Kültür-sanat, eğitim, magazin-yaşam, sağlık, spor haberleri

“S.O.S. İSTANBUL” YARIŞMACILARI  İSTANBUL’DAKİ “KENTSEL DÖNÜŞÜM” KAYNAKLI  GEÇİCİ BARINMA İHTİYAÇLARINA ÇÖZÜM ARAYACAK!

İstanbul Serbest Mimarlar Derneği- İstanbulSMD, bu yıl İstanbul Planlama Ajansı- İPA desteğiyle onuncusu düzenlenen “Kartal – Geçici Barınma Senaryoları” başlıklı “S.O.S. İstanbul – Mimarlık Öğrencilerine Açık Fikir Projesi Yarışması”nı duyurdu. Ülke genelinde mimarlık öğrencilerinin katılımına açık olan yarışmada projelerin son teslim tarihi 9 Aralık 2024 olarak açıklandı.

“S.O.S. İstanbul 2024: Kartal- Geçici Barınma Senaryoları” yarışması; kentlerin çoğunu hayati olarak ilgilendiren “doğal afet riski” ve bununla ilişkili olarak son dönemde güncel bir tartışma ve yapım faaliyeti olarak öne çıkan “kentsel dönüşüm” meselesini merkezine alıyor.

Türkiye’nin önemli yapılarına imza atan İstanbul merkezli serbest mimarlık ofisleri ve yapı sektörünün tüm paydaşlarının desteğiyle 21 yıldır faaliyetlerini sürdüren İstanbul Serbest Mimarlar Derneği- İstanbulSMD, 2005 yılından bu yana “S.O.S. İstanbul – Mimarlık Öğrencilerine Açık Fikir Projesi Yarışması” aracılığıyla kentin “sorunlu alanları” için öğrencileri “alternatif projeler üretmeye teşvik etmektedir.

S.O.S. İstanbul, bu yıl belirlenen “Kartal – Geçici Barınma Senaryoları” başlığıyla kentlerimizin çoğunu hayati olarak ilgilendiren “deprem gibi çeşitli doğal afetler” ve bununla ilişkili olarak son dönemde güncel bir tartışma ve de yapım faaliyeti olarak öne çıkan “kentsel dönüşüm” meselesini merkezine almaktadır. Şehircilik, mimarlık, mühendislik ve başka ilişkili teknik disiplinlerle birlikte hem resmi kurumların hem de vatandaşların önemli paydaşlar olduğu bu konu ve süreçler etrafında, “S.O.S. İstanbul – Mimarlık Öğrencilerine Açık Fikir Projesi Yarışması”, kentsel dönüşüm faaliyetleri sebebiyle mesken değiştirmek durumunda kalan kentlilerin İstanbul örneğinde geçici barınma ve sosyal ihtiyaçlarına odaklanmaktadır.

Doğal afet riski ve güvensiz yapı stoğu nedeniyle İstanbul S.O.S. veriyor…

Kentlerimiz, özellikle de İstanbul gibi büyük şehirler, son yıllarda iklim değişikliği, ekonomik krizler ve hızlı demografik değişimler gibi bir dizi krizle karşı karşıya kalmaktadır. İstanbul, 1. derece deprem bölgesinde bulunması ve yoğun nüfus yapısı nedeniyle büyük bir risk altındadır. Olası bir depremde ve diğer doğal afette İstanbul’un, eski ve güvensiz yapı stoğuyla ciddi hasarlara uğrayacağı ve birçok insanın yaşam koşulları ve güvenliğinin tehdit altına gireceği öngörülmektedir. Bu durum, kentimizin depreme ve diğer doğal afetlere karşı dirençli hale getirilmesi ihtiyacını her zamankinden daha acil bir hale getirmektedir.

1999 Marmara Depremi’nden bu yana, Türkiye’de afet yönetimi alanında pek çok yasal, yönetsel ve kurumsal düzenleme yapılmıştır. Ancak, afetlere hazırlıklı olma ve risk azaltma çalışmalarının yanında, kentsel dönüşüm birçok insanın evlerini terk etmek zorunda kalması, ortalama olarak 6 ay ile 2 yıl arasında süren kentsel dönüşüm sürecinde geçici olarak başka yerlerde kalmaları ve bu süreçte taşınma masraflarına ek olarak kira ödemeleri, günümüz ekonomik koşullarında ciddi bir mali yük oluşturmaktadır. Mevcut durumda, Türkiye genelinde milyonlarca konut risk altındayken, afet sonrası geçici barınma ihtiyacı hayati bir önem taşımaktadır.

“S.O.S. İstanbul 2024: Kartal – Geçici Barınma Senaryoları” ile yarışmaya konu olan alanda, deprem ve kentsel dönüşüm nedeniyle ortaya çıkan yeni ihtiyaçlar ve değişken yoğunlukları işaret eden farklı mimari tasarım potansiyellerinin değerlendirilmesi amaçlanmaktadır. Bu değerlendirme ile akılcı, özgün ve nitelikli tasarım yaklaşımlarının, günümüz mimarisine ışık tutabilecek işlevsel ve yenilikçi çözümlerin öne çıkarılması, kentsel farkındalığı yüksek kurgusal model ve projelerin saptanması hedeflenmektedir.

Yarışmanın yeri; İstanbul Kartal ili Karlıktepe Mahallesi’nde bulunan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait 10047 ada 1 nolu parsel alanının tasarımıdır. Yarışmacılardan projelerini;

– Ortaya konacak olan yerleşke önerisi ve kullanım senaryolarının arazinin konumu ve çevresindeki farklı öge ve yoğunlukları dikkate alarak geliştirmeleri,

– Hem kendi yerleşme ve değişken yoğunluk senaryolarını örneklemeleri hem de yerleşkenin ortaya çıkışı ve kullanımındaki farklı süreç ve evreleri (kurulum, yerleşme, büyüme- küçülme, yapım-söküm, eklentiler vb.) şematik anlatılarla okunur hale getirmeleri,

– Önerilecek projenin farklı zamanlardaki değişken yoğunluk ve kullanıcı çeşitlerine cevap verecek esneklik modelleri ile birlikte, gündelik yaşantıyı ve oluşan yeni mahalledeki sosyalliği destekleyecek birtakım programlar ve aktivite alanlarına da projelerinde yer vermeleri beklenmektedir.

“S.O.S. İstanbul – Mimarlık Öğrencilerine Açık Fikir Projesi Yarışması” çıktıları İstanbul başta olmak üzere tüm Türkiye’de olası afetlerde etkili ve sürdürülebilir geçici barınma çözümleri üretilmesine fikir ve ilham verecek, geçici barınmaya yeni bir açıdan bakarak, hem ekonomik hem de sosyo-kültürel bir yaklaşım sunacak ve bu noktada İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne vizyon kazandıracaktır. Yenilikçi yaklaşımlarla geçici yerleşim yerlerinde planlama, mimari ve tasarım anlamında yapılacak uygulamaların, kent yaşamını olumlu yönde etkileyeceği ve kente yeni değerler katacağına da inanılmaktadır. İstanbul Serbest Mimarlar Derneği – İstanbulSMD tarafından, bu yıl İstanbul Planlama Ajansı – İPA desteğiyle düzenlenen bu yarışma sonunda seçilecek projeler, geçici barınma senaryolarının uygulanabilirliğini artırmak amacıyla çeşitli platformlarda tanıtılacaktır.

“S.O.S. İstanbul 2024: Kartal – Geçici Barınma Senaryoları” Yarışması Jüri Üyeleri

Danışman Jüri Üyeleri:

  • Ali HIZIROĞLU, Mimar
  • Sevilay Uğur ÇEKİM, Mimar
  • Ertuğ UÇAR, Mimar
  • Kurtul ERKMEN, S.O.S. İstanbul 2024 Koordinatörü

Asli Jüri Üyeleri:

  • Melike ALTINIŞIK, Mimar
  • Begüm YILMAZ BİLGİN, Mimar
  • Chen yu CHİU, Mimar
  • Tülin HADİ, Mimar
  • Oktay KARGÜL, Şehir Plancısı
  • Tuna Han KOÇ, Mimar (Jüri Başkanı)
  • Selin MANER, Mimar

Yedek Jüri Üyeleri:

  • Bilge BAL, Mimar
  • Ali DUR, Mimar

Raportörler

• Kübra Elif DURĞUN, Mimar

Ödüller:

  • 1. Ödül 80.000 TL
  • 2. Ödül 65.000 TL
  • 3. Ödül 50.000 TL
  • Eşdeğer Mansiyon 35.000 TL
  • Eşdeğer Mansiyon 35.000 TL
  • Eşdeğer Mansiyon 35.000 TL

* Jüri uygun gördüğü en fazla 5 adet proje için proje başına 10.000 TL teşvik ödülü verebilir.

**Jüri değerlendirme sonuçlarının ilanından sonra, aşağıda yazılı ödül, mansiyon ve satın alma tutarları, yarışmacılara en geç 30 gün içinde net olarak ödenecektir. Ödemeler ekip temsilcisine yapılacaktır.

Birlikte Kazanalım, Birlikte Büyüyelim PaperWork ile Geleceğinize Yatırım Yapın!

PaperWork, müşterilerine üstün hizmet ve uzmanlık sunma taahhüdünü sürdürüyor. Seçkin sertifikalar ve sektör ortaklıkları sayesinde, bu taahhüdü güvenle yerine getiriyor.

Operasyonlarını en yüksek veri işleme standartlarına uygun şekilde yapılandıran PaperWork, her sektördeki düzenleyici gereksinimlerin bir adım önünde kalmayı başarıyor. Büyüyen ulusal ayak izi, şirketin araçlarını ve iş ağlarını sağlayan firmalarla derin ilişkiler kurmasına olanak tanıyor. Bu uzmanlık, daha iyi eğitimli çalışanlar ve son teknoloji paketler aracılığıyla müşterilere sunuluyor.

Entegre Low Code PaperWork BPM, stratejik ortaklıklar aracılığıyla pazar üzerindeki etkisini genişletmeye kararlı. Müşterilere en gelişmiş süreç ve doküman yönetimi çözümleri sunarak daha verimli çalışmalarını sağlayan PaperWork BPM ekosistemi, büyümek isteyen ortaklar için önemli gelir fırsatları sunuyor.

Neden PaperWork BPM ile Ortak Olmalısınız?

Kanıtlanmış Çözümler: Platform, iş süreçleri ve doküman yönetiminde sağladığı verimlilik ile geniş çapta tanınıyor. Bu çözümleri sunarak, müşterilerin operasyonlarını kolaylaştırmalarına, maliyetlerini düşürmelerine ve verimliliklerini artırmalarına yardımcı olabilirsiniz.

Gelir Artışı: Bir ortak olarak, kazançlı bir gelir akışına erişim sağlayacaksınız. BPM çözümlerine olan talebin artmasıyla, PaperWork BPM ekosistemindeki katılımınız önemli finansal kazançlar sağlayabilir. Ortaklık programı, ortaklar için uzun vadeli karlılığı garanti altına almak üzere tasarlanmıştır.

Kapsamlı Destek: Başarınızı sağlamak için kapsamlı eğitim, pazarlama kaynakları ve teknik destek sunuluyor. Adanmış ekip, ekosistemdeki potansiyelinizi en üst düzeye çıkarmanıza yardımcı olmak için sizinle yakından çalışacaktır.

İnovasyon Merkezli: PaperWork BPM sürekli olarak yenilenmekte, en son teknolojileri ve yenilikleri entegre etmektedir. Bir ortak olarak, bu gelişmelerin ön saflarında yer alarak, müşterilerinize en ileri çözümleri sunacaksınız.

Ortaklık Nasıl İşliyor?

Özelleştirilmiş Çözümler: İster orta büyüklükte işletmelere ister büyük kuruluşlara odaklanın, PaperWork BPM, müşterilerin özel ihtiyaçlarını karşılamak için özelleştirilebilir çözümler sunar.

Birlikte Büyüme: Ortaklar olarak, bilgi, kaynak ve başarı hikayelerini paylaşan işbirlikçi bir ağın parçası olacaksınız. Bu işbirlikçi yaklaşım, tüm ortakların birlikte büyümesini ve başarılı olmasını sağlar.

Gelir Paylaşımı: Ortaklık programı, getirilen müşterilere dayalı olarak sürekli bir gelir akışı sağlayan rekabetçi bir gelir paylaşım modeli içerir.

Pazarlama ve Satış Desteği: Ortaklara, PaperWork BPM çözümlerini etkili bir şekilde tanıtmanıza ve satmanıza yardımcı olacak kapsamlı pazarlama materyalleri, satış araçları ve stratejik rehberlik sağlanıyor.

BPM çözümleri pazarı hızla genişlemekte olup, işletmeler verimli süreç ve doküman yönetiminin önemini giderek daha fazla anlamaktadır. PaperWork BPM ile ortaklık yaparak, bu artan talebin merkezinde yer alıyorsunuz. Bir ortak olarak, yalnızca hizmet tekliflerinizi geliştirmekle kalmaz, aynı zamanda gelecekte istikrarlı ve büyüyen bir gelir kaynağını da güvence altına alırsınız.

Petrol Ofisi Grubu, babalık izni süresini 15 iş gününe çıkardı

Türkiye’nin enerji altyapı grubu Petrol Ofisi, 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında öngörülen 5 iş günlük babalık izni süresini kendi bünyesindeki tüm erkek çalışanlar için 15 iş gününe çıkartarak çalışan deneyiminde önemli bir adım attı. Şirket bu örnek kararla babaların hem iş yerinde hem de evde daha dengeli bir yaşam sürdürebilmelerini hedefliyor.
Türkiye akaryakıt ve madeni yağlar sektörlerinin geleneksel lideri Petrol Ofisi Grubu, çalışanlarının yaşam kalitesini artırma ve aile içi sorumlulukların eşit şekilde paylaşılmasını destekleme konusundaki kararlılığını bir adım daha ileriye taşıdı. Petrol Ofisi Grubu, 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında özel sektör çalışanları için öngörülen 5 iş günlük babalık izni süresini kendi bünyesinde 15 iş gününe (3 hafta) çıkarttı.
Bu adım, çalışan babaların ihtiyaçlarını gözetmek, onların esenliklerini artırmak ve aile içindeki sorumlulukları daha adil bir şekilde paylaşmalarına katkıda bulunmak amacıyla atıldı. Petrol Ofisi Grubu, bu değişiklikle babaların hem iş yerinde hem de evde daha dengeli bir yaşam sürdürebilmelerini hedefliyor.
Petrol Ofisi İnsan Kaynakları Direktörü Burcu Yüksel Kocagöz, konuyla ilgili açıklamasında “Çalışanlarımızın hem iş hem de aile yaşamlarında daha iyi bir denge kurabilmeleri için babalık iznini genişletmeye karar verdik. Babalık izni süresinin uzatılması, erkek çalışanlarımızın ailelerine daha fazla zaman ayırabilmelerine ve çocuklarının ilk dönemlerinde yanlarında olabilmelerine olanak tanıyacak. Bu değişikliğin hem çalışanlarımız hem de şirketimiz için olumlu etkiler yaratacağına inanıyoruz. Şirket kültürümüzün bir yansıması olarak gördüğümüz bu düzenlemeyi, çalışanlarımıza daha iyi bir iş ve yaşam dengesi sağlamaya yönelik sürdürülebilir bir adım olarak değerlendiriyoruz. Çalışanlarımızın ailevi ihtiyaçlarını ve genel esenliklerini ön planda tutarak onların hem profesyonel hem de kişisel yaşamlarını dengede tutmalarına destek olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz.”

ÇEKÜL Bilgi Ağacı’nın Öğretmen Programları Başvuruları Başladı

1990 yılından bu yana, çocuk ve gençlerde kültürel ve doğal mirasın korunması bilincinin gelişmesi için eğitim programları geliştiren ÇEKÜL Vakfı’nın öğretmenlere yönelik hazırladığı 2024-2025 yılı dönemi “Ağaçların Diliyle Kentim ve Kentimim Öyküsü Öğretmen Programı” başvuruları başladı. Ücretsiz olan programa Türkiye’nin her yerinden isteyen tüm ilkokul öğretmenleri katılabilir. Yeni dönem başvuruları 15 Eylül’e kadar devam edecek.

ÇEKÜL Vakfı 1990 yılından bu yana, çocuk ve gençlerde kültürel ve doğal mirasın korunması bilincinin gelişmesi için eğitim programları geliştiriyor ve uyguluyor. Vakfın eğitim uzmanları tarafından düzenli olarak güncellenen eğitim içerikleri, eğitimde fırsat eşitliği gözetilerek, devlet okullarındaki öğretmen ve öğrencilere ücretsiz ulaştırılıyor.

2023-2024 eğitim öğretim yılında “Kentimin Öyküsü” ve “Ağaçların Diliyle Kentim” programıyla 27 farklı kentten 100’e yakın öğretmen ile çalışan ÇEKÜL Bilgi Ağacı’nın 2024-2025 dönemi kayıt başvuruları başladı. Kentimin Öyküsü Öğretmen Programı’nın yeni dönem başvuruları 15 Eylül’e kadar devam edecek.

Öğretmenler çevrimiçi bir araya gelecek!

Başvuruların tamamlanmasının ardından eylül ayında düzenlenecek iki ayrı çevrimiçi etkinlikle öğretmenler bir araya gelecekler. Bu etkinliklere katılan öğretmenler, ÇEKÜL Bilgi Ağacı eğitmenlerinden Milli Eğitim Bakanlığı müfredatıyla uyumlu hazırlanan programlar hakkında ayrıntılı bilgi edinecek.

Program çerçevesinde sunulan ve ÇEKÜL Bilgi Ağacı çatısı altında farklı öğrenme biçimleri ve çoklu zekâ kuramını temel alarak geliştirilen öğretmen kılavuzları da öğretmenlerle paylaşılacak. Toplam 4 ana başlık ve 20 etkinlikten oluşan bu rehberler, sınıf içi ve sınıf dışı uygulamaları kapsıyor. Bir eğitim öğretim süreci boyunca uygulanmak üzere tasarlanmış kılavuzlarda öğretmenlere rehberlik edecek yazılı, görsel ve sesli kaynaklarla zenginleştirilmiş içerikler sunuluyor. Kılavuzlarda uygulama sürecinin her adımı detaylı bir şekilde anlatılıyor.

Konu hakkında bilgi veren ÇEKÜL Bilgi Ağacı Koordinatörü Ceyda Bakbaşa Bosson, bu iki program kapsamında bugüne kadar 500’ü aşkın öğretmen ile çalıştıklarını ifade etti. Bosson ‘’ ÇEKÜL Vakfı olarak, doğal ve kültürel değerlerimizi yaşatmak için pek çok çalışma yürütüyoruz. Eğitim bunların başında geliyor. Çocukların, yaşadıkları kentlerden başlayarak en yakınlarındaki bu miraslarını keşfetmelerini, değer vermelerini önemsiyoruz. Çünkü tanıyarak, öğrenerek ancak koruma-yaşatma bilincini geliştirebiliriz. Doğaya, yaşam hakkına saygılı; kültürel zenginliklerimizin farkında olan, Anadolu’nun zengin mirasındaki çeşitliliği gören, koruyan bireyler yetişmesini önemsiyoruz. Bu nedenle değerli öğretmenlerimizin sınıflarında severek uygulayabileceği eğitim içerikleri hazırladık. ÇEKÜL Bilgi Ağacı eğitim uzmanları tarafından hazırlanan kılavuzlarımızı, başvuran ve tanışma etkinliğimize katılan öğretmenlerimiz ile ücretsiz olarak paylaşacağız. 2023-2024 eğitim öğretim sezonunda, farklı kentlerden 100 öğretmenimizle çalıştık. Yeni eğitim öğretim yılında bu sayının daha artacağına inanıyoruz.’’ dedi.

Erkekler, Ağustos’ta en az 27 kadını ve altı çocuğu öldürdü

Yerel ve ulusal gazetelerden, haber sitelerinden ve ajanslardan derlediğimiz haberlere göre erkekler, Ağustos 2024’te en az 27 kadını ve altı çocuğu öldürdü.

