Kaan Gülten, başarılı bir girişimci ve ‘Girişimci Kafası’ markasının kurucusu olarak bilinir. Markasıyla sosyal medyada ayda 40 milyon kişiye ulaşan Gülten, şimdi, bir yazar olarak da tanınıyor olacak – fakat bu kez bir farkla. Gülten’in yeni kitabı “Girişimci Kafasıyla Düşün”, bir yapay zeka modeli tarafından yazıldı.
2012 yılından bu yana Gülten’in paylaştığı sosyal medya paylaşımları, yazılı görsel ve podcast kayıtlarından, YouTube videoları, blog yazıları ve röportajlarından elde edilen veriler bir araya getirildi. Bu veri havuzunu kullanan yapay zeka, konuları bir akış içerisinde bağladı ve tüm bu bilgi ve deneyimi bir kitaba dönüştürdü.
Bu, dünya çapında bir ilktir ve yapay zekanın edebiyat ve bilgi paylaşımı alanındaki potansiyelini göstermektedir. Gülten, ’Girişimci Kafası’na ait bu kitapla, girişimcilik yolculuğunun her aşamasında okuyuculara değerli bilgiler, deneyimler ve öneriler sunmayı hedefliyor. Bu yapay zeka ile oluşturulmuş kitap, girişimciliğin geleceğini ve yapay zekanın bu gelecekte oynayacağı rolü gösteriyor.
Gülten, ‘Yapay zekanın bir kitap yazabileceği fikri, ilk başta kulağa bilim kurgu gibi gelebilir. Ancak teknolojinin hızla geliştiği bir dünyada yaşıyoruz ve bu tür yenilikler artık hayal değil, gerçek.’ diyor.
“Girişimci Kafasıyla Düşün” kitabı, okuyucularına girişimcilik dünyasına yeni bir bakış açısı sunuyor. Bu kitap, girişimciliğin ve yapay zekanın kesişim noktasında yer alıyor ve okuyuculara bilgiyi, deneyimi ve vizyonu birleştiren özgün bir perspektif sunuyor.
Bu kitabın ortaya çıkışı, teknolojinin bilgi paylaşımı ve öğrenme süreçlerini nasıl dönüştürdüğünün bir örneği. Bu yenilikçi çalışma, girişimciler, iş liderleri, öğrenciler ve herkes için bir ilham kaynağı olacak.
Yapay zekanın yazdığı bu kitap, girişimciliğin sadece ürünler ve hizmetler oluşturmakla sınırlı olmadığını, aynı zamanda inovasyonu ve teknolojiyi kullanarak bilgiyi yeniden şekillendirmek ve yaymakla da ilgili olduğunu gösteriyor.
“Girişimci Kafasıyla Düşün”, bir girişimcinin beyanlarından doğan bir kitap olarak, okuyucuları, girişimcilik dünyasının derinliklerine götürüyor. Aynı zamanda yapay zekanın, içerik oluşturma ve bilgi paylaşımı gibi alanlarda nasıl bir devrim yaratabileceğini gösteriyor.
Kaan Gülten, kitabıyla hem girişimcilik hem de yapay zeka konusunda bir öncü olmayı hedefliyor. Bu kitapla, okuyucular girişimcilik dünyasına yeni bir bakış açısı kazanacak ve yapay zekanın potansiyelini ilk elden görebilecekler.
Dünya çapında bir ilk olan bu projeye liderlik eden Gülten, ‘Yapay zekanın gelişimi ve potansiyeli, bilgiyi paylaşmanın ve öğrenmenin yeni yollarını keşfetmemize olanak sağlıyor.’ diyor ve ekliyor: ‘Teknoloji ve girişimcilik, bir araya geldiğinde inanılmaz sonuçlar doğurabilir. Ve biz bu kitapla bunu göstermek istedik.’
Yapay zeka tarafından yazılan bu kitap, bilgiye ulaşmanın ve öğrenmenin yeni yollarını keşfetmeye davet ediyor. Girişimciler, liderler ve öğrenciler, bu kitapla birlikte girişimcilik dünyasını yeni bir perspektiften anlama ve değerlendirme şansına sahip olacaklar.
