Mustafa TEMİZER
Siyasetçilerin sıkça kullandığı bir kavramdır dava. Dava: Amaç edinilen, ulaşılmak istenen şeydir. Dolayısıyla dava insanların amaç ve hedeflerine göre değişir. Dava adamı da amacına ulaşmak için sürekli çalışan, amacının gerçekleşmesi için her türlü fedakârlığı, ölümü dahi göze alan kimsedir.
Toplum siyasilerin davasını ve dava adamlığını ortak hedef ve amaçlar olarak görür. Olması gereken de budur. Siyasiler genellikle davalarının ne olduğunu açıkça ortaya koymaz, koysa da gereğini yapmaz. Çünkü davaları toplumun ortak amaç ve hedefleri değildir. Toplumun ortak değerlerini, amaç ve hedeflerini davamız diye gösterip siyasi ikballeri, mevki ve makam sevdaları, maddi çıkarları için kullanırlar. Toplumun tüm ortak değerleri onlar için istismar aracıdır.
Ancak; istisnalar yok mu? Elbette var. İşte bir istisna. Siyasi oluşumlar arasında müstesna bir yere sahip Millet Partisi’nin davasını, partililerin dava adamlığını Uyanış Dersinin 14. Sayısında Selami Yıldırım” Bir Davayı Anlamak” başlıklı yazısıyla şöyle anlatmış.
“Millet Partisi sıradan bir parti değil çok katmanlı anlamlar manzumesidir.
Millet Partisi insana bir kimlik ve şahsiyet kazandıran, köhnemiş, pörsümüş adamdan yepyeni bir insan çıkaran ruhi, fikri ve imani anlamlara haiz derin bir felsefenin partisidir.
Hiçbir Millet Partili bu ocağa bir menfaat umarak gelmez. Tam tersine bütün hayatı mücadelenin getirdiği olumsuz şartları göğüslemekle geçer. Tek gayesi, iyiliğe, esenliğe ulaşmak, hakkı ve hakikati egemen kılmaktır. Ve böylece insanı kâmil mertebesine ulaşmaktır.
“MİLLET” KAVRAMI
Partinin adının Millet olması tesadüf değildir. Millet kavramı; halk, kavim, aşiret, klan anlamına gelmez ve hepsinin üstünde sosyolojik bir anlam ifade eder.
Millet Partisi ve onun dünya görüşüne göre bir üst kimliği ifade eden; parçaları kapsayıp kuşatan bir çatı kavramdır millet.
Birçok bilimsel çalışma, Türkiye’de yaşanan toplumsal sorunların altında yatan sebebin bu topraklarda yaşayan toplulukların millet olamayışlarının olduğu görüşündedir. Millet Partisi, bunun için bizi, uyarsak kurtulacağımız bir yola davet eder.
MOTİVASYON KAYNAKLARI
Millet partisinin hedefi; İnsandan topluma uzanacak sinerji ile kapsayıcı ve kuşatıcı bir iyilik örgüsü oluşturup, önce bütün ülkede sonra yeryüzünde fitneden, fesattan eser kalmayacak bir dünya oluşturma hedefidir. Bunun adı “Barış Medeniyeti”dir. Bu evrensel hedef öyle bir motivasyondur ki elinden bütün demokratik enstrümanları alınsa dahi, Bezmi Elestte Allah’a verilen söz gereği davayı, kıyamete kadar sürdürecek bir azim ve kararlılığa işaret eder. Bu nedenle Millet Partisi bir partiden ötesidir. Ve kıyamete kadar sürecek bir mücadelenin ocağıdır.
SİYASETE YÜKLENEN ANLAM
Dünyada ve ülkemizde bir nevi ayak oyunu olarak algılanan siyaset, Millet Partisi’nin literatüründe sosyal bir ibadettir. Millet Partililere göre siyaset ya ibadet gibi yapılır ya da hiç yapılmaz! Türk siyasi literatüründe hiç duyulmamış bu prensiplerin muhatabı yalnızca bu alanda faaliyet gösteren profesyoneller değil, ülkede yaşayan herkestir. Çünkü ülkenin kaderini be- lirlerken sandığa gidilerek bir amel işlenmektedir. Yani o an bir eylem ve amel halindeyizdir.
