OKURLAR VE DOSTLAR, 57 YILDIR HOLLANDA PARLAMENTOSUNU İZLEYEN İLHAN KARAÇAY’DAN, TARTIŞMA KÜLTÜRÜNÜ VE ANKARA’YA TAVSİYELERİNİ SORDULAR

İlhan KARAÇAY derledi:
Karaçay: Bu tür olayların Hollanda gibi ülkelerde yaşanması düşünülemez bile. Zira buralarda parlamentolar, bireysel hırslardan ve kaba kuvvetten arınmış, tamamen fikirler üzerinden ilerleyen bir yapıya sahiptir.
Karaçay: Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı, parlamento içindeki disiplin kurallarını daha sıkı bir şekilde uygulayarak bu tür davranışların önüne geçebilir.
Karaçay: Siyasi parti liderleri, parti disiplinini sağlama noktasında kilit rol oynarlar. Parti içi disiplin mekanizmalarının işlemesi ve vekillerin parlamentodaki davranışlarının parti tarafından denetlenmesi büyük önem taşır.
Karaçay: Medya, bu tür olayları sorumlu bir şekilde ele almalı ve kışkırtıcı bir dil kullanmaktan kaçınmalıdır. Bunun yerine, sağlıklı tartışma kültürünün teşvik edilmesi adına kamuoyunu bilinçlendirme ve şiddeti meşru göstermeyen yayınlar yapma sorumluluğu taşımalıdır.
Karaçay: Sivil toplum kuruluşları (STK) ve akademisyenler, parlamentodaki tartışma kültürü üzerine araştırmalar yaparak topluma ışık tutabilirler.
Karaçay: Seçmenler de bu sürecin önemli bir parçasıdır. Seçmenler, temsilcilerinden sadece politik başarı değil, aynı zamanda saygılı ve medeni bir üslup beklemelidir. Şiddeti tolere etmeyen ve etik değerlere önem veren temsilcilerin desteklenmesi, parlamentodaki genel davranış kalitesini yükseltecektir.
Eski saldırıları da hortlatan Alpay Özalan’ın geçmişi ve geleceği…
Hepsi aşağıdaki derlemede:
Geçtiğimiz günlerde Türkiye parlamentosunda meydana gelen ilkel ve çirkin bir saldırı tüm dünyada olduğu gibi Hollanda’da da gündemde yer aldı.
Hem de ne yer alış!
Görüntülü olarak yayınlanan haberlerde, Türkiye, adeta hiç gelişmemiş bir ülke olarak vurgulandı.
Yaşananları destansı bir hale getiren eski bir futbolcunun tüm seceresi de ortaya kondu.
Bu yaşananlardan sonra pek çok dost ve okurum, şahsımın 57 yıllık Hollanda yaşamımdan örnekler vermemi isteyen mesajlar gönderdiler ve çareleri sordular.
“Türkiye’de yaşananların, Hollanda ve diğer ülkelerde yaşanması mümkün mü?” diyen dost ve okurlarıma şu cevabı verebilirim:
Eski futbolcu Alpay Özalan’ın parlamentoda bir konuşmacıya yönelik yaptığı yumruklu saldırı, Hollanda gündeminde büyük yankı uyandırdı. Saldırı görüntüleri sadece Türkiye’de değil, dünya medyasında da yer aldı.
Parlamentoların, halkı temsil eden demokratik kurumlar olduğu göz önüne alındığında, bu tür davranışlar, demokratik teamüllere ve tartışma kültürüne ciddi zararlar vermektedir. Özellikle medeni toplumlarda ve gelişmiş demokrasilerde bu tür davranışlar kabul edilemez.
Hollanda Parlamentosu’nda şüpheli paket alarmı – Turkinfo
Hollanda parlamentosu
Örneğin, Hollanda gibi demokrasi kültürünün derin kökler saldığı ülkelerde, parlamentoda tartışmaların belli kurallar çerçevesinde yapılması büyük önem taşır. Hollanda parlamentosunda bir konuşmacıya müdahale edilmesi kesinlikle mümkün değildir. Tartışmalar, belirlenen kurallar ve saygı çerçevesinde yürütülür. Konuşma izni verildikten sonra, vekiller birbirlerine değil, “Sayın Başkan” hitabıyla başkana yönelerek konuşurlar ve bu şekilde karşılıklı diyalogların gerilimli bir hâl alması engellenir. Başkan, konuşmanın kişiselleşmeye başladığını hissettiği anda sözü keser ve tartışmayı yeniden sakin bir zemine çekmek için müdahalede bulunur. Ayrıca, izinsiz konuşmayı sürdüren bir parlamenter derhal salondan çıkarılır. Bu kurallar, demokratik tartışma kültürünün sağlıklı bir şekilde işlemesini sağlar.
