Haberler

Metin Fevzioğlu, ‘Cumhuriyet oratoryosu’ öncesi: Türkiye Barolar Birliği millidir, milli kalacaktır. Biz milli davanın neferleriyiz

Kayseri Barosu Başkanlığı’nca Cumhuriyet’in 95. Yıldönümü dolayısıyla düzenlenen “Cumhuriyet Oratoryosu” izleyen herkesi adeta büyüledi. Oratoryoyu Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu da izledi. “Millilik” ve “avukatlığa staj için devlet sınavı” açıklamalarına karşı eleştirilere de yanıt veren Feyzioğlu, “Türkiye Barolar Birliği millidir, milli kalacaktır.. Şu anda 25 bin stajyer avukatımız var. Hukuk fakültelerinde 70 bin hukuk öğrencisi var. 120 bin avukata ulaştık. Bu sayı artışıyla bu meslek sürdürülebilir değil. Romantik yaklaşımlarını vestiyere asınız, dünyanın gerçeğine dönünüz” dedi.
Kayseri’de temaslarda bulunan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Avukat Metin Feyzioğlu, Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu üyesi Sayman Avukat Sabri Erdal Güngör ile birlikte meslekte 40, 50 ve 60 yılını dolduran ve 2016-2018 yılları arasında baroda görev yapan avukatlara plaket törenine katıldı. Törene, Kayseri Barosu Başkanı Avukat Cahit Dursun’un eşliğinde Kayseri Cumhuriyet Başsavcısı Abdulkadir Akın ile baroda görevli çok sayıda avukat da katıldı. Feyzioğlu, törende yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Biz bugün hangi mücadeleyi veriyorsak, hangi başarılara imza atabiliyorsak bunun tamamı sizin tuğla üstüne tuğla koyarak inşa ettiğiniz bina sayesindedir. Bu sebeple bizler size minnettarız. Bugün avukatlığın çok derin çok büyük sorunları var. Ama bunların hepsi aşılır. Sadece bir ufak anektot anlatmak istiyorum. Bugünün sorunlarının nasıl aşılabilir sorunlar olduğunu bilmemiz için. Hâkim ve savcı kıdemimizde bir düşüş var. 2.5, 3 yıl bir kıdemle şu an çalışmak zorundayız. Hukukçu kalitemizde de maalesef bir düşüş var. Bunu biliyoruz. Cumhuriyet kurulduğunda (dün Cumhuriyetimizin 95. Yılını idrak ettik) Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün emri ile Ankara hukuk mektebi kurulduğunda Ankara hukuk mektebinde okuyacak hukukçuya ihtiyaç var. Neden çünkü İstanbul, mütareke dönemi zihniyetiyle Cumhuriyeti inşa etmek, Cumhuriyeti bir hukuk devleti olarak bina etmek mümkün değil.

Fevzioğlu Baro töreninden sonra gündemi  değerlendirirken ‘Andımız’ tartışmalarına ilişkin şöyle konuştu.

Andımız konusu: Millet vasfından çıkarmak için bir oyun

“Anayasamızdaki Türk ve Türk Milleti, ayrımcılıktan, ırkçılıktan uzaktır. Millet bağlarını güçlendirmek için vardır.  Türklük bir çatı kavramıdır. Eğitimini özel burslarla, özel yerlerde yurt dışında alan bir takım sosyolog ve bilim insanları Türkiye’yi nasıl ayrıştırırız diye düşünerek,  açılım sürecinde andımızın da kaldırılmasını gündeme getirdiler. Bütün ırkları millet çatısında birleştirecek tabire ihtiyaç var. O da Türk milleti. Andımıza karşı çıkmak yerine, sahip çıkmak gerekir. Andımızla ilgili Doğu ve Güney Doğu’da yaşayan vatandaşlarımızın ya da farklı etnik yapıdaki vatandaşlarımızın andımızla ilgili sıkıntısı yoktu Türk Milletini ‘nasıl ayrıştırırız’ demek için Andımızı da süreç içinde gündeme getirdiler. Oysa Türk Milleti birleştiricidir. Aksi halde Suriye, Irak gibi herkes kendi ırkı ve mezhepleri için savaşlar. Mezhepler savaşı demektir. Millet vasfından çıkarmak için bir oyun. Türkiye’de sadece Türk Milleti vardır. Siyasi iktidarı ve herkesi bu yönde değerlendirmeye davet ediyoruz. Bu ne bir zafer ne bir hezimettir. Ama, kamu yararını gözeten bir karar olduğunu hepimiz göreceğiz. Çünkü andımızın kaldırılmasına ilişkin idari işlemin, Türk milletinin bağını zayıflattığı için kamu yararından yoksun olduğunu düşünüyoruz.”

