1 Mayıs tertip komitesi ve SES: Yoksulluğa, güvensizliğe, şiddete, mobbinge, angarya çalışmaya karşı haydi 1 Mayıs’a

KAYSERİ 1 MAYIS TERTİP KOMİTESİ İLE SAĞLIK VE SOSYAL HİZMLET EMEKÇİLERİ SENDİKASI (SES) ,YOKSULLUĞA, GÜVENCESİZLİĞE, ŞİDDETE, MOBBİNGE, ANGARYA ÇALIŞMAYA KARŞI HAYDİ 1 MAYIS’A!’ ÇAĞRISI İLE ŞU AÇIKLAMAYI YAPTI.

SAĞLIK VE SOSYAL HİZMET EMEKÇİLERİNİ EKONOMİK VE DEMOKRATİK HAKLARIMIZ İÇİN, KAYSERİ HALKINI SAĞLIK VE SOSYAL HİZMET HAKKI İÇİN HEP BİRLİKTE 1 MAYISTA MİMAR SİNAN PARKINDA BULUŞMAYA DAVET EDİYORUZ!

Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günümüz 1 Mayıs kutlu olsun.

Hakları için, eşitlik ve özgürlük için, sömürüsüz bir dünya ve ülke için yaşamlarını yitirenleri sevgi ve saygıyla anıyor, anılarına bağlı kalacağımızın sözünü bir kez daha veriyoruz.

Değerli sağlık ve sosyal hizmet emekçileri, sağlık ve sosyal hizmet haklarını savunduğumuz değerli halkımız;

Sağlık hizmetinin metalaştırılarak alınıp satılan bir mala dönüştürülmesine, hastaya müşteri denilmesine ve sağlık bütçesinin özel sermayeye akıtılmasına,

Sağlık kurumlarının şirketleşmesine, halkın sağlığının paraya tahvil edilmesine karşı çıkmak için,

Performans -güvencesizlik- şiddet kıskacı ile faturanın sağlık emekçilerine kesilmesine dur demek için,

Sosyal hizmetlerin; bağımlılık, siyasi yandaşlık ve rant ilişkisinden çıkarılarak hak temelli olarak verilmesi için,

Uzun çalışma saatleri, iş yükü, mobbing ve angarya gibi modern kölelik çalışma koşullarına isyanı dile getirmek için,

Sağlık ve sosyal hizmet alanında eğitim veren fakültelerden mezun olan yüzbinlerce gencin atanması için,

Pandeminin başından beri ifade ettiğimiz “Yaşamak ve yaşatmak istiyoruz” şiarımızı daha güçlü haykırmak için,

İşyerlerinde zorunlu verilmesi gereken 7/ 24 açık kreş hakkımız için;

En temel insan hakkı olan “sağlık hakkı” için halkın sağlığı, emeğimizin hakkı demek için,

Sağlık ve sosyal hizmet kurumlarında yemeklerden zehirlenmemek, yeterli ve dengeli beslenmeye uygun kamusal yemek hakkımız için,

Toplu sözleşmelerle mali, sosyal, özlük hakları iyileştirilmeyen, çalışma koşulları daha da ağırlaştırılan emekçiler olarak GREV’li toplu sözleşmeli, özgür pazarlık hakkını güvence altına alan sendika yasası talebini dile getirmek için,

Enflasyonun, vergiyükünün altında ezdirilen, sadaka gibi zamlarla yoksullaşanların; insanca yaşayacak meslek riskini karşılayacak, emekliliğe yansıyacak yoksulluk sınırının üstünde temel ücret ve vergi de adalet talebimizi haykırmak için,

Görevlerinden haksız ve hukuksuzca gece yarısı kararnameleri ile işinden atılan kamu emekçilerinin haklı adalet talebini haykırmak için,

1 MAYIS ALANLARINDA BULUŞUYORUZ!

Savaşsız ve sömürüsüz bir dünyaya olan özlemimizi haykırmak için

Kimsenin kimliğinden, inancından, cinsiyetinden dolayı ikinci sınıf yurttaş muamelesi görmediği,

Kadınlara yönelik şiddet, taciz ve tecavüzün son bulduğu, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kaldırıldığı,

Eşit yurttaşlığın, barış ve kardeşliğin hâkim olduğu,

Düşünce ve ifade özgürlüğünün suç olarak görülmediği ve cezalandırılmadığı,

Gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yatılmayan,

Emeğin, eşitliğin, özgürlüğün, demokrasinin, barışın, laikliğin hâkim olduğu bir gelecek ve ülke kurmaya yönelik mücadele sözümüzü yinelemek için 1 Mayıs alanlarında sınıf kardeşlerimizle, barıştan, eşitlik ve özgürlükten yana olan tüm halkımızla omuz omuza olacağız.

2024 1 Mayıs’ına sayılı günler kaldı. Ülkeyi yoksulluk ve sefalet kasıp kavuruyor. Servet ve sefalet kutuplaşması artıyor. Ücretlerimiz eriyor. Çalışanların ana omurgasına asgari ücret reva görülüyor.

1 Mayıs’ta Kayseri de buluşacak, ekmeğimizin her gün küçülmesine, adaletin terazisinin tamamen bozulmasına, en temel hak ve özgürlüklerimizin gasp edilmesine hep bir ağızdan DUR diyeceğiz.

Öte yandan 2024 1 Mayıs’ında Türkiye’nin ve dünyanın meydanlarında buluşan milyonların gözü kulağı İstanbul Taksim 1 Mayıs alanında olacak, milyonlarca kalp Taksim 1 Mayıs alanında atacak.

Başta Taksim olmak üzere ülkenin dört bir yanındaki 1 Mayıs alanlarına yürüyecek olan işçiler, kamu emekçileri, mimarlar, mühendisler, hekimler, emekliler, kadınlar ve gençler kol kola, omuz omuza haklarını ve özgürlüklerini savunacaklar.

Bizler, işçiler, emekçiler, emekliler için insanca yaşamak, hayatta kalmak zorlaşıyor. İnsanca yaşayamıyoruz, çünkü ülkemizin kaynaklarımız rantçılara, sermayeye, faize, saraya, şatafata, silaha, savaşa harcanıyor.Çarkların zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul yapmak için döndüğü bu düzene son verelim!

Ülkeyi yönetenler, yoksuldan alıp zengine, emekçiden alıp sermayeye kaynak aktarmayı görev biliyor. Bankalar, holdingler, şirketler karlılık rekorları açıklarken enflasyonun sebebi olarak biz gösteriliyoruz; alım gücümüz gerilemeye devam ediyor.

Tüm dünyada gıda fiyatları düşerken Türkiye gıda enflasyonunda açık ara birinciliğini koruyor. Alım gücümüz enflasyona ezdirilirken KDV-ÖTV, gelir vergisi, vergi dilimi derken cebimiz boşaltılıyor. Vergi yükü bizlerin sırtına yüklenirken sermaye ise keyfine göre vergi veriyor; bir gecede vergileri sıfırlanıyor, affediliyor.

İşsizlik, özellikle de genç ve kadın işsizliği yeni rekorlara koşarken iş bulanlara da giderek daha düşük ücretler ve daha güvencesiz çalışma biçimleri dayatılıyor.

Açlık sınırına bile yaklaşamayan maaşlara mahkum edilen emeklilere “banka promosyonu müjdesi” verilerek resmen alay ediliyor.

Mülteciler asgari ücretin altında ücretlerle, sigortasız, güvencesiz ve hatta ölümüne çalışmaya mahkum edilerek tüm ücretler baskı altına alınıyor. Milyonlarca mültecinin çaresizliği, sömürüyü artırmak için kullanılıyor. Sermaye kıdem tazminatı yükünden kurtarılmak isteniyor.

Zorlu çalışma ve yaşam koşullarını iyileştirmek, anayasal demokratik hakları kullanmak, sendikalı olmak, örgütlenmek, grev yapmak, meydanları doldurmak ve hatta geçinemediğini haykırmak bile “suç” sayılıyor.Biz yasal, Anayasal haklarımızı bile kullanamazken parası ve makamı olanlar hiçbir kurala, mahkeme kararına, hatta kendi yazdıkları yasalara ve Anayasa’ya bile uymuyorlar!

Zenginlerin ve muktedirlerin hiçbir kurala uymak zorunda olmadığı bir düzende milyonların ekmeği, hakları ve özgürlükleri gasp ediliyor. Örneğin TÜİK mahkeme kararlarına uymayarak enflasyon verilerini nasıl hesapladığını açıklamıyor, ekmeğimiz sahte enflasyon verileriyle küçülüyor.

Dünyanın en uzun çalışan, en az izin kullanan, durmaksızın iş cinayetlerine kurban giden emekçileri bu ülkede yaşam savaşı veriyor. Ülkemiz bir ucuz emek cenneti haline getirilmek istenirken Türkiye dünyada işçi haklarının en kötü olduğu 10 ülke arasında yer alıyor.

Otoriter bir rejimin ağır baskıları altında hepimiz kölece çalışıp asgari yaşamaya mahkum ediliyoruz. Bu nedenle demokrasi mücadelesi 2024 1 Mayıs’ının en asli gündemlerinden biridir.

Ülkemizde de Taksim 1 Mayıs alanı keyfiliğe karşı hukukun, otoriter tek adam rejimine karşı demokrasinin simgelerinden biri olmuştur. 2013’ten beri hukuk dışı biçimde 1 Mayıs’lara kapatılan Taksim Meydanı’na dair Anayasa Mahkemesi kararını vermiştir. Doğrudan bu karardaki ifadelerle söylersek “1 Mayıs’ta Taksim’de olmak her işçinin, emekçinin hakkıdır” Anayasa Mahkemesi kararına rağmen AKP iktidarı Taksim yasağını sürdürüyor.

Bu sene ülkenin dört bir yanında olduğu gibi, 1 Mayıs’ta Kayseri  Mimar Sinan Parkı’nda coşku ve umutla buluşacağız.

1 Mayıs’ta alanlarda olmak işimize, aşımıza, ekmeğimize, emeğimize, özgürlüğümüze sahip çıkmaktır.

1 Mayıs’ta alanlarda olmak hakkımıza-hukukumuza; gelirde, vergide ve ülkede adalet talebimize sahip çıkmaktır.

1 Mayıs’ta alanlarda olmak eğitim ve sağlık başta olmak üzere herkese nitelikli kamu hizmeti hakkımıza sahip çıkmaktır.

1 Mayıs’ta alanlarda olmak söz ve karar hakkımıza; sendikalı olma, örgütlenme ve grev hakkımıza; ifade özgürlüğümüze; yani demokrasiye sahip çıkmaktır.

1 Mayıs’ta alanlarda olmak İstanbul Sözleşmesine, işyerinde şiddete ve tacize karşı ILO’nun 190 sayılı sözleşmesine sahip çıkmak,  kadının ve kadın işgücünün her alanda ikinci sınıf sayılmasına rağmen mücadeleye devam etmektir.

1 Mayıs alanlarında olmak eşitliğe, özgürlüğe, laikliğe, hepimizin eşit yurttaşlar olarak barış içinde, kardeşçe yaşayacağımız bir memleket mücadelesine sahip çıkmaktır.

1 Mayıs’ta alanlarda olmak emperyalizme karşı barışı ve halkların kardeşliğini savunmaktır.

1 Mayıs’ta alanlarda olmak çevreyi korumak ve kentlerimize sahip çıkmaktır.

1 Mayıs’ta alanlarda olmak açlık sınırının altında kalan emekli maaşlarına itiraz etmektir.

Haydi bu adaletsiz düzene karşı bir elimizde çocuklarımız, bir elimizde karanfillerimizle 1 Mayıs alanlarına!

YAŞASIN 1 MAYIS!

Tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerini, sağlık ve sosyal hizmet kurumlarımızdan hizmet almak için gelen tüm halkımızıbizlerle 1 Mayıs meydanlarında omuz omuza haykırmaya SES’imize SES vermeye davet ediyoruz. 12:30’da EĞİTİM-SEN önünden miting alanına yürüyeceğiz.Yaşasın işçilerin emekçilerin uluslararası birlik dayanışma ve mücadele günü, yaşasın 1 Mayıs.

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

Zafer Partisi Kayseri İl Kongresi yapıldı

Zafer Partisi Kayseri 2. Olağan kongresi yapıldı. Zafer Partisi Kayseri il başkanlığı binasında düzenlenen kongrede …