Türkiye’deki bu olay ise, demokrasi ve parlamenter sistemin ne denli yıprandığını gözler önüne sermektedir. Tartışmaların şiddetle sonuçlanması, medeni toplum anlayışına tamamen terstir. Siyaset, farklı görüşlerin karşılıklı saygı içinde tartışılması ve uzlaşılması gereken bir alandır. Şiddet, bu alanın en uzak kalması gereken kavramlardan biridir. Kızgınlık veya hiddetle hareket etmek yerine, farklı görüşlere saygı göstererek ve güler yüzle yanıt vermek, parlamentolarda olması gereken tavırdır.
Bu tür olayların Hollanda gibi ülkelerde yaşanması düşünülemez bile. Zira buralarda parlamentolar, bireysel hırslardan ve kaba kuvvetten arınmış, tamamen fikirler üzerinden ilerleyen bir yapıya sahiptir. Türkiye’de de bu tür ilkel davranışların son bulması, demokrasinin yeniden inşası adına önemli bir adım olacaktır. Parlamentolar, kavga ve şiddet yeri değil, fikirlerin özgürce ve medeni bir şekilde tartışıldığı mekanlar olmalıdır.
Hollanda parlamentosunda üç parti lideri tartışıyor ama ilkel bir kavga çıkmıyor.
Bu gibi olayların yeniden meyada gelmemesi için aşağıdaki aktörlere çağrım şu olacaktır:
Bu aktörler, Türkiye’deki siyasi kültürün gelişimi ve parlamenter sistemin daha sağlıklı işlemesi açısından kritik roller oynamaktadır.
Aşağıda, bu çağrıyı yöneltebileceğim başlıca kesimler ve onların ne yapabilecekleri yer alıyor:
TBMM Başkanı ve İdari Yetkililer
Ne Yapabilirler? Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı, parlamento içindeki disiplin kurallarını daha sıkı bir şekilde uygulayarak bu tür davranışların önüne geçebilir. Saldırgan davranışlar sergileyen milletvekillerine yönelik cezai yaptırımlar artırılabilir ve bu tür olayların caydırıcı hale getirilmesi sağlanabilir. Meclis iç tüzüğünün yeniden gözden geçirilmesi ve şiddet içeren davranışların açıkça cezalandırılmasına yönelik adımlar atılabilir.
Siyasi Partiler ve Liderleri
Ne Yapabilirler? Siyasi parti liderleri, parti disiplinini sağlama noktasında kilit rol oynarlar. Parti içi disiplin mekanizmalarının işlemesi ve vekillerin parlamentodaki davranışlarının parti tarafından denetlenmesi büyük önem taşır. Parti liderleri, milletvekillerine karşı hoşgörüsüz davranışlar yerine saygılı bir tartışma dili benimsemeleri konusunda açıkça uyarılar yapmalı ve bu davranışları teşvik etmelidir.
Milletvekilleri ve Siyasetçiler
Ne Yapabilirler? Her bir milletvekili, kendi davranışlarının parlamentodaki genel havayı nasıl etkilediğinin farkında olmalıdır. Kendi sorumluluklarını ve halkın temsilcisi olma bilincini taşıyarak hareket etmeleri gerekir. Siyasi temsilcilerin birbirlerine karşı daha hoşgörülü ve saygılı bir üslup benimsemeleri, topluma da örnek teşkil edecektir. Bu yüzden milletvekillerine, davranışlarının sadece kendilerini değil, ülkenin siyasal atmosferini de etkilediği hatırlatılmalıdır.
Medya
Ne Yapabilir? Medya, bu tür olayları sorumlu bir şekilde ele almalı ve kışkırtıcı bir dil kullanmaktan kaçınmalıdır. Bunun yerine, sağlıklı tartışma kültürünün teşvik edilmesi adına kamuoyunu bilinçlendirme ve şiddeti meşru göstermeyen yayınlar yapma sorumluluğu taşımalıdır. Medyanın bu konudaki eleştirel yaklaşımı, şiddet içerikli davranışların daha geniş kitleler tarafından kabul görmemesini sağlayabilir.
Sivil Toplum Kuruluşları ve Akademisyenler
Ne Yapabilirler? Sivil toplum kuruluşları (STK) ve akademisyenler, parlamentodaki tartışma kültürü üzerine araştırmalar yaparak topluma ışık tutabilirler. Kamuoyu baskısı yaratmak adına kampanyalar düzenleyebilir ve demokratik tartışma kültürünü güçlendirmek için farkındalık çalışmaları yürütebilirler. Eğitim programları, seminerler ve paneller aracılığıyla siyasetçilerin ve halkın bilinçlendirilmesi sağlanabilir.