Ceza indirimli af konusu

TBB Başkanı Metin Fevzioğlu, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin 24 Haziran seçimleri sürecinde gündeme getirdiği ‘ceza indirimli af’ konusunu da şöyle değerlendirdi.

“Her ne kadar ceza indirimi de olsa bu Anayasa’da bir af türü. Rahşan affı diye gündeme getirilen af, baklavacı çocukları hapsettiler diye popülist bir tartışma sonucu çıkartılan af daha sonra Anayasa Mahkemesi’nde genel affa dönüşerek, beklenenin üzerinde kişi cezaevinden çıktı. Ama sonrasında çıkanların üçte ikisi çeşitli suçlarla kısa sürede yeniden cezaevine girdi. Bugün tartışılan ceza indirimi konusunda, 50 bin uyuşturucu torbacısı var. Torbacıların elde ettiği gelir PKK’ya gidiyor. PKK bu bölgede dünyanın en acımasızca uyuşturucu ticaretini yapan terör örgütü. Uyuşturucu gelirini okul önlerindeki torbacılardan elde ediyor. 50 bin torbacının sokağa salınacağı bir düzenleme riski var. O da çok büyük bir risk. Af çıkar çıkmaz ya da bir yıl içinde bu torbacılar dışarı çıkar. Torbacıları dışarı çıkartmasınlar. FETÖ’nün can yaktığı on binlerce insanın konuşulması lazım. FETÖ’den dolayı savcı, hakim içerde bunların el birliği ile mahkum ettiği mağdur kişiler de içerde bunun çözümü gerekiyor. Bunlarla ilgili yeniden yargılama düşünülmelidir. Çocuğunu aç bırakarak öldüren kişi aftan yararlanıyor ama silahla öldüren yararlanamıyor. İstisnalar iyi düzenlenmeli. Üzerinde yeteri kadar düşünülmemiş atlanmış bir sürü husus Anayasa Mahkemesinin önüne giderse, istisnaları iptal eder, kapsamı inanılmaz şekilde genişler kaygımız bundandır.”

Cemal Kaşıkçı cinayeti..

İstanbul’da gittiği konsoloslukta öldürülen Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetine ilişkin  değerlendirmede yapan Fevzioğlu, Türkiye’nin olayı 10 günde çözmesinin ABD basını ve bazı ülkeleri şaşırttığını belirtti, şöyle dedi. “Kaşıkçı failleri mutlaka Türkiye’de yargılanmalıdır. 10 gün içinde bu vahşi cinayeti çözen Türkiye, bazı batılı basın tarafından ahkaksızca  ve anlamsızca  suçlanmaya çalışılıyor. Bunu iki yüzlülük olarak görüyorum. Türkiye, Suudilere şantaj falan yapmıyor. Toprağında yaşanan cinayeti ortaya çıkardı. Bunu batı devletleri beklemiyordu. Cumhurbaşkanımız üzerinden ülkemiz hedefe konuyor. Türkiye üstüne düşeni yapmıştır. Üstüne düşeni yapmayanların ülkemize laf sokma hakkı yoktur. Suudilerin mazeretlerine kargalar bile güler. ‘Arbede çıktı’ tabiri ucuz pavyon cinayetlerinde bile yok. Böyle bir savunma ülkemizdeki ağır ceza mahkemelerinde yapılsa herkes güler. Kesinlikle olayla alakası olan kişiler Türkiye’de yargılanmalıdır.”

