, yazar-çevirmen; SOYSAL Özcan, öğretmen; SÜRMELİ Ali; ŞAHİN Necati, sanat yönetmeni; ŞENKAL Güngör, yazar; TARKAN Gülcan, siyasetçi; TAŞKIN Hüseyin Habip, Ege 78’liler Edebiyat ve Sanat Grubu; TATAR Mahir; TEPELİ Kerim, şair; TROTZKI Torsten; TUĞSAVUL İnci, İnfo-Türk; TUNÇ AZİZ, yazar; TUNÇ Feyzullah, yazar; TUYGAN Attila, yazar, çevirmen; UYAR Leyla Helen; ÜREL Hasan, hukukçu; WASSOUF Ahmad; YASEEN Batool; YAZAR Binanlı, aktivist; YAZAR Rahşan, hukukçu; YENİOCAK Hüseyin; YEŞİLOĞLU Erdal; YEŞİLTEPE Mehmet; YETİŞEN Ayşe, İzmir Edebiyatçılar Grubu; YILDIZ Ali, siyasetçi; YILDIZ Çiğdem; YILDIZ Derviş; YILDIZ Mehmet; YILDIZ Resul; YILMAZ Savaş, yayıncı; YİYİT Lemia, Siyasetçi; YURDATAPAN Şanar, Müzisyen, aktivist; YUŞA ARIŞ, şair, yazar; ZAMUR Erdoğan, gazeteci; ZİAD Ali.

Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Gizliliğe genel bakış

Bu web sitesi, size mümkün olan en iyi kullanıcı deneyimini sunabilmek için çerezleri kullanır. Çerez bilgileri tarayıcınızda saklanır ve web sitemize döndüğünüzde sizi tanımak ve ekibimizin web sitesinin hangi bölümlerini en ilginç ve yararlı bulduğunuzu anlamasına yardımcı olmak gibi işlevleri yerine getirir.