Seçmenler ve Halk
Ne Yapabilirler? Son olarak, seçmenler de bu sürecin önemli bir parçasıdır. Seçmenler, temsilcilerinden sadece politik başarı değil, aynı zamanda saygılı ve medeni bir üslup beklemelidir. Şiddeti tolere etmeyen ve etik değerlere önem veren temsilcilerin desteklenmesi, parlamentodaki genel davranış kalitesini yükseltecektir. Halkın, temsilcilerini bu tür olaylardan dolayı eleştirerek demokratik baskı unsuru olması önemlidir.
Bu çağrı, parlamentonun üst kademelerinden başlayarak topluma kadar geniş bir çerçevede yapılmalıdır. Bu tür olayların tekrarlanmaması için TBMM yönetimi, siyasi parti liderleri, milletvekilleri, medya, sivil toplum ve halk hep birlikte bir çaba göstermelidir. Şiddetten arınmış, saygılı ve medeni bir siyaset ortamının inşası, ancak bu aktörlerin kolektif çabalarıyla mümkündür.
DÜNYADAN ÖRNEKLER
Bu konudaki eleştiriyi güçlendirmek adına, Hollanda’dan başka, dünya parlamentolarından örnekler vermek istiyorum. Gelişmiş demokrasilerde parlamentolardaki tartışma kültürü, Türkiye’deki bazı olaylarla karşılaştırıldığında net bir fark yaratıyor.
İşte size bazı örnekler:
İNGİLTERE PARLAMENTOSU (AVAM KAMARASI)
İNGİLTERE PARLAMENTOSU’NDA KRİTİK BREXIT OYLAMASI – Son Dakika Haberleri
Örnek: İngiltere Parlamentosu, tartışma kültürü açısından dünya genelinde önemli bir örnek teşkil eder. Avam Kamarası’nda milletvekilleri arasında zaman zaman sert tartışmalar yaşansa da, fiziksel müdahaleye veya kaba davranışlara asla müsamaha gösterilmez. İngiliz parlamenterler, konuşmalarında birbirlerine direkt olarak hitap etmez, “Sayın Başbakan” veya “Sayın Milletvekili” gibi resmi hitaplarla başkana yönelirler. Başkan, bu kurallara uymayan vekillere anında müdahale eder ve gerektiğinde onları oturumdan çıkarma yetkisine sahiptir.
Karşılaştırma: Türkiye’deki gibi fiziksel saldırıların Avam Kamarası’nda yaşanması düşünülemez. İngiltere gibi köklü bir demokrasiye sahip ülkelerde, bu tür davranışlar parlamentonun saygınlığını zedeleyeceği için derhal cezalandırılır.
ALMANYA FEDERAL MECLİSİ (BUNDESTAG)
Deutscher Bundestag – Milletvekilleri
Örnek: Almanya’da parlamento oturumları büyük bir disiplin içinde gerçekleştirilir. Konuşmacılar arasında karşılıklı saygı ön plandadır. Almanya Federal Meclisi’nde başkanın otoritesi oldukça güçlüdür ve tartışmaların kontrolden çıkmasına izin verilmez. Herhangi bir milletvekili kişisel hakarete başvurduğunda, başkan sözü keser ve parlamenterleri uyarır.
Karşılaştırma: Almanya’da şiddet ve hakaret içeren davranışlar kesinlikle hoş görülmez. Böyle bir olay yaşanması durumunda, parlamenterlerin kariyerleri ve itibarı ciddi şekilde zarar görür. Bu tür örnekler, Türkiye’deki parlamento üyelerinin de davranışlarının sadece kendilerine değil, temsil ettikleri halka ve ülkeye de yansıdığını fark etmelerini sağlayabilir.
KANADA PARLAMENTOSU
Kanada Parlamentosu: Çin Uygur Türkleri’ne soykırım uyguluyor | Agos
Örnek: Kanada parlamentosu, saygı ve hoşgörü üzerine kurulu bir tartışma kültürüne sahiptir. Parlamenterler birbirlerine karşı nazik ve saygılı olmak zorundadırlar. Kaba veya kişisel saldırı içeren konuşmalar, meclis başkanı tarafından hızla durdurulur. Parlamentoda, vekillerin birbirleriyle alay etmesi, hakaret etmesi ya da şiddet içeren davranışlar göstermesi ciddi yaptırımlara tabi tutulur.
Karşılaştırma: Türkiye’deki olayların aksine, Kanada’da bu tür saldırgan davranışlar toplum ve medya tarafından kabul görmez. Demokratik bir tartışma ortamı yaratmak için vekiller, kendilerini kontrol etmek ve sorunlarını medeni yollarla çözmek zorundadırlar.