Kayseri Barosu’nda ‘vefa plaketi töreni’ne katıldı

Feyzioğlu, Kayseri Barosu tarafından düzenlenen ‘meslekte 40, 50 ve 60 yılını dolduran ve 2016-2018 yılları arasında baroda görev yapan avukatlara madalya töreni’ne katıldı. Kayseri Barosu Başkanı Avukat Cahit Dursun’un eşliğinde Kayseri Cumhuriyet Başsavcısı Abdulkadir Akın ile baroda görevli çok sayıda avukatın da katıldığı törende konuşan Feyzioğlu, şunları söyledi:

Kendi ata toprağındayım, dede toprağındayım

“Bugün burada olmaktan gerçekten son derece bahtiyarım. Birkaç sebeple. Bir. Benim yaşımdan daha fazla meslek yaşı olan büyüklerime madalya vermek gerçekten herkese nasip olabilir bir onur değil. Sizin sayenizde bu onurdan nasipleniyorum. O sebeple minnettarım. İkincisi herhangi bir yerde vermiyorum. Erciyes’i her gördüğümde gözlerim dolar. Bu şehrin her karesinde, santiminde ailemin izi var. Kendi ata toprağındayım, dede toprağındayım. Resmen bağlı olduğum, baro kadar bağlı olduğum Kayseri Barosu’ndayım. Hep söylüyorum benim iki baro başkanım var diyorum. Biri kayıtlı olduğum Ankara Baro Başkanı. Bir de yürekten kayıtlı olduğum Kayseri Baro Başkanı. O sebeple burada olmak gerçekten çok büyük bir mutluluk ve benim için çok duygulu bir an.

Hâkim, savcı kıdemimizde düşüş var

Biz bugün hangi mücadeleyi veriyorsak, hangi başarılara imza atabiliyorsak bunun tamamı sizin tuğla üstüne tuğla koyarak inşa ettiğiniz bina sayesindedir. Bu sebeple bizler size minnettarız. Bugün avukatlığın çok derin çok büyük sorunları var. Ama bunların hepsi aşılır. Sadece bir ufak anektot anlatmak istiyorum. Bugünün sorunlarının nasıl aşılabilir sorunlar olduğunu bilmemiz için. Hâkim ve savcı kıdemimizde bir düşüş var. 2.5, 3 yıl bir kıdemle şu an çalışmak zorundayız. Hukukçu kalitemizde de maalesef bir düşüş var. Bunu biliyoruz. Cumhuriyet kurulduğunda (dün Cumhuriyetimizin 95. Yılını idrak ettik) Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün emri ile Ankara hukuk mektebi kurulduğunda Ankara hukuk mektebinde okuyacak hukukçuya ihtiyaç var. Neden çünkü İstanbul, mütareke dönemi zihniyetiyle Cumhuriyeti inşa etmek, Cumhuriyeti bir hukuk devleti olarak bina etmek mümkün değil.

4 yıla vakit yoktu

O yüzden gazi Ankara’da bir hukuk mektebi ve Ankara zihniyetiyle o tarihte. Hocalar getirtiliyor ama öğrenci lazım. Bunu o tarihte yaşayan bir büyüğümden dinledim. Kravatlı bir beyefendi kahvehaneye geldi. Dedi ki, az ileride Ankara hukuk mektebi diye bir mektep açıldı haydi kaydolmak isteyen varsa gelsin. Biz kahvede otururken kendimizi bir saat içinde Ankara hukuk mektebinin öğrencisi bulduk. Hani Cumhuriyet böyle kuruldu diyoruz ya işte Cumhuriyet böyle de kuruldu. 3 yıldı o zaman hukuk fakültesinin süresi, çünkü 4 yıla vakit yoktu. 3 yıl sonra sahaya savcıları, hâkimleri, avukatları, Cumhuriyetin hukukçularını sürmemiz lazımdı. 4 yıl vakit yoktu. 3 yıl.

Hangisinde avukatlık yapmak istersiniz?