Amelin ise ödül ya da ceza olarak bir karşılığı vardır. Adaletin doğası gereği iyilik eden, iyilik; kötülük edense kötülük bulacaktır. Bu çok hassas bir durumdur. Kimse kendisini ve toplumu helaka götürecek bir anlayışın değirmenine su taşıyarak halini ve istikbalini tehlikeye atamaz. Yine hiç kimse bu vebalden kurtulamaz. Kısacası oy ameldir ve irade yanlış beyan edilirse vebali de büyüktür. Millî iradenin gerçek tecellisi, bu bilincin tüm toplum katmanlarına sirayet etmesi ile mümkündür.
BİR MÜBAREK ÇİLE BU
Millet Partisi felsefesinde adanmışlık vardır. Çilesini çekmediğiniz bir yol size ancak efendiler kazandırır, görüşündedir. Bu yol; bağlılarını mallarıyla, bedenleriyle, akıllarıyla, fikirleriyle hak ve millet davasına katılmaya davet eder.
Bu hareket, ülkenin en sıradan bir ailesinden bir millet evladına bir medeniyet kurabilme inanç ve iradesini kazandırarak, yeni bir medeniyetin mimarı olmasına fırsat verebilecek ulvi bir harekettir
O, seferdekilere sabrı öğretir. Zaferin önce davaya inanmak ve bu uğurda mücadele etmekte olduğu evrensel öğretisini muştular. Bu yol, hak ve hakikat yoludur.
Bu yüzdendir ki aynı zamanda egemenliklerine halel gelmesini istemeyen herkes, her kurum ve her dünya görüşü, bu yolun varlığından rahatsızdırlar.
Millet Partisi’nin her defasında Zümrüdü Anka kuşu gibi küllerinden doğmasının nedeni de işte bu direnç, azim ve kararlılıktır.
Yunus’un dediği gibi “Her dem yeniden doğarız bizden kim usanası.”
YOL YORDAM
Bu hareketi özgün kılan farklılıklardan biri de sorunlara yaklaşım biçimidir. Bu yaklaşım ilhamını akıl, bilim ve hikmetten alır.
En belirgin özelliği karşılaştığı sorunları analitik (çözüm odaklı) düşünce metodunu kullanarak çözer. Hiçbir meseleyi istismar etmez. Hiçbir meseleye bunun bana getirisi nedir? götürüsü nedir? diye bakmaz. Ona samimiyetle yaklaşır. Adalet, bu konudaki tek kılavuzudur. Hakkı teslim etmeyi en büyük erdem bilir. Kişileri değil, fikirleri tartışır.
Bir meseleyi masaya yatırırken önce sorunu tespit eder sonra çözümünü söyler. İnsanlık var olalı beri hadiselerin motoru inançların çarpışmasıdır. Bu nedenle sosyal hadislere bilimsel pencereden bakar ve yaşadıklarımızın ne anlama geldiğini gayet iyi bilir.
Ve bu sebeple sömürünün olmadığı, barış ve huzurun egemen olduğu bir dünyanın izini sürer. Bu izi sürerken bir çığır açtığını ve açtığı çığırın vebali ve sorumluluğu olduğunun da bilincindedir.
MİLLETİM UYAN!
Belirtilen özelliklere sahip Millet Partisi’nin ortalıkta dolaşan diğer politik oluşumlarla hiçbir benzerliği olamaz. Zira Millet Partili olmak bin beş yüz yıllık yüce bir birikim ve onun kaynağından beslenmek, demektir.
Bu bakımdan menfaat peşinde koşan eyyamcılar, kendini kurtarılmış bölgesinin kralı ilan eden taklitçi, teslimiyetçi ve kapitalizmin bayrağını taşıyan sözde çağdaş oluşumlara umut bağlayanlar büyük bir aymazlık içindedirler.
Millet Partisi’ni sıradan bir parti gibi görenler, o derin mananın özüne, aslına vakıf olamayanlardır. Millet Partisi et gözüyle değil, kalp gözüyle görülebilecek bir partidir.
Bir gün Millet Partisi hakkı teslim edilirse, İslam dünyasında, Türk dünyasında, hatta yeryüzünde kan dökülmeyecek, gözyaşı akmayacak ve bugün yaşadıklarımızın hiçbiri yaşanmayacaktır.
Milletim uyan! Kendine ve Millet Partisine sahip çık.”