JAPONYA DİYETİ (PARLAMENTO)
Kishida dissolves parliament for Japan election: 5 things to know – Nikkei Asia
Örnek: Japonya Diyeti’nde (Parlamento) saygı ve disiplin, toplumsal kültürün bir yansıması olarak öne çıkar. Japon milletvekilleri, birbirleriyle tartışırken kişisel hakaretlerden ve saldırgan söylemlerden kaçınırlar. Parlamentoda sert tartışmalar yaşansa bile, bu tartışmalar şiddete dönmez. Toplumun genelinde olduğu gibi parlamentoda da kibar davranışlar ve birbirine saygı esastır.
Karşılaştırma: Japonya’daki disiplinli ve saygılı tartışma kültürü, Türkiye’deki gibi fiziksel saldırıların yaşanmasını engeller. Bu tür olaylar, Japon toplumunda ve medyasında büyük tepkiyle karşılanır ve parlamentonun itibarını sarsar.
İSVEÇ PARLAMENTOSU (RIKSDAG)
İsveç parlamentosu NATO üyeliği başvurusunu tartışıyor
Örnek: İsveç parlamentosu, dünyada en düzenli ve saygılı tartışma kültürlerinden birine sahip olarak bilinir. Parlamenterler, birbirleriyle tartışırken saygı sınırlarını aşmamaya özen gösterirler. Konuşmaların kişiselleşmesi veya hakaret içermesi durumunda, meclis başkanı anında müdahale eder. İsveç’te tartışmaların medeni çerçevede kalması, toplumun genel demokratik yapısını yansıtır.
Karşılaştırma: İsveç gibi ülkelerde parlamentoda fiziksel saldırılar veya hakaretler ciddi sonuçlar doğurur. Bu tür olaylar, halkın parlamentoya olan güvenini sarsar ve siyasilerin itibarını zedeler.
Dünya parlamentolarından alınacak ders, tartışmaların medeni bir çerçevede kalmasının demokrasinin işlerliği açısından ne kadar önemli olduğudur. İngiltere, Almanya, Kanada, Japonya ve İsveç gibi ülkeler, tartışma kültürünü sağlıklı bir zemine oturtarak hem parlamentonun saygınlığını korumakta hem de demokratik değerleri pekiştirmektedir. Türkiye’de de parlamenterlerin bu tür örnekleri dikkate alarak, şiddet yerine fikirleriyle öne çıkmaları, toplumun genel refahı ve demokrasinin güçlenmesi adına önemlidir.
ALPAY ÖZALAN’IN GEÇMİŞİ VE GELECEĞİ…
Alpay Özalan – Spelersprofiel | Transfermarkt
60 yılı aşkın gazetecilik yaşamımda pek çok futbol organizasyonu izledim. Bu organizasyonlar içinde futbolcu Alpay Özalan’ı da defalarca görmüş ve takip etmişimdir.
Aşağıda bu konularda haberler ve bilgiler bulacaksınız.
Ama her şeyden önce ben, aklıma gelen bir olayı anlatayım:
Arşiv ve Google’yi karıştıracak vaktim olmadığı için hatırlayabildiklerimi yazıyorum.
Sanıyorum İngiltere milli takımı maçıydı. İngiliz forvet topu tek başına kalemize doğru süratle taşırken, Alpay Özalan’ın önünden hızla geçti. Bu futbolcumuz ayağını uzatsa, rakip düşecek ve kendisi de kırmızı kart görecekti. Ama Alpay nedense bunu yapmadı ve hatta rakibi geçerken iki elini havaya kaldırıp, göğsünü de içeri çekerek “Bakın ben bir şey yapmıyorum ha!” demek istiyordu. O zamanlar Alpay’ın centilmenliğinden söz edilmişti.
Ama, Alpayın geçmişte yediği nanelere baktığımız zaman, bu futbolcunun ne kadar agressif biri olduğunu görürüz. Kırmızı kart görmemek için centilmence davrandığı sanılan Alpay, meğerse çok da korkak biriymiş gibi değerlendiriliyor şimdi…
Futbolcu arkadaşı Feyyaz’ın, “Ona evimi kiraladım ama parasını bir türlü alamadım” dediği Alpay için, bakınız CEGA MEDYA’dan Ayşegül Yaşar neler yazmış:
ALPAY ÖZALAN’IN FUTBOL KARİYERİNDE SALDIRGANLIK VE CEZALAR…
AK Parti İzmir Milletvekili Alpay Özalan’ın, Ahmet Şık ile yaşadığı kavga, futbol kariyerindeki agresif tavırlarını tekrar gündeme getirdi. Futbol hayatı boyunca sıkça kırmızı kart gören ve federasyonlardan ceza alan Özalan, bu defa siyasetteki tavırlarıyla eleştirilerin odağı oldu.
