YAHYALI’DA 04-06 YAŞ GRUBU KUR’AN KURSU’NUN TEMELİ ATILDI
Yahyalı İlçesi Gazibeyli Mahallesi’nde hayırsever Abdullah Erdoğan tarafından yaptırılacak olan “Fakı Dayı 4-6 Yaş Grubu Kur’an Kursu”’nun temeli düzenlenen törenle atıldı.
Tören Yahyalı İlçe Müftülüğü’ne bağlı Madazı Camii İmam Hatibi Sami Erdoğan tarafından okunan Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı.
Temel atma töreninin açılış konuşmasını yapan Yahyalı İlçe Müftüsü Dursun Sarı, “Diyanet İşleri Başkalığı olarak 4-6 yaş grubu Kur’an kurslarına, hem nicelik hem de nitelik kazandırmak, sayılarını artırmak amacıyla büyük önem veriyoruz. Şunu iyi biliyoruz ki; bu yaş grubunda vermiş olduğumuz din ve değerler eğitiminin çocuklarımızın ilerleyen yaşlarındaki hayatlarında büyük bir tesiri olacaktır. İlçemizde şu anda 4 sınıfta 80 çocuğumuza eğitim verilmektedir. 4-6 yaş Kuran kurslarımıza yoğun bir talep var. İnşallah, birazdan temeli atılacak Kur’an kursumuzda 8 sınıftan oluşacak. Yaklaşık 160 çocuğumuz burada eğitim alacaklar.” diyerek sözlerini tamamladı.
Yahyalı Belediye Başkanı Esat Öztürk’te konuşmasında maneviyatı yüksek bir ilçede böylesine güzel bir Kur’an kursunun açılacak olmasının kendilerini mutlu ettiğini, bu projede yer almaktan onur duyduklarını belirterek şunları söyledi: “Yahyalı geçmişte iki tane medreseye ev sahipliği yapmış önemli bir ilçedir. Yahyalı İlçemiz önemli ilim adamları yetiştirmiştir. Böylesine bir merkezin, bu bölgeye çok yakışacağını düşünüyorum. Merkezin yapımı için arsayı bağışlayanlara ve yapımını üstlenen Abdullah Erdoğan Amcamıza huzurlarınızda teşekkür etmek istiyorum. Ayrıca yapımına destek verecek olan diğer iş adamlarımıza da teşekkür etmek istiyorum. Belediyecilik anlamında bizim zevk aldığımız bir hizmet olacak. Diyanet İşleri Başkanlığımız 4-6 yaş grubu çocukların eğitimine büyük önem veriyor. İnşallah en kısa zamanda buranın açılış kurdelesini de keseriz.” diyerek sözlerini tamamladı.
İl Müftüsü Doç. Dr. Şahin Güven ise konuşmasında 4-6 yaş grubu çocukların eğitimlerinin önemini vurgulayarak şunları söyledi: “Diyanet İşleri Başkanlığımız bünyesinde açılan 4-6 yaş Kur’an kursları, okul öncesi zorunlu eğitimin bir parçası olacak. Çocuklarımız, okul öncesi anaokuluna gittikleri gibi Kur’an kurslarına geldiklerinde o eğitimi yerine getirmiş olacaklar. 3 yıl önce Kayseri’de göreve başladığımız zaman, yeni 4-6 yaş grubu Kur’an kursları açılması için bize yönetmelikler geldi. Biz de bunun üzerine çalışmalar yaptık. Şu anda Kayseri’mizde altı binin üzerinde 4-6 yaş grubu öğrencimiz bulunuyor. Bu çalışmalarla gelecek yıl, bu sayıyı on bine çıkarmak istiyoruz. Evlatlarımız daha ilkokula başlamadan Kur’an, ahlak ve edep derslerini alıyorlar. Kur’an kurslarımızı camilerin altından, bodrumlardan çıkarmalıyız. Temelini attığımız bu Kur’an kurslarımızın sayısını artırmalıyız. Camilerimizin ve Kur’an kurslarımızın yapımında emeği geçen bütün hayırseverlerimize teşekkür ediyorum. Özellikle de “Fakı Dayı” namıyla meşhur olmuş Abdullah Erdoğan amcamıza katkılarından dolayı çok teşekkür ediyorum. Yüce Rabbim bizleri Kur’an’ın hizmetkârı eylesin” diyerek sözlerini tamamladı.
