Covid-19 pandemisi nedeniyle toplumun yaşamı radikal bir şekilde değişti. Gündelik yaşam sekteye uğradı, bireylerin virüse yakalanmaktan kaçınma çabaları ve karantina düzeni farklı bir toplumsal düzen meydana getirdi. Şüphesiz ki Covid-19’un etkilediği en önemli alanlardan biri
iş yaşamı oldu. Covid-19 tedbirleri kapsamında çalışanların bir bölümü hafta sonları işe gitmedi, bir bölümü ise “evden çalışma” düzenine geçti.
Heinrich Böll Stiftung Derneği Türkiye Temsilciliği tam da bu değişimleri görmek üzere yola çıktı ve KONDA Araştırma ile ortak yürütülen bir çalışmaya imza attı. Derneğin araştırmasıyla 18 yaş ve üzeri Türkiye nüfusunun ev içi işlerin, evde bakım hizmetlerinin, çalışma pratiklerinin
ve zaman kullanımlarının pandemi öncesi ve pandeminin farklı dönemlerindeki verilerini ortaya kondu.
Ana başlıklarından biri “Evde Bakım” olan araştırmada toplumun çalışma düzenleri, ev geçiminin nasıl sağlandığı, çalışma şekilleri, ortalama çalışma saatleri, güvencesiz çalışma halleri ve pandeminin çalışma yaşamı ile ev yaşamını nasıl etkilediği gibi başlıklar incelendi. Elbette bunların yanı sıra bir toplumsal cinsiyet verisi olarak pandemi sürecinde kadınların –evli ya da bekâr olmaları fark etmeden– artan iş yükleri, dikkat çekici olmasa da, dramatik bir tablo oluşturdu. Kadınlar hangi işte çalışırlarsa çalışsınlar bir de evde çalışıyorlardı. Ev işlerinin yanı
sıra evde bakıma ihtiyacı olan biri varsa (bebek, hasta, yaşlı, engelli, vs.) kadınlar onların da bakımını üstleniyordu.
Pandemide Evde Bakım ve Zaman Kullanımı Araştırması
Araştırma kapsamında Türkiye’de, 32 ilin 99 ilçesinde 2523 kişiyle hanelerinde yüz yüze görüşüldü. Pandemide Evde Bakım ve Zaman Kullanımı Araştırması’nın verilerini desteklemek ve kimi zaman büyük farklar gözlemlenen bulgularını sağlıklı bir şekilde değerlendirebilmek
için KONDA Araştırma’nın Mayıs 2020 ve Nisan 2018 tarihlerinde yaptığı araştırmaların bulgularıyla karşılaştırma yapıldı.
Araştırmaya dair değerlendirmeyi “Pandemi ile Ücretli ve Ücretsiz Çalışma Saatleri ve Pratiklerinin Dönüşümüne İlişkin Toplumsal Cinsiyet Bakış Açısından bir Değerlendirme” başlığıyla Prof. Dr. İpek İlkkaracan sundu: “Bakım yükümlülüğü olan kadınlara uzaktan çalışma
seçeneği tanınırken, benzer durumdaki erkekler için bu seçeneğin sunulmaması ya da teşvik edilmemesi, cinsiyete dayalı geleneksel iş bölümünü desteklemekte. Sonuç olarak uzaktan çalışmada kadın ve erkek farkı, kadınların işgücü piyasasında kalmasını desteklerken, bir
yandan da toplumsal cinsiyete dayalı yatay ve dikey iş ayrıştırması ve ücret/kazanç uçurumu gibi eşitsizlerin derinleşmesine katkıda bulunuyor.”
Sivil toplum kuruluşları, kadın örgütleri, akademisyenler, gazeteciler ve bu alanda çalışan kimseler için son derece önemli bulgular taşıyan rapordan bazı başlıklar şöyle:
Toplumun yüzde 54’ü şu anda çalışmıyor. Toplumda işgücüne dahil olanlar toplumun yarısından daha az.
İstihdamda olanların yüzde 85’e yakını ofise/ fabrikaya/ işyerine gidiyor.
Pandemi döneminde evde çalışma veya dönüşümlü olarak ev ve işyerinde çalışma sistemine geçenlerin sayısı artmıştı.
Toplum haftada ortalama 48 saat çalışıyor. Her 5 kişiden 1’i ise 60 saatten daha fazla çalıştığını söylüyor.
Toplumun 5’te 1’i sigortasız çalışıyor. Eğitim seviyesi azaldıkça sigortası olmayanların oranı artıyor.
Her 5 kişiden 1’i pandemi zamanında işten çıkarılmış veya işini bırakmış. Pandemi dönemi sürekli gündeme gelen işten çıkarılanlar ve işi bırakmak zorunda kalanların toplumun yüzde 20’sini oluşturduğunu görüyoruz.
Ev işi ve bakım emeği yükü kadınların omzunda. Kadınların yüzde 67’si ev işlerini tek başına yaparken evli kadınların yüzde 75’i ev işlerini tek başına yapıyor. Bakıma muhtaç bireylerin bakımından da genellikle kadınlar sorumlu.
Toplumun yüzde 83’ü “Tüm çocuklu aileler için kaliteli kreş ve anaokulları hizmeti sağlanmalıdır,” diyor.
Toplumun yüzde 94’ü “Yaşlı, engelli, hasta bakımı için kamu kurumlarının ve belediyelerin evde bakım hizmeti sunması gereklidir,” diyor.
Her 10 öğrenciden 1’i online eğitime katılamadı. Pandemi döneminde eğitim konusunda kurumların ve bireylerin bu duruma hazırlıksız yakalanması nedeniyle online eğitim alması gereken her 10 öğrenciden 1’i bu sürece dahil olamadı.
Toplum daha az uyumaya başladı. Pandemi döneminden bu yana uyku ve diğer işlere ayrılan zamanlarda ciddi bir değişim yaşandı. Pandemi döneminde toplum geneli günde yaklaşık sekiz buçuk saat uyurken şu anda yaklaşık yedi buçuk saat uyuyoruz. İnternet ve televizyonla geçirilen zaman ise pandemiden bu yana yaklaşık dört buçuk saat azaldı.
İlginizi Çekebilir
Seda Durmuş ve Mustafa Özışık’ta yaşamlarını birleştirdi
Kayseri Valiliği Basın-Yayın Müdürlüğü’nde görev yapan Muharrem Özışık oğlu Mustafa’yı evlendirdi. Beyaz İnci Deluxe’de gerçekleştirilen …