AK Parti İzmir Milletvekili Alpay Özalan’ın Ahmet Şık ile yaşadığı tartışma, futbol kariyerindeki agresif ve saldırgan tavırlarını yeniden gündeme taşıdı. Aston Villa, Urawa Red Diamonds ve 1. FC Köln gibi önemli kulüplerde forma giyen Özalan, sıkça kırmızı kart görmesi ve federasyonlardan aldığı cezalarla tanındı. Beckham ile yaşadığı olaydan Japonya’daki kırmızı kartlara, Almanya’da aldığı dört maçlık cezadan taraftarlarla yaşadığı gerginliklere kadar, Özalan’ın futbol kariyeri boyunca yaşadığı krizler ve disiplin sorunları, şimdi de siyaset arenasında tartışmaların merkezine oturdu.
FUTBOL KARİYERİNDEKİ İLK YILLAR
2000 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda oynadığı iyi futbol ile 2000-01 sezonu başında Aston Villa’ya transfer oldu ve 4 sezon boyunca adada başarılı performans sergiledi. İlk haftasında Leicester City FC ile oynanan maçta sahaya ilk 11’de çıktı ve takımının kalesini gole kapattı. İlk sezonunda 33 maça çıktı. 2001-02 sezonuna da Intertoto Kupası kazananı olarak UEFA Kupası’na çıkarak başarı ile başladı. Ligde ise 14 maç üst üste sahaya ilk 11’de çıkarak takımının en önemli oyuncularından olduğunu gösterdi. Ancak bileğinden geçirdiği bir sakatlık nedeniyle sezonu Aralık ayında kapatmak zorunda kaldı ve 2002 FIFA Dünya Kupası’nı kaçırma tehlikesi yaşadı.
TARAFTARLARLA GERGİNLİK VE BECKHAM OLAYI
2002-03 sezonunda yönetim ve taraftarlar ile sorun yaşayan futbolcu sadece 5 maçta forma şansı bulabildi. 2003-04 sezonunda ise kulüp ile bağları daha da gerildi. 20 Eylül 2003’te Charlton Athletic ile oynanan maçta tribünden tepki gören Alpay, Villa için ilk ve tek golünü attığında seyirciye sus işareti yaparak tepki çekti. Ekim ayında 2004 Avrupa Futbol Şampiyonası elemelerinde oynanan Türkiye-İngiltere maçında, David Beckham ile yaşadığı gerginlik sonucu kulübünden ayrılmak zorunda kaldı.
UZAKDOĞU’DA KRİZ VE KIRMIZI KARTLAR
Güney Kore ve Japonya’da düzenlenen 2002 FIFA Dünya Kupası’nda gösterdiği performans ile bu ülkelerdeki futbol kulüplerinden astronomik teklifler alan Alpay, Ocak 2004’te Güney Kore’nin Incheon United takımına transfer oldu. Aynı sezon içerisinde Japonya’nın Urawa Red Diamonds takımına geçti. Asya’da yılın defans oyuncusu seçildi. Alpay Özalan daha sonra oynadığı yedi maçta üç kırmızı kart gördü. Japon kulübü Alpay’ın disiplin sorunları nedeniyle yapılan sözleşmeyi iptal etti. Urawa Red Diamonds takımından ayrıldıktan sonra, 2005-2007 yılları arasında Almanya’nın 1. FC Köln takımında oynadı.
ALMANYA’DA CEZALAR VE FUTBOL KARİYERİNİN SONU
Ağustos 2005’te Alpay, Bundesliga ekibi 1. FC Köln’e transfer oldu ve ilk maçına 19 Eylül 2005’te Borussia Dortmund karşısında çıktı. Maçta takımının tek golünün asistini yaptı. 22 Ekim 2005’te Eintracht Frankfurt’a 6-3 yenildikleri maçta da ilk Bundesliga golünü kaydetti. 3 Aralık 2005’te Hamburg ile oynanan maçta rakibi Guy Demel’e dirsek atan Alpay kartla cezalandırılmasa da maç sonunda Almanya Futbol Federasyonu futbolcuya 4 maçlık bir ceza verdi. O sezon ligi 17. bitiren Köln ekibi küme düştü. Alpay bir sonraki sezon 2. Bundesliga’da 27 maçta görev yaptı. 2007-08 sezonunda teknik direktör Christoph Daum ile anlaşamayan futbolcu, sezonun ilk yarısında zaman zaman yedek kulübesinde otursa da forma şansı bulamadı ve kadro dışı bırakıldı. Sezon sonunda 1. FC Köln birinci lige tekrar yükseldi. Alpay ise futbol hayatını sonlandırdı.
İSTİFA EDEN DANIŞMANINDAN ALPAY ÖZALAN’A:
“Siyasetle ilgili zerre bilgisi yok.
Onun kadar saygısız bir insan görmedim.”
Meclis’te TİP Milletvekili Ahmet Şık konuşurken saldırıda bulunan AK Partili Alpay Özalan’ın dört yıl boyunca danışmanlığını yapan ve geçen sene istifa eden Murat Sarıca, “Hayatımda Alpay Özalan kadar nankör, vefasız ve saygısız bir insan görmedim. Zerre siyaset bilgisi yok, hazırladığım her şeyi Erdoğan’a ve diğer siyasetçilere ‘kendim hazırlıyorum’ diye pazarladı” demişti.
TBMM Genel Kurulu’nda Can Atalay için yapılan oturumda, TİP Milletvekili Ahmet Şık kürsüde konuşurken saldırıda bulunan AK Parti İzmir Milletvekili Alpay Özalan’ın istifa eden danışmanı Murat Sarıca’nın açıklamaları yeniden gündem oldu.
Sarıca, yaptığı sosyal medya paylaşımında şunları söylemişti:
“Alpay Özalan kadar nankör, vefasız ve saygısız bir insan görmedim”
“Hayatımda Alpay Özalan kadar nankör, vefasız ve saygısız bir insan görmedim. Tam 4 senedir sosyal medya danışmanlığını ve metin yazarlığını yapıyorum. Sadece Twitter’da takipçi sayısını 28 binden 500 bin civarına taşıdım. İki kelimeyi bir araya getiremezken, gündeme oturdu. Sosyal medya paylaşımlarındaki her kelime bana ait, çektiği videolardaki her söz bana ait.”
“Depremzede olduğumu bilmesine rağmen haksızlık yaptı”
“Son 2 senedir çalışmayı bırakmayı düşündüğüm halde, Cumhurbaşkanlığı seçimi için sabrettim. Depremzede olmam sebebiyle öteki tüm işlerim bozuldu ve bunu bilmesine rağmen haksızlık yaptı. Seçimden sonra da köprüyü geçmiş olmanın verdiği rahatlıkla, araya mesafe koydu.”
“Depremde arama zahmetinde bile bulunmadı”
“Geçtiğimiz hafta arayıp onunla çalışmayacağımı söyledim. Ne emeklerim için bir teşekkür etti ne de helallik istedi. En son da ben haksızlık etmişim gibi utanmadan telefonumu açmadı. Seçimden önce günde 40 defa beni ararken dün yaşanan depremde arama zahmetinde bile bulunmadı.”
“Zerre siyaset bilgisi yok, hazırladıklarımı ‘kendim hazırlıyorum’ diye pazarladı”
“Siyaset konusunda zerre bilgisi olmayan Alpay Özalan, benim hazırladığım her şeyi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ve diğer tüm siyasetçilere ‘kendim hazırlıyorum’ diye pazarladı. Kendinden ve menfaatinden başka hiçbir şey düşünmeyen böyle bir adama ne desen boş.”
Sarıca’nın sosyal medya danışmanı olduğu dönemde Özalan, sosyal medyada düzenli olarak polemik yaratan paylaşımlar yapmıştı.
Yeniyaşam gazetesinden Semra Turan bakınız neler yazmış:
MECLİSTEKİ AGRESSİFLİK KARNESİ ZAYIF OLDUĞU GİBİ, GİRİŞİMCİLİĞİ DE ZAYIF.
Meclis’te muhalif milletvekillerine yönelik saldırılarıyla gündeme gelen eski futbolcu AKP’li Alpay Özalan’ın Meclis’te hiçbir fonksiyonu yok. Ancak Özalan’ın geçmişi şiddet ve saldırılarla dolu
Meclis Genel Kurulu, muhalefet partilerinin tutuklu Türkiye İşçi Partisi (TİP) Milletvekili Can Atalay için yaptığı olağanüstü görüşme çağrısı üzerine dün toplandı. Görüşmede Meclis’i yöneten Bekir Bozdağ, TİP Milletvekili Ahmet Şık’a söz verdi. Meclis kürsüsünde konuşan Şık, AKP’lilere, “Sizden olmayan herkese ‘terörist’ dediğiniz için Can Atalay’a terörist demenize hiç şaşırmadık. Ama herkes bilsin, bu ülkenin en büyük terör örgütü, hanedanlık mafyasıyla devlete çöken, işte bu sıralarda oturanlardır, en büyük teröristler de buradakilerdir” dedi.
Bu sözler üzerine Meclis Başkanıvekili Bekir Bozdağ, kurula ara verdi. Aranın ardından tekrardan söz alan Şık, aynı ifadeleri tekrar kullandı. Bunun üzerine Meclis’e tekrardan ara verildi. Bu sırada AKP İzmir Milletvekili Alpay Özalan Şık’a saldırdı.
AKP’lilerin saldırısı esnasında Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti)Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit’e de saldırı gerçekleşti. Saldırıda sırasında Koçyiğit’in kaşı yarıldı, CHP’li Okan Konuralp de yaralandı.
DEM Parti ve TİP milletvekillerine saldıran AKP’li Meclis İdare Amiri ve İzmir Milletvekili Alpay Özalan’a ve saldırıya uğrayan Ahmet Şık’a kınama cezası verildi.
Futbol kariyeri boyunca ismi şiddetle anılan AKP’li Özalan, milletvekili seçildiği günden bu yana Meclis kürsüsünü de şiddet alanı olarak kullanıyor. Eski futbolcu olan Özalan’ın karıştığı şiddet olayları dün yaşanan olayla sınırlı değil. Milletvekili seçildikten sonra Özalan, kayıt için gittiği Meclis’te “Cumhurbaşkanımıza yapılacak en ufak hakarette karşılarına benim çıkacağımdan kimsenin şüphesi olmasın” açıklamasında bulunmuştu.
ŞİDDET KARNESİ
Özalan’ın şiddet karnesi şöyle;
* 24 Temmuz 2018’de Meclis’te konuşma yapan dönemin HDP İstanbul Milletvekili olan Ahmet Şık’ın konuşması AKP’liler tarafından kesildi. Yaşanan gerginlik sonrası oturuma 5 dakika ara verilirken Şık’a 2 birleşim ceza verildi. Söz konusu gerginlik sonrası Alpay Özalan ve Bülent Turan, Ahmet Şık’a saldırdı. Özalan, saldırıdan sonra sosyal medya hesabından “Uğruna ölmekse seni yaşatmak bin kere ölürüm de adına leke sürdürmem, gururdur namustur bayrak ve sancak, aksa da kanım zalimi güldürmem!” mesajını paylaştı.
* 12 Temmuz 2019’da, AKP ile CHP milletvekilleri arasında çıkan tartışma arbedeye dönüşürken Özalan’ın, tepki gösterdiği CHP’li vekile “Gel buradan bağır, gel! Arkaya kaçıyor, bağırıyor; gel, önden bağır” diye saldırdı.
* 26 Temmuz 2020’de, Özalan, CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç’un üzerine yürüdü.
* 17 Mart 2021’de, Özalan, milletvekilliği düşürülen HDP’li Ömer Faruk Gergerlioğlu’na, Meclis Genel Kurulu’nda saldırdı ve dışarı çıkarmaya çalıştı.
* 9 Aralık 2022’de, dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya yanıt vermek üzere kürsüye gelen CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel, “Şehitleri alkışlatıyormuş gibi kendini ayakta alkışlatma çakallığına kapılmasın” diye konuştu. Özalan, burada da CHP’li Özel’in üzerine yürüdü.”
Meclis karnesi: 0
Geçmişi ve bugünü şiddetle dolu olan Alpay Özalan’ın Meclis’te çıkardığı kavgalar dışında hiçbir fonksiyonu bulunmuyor. Öte yandan kendisi hakkında hiç bir yaptırım da uygulanmaması dikkat çekiyor. Dünkü saldırgan tutumundan kaynaklı Özalan’a ilk kez kınama cezası verildi.
TBMM’nin resmi internet sitesine göre Alpay Özalan’ın ilk vekillik döneminde karnesi şu şekilde:
* İlk İmza Sahibi Olduğu Kanun Teklifleri sayısı: 0
* İmzasının Bulunduğu Yazılı Soru Önergeleri sayısı: 0
* İlk İmzasının Bulunduğu Meclis Genel Görüşme Önergeleri sayısı: 0
* İlk İmzasının Bulunduğu Meclis Soruşturması Önergeleri sayısı: 0
* İlk İmzasının Bulunduğu Meclis Araştırması Önergeleri sayısı: 0
* 2018’den bu yana ant içme töreni dahil Genel Kurul’da yaptığı konuşma sayısı: 12
İkinci dönem
Tüm buna rağmen ikinci kez vekil seçilen Özalan ikinci dönemi de şu şekilde;
*İlk İmza Sahibi Olduğu Kanun Teklifleri sayısı: 0
* İmzasının Bulunduğu Yazılı Soru Önergeleri sayısı: 13
* İlk İmzasının Bulunduğu Meclis Genel Görüşme Önergeleri sayısı: 1
* İlk İmzasının Bulunduğu Meclis Soruşturması Önergeleri sayısı: 0
* İlk İmzasının Bulunduğu Meclis Araştırması Önergeleri sayısı: 0
* Ant içme töreni dahil Genel Kurul’da yaptığı konuşma sayısı: 1
… WİKİPEDİA’DA ALPAY ÖZALAN
Alpay Özalan ( İzmir , 29 Mayıs 1973 ), defans pozisyonunda görev yapmış siyasetçi ve eski Türk futbolcudur . Beşiktaş JK’da ve İngiltere’de Aston Villa’da geçirdiği dönemlerle tanınıyor . Türk milli futbol takımıyla 98 uluslararası maça çıktı ve dört gol attı.
Kulüp kariyeri
Alpay’ın özellikleri erken yaşta fark edildi ve Beşiktaş’a transfer edildi . Oyuncu bu kulüpte çok iyi bir dönem geçirdi ve bu süre zarfında defansın ortasında düzenli bir başlangıç ​​yaptı. İşbirliği iyi gitti ancak 1999’da kulüp ile Alpay arasında kopukluk yaşandı. Eski takım arkadaşları Sergen Yalçın ve Oktay Derelioğlu gibi Alpay da kargaşalı bir şekilde kulüpten ayrıldı. Siirtspor, defans oyuncusunu kadrosuna kattı ancak sarı-lacivertlilerde bir dakika bile oynamadı. Alpay o sezon ezeli rakibi F.Bahçe’ye kiralanmıştı ve sadık Beşiktaş taraftarları tarafından kızdırılmıştı.
EURO 2000’den sonra oyuncu , John Gregory’nin antrenörlüğünde üç savunma sistemi kullanan Aston Villa’ya gitti; Alpay, kaptan Gareth Southgate ve Gareth Barry . Alpay, Middlesbrough’a giden Ugo Ehiogu’ya unutturmak zorunda kaldı . Güçlü defans oyuncusu Villa’da başarılı görünüyordu. İlk sezonlar iyi geçti ama 2002 Dünya Kupası’ndan sonra her şey beklenenden farklı gitti. Oyuncuya büyük ilgi vardı ancak Villa onu satmak istemedi. Bundan sonra Alpay’ın kariyeri kötüye gitti. 2003 yılında sözleşmesi kulüp tarafından feshedildi ve oyuncu, kısmen İngiliz süper yıldızı David Beckham ile olan çekişme nedeniyle disiplinsiz davranışları nedeniyle kelimenin tam anlamıyla kovuldu .
Kısa bir süre Asya’da futbol oynadıktan sonra 2005 yılında 1.FC Köln’de Avrupa futbol sahalarına geri dönen oyuncu, disiplinsiz davranışlarına rağmen 2008 yılında sözleşmesi feshedilene kadar 3 yıl boyunca Alman kulübünde forma giymeye devam etti. Oyuncunun kendisi, sözleşmenin karşılıklı anlaşmayla feshedildiğini söyledi, savunma oyuncusunun teknik direktör Christoph Daum ile kötü bir ilişkisinin olduğu açıktı .
Uluslararası kariyer
Alpay ayrıca uzun yıllar Türkiye milli futbol takımının savunmasında da forma giydi . 2002 Dünya Kupası’nın da önemli anlarını yaşadı, o takımın en önemli oyuncularından biriydi. Uzun bir aradan sonra 2005 yılında Fatih Terim tarafından yeniden seçildi. Ancak Türk, bu fırsatı iyi değerlendiremedi ve onun için uluslararası kariyeri bitmiş gibi görünüyor.
Agresif davranış
pek çok taraftar tarafından agresif bir oyuncu olarak anılıyor. Defans oyuncusu ilk kez 2003 yılında Türkiye – İngiltere maçında David Beckham’la karşı karşıya geldi . Kısmen bu nedenle İngiltere genelinde İngiliz rekabetinin yüz karası olarak görüldü. Bütün bu kargaşadan kaçmak için Asya’ya doğru yola çıktı. Dikkat çeken ikinci örnek ise Türkiye- İsviçre maçıdır . Bu maçın ardından iki takım oyuncuları arasında kavga çıktı ve arbede yaşandı. Kavgayı çıkaran kişinin Alpay olduğu söylenirken, televizyon görüntüleri savunma oyuncusunun bazı oyunculara tekme attığını açıkça gösteriyor. Sonuç olarak Türkiye’ye çok sayıda maç, Alpay’a ise 6 uluslararası maç cezası verildi. Ancak bundan sonra da bu davranışına devam etti. Dirsek atmayı seven sert bir oyuncu olan oyuncu, 1.FC Köln’de de sık sık olumsuz haberler alıyordu.
Politika
2018 TBMM seçimlerinde İzmir delegesi olarak iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi adına Milletvekili seçildi .

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

Kadir Özdamarlar’ıda kaybettik

Kayseri Lisesi Emekli öğretmenlerinden  araştırmacı-yazar arkadaşım Kadir Özdamarlar’ (76)ıda kaybettik. Yönlendirici yazıları, dikkat çeken araştırmalarından …