Öğrencilerin faydalı bir yaz dönemi geçirmeleri için ipuçları
Yaz tatilinin gelmesiyle birlikte öğrenciler için yılın en keyifli zamanları başladı. Yıl boyunca okul ve derslerden ekstra aktivitelere vakit bulamayan öğrenciler için yaz tatili büyük bir fırsat. Veliler ise öğrencilerin bu fırsatı sadece evde dinlenerek, oyunlar oynayarak, gün boyu televizyon izleyerek, geç saatlerde uyanıp günü kaçırarak geçirmesinden yana kaygılı. Online eğitim platformu tonguçAKADEMİ’nin rehberlik öğretmeni Çağla Akyavaş, öğrencilerin yaz dönemini daha iyi değerlendirebilmeleri için nelerin yapılması gerektiğini anlatıyor. Yaz döneminin daha iyi değerlendirilebilmesi için öncelikle oyun ve televizyon sınırının belirlenmesi gerektiğini söyleyen tonguçAKADEMİ Rehberlik Öğretmeni Çağla Akyavaş, “Tatile başlarken, veliler öğrencilerle karşılıklı anlaşarak sınırlar belirleyebilir. Tatilin değeri, öğrenci her zamanki rutininden farklı bir şeyler yaptığı ve hobileriyle uğraşıp kendini geliştirdiği zaman anlaşılır. Bu anlamda, öğrencilerin de tatilin tamamını uyuyarak, televizyon veya bilgisayar başında geçirmelerini tavsiye etmiyoruz. Bu noktada karşılıklı sözler verilip sınırların belirlenmiş olması faydalı olacaktır” diyor. Akyavaş’ın önerileri aşağıdaki maddelerle sıralanıyor.Geçirilen akademik sene değerlendirilip yeni sene için hedefler belirlenmeli
Veliler, öğrenciyle birlikte geçirilen seneyi genel hatlarıyla akademik ve sosyal açıdan değerlendirerek tatile başlayabilir. Her sene sonunda yapılacak bu sohbet öğrencinin objektif olarak kendini değerlendirme alışkanlığı edinmesine ve hedefler belirlemesine yardımcı olur. Bu değerlendirme üzerinden, bir sonraki seneye dair amaçların ve hedeflerin belirlenmesiyle birlikte, tatil döneminde buna nasıl zemin hazırlanabileceği konuşulup planlanabilir. Bu sayede, veliler hem öğrencilere örnek teşkil etmek hem de tatilini gerçekten verimli ve anlamlı geçirmesi için rehberlik etmek gibi iki güzel sonuç elde edecektir. Öğrencilerin yoğun ders düzeni olmayan bir tatile ihtiyacı olduğu unutulmamalı Yaz tatilinde öğrencilerin okul, ders gibi kavramlardan uzak kalmaması açısından ders çalışmalarını önermemizin yanı sıra yoğun ders çalışma periyotlarından kaçınmalarını da öneriyoruz. Yaz tatilinde çok fazla ders çalışan öğrencilerin sene içerisinde okuldan erken sıkıldıkları, ders çalışma isteklerinin fazla olmadığı gözlemleniyor. Bu nedenle her gün yeni sınıfa hazırlık kitaplarından 1-2 saat ders çalışmak, geçtiğimiz dönem konularından eksikleri sıkılmadan videolu konu anlatımlarıyla tamamlamak veya yeni dönemde öğrenecekleri konulara ağustos ayı itibarıyla hafif bir tempoyla başlamak yeterli olacaktır. Kitap okuma alışkanlığı kazanmak için en iyi zaman yaz aylarıdır Kitap okuma alışkanlığı olmayan öğrenciler bu aktiviteye ‘ders’ gözüyle bakarak sene içinde okul ve sınavlardan dolayı vakit ayırmak istemeyebilir. Aslında kitap okumak bir ders değil, bir hobidir. Yaz aylarında öğrencileri kitap okumaya daha fazla yönlendirerek bunu bir alışkanlık haline getirmesi sağlanabilir. Öğrencinin istediği kitaplar yaz başında alınarak sene içinde okuma planı oluşturulup her gün kitap okuması sağlanırsa yaz aylarındaki bu alışkanlığı eylül ayına da taşınabilir. Yeni hobiler bularak öğrencilerimiz kendini keşfedebilir Öğrenciler var olan ama sene içinde vakit ayıramadığı sanatsal ve sportif aktivitelere sene içinde daha fazla zaman ayırabilir. Bunun yanı sıra öğrenciler yeni hobiler deneyerek kendi potansiyellerini keşfedebilir. Sportif faaliyetlerde öğrencilerin özgüven kazanması için bireysel sporlar (yüzme, bisiklet vb.) takım çalışmasına yatkınlığının artması ve sosyal becerilerinin gelişmesi için takım sporları (voleybol, basketbol vb.) güzel seçenekler olabilir. Veliler, öğrencilerin sanatsal faaliyetlere yatkınlığını anlayabilmek için onları enstrüman çalmaya, şan dersi almaya, resim yapmaya, ahşap boyama yapmaya yönlendirebilir. Dijital öğrenme süreci desteklenebilir Yaz dönemi çeşitli online kurslara katılarak veya dijital platformlardan faydalanarak yeni konular öğrenmek için harika bir zamandır. Öğrenciler ilgi alanlarına yönelik online kurslara katılarak kendini geliştirebilir veya derslerini buradan tekrar edebilir. “Örneğin, yazı yazmayı seven öğrenciler online yaratıcı yazarlık kurslarına teşvik edilebilir, İngilizcelerini geliştirmek veya ikinci yabancı dil öğrenmek isteyen öğrenciler online dil öğrenimine yönlendirilebilir. Aileyle beraber geçirilecek vakit artırılmalı Yaz dönemi farklı yerler keşfetmek için en uygun zamandır. Yeni şehirler, müzeler, doğal güzellikler veya kültürel etkinlikler gibi keşfedilmeyi bekleyen birçok yer bulunuyor. Bu dönemde aileyle beraber yapılabilecek seyahatler tüm ailenin sene içindeki iş-okul temposundan sıyrılıp daha çok vakit geçirmesine ve paylaşımda bulunmasına katkı sağlarken beraber yeni deneyimler yaşayıp, farklı kültürleri tanımaya ve öğrencilerin okulda gördükleri bilgileri gerçek hayatta da kullanabilmesine olanak sağlar.