Konuşmaların ardından İl Müftüsü Güven tarafından yapılan dua sonrası Fakı Dayı 04-06 Yaş Grubu Kur’an Kursu’nun temeli atıldı.
Yahyalı İlçesi Gazibeyli Mahallesi’nde inşa edilecek olan Kur’an kursunun temel atma törenine; İl Müftüsü Doç. Dr. Şahin Güven, İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Ali Ramazan Benli, Yahyalı Kaymakamı Yunus Emre Altıner, İl Müftü Yardımcımız Mehmet İzci, Yahyalı Belediye Başkanı Esat Öztürk, Develi İlçe Müftüsü Zekeriya Koçak, Yahyalı İlçe Müftüsü Dursun Sarı, ilçe protokolü ve vatandaşlar katıldı.
“İNSANLIĞA BÜYÜK SORULAR ARMAĞAN EDEBİLECEK YEGÂNE SOSYOLOJİK KİTLE MÜSLÜMANLARDIR.”
İl Müftülüğü ile Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nin ortaklaşa düzenledikleri “İlahiyatçı Genç – İdeal Genç Olmak” konulu konferans İlahiyat Fakültesi konferans salonunda gerçekleştirildi.
Konferansta konuşan Yazar İsmail Kılıçarslan, “Hayatla, sokakla, ötekine hitapla ilgili bir mesele üretmeyeceksek, bir yol bulmayacaksak, ilahiyatlarda niçin okuduğumuz konusu bana biraz problemli olarak geldi. Çünkü biz bazı kanaat önderi hocalar görüyoruz; müthiş kalabalığa hitap ediyorlar. Adamı on dakika İstanbul Bağcılar’a bırak; on dakikada söker takarlar. Bağcılardaki adama söyleyebileceği tek bir cümlesi yok. Çünkü Bağcılar’daki adamın nasıl bir adam olduğuna dair, Bağcılardaki gencin niçin bonzai kullandığına dair tek bir fikri yok. Bildiği tek bir şey “bonzai haramdır” hükmüdür. Bunu herkes biliyor; üstelik içen çocuk da bonzainin haram olduğunu biliyor. Ama içiyor işte. O çocuğu o bonzaiden çekip çıkarabiliyor musun; senin hocalığını orada görürüm ben. Siz şimdi mezun oldukça gidip gayet size benzeyen insanların çocuklarını gayet size benzeyen şekilde yetiştirerek görevinizi tamamlamış olacaksınız. Birçoğunuz imam-hatip öğretmeni olacak, bir çoğunuz müftülükte görevli olacak. Zaten Müslüman ailelerin zaten Müslüman çocuklarını daha da Müslüman yapın. Bağcılardaki çocuk da senin, benim çocuğum ve sana, bana benzeyen insanların çocukları. Çocukta hayata dair hiçbir umut kalmamış, hiçbir beklentisi kalmamış, son bir umutla Allah’ın kendisine ulaşmasını bekliyor. Ve biz Allah’ın o çocuğa ulaşmasına vesile olmalıyız. Ama biz imam-Hatiplerimizle, ilahiyatlarımızla, hocalarımızın fazlalığıyla övünüyoruz falan.
Bir gazeteci kız bana demişti ki: “Hutbe diye birinden bahsediyorlar, kim bu hutbe?”
Hutbenin ne olduğunu bilmemek onun suçu değil, benim suçum. Ona hutbenin ne olduğunu bir şekilde anlatamamışım. Ve üstelik bunu önemsememişim de.
Benim de bir cemaatim var. İsmi “rahatsızlar cemaati.” Çünkü rahatsız olunmadan dünyada hiç kimsenin rahatsız edilemeyeceğine inanıyorum. Ben rahatsız olursam ancak başkalarını da rahatsız edebilirim. Başkalarını rahatsız etmeyeceksek imam-hatipli, ilahiyatçı, dindar veya Müslüman olmamızın hiçbir önemi yoktur. İnsanlığa büyük sorular armağan etmek lazım. İnsanlığa büyük sorular armağan edebilecek yegâne sosyolojik kitle Müslümanlardır. Ve biz o büyük soruları sormamak için bin dereden su getiriyoruz. Büyük soruyu soralım: “Niçin mutlu değiliz?”. Çünkü hayatımızda Allah yok. Bu soruyu böylece sorup bu cevabı böylece verebilecek dünyadaki tek sosyolojik kesim Müslümanlardır. Ama Müslümanlar bu büyük soruyu asla sormuyorlar. Kendilerinden ve kendi dar mahallelerinden başka hiçbir şeyle ilgilenmiyorlar. Bu çok üzücüdür. Bir umudumuz sizsiniz. Hem dini diyaneti bilip hem de insanların yaralarına merhem olma kabiliyeti geliştirebilirsek dünyayı değiştirme şansını elde edebiliriz. Dünyayı değiştirmek ile ilgili lütfen bir fikriniz olsun. Çünkü dünya, mutlak surette değiştirilmesi gereken bir yer. Dünyayı değiştirmenin ben farz-ı ayn olduğunu düşünüyorum; yani hepimizin üzerine tek tek farzdır. Ve dünyayı değiştirebilecekse bu saatten sonra ancak Müslümanlar değiştirecektir. Müslümanlar bu derin uykudan uyanabilirse değiştirecektir.” diyerek sözlerini tamamladı.
Daha sonra söz alan Yazar Yusuf Genç, “İslami ilimlere dair çok derin vukufiyeti olan bir hoca bu günkü dünyada geçerli olan, yaygın olan, insanlara temas eden bazı kavram ve başlıkları hiç bilmiyorlar. Bir salondaki konuşmada bitcoinden bahsettiğimde salondakiler kıkırdadılar. Sonra amelde Hanefilik ve itikatta Maturidilik konusunu açtığımda salonda bir sessizlik oluştu. Bu iki fotoğraf bize şunu gösteriyor. Modern dünyada çok parçalı bir hayatın içindeyiz. Hepimizde ayrı uzaylar var. Ve hepimiz o uzaylarda yaşıyoruz. Ve hepimiz dünyanın, varlığın ve bütün anlamın o uzaydan ibaret olduğunu varsayıyoruz. Yani bir hoca profilini aldığımız zaman İslami ilimler başlığını en kıymetli şeyler farzediyorlar. Onun dışında kalan dünya öyle çok temas edilmeye değer bir dünya değil. Kimin alanı neyse o alanla ilgili bir dünyada yaşıyor. Ve bu gün tüm dünyanın ve özellikle İslam dünyasının en önemli sıkıntısı nedir diye sorduğumuz zaman, bu sorunun cevabını parçalanmış uzaylar meselesinde bulacağız. Her birimizin farklı bir uzayı var ve bir diğerinin uzayını küçümsüyoruz. En önemlisinin bizde olduğunu varsayarak. Öncelikle bu yaşadığımız kaosu ve keşmekeşi aşmanın yolu budur. Diğer uzayı bütünüyle olmasa bile, diğer uzayın temel başlıklarını dikkate almak. Müslümanlar olarak 21. yüzyılda bir teklifimiz olmalı ya da bir insan topluluğu anlamlı ve anlaşılır bir cümle kuracaksa bu, yalnızca ve yalnızca Müslümanlar arasından çıkacaktır. Bunun içinde dünyadaki parçalanmış tüm uzaylara değebilecek, o uzaylara temas edebilecek bir matematik geliştirmemiz gerekiyor. Bu da anlamakla mümkün olur. Anlamakla ilgili de çok uzun zamandır temel bir sorunumuz var. Ve bu sorunu ıskalıyoruz. Yüz yıllarca önce aşılmış, sonuca bağlanmış bir fıkhı tekrar tekrar gündem etme gibi bir problemimiz var. Bu, yorumlama ile ilgili değildir, ezberleme ile ilgilidir. Bizim ıskaladığımız şey şu ki, biz hala yorumu ezberliyoruz. Fakat aslında bilgiyi ezberleyip yoruma ulaşmamız gerekir.” diyerek sözlerini tamamladı.
Konferansın sonunda soru cevap kısmına geçildi. Öğrencilerin büyük keyif aldığı konferans sonunda söz alan Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Temel Yeşilyurt, “Bu konferans şimdiye kadar katıldığım en güzel konferanslardan birisiydi. Huzurlarınızda Yazar İsmail Kılıçarslan ve Yazar Yusuf Genç’e teşekkür ediyorum” diyerek sözlerini tamamladı.
Düzenlenen konferansa İl Müftüsü Doç. Dr. Şahin Güven, Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Temel Yeşilyurt, Yazar İsmail Kılıçarslan, Yazar Yusuf Genç, Talas İlçe Müftüsü Esat Yapıcı, Akkışla İlçe Müftüsü Abdullah Korkut ve öğrenciler katıldı.
