
Siyaset ve nezahet
Ünlü düşünür Voltaire, “Siyaset kişiliği yücelten bir sanat dalıdır” diye seslenmiş yüzyıllar öncesinden. Yalnızca bir sanat dalı değil bu tanım. “Kişiliği yücelten” vurgusuyla sanat dalları arasında ona bir başka güzellik daha katıyor. Önemli unsurları ise
– İletişimde ve ilişkilerde incelik,
– Aykırılıkların ve çelişkilerin birlikteliği,
– Farklı ideolojiler,
– Sorunların çözümünde nesafet,
– Çekicilik,
– Umut, barış ve huzur oluşturma,
– Siyasetçiye kazandıracağı onur ve gurur.
Bu nitelikleri nedeniyle siyasetin “kavga etme sanatı” olmadığı açıktır.
TÜRKIYE’DE SİYASET
Cihan imparatorluğu kurma amacındaki emperyalizmin, sömürü aracı olarak kullandığı hukuka aykırı karar ve uygulamaların, yolsuzluğun ve acımasız kıyımların ithal edildiği ülkemizde siyaset; kavga etme sanatı gibi algılanmaktadır.
Gelir dağılımındaki adaletsizlik, yolsuzluk, ve yoksulluk tükettikçe tükenen bir toplumun oluşmasına yol açmaktadır. Derinleşen yoksulluğun da etkisiyle olumsuzluklar kanıksanmakta ve ahlak çöküntüsüyle yeni kuşaklar toplumsal değerlerden uzaklaşmaktadır. Cehalet aymazlığa ve giderek sapkınlığa dönüşme görüntüsü içindedir.
Bu ortam ve koşullarda asli görev muhalefet partilerine ve özellikle ana muhalefet partisine düşmektedir. Peki ne yapmalı? Bu sorunun yanıtı büyük oranda Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kuran iradenin belirlediği CHP ilkelerinde bulunmaktadır.
Günümüzün ve geleceğin sorunları somut olarak belirlenmeli ve çözüm önerileri de halka net ve açık bir biçimde anlatılmalıdır. Aş ve iş konusu başta olmak üzere CHP’nin adeta çekingenlik halinde pek gündeme getirmediği milliyetçilik, devrimcilik, cumhuriyetçilik, devletçilik, halkçılık ve laiklik ilkeleri daha yüksek seslendirilmelidir. Toplumda kafa karışıklığı oluşturan dağınıklık algısı somut çözüm önerileriyle giderilmeye çalışılmalıdır. Bu cümleden olmak üzere:
– Milliyetçi ve devrimci kesimler Atatürkçülük anlayışında, kurumsal anlamda olmasa bile bir araya gelip dayanışma içinde olmalıdırlar. Çünkü büyük Türk milleti milliyetçi ve devrimcidir. Bu nokta CHP temsilcileri tarafından sık sık vurgulanmalıdır.
– İhmal edilemeyecek oranda sorun durumuna gelen ve bazı tarikatların güdümüne sokulmaya çalışılan eğitim sistemi gerçek anlamda milli kimliğe büründürülmeli, Tevhidi Tedrisat Kanunu güncellenmeli ve ciddiyetle uygulanmalıdır. Vakıf adı altında kurulmuş olsalar dahi her aşamada eğitim hizmeti kamulaştırılmalıdır. Eğitim parasız olmalıdır.
– Uygun süreler içinde randevu dahi alınamayan kamu hastanelerinin yetersizliği nedeniyle ve soygun yeri haline getirilen özel sağlık hizmetleri kamulaştırılmalıdır. Hekimlere dayatılan performans uygulamasına son verilmelidir. Bu konular daha açık ve cesurca topluma anlatılmalıdır.
– Laiklik konusundaki çekingenliğe son verilmelidir. Laikliğin gerçek anlamı açıkça vurgulanmalıdır.
– Yolsuzlukla mücadele konusunda özerk bir “yolsuzlukla mücadele üst kurulu” oluşturulmalı, bu husus anayasa hükmü olarak ihdas edilmelidir. Bu amaçla, söz konusu edilen kurulun teşkilinde üyelerin siyasi partiler dışında, kamu üniversitelerince ve önemli meslek kuruluşları ile STK’ler tarafından belirlenmesine özen gösterilmelidir. Bu doğrultuda anayasada yapılmasını öngörülen değişiklikte; kurulun çalışma usul ve esasları ile yetkileri yine bilim insanları tarafından belirlenmelidir.
Gelir dağılımındaki adaletsizlik en büyük yolsuzluktur. Yolsuzluğun önlenmesinde öncelikli olarak bu sorunun giderilmesi için etkin ve bilimsel esaslar dahilinde çalışmalar yapılmalı, bu husus açık ve net biçimde halka anlatılmalıdır.
– Muhalefet partileri üzerine kurulması olası cumhurbaşkanlığı adaylık tartışmalarının sonuçları üzerinde ciddiyetle durulmalıdır. Cumhurbaşkanı adayının belirlenmesinde, yine devlet yönetimi ciddiyetiyle, herhangi bir kırgınlığa yol açmayacak yöntem ve üslup tercih edilmelidir.
– Güncel sorunlar “beka”ya bırakılmadan çözümleri ile birlikte her ortamda sık sık vurgulanmalıdır. Örneğin, “mülakat” konusu bunlardan birisidir. Mülakat uygulamasının kaldırılacağı, yazılı sınavda yüksek not alıp mülakatta kaybedenlere, müktesep hak niteliğinde, işe giriş olanağının tanınacağı duyurulmalıdır.
– Hukukun üstünlüğü egemen kılınmalıdır. HSK başkanının belirlenmesi konusunda yeni düzenleme yapılmalı ve adalet bakanının kurul başkanlığı uygulamasına son verilmelidir.
– “Ticari sır” kavram sınırlandırılmalı ve netlik kazandırılmalıdır.
– “Kamu özel sektör işbirliği” tanımlamasına açıklık getirilmeli, bu çerçevede yapılan ve Türkiye aleyhine açık hükümler içeren sözleşmelerin iptali ve/veya sözleşmeye hakkaniyet kuralları içinde müdahale edilmesi için uluslararası hukuk yollarına başvurulmalıdır.
– Vergilendirme konusunda af ve uzlaşma müesseselerine yeni düzenleme getirilmelidir.
– Piyasa denetimi ciddi esaslara bağlanmalı ve gerçekçi olarak uygulanmalıdır.
– Seçim çalışmalarına şimdiden başlanarak müşahit ve sandık kurulları konusunda hızla ve özenle çalışılmalıdır.
Erken ya da zamanında yapılacak olan seçimlerin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve büyük Türk milletine hayırlı ve uğurlu olması en büyük dileğimizdir.
(https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/olaylar-ve-gorusler/siyaset-ve-nezahet-mustafa-nihat-karsli-2306863)