ÖZHASEKİ: “VATANDAŞLARIMIZ CUMHUR İTTİFAKI’NA GÜVENİYOR”

Haberler.com’dan Yavuz Selvi’nin konuğu olan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı, Yerel Yönetimler Başkanı Mehmet Özhaseki, erken seçimden emeklilikte yaşa takılanlara, 2023 seçimleri öncesi parti çalışmaları ve gençlere kadar bir çok konuda gündeme dair açıklamalarda bulundu.

Özhaseki, 2023 seçimleri ile ilgili açıklamalarda bulunarak, “Bu seçimleri biz sıradan bir seçim gibi görmüyoruz, Türkiye için çok önemli bir dönüm noktası olabilecek, sonuçları itibarıyla gelecek yılları çok etkileyecek bir seçim olarak görüyoruz. Seçimlere giderken bizim birçok avantajımız var. Elbette 20 yıldır iktidar olmanın getirdiği birtakım dezavantajlar olabilir ama nihayetinde o kadar çok avantajımız var ki ve sonrasıyla ilgili de söyleyeceğimiz o kadar çok şey var ki, biz seçimlere herkesten birkaç adım önde başlıyoruz diyebilirim.” dedi.

Sağlık, ulaşım, enerji ve savunma sanayii gibi birçok alanda büyük yatırımlar yapıldığını ifade eden Özhaseki, “Nihayetinde bizler 20 yıllık iktidarımız döneminde iddiayla altını çizerek şunu söylüyoruz: 80 yıllık Cumhuriyet tarihi boyunca her hükümet elinden geleni yapmıştır, teşekkür ederiz, kötülemiyoruz, karalamıyoruz. Ancak, bizim 20 yıllık iktidarımızda her bir alanda, her bir bakanlığın görev alanında 80 yıl boyunca ne yapılmışsa birkaç misli daha fazla yapılmıştır, sağlıkta böyle, hiç inkâr edilemez, ulaştırmada böyle, enerjide böyle, dış ticaret, ihracatta böyle, savunma sanayinde böyle. Bunun altyapısını, alt başlıklarını emin ol onlarca başlık halinde verebilirim, ama millet bunu görüyor zaten.” diye konuştu.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Özhaseki, bu ülkede vesayet rejimi tarafından 10 yılda bir ihtilal ortamı hazırlandığını vurgulayarak, “Birileri çıkarlar hükümetleri tahfif ederler, siyasetçileri köşeye sıkıştırarak biraz da onları kötülerler, sonra idare edemez hale getirirler, sonra faili meçhuller başlar ve ihtilal çığırtkanlığı yapılırdı. Bu vesayet rejimine de son veren bizim AK Parti hükümetimiz, yani işin başında da elbette ki liderimiz Recep Tayyip Erdoğan vardı, bu Türkiye için müthiş bir kazanım. Çünkü her 10 yılda yapılan bir ihtilal denemesi Türkiye’yi 20 yıl geriye götürüyordu, böyle bir kültürden de kurtulduk” ifadelerini kullandı.

Özgürlükleri genişleten parti olduklarını söyleyen Özhaseki, “Doğudaki bir kardeşim Kürt olduğunu doğru dürüst söyleyemiyor, adını koyamıyor, dilini konuşamıyor, türküsünü söyleyemiyordu, propaganda bile yapamıyordu. Başörtülü bir kardeşimiz üniversite kapılarından ağlatılarak geri çevriliyordu. Bu özgürlükler ortamını da biz genişlettik. Ve özellikle Türk insanının yurt dışındaki onurunu temsil eden Cumhurbaşkanımızın dik duruşu da takdire şayan. Şimdi bütün bunların bir avantaj olduğunu biliyoruz. Ufak tefek problemlerimiz varsa bile onları çözecek bilgi, birikim, kaliteli eleman, tecrübe de yine bizde var, gelecekle ilgili biz bunları söylüyoruz.” şeklinde konuştu.

Muhalefetin 7’li masasını da eleştiren Özhaseki, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Karşı tarafta ne var derseniz, karşı taraf 50’nci kere herhalde oturuyorlar, masa düzeninin nasıl olacağı, yemek menüsünün ne olduğu, sonra da ne yapsak, bakanlıkları nasıl bölüşsek kavgası var. Peki, gelecekle ilgili, ekonomiyle ilgili ne yapacaklarına dair bir cümle duydunuz mu? Sosyal olaylara nasıl bakıyorlar, savunma sanayinde, askeri alanlarda şimdiye kadar gelişmeleri nasıl görüyorlar, bunlarla ilgili bir cümle duydunuz mu? Hayır. 7 tane benzemez bir araya gelmiş, bu 7 benzemez sokakta görseler birbirine selam vermezler, birbirlerine daha çay içmeye gitmemişlerdir, dünya görüşleri birbirinden farklı. Ama onların bir araya geldiği bir tek motivasyon kaynakları var; o da Recep Tayyip Erdoğan gitsin de ne olursa olsun, AK Parti gitsin de ne olursa olsun. Böyle bir yıkım ekibi gibi gözüken ekipten bir medeniyet doğabilir mi? Kesinlikle hayır. O yüzden biz seçimlere giderken hep yaptıklarımızı söyleyeceğiz, hem yapacaklarımızı söyleyeceğiz ve en azından da karşı taraftaki ekibin nasıl bir yapı içerisinde olduğunu da ifade edeceğiz.”

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı, Yerel Yönetimler Başkanı Mehmet Özhaseki, EYT ve asgari ücret ile ilgili de soruyu şöyle cevapladı:

“Bizim tercih ettiğimiz ekonomik sistem; yatırıma dayalı, üretime dayalı, istihdamı çoğaltacak, ihracatı artıracak bir sistem. Burada çalışanların alım gücünün yüksek olması, alabilir olması, ulaşabilir olması, eksiden daha kolay temin edebilir olması temel hedefimiz. Bu yüzdendir ki zaten fındığa da, çaya da, üzüme de, buğdaya da, çiftçiye her bir alanda iyileştirerek fiyatlar verildi. Geçtiğimiz dönemde sabit gelirlilerin de zaten farkındaysanız maaşları hep arttı, asgari ücretli de arttı, EYT çalışması da yapılıyor. Şimdi haliyle önümüzdeki günlerde dediğiniz gibi, Bakan Beyle biz de sık görüşüyoruz, hazırlamış olduğu o bilgilerle ilgili de kendi fikirlerimizi de söylüyoruz. Orada çıkacak olan yasa hususunu netleştirmeden bir şey söylemek doğru olmaz, çünkü tahminler, yorumlar, teklifler var şimdi. Asgari ücret konusunda da net olarak söyleyebileceğim bir şey, hiçbir şekilde enflasyonun altında kalmayacaklar, hiçbir şekilde alım güçlerinden geriye gidiş olmayacak, hayat standartları geriye düşmeyecek inşallah.”

Özhaseki erken seçim iddialarını da değerlendirerek, “Artık muhalefetteki insanlar da eskisi gibi hadi ille de seçime gidelim, hadi yarın olsun falan diyemiyorlar. Bundan 6-8 ay kadar önce haliyle enflasyonun biraz yükseldiği ortamda bolca dile getiriyorlardı. Hatta o dönemde de makul şeyler söylemekten ziyade dışarıdan aktör buluyorlar, mesela zengin, arabası olan, özel hayatında affedersiniz viskili bardaklarla resim veren adamları çıkartıyorlar, fakirlikten öldük diye resim verdiriyorlardı. Yine kendi parti üyelerini, tutma adamları çıkarıp sokak röportajlarında isyan eder gibi bağırttırıyorlardı. Yani orada da makul bir tarafları yoktu. Her gün başlıklara bakıyoruz, emin olun çoğu iftiradan ibaret başlıklar. Şimdi şu geldiğimiz noktada artık bu çığırtkanlığı da yapamıyorlar, zorlama haberler yapıyorlar. Çünkü biraz önce anlattığım gibi ekonomiye hakim olan biziz ve ekonomide bunca zorluğa rağmen ayakları üzerinde duruyor. Bütün dünya pandemi döneminde bile küçülmüşken, biz büyüdük, geçen sene yüzde 11 gibi bir büyüme yakaladık, bu sene ihracatımız 250 milyar dolara yaklaşacak. Ve her sene 1 milyondan fazla işgücüne katılım var, Avrupa ülkelerinin sayısı gibi. Bütün bu sorunların altından da kalkabilecek bizler olduğumuz için, onlar artık çok erken seçim gündemini dile getirmiyorlar. Garip bir şekilde şimdi ittifaklarını bir arada tutmaya çalışıyorlar, HDP’nin gönlünü etmeye çalışıyorlar. HDP’yle bir araya gelmekte zorlanan, bunu kendi seçmenine anlatamayan insanlar, üstü kapalı şekilde çabalamaya başlıyorlar. Sonra yine üst akla müracaat ederek Amerika seferlerine başladılar.” diye konuştu.

Gazeteci Yavuz Selvi’nin ‘Yani muhalefetin üst aklı Amerika mı, bunu mu diyorsunuz?’ diye sorusuna, Özhaseki, “Biden açıkça söylemedi mi biz Türkiye’de muhalefeti destekleyeceğiz diye? Sadece Amerika Birleşik Devletleri’ni kast etmiyorum ki, onların çalışma grupları var, rapor hazırlayanlar var, bu raporu hazırlayanlar devlet elemanlarına doğru bunu gönderirler. Ama bir de orada önemli bir lobi var; Pensilvanya’da yaşayan birisi var, onun eli-ayakları bir tarafı Amerika’da, bir tarafı Avrupa’nın bütün ülkelerinde, Türkiye aleyhinde şu anda en büyük lobi faaliyetini de onlar yürütüyorlar. Hazır eleman olarak da Türkiye’ye kötülük etmeye de devam ediyorlar ne yazık ki, üzülerek söylüyorum. Onlarla temasa geçmek de çok masumane bir şey iş değil herhalde.” diye cevap verdi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Özhaseki, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Amerika ziyaretini şöyle yorumladı:

“Şimdi bana çok garip geliyor. Türkiye’de bir seçim var, canhıraş bir şekilde kendileri de seçime hazırlanıyorlar, manipüle bölümleri var, algı operasyonu çeken bölümleri var, orada her numarayı da yapıyorlar, fakat bir taraftan da Amerika’ya gidiyorlar. Türkiye’de seçim yapılırken niye Amerika’ya gidilir? Mesela Doğu’da da büyük ülkeler var, Hindistan da güçlü, niye gitmiyorsunuz oraya, niye Çin’e gitmiyorsunuz? Yahut da Japonya’da çok teknolojik ortamlar var, şimdi siz güya Amerika’ya teknoloji incelemeye gittiniz ya, yani asansöre ters binen adam teknoloji incelemeye gidiyor, bana çok garip geliyor bu. Japonya’ya gitse ya, niye Amerika’ya gidiyor? Sonra niye 8 saat ortadan kayboluyor? Gittiğimiz insanlar ekip nerelere gidiyoruz? Bunların cevabının elbette verilmesi lazım. Şimdi arkasından İYİ Parti gidiyor. Bunun manası eskiden halk değimiyle icazet almaya gitmektir Bize iyi bakın ağabey, biz gelirsek sizinle iyi geçineceğiz, valla ne derseniz yapacağız. Çünkü geçmişteki hükümetlerin ihtilal ortamlarının ortaya dökülen tüm raporlarına baktığımız zaman, her işin içerisinde o taraflardan bir icazet alma mekanizmasının olduğunu ne yazık ki üzülerek görüyoruz.”

Selvi’nin AK Parti’nin oy oranını sorması üzerine, Özhaseki, “Net olarak bir şey söyleyeyim; çok şükür bizim oyumuz yerinde, geri gidiş yok, yükseliş trendinde hala devam ediyor. Aynı şekilde MHP’de de bu yükselişi görüyoruz, çünkü arkadaşlarımız da araziye indiler, Devlet Bey de bölge toplantıları yapıyor. Gidip biz vatandaşla yüz yüze konuştukça, onların derdini dinleyip meramımızı anlattıkça, bizim neler yapacağımızı net olarak ifade ettikçe gittikçe ilgi artıyor. Vatandaşlarımız, Cumhur İttifakı’na güveniyor ve bu ülkenin sorunlarını çözecek bir tek kuruluş varsa Cumhur İttifakı olarak gözüküyor. Birliği, bütünlüğü sağlayacak bir yapı varsa Cumhur İttifakı olarak gözüküyor, millet de bunun farkında.” diye cevap verdi.

Özhaseki, AK Parti’nin gençlere karşı nasıl stratejilerinin olacağı sorusuna şu cevap verdi:

“Şimdiye kadar zaten bu gençlere ulaşabilen, gerek seçme, seçilme yaşında, gerek üniversite çağlarındaki gençlerimiz için, gerek yurtlarımız, okullarımız açısından, okullaşma oranı bakımından Cumhuriyet tarihi boyunca en önemli değişiklikleri, reformları hep biz yaptık. Ve şunu da herkes bilsin ki: Gençlik üzerinde en derin çalışmaları olan en önemli parti biziz. Biz mesela kendi içimizde gençliği tanımaya çalıştık önce. 1 seneye yakın bilim adamlarıyla, akademisyenlerle, dışarıda bu işin pratiğini yapanlarla, Gençlik Spor tarafından, Milli Eğitim tarafından, Diyanet tarafından uzmanlarla gençliği önce bir tanımlayalım dedik. Gençlik ne düşünüyor? Gençlik ne bekliyor. Onların bizlerden beklentisi nedir? Burada çok net bir fotoğraf çektik. Sonra ne yapabiliriz tarafına geldik onun çalışmalarını da yaptık. Biz mesela belediyelerde arkadaşlarımızla bir birim kurduk. Genel Merkezde oluşturduğumuz birimde 4-9 yaş grubundan, 30 yaş grubuna kadar her 4 yıl aralıklı yaş grubuna nasıl program yapacağımız bizde belli. Bütün belediyelerimize bunları veriyoruz. Geçtiğimiz yaz itibariyle AK Partili belediyeci arkadaşlarımız tam 1 milyon 200 bin gençle bir yaz boyunca haşir, neşir oldular. Aktiviteler düzenlediler, etkinlikler yaptılar, festivaller yaptılar, oralara çocukların katılmasını sağladılar. Orada onlar hem sosyalleştiler hem de birtakım beceriler kazandılar. Geçtiğimiz hafta da burada Ankara’da bir festival düzenledik, 300’den fazla etkinlik vardı. 5 gün sürdü, katılım 2,5 milyon kişi. Yani biz gençlere en yakın partiyiz. Bazen dışarıda moral bozucu şekilde sanki gençler ülkenin gerçeklerinden kopmuş, falan kuşağı gibi, uçuk kaçık işler peşinde insanlar gibi gösteriyorlar. Buna da tek tük buldukları özel örneklerle genelleme yapıyorlar son derece yanlış.

Bakın bir anket vereceğim size şimdi. Gençlere diyoruz ki, siz ne için mücadele edersiniz? Siz ne için fedakârlık edersiniz? Vatan, millet, bayrak, ezan, bölünmez bütünlük diyenlerin sayısı yüzde 80, bundan daha güzel bir sonuç olabilir mi? Elbette gençler biraz özgür takılıyorlar, biraz protest takılıyorlar, düşündüklerini net ifade etmek istiyorlar, gelecek kaygısı da taşıyorlar bunların hepsini anlayışla karşılıyoruz. O kadar güzel sonuçlar ki bunlar ama temel hasbi duyguları bu. Sonra gençlere “Lider olarak kimi görüyorsunuz?” dediğimiz zaman da açık ara yine Recep Tayyip Erdoğan çıkıyor çok şükür.”

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı, Yerel Yönetimler Başkanı Mehmet Özhaseki, Türkiye’de ve dünyada birçok olay yaşandığını vurgulayarak, “Önemli günlerdeyiz, bütün dünyanın önce pandemi sürecini yaşadığı, kapandığı günleri geçirdik. Rahatlayacağız derken Ukrayna-Rusya harbi çıktı başka krizler doğdu. Zaten ondan öncesine ait de Türkiye’de o kadar çok olaylar oldu ki son birkaç seneye baktığınızda. Özellikle Gezi olaylarıyla başlayan, çukur eylemleriyle Türkiye’yi bölme hareketiyle devam eden, ihtilal denemesiyle envaiçeşit kötülüklerin yapıldığı ne yazık bir coğrafyada son birkaç seneyi geçirdik. Ama ben diyorum ki, çok şükür böyle zor günlerde Recep Tayyip Erdoğan gibi bir üstat ve AK Parti gibi deneyimli, bilgili bolca bu konularda tecrübesi olan, ekibi olan bir parti iş başında. Ve bu zorluklar içerisinde ülkeye en az şekilde olumsuzluk yansıyacak faaliyetler yapıldı. Allah’a şükür şimdi de önümüzdeki günlerde gelecek seçime ait ve seçim sonrasında yapacaklarımızla ilgili de müthiş bir çalışma ortaya koyuyoruz, birkaç gün sonra Sayın Cumhurbaşkanımız da bunu açıklayacak, herkes bunu da görecek. Ve gelecek aydınlık olacak diye ben ümit ediyorum, dua ediyorum.” dedi.

Özhaseki, gazeteci Selvi’nin ‘Şu anda bir seçim olsa İstanbul özelinde veya diğer şehirler özelinde AK Parti’nin oy oranı nasıldır, kazanır mı bu şehirleri tekrardan? Veya halk buradaki belediyelerden memnun mu? Siz nasıl görüyorsunuz?’ sorusunu içtenlikle şöyle cevapladı:

“Tabi yerel seçimlerin dinamikleri biraz farklı. O günkü siyasi atmosferde nasıl gittiğiniz önemli, Hükümetin performansı önemli, ekonominin gidişi önemli, koyduğunuz aday önemli. Bunların her birisi bir faktör olarak karşımıza çıkacak elbette bunların farkındayız. Ama şunu net olarak söyleyebilirim: AK Parti belediyeciliği ile CHP belediyeciliği arasında dağlar kadar fark var. Bizde hizmet esastı, eser bırakmak önemli, problemleri çözmek önemli, gece-gündüz çalışmak önemli. Hükümetle bir istişare içerisinde, yardımlaşma içerisinde bütün problemlerin altından kalkmak önemli. Biz bunları yaptığımız için başarılı olduk ve şehirlerde adeta devrim niteliğinde işler yaptık. Bütün büyükşehirlerde sadece İstanbul, Ankara’yı kast etmiyorum. Ancak Cumhuriyet Halk Partili belediyecilik anlayışına gelince arkadaşlarımız algı operasyonu çekmeyi çok daha önemli gördüler. Ajanslara milyonlarca lira veriyorlar İstanbul mesela 845 milyon veriyor ajanslara dehşet bir rakam bu. Ve iş yapmaya niyetleri yok, becerileri de yok, tatili de çok seviyorlar. Sonra da tatil bana yakışıyor diye de beyanatlar veriyorlar. Bir taraftan da bu algı çektikleri operasyon için bir sürü para verdikleri adamlar bunlar tatildeyken çalışırmış gibi göstermek istiyorlar. Bunlar bir şey yapmadığı halde yapıyormuş gibi göstermeye çalışıyorlar. Eskiden AK Parti’nin yüzde 80-90 tamamladığı hizmetleri açarak kendileri yapmış gibi sunuyorlar. Sıfırdan başlayarak yaptıkları benim bildiğim birkaç tane heykel var, birde Adana’da geçenlerde bir temel atıyorlardı tek katlı bir kreş temeli onun dışında da ben bir şey görmedim. Ama önümüzü kesiyorlar, bizi çalıştırmıyorlar, meclis mani oluyor gibi de yalanlara devam ediyorlar. CHP’li belediyelerin derdi çalışmak değil algı, birde bolca bir mağduriyet edebiyatı yapıyorlar.”