PİRELENMELİ MİYİZ? (Köşe yazısı)

Mustafa TEMİZER 

Aynı grup içinde yer alan arkadaşlarımdan biri paylaşmış. Kul ve toplumun bir bireyi olarak herkesi ilgilendiren bir konuda uyarıcı olduğuna inandığım yazıyı şöyle:

“ Pirelenmeliyiz…

Ömer Seyfettin Pire Hikâyesi’nde şöyle anlatır:

Köpeğin sahibi, köpeğini bol bol yedirir içirir, besler ve her gün yıkar, temizler, parfümler. İnsana yapılacak hizmetten daha fazla hizmet eder.  Köpek de bu haliyle rahata alışır, miskinleşir, yattığı yerden kalkmak istemez, sürekli uyur. Uyanır etrafı bir kolaçan eder, yine uykuya geçer. Böylece yemek ve içmekten kesilir. Bu gidişle köpek hastalanır. Sahibi köpeği kucaklar veteriner, veteriner dolaştırır. Sonunda Avrupalı, ihtiyar bir veterinere götürür. Veteriner, köpeğe bakar, sahibine der ki:

– Sen bu köpeğin üzerine bir miktar pire koy iyileşir. Adam bu sözleri dalga geçer gibi kabul edip, veterinere kızar. Fakat çaresiz eve döner. Evde, konuyu hanımına anlatır. Hanımı; bu yöntemin denenmesi fikrini söyleyince köpeği tekrar kucağına alır, incir tüccarı olan bir tanıdığına gider, meseleyi ona anlatır. Arkadaşı da:

– Ondan kolay ne var. Bizim depoda, incir çuvallarının arasında pire kaynıyor, bu akşam oraya koyalım, ona istemediğin kadar pire gelir, der.

Köpeğin önüne bir miktar ekmek ve su koyarlar, kapıyı kapatırlar. Ertesi gün sabah gelip kapıyı açtıklarında bir de ne görsünler, hasta köpek iyileşmiş. Depoda yalın kılıç sağa sola koşturup duruyor. Ekmeği yemiş suyu içmiş, tazıya dönmüş.

Adam, veterinere kızdığına pişmanlık duyar, gidip vizite parasını öder ve gerekli tavsiyeleri alır. Her şeyin bir yaratılış gayesi olduğunu ecnebi veterinerden öğrenmiş olur.

Davasız, mefkûresiz, idealsiz, hedefsiz, heyecansız insanlar, hasta olmaya, yatalak olmaya, duyarsız olmaya, miskinleşmeye aday olan insanlardır. Bunların hayatları boş, sözleri malayani, kendileri rahatizim beşiğinde sallanan hasta ruhludurlar.

İnsan için, şer gibi görünen pek çok şeyde hayır, hayır gibi görünende de şer vardır. Gerçek ifadeyle bunun böyle olduğunu çoğu kez görüyor ve yaşıyoruz.

Türkiye’nin eğitim kurumlarında öğreten ve öğrenen, bu vatanın her karış toprağında yaşayan insanımız bu istikamette duyarlılık göstermeli, gönüldaşlarımız, gönül ve fikir âlemine pireler salmalı, inançsızlıktan, mefkûresizlikten, idealsizlikten, hedefsizlikten, heyecansızlıktan, duyarsızlıktan kurtulmalıdır. Piresi olmayan mutlaka pirelenmeli, harekete geçmeli, sağlığına kavuşmalı, çırpınmalı, sağa sola koşmalı, araştırmalıdır. Pire hasta olan köpeği bile iyileştirirken, pire hükmünde olan kabiliyetlerimiz, özelliklerimiz, niçin bizi kaşındırıp, harekete geçirmesin? “İnsan belli istikamette yaşamalı ve belli istikamette ölmelidir”

Bu hikâye, söylediklerime ışık tutmuyorsa, muhataplarım; kem söz sahibinindir diyerek sözümü bana iade edebilir. İsteyen bu hikâyenin tamamını araştırıp okuyabilir.

Sebepsiz ve hikmetsiz hiçbir şey yaratılmamıştır. Şeytanın yaratılması insanın tekâmül ve inkişafı içindir. Ölçülü alınan zehir, panzehir olur.

Bizi iri ve diri tutan bu sıfatlarımızla harekete geçmeliyiz, aklın ve diğer özelliklerimizin yardımıyla helal dairede adımlar atmalıyız. Kendimize ve milletimize faydalı olmalıyız.

Dünya ve ahiret sorumluluğunu kabullenen insan; iman sayesinde belli istikamette yaşar, kendine ve milletine faydalı olur.

Allah’a kulluk eder, O’nun emrettiği yolda yürürsek, Allah sever, insanlar da sever. Eli öpülecek, eli tutulacak, insanlar oluruz. Peşimizden gelecek nesillere iyi örnek olur, eserler bırakırız.  Alıntıdır ”

Görevimizin ihmali halinde milletimizin, ailemizin, çocuklarımızın, torunlarımızın ve insanlığın geleceğinin karartılacağının, iştirak etmediğimiz çilesine katlanmadığımız bir kurtuluşun mümkün olmayacağının, kurtarıcılar beklemenin bize ancak yeni efendiler kazandıracağının unutulmaması dileğiyle….

Milletimizin uyanması görev ve sorumluluklarını hatırlaması, milletimizin ve insanlığın kurtuluşuna vesile olarak yeni bir Milli Mücadele içinde olması dilek temenni ve duasıyla…

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

MİLLET DAVASI NEDİR?(2)

Mustafa Temizer Dava: Ülkü; amaç edinilen, ulaşılmak istenen şey; idealdir. Dava adamı: Bir ülkü uğruna …