Trafik, İstanbul gibi nüfusun yoğun olduğu metropollerin en önemli sorunları arasında yer alıyor.
Bu sorunun çözümü için tercih ettiğimiz raylı sistem teknolojisi metrolar ise adeta hayatımıza konfor sunuyor. Ancak ulaşımda hayatımıza konfor sunan metroların istasyonlarındaki “hava”, doğru yönetilmediğinde sağlığımızı bozabiliyor.
Kopenhag Üniversitesi tarafından yapılan araştırmaya göre, Kopenhag’da ölçüm yapılan metro istasyonlarındaki hava; yoğun bir trafiğe maruz kalan ve başkentin en kirli bölgesi olarak değerlendirilen Belediye Sarayı Meydanı’nın havasından 20 kat daha kirli. İşte detaylar…
Günlük hayatımızda sıklıkla kullandığımız metrolar, ulaşımda bizlere büyük kolaylık sağlıyor. Özellikle İstanbul gibi trafiğin yoğun olduğu şehirlerde metrolar, hayatımızın vazgeçilmez ulaşım araçları arasında yer alıyor. Ancak ulaşımda bizlere konfor sunan metroların iç mekân havası, doğru yönetilmediğinde hem konfor şartlarını hem de zamanla sağlığımızı bozabiliyor.
20 kat daha kirli
Kopenhag Üniversitesi tarafından yapılan araştırmaya göre, ölçüm yapılan metro istasyonlarındaki hava; yoğun bir trafiğe maruz kalan ve başkentin en kirli bölgesi olarak değerlendirilen Belediye Sarayı Meydanı’nın havasından 20 kat daha kirli.
Akciğer ve kalp hastalıklarına sebebiyet veriyor
Uzmanlar, metro istasyonlarındaki hava kirliliğinin trenlerin demirden yapılmış fren balatalarından, tekerleklerinden ve raylarından kaynaklandığını belirtiyor. Çünkü havadaki partiküllerin yüzde 88’ini rayla tekerlek arasındaki sürtünmeye bağlı olarak açığa çıkan demir parçacıklar oluşturuyor. Demir parçacıklar o kadar küçük oluyor ki akciğer dokusuna ve kana kolayca nüfuz ederek, akciğer ve kalp hasalıklarına sebebiyet verebiliyor.
Çözüm: doğru havalandırma
Araştırmacılar, Kopenhag Metro istasyonlarında ki iç hava kalitesi sorununun doğru havalandırma sistemleri ile çözülebileceğini belirtiyor.
“Metro istasyonlarının iç mekân havasının insan sağlığını tehdit etmemesi için havalandırma sistemleri ile ideal iç mekân hava kalitesinin sağlanması gerekiyor” diyen HIFYBER Genel Müdürü Ahmet Özbecetek, sözlerine şöyle devam etti:
Hava filtrelerinin filtrasyon verimi önemli
“Havalandırma sistemleri ile kişi başı 17 m³ / saat temiz hava sağlanması insan sağlığı için hayati önem taşıyor. Havanın zararlı parçacıklar ve alerjenler içermeden şartlandırılabilmesi için de havalandırma sistemlerinde kullanılan hava filtrelerinin yüksek verimlilikte partikül tutma özelliğine sahip olması gerekiyor.
HIFYBER olarak, geliştirdiğimiz nanofiber filtre medyası ürünümüz ile; ısıtma, havalandırma ve klima sistemlerinde kullanılan hava filtrelerinin filtrasyon verimliliğini artırarak, metro istasyonlarının temiz hava ile şartlandırılmasını sağlıyoruz.
Hava filtrasyonu test standartlarına (ASHRAE 52.2, EN 779:2012, ISO 16890 ve EN1822) uygun olarak geliştirdiğimiz yüksek verimli HIFYBER nanofiber filtre kumaşı, klima santrallerinin hava filtrelerinde oluşan partiküllere karşı etkili koruma sağlıyor. Nanofiberler, filtre basınç düşüşünde önemli bir artış olmadan filtre verimliliğinde iyileşme sağlayarak, hem filtre ömrünü uzatıyor hem de daha temiz hava çıkışı sağlıyor. Bu nedenle metro istasyonlarında ki iklimlendirme sistemlerinin hava filtrelerinde nanofiber yapıdaki filtrelerin kullanılmasını tavsiye ediyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.