Ve 10, 15 yıl içinde muazzam içtihatlar üretecek kadar yetişti bu avukatlar. Evet, başta sıkıntı çektik. Şimdi çok açık bir şey söyleyeceğim. Neyi tercih edersiniz? Hâkim ya da savcı cübbesi giymiş ama dışarıdaki bir istihbarat örgütünün kurdurduğu bir çete reisinden emir ve talimat alan bir mahkemede mi avukatlık yapmak istersiniz yoksa bilgi eksiği olan ama bu bilgi eksiğini kapatacak bir hâkimin, bir savcının olduğu duruşma salonunu mu tercih edersiniz? Bu aslında tartışma götürmez bir soru. Tercihimiz elbette ikinciden yana.

Milli davanın neferleriyiz biz

Hep birlikte, umutsuz cümleler kurmadan başaracağız. Sorunları tespit edeceğiz ve hepsinin üstünden hep beraber geleceğiz. Çünkü milli davanın neferleriyiz biz. En önemli şey milli olmaktır. Kendimizi pek süslü sıfatlarla ifade edebiliriz. Sosyal demokrat, milliyetçi, muhafazakâr ne dersek diyelim. Milli olmadığımız sürece, bu vatan için yüreğimiz çarpmadığı sürece bu sıfatların üç kuruşluk değeri yoktur. Önce vatan ve en vatansever görevini en iyi yapandır. Biz görevimizi en iyi yapmanın aşkıyla çalışıyoruz. Bunu da sizden öğrendik. Size de layık olmaktır tüm gayemiz.”

Dedeye ödül, torununa ruhsatını verdi

Feyzioğlu, konuşmasından sonra meslektaşlarına madalyalarını takdim etti. Törende ilginç bir an da yaşandı. Meslekte 60 yılını dolduran Avukat Nuri Büyükkeçeci, torunu avukat Sinem Büyükkeçeci ile birlikte ödül aldı. Feyzioğlu, “Dede 60’ncı yıl plaketi alırken, torun da ruhsat alıyor” dedi.

