Mustafa TEMİZER
İktidar olma ve iktidarda kalma yolunun ABD’den geçtiğine inanan iktidar ve muhalefet liderleri ve temsilcileri her fırsatta ABD’yi ziyaret ederek akıl ve destek alıyor ama topluma
Kuruluş aşamasından itibaren ABD’den akıl ve destek alanlar ABD’nin ülkemizi de içine alan 23 İslam ülkesinin haritasının değiştirilmesine yönelik “Büyük Ortadoğu Projesi”nin iş başkanı olduğunu söylediği halde ABD’ ye karşı-y-mış gibi gözüküyor?
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bitirme noktasına getirdiği ABD’nin bölgedeki taşeronu PKK ile barış süreci adı altında bir dizi görüşmeler yapıp siyasi temsilcisi HDP’yi meclise taşıyarak hazine yardımı almalarını sağlayan – her şey iki dudağının arasında olanlar – HDP’nin hazine yardımının bloke edilmesine ret oyu veren “Anayasa Mahkemesi” üyelerine bunu sizden beklemezdim diyerek HDP’ye karşı-y-mış gibi gözüküyor?
ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesinde taşeron olarak kullandığı başka bir terör örgütü IŞID’ın destekçisi HÜDAPAR Cumhur ittifakında yer almasına rağmen altılı masada yer alan PKK destekçisi HDP’ye tepki göstererek terör destekçilerine karşı-y-mış gibi gözüküyor?
Oluşturulan “Bölge Mahkemeleri” ile ayrışmanın temelleri atıldığı halde tek vatan, tek bayrak söylemleri ile milli birlikten yana-y-mış gibi davranılıyor?
CİA’nın Türkiye raportörü olduğu söylenen ve söylenenleri yalanlamayan Cumhurbaşkanı sözcüsü İbrahim Kalın’ın seçim öncesi ABD’ye gitmesi; AKP iktidarının devamında ABD için neler yapabileceklerini, emirlerinin ne olduğunu sormaya mı gitti yorumlarına karşılık ziyaretçi kanadından ABD’ye karşı-y-mış gibi açıklamalar yapılıyor.
Ana muhalefet liderinin, iktidar olma umuduyla ABD’de bir dizi görüşmeler yaptığı, aynı merkezlerden akıl ve destek aldığı, adeta biz AKP’den daha iyi dost ve müttefik oluruz dendiği, yabancı danışmanlar edindiği, ABD’nin BOP projesine ortak olmak için iktidarla yarıştığı, BOP’un taşeronlarından olan PKK’nın siyasi temsilcileri ile doğrudan görüşmeler ve pazarlıklar yaparak iktidar ile aynı çizgide hareket ettiği halde altılı masa millet ittifakı, milletin sesi diyerek ABD’ye karşı milletin temsilcisi-y-miş gibi gözüküyor?
İktidar ve muhalefet birbirine karşı-y-mış gibi davranıyor ama aynı yolu izlemiyor mu? Akıl ve destek aldıkları aynı merkeze hizmet etmek için birbirini beslemiyor mu? Birbirlerinden farklı-y-mış gibi davranarak milleti aldatmıyor mu? Milleti, birbirleriyle korkutarak toplumu kutuplaştırıp milli birliğe engel oldukları halde sözde milletten yana-y-mış gibi gözükerek milleti yabancı aklına düşünsel, köleliğe mahkum etmiyor mu?…
Mevcut iktidar ve muhalefetin -mış gibi yaptığı siyasete aldanmadan Millet Partisi kadrolarının 50 yılı aşkın zamandır “Milletim Uyan! Varlığın, birliğin, geleceğin tehlikede!” çağrısını duymak zorundayız. Tüm milli kadrolar, ülke problemlerinin çözümü için elli yıllık bir birikime sahip “Milleti yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.” Türkiye yabancı aklıyla değil Türk akıl ve zekası ile yücelecektir diyen Millet Partisi çatısı altında toplanmak milli mücadele ruhu ile ülkemizi tam bağımsız Muhteşem Türkiye yapmaktır zorundayız.
Aksi halde mevcut siyasi anlayış ve dayatma seçimlerle zihinsel kölelikten kurtulamayız. Sadece yeni efendilerimizi belirlemiş oluruz. Unutmayalım “ İştirak etmediğimiz çilesine katlanmadığımız bir kurtuluş mümkün değildir.”
Çare “Milletim uyan!” çağrısını duymak. Uyanmak, görev ve sorumluluklarımızı hatırlamak. Milletimizin ve insanlığın kurtuluşuna vesile olacak her alanda yeni bir Milli Mücadele içinde olmaktır.