Gelecek Partisi Çevre ve İklim Politikaları Başkanı Meryem Türktekin aşırı sıcaklık artışına dikkat çekti, iktidarı uyardı!
Dünyada sıcaklıklar sanayi devriminden bu yana artıyor. Geçmişte çok yavaş seyreden artış günümüzde hızlı bir seyir izlemeye başladı. Bilim insanları, Pasifik okyanusunda görülmeye başlayan ‘El Nino’ etkisiyle küresel ısınmayı 1.5 °C ile sınırlandırma hedefinin 2024 yılında aşılabileceği endişesi yaşıyor.
Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) kayıtlardaki en sıcak yılın önümüzdeki 5 yıl içinde yaşanacağını Mayıs ayında açıklamıştı. Bu ay dünyada sıcaklıklar rekor üstüne rekor kırdı; ve 4 Temmuz ‘en sıcak hafta’nın yaşandı gün olarak, 6 Temmuz sıcaklığın rekor kırdığı gün olarak kayıtlara geçti.
Ülkemizde de aşırı sıcaklar geçen hafta insan yaşamını tehdit eder boyuta ulaştı, gelecek hafta sıcaklıkların daha da artacağı bekleniyor.
Birçok yerde yetkililerin vatandaşlarımızı dikkatli olmaya, günün sıcak saatlerinde zorunlu olmadığı sürece dışarı çıkılmaması konusunda uyardığını; uzmanların da beslenmeye dikkat edilmesi, özellikle vücudun susuz bırakılmamasına dikkat çektiğini görüyoruz.
Oysa Hatay’da depremzedelerimiz halen içme suyu temin edebilmek için su kuyruklarına giriyor. ASKİ ise bazı illerde kuraklık nedeniyle barajların doluluk oranının düştüğünü, su kullanımında tutumlu olunması gerektiğini söylüyor.
Vatandaşı uyarmak kolay! Önemli olan iktidar bu konuda ne yapıyor, hangi önlemleri alıyor?
Bizler bu anlamda, ortaya konulan bir kamu politikası veya bir hizmet göremiyoruz. Kavurucu sıcaklar ve kuraklık yanı başımızda buna rağmen su kaynaklarımız halen yaklaşık bir asır önce çıkartılmış 9 maddelik kanunla yönetiliyor. 2011 yılında hazırlanmaya başlanan ve tam 12 yıldır yasalaştırılması beklenen ‘Su Kanunu’ çıkartılmadan yine TBMM tatile girdi.
Gelişmiş ülkeler ikim değişikliğinin yol açacağı yıkımın büyüklüğünün farkında olduğu için iklim değişikliğine uyum politikalarını çoktan belirlediler. Ülkelerini hızlı bir şekilde yeşil modele dönüştürmeye başladılar. Gelişmekte olan ülkelerse, soruna gereken önemi hala vermiyor, ekonomik kalkınmaya odaklanmış durumdalar. Biz ise, kalkınmaya odaklanacak halde bile değiliz, rasyonel olmayan politikalar yüzünden yerle bir olan ekonomik sorunlarla mücadele ediyoruz.
Yanlışı yöneticiler yapıyor, vicdanları sızlatacak zamları da, yokluğu, yoksulluğu da, çaresizliği de vatandaşlar çekiyor.
İktidarı şimdiden uyarıyoruz
Dünyanın birçok bölgesini aşırı sıcak hava dalgası etkisi altına aldı ve bu sıcaklardan etkilenecek ülkelerden biri de Türkiye. Geçen yıl Avrupa’da aşırı sıcaklıklar nedeniyle 61 bin 672 kişi yaşamını kaybetti. Şu an bizim vatandaşlarımız da tehlike altında!
‘Zorunlu olmadıkça dışarı çıkmayın’ deniliyor lakin çoğu vatandaşımızın evinde kliması olmadığı gibi, cebinde çözüm üretebilecek parası da yok. Depremzedelerimiz açısından durum daha da vahim, bu kavurucu sıcaklarda konteynırlarda veya çadırın altında yaşıyorlar.
Ekonomiyi bir yoluna koyalım, daha sonra bakarız denilebilecek bir noktada değiliz, dünyanın bekleyecek vakti kalmadı.
Bu konunun bir an önce ciddiyetle ele alınması ve iklim değişikliğine uyum politikalarının ivedilikle hayata geçirilmesi gerekiyor.
Buna da ‘doğal afetti’ der geçeriz diye düşünmeyin. Vatandaşlarımızın canını riske etmeyin!