Cumhuriyet Oratoryosu’nu izledi, İzmir Marşı’nı söyledi

TBB Başkanı Feyzioğlu akşam saatlerinde de Kadir Has Kültür ve Kongre Merkezi Konferans Salonu’nda Kayseri Barosu Başkanlığı’nca Cumhuriyet’in 95. Yıldönümü dolayısıyla düzenlenen “Cumhuriyet Oratoryosu”nu izledi. Ankara Devlet Tiyatrosu sanatçıları tarafından anlatılan, sanatçı Murat Atak tarafından derlenerek sahneye uyarlanan, rejisörlüğünü Murat Atak’ın yaptığı oratoryoda, sanatçılar “Sarı Saçlım, Memleketim, Çökertme, Gesi Bağları, İzmir’in Kavakları, Harbiye Marşı, Hekimoğlu, Ah Bir Ataş Ver, Karahisar Kalesi, Çanakkale İçinde, Dağ Başını Duman Almış, 10. Yıl Marşı ve İzmir Marşı”nın da bulunduğu birçok eser seslendirdi. Oratoryonun bir de sürpriz konuğu vardı. Vatan şairi Fazıl Ahmet Bahadır’ın katılarak bir şiir okuduğu oratoryo, izleyicilerden büyük ilgi gördü.
İşte kahramanlar burada
Oratoryonun ardından sahneye çıkan Kayseri Baro Başkanı Dursun, şunları söyledi:
“İşte biz buyuz. Türkiye Cumhuriyeti bu şartlarda bu şekilde kuruldu. Ancak bugün izlediğimiz bu çalışma bizim tarihimiz. 5 bin yıllık tarihimiz. İşte biz buyuz ve bu süreç bugün de aynısıyla sürüyor. Gökten kahramanlar beklemeyeceğiz. İşte kahramanlar burada. Bu devletin, bu milletin, bu vatanın sahipleri burada. Orta Asya’dan başlayan tarihi yolculuğumuzda üç kıtada biz bunları yaşadık ve her defasında bitirdik dediklerinde, Türk’ü bitirdik, Türk milletini bitirdik dediklerinde bu millet şahlandı. Bugün 30 Ekim 2018. Mondros’un 100. Yıldönümü. Türk’e kefen biçenin, Türk milletine kefen biçenin, Türk vatanı üstünde hesaplar yapanın sonu 100. Yılında işte bugün 30 Ekim 2018. İşte Cumhuriyet. Kelimeler kifayetsiz. Kayseri muhteşem. Kayseri Barosu muhteşem. İşte biz buyuz. Biz Türk’üz, Atatürk’çüyüz, çağdaşız, müslümanız, biz buyuz. Yerliyiz, milliyiz, çağdaşız, ulusalız, biz bunların karışımıyız. Hiç birini suçlamadan, hiç birini ayırmadan hepsi bizim. İşte bugün bunu sergileyen sanatçılara sağolun, varolun diyorum.”
İzmir Marşı söylediler
Oratoryo sonunda TBB Başkanı Feyzioğlu ve Kayseri Barosu Başkanı Cavit Dursun sahneye çıkarak izleyicilerle birlikte İzmir Marşı’nı söyledi.
Millilik ve devlet sınavı eleştirilerine yanıt
Kayseri’de programlarına devam eden Feyzioğlu, yeni avukatların yemin ve ruhsat törenine de katıldı. Törende bir konuşma yapan Feyzioğlu, “millilik” ve “avukatlık stajına başlayabilmek için getirilmesi planlanan devlet sınavı” açıklamalarına karşı eleştirilere yanıt da verdi. Feyzioğlu, özetle şunları söyledi:
“Milli mücadelede Türk kadını haklarını kazanmıştır. Şimdi bunlara, Cumhuriyete sahip çıkarak dört elle sarılma zamanı değil midir? Cumhuriyet hukuka saygıdır. Adalet paydasında buluşmak adalet paydasında kucaklaşmak bizim için beka meselesidir. Türkiye’nin her yerini altı kere gezdim. Memlekette ayak basmadığım yer yok. Bu ülkede bu millet ne bölünmek isteniyor, ne parçalanmak isteniyor, ne düşmanlaştırılmak isteniyor. Bu millet farklı siyasi dünyalardan gelebilir ama müştereğimiz vatandır, müştereğimiz bu vatanı taçlandıran Cumhuriyettir, doğru anlamamız doğru içselleştirmemiz kaydıyla Mustafa Kemal’in kendini tanımladığı şekilde Atatürk’tür.
Türkiye tablosu vardı
Ben bunu Kayseri Barosu’nun muhteşem Cumhuriyet Oratoryosu organizasyonunda gördüm. Salonda bir Türkiye tablosu vardı. Siyasi yelpazenin her yerinden rengarenk ama yüreği bayrak, millet için çarpan vatandaşlarımız vardı, meslektaşlarımız vardı. Kayseri Barosu’na, Cavit Başkanımın, kahraman başkanımın, delikanlı başkanımın şahsında şükranlarımı sunuyorum. Hayatım boyunca unutmayacağım, memleketimle, ata toprağımla gittiğim her yerde tarifsiz gurur duyacağım bir gün yaşadı.
Türkiye Barolar Birliği millidir, milli kalacaktır