Erkekler, en az 63 kadına şiddet uyguladı, en az 12 kız ve oğlan çocuğunu istismar etti, en az yedi kadını taciz etti.

Erkekler, Ağustos’ta 36 kadını seks işçiliğine zorladı.

Sixt, Osimhen Paylaşımıyla Türkiye’yi Salladı 

Galatasaray’ın, Napoli kadrosundaki 100 milyon Euro değer biçilen süper yıldız Victor Osimhen’i kiralık olarak bünyesine katması tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de büyük yankı uyandırırken, araç kiralama markası Sixt’in transfer ile ilgili yaptığı sosyal medya paylaşımı da geniş çevrelerde büyük beğeni topladı.

Aynı zamanda Galatasaray’ın sponsorları arasında bulunan kısa dönem araç kiralama markası Sixt’in, Osimhen’in fotoğrafının da yer aldığı “Doğru Kiralama Buna Denir!” sloganıyla yaptığı paylaşım, milyonlarca kullanıcıya ulaşarak geniş bir erişim sağladı ve medya ile reklam çevrelerinden de övgü topladı. Yüzbinlerce Instagram ve X kullanıcısı tarafından hikâye ve post olarak paylaşılan bu çalışma, kısa zamanda milyonlarca kişiye ulaşarak kırılması zor bir rekora da imza attı.

TransAnatolia Rally Raid’in dördüncü gününde Sivas’tan start alan yarışmacılar, günü Tunceli Ovacık’ta kamp alanında noktaladı.

TransAnatolia’da 4 Eylül Çarşamba sabahı Sivas’tan start alan yarışmacılar, sırasıyla Zara, Büyükarmutlu Bucağı, Munzur, Eğripınar etaplarında toplam 332 km’lik parkurla günü Tunceli Ovacık’taki kamp alanında tamamladı.

Munzur dağlarının 3300 metre yüksekliklerinde, kırıcı zeminde ve oldukça zorlu etaplarda geçen yarışın dördüncü gününde, yarışmacılar günü Melen Çayı’nın yanında yer alan etkileyici kamp alanında noktaladı.

Blue Panda yelkenlisi Türkiye’ye veda etti

WWF’in (Dünya Doğayı Koruma Vakfı) Blue Panda yelkenlisi, Akdeniz’in doğal zenginliklerine dikkat çekmek için Nisan ayında Fransa’dan çıktığı yolculukta Yunanistan’ın ardından Ağustos’ta Türkiye’deydi. Datça-Bozburun Özel Çevre Koruma Bölgesi’ne olan ziyaretini ve denizel gözlemlerini tamamlayarak yerel yönetim temsilcilerine ön bilgilendirme yapan Blue Panda yelkenlisi, Ekim ayına dek İtalya, Hırvatistan ve Arnavutluk’u ziyaret edecek.
WWF Akdeniz Girişimi’nin (MMI) Blue Panda yelkenlisi, her yıl yaklaşık beş ay süren seyri boyunca karar vericiler, bilim insanları, deniz kıyı toplulukları, kamu, yerel yöneticiler, sivil toplum kuruluşları, özel sektör gibi paydaşları buluşturarak Akdeniz’e yönelik tehditlere dikkat çekmeye devam ediyor.
Ülkemizi dördüncü kez ziyaret eden Blue Panda, Nisan ayında Fransa’dan başladığı 2024 yolculuğu kapsamında Yunanistan’ın ardından Türkiye sularındaydı. 2019 yılından bu yana Akdeniz’in doğal zenginliklerine ve karşı karşıya bulunduğu tehditlere dikkat çekmek için Akdeniz’i dolaşan Blue Panda, Ağustos ayında gerçekleştirdiği Türkiye ziyaretinde Datça-Bozburun Özel Çevre Koruma Bölgesi’nde yürütülecek denizel çalışmalara destek verdi.
Datça-Bozburun ÖÇKB gözlemlerinin ön bilgileri yerel yönetimlerle paylaşıldı

Blue Panda, Türkiye ziyareti kapsamında yerel yönetimler ile bir araya geldi. Datça Belediyesi’nden İlke Çuracı, İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’nden Bülent Şatır, Datça Liman Başkanlığı’ndan Gökhan Çağlayan, Datça Turizm Bürosu’ndan Metin Adatepe ve Nuri Yazgan, Muğla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nden Bekir Erdoğan’ın katılımıyla Datça Limanı’nda Blue Panda’da gerçekleşen toplantıda deniz çayırları ve kayalık zeminde görsel balık sayımı ile ilgili yapılan gözlemlerin ön bilgilendirmesi yapıldı.

Deniz koruma alanlarının Akdeniz’in korunması açısından önemi, balıkçılığa kapalı sahaların yerel ekonomi ve kıyı topluluklarına sağladığı yararlar, sualtı gözlemleri sırasında görülen başlıca türler, deniz çayırlarının denizel biyoçeşitliliğin devamlılığı için katkıları üzerine bilgilendirme toplantısı yapan yelkenli ekibi, Akdeniz’de diğer deniz koruma alanlarında yapılan çalışmalardan örnekler vererek yerel yönetim temsilcilerinin sorularını da yanıtladı.

LOHUSA DEPRESYONUNUN DERİNLİKLERİNDE ÜRKÜTÜCÜ BİR KEŞİF SUNAN SZILVIA MOLNAR’IN ROMANI SÜT LEKESİ, DÜŞBAZ KİTAPLAR’DAN ÇIKTI!

Düşbaz Kitaplar, Szilvia Molnar’ın ilk romanı Süt Lekesi’ni okurlarla buluşturdu! Doğum sonrası ilk günlerde evden çalışarak çevirmenlik yaparken öte yandan annelik korkusuyla ve toplumun dayattığı normlarla mücadele eden bir kadını takip eden gerçekçi, çarpıcı ve bir o kadar duygusal roman, alışılmışın dışında bir anne olma hikâyesi sunuyor. Anneliğin konuşulmayan, konuşulmaya cesaret edilemeyen yanlarını içtenlikle ele alırken zorlukları açıkça ortaya koyan Süt Lekesi, o günlerin ne kadar zor ve kırılgan olabileceğini vebirini karanlıktan çıkarmak için sevginin ne kadar hayati olduğunu gösteriyor.

Ayrıntı Yayınları’nın, dünyanın farklı köşelerindeki yeni hikâyeleri keşfe çıkan renkli ve dinamik markası Düşbaz Kitaplar, Szilvia Molnar’ın Süt Lekesi adlı sarsıcı romanını Burcu Asena Şahin çevirisiyle okurlarla buluşturdu.

Bir apartman dairesinin duvarları arasında, bir zamanlar çevirmen olan taze anne, eski kimliğinden kopmanın ezici duygusuyla mücadele eder. Lohusalık günlerini dört duvar arasına sıkışmış halde, üstü başı süt lekeleriyle dolu, uykusuz, yeni yaşamına alışmaya çalışarak geçirir. Çocuğunu koruma içgüdüsüyle ona zarar verme düşünceleri arasında gidip gelerek korkunç bir çatışma yaşarken tek başına sırtlanmak zorunda kaldığı annelik görevlerinin acımasız talepleri arasında benliğini yitirir. Roman boyunca asla adlandırılmayan ana karakterin hasta komşusuyla olan kırılgan bağlantısı, mücadelesinde de kırılgan fakat zaruri bir can simidi haline gelir.

Szilvia Molnar’ın Süt Lekesi adlı romanı okuru, doğum sonrası depresyonun derinliklerinde ürkütücü bir keşfe davet ediyor. Molnar çekinmeden kaleme aldığı metinde, annelik umutsuzluğunun psikolojik uçurumuna dalarak bu içsel yolculuğu ustalıkla tasvirediyor. Hikâye ilerledikçe Molnar, izolasyonun ve varoluşsal çözülmenin ürkütücü bir portresini çiziyor. Yazarın içten fakat karanlık anlatımı, annelik deneyiminin karmaşıklığına ışık tutarak okurları kendine bağlıyor ve okura insan zihnine yolculuk etme, anneliğin ve belki de insanlığın en doğal ve çıplak halini görme ve okudukları ışığında kendi çıkarımlarını yapma fırsatını sunuyor. Peki siz, bu benlik labirentine adım atmaya hazır mısınız?

HAKKI”, FESTİVAL YOLUNDA! HİKMET KEREM ÖZCAN’IN İLK UZUN METRAJ FİLMİ, 31. OLDENBURG ULUSLARARASI FİLM FESTİVALİ’NDE YARIŞACAK.

Başrolünü usta oyuncu Bülent Emin Yarar’ın üstlendiği, Hikmet Kerem Özcan’ın yazıp yönettiği ilk uzun metraj filmi “Hakkı”, 11-15 Eylül 2024 tarihleri arasında 31. Oldenburg Uluslararası Film Festivali’nde yarışacak! Yarar’ın yanı sıra Hülya Gülşen, Cem Zeynel Kılıç, Özgür Emre Yıldırım gibi isimlerin de rol aldığı film, festivalin resmi seçkisi kapsamında sinemaseverlerle buluşacak. “Hakkı”, Ege’de dünya tarih mirası statüsündeki antik kentlerden birinin bulunduğu kasabada ,ailesiyle kendi halinde bir yaşam süren Hakkı’nın, evinin bahçesinde tarihi bir eser bulmasıyla değişen hayatını anlatıyor.

Kısa film ve belgeselleriyle tanınan genç yönetmen Hikmet Kerem Özcan’ın ilk uzun metraj filmi “Hakkı”, dünya prömiyerini Yunanistan’ın Patmosadasında düzenlenen 13. Aegean Film Festivali’nin resmi seçkisinde yaptı. Ardından Kanada’da gerçekleşen 2. Montreal Uluslararası Film Festivali’nde Onur Mansiyonu’na layık görülen film, şimdi de 11-15 Eylül 2024 tarihleri arasında 31. Oldenburg Uluslararası Film Festivali’nde yarışacak.

Mülayim ve sevecen bir adam olan Hakkı, ailesiyle birlikte tarihi bir Ege köyünde yaşamaktadır. Yakınlardaki antik kentin önünde heykelcikler satarak ve yerel turlara rehberlik ederek geçimini sağlar. Bir gün bahçesinde tesadüfen bulduğu tarihi bir eseri bir araba fiyatına satan Hakkı, daha sonra eserin gerçek değerinin çok daha yüksek olduğunu öğrenir ve çok daha fazlasını bulmak ümidiyle hem kendisi hem de ailesi için bedeli ağır, karanlık bir yolculuğa çıkar.

Başrolünü Bülent Emin Yarar’ın üstlendiği “Hakkı”nın oyuncu kadrosunda aynı zamanda Hülya Gülşen, Cem Zeynel Kılıç, Özgür Emre Yıldırım, Duygu Gökhan, Durukan Çelikkaya, Tuana Almacı ve Ahmet Kaynak rol alıyor. Yönetmen Hikmet Kerem Özcan’ın, bu filmi çekme fikrinin uzun yıllar önce işittiği ve zihnine yerleşen bir define hikâyesinden ilham alarak yazdığını söylediği film, İzmir Sinema Ofisi desteğiyle Ödemiş’te çekildi. Yapımcılığını Öykü Canlı (Yumurta Yapım), Hikmet Kerem Özcan(Circle Project), Zeynep Santıroğlu ve Alex Sutherland’in (AZCeltic Films) üstlendiği “Hakkı”, Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan da destek aldı. Görüntü yönetmenliğini Burak Baybars’ın, sanat yönetmenliğini Buket Kalyoncu’nun yaptığı filmin özgün müzikleri ise Ahmet Kenan Bilgiç’in imzasını taşıyor.

Hakkı”, 31.Oldenburg Uluslararası Film Festivali’nde yurt içinde ve dışında festival yolculuğuna devam edecek.

“TÜRKİYE’DE GEÇİNMEK”  SOSYALİST SİYASET ve KÜLTÜR DERGİSİ AYRINTI DERGİ’NİN 46. SAYISI  OKURLARLA BULUŞTU!

Üç aylık sosyalist siyaset ve kültür dergisi Ayrıntı Dergi’nin 46. sayısı olan “Türkiye’de Geçinmek” çıktı! 11 yıldır okurlarına derinlemesine analizler ve eleştirel bakış açıları sunan dergi, yeni sayısında Türkiye ve Avrupa’daki seçimleri, giderek çetinleşen geçim mücadelesini ve barınma krizini tüm yönleriyle ele alıyor. Ayrıntı Dergi’nin yeni sayısının eleştiri– edebiyat bölümünde ise Takeshi Miike ile yeni filmi “İlk Aşk” üze­rine bir söyleşiyle Selahattin Demirtaş ve Yiğit Bener’in kitabı Arafta Düet üzerine bir inceleme de okurları bekliyor.

Ayrıntı Yayın Grubu çatısı altında Kasım 2013’ten bu yana yayımlanan Ayrıntı Dergi’nin 46. sayısı okurlarla buluştu. Okurlarına eleştirel düşünceyi teşvik eden makaleler, denemeler, röportajlar ve incelemeler sunan bağımsız dergi, yeni sayısında tüm yönleriyle “Türkiye’de Geçinmek” konusuna odaklanıyor.

Ayrıntı Dergi’nin yeni sayısında Adil Yılmaz’ın “Mart Seçimleri: Bir Değerlendirme”; Metin Özuğurlu’nun “Geçim, Güvencesizleştirme ve Mücadele”; Elif Karaçimen’in “Borçla Yüzleşmek: Türkiye’de Borçlanmanın Ekonomi Politiği”; Erdem Yörük’ün “Türkiye’deki Yoksulların Toplumsal Hareketleri ve Sosyal Yardım Programları”; Aziz Çelik’in “Türkiye’de Emeklilerin Hali Pür Melali”; Cansu Tekin’in “Sürgünün Kenti: Mülksüzlerin Barınma Krizi”; Utku Balaban’ın “İstihdam ve Hegemonya”; Murat Özveri’nin “Çalışma Yaşamında Güvencesizliğin Hukuksal İnşası”, Ulster Üniversitesi’nden Doç. Dr. Volkan Yılmaz’ın “Sağlıktan Muhalefet, Muhalefetin Sağlığı”; Burcu Saka’nın ise “Sanayide Kadın İşçiler, Toplumsal Cinsiyete Dayalı İş bölümü ve Geçim Mücadeleleri” başlıklı yazı, inceleme ve dosyaları yer alıyor.

Onur Yıldız ve Dinçer Demirkent’in Kumru Başer ile İngiltere’deki seçim sonuçları, Selman Saç ile Fransa’nın erken yasama seçimleri üzerine; Duygu Tanış Zaferoğlu’nun ise Sevda Karaca Demir’le yoksulluk ile siyasal mücadele üzerine gerçekleştirdiği söyleşiler de 46. sayıda okurları bekliyor.

Derginin eleştiri – edebiyat bölümünde Joshua Dudley’nin Takeshi Miike ile yeni filmi “İlk Aşk” ve Yakuza sinemasının sonu üzerine gerçekleştirdiği söyleşi, Abdulhalim Karaosmanoğlu’nun çevirisiyle yer alıyor. Dinçer Demirkent ise okurlara, Selahattin Demirtaş ve Yiğit Bener’in birlikte yazdığı Arafta Düet üzerine bir inceleme sunuyor.

“Akdeniz Bölgesi Tarihi Kasaba ve Köylerinde İklim Değişikliği” Sempozyumu Kapadokya Üniversitesi Ev Sahipliğinde Mustafapaşa’da Gerçekleşti

“Akdeniz Bölgesi Tarihi Kasaba ve Köylerinde İklim Değişikliği” 5-6 Eylül 2024 tarihlerinde Mustafapaşa’da düzenlendi.

Kapadokya Üniversitesi (KÜN) ev sahipliğinde, 5-6 Eylül 2024 tarihlerinde Mustafapaşa’da düzenlenen “Akdeniz Bölgesi Tarihi Kasaba ve Köylerinde İklim Değişikliği” başlıklı uluslararası sempozyum, dünyanın dört bir yanından gelen uzmanları bir araya getirdi. ICOMOS Dünya Anıtlar ve Sitler Konseyinin alt birimi olan CIVVIH (Tarihi Kentler ve Köyler Komitesi) Komisyonunun yıllık toplantısı ve bilimsel sempozyumu kapsamında gerçekleştirilen etkinlik, tarihi ve kültürel mirasın korunmasında iklim değişikliğinin etkileri üzerine önemli tartışmalara ev sahipliği yaptı.

Sempozyuma, çeşitli ülkelerden gelen araştırmacılar ve uzmanlar katıldı. Bu bilimsel buluşma, iklim değişikliğinin tarihi yerleşim alanları üzerindeki tehditlerini değerlendirmek ve bu sorunlara sürdürülebilir çözümler geliştirmek amacıyla düzenlendi. Etkinlik, Akdeniz havzasındaki tarihi kasaba ve köylerin korunmasında uluslararası iş birliğinin önemini bir kez daha vurguladı.

KÜN için bu toplantının özel bir anlamı bulunuyor. Üniversite, 1985 yılından bu yana UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan bölgenin kalbinde eğitim vermekte ve bölgedeki doğal ve kültürel mirasın korunmasına yönelik bilimsel çalışmaları desteklemektedir. Ayrıca, ICOMOS Türkiye Milli Komitesi de yaklaşık 15 yıl önce aynı mekânda toplanmıştı.

Biosphere’den KÜN’e Kurumsal Sürdürülebilirlik Sertifikası

Kapadokya Üniversitesinin (KÜN) gerçekleştirdiği kurumsal sürdürülebilirlik çalışmaları sayesinde Biosphere Kurumsal Sürdürülebilirlik Sertifikası aldı.

KÜN, 2023-2024 Akademik Yılında başvurduğu Biosphere Sustainability Certification (Biosphere Sürdürülebilirlik Sertifikasyonu) sistemine yönelik çalışmaları Ağustos 2024 itibarıyla başarılı bir şekilde sonuçlandı. KÜN, Birleşmiş Milletlerin 2030 gündeminde belirlenen 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amacı ile uyumlu olarak gerçekleştirdiği kurumsal sürdürülebilirlik çalışmaları sayesinde, Biosphere Sertifikası almaya hak kazandı.

Sertifikasyon için yapılan başvuru ile KÜN’ün çevresel, toplumsal ve ekonomik sürdürülebilirlik alanlarındaki politikaları, uygulamaları, gerçekleştirdiği etkinlikler ve projeleri uluslararası uzmanlarca değerlendirilmiştir. Biosphere Sertifikasyonu, üniversitemizin sürdürülebilirlik alanında attığı adımların uluslararası düzeyde tanınmasının bir göstergesi olup sürdürülebilir bir gelecek inşa etme yolundaki kararlılığını vurgulamaktadır.

“Bize Yön Veren Metinler”in Altıncı ve Yedinci Ciltleri Yayımlandı

Fikirleri ve eserleri ile kuşaklara ilham veren, bu yıl ebediyete irtihal eden Kapadokya Üniversitesinin kurucusu Alev Alatlı anısına…

Kapadokya Üniversitesinin kurucusu Alev Alatlı Eğitim ve Sağlık Vakfı tarafından 2008 yılında başlatılan “Temel Metinler Projesi”nin dördüncü etabı tamamlandı. Bu etap kapsamında Bize Yön Veren Metinler altıncı ve yedinci ciltleri T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığının katkılarıyla okuyucular ile buluşuyor.Projenin 2014 yılında yayımlanan ve büyük ilgi gören I. (Büyük Buluşma 750-1040) ve II. (Kuzey Gökkürede Yeni Bir Yıldız Selçuklu 1040-1299) ciltlerinin ardından 2021 yılında Batı Türklüğünün en hayati dönemini, Osmanlı çağlarını ele alan III. IV. ve V. Ciltler Kapadokya Üniversitesi Yayınları tarafından yayımlanmıştı.

İlk iki ciltte olduğu gibi Bize Yön Veren Metinler III – Beylik’ten Cihan Devleti’ne (1299-1606), Bize Yön Veren Metinler IV – Büyük Yüzleşme (1606-1923) ve Bize Yön Veren Metinler V – Alacakaranlıkta Gün Dönümü (1606-1923) adlarını taşıyan ciltlerde, altı asrı aşkın bir süre boyunca hukuktan siyasete, bürokrasiden iktisada, bilimden inanca ve sanata, tüm alanlarda üretilmiş ve insana, topluma, devlete yön vermiş dokuz yüze yakın metinden yapılan seçkiler bir arada sunulmuştu.

Projenin dördüncü ve son etabını oluşturan 1923-2000 yılları arasında tarihten hukuka, kadın hareketlerinden tıp ve eczacılığa, fen ve doğa bilimlerinden dini ilimlere, toplumsal hayattan mimariye, musikiden edebiyata kadar çok çeşitli alanlarda kalıcılığını ispat etmiş metinlerin ilgili alanların uzmanları tarafından bir araya getirilmesiyle hazırlanan VI. ve VII. Ciltler genç Cumhuriyetin sosyo-ekonomik ve kültürel kalkınma hamlelerini aydınlatacak şekilde, özgün ve yalın bir dil kullanılarak sonraki kuşaklara aktarma gayesiyle yayımlanmıştır.
Temel Metinler Projesi nedir?
Dört etaptan ve toplam 11 ciltten oluşması planlanan Temel Metinler projesi, Doğu’da ve Batı’da toplumları, medeniyetleri ve devletleri şekillendiren metinlerin karşılıklı okunmaya ve değerlendirilmeye uygun biçimde, tarafsız ve yorumsuz olarak bir araya getirilmesini amaçlamaktadır. Projenin Batı’ya Yön Veren Metinler adlı ilk etabı, dört cilt halinde 2010 yılında yayınlanmıştır. Bize Yön Veren Metinler adı verilen ve üç etaptan oluşan 7 ciltlik ikinci kısmının çalışmalarına da I. ve II. Ciltler, Başbakanlık Tanıtma Fonu’nun katkılarıyla 2016 yılında, III, IV ve V. Ciltler ise T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığının katkılarıyla 2021 yılında okuyucuyla buluşmuş; ülkedeki tüm kurum ve kuruluş kütüphanelerine ulaştırılmıştır. Cumhuriyet dönemini ele alacak 4. etabın da cumhuriyetin 100. yılında tamamlanmasıyla, Dünya coğrafyasının önemli bir bölümünü şekillendirmiş tüm kritik metinler, günümüz Türkçesiyle okuyucunun istifadesine sunulmuştur.
Projenin içerik planı şu şekilde:
ULUSLARARASI TEMEL METİNLER 1. Etap
BATI’YA YÖN VEREN METİNLER -I- Kökler / Orta Çağlar ( – 1350)
BATI’YA YÖN VEREN METİNLER -II- Rönesans / Protestan Reformu / Erken Modern Dönem / Bilim Çağı (1350 – 1650)
BATI’YA YÖN VEREN METİNLER -III- Aydınlanma / Burjuvazi Yüzyılı / Bilim Çağının Zaferi (1650 – 1800)
BATI’YA YÖN VEREN METİNLER -IV- Moderniteye Doğru / Kaotik Modern Dünya (1800 – 1970)
ULUSLARARASI TEMEL METİNLER METİNLER 2. Etap
BİZE YÖN VEREN METİNLER -I- Büyük Buluşma (750 – 1040)
BİZE YÖN VEREN METİNLER -II- Kuzey Gökkürede Yeni Bir Yıldız Selçuklu (1040 – 1299)
ULUSLARARASI TEMEL METİNLER 3. Etap
BİZE YÖN VEREN METİNLER -III- Beylik’ten Cihan Devleti’ne (1299 – 1606)
BİZE YÖN VEREN METİNLER -IV- Büyük Yüzleşme (1606 – 1923)
BİZE YÖN VEREN METİNLER -V- Alacakaranlıkta Gün Dönümü (1606 – 1923)
ULUSLARARASI TEMEL METİNLER 4. Etap
BİZE YÖN VEREN METİNLER -VI- Zümrüdüanka’nın Rüyası (1923 – 1960)
BİZE YÖN VEREN METİNLER -VII- Zümrüdüanka’nın Uyanışı (1960 – 2016)

Kurtuluşun İzinde Projesi ile Türk Eğitim Derneği Gönüllüleri Burslu Öğrenciler Yararına Ankara’dan İzmir’e Pedallayacak!
Kurtuluş mücadelesinin izlerini sürerek, tarihimize sahip çıkmak ve genç nesillere bu önemli mirası aktarmak amacıyla başlatılan “Kurtuluşun İzinde” projesi, büyük bir heyecan ve kararlılıkla başladı. 25 Ağustos günü Ankara’da II. Meclisin önünden yola çıkan bisikletçileri Türk Eğitim Derneği’nin burslu öğrencileri uğurladı.
Proje kapsamında, Kurtuluş Savaşı’nın önemli duraklarını bisikletle ziyaret edecek Türk Eğitim Derneği gönüllüleri, geçmişin izlerini sürerken, aynı zamanda geleceğin teminatı olan gençler için burs kampanyası yürütecek.
Projenin Instagram ve YouTube Hesapları Yayında!
Projenin daha geniş kitlelere ulaşması ve gençlerimizin tarih bilinci kazanmalarına katkı sağlamak amacıyla “Kurtuluşun İzinde” projesine özel Instagram ve YouTube hesapları açıldı. Bu platformlar aracılığıyla, projenin güncel gelişmeleri, ziyaret edilen yerlerin tarihi önemi ve katılımcıların deneyimlerini içeren videolar, fotoğraflar ve yazılar paylaşılacak. Takipçiler, bu mecralar üzerinden projeye dair her türlü detaya ulaşabilir ve tarihe tanıklık eden bu önemli yolculuğun bir parçası olabilirler.
Hesapları takip etmek için:
https://www.instagram.com/kurtulusunizinde_/
https://www.youtube.com/@kurtulusunizinde
Siz de Destek Olun!
“Kurtuluşun İzinde” projesine siz de destek olabilirsiniz. Projenin Instagram ve YouTube hesaplarını takip ederek, paylaşımları yaygınlaştırabilir ve bu önemli yolculuğun bir parçası olabilirsiniz. Ayrıca, bağış kampanyalarımıza katılarak, gençlerin eğitim bursu sağlanmasına katkıda bulunabilirsiniz.

Mersin’de Küçük Akbabaların Yeni Yuvaları Tespit Edildi

Vaillant ve Doğa Derneği’nin iş birliğiyle yürütülen Küçük Akbabaları Koruma Projesi’nin 2024 yılı ara raporu yayımlandı. Şubat 2024’ten Temmuz 2024’e kadar olan dönemi kapsayan rapor, önemli bulgular içeriyor. 31 aktif küçük akbaba yuvasının tespit edilmesi, farklı beslenme kaynaklarının belirlenmesi ve Çoban Ağı ile sürekli veri akışı sağlanması bu bulgular arasında öne çıkıyor.

Küçük Akbabaları Koruma Projesi, Vaillant Türkiye ve Doğa Derneği’nin iş birliğiyle, sürdürülebilir doğa koruma çalışmalarına önemli katkılar sunmaya devam ediyor. Türkiye’nin biyolojik çeşitliliğinin korunması adına önemli bir adım atan Vaillant Türkiye, Doğa Derneği ile 2015 yılından bu yana sürdürdüğü “Küçük Akbabaları Koruma Projesi”nin 2024 yılına ait ilk başarılarını ara raporla açıkladı.

Mersin Bölgesinde yeni yuva ve beslenme alanları tespit edildi

Proje kapsamında Mersin Bölgesi’nde gerçekleştirilen saha araştırmalarında, küçük akbabaların üreme ve beslenme alanları detaylı bir şekilde incelendi. Bu çalışmalar sonucunda, bölgedeki 31 aktif küçük akbaba yuvası tespit edildi. Ayrıca, küçük akbabaların farklı beslenme kaynaklarına bağlı olarak dağılım gösterdiği belirlendi. Örneğin, batı bölgelerinde açık çöplüklerden beslenen küçük akbabalar, doğu bölgelerinde ise tavuk çiftliklerinin atıklarıyla besleniyor. Bu türün geleceği açısından büyük önem taşıyan bu bulgular, Mersin’in küçük akbabalar için kritik bir habitat olduğunu ortaya koyuyor.

Çoban Ağı ile sürekli veri akışı sağlandı

Küçük akbaba koruma çalışmalarında yerel topluluklarla iş birliği büyük rol oynuyor. Çoban Ağı aracılığıyla, düzenli veri alışverişi sağlanarak küçük akbabaların göç hareketleri ve yaşam alanları hakkında sürekli bilgi akışı temin edildi. Bu ağ sayesinde, göçmen kuş türlerinin hareketleri ve bölgedeki tehditler hakkında da önemli veriler toplandı.

Farkındalık çalışmaları ve etkinliklerle somut çıktılar hedefleniyor

Kamuoyunda farkındalık yaratmak amacıyla çeşitli etkinlikler düzenlendi. Sosyal medya kampanyaları, festivaller, podcast’ler ve bilimsel makalelerle küçük akbabaların korunması konusuna dikkat çekildi. Bu çabalar, küçük akbabanın korunması ve geleceğinin güvence altına alınmasına yönelik somut sonuçlar üretiyor.

Geleceğe yönelik hedefler

Nesli küresel ölçekte tehlike altında olan küçük akbabaların korunması için kritik bir rol oynamaya devam eden proje ile Türkiye’de yıllık olarak 1500-3000 çift arasında ürediği tahmin edilen küçük akbabaların yaşam alanlarının korunması ve popülasyonlarının artırılması hedefleniyor. Vaillant Türkiye ve Doğa Derneği, yerel topluluklarla iş birliği içinde bu çalışmalarını sürdürerek, küçük akbabaların ve diğer yaban hayatı türlerinin korunmasına katkıda bulunmaya devam etmeyi hedefliyor.

Vaillant Group Türkiye Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ufuk Atan, “Proje kapsamında gerçekleştirilen medya iletişimleri, bilimsel çalışmalar ve yerel topluluklarla iş birliği, türün korunması ve geleceğinin güvence altına alınması adına umut verici gelişmeler olarak öne çıkıyor. Bu başarılı iş birliği, diğer türlerin korunmasına yönelik çalışmalara da örnek teşkil ediyor ve gelecek nesiller için daha yaşanabilir bir dünya bırakma hedefine katkıda bulunuyor” diyerek projenin önemini vurguladı.

Doğa Derneği Genel Koordinatörü Serdar Özuslu ise konuyla ilgili açıklamasında, “Yereldeki paydaşlarla kurulan ilişkiler sayesinde çalışmalarımızın etki alanı genişlemiş durumda. Farkındalık çalışmalarımız ise artarak devam ediyor. Küçük akbabaları tehdit eden faktörler ve azaltıcı önlemler de yine önümüzdeki dönemlerde odağımızda olmaya devam edecek” diyerek projenin gelecekteki hedeflerine dikkat çekti.

MARMARA BELEDİYELER BİRLİĞİNDEN CUMHURİYET’İN 100. YILINA ÖZEL ESER: “CUMHURİYET’İN 100 YILLIK SERÜVENİNDE YEREL YÖNETİMLER VE ŞEHİRCİLİK”
Marmara Belediyeler Birliği (MBB), Cumhuriyetimizin 100. yılında Türkiye’nin yerel yönetim ve şehircilik tarihine ışık tutan beş ciltlik dev bir eseri okuyucularla buluşturdu. “Cumhuriyet’in 100 Yıllık Serüveninde Yerel Yönetimler ve Şehircilik” başlıklı eserin lansmanı MBB Başkanı Mustafa Bozbey ve kitabın editörlerinin katılımıyla 4 Eylül’de Yapı Kredi Kültür Sanat Loca’da gerçekleştirildi. Eserin lansmanında, Türkiye’nin şehirleşme ve yerel yönetim süreçlerini derinlemesine inceleyen önemli bir referans kaynağı olma niteliği taşıdığından bahsedildi.

Türkiye’nin Yerel Yönetimler ve Şehirleşme Serüveni Derinlemesine İnceleniyor
MBB tarafından hazırlanan ve beş ciltten oluşan eser, Cumhuriyet’in kuruluşundan günümüze kadar yerel yönetimlerin ve şehircilik anlayışının nasıl bir evrim geçirdiğini ayrıntılı bir şekilde ele alıyor. Prof. Dr. İlhan Tekeli’nin koordinasyonunda, Doç. Dr. Alim Arlı, Prof. Dr. Erbay Arıkboğa, MBB Genel Sekreteri Dr. M. Cemil Arslan ve MBB Şehir Politikaları Kıdemli Uzmanı İrem Kurtuluş Korkmaz editörlüğünde şekillenen eser, yaklaşık 80 yazarın katkısıyla hazırlanan 70 makaleden oluşuyor.

Lansmana, MBB ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, MBB Encümen Üyeleri Bilecik Belediye Başkanı Melek Mızrak Subaşı ve Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel ile MBB 1. Başkan Vekili Dr. Hasan Akgün, Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan, Beyoğlu Belediyesi Meclis Üyesi Turabi Şen ve İstanbul Planlama Ajansı Başkanı Buğra Gökçe katılım sağladı.

MBB Genel Sekreteri M. Cemil Arslan: “Eser, yerel yönetimlerin ve şehirleşmenin tarihsel dönüşümünü gözler önüne seriyor.”
Programın açılışında teşekkür konuşmasını yapan Marmara Belediyeler Birliği Genel Sekreteri M. Cemil Arslan, eserin önemine vurgu yaparak “İkinci yüzyılda daha iyi daha tutarlı daha yetkin yerel yönetimlerle karşılaşmak istiyorsak böyle bir yüzleşmeye ihtiyacımız vardı. Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren Türkiye’nin yerel yönetim ve şehircilik alanındaki dönüşümünü detaylı bir şekilde ele alan bu eser, sadece tarihsel bir belge değil, aynı zamanda gelecekteki politika yapıcılar ve araştırmacılar için önemli bir rehber. Tüm bu çalışmada rol alan herkese çok teşekkür ediyorum” dedi.

Öğrencilerin Yenilikçi Fikirleri  Bi-Fikir KAP’ta 6. Kez Ödüllendirildi

Anadolu Grubu’nun inovasyon platformu Bi-Fikir kapsamında, üniversite öğrencilerinin yenilikçi projelerini hayata geçiren Bi-Fikir KAP’ın 6. yılında kazananlar belli oldu. Finale yükselen 10 proje arasından Migros Akıllı Şef birinci, AGCharge ikinci, Enature ise üçüncü oldu. Başarılı projeler alanına göre Anadolu Grubu şirketlerinde uygulamaya alınma fırsatı elde etti.

Anadolu Grubu’nun, üniversite öğrencilerinin yenilikçi ve yaratıcı fikirlerini hayata geçirme hedefiyle düzenlediği Bi-Fikir KAP (Kariyerini Anadolu Grubu’nda Planla), bu yıl 6. kez düzenlendi. Anadolu Grubu’nun inovasyon programı Bi-Fikir kapsamında, üniversite öğrencilerinin projeye dahil edilmesiyle hayata geçirilen Bi-Fikir KAP’ın 6. final etkinliği Anadolu Grubu Genel Merkezi’nde gerçekleştirildi. Etkinliğe, Anadolu Grubu üst yönetimi, üniversite öğrencileri ve mentorlar katıldı. Etkinlikte, yarı finali başarıyla tamamlayarak finale kalan 10 projenin sunumu yapıldı. Bu yılın birincisi Migros ile eşleştirilen Akıllı şef, ikincisi Anadolu Isuzu ile eşleştirilen AGCharge, üçüncüsü Anadolu Efes ve Migros ile eşleştirilen Enature oldu. Birinci 60 bin TL, ikinci 40 bin TL ve üçüncü 30 bin TL ile ödüllendirildi.

Anadolu Grubu İcra Başkanı Burak Başarır, gençlere yapılan yatırımların, gelecek için atılan en değerli adımlar olduğunu vurguladı. Başarır, “Anadolu Grubu’nun yenilikçi ve girişimci ruhunun en önemli simgelerinden biri olan inovasyon programımız Bi-Fikir’de hem grup çalışanlarımızın hem de üniversiteli gençlerimizin fikirleriyle değer üretmeye devam ediyoruz. 6 yıl önce programımızın üniversite öğrencilerine açılmasıyla başlayan Bi-Fikir KAP, gençlerden büyük ilgi görüyor. Sadece bu yıl 530 proje önerisi geldi. Ortak aklımıza katılan her fikre, her projeye büyük değer veriyoruz. Anadolu Grubu olarak geleceğimiz için üretmeye ve bu konuda gençlerimizi de teşvik etmeye devam edeceğiz” diye konuştu.

Kadir Has Üniversitesi “Akdeniz’in Marie Curie’leri” sergisini sunar

Kadir Has Üniversitesi, 8 farklı Akdeniz ülkesinden kuruluşun oluşturduğu MEDNIGHT konsorsiyumunun ortağı olarak “Akdeniz’in Marie Curie’leri” sergisini 9 Eylül – 1 Ekim tarihleri arasında Kadir Has Üniversitesi D Blok Giriş Holünde gerçekleştirecektir. Serginin açılışı, 6 Eylül’de Alicante (İspanya), Milano ve Messina (İtalya), Monastir (Tunus), Lefkoşa (Güney Kıbrıs Rum Yönetimi) ve Cazin’de (Bosna-Hersek), 8 Eylül’de İskeçe ve Atina’da (Yunanistan), 9 Eylül’de ise İstanbul (Türkiye)’de eş zamanlı olarak gerçekleştirilecektir.

Serginin açılışını Kadir Has Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sondan Durukanoğlu Feyiz, Rektör Yardımcısı, Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nihat Berker ile Rektör Danışmanı ve aynı zamanda MEDNIGHT Projesi Yürütücüsü Doç. Dr. Taner Arsan yapacaklardır.

“Akdeniz’in Marie Curie’leri”, Avrupa Birliği’nin prestijli Marie Curie burslarını almış ve/veya çalışmalarıyla bu burslara katkıda bulunmuş Akdenizli kadın bilim insanlarının ve araştırmacılarının yaşamlarını ve başarılarını ele alıyor. Sergi, her birbiri samimi bir bakış açısı ile hazırlanmış 29 panelden oluşuyor. Her panel, bilim insanlarının ve araştırmacıların; çocukluklarından, motivasyonlarına, üniversite eğitimlerinden profesyonel başarılarına kadar uzanan biyografilerini sunuyor. Farklı geçmişler, aynı zamanda Akdeniz bölgesinin zenginliğini yansıtıyor. Ayrıca sergide Marie Curie burslarının, bilim insanlarının ve araştırmacıların kariyerleri üzerindeki etkileri vurgulanırken, hobileri ile aile yaşamlarına dair bir bakış açısı da sağlanıyor.

Dokuz dile çevrilen ve çeşitli Avrupa, Asya, Afrika ve Amerika ülkelerinde sergilenen “Akdeniz’in Marie Curie’leri”, 19’u Akdenizli olmak üzere 22 ülkeden bilim insanlarını ve araştırmacıları temsil ediyor. Bu küresel erişim, bilim camiasının ortak değer ve amaçlarına dikkat çekerken, genç nesillere ilham vermeyi, Akdeniz bölgesinin kültürel zenginliğini ve bilimsel yeteneklerini vurgulamayı ve kadınların bilim ve araştırma alanındaki görünürlüğünü artırmayı hedefliyor.

MEDNIGHT konsorsiyumunun ortakları olan El Caleidoscopio ve Marie Curie Mezunlar Derneği tarafından tasarlanan ve Avrupa Birliği’nin MSCA programı tarafından finanse edilen sergiyi ziyaret ederek sizleri bu olağanüstü kadınların hikâyelerini keşfetmeye davet ediyoruz.

Bezmialem’den Sağlık Alanında Yeni Hamle! En Kapsamlı Robotlu Fizik Tedavi Merkezini Açıyor

Bezmialem Vakıf Üniversitesi bünyesindeki Dragos Hastanesi, sağlık alanında bir yeniliğe daha imza atıyor. Son teknolojik imkanları ve sağlık profesyonelleri ile robotlu fizik tedavi alanına yeni bir soluk getiriyor.

Sağlıkta iki asırlık birikimiyle öne çıkan Bezmialem Vakıf Üniversitesi bünyesindeki Dragos Hastanesi’nde bölgedeki en kapsamlı ve en büyük Robotlu Fizik Tedavi Merkezi açılıyor.

Nörolojik hastalıklarda (Felç, Parkinson, Beyin tümörleri, Multiple skleroz, Omurilik yaralanması vb.) en son teknolojileri kullanarak kişiye özel planlanmış nörorehabilitasyon programları ile alanında ülkemizin en önemli merkezlerinden biri olup uluslararası hasta kabulüne başlamıştır.

Merkezimizin açılışında siz değerli basın mensubu dostlarımızı da aramızda görmekten mutluluk duyarız.

Merkezde uygulanan tedavi yöntemleri

Spinal Dekompresyon Sistemi: Omurga ve disk sağlığını desteklemek amacıyla kullanılan gelişmiş bir dekompresyon sistemi. Ağrılı bel ve boyun dejeneratif disk hastalıklarının tedavisinde kullanılıyor.

SVF/ PRP: Kişinin kendisinden elde edilen ve özel yöntemlerle aktifleştirilen rejeneratif  hücre ve ürünlerinin cerrahi olmayan teknikle uygulanarak  hasarlı dokuların  iyileştirilmesinde kullanılmasıdır. Ortopedik sorunların çözümünde kullanılıyor.

Robotlu Fizik Tedavi: Gelişmiş robot teknolojileri ile nörolojik iyileşmeyi arttırarak yürüme fonksiyonunun yeniden kazanmasını ve geliştirmesini sağlıyor.

Epidural Enjeksiyon: Nokta atış tedavisi olarak da bilinen bel ve boyun fıtığına bağlı dirençli ağrılarda sinir köklerine scopi eşliğinde uygulanan enjeksiyon tedavisidir.

Kök Hücre Tedavisi: Vücuttaki tüm hücrelere dönüşme kabiliyeti olan kök hücrelerin özel yöntemlerle elde edilerek hasar veya hastalık olan bölgeye uygulanması yöntemidir. Tam donanımlı hastane koşullarında ve alanında uzman bir ekiple uygulanması çok önemlidir.

Kişiye Özel Fizik Tedavi: Klasik fizik tedavi uygulamalarından farklı olarak birçok gelişmiş cihaz teknolojisi ve alanında uzman ekibi ile  kişiye özel odaklanmış tedavi programlarıdır.

Ozon, Glutatyon ve İV Rejeneratif Tedaviler: Vücudun yenilenme kapasitesini artıran ve çok çeşitli sağlık sorunlarının tedavisinde destek olabilen damar yoluyla uygulanan tedavilerdir.

Epidural stimulasyon/Ağrı Pili: Cildin altına yerleştirilen omurilik stimulatörün kontrol ettiği elektrik aktivitesi ile ağrının hissedilmesini engellemesi ve sinir hücrelerini yeniden düzenleyerek tedavi edici değişimi sağlaması işlemidir.

YURT DIŞINDAKİ ÇOCUKLARIMIZ İÇİN, ‘ÇEVRİM İÇİ TÜRKÇE VE TÜRK KÜLTÜRÜ’ DERSLERİ BAŞLIYOR…

Hollanda’da 19 Ağustos’ta başlayan kayıtlar 9 Eylülde sona erecek.
Lahey Büyükelçiliği Eğitim Müşavirliği koordinesinde başlatılan kayıt işlemine 05-16 yaş aralığındaki çocuklarımız için başvurulabilecek.
Hollanda’da ilk kez 17 Şubat 2024 tarihinde başlatılan dersler, Güz ve Bahar dönemleri olarak 2024-2025 eğitim-öğretim yılı boyunca devam edecek.
Afbeelding met tekst, Menselijk gezicht, person, kleding Automatisch gegenereerde beschrijvingÖğretmen görevlendirilemeyen ülkelerde yaşayan vatandaş ve soydaşlarımızın çocuklarına yönelik, 2022 yılında başlatılan ‘Çevrim içi Türkçe ve Türk Kültürü’ dersleri, 2024-2025 ders yılında da devam ediyor.
2022 yılında, Amerika Birleşik Devletleri’nde başlatılan ve pek çok ülkeye yayılan Türkçe dersleri, daha sonra İsveç, Norveç, Finlandiya, Danimarka, Bulgaristan ve Çin gibi ülkelerde de başlamıştı.
Hollanda’da ilk kez bu yılın şubat ayında başlatılan dersler, Eğitim Bakanlığı bünyesinde görevli, alanında uzman öğretmenler tarafından, hafta sonları uzaktan eğitim yoluyla verilmekte olan Türkçe derslere çocuklarını kaydetmek isteyen veliler, alttaki afişte görülen karekodları okutarak kaydolmayı deneyebilirler..
Afbeelding met tekst, computer, Menselijk gezicht, schermopname Automatisch gegenereerde beschrijving
Ücretsiz olan derslere, vatandaş ve soydaşlarımız, Türkçe öğrenmek isteyen 5- 16 yaş aralığındaki çocukları için başvuruda bulunabilirler.
Unutmayın, köklerden geleceğe köprüler, “dil” ile kurulur. Türkçemize sahip çıkalım ve çocuklarımızın Türkçe ve Türk Kültürünü öğrenmesi için sunulan bu fırsatı kaçırmayalım.
Afbeelding met muur, persoon, overdekt, kleding Automatisch gegenereerde beschrijving
BAŞVURU:
Aşağıdaki linkleri google’da aradığınız zaman karşınıza çıkacak olan formları doldurarak yer alan kayıt formunu derslere katılacak her çocuk için ayrı ayrı doldurunuz:
Link 1= https://forms.gle/YBNd4SR3pZ3Gu1od6
Seviye Tespiti: Kaydınızı tamamladıktan sonra, çocuğunuzun Türkçe bilgisine göre uygun seviyedeki bir sınıfa yerleştirilebilmesi için, çocuğunuzun aşağıdaki linklerde yer alan seviye tespit sınavını yapmasını sağlayınız. Çocuğunuzun testi kendisinin ve yardımsız doldurması, seviyesinin belirlenebilmesi ve uygun sınıfa yerleştirilmesi için önem taşımaktadır:
Link 1=https://forms.gle/KLWgotFggjZ3Mwsr7
Daha fazla bilgi için: [email protected]
1. MUDANYA SULUBOYA FESTİVALİ BAŞLIYOR!
Bursa’nın sanat dünyasında yeni bir heyecan: Mudanya, ilk kez düzenlenecek Suluboya Festivali’ne ev sahipliği yapıyor. Bursa Suluboya Derneği ve Mudanya Belediyesi’nin ortak çabasıyla hayata geçirilen festival, 7-8 Eylül tarihlerinde sanatseverleri ağırlayacak.

İki gün sürecek etkinlik, suluboya tutkunlarını bir araya getirirken, bu sanat dalına ilgi duyanlar için de öğrenme ve keşfetme fırsatı sunuyor. Festival, Mudanya’nın tarihi ve kültürel dokusunu suluboya sanatıyla buluşturarak, ilçenin sanatsal kimliğine yeni bir boyut katmayı hedefliyor.

Festivalin ilk günü, 7 Eylül’de Hanımeli İmece Evi’nde gerçekleşecek. Saat 12:00’de başlayacak program, katılımcılara Bursa Suluboya Derneği üyeleriyle tanışma ve Mudanya temalı eserler üretme imkanı sunacak. Gün boyunca sürecek etkinlikte, sanatçılar 38 x 56 boyutunda kağıtlara Mudanya’yı resmederken, ziyaretçiler de
süreci gözlemleme şansı bulacak.

8 Eylül’deki ikinci gün ise Mudanya Mütareke Meydanı’nda gerçekleşecek. Bu özel günde, konuk sanatçılar Ercan Paya ve Hicran Alioğlu’nun katılımıyla açık havada suluboya çalışmaları yapılacak. Ayrıca, Bursa Suluboya Derneği’nin Mudanya temalı eserlerinden oluşan bir açık hava sergisi de sanatseverlerin beğenisine sunulacak.

Festival, hem profesyonel sanatçılara hem de amatör sanatseverlere hitap ederken, Mudanya’nın tarihi ve doğal güzelliklerini sanatın gözünden yansıtmayı amaçlıyor. Bu etkinlik, Mudanya’nın kültür-sanat hayatına canlılık katarken, ilçenin turizm potansiyelini de artıracak önemli bir adım olarak görülüyor. ********************

Afbeelding met tekst, schermopname, Lettertype, Onlineadvertenties Automatisch gegenereerde beschrijving
Değerli okurlarım,
www.ilhankaracay.com’da yayınlanan haber ve yorumlar, 5 bin kadarı medya olmak üzere, parlamenterler, ünüversiteler, sivil toplum kuruluşları, meslek kurululuşları ve holdingler olmak üzere, tam 27 bin adrese gönderilmektedir. Yüzlerce yayın organı bu haber ve yorumları değerlendirmektedir.
Bu sayede okuyucu kitlemin sayısı yüzbinleri geçmektedir.
Bana okuyucu rekoru kırdıran, yukarıdaki logoların sahibi olan yayın kuruluşları, benimle irtibatlı olarak yayın yapmaktadırlar.
Yayınlayanlara ve okuyanlara teşekkürlerimle…

Evidea ile Şimdi Tazelenme Zamanı: Eve Dönüşe Özel Net %40 İndirim!

Eviniz için aradığınız her şeyi tek çatı altında sunan Evidea, Eve Dönüş dönemine özel bir kampanya ile yeni okul dönemi ihtiyaçlarını gidermek ve evini yenilemek isteyenler için sonbahara taze bir başlangıç yapıyor. Sonbaharın gelişinin habercisi olan bu kampanyayla, seçili kategorilerde “Net %40 İndirim” fırsatı sağlanıyor.

Mutfak, ev tekstili, tamamlayıcı mobilya, ev ve yaşam, ev dekorasyon, elektrikli ev aletleri, banyo ve aydınlatma olmak üzere toplam 8 ana kategoride geniş bir ürün yelpazesine sahip Evidea, sonbahara yeniliklerle adım atarken evinizi güzelleştirmenin tam zamanı olduğunu düşünüyor ve “Eve Dönüş” kampanyasını sizlerle buluşturuyor. 9 – 22 Eylül 2024 tarihleri arasında geçerli olacak bu kampanya ile tüm tamamlayıcı mobilya, aydınlatma ve kırtasiye ürünlerindeki net %40 indirim fırsatını kaçırmayın!

Kampanya kapsamında, evinizi hem şık hem de fonksiyonel hale getirecek birbirinden şık tamamlayıcı mobilyalar, yaşam alanlarınızı aydınlatacak modern ve zarif aydınlatma çözümleri ve yeni eğitim-öğretim yılına hazırlık için gerekli tüm kırtasiye ürünleri, Evidea’nın geniş ürün yelpazesi ile sizleri bekliyor.

Evinize dönüşü keyifli ve hesaplı hale getirmek için hemen Evidea mağazaları ve evidea.com adresini ziyaret edin, net %40 indirm fırsatını kaçırmayın!

Kampanya Koşulları: Kampanya, 9 – 22 Eylül 2024 tarihleri arasında geçerli olup, stoklarla sınırlıdır. %40 indirim, etiket fiyatlarına uygulanmış olup, ek bir indirim uygulanmamaktadır. Kampanya bir başka kampanya, promosyon ve indirimle birleştirilemez.

6 yılda 1604 proje başvurusu geldi

Bi-Fikir KAP’a 6 yılda, Türkiye’deki 194 üniversitenin 353 bölümünde okuyan öğrencilerden toplamda 1604 proje önerisi geldi. Programa katılan 10 öğrenci grupta staj ve işe alım fırsatı yakalarken, 9 proje de uygulamaya alındı. Programa bu yıl üniversite öğrencilerinden 530 öneri geldi. Üniversite öğrencilerinin fikirleri www.kap.bi-fikir.com adresi üzerinden toplandı. Anadolu Grubu şirketlerinin projeler ile ilgili görüşleri alınarak yarı finale yükselen 20 proje arasından seçilen 10 proje önerisi inovasyon kampına katılmaya hak kazandı. İnovasyon kampı kapsamında, ilgili projelerin ekip üyelerine, müşteri analizi, fikir hayata geçirme, pazarlama ve prototipleme konularında eğitimler verildi. Seçilen projeler için, ilgili şirketlerden konusunda uzman mentorlar atandı. Bu sürecin ardından 10 ekip, Bi-Fikir KAP finalinde yarışmaya hak kazandı. Finalde gerçekleştirilen sunumlar sonrasında, Anadolu Grubu şirketlerinden jüri üyelerinin değerlendirmeleri sonucu en başarılı üç proje belirlendi.

Ekonomi yazarı Murat Muratoğlu’ndan bomba ‘Mehmet Şimşek’ yorumu: Tek delikanlı Berat Albayrak’tı, onu da eve bile kapattılar!

Ekonomi yazarı Murat Muratoğlu, Türkiye ekonomisinin geldiği noktaya ve geleceğine dair çarpıcı yorumlar yaptı ve “Yine Mehmet Şimşek’in istifa edeceği yönünde haberler çıktı; ancak Mehmet Şimşek bu saatten sonra istifa edemez. Artık bu aşama geçti. Bu ülkede bugüne kadar istifa edebilen bir tane delikanlı çıktı, o da Berat Albayrak’tı. Fakat ona da istifa ettirmemek için ellerinden geleni yaptılar” dedi.

Balıkesir Büyükşehir Belediyesi ile Edremit Belediyesi’nin ortaklaşa düzenlediği 6. Edremit Kitap Fuarı’nın katılımcıları, Edremit halkıyla her akşam buluşmaya ve sohbet etmeye devam ediyor. Edremit Kitap Fuarı her akşam binlerce konuk ağırlıyor. Dün akşamın katılımcılarından biri de ekonomi yorumcusu ve Sözcü Gazetesi Ekonomi Yazarı Murat Muratoğlu’ydu. Türkiye ekonomisinin gidişatına dair çarpıcı yorumlar yapan Muratoğlu, her fırsatta “Türkiye’nin büyümesini istemeyen dış mihraklar” ve benzeri yorumlar yapan siyasilere şöyle seslendi:

“Seksenli yıllarda bir Alman grup vardı, ama daha çok Amerika’da şarkı söylerlerdi. Bu grubun adı ‘Alphaville’di. ‘Forever Young’ albümleriyle çıkış yapmışlardı; hep genç kalmak isteyenlerin şarkısı olarak bilinir. Ancak esas patladıkları şarkı ‘Big in Japan’ idi. Aslında bu şarkıyı ‘Alphaville’ grubu, ‘Queen’ için yazmıştı. Yani ‘Queen’ ve Freddie Mercury için yazılmıştı. Peki, neden yazmışlardı? Çünkü ‘Alphaville’ tüm Avrupa ve Amerika’da turneler düzenliyordu, her konserleri dolup taşıyordu. Biletler hızla tükeniyordu. Grup sürekli olarak başarılıydı. Ama Queen’in şarkıları ilk yıllarında pek ilgi görmüyordu. Sadece bir ülkede başarılı oluyorlardı.

‘OYSA SEN SADECE TÜRKİYE’DE BÜYÜKSÜN’

O yıllarda hangi rock grubu Japonya’ya gitse, konserleri tıklım tıklım dolardı ve büyük paralar kazanırlardı. Bu yüzden Queen ayda bir Japonya’da konser veriyordu. Alphaville ise bu duruma gönderme yaparak “Big in Japan” şarkısını besteledi. Bu şarkıyla, Queen’e şöyle bir mesaj verdiler: ‘Sen sadece Japonya’da büyüksün, dünyanın başka hiçbir yerinde pek bir anlam ifade etmiyorsun.’ Yani şarkı, Queen’in Japonya’daki başarısına hafif bir taşlamaydı. Tabii, sonrasında Queen dünya çapında büyük başarı kazandı. Freddie Mercury efsane oldu.

‘Big in Japan’ ifadesi aslında bugünün Türkiye’si için de kullanılabilir. Sadece Türkiye’de büyük olduğunu düşünen bazı insanları kastederek, ‘Sen sadece Türkiye’de büyüksün’ demek mümkün. Yani yalnızca kendi ülkesinde büyük olduğunu zannedenler için bir eleştiri olabilir.

‘ŞU AN TÜRKİYE ONLARIN RADARINDA BİLE DEĞİL’

Bu duruma örnek olarak da Fransa’ya beş giden bir arkadaşını gösteren Muratoğlu, “Aynı arkadaş bu yıl yeğenini karne hediyesi olarak Disneyland’a götürmek istedi. Ancak yeğeni vize alamadı. Üstelik vize almayı bırakın, randevu bile alamıyorsunuz. Yani, dünyada Türkiye’yi çok da ciddiye alan pek yok maalesef. Ben de bu yıl İngiltere’ye gittim, Almanya’ya gittim ve iki hafta önce Hollanda’ya gittim. Orada fon yöneticileriyle nispeten toplantılar yaptım. Türkiye hakkında ne düşündüklerini sordum. Bana, ‘Türkiye hakkında bir şey düşünmüyoruz’ dediler. Şu anda Türkiye, onların radarında bile değil” ifadelerini kullandı.

BUNLAR HEP ‘DIŞ MİHRAKLARIN OYUNU’ MU?

Dış mihrakların ekonomimizi baltalaması, Türkiye’yi zor duruma düşürmeye çalışması gibi bir durumun söz konusu olmadığını belirten Sözcü yazarı, “Öyle bir dünya yok. Adamlar bizimle ilgilenmiyor bile. Ancak sabah kalktığımızda her şeyin bizim aleyhimize olduğunu düşünüyoruz. Oysa ki, aslında kimsenin böyle bir niyeti yok” dedi.

MEHMET ŞİMŞEK’İN İSTİFA İDDİALARINA BOMBA YORUM

Geçtiğimiz günlerde Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek hakkında çıkan istifa iddialarına da dikkat çeken bir yorum yapan Murat Muratoğlu, “Mehmet Şimşek bu saatten sonra istifa edemez. Artık bu aşama geçti. Bu ülkede bugüne kadar istifa edebilen bir tane delikanlı çıktı, o da Berat Albayrak’tı. Fakat ona da istifa ettirmemek için ellerinden geleni yaptılar” dedi.

‘ALBAYRAK’I EVE BİLE KİLİTLEDİLER’

Berat Albayrak hakkında “Adam istifa mektubunu yazdı, mektubu ortadan kaldırdılar. İstifa etti, kabul etmediler. Hatta adamı eve kilitlediler ki istifa edemesin. Ancak sonunda bir açık buldu ve Instagram’dan istifa etti. Dünyada bir bakanın Instagram’dan istifa ettiğini nerede gördünüz” yorumu yapan Muratoğlu, “Bu gibi durumlarda ‘masaya girebilirsin ama buradan çıkış yoktur’ derler. İstifa etmek o kadar kolay değil. Koskoca Berat Albayrak, bilgili ve deneyimli bir isim, bu ülkede istifa edemedi. Affını istedi, kabul edilmedi. ‘At izi it izine karıştı’ dedi ve ‘Allah yardımcımız olsun’ diyerek baba evine çekildi. O günden sonra da ortalarda pek görünmedi. Gerçekten, bu duruşunu takdir etmek gerekiyor” diye konuştu.

‘CHP İKTİDARA GELİRSE ÇOK CİDDİ YATIRIM GELEBİLİR’
Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidara gelmesiyle Türkiye’nin birçok başlıkta önemli mesafeleri doğalında aşabileceğini dile getiren Muratoğlu, bu konuda şu yorumu yaptı:

“CHP iyