Sağlık haberleri ve panel

”İlk Yardıma İlk Sen Koş” Projesine Brandverse Awards’tan Altın Ödül   Türkiye Acil Tıp Derneği (TATD) ve Tüvana Okuma İstekli Çocuk Eğitim Vakfı (TOÇEV) ve AstraZeneca Türkiye iş birliği ile yürütülen “İlk Yardıma İlk Sen Koş” projesi Brandverse Awards’ta “Sağlıklı Yaşam” kategorisinde Altın Ödül’e layık görüldü.  Marketing Türkiye ve Boom Sonar iş birliğiyle bu yıl 7.si düzenlenen Brandverse Awards 16 Haziran’da düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Türkiye Acil Tıp Derneği (TATD), Tüvana Okuma İstekli Çocuk Eğitim Vakfı (TOÇEV) ve AstraZeneca Türkiye iş birliği ile yürütülen “İlk Yardıma İlk Sen Koş” projesi; reklam, pazarlama ve pazarlama iletişimi alanındaki başarılı marka ve projelerin “bütünleşik pazarlama” anlayışıyla değerlendirildiği Brandverse Awards’ta “Sosyal Sorumluluk ve Sürdürülebilirlik” ana bölümünün “Sağlıklı Yaşam” kategorisinde Altın Ödül’ün sahibi oldu. Proje kapsamında Türkiye’nin çeşitli illerindeki lise öğrencilerine TATD’nin gönüllü acil tıp uzmanları tarafından temel ilk yardım eğitimleri veriliyor. Bu eğitimler içerisinde temel yaşam desteği, erişkin ve çocuklarda kalp masajı ve suni teneffüs uygulamasının yanı sıra Heimlich manevrası, yabancı cisme bağlı hava yolu tıkanmaları gibi konular maketler üzerinde uygulamalı olarak anlatılıyor. Aynı zamanda ilk ve son testler uygulanarak eğitime katılan öğrencilerin bilgileri de ölçülüyor. TOÇEV ise eğitim verilecek okulların belirlenmesi için Milli Eğitim Bakanlığı’nın duyurusu ile İl Eğitim Müdürlükleri’nin farklı illerdeki okullarını kapsayacak şekilde her ay eğitime gidilen okullarla koordinasyonu sağlıyor. Proje kapsamında şu ana kadar 11 ildeki 85 okulda 30 binden fazla öğrenciye ulaşıldı. Farklı illerde gerçekleşen eğitimlere AstraZeneca’dan 57 çalışan da gönüllü olarak destek verdi. Proje ile 2025 yılına kadar yaklaşık 27 ildeki 155 okulda 55 bin öğrenciye eğitim verilmesi hedefleniyor. Proje kapsamında verilecek eğitimler bir sonraki eğitim öğretim döneminde yeni iller ile devam edecek.   Aldıkları ödül hakkında değerlendirmede bulunan AstraZeneca Türkiye Ülke Başkanı Ecz. Serkan Barış, “TATD ve TOÇEV ile yürüttüğümüz ‘İlk Yardıma İlk Sen Koş’ projemiz sağlık hizmetlerine erişim alanında hayata geçirdiğimiz değerli projelerimizden biri. Bu projemizi, AstraZeneca’nın Türkiye dahil şu ana kadar 39 ülkede yürüttüğü Genç Sağlığı Programı kapsamında hayata geçirdik. Program tüm dünyada şimdiye kadar 9 milyondan fazla gencin ve 160 bin sağlık çalışanının hayatına dokundu. Dünyanın dört bir yanında olduğu gibi ülkemizde de insanlar için sağlıklı bir gelecek inşa etme taahhüdümüzü yerine getirdiğimizi tescilleyen bu önemli ödülü almaktan gurur duyuyoruz. Projemizin gençlerimize faydalı olmasını diliyor, eğitimlere katılan ve bu projeye emek veren herkese teşekkür ediyoruz.” dedi.TATD Başkanı Prof. Dr. Serkan Yılmaz ise açıklamasında, “Bütün tıbbi müdahalelerde en önemli hedef, insanı hayatta tutmaktır. Son derece kritik olan ani kalp durması vakalarında müdahalenin en doğru şekilde ve zamanda yapılması; uygulamada hiçbir eksiklik veya hatanın olmaması son derece önemlidir. Halkı bu uygulamalar hakkında bilgilendiren programlar sayesinde kalp durması nedeniyle hayatta kalma oranları da çarpıcı şekilde iyileştirebilir. İlk yardım ve temel yaşam desteği eğitimleri vererek ilk yardım uygulamalarını yaygınlaştıran bu projemize Brandverse Awards tarafından verilen ödülden mutluluk duyuyoruz. Projeye katkıda bulunan tüm paydaşlarımıza teşekkür ediyorum.” dedi. TOÇEV Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Uygun ise açıklamasında şunları söyledi: “Bu projemiz ile okullardan ve öğrencilerden gelen taleplerle hayati önem taşıyan, günlük hayatta herkesin başına gelebilecek kazalarda, basit ama önemli tekniklerle temel yaşam desteği vermenin önemine dikkat çekiyoruz. Proje paydaşlarımızdan biri olan Türkiye Acil Tıp Derneği’nin uzmanlarıyla birlikte gençlerimize teorik ve uygulamalı olarak eğitimler veriyoruz. Projemizle yaptığımız ölçümlemeler de ilk yardım konusundaki farkındalığı ne derece artırdığımızı ortaya koyuyor. Bu anlamlı ödül, projemizi çok daha güçlü bir şekilde sürdürme konusunda bizlere bir başka motivasyon kaynağı oldu. Emeği geçen herkese çok teşekkürler.”
Göz kapaklarında düşüklük ve çift görme, konuşma, yutma güçlüğü, kollar ve bacaklarda oluşan kas güçsüzlüğü Miyastenia Gravis hastalığına işaret edebilir
Miyastenia Gravis’li hastaların tanı aldıktan sonra etkili tedavi ile hayat kaliteleri artıyor ve yaşam süreleri uzuyor

Nadir hastalıklar alanında 30 yıldan bu yana hastaları her zaman ön planda tutan global biyoteknoloji şirketi Alexion, AstraZeneca Nadir Hastalıklar Medikal Direktörü Uzm. Dr. Banu Kılıç Taşköprü, Miyastenia Gravis Farkındalık Ayı vesilesiyle, 40 yaşından önce ağırlıklı olarak kadınlarda görülen ve 60 yaşından sonra erkeklerde de görülme sıklığı artan; otoimmün, kronik, progresif, nöromusküler bağlantıda antikor oluşumu nedeniyle, kas güçsüzlüğü ile seyreden bu nadir hastalığa dikkat çekmek üzere bilgiler paylaştı: “Miyastenia Gravis nadir hastalıklardan biridir. Dünya genelindeki prevalansın kişi başına milyonda 204 kişiye kadar çıkabildiği tahmin edilmektedir. Ülkemizde net bir veri bulunmamaktadır ve hastalık kalıtımsal değildir. Çalışmalarda, son 50 yılda MG prevalansında artma ve ölüm oranında düşme eğilimi olduğu gösterilmiştir. Bu durumun başlıca nedeni tanıdan sonra yaşam süresinin artması ve etkin tedavi yöntemleri bulunmasıdır.”Dünya üzerinde 7.000’den fazla nadir hastalık, bu nadir hastalığa sahip tahmini 400 milyon insan var. Türkiye’de ise yaklaşık 7 milyon kişinin nadir görülen bir hastalığı olduğu düşünülmektedir. Nadir hastalıklar, genellikle şiddetli seyreden, yüksek ölüm oranlarına sahip, kronik ve ilerleyici hastalıklardır.Nadir hastalıkların görülme sıklığının düşük olması ve tanıda daha geri planda düşünülmesi, ayırıcı tanıda zorluk nedeniyle, bu hastalıklardan etkilenenler, gerekli tedavilere ulaşmada gecikme, referans tedavi merkezlerine ve ilgili uzmanlara erişim gibi konularda zorluklar yaşayabilmektedir. Nadir görülen hastalıkla yaşayan bir bireye doğru teşhisin konma süresi ortalama 4.8 yıldır. Maalesef, bu hastalıkların sadece yüzde 5’i teşhis edilebildiğinde etkili bir tedavi seçeneğine sahiptir.Miyastenia Gravis (MG) hastalığı, sinir-kas bağlantısında oluşan otoimmun olaylar sonucunda ortaya çıkan ve kas güçsüzlüğü ile seyreden bir hastalıktır30 yıldan bu yana nadir hastalıklardan etkilenen insanların karşılanmamış medikal ihtiyaçlarına odaklanan global biyoteknoloji şirketi, Alexion, AstraZeneca Nadir Hastalıklar Medikal Direktörü Uzm. Dr. Banu Kılıç Taşköprü hastalıkla ilgili şunları söyledi: “Hastalık, sinir- kas bağlantısında, biyoelektriksel faaliyetin gerçekleştiği alanda bulunan bir reseptöre karşı antikor gelişmesi sonucu, sinir ve kas arasında iletim kusuru ile ortaya çıkar. Başlıca belirtisi, istemli kaslarda duyusal belirtilerin ya da ağrının eşlik etmediği dalgalı kas güçsüzlüğüdür. Miyastenia Gravis hastalarında tipik olan bu dalgalı güçsüzlük, genellikle sabahları daha azdır, gün ilerledikçe özellikle, tutulan kasların uzun süre kullanımından sonra kötüleşir. Günden güne değişen bu kas güçsüzlüğü, istirahatten sonra daha iyi hale gelir. Enfeksiyonlar gibi araya giren olaylarla oldukça hızlı bir şekilde kötüleşebilir.”

Tipik olarak göz ve göz kapaklarının hareketini kontrol eden kaslarda zayıflama ile başlayan bu hastalığın daha şiddetli ve yaygınlaşmış hali olan jeneralize MG (jMG) formuna ilerleyerek baş, boyun, gövde, uzuv ve solunum kaslarında zayıflama olarak kendini gösterdiğine dikkat çeken Uzm. Dr. Banu Kılıç Taşköprü, sözlerine şöyle devam etti: “MG’li hastaların birçoğunda ilk etkilenen kaslar genellikle gözleri hareket ettiren kaslar olduğu için pitoz (gözkapağı düşmesi) ve diplopiye (çift görme) neden olur. Hastalığın yaygınlaşmasıyla yüz, çiğneme, yutma veya konuşma ve/veya boyun, gövde ile kol-bacak kaslarında güçsüzlük gelişir. Miyastenik kriz ile seyreden ağır olgularda ise solunum kasları, hastanın bir solunum cihazına ihtiyaç duymasına neden olacak kadar güçsüz olabilir. Ayrıca Miyastenia Gravis, birçok otoimmün hastalıkla birlikte görülebilir. Örneğin; tiroit hastalıkları, romatoid artrit, vitiligo, dislipidemi ve lupus bunlardan bazılarıdır. Bunların dışında MG’nin kronik, öngörülemeyen oranda yaşamı kalitesini azaltıcı seyri nedeni ile hastalarda psikiyatrik semptomların görülmesinin de beklenen bir sonuç olduğu açıktır ve hastalarda depresyon bulguları da gözlenebilir.”Miyastenia Gravis (MG) multidisipliner bir sağlık desteği almayı gerektirebilirMG tanısı almış hastaların yönetimini nörologlar ve nöromüsküler hastalıklar konusunda uzman nörologlar yürütmektedir. Hastalar, farklı klinik belirtiler ile kliniğe geldiklerinden, oftalmologlar, romatologlar, göğüs cerrahları, psikologlar, beslenme uzmanları ve konuşma terapistleri gibi uzmanlık alanlarını içeren multidisipliner sağlık ekiplerinin hastanın yönetimine dahil olması gerektiğini belirten Uzm. Dr. Banu Kılıç Taşköprü, birinci basamak koruyucu sağlık hizmeti sağlayan aile hekimlerinin de, MG hastalığının olası komplikasyonları ve tetikleyici faktörleri hakkında verimli bir şekilde eğitilmelerinin yararlı olacağını belirtti. Yaşam kalitesini arttırmak ve olası komplikasyonlardan korunmak için doğru tedavi çok önemlidirUzm. Dr. Banu Kılıç Taşköprü: “Miyastenia Gravis hastalığı önceki yıllarda adından da anlaşılabileceği gibi ölümcül komplikasyonlarla seyreden bir hastalıktı. Bu hastalık şimdi de etkin bir şekilde tedavi edilmez ise ölüm oranları yüksek olabilir. Şanslıyız ki bu konuda hem ülkemizde hem dünyada gerçekleşen bilimsel yenilikler sayesinde, bu hastalık etkin olarak tedavi edilebilmekte, hastaların yaşam kalitesi artmakta ve ölümcül komplikasyon riskleri azalmaktadır. Her hastalıkta olduğu gibi bu hastalıkta da normale yakın bir hayat için erken tanı ve etkin tedavinin büyük önemi vardır. Bu hastalıkta tedavi, semptomları azaltan ajanların yanı sıra immünsupresif/immünmodülator ajanlarla yapılmaktadır. Bu hastalık için geliştirilmekte olan yeni tedavi ajanları ile ilgili bilimsel çalışmalar tüm dünyada ve ülkemizde devam etmektedir.  Alexion, AstraZeneca Nadir Hastalıklar olarak, biz de MG hastalarının yararına olan bilimsel çalışmalarımıza devam ediyoruz.”Miyastenia Gravis’in yıllarca hastayı olumsuz etkileyebilecek ilerleyici seyir gösterebilen bir hastalık olduğunu hatırlatan Uzm. Dr. Taşköprü, hastaların mutlaka düzenli hekim kontrolünde olmaları gerektiğini belirtti. Hastaların, gün içinde kas gücünün en iyi olduğu saatlerden, verimlilikle yararlanmalarını önerdi. Bir komplikasyon olan ve ağır solunum yetmezliği ile kendini gösteren, araya giren infeksiyon gibi durumlarla tetiklenen “miyastenik kriz” gibi durumlara karşı, hasta yakınlarının ve hastaların farkında olmalarının ve hastaların acil olarak en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalarının hayati önem taşıdığını da hatırlattı. Bunların dışında MG hastalarının düzenli olarak, hekim kontrolü altında tedavilerinin sürdürülmesinin önemini vurguladı.Hasta yakınlarının, hastalık hakkında bilgilenmesi ve hastalara desteği çok önemli Miyastenia Gravis’in kronik otoimmun bir hastalık olması sebebiyle hasta ve hasta yakınlarına ömür boyu bazı sorumluluklar ve zorluklar yüklemektedir. Bu nedenle hem hastaların hem de hasta yakınlarının profesyonel destek almaları önem kazanmaktadır diyen Uzm. Dr. Banu Kılıç Taşköprü, hastalara şu tavsiyelerde bulundu: “Hastalar aşırı egzersizden, duygusal stresten kaçınmalı ve enfeksiyonlara yakalanmamaya (örneğin, kış aylarında kalabalıklardan uzak durarak) özen göstermeliler. Bunun yanı sıra dengeli beslenme, bol dinlenme ve bir miktar egzersiz (orta derecede yürüme veya yüzme), hastaların oldukça tatmin edici bir yaşam sürmesine yardım eder.”Uzm. Dr. Banu Kılıç Taşköprü: “Bilimsel ilerlemeler kaydetme ve hastalar için anlamlı bir etki yaratma önceliğimiz ile çalıştığımız hekimleri dinleyip, karşılanmamış medikal ihtiyaçları anlamamız ve onlarla bilimsel iş birliği yapmamız arasında çok yakın bir bağ var; hasta ve hekim dernekleri, sağlık mesleği mensupları ve ülkemizdeki sağlık otoritesi ile kurulan güçlü iş birlikleri olmadan bu tedavi alanına hizmet etmemiz mümkün olmazdı. Dirençli jeneralize MG tanısı almış hastaların yaşamlarını, sağlıklı bireyler gibi sürdürebilmeleri, çalışabilmeleri, aileleri ve sevdikleri ile verimli zaman geçirebilmelerini sağlamak, hastanede yattıkları süreleri azaltmak için kurumsal yaklaşımımız olan “önceliğimiz hastalardır” ilkemiz çerçevesinde biz de Alexion, AstraZeneca Nadir Hastalıklar ekibi olarak bugüne kadar olduğu gibi elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz” dedi.

Az gören çocukların işlevsel görmelerini geliştirmek için 5 öneri

İşlevsel görme, az gören çocukların mevcut görme kalıntılarını kullanma ve geliştirebilme düzeyleridir.

Az gören çocukların işlevsel görme becerilerini geliştirebilmesinin en önemli yolunun erken yaşta işlevsel görme değerlendirmesinin yapılması ve bununla birlikte verilecek erken eğitim olduğunu kaydeden Özel Eğitim Uzmanı/Akademisyen Hasan Hüseyin Yıldırım, şunları söyledi:

“Az gören çocuklar gerekli destekler sonucunda eğitim- öğretim süreçlerinde görme duyusunu birincil öğrenme aracı olarak kullanabilirler. Bunun da en önemli yolu da erken yaş döneminde yapılacak değerlendirme ve bununla birlikte verilecek erken eğitimdir. Eğer bu eğitim doğru zamanda verilirse, az gören çocukların eğitimlerinde görme kalıntılarını en üst düzeyde kullanabilmesi mümkündür” dedi.

“Farkında Kalın Özel Eğitim Üzerine Söyleşiler” kitabının da yazarı olan Hasan Hüseyin Yıldırım, işlevsel görme değerlendirmesinin gerekliliğini vurgulayan beş öneriye ilişkin şunları kaydetti:

1-Ülkemizde, az gören öğrencilerin uygun eğitim ortamlarına yerleştirilebilmesi ve uygun eğitim programlarının geliştirilebilmesi için Rehberlik ve Araştırma Merkezi’nde (RAM) işlevsel görme değerlendirmesine tabi tutulması,

2- Az gören öğrencilerin eğitsel değerlendirmelerinde yer alan RAM’larda çalışan personelin, ülkemizde saygın bilim insanları tarafından geliştirilen Gazi İşlevsel Görme Değerlendirme Aracı (GİGDA) gibi değerlendirme araçları kullanarak işlevsel görme değerlendirmesi yapması ve sonuçlara göre yerleştirme önerisi yapması,

3- GİGDA ile yapılan ölçüm sonuçlarına göre bir görme müdahale programı hazırlanarak, az gören öğrencilerin işlevsel görme düzeylerinin mümkün olan en erken dönemde belirlenmesiyle işlevsel görme becerilerinin gelişiminin desteklenmesi,

4- GİGDA ile yapılan işlevsel görme değerlendirmesinin sonuçlarına dayanarak, öğretmenlere ve ailelere, öğrenme ortamının ve görme engelli öğrencilere uygun materyallerin uyarlanmasına yönelik düzenlemeler konusunda tavsiyelerde bulunulması,

5- Görme engelli bireylerin eğitim aldığı okullarda BEP birimlerinde çalışan ve BEP’lerin hazırlanmasından sorumlu öğretmenlerin GİGDA’nın uygulanması ve sonuçlarının yorumlanması konusunda eğitim almaları,

Özel Eğitim Uzmanı/Akademisyen Hasan Hüseyin Yıldırım, yukarıdaki maddelere ilave olarak, öğrencilerin mevcut görme kalıntılarının günlük yaşamda işlevsel kullanımını artırmak ve gelişim aşamalarında akranlarının gerisinde kalmamaları için onların işlevsel görme değerlendirmesi sonucunda ortaya çıkan mevcut becerilerini desteklemek gerektiğini sözlerine ekledi.

Suriye’de Yıkımdan Yeniden Doğuşa: Dünya Doktorları Sağlık Yardımlarının Önemini Vurguladı

Dünya Doktorları Programlar Direktörü Cem Hatunoğlu,  7’nci Brüksel Konferansı öncesi düzenlenen “Suriye ve Türkiye’deki Depremlerin Ardından Geçen Dört Ayda Acil Sağlık Müdahalesinden Çıkarılan Dersler” adlı panele konuşmacı olarak katıldı.

Suriye’deki ve komşu ülkelerdeki insani ihtiyaçları karşılamak için insani ve mali desteği seferber etmek ve yerinden edilmiş insanlara ve mültecilere karşı dayanışma gösteren ülkelere siyasi ve mali destek toplamak amacıyla Avrupa Birliğinin “Suriye ve Bölgenin Geleceğine Destek” konulu VII. Brüksel Konferansı 14-15 Haziran tarihleri arasında düzenlendi. Dünya Doktorları, 13 Haziran Salı günü konferans öncesi düzenlenen yan etkinliklerde bir panel düzenledi.

Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (UNOCHA)’nın Suriye Krizinden Sorumlu Bölgesel İnsani Yardım Koordinatör Yardımcısı David Carden’nında yer aldığı , “Suriye ve Türkiye’deki Depremlerin Ardından Geçen Dört Ayda Acil Sağlık Müdahalesinden Çıkarılan Dersler” adlı panelde Dünya Doktorları Programlar Direktörü Cem Hatunoğlu konuşmacı olarak katıldı.

“Bu panel neler yapabileceğimizi düşünmek için bir fırsat sağladı”

STK’lar ve uluslararası insani yardım kuruluşlarının da katıldığı panelde konuşan Cem Hatunoğlu, deprem sonrası Suriye’deki son durumun, zaten kırılgan olan sağlık sistemine ek olarak insani ihtiyaçları daha da artırdığını söyledi. Hatunoğlu, “Sağlık sektörünün müdahalesi, acil tıbbi ihtiyaçlara cevap vermenin yanı sıra etkilenen sağlık tesislerinin rehabilitasyonu açısından da çok önemliydi. Bu panel tartışması, neyin işe yaradığını, ne öğrendiğimizi ve daha farklı neler yapabileceğimizi birlikte düşünmek için bir fırsat sağlamıştır” dedi. Dünya Doktorlarının hızlı, aktif ve etkin bir şekilde kriz anlarında çalışmalarını sürdürdüğüne değinen Hatunoğlu, “Dünya Doktorları olarak, zaman ve kaynakların kullanımı açısından olabildiğince verimli bir şekilde, depremden etkilenen nüfusun özel sağlık ihtiyaçlarına cevap verdik. Deprem sonrasında gerek DDD olarak bizzat yürüttüğümüz sağlık programından elde ettiğimiz deneyimler gerekse panelde paylaşılan iyi uygulamalar insani yardım çalışanlarının gelecekteki olası depremlere hazırlık ve müdahale seviyesinin daha da iyi bir noktaya taşınmasına yardım edeceğine inanıyorum. Bunun yanında, DDD’nin tamamı Suriyeli sağlık personelden oluşan sağlık merkezleri, insani yardımın yerelleştirilmesi yani yerelin ilerideki feleketlerle kendi olanaklarıyla başa çıkma kapasitesinin arttırılması amacına da doğrudan hizmet etmesi bakımından önemli bir görev üstlenmektedir.” dedi. Hatunoğlu, düzenlenen panelin, acil eylem planlarının hazırlanması, insani yardım alanında çalışan ilgili tüm aktörlerin hazırlık seviye ve kapasitelerini geliştirmeleri, fonların süratle mobilize edilmesi, aktörler arasındaki koordinasyon ve işbirliği başta olmak üzere birçok önemli konuya dikkat çektiğini belirtti.

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

Kadınların Gizli Düşmanı: Lipödem!

Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Candan Mezili, “Kadınların selülit veya obezite zannederek …