Buradan bir hususa da cevap verme ihtiyacı içindeyim. Biz milliyiz dediğimizde bize saldıranlar var. Biz bu vatanın neferiyiz dediğimizde bizi kınayanlar var. Buradan ilan ediyorum.  Türkiye Barolar Birliği millidir, milli kalacaktır. Bizim milliyetçiliğimizi, milli duruşumuzu, üniter devletten tavizsiz yana oluşumuzu kim kınıyorsa onun sözleri göğsümüzde madalyadır. Çünkü önce vatandır, önce millettir. Devlet çatırdarsa hepimiz altında kalırız. Yalnız şunu unutmayın. Devleti çatırdatmamak için adaleti mülkün temeli yapmak zorunludur. Çünkü hangi inançtan, siyasetten, ırktan, mezhepten, anadilden gelirse gelsin herkesin ama herkesin 81 milyon vatandaşımızın ben Türk milletinin asli unsuruyum diyebilmesi için yargıya güvenmesi, yargıya sığındığında bu yargı beni korur demesi lazımdır. Bu hissi vatanın her köşesinde vermeyi başarmadığımız sürece Allah muhafaza ülkemiz dağılma sürecine girer. Buna da asla biz avukatlar ve Türk milleti elbette izin vermez. Bizi kınayanlara, laf söz söyleyenlere sözüm budur. Siz ne kadar bize milli duruşumuz için söz söylerseniz, bu duruşumuz o kadar güçlenecektir. Bizim bu duruşumuz o kadar daha kararlı hale gelecektir. Sözümüz budur.
Romantik yaklaşımlarınızı vestiyere asın, gerçeğe dönün
Dün (önceki gün) buradan bir açıklama yaparak hukuk fakültesini bitirenlerin devlet sınavına girmesini istiyoruz artık dedim. Tekrarlıyorum. Her sözümüzü çarpıtıp nedense yanlış anlamaya meraklı olanlara tane tane buradan bir kez daha anlatıyorum. Tane tane anlatıyorum ki anlaşılsın. Şu anda 25 bin stajyer avukatımız var. Hukuk fakültelerinde 70 bin hukuk öğrencisi var. 120 bin avukata ulaştık. Bu sayı artışıyla bu meslek sürdürülebilir değil. Romantik yaklaşımlarını vestiyere asınız, dünyanın gerçeğine dönünüz. Hukuk fakültelerinin kalitesinin artması, evlatlarımızın 21. yüzyılın dünyasında rekabete hazır yetişebilmesi için kaliteli eğitim istiyoruz. Bu analar, babalar evlatlarını kaliteli eğitim alsınlar diye büyüttüler, bu fedakârlıkları yaptılar. 3 tane hocası olan hocaları uçakla gelip bir saat bir şehirde kalıp ders veren fakültelerde diploma alsınlar diye yetiştirmediler. Vatana millete hayırlı hukukçular olsunlar diye yetiştirdiler. O zaman devletimizin de bir görevi vardır. El birliğiyle hukuk fakültelerinin kalitesini artırmak. Bunun da bilinen bir tek yolu vardır şu anda. İlk adımı. Bu ilk adım nedir? Derhal bir sınav çıkarmaktır. Anlamak istemeyenler bunu avukatlık sınavı gibi görüp avukatlık sınavını devlet mi yapacak dediler. Tekrarlıyorum. Anlamak istemeyenler için tane tane tekrarlıyorum Kayseri’de.
Mülakatsız yazılı sınavdan söz ediyorum
Hukuk fakültesini bitirip, avukatlığa, hâkimliğe, savcılığa, noterliğe müracaat eden olan tüm mezunların gireceği bir sınavdan söz ediyorum. Avukatlık sınavından söz etmiyorum. Avukatlık stajına müracaat etmeden önce devletin yaptığı bitirme sınavından asgari bir puanı aldığını belgelemekten söz ediyorum. Mülakatsız bir yazılı sınavdan söz ediyorum ve böylece memleketin her yerindeki hukuk fakültelerinin hiç olmazsa asgari bir kaliteye ulaşmasından söz ediyorum. Bu noktada da sayın Adalet Bakanımızın girişimlerini YÖK Başkanımızın girişimlerini sonuna kadar desteklediğimizi buradan bir kez daha ilan ediyorum. Açık söyleyeyim. Ankara Barosu ve Türkiye Barolar Birliği yöneticiliklerimde bugüne kadar gördüğüm avukat için salt avukat için hizmet yapan Adalet Bakanı’na sahip olduğumuz için de marifet iltifata tabiidir, kendilerine teşekkürlerimi bir kez daha sunmak istiyorum.
Yolunuz açık olsun
Yolunuz açık olsun meslektaşlarım. En önemli şey isminiz. O ismi koruduğunuzda bu meslek size şan, şöhret, para hepsini kazandırır. Ama hedefinizi para yaparsanız her şeyinizi kaybedersiniz. Hak yolundan ayrılmayın, yolunuz açık olsun.”
Feyzioğlu daha sonra yeni avukatlara yemin ettirdi ve ruhsatlarını takdim etti. Tören sırasında avukatlığa ilk adımını atanların ailelerinin de heyecanlı oldukları gözlendi.

Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu