Ege İhracatçı Birlikleri’nin ihracatının yüzde 10’dan fazlası Almanya’ya oldu
Almanya, sayıları 3 milyona ulaşan Türk kökenli vatandaşımızın karnının doyduğu bir yer. 1960’lı yıllarda Türkiye’den Almanya’ya giden gurbetçiler bugün Almanya’da, Almanlardan sonra en büyük etnik grubu temsil ediyor.
Son yıllarda Türkiye’den yurtdışına yerleşen gençler arasında da Almanya en çok tercih edilen ülkelerin başında geliyor. Almanya, bu özellikleri yanında Türkiye’nin ve Ege Bölgesi’nin ihracatında uzun yıllardır lider ülke konumunda. Almanya, Türkiye’nin ithalatında da üçüncü sıranın sahibi.
Türkiye, 2023 yılında 255 milyar 800 milyon dolarlık ihracata imza atarken, Almanya’da 21 milyar 79 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Türkiye’nin ihracatında Almanya yüzde 8,3’lük payla temsil edildi. Almanya’dan sonra en çok ihracat yaptığımız ülke 14,8 milyar dolarla Amerika Birleşik Devletleri ve 12,4 milyar dolarla İngiltere oldu.
Almanya-Türkiye dış ticareti 50 milyar dolara ulaştı
Almanya, dünyanın ihracat devi ülkelerinden birisi. Makine ve otomotiv sektörleri başta olmak üzere ihracatta dünyayı domine ediyor. Türkiye, 2023 yılında Almanya’dan 28,6 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirdi. Türkiye ile Almanya arasındaki dış ticaret hacmi 49,8 milyar dolara ulaştı ve 50 milyar dolara ramak kaldı.
Sayıları 120 bine ulaşan Türk ihracatçıları, 2023 yılında Afrika kıtasına 19 milyan 49 milyon dolarlık ihracat yaparken, Amerika kıtasına 18 milyar 23 milyon dolarlık ürün gönderiminde bulundular. Türk ihracatçıları, Asya ve Oknasuyla pazarında ise; 10,8 milyan dolarlık dışsatıma imza attı.
Bu veriler ışığında Türkiye’nin Almanya’ya yaptığı 21 milyar 79 milyon dolarlık ihracatın 3 kıtaya yapılan ihracat rakamını solladığını görüyoruz.
Türkiye’nin 2024 yılı ihracatının ilk dört aylık verilerine baktığımızda Almanya, 6 milyar 713 milyon dolarlık ihracatla zirvedeki yerini korudu. Almanya, Türkiye’nin ihracatında yüzde 8,1’lik payla temsil edildi.
2024 yılının ocak-nisan döneminde Türkiye’nin ithalat yaptığı ülkeler listesine baktığımızda Almanya’dan 8 milyar 526 milyon dolar ithalat gerçekleştirdik. Almanya-Türkiye arasındaki dış ticaret 2024 yılının ilk 4 aylık döneminde 15 milyar 239 milyon dolar olarak kayıtlara geçti.
Türkiye, Almanya’ya gerçekleştirdiği her 74 dolarlık ihracata karşılık 100 dolarlık ithalat yaptı.
Ege Bölgesi her 100 dolarlık ihracatının 10,2 dolarını Almanya’ya yaptı
Ege İhracatçı Birlikleri’nden Almanya’ya yapılan ihracat rakamları irdelendiğinde; Egeli ihracatçıların Almanya pazarında daha güçlü temsil edildiğini görüyoruz.
Ege İhracatçı Birlikleri üyeleri, 2023 yılında Almanya’ya 1 milyar 850 milyon dolarlık ihracat yaparken, EİB’nin 18,3 milyar dolarlık ihracatında Almanya’nın payı yüzde 10,2’ye ulaştı. Almanya, Türkiye genelinde olduğu gibi Ege Bölgesi’nde de en çok ihracat yapılan ülke olmayı sürdürdü. Ege Bölgesi’nde Almanya’dan sonra en çok ihracat yapılan ülkeler; 1 milyar 509 milyon dolarla Amerika Birleşik Devletleri ve 1 milyar 47 milyon dolarla İspanya şeklinde sıralandı.
Egeli ihracatçılar, 2024 yılının ocak-nisan döneminde 200 ülke ve gümrüklü bölgeye ihracat yaparken Almanya 611 milyon dolarlık ihracatla zirvedeki üstünlüğünü korudu.
Otomotiv, hazırgiyim ve demir sektörleri Almanya’ya ihracatta zirvede
Türkiye’de ihracatın kayda alındığı 26 sektörün Almanya ihracat karnelerine baktığımızda; 15 sektör Almanya’ya ihracatını artırmayı başardığını görüyoruz. Avrupa Birliği’ni domine ettiği için küresel ekonomideki resesyondan daha fazla etkilenen ve yorgun olan Alman ekonomisi, 2022 yılına göre 2023 yılında 11 sektörde Türkiye’den ithalatını azaltmak zorunda kaldı.
Türkiye’nin ihracat şampiyonu olan otomotiv endüstrisi sektörü, Almanya’ya gerçekleştirdiği 4 milyar 854 milyon dolarlık ihracatla Türkiye’den Almanya’ya en çok ihracat yapan sektör konumunda. Dünyaca meşhur Alman otomotiv endüstrisinde Türkiye’de üretilen yüzlerce parça kullanılıyor.
Türk moda endüstrisi, 2023 yılında Almanya pazarında yüzde 16 kan kaybetse de, Almanlara 3 milyar 50 milyon dolarlık kıyafet satmayı başardı. Almanlar şıklıklarını Türk kıyafetleriyle tamamladı.
Demir ve demirdışı metaller sektörümüz Almanya’ya 1 milyar 649 milyon dolarlık ihracatla zirvenin üçüncü basamağının sahibi oldu. Elektrik-Elektronik Sektörü 1 milyar 353 milyon dolar, kimya sektörü 1 milyar 277 milyon dolar ve makine sektörü 1 milyar 47 milyon dolarlık ihracatla Almanya’ya ihracatta 1 milyar dolar barajını aşan sektörler oldu. Gemi, Yat ve Hizmetleri Sektörü 2023 yılında Almanya’ya ihracatını yüzde 192,4 artırarak Almanya’ya ihracat artış rekortmeni sektör olarak öne çıktı. Yaş meyve sebze sektörü yüzde 43,2’lik, zeytin ve zeytinyağı sektörü yüzde 24’lük artışla ihracatını en çok artıran üç sektör şeklinde sıralandılar.
Almanya 6 sektörde ihracat birincisi, 5 sektörde ikinci büyük ihraç pazarı
Türk ihraç sektörlerinin en çok ihracat yaptığı ülkeler listelerine baktığımızda; Demir ve demirdışı metaller, fındık ve fındık mamulleri, hazırgiyim ve konfeksiyon, iklimlendirme, kuru meyve ve otomotiv endüstrisi sektörlerinde Almanya en çok ihracat yapılan ülke olarak dikkati çekiyor.
Almanya; Deri ve deri mamulleri, Elektrik ve elektronik, Makine ve aksamları, Meyve sebze mamulleri ve Yaş meyve sebze sektörlerinde ikinci büyük ihraç pazarımız.
Zeytin ve zeytinyağı sektörünün en çok ihracat yaptığı 3. Ülke Almanya olurken, Çelik, çimento, tekstil sektörlerinin en çok ihracat yaptığı ülkeler listesinin dördüncü basamağında yer buldu. Halı, mobilya sektörlerinde beşinci sırada Almanya’nın adı yazılı.
Süt bitkileri sektöründe altıncı büyük ihraç pazarımız olan Almanya, kimya ve savunma sanayi sektörlerimizin en çok ihracat yaptığı yedinci ülke. Almanya’yı; Hububat, bakliyat yağlı tohumlar, su ürünleri ve mücevher sektörlerimizin listelerinde dokuzuncu sırada görüyoruz. Almanya, Madencilik ürünleri ihracatımızda 11. Ülke olurken, gemi yat ve hizmetleri sektöründe 17. ve tütün sektöründe 19. sıradan listeye girdi.
WWF (Dünya Doğayı Koruma Vakfı) tarafından gerçekleştirilen uluslararası Tek Dünya Kentleri Yarışması’nın (One Planet City Challenge – OPCC) Türkiye ulusal şampiyonu İstanbul oldu
WWF tarafından 2011 yılından bu yana düzenlenen Tek Dünya Kentleri Yarışması (One Planet City Challenge – OPCC), iklim kriziyle mücadelede etkili, iddialı ve yenilikçi çözümler geliştiren kentleri öne çıkarıyor. İki yılda bir düzenlenen yarışmanın 2023-2024 döneminde 13’ü Türkiye’den olmak üzere 50 ülkeden, 350’den fazla yerel yönetim, küresel iklim öncüsü olmak için yarıştı. Türkiye’nin “iklim öncüsü” olmak üzere Antalya, İstanbul ve Kadıköy’ün finale kaldığı yarışmada ulusal şampiyonluk İstanbul’un oldu.
Jüri, değerlendirmesinde, İstanbul’un ülke kazananı olmasını, kapsamlı bir iklim eylem planı ortaya koyarken bu stratejisini kentsel planlama sürecine dâhil etmesine ve şeffaflık ve hesap verebilirliği gözetmesine dayandırdı. Değerlendirmede ayrıca iklim stratejisi, kentin genel planlamasına entegre edilirken sergilenen etkin yönetişime dikkat çekilerek bu konuda ulusal ve uluslararası diğer şehirlere liderlik ve önderlik sergilediğinin altı çizildi. İstanbul’un iklim eylem planının enerji verimliliği ve ulaşım başlıklarına odaklanarak ve “daha iyisini yeniden inşa” etmeyi teşvik ederek hem azaltım hem de uyum başlıklarını kapsadığı vurgulandı.
İstanbul’un Tek Dünya Kentleri Yarışması’nın ulusal kazananı olması nedeniyle, 2 Haziran Pazar Günü, Kadıköy Çevre Festivali kapsamında, Kadıköy Özgürlük Parkı’nda bir ödül töreni düzenlenecek. WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) Doğa Koruma Direktörü Dr. Sedat Kalem, Tek Dünya Kentleri yarışmasının Türkiye finalistlerine ödül ve katılım sertifikalarını takdim edecek. Etkinlik kapsamında ayrıca yarışmanın ulusal finalistleri İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Kadıköy Belediyesi ile yarışmanın bir önceki dönem ulusal kazananı olan İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden temsilcilerin katılımı ile “İklim Dostu Kentler” başlıklı bir panel düzenlenecek. Panelin ardından WWF-Türkiye ve Doğal Yapı Malzemeleri ve Yöntemleri Derneği tarafından hazırlanan “Afetlere Dirençli Kentler için Doğal Yapı Malzemeleri ve Yöntemleri” raporu kamuoyuna sunulacak.
Ek 1: Tek Dünya Kentleri Ödül Töreni ve İklim Dostu Kentler Paneli Programı
Ek 2: Tek Dünya Kentleri Ulusal Kazananı İstanbul neler yapıyor
Tek Dünya Kentleri Ödül Töreni ve İklim Dostu Kentler Paneli
Kadıköy Çevre Festivali
2 Haziran Pazar 12.00 – 13.30
Tek Dünya Kentleri Yarışması Sunumu ve Ödül Töreni
Sunum: Tanyeli Behiç Sabuncu, WWF-Türkiye İklim ve Enerji Programı Müdürü
Ödül ve Sertifika Takdimi: Dr. Sedat Kalem, WWF-Türkiye Doğa Koruma Direktörü
İklim Dostu Kentler Paneli
Moderatör: Tanyeli Behiç Sabuncu, WWF-Türkiye İklim ve Enerji Programı Müdürü
Prof. Dr. Ayşen Erdinçler, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanı
Lokman Atasoy, Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkanı Danışmanı
Aynur Şule Sümer, Kadıköy Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürü
Kemal Kılıç, İzmir Büyükşehir Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Daire Başkanı
Rapor Sunumu
Afetlere Dirençli Kentler için Doğal Yapı Malzemeleri ve Yöntemleri
Soru Cevap ve Kapanış
EDİTÖRE NOTLAR
Tek Dünya Kentleri Ulusal Kazananı İstanbul neler yapıyor:
Yaklaşık 20 milyona dayanan nüfusuyla bir mega kent olan İstanbul “Adil, Yeşil, Yaratıcı Şehir ve Mutlu İstanbullu” vizyonu ile çalışmalarına devam ediyor. İstanbul, Türkiye’den C40 Kentleri İklim Liderleri Ağına üye tek şehir olarak “Deadline 2020” taahhüdünü imzaladı ve 2050’de karbon nötr ve dirençli şehir olma hedefini beyan ederek İstanbul İklim Değişikliği Eylem Planı’nı hazırladı.
Şehrin iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine uyum sağlama kapasitesini artırma, yeşil ekonomi konusunda ivme kazandırma vizyonunu içeren bu plan, uzun vadede 2050 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşmayı hedefliyor.
Eylemlerin hayata geçirilmesine yönelik çalışmaları şeffaf, katılımcı ve kapsayıcılık ilkesinde yürütmek adına “İklim İzleme Raporu” kamuoyuyla her yıl paylaşılıyor. İstanbul sera gazı emisyon envanterinde en büyük paya sahip olan sabit enerji sektörü göz önünde bulundurularak, İstanbul Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı hazırlandı ve 2024 yılının Mart ayında kamuoyu ile paylaşıldı. Söz konusu planda yenilenebilir enerjiye geçiş ve enerji verimliliği konularına odaklanıldı.
2021 yılında Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası Yeşil Şehirler Ağı’na üye olan İstanbul, Yeşil Şehir Eylem Planının hazırlanması çalışmalarını sürdürüyor. Yeşil Şehir Eylem Planı, çevresel kaliteyi ve şehrin dayanıklılığını artırmak için su, enerji, atık altyapısı, ulaşım sistemi, binalar ve yeşil alanlarda iyileştirme ve geliştirmeye yönelik projeler ile sosyal politika eylemlerini içeriyor.
ZF, karbondan arındırılmış, bağlantılı ve güvenli yolcu taşımacılığı teknolojileri ile Busworld Türkiye 2024 Fuarı’nda yerini alıyor
ZF’nin alçak tabanlı şehir içi otobüsleri için yeni nesil elektrikli aksı AxTrax 2 LF’nin Türkiye lansmanı yapılıyor.
ZF, şehir içi otobüsler için Çarpışma Azaltma Sistemi (CMS) gibi gelişmiş ADAS güvenlik çözümlerini sunuyor.
Diğer öne çıkan ürünler arasında ZF’nin SCALAR ve Bus Connect dahil olmak üzere dijital filo yönetimi çözümleri yer alıyor.
Dünyanın en büyük ticari araç tedarikçisi ZF, 29-31 Mayıs tarihleri arasında İstanbul’da düzenlenecek Busworld fuarında otobüs üreticilerine ve filolarına karbon salınımını daha da azaltan, daha güvenli ve bağlantılı toplu taşıma sağlayan en son teknolojilerini sunuyor. Ülkede bir ilk olarak, ZF’nin alçak tabanlı şehir otobüslerine yönelik yeni nesil elektrikli aksı AxTrax 2 LF, ZF standında ön plana çıkıyor. Güvenlik konusunda, ZF’nin şehir içi otobüsler için geliştirdiği Çarpışma Azaltma Sistemi (CMS) ile elektrik el freni OnHand EPH de dahil olmak üzere yeni ADAS çözümleri de sergileniyor. Ziyaretçilere ayrıca ZF’nin dijital filo yönetimi çözümü Bus Connect’in canlı tanıtımı yapılırken, gelişmiş filo orkestrasyon platformu SCALAR da sunuluyor.
Dekarbonizasyon: Gelişmiş elektrikli tahrik sistemi
ZF, Türkiye’de bir ilk olarak alçak tabanlı şehir otobüsleri için gelişmiş AxTrax 2 LF elektrikli portal aksını sunuyor. ZF’nin en son e-mobilite geliştirme çalışmalarının örneği olan yeni aks ticari araç endüstrisinin karbondan arındırılmış bir geleceğe doğru dönüşümünü daha da desteklemeye yönelik gelişmiş performans sunuyor.
AxTrax 2 LF, hairpin tipi sargı teknolojisine sahip elektrik motoru ve 800 V silisyum karbür (SiC) invertör gibi yenilikçi bileşenleri paylaşan ZF’nin yeni nesil modüler e-mobilite kitinin bir parçasını oluşturuyor. 360 kW’a varan sürekli gücü ve 37.300 Nm’ye varan azami torku sayesinde tek bir tahrik aksı ile 29 tona kadar brüt araç ağırlığına sahip körüklü otobüsler için %20’lik etkileyici bir tırmanma kabiliyeti sağlıyor.
Aynı zamanda önceki nesle kıyasla %10’a kadar enerji tasarrufu sunan AxTrax 2 LF; kompakt tasarımı ile yolcu bölmesi için kullanılabilecek alanı azami düzeye çıkarıyor. Daha yüksek performans sunmasına rağmen, önceki kuşak elektrik aksı AxTrax AVE ile karşılaştırılabilir bir hacim kullanıyor. Yeni aks, aynı zamanda ZF’nin havalı süspansiyon ve fren sistemleriyle tamamen uyumlu. Yazılım açısından AxTrax 2 LF, ZF’nin aks durumu izleme ve siber güvenlik gibi son teknoloji özelliklerini geliştirme konusundaki kapsamlı deneyiminden de yararlanıyor. AxTrax 2 LF’in seri üretiminin 2025 yılında başlaması planlanıyor.
Güvenlik çözümleri:
Ticari araç endüstrisinin en geniş ürün portföyünü sunan ZF, yol güvenliğini artırmak için OEM müşterilerini desteklemek üzere benzersiz bir konuma sahiptir. Müşteriler, Otonom Acil Durum Fren Sistemi, Kör Nokta Bilgi Sistemi ve Geri Görüş Bilgi Sistemi gibi gerekli işlevleri sağlayan seçilmiş bileşenleri, tam sistemleri veya GSR 2 paketin tamamını tedarik edebilirler. Set, radarlar, kameralar, görüntü işleme modülleri ve bir lastik basıncı izleme sistemi de içerir.
ZF’nin şehir içi otobüsler için Çarpışma Azaltma Sistemi (Collision Mitigation System, CMS), aracın rotası üzerinde bulunan araçları, bisikletlileri ve yayaları algılayabilen akıllı bir fren sistemi de sergileniyor. Yenilikçi CMS sistemi, acil bir frenleme ihtiyacında otobüsü otomatik olarak durdururken, aynı zamanda araç içerisinde ayakta duran yolcuları da gözetir.
Fuarda ayrıca ZF’nin OnHand elektro-pnömatik el freni de yer alacak. Akıllı el freni sadece araç güvenliğini ve sürücü konforunu artırmnın yanı sıra otonom sürüş için yapı taşı teknolojisi olma görevi de görüyor.
SCALAR ve Bus Connect ile bağlantı çözümleri
ZF’nin filo yönetimi platformu SCALAR, toplu taşıma yöneticilerine karayolu taşımacılığı planlamasını, sevkiyatını ve başka süreçleri optimize etme olanağı sağlıyor. Gelişmiş sistem, toplu taşıma operatörlerine, gerçek zamanlı ve yapay zekâ tabanlı otomatik karar verme hizmeti sunarak servisin en yüksek düzeye taşınmasına yardımcı oluyor.
SCALAR EVO Flow, takograf, CAN bus veya mevcut sensörler gibi çeşitli araç birimleri ile uyum sağlayarak filo operatörlerine yüksek değerde araç ve sürücü verilerinin kullanılabilmesine olanak sağlıyor.
Busworld’deki ZF ziyaretçileri, dijital filo yönetimi çözümü Bus Connect’i de canlı olarak deneyimleyebilecek. ZF Bus Connect, filo operatörlerinin bir yandan maliyetlerden tasarruf ederken diğer yandan da güvenliği artırmasına, bakımı optimize etmesine ve değerli veri analizlerine dayanarak otobüs filosu operasyonlarını iyileştirmesine yardımcı oluyor.
Bilim Gençlerle Kazanacak Projesi yüz yüze etkinlikleri ile Haziran ayında lise öğrencileri ile buluşacak!
Bilim Kahramanları Derneği’nin öncülüğünde, Pfizer Türkiye’nin katkıları ile gerçekleşen “Bilim Gençlerle Kazanacak” Projesi, haziran ayı takvimiyle lise öğrencilerini eğitim ve bilimle buluşturmaya devam ediyor.
1 Haziran’da, “Yaşanabilir Bir Dünya İçin Yenilenebilir Enerji Kaynakları” ve “Sentezden Uygulamaya Karbon Nanotüpler” konularında bilim etkinlikleri gerçekleşecek. 2 Haziran’da ise, “UNAM Bilim Atölyesi: Bilimin Işığında Yaratıcı Deneyimler” başlığı altında gençlerin yaratıcılıklarını keşfedecekleri bir atölye düzenlenecek. 14-18 yaş aralığındaki lise öğrencilerinin katılımıyla ücretsiz ve fiziksel gerçekleşecek bilim etkinlikleri sonrasında tüm katılımcı gençlere katılım belgesi verilecek.
Gençlere eğitim ve kariyer yolculuklarında çeşitli bilim dalları ile ilham vermeyi amaçlayan proje sayesinde 14-18 yaş aralığındaki lise öğrencileri; farklı dallarda çalışan bilim insanlarıyla bir araya gelerek onların çalışmalarını yakından tanıma, bilimsel süreçleri yakından inceleme, bilimsel sorularla hipotez oluşturma, hipotezi test etme ve evdeki malzemelerle deney hazırlama gibi süreçleri tecrübe edebiliyor.
Ücretsiz gerçekleşen bilim etkinliklerinin duyurularına Bilim Kahramanları Derneği ve Pfizer Türkiye sosyal medya hesaplarından ulaşılabiliyor. #bilimgençlerlekazanacak
Bilim Gençlerle Kazanacak Projesi Haziran Ayı Takvimi:
“Yaşanabilir Bir Dünya İçin Yenilenebilir Enerji Kaynakları”
Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emre Erdem ile “Yaşanabilir Bir Dünya İçin Yenilenebilir Enerji Kaynakları” başlıklı fiziksel bilim etkinliği
Etkinlikte; güneş, rüzgâr, hidrojen gibi yenilenebilir enerji kaynakları ile birlikte teknoloji ve malzeme biliminin gelişmesiyle ortaya çıkan alternatif enerji kaynaklarının geleceğin enerji sorunlarını nasıl çözebileceği ve şarj edilebilir bir pilin nasıl yapılacağı ele alınacak.
Tarih: 1 Haziran 2024 Cumartesi
Saat: 11.00-12.30
Yer: Bilim Kahramanları Derneği Merkez Ofisi (Maslak)
“Sentezden Uygulamaya Karbon Nanotüpler”
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Doçent Doktor Osman Tolga Gül ile “Sentezden Uygulamaya Karbon Nanotüpler” başlıklı fiziksel bilim etkinliği
Tarih: 1 Haziran 2024 Cumartesi
Saat: 13.00
Yer: Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Polatlı Fen-Edebiyat Fakültesi
“UNAM Bilim Atölyesi: Bilimin Işığında Yaratıcı Deneyimler”
Bilkent Üniversitesi, Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezi’nden Dr. Ayça Arslan Ergül ile “Sentezden Uygulamaya Karbon Nanotüler” başlıklı fiziksel bilim etkinliği
Etkinlikte; Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezi gezisinin ardından Model Organizmaları Öğreniyorum, Benim DNA Kolyem ve Gram Boyama ile Bakterileri İnceliyorum aktiviteleri düzenlenecek.
Tarih: 2 Haziran 2024 Pazar
Saat: 12.30-16.00
Yer: Bilkent Üniversitesi UNAM
Evidea’nın yeni marka yüzü Doğa Rutkay!
Türkiye’nin lider ev ve yaşam perakende markası Evidea, televizyon ve tiyatro dünyasının sevilen ismi Doğa Rutkay ile heyecan verici bir iş birliğine imza atıyor!
Mutfak, ev tekstili, ev dekorasyon, tamamlayıcı mobilya, aydınlatma, banyo, elektrikli ev aletleri, ev ve yaşam olmak üzere toplam 8 ana kategoride geniş bir ürün yelpazesi bulunan Evidea, televizyon ve tiyatro dünyasının sevilen ismi Doğa Rutkay ile heyecan verici bir iş birliğine imza atıyor!
Evidea’nın yürüttüğü ve sektöre bir değer olarak kattığı başarılı pazar araştırmaları sonucunda, tüketicilerin marka ile yan yana görmek istedikleri isim olan Doğa Rutkay, bu kapsamlı ve renkli iş birliği çerçevesinde Evidea’nın marka yüzü oldu.
Bir evin ihtiyacı olan tüm ürünleri tek çatı altında sunan, Türkiye’nin lider ev ve yaşam perakende markası Evidea’nın geniş ürün yelpazesi Doğa Rutkay’ın stil ve zarafetiyle buluşarak, tüketicilere ilham veren dekorasyon çözümleri sunmaya devam edecek.
Evidea, mağazalarında “Doğa Rutkay’ın Seçtikleri” adlı özel bir alan oluşturarak, ünlü oyuncunun tarzını ve zevkini yansıtan seçkin ürünleri sergileyecek. Bu özel alan, tüketicilere benzersiz bir alışveriş deneyimi sunacak.
Tüketiciler, bu alanda, Doğan Rutkay’ın favori ürünlerini keşfederek evlerinde tarz oluşturmak için ilham alabilecek, ünlü oyuncunun beğenisi ve tavsiyesiyle hazırladığı seçkiyi takip ederek ev dekorasyonlarını yeniden şekillendirebilecekler.
Türkiye’nin önde gelen ticari araç üreticisi Anadolu Isuzu, 29-31 Mayıs tarihleri arasında İstanbul’da düzenlenen Busworld Türkiye 2024 Fuarı’nda sektöre öncülük eden modellerini ziyaretçiler ve katılımcılarla buluşturdu. Anadolu Isuzu fuarda Novo Volt modelinin lansmanıyla gelecek vizyonunu gözler önüne serdi.
Türkiye’nin ticari araç markası Anadolu Isuzu, otobüs üreticilerinin ve tedarikçilerinin en yeni ürün, teknoloji ve sürdürülebilir çözümlerini ortaya koyduğu Busworld Türkiye 2024 Fuarına çevre dostu modelleriyle katıldı. Anadolu Isuzu, Busworld Türkiye’deyurt içinde ve yurt dışında önemli başarılara imza atan Grand Toro, Citiport 12 ve Novociti Volt modellerini de sergiledi. Aynı zamanda Anadolu Isuzu’nun en yeni modeli elektrikli Novo Volt’un Türkiye’deki ilk gösterimi de fuarda gerçekleşti. Üretimden başlayarak satış sonrasına kadar “sürdürülebilirlik” temel anlayışıyla ile hareket eden Anadolu Isuzu, bu doğrultuda gelecek vizyonunu da ortaya koydu.
Arıkan; “Modellerimize tüm dünyada ilgi çok büyük”
Anadolu Isuzu Genel Müdürü Tuğrul Arıkan Busworld Türkiye’de gerçekleştirilen Novo Volt lansmanında bir de basın toplantısı düzenledi. Arıkan toplantıda yaptığı konuşmada yurt içinde ve yurt dışında önemli başarılara imza atan Grand Toro, Citiport 12 ve Novociti Volt modellerini sergilediklerini ve markanın en yeni modeli elektrikli Novo Volt’un Türkiye’deki ilk tanıtımını yaptıklarını belirterek “Sektörümüzü buluşturan bu fuarda AR-GE ve inovasyonu önceleyen ‘akıllı fabrika’ özelliklerine sahip modern üretim tesislerimizde dünya kentlerinin en güncel taleplerine uygun olarak geliştirip ürettiğimiz çevreci ve modern araçları sunduk. Bu araçlarımız Avrupa Birliği başta olmak üzere dünyanın birçok bölgesinde büyük ilgi ve beğeni topluyor. Son üç yıla baktığımızda; yurt içinde olduğu kadar ihracatta büyüyüp rekorlar kırdığımız bir dönemi yaşamamız bunun en büyük göstergesi” dedi.
Tam elektrikli NovoVolt 2025 yılında yollarda
Anadolu Isuzu’nun Türkiye’de ilk kez tanıttığı tam elektrikli otobüs NovoVolt servis ve turizm sektörü için tasarlandı. 29 yolcuya kadar oturma kapasiteli olan NovoVolt 320 kW’lık güçlü bir motor ve 165 kWsa’lik batarya ile donatıldı. NovoVolt 2025 yılından itibaren satışa sunulacak ve markanın orta boy elektrikli otobüs ürün gamını genişletecek.
Grand Toro ideal çözümler sunuyor
Anadolu Isuzu’nun Busworld Türkiye 2024’teki standında sunulan Grand Toro da üstün donanım ve teknolojik özellikleriyle fuarın ilgi çekici modelleri arasında yerini aldı. 37 koltuğa varan kapasiteli bu model kısa ve orta mesafeli servis, turistik ve havaalanı taşımacılığı seyahatleri için 8,5 metrelik orta boy ideal bir otobüs olarak dikkat çekiyor.
NovoCiti VOLT öne çıkacak
Fuarda sergilenen tamamen elektrikli orta boy NovoCiti VOLT da üstün özellikleriyle öne çıkan bir başka Anadolu Isuzu modeli oldu. Kendini kanıtlamış bir model olan NovoCITI LIFE’ı temel alarak geliştirilen tamamen elektrikli orta boy NovoCiti VOLT, geleceğin şehir içi toplu taşıma taleplerini karşılamak için özel olarak dizayn edildi. NovoCiti VOLT, sıfır emisyonu ve Akustik Araç Uyarı Sistemi (AVAS) ile daha önce birçok Avrupa şehrinde sergilendi ve yerel yönetimlerin de ilgi odağı oldu.
Isuzu Citiport 12 “konforlu ve ergonomik”
Anadolu Isuzu fuarda, büyük metropol ve belediyelerin genel ulaşım ihtiyaçları dikkate alınarak “ideal çözüm” çerçevesinde tasarlanan 12 metre segmentindeki toplu ulaşım aracı Citiport 12’yi de beğenilere sundu. Minimum yakıt, geniş ve ferah iç hacmi ile yolcularına konfor, ergonomik sürücü alanıyla da şoför dostu tasarımı buluşturan Citiport 12, 107 yolcuya kadar taşıma kapasitesiyle dikkat çekiyor. Engelsiz ulaşım konsepti ile tüm engelli yolcular için kolay ve rahat ulaşım imkanı sağayan model, Avrupa’nın en konforlu ve ergonomik otobüsü’ ödülüne sahip. Citiport 12, güçlü servis ağıyla, hızlı yedek parça erişimi ve 2 yıl sınırsız kilometre garantisiyle de öne çıkıyor.
Anadolu Isuzu 40 yaşında
Türk otomotiv sanayisinin yapı taşlarından biri olan Anadolu Isuzu’nun temelleri 1965 yılında atıldı. Çelik Montaj adıyla yolculuğuna başlayan Anadolu Isuzu, 1984 yılında Isuzu Motors Ltd. ile varılan lisans anlaşması ile birlikte Anadolu Isuzu ismini kullanmaya başladı. Kamyon, kamyonet, midibüs ve otobüs segmentlerinde “Isuzu” markası ile araç üretimlerini gerçekleştiren Anadolu Isuzu, güçlü ürün gamı, yaygın bayi ağı ve satış sonrası hizmetleri ile müşterilerine hizmet sunuyor. Anadolu Isuzu’nun yurtiçinde 33 satış noktası ve 91 yetkili servisi, yurtdışında ise 44 ülkede 36 distribütörlüğü ve 133 servis noktası bulunuyor.
İdeal Mutfak Tasarımının Şifreleri Mutfak Tasarımının Üç Altın Prensibi
Yaşamın vazgeçilmez bir parçası haline gelen mutfaklar, sadece yemek pişirme alanı olmanın ötesine geçerek yaşam alanlarımızın kalbi haline geliyor. Mutfaklarda estetik ve işlevselliği tüm tasarımlarında özenle bir araya getiren Bodrum Mutfak Mobilya, ideal mutfaklar yaratmanın temelinde matematiksel prensipleri benimsiyor. Her detayıyla tatminkâr mutfakları hayata geçirirken stratejik planlamaların uyum içinde kullanılması gerektiğine değinen Bodrum Mutfak Mobilya Kurucusu Mustafa Güneri, dikkate alınması gereken üç altın kuraldan bahsetti.
Mutfak tasarımının kendi içerisinde birçok dinamiğin olduğu bir süreç olduğunu söyleyen Bodrum Mutfak Mobilya Kurucusu Mustafa Güneri, “Geleceğin mutfakları, estetik ve işlevselliğin ideal bir uyum içinde olduğu alanlar olacak. İşlevsel olmayan alan bırakmadan planlanan mutfaklar, hem ev sahiplerinin ihtiyaçlarını karşılayacak hem de görsel bir şölen haline gelecek. Artık insanlar mutfaklarında sosyalleşiyor, sadece bunu gözeterek bile mutfak tasarımının kusursuz olmasıyla her gün keyifle vakit geçirecekleri alanlar yaratmamıza olanak tanınmış oluyor.” dedi.
Güneri, mutfak tasarımında dikkate alınması gereken temel noktaları ve stratejileri 3 kısa maddede özetledi:
Çalışma Üçgeni: Mutfak tasarımının temel prensiplerinden biri olarak çalışma alanının verimli kullanılmasının dikkatle planlanması son derece önemli bir kural niteliğindedir. Çalışma üçgeni prensibini uygulayarak mutfaktaki üç ana iş alanının birbirine olan mesafesi optimize edilir. Mutfak tasarımında çalışma üçgeni kuralı uygulamak, kullanıcılara daha konforlu ve verimli bir çalışma alanı sunar.
Ergonomi ve Erişilebilirlik: Mutfak tasarımında ergonomi, kullanıcı rahatlığını en üst düzeye çıkarmak için kritik önem taşır. Dolapların, rafların ve tezgâhların yüksekliği, kullanıcıların konforu için kullanım alışkanlıklarına göre ayarlanmalıdır. Mutfak ergonomisinde kişiselleştirme önemlidir. Kişiye özel hazırlanan tasarımlar, bu kişiselleştirme ihtiyacını karşılamak için en ideal çözümdür.
Alan Kullanımı ve Depolama Çözümleri: Alan kullanımını maksimize etmek, mutfak tasarımının bir diğer önemli unsurudur. İyi planlanmış depolama alanları, mutfağın düzenli ve fonksiyonel olmasını sağlar. Kullanıcısına konforlu bir mutfakta keyifli bir çalışma imkânı tanır.
AVRUPA’NIN EN YÜKSEK KULESİ ÇAMLICA KULESİ
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, İstanbul’un siluetini, tarihi simgelerini ve doğal güzelliklerini panoramik manzaralarla sunan Çamlıca Kulesi’nin ziyaretçi akınına uğradığını belirterek, “29 Mayıs 2021’de Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılan Çamlıca Kulesi’ni bugüne kadar 1 milyon 800 bin kişi ziyaret etti.” dedi. Dünya’da 100 adet FM radyo yayınının aynı noktadan yapılabildiği tek yer olan Çamlıca Kulesi’nin 369 metre uzunluğu ve 587 metre deniz seviyesinden yüksekliğiyle Avrupa’nın en yüksek kulesi olduğunu da vurgulayan Bakan Uraloğlu, ziyaretçilerin kuledeki ortalama gezi sürelerinin 1-1,5 saate ulaştığının da altını çizdi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Çamlıca Kulesi’nin İstanbulluların yanı sıra şehri ziyarete gelen turistlerin de ilgi odağı olmaya devam ettiğini söyledi. 369 metre uzunluğu, 587 metre deniz seviyesinden yüksekliği olan ve bu özelliğiyle Avrupa’nın en yüksek kulesi konumunda bulunan Çamlıca Kulesi’nin şehrin siluetini, tarihi simgelerini ve doğal güzelliklerini panoramik manzaralarla sunduğunu belirten Bakan Uraloğlu, “Çamlıca Kulesi açıldığı günden bu yana ciddi bir ziyaretçi akınına uğruyor. 29 Mayıs 2021’de Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılan Çamlıca Kulesi’ni bugüne kadar 1 milyon 800 bin kişi ziyaret etti.” şeklinde konuştu.
“Ziyaretçi Sayısında Bu Artış, Şehrin Yükselen Turizm Potansiyelini De Ortaya Koyuyor.”
İnteraktif alanlar ve sunduğu panoramik İstanbul manzarası ile turistlerin yoğun ilgi gösterdiği Çamlıca Kulesi’nde, ziyaretçilerin ortalama gezi sürelerinin 1-1,5 saate ulaştığını kaydeden Uraloğlu, “Çamlıca Kulesi’nin ziyaretçi sayılarındaki bu artış, şehrin yükselen turizm potansiyelini de ortaya koyuyor. Özellikle yaz aylarında ve tatil dönemlerinde ziyaretçi sayıları artıyor. Kulenin farklı bölümlerinde, özel günler de dahil olmak üzere birçok etkinlik düzenleniyor” diye konuştu.
Dünya’da 100 adet FM radyo yayınının aynı noktadan yapılabildiği tek yer olan Çamlıca Kulesi’nde, geçtiğimiz aylarda en gelişmiş insansı robotlardan biri olan Sophia’nın da radyodan canlı yayın yaparak bir ilke imza atıldığını kaydeden Bakan Uraloğlu, “Ayrıca İstanbul’un manzarasına ek olarak, farklı noktaları panoramik olarak izleme deneyimi yaşatan çok boyutlu Seyyah 360 ve ayın karanlık yüzeyine seyahat deneyimi yaşatan dijital tema park “Hedef Ay” ile de ziyaretçiler kulede keyifli zaman geçirme imkanı buluyor. Renkli etkinlikleri, teknik özellikleri ve mimarisiyle Çamlıca Kulesi; İstanbul’un yeni simgelerinden biri olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.” açıklamasında bulundu.
Novartis tarafından hayata geçirilen Unblocked projesi, kalp sağlığına dair farkındalığı artırmayı ve dünya genelinde bir numaralı ölüm nedeni olan kalp hastalıklarının üstesinden gelmeye yardımcı olmayı amaçlıyor.
Novartis Türkiye Ülke Başkanı Natacha Theytaz “Kardiyovasküler hastalıklar sadece dünyada değil, Türkiye’de de önemli bir halk sağlığı sorunu olarak karşımıza çıkıyor. Sağlık Bakanlığı’nın son verileri, Türkiye’de dolaşım sistemi hastalıklarının tüm ölümlerin yüzde 35,4’ünü oluşturduğunu ortaya koyuyor. Bu hastalıklar, iyi huylu ve kötü huylu tümörler (yüzde 15,2) veya solunum sistemi hastalıklarının (yüzde 13,5) iki katından daha fazla görülme sıklığı ile ülkemizde bir numaralı ölüm nedeni. Bu istatistiklerin ciddiyetini de göz önünde bulundurarak, Novartis Türkiye olarak tüm paydaşlarımız arasında kalp sağlığı ve kolesterol seviyeleri konusunda farkındalığı artırma misyonumuzda kararlıyız” dedi.
Novartis, Unblocked Hareketi’nin bir parçası olarak, 2024 Unblocked APMA Challenge’ı başlattı.
İkinci yılına giren proje, 15 Nisan – 15 Mayıs 2024 tarihleri arasında hayata geçirildi. 2.000’den fazla Novartis çalışanının katıldığı yarışma, fiziksel aktiviteleri takip etmeyi mümkün kılan GoJoe adlı bir sosyal fitness uygulamasıyla aktif, sağlıklı bir yaşam tarzını teşvik ediyor. Ayrıca katılımcılar kalp sağlığının önemini aileleri, arkadaşları ve daha geniş ağlarıyla paylaşmaya teşvik ediliyor. Geçtiğimiz yıl 1.500’den fazla çalışanın katıldığı Challenge’da 260 takım oluşturuldu ve dört haftalık süre boyunca 45.000’den fazla fiziksel aktivite kaydedilmişti. Bu yıl ise 51.300 saati ve 120.990 kilometreyi aşan toplam 53.665 fiziksel aktivite kayda geçti.
Novartis Türkiye Ülke Başkanı Natacha Theytaz konu ile ilgili olarak, “Kardiyovasküler hastalıklar hakkında farkındalığı artırmayı amaçladığımız ve Novartis APMA ülkelerinde paydaşlarımızla birlikte hayata geçirdiğimiz “Unblocked” projesi ile temel hedefimiz, tüm paydaşlarımız nezdinde kalp sağlığı alanında olumlu davranış değişikliklerini teşvik etmek. Bu nedenle, fiziksel aktiviteyi bir yaşam felsefesi olarak teşvik etmek ve kalp-damar sağlığına dikkat çekmek için hayata geçirdiğimiz UnblockedAPMAChallenge büyük önem taşıyor. Bu etkinliği sağlıklı bir yaşam tarzını benimsemek için bir fırsat olarak değerlendiriyoruz. Sporu hayat felsefesine dönüştüren biri olarak, ben de Unblocked Challenge’a katılıyor ve daha sağlıklı bir yaşam tarzı için proaktif adımlar atıyorum. Bu yıl gönüllü ekiplerle bir araya gelerek koşmaya devam edeceğim. Geçtiğimiz yıl katıldığım Boğaziçi yüzme yarışının ardından, bu sene Haziran ayındaki yarı-ironman etkinliğine de ilk kez katılacağım. Amacımız hep birlikte sağlıklı bir yaşama adım atarak engelleri yıkmak!” dedi.
Daha iyi kalp sağlığı için çalışanlarda davranış değişikliği teşvik ediliyor
2023 yılında başlattığı #Unblocked projesine 2024 yılında da devam eden Novartis Türkiye de tüm paydaşları arasında kalp sağlığı ve kolesterol seviyeleri konusunda farkındalık yaratma amaçlı bir dizi aktivite ve projeye imza attı. Novartis Türkiye, Unblocked projesi kapsamında tüm çalışanlarının LDL, HDL, LpA ve kan değerlerini öğrenmek üzere kan ölçüm etkinliği düzenledi ve onları sağlıklı bir hayat için ilk adımı atmaya davet etti.
Novartis Türkiye sosyal medya hesapları aracığıyla kalp sağlığı alanında toplum farkındalığını da artırmayı hedefliyor!
Novartis Türkiye, sağlıklı ve aktif bir yaşam tarzını teşvik etme taahhüdünün bir parçası olarak Unblocked temasıyla kalp sağlığına ve fiziksel egzersizin önemine vurgu yaptığı bilgilendirici sosyal medya içeriklerini Nisan ayından itibaren paylaşmaya başladı. Bu çalışmaları kapsamında farkındalık yaratma odaklı bilgilendirici içerikler kullanıcılarla paylaşıldı. Novartis Türkiye ayrıca, Türkiye’de tanınmış diyetisyen ve beslenme uzmanı Dilara Koçak ile iş birliği yaparak güçlü bir dijital etkileşim elde etti.
Nisan ayında gerçekleştirilen “Kalp Sağlığı Bilgilendirme Toplantısı” kapsamında ise Novartis Türkiye çalışanları, Prof. Dr. Hakan Karpuz ve Prof. Dr. Kerim Güler ile bir araya gelerek sağlıklı yaşam ve fiziksel egzersizin önemine vurgu yaptı ve doğru bilinen yanlışları konuştu. Yanı sıra, Uzman yoga eğitmeni Helen Faliveno ile canlı olarak mindful yoga seansı düzenlendi.
Novartis Türkiye çalışanları, Unblocked projesi kapsamında 15 Mayıs’ta paydaşları ile birlikte kalp sağlığına dikkat çekmek için İstanbul’da koştu!
Novartis Türkiye, Unblocked projesi kapsamında, kalp sağlığının önemine dikkat çekmek için 15 Mayıs’ta İstanbul’da bir de yürüyüş ve koşu etkinliği düzenledi. Bu etkinliğe hem Novartis çalışanları hem de paydaşları katıldı. Etkinlik, Novartis’in kalp sağlığı konusundaki taahhüdünün bir göstergesi olarak ön plana çıkarken, katılımcılar bir araya gelerek sağlıklı yaşamın ve düzenli egzersizin önemini vurguladı. Koşuya çalışanların yanı sıra paydaşların da yoğun katılımı, sağlık sektöründe iş birliğinin güçlenmesine de önemli bir katkı sağladı. Ayrıca hasta çocuklara destek olmak amacıyla Bir Dilek Tut Derneği için bağış toplayarak iyi bir amaca katkıda bulunuldu.
Novartis, sağlık ekosistemi ortaklarıyla birlikte, kardiyovasküler sağlığı dönüştürmeye ve KVH’ye bağlı ölümlerin nesilden nesile azalmasına öncülük etmeye kararlı adımlar atıyor.
Dünya MS Günü’nde MS hastalığına dijital farkındalık: MS+ dijital sağlık uygulaması yenilendi
Türkiye MS Derneği ve dijital sağlık girişimi Albert Health iş birliği ile geliştirilen ve Roche Türkiye’nin katkılarıyla 2022 yılında kullanıma sunulan MS+ dijital sağlık uygulaması yenilenen özellikleriyle hasta yolculuğunu iyileştirmeye devam ediyor. MS+ aynı zamanda yarattığı değer ile 30 Mayıs Dünya MS Günü’nde MS hastalığının farkındalığının artırılmasına katkı sağlıyor.
Halk arasında MS hastalığı olarak bilinen ve bir merkezi sinir sistemi hastalığı olan Multipl Skleroz, dünyada yaklaşık olarak 2,3 milyon, Türkiye’de ise yaklaşık 70 bin kişiyi etkiliyor. Uluslararası MS Federasyonu ve Dünya Sağlık Örgütü’nün ortak kararı ile Multipl Sklerozu daha geniş kitlelere duyurmak ve farkındalığını artırmak için her yıl mayıs ayının son çarşamba günü, ”Dünya MS Günü” olarak kutlanıyor. Türkiye MS Derneği ve dijital sağlık girişimi Albert Health iş birliği ile geliştirilen ve Roche Türkiye’nin katkılarıyla 2022 yılında kullanıma sunulan MS+ dijital sağlık uygulamasına eklenen yeni özellikler MS hastalığının farkındalığının artırılmasına katkıda bulunuyor.
Hekim tarafında yüzde 98’lik, hasta tarafında ise yüzde 96’lık memnuniyet oranıyla iki yılını geride bırakan MS+ dijital sağlık uygulamasına kullanıcıların ve hekimlerin ihtiyaçları doğrultusunda yeni özellikler eklendi. Türkiye’de MS hastalarının evde semptom takiplerinin yapılmasını, hasta günlüğünün tutulmasını, bu verilerin hekimlere doğru bir şekilde raporlanmasını, hastaların fizyoterapi, psikoloji ve beslenme gibi konularda bilgiye ulaşmalarını ve ihtiyaç duyduklarında psikolog ve beslenme uzmanları ile uzaktan ücretsiz görüşme yapabilmelerini sağlayan MS+ uygulamasına eklenen Sudoku ve 6 dakikalık yürüme testleri, hastaların bilişsel ve fiziksel durumlarını günden güne gözlemlemelerine olanak sağlıyor.
Roche İlaç Medikal Direktörü Dr. Mahir Kurt, “Roche Türkiye’nin katkıları ile Türkiye MS Derneği ve dijital sağlık girişimi Albert Health iş birliği ile 2022 yılında hayata geçirilen MS+ dijital sağlık uygulaması, bugüne kadar 2.000’e yakın hasta ve 30’dan fazla hekimin kullanımı ile MS hastalarının yaşamlarını iyileştirmeye devam ediyor. 30 Mayıs Dünya MS Günü dolayısıyla yenilenen MS+ uygulamasını duyurmaktan dolayı çok mutluyuz. MS+ artık hastaların, hastalığın ilerleyişini (progresyon) takip etmelerine de olanak sağlıyor. Güncellemelerle hastalar bilişsel ve fiziksel durumlarını günden güne gözlemleme ve progresyon takibi yapma imkânı elde ediyor. MS ile mücadelede hastalığın daha iyi yönetilmesine ve hastaların yaşamlarının iyileştirilmesine katkı sağlamaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.
Türkiye MS Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Serkan Demir, “MS gibi kişiye özel seyreden bir hastalıkta, etkin ve düzenli bir hasta-hekim iletişimi ve dayanışması tedavi sürecine de olumlu etki yapıyor. MS hastalarının tanı sürecinde ve tanı aldıktan sonra karşılaştıkları durumları ve varsa olumsuz etki yaratan konuları tespit etmek ve bu konularda onlara destek olmak, yalnız olmadıklarını ve değerli olduklarını hissettirmek büyük önem taşıyor. Bu kapsamda, Türkiye MS Derneği, Roche Türkiye ve Albert Health iş birliğiyle hayata geçirilen ve iki yılını geride bırakan MS+ uygulaması, yenilenen özellikleriyle artık hastalara progresyon takibi imkânı da sunuyor.” dedi.
Albert Health Kurucu Ortağı ve CEO’su Recai Serdar Gemici ise şunları söyledi: “Roche Türkiye ve Türkiye MS Derneği ile birlikte 2022 yılında hastaların kullanımına sunduğumuz yapay zekâ tabanlı MS yönetim programı MS+ ile kullanıcılarımıza sağlıklarını yönetmelerinde destek oluyor ve klinik fayda sağlıyoruz. Günümüzde büyük bir hızla gelişen ve farklı alanlarda kullanılan yapay zekâ teknolojilerini henüz 2022 yılında dijital sağlık alanında hayata geçirmenin gururunu ve doğal dil işleme, makine öğrenimi gibi süreçlerin düzenli takibiyle kullanıcılarımıza her geçen gün daha iyi bir deneyim sunabilmenin mutluluğunu yaşıyoruz. ABD’de ‘Global Fierce Pharma Marketing’ ve Türkiye’de ‘Golden Pulse’ ödüllerine layık görülen uygulamamızla, MS hastalığının her aşamasında hastaların yaşam kalitesini iyileştirmeye ve hastalığın daha iyi yönetilmesine yönelik çalışmalarımıza devam edeceğiz.”
FC Barcelona, Spotify Camp Nou stadyumunun resmi siber güvenlik çözüm ortağı olarak Fortinet’i seçti
Küresel siber güvenlik lideri, Haziran 2028 tarihine kadar önümüzdeki üç sezon için geleceğin stadyumunun yeni sponsoru oldu.
FC Barcelona ve küresel siber güvenlik lideri Fortinet, Fortinet’in 30 Haziran 2028 tarihine kadar önümüzdeki üç sezon boyunca Espai Barça’nın yeni Resmi Siber Güvenlik Ortağı olacağı bir sponsorluk anlaşması imzaladı. Anlaşmanın bir parçası olarak FC Barcelona, Spotify Camp Nou tesisleri için Fortinet’in sektör lideri Security Fabric platformundan yararlanarak güvenli bir dijital ortam sağlayacak ve bu platform spor ve eğlence dünyasındaki teknolojik yenilikler için küresel bir referans görevi görecek.
Kulüp ve Fortinet arasındaki ittifak, gelecekteki Spotify Camp Nou ile ilgili sponsorluk programının bir parçası olup, en yenilikçi teknolojik sistemleri gelecekteki Stadyuma entegre etme konusundaki ortak hedefleri sayesinde mümkün oldu. FC Barcelona, Espai Barça’yı yeni teknolojilerin ön saflarında yer alan uluslararası bir inovasyon merkezine dönüştürmeye kendini adadı. Bu anlamda, bu ittifak Kulübün lider şirketlerle ortaklık kurma ve en yenilikçi teknolojiyi yeni stadyuma entegre etme konusundaki kararlılığını bir kez daha teyit ediyor.
Bu ortaklık, kulüp tarihindeki en önemli projelerden biri için özel olarak oluşturulan sponsorluk programı için yeni bir fırsatı temsil ediyor. Hem doğrudan tüketicilere satış yapan şirketler (B2C) hem de Fortinet’te olduğu gibi iş sektörüne odaklanan şirketler (B2B) için FC Barcelona’nın küresel görünürlüğü ve prestijinden ve dünyanın önde gelen stadyumlarından biri olacak stadyumun öneminden yararlanarak yeni fırsatlar yaratacak.
Siber güvenlik ziyaretçi ve kullanıcı deneyimini iyileştiriyor
Anlaşmanın bir parçası olarak FC Barcelona, stadyum Wi-Fi, OT altyapısı ve veri merkezinin güvenliğini sağlamak için FortiGate yeni nesil güvenlik duvarları da dahil olmak üzere Fortinet’in Security Fabric platformunu uygulayacak. Fortinet’in Sıfır Güven Ağ Erişimi ve uç nokta güvenliği, herhangi bir konumdan uygulamalara erişen kullanıcıları ve cihazları koruyacak. Ayrıca, yapay zeka destekli güvenlik analitiği ile merkezi yönetim, kapsamlı ağ görünürlüğü sunacak. Bu teknolojiler FC Barcelona’nın mevcut BT yatırımlarıyla sorunsuz bir şekilde entegre olacak ve Spotify Camp Nou’da güvenlik ve verimliliği artıracak.
Espai Barça: Bir stadyumdan daha fazlası
Espai Barça, sembolik Spotify Camp Nou da dahil olmak üzere FC Barcelona tesislerini güncellemeyi ve genişletmeyi ve büyük bir şehrin merkezindeki en iyi spor kompleksine dönüştürmeyi amaçlayan spor ve eğlence dünyasında devrim niteliğinde bir proje. Fortinet ile işbirliği sayesinde en iyi siber güvenlik çözümlerine sahip olmak, güvenli bir dijital ortam sağlayarak ve stadyumu ziyaret eden tüm üyelere ve taraftarlara mümkün olan en iyi deneyimi sunmak ise bu hedefe ulaşmanın anahtarı olarak görülüyor.
Sürdürülebilir güvenlik teknolojileri geliştiren, siber güvenlik yeteneklerini çeşitlendiren ve sorumlu işletmeleri ve ortamları teşvik ederek sorumlu bir şekilde çözümler sunan Fortinet, siber güvenlik alanındaki ilerlemenin arkasındaki itici güç olarak ön plana çıkıyor. Fortinet’in deneyimi Espai Barça gibi büyük bir proje için çok önemli, çünkü bilgisayar acil müdahale ekipleri (CERT’ler), devlet kurumları ve akademik dünya dahil olmak üzere tanınmış kamu ve özel kuruluşlarla yaptığı çalışmalar, Fortinet’in dünya çapında siber dayanıklılığı artırma taahhüdünün temel bir yönünü oluşturuyor.
FC Barcelona Pazarlama Başkan Yardımcısı Juli Guiu şu değerlendirmelerde bulundu: “Espai Barça, kulübün dijital dönüşümünün katalizörü olmalı ve siber güvenlik de bunun temel bir ayağı. Fortinet ile yaptığımız işbirliği, tesislerimizin en gelişmiş korumaya sahip olmasını ve stadyumu ziyaret eden herkes için güvenli bir dijital ortam sunmasını sağlıyor. Bu işbirliği, inovasyon ve teknolojiye olan bağlılığımızı ve kulübün en iyi deneyimi sunma konusundaki kararlılığını vurgulamaktadır.”
Fortinet CMO’su John Maddison ise konuya dair şu açıklamaları yaptı: “Fortinet’in 20 yılı aşkın siber güvenlik inovasyonu geçmişine dayanarak, FC Barcelona’nın endüstri lideri, en son teknolojilerle desteklenen uluslararası bir inovasyon merkezi yaratma konusundaki iddialı vizyonunu desteklemekten gurur duyuyoruz. Spotify Camp Nou’yu dünyanın önde gelen stadyumlarından biri haline getirme ortak hedefimiz, dijital ortamını güvence altına almak için Fortinet Security Fabric platformundan yararlanarak mümkün oluyor.”
TOFAŞ BURSA ANADOLU ARABALARI MÜZESİ’NDE YENİ FOTOĞRAF SERGİSİ “DOĞA’NIN SANATI: İPEK”
Tofaş Bursa Anadolu Arabaları Müzesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Türkiye Kültür Yolu Festivali” Bursa organizasyonu kapsamında “Doğa’nın Sanatı: İpek” adlı fotoğraf sergisine ev sahipliği yapacak.
1850 yılında kurulmuş eski bir ipek fabrikasının endüstri mirasına sahip çıkılarak dönüştürülmesiyle 2002 yılında ziyarete açılan Tofaş Bursa Anadolu Arabaları Müzesi, Türkiye Kültür Yolu Festivali kapsamında “Doğa’nın Sanatı: İpek” adlı fotoğraf sergisine ev sahipliği yapacak.
Fotoğraf sanatçısı Fahrettin Beceren küratörlüğünde müzenin Mancınıkhane binasında 1 Haziran’da açılacak sergide, ipekböceğinin oluşum ve dönüşüm aşamalarını yansıtan 60 adet fotoğraf yer alacak.
Sergide ipekböcekçiliğinin yumurtadan başlamak üzere, koza örme ve nihayetinde ipek kumaşa dönüşme sürecinin her bir aşamasına, serginin aynı zamanda küratörlüğünü yapan Fahrettin Beceren’in objektifinden tanıklık edeceksiniz. İnce bir zanaatın ve sabrın sonucunu temsil eden fotoğraf karelerinde, ipekböcekçiliğinin doğadan ilham alan sanatını keşfedebilirsiniz. Sergi 1 Ekim 2024 tarihine kadar açık kalacak.
Bugüne kadar pek çok sergi ve kültürel organizasyona ev sahipliği yapmış olan müze, 1850 yılında Köleyan ailesi tarafından ipek fabrikası olarak kurulmuştur. 1920 yılında İpekerler tarafından satın alınan yapı, 1979 yılına kadar üretim yapmaya devam etmiş, faaliyetlerinin sona ermesinin ardından Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne devredilmiştir. Fabrika binası ve çevresindeki yapılar 1998-2002 yılları arasında Tofaş tarafından restore edilerek Anadolu’da arabacılık tarihine ışık tutan bir müzeye dönüştürülmüştür. Tofaş Anadolu Arabaları Müzesi 22 yılda 1,2 milyondan fazla ziyaretçiyi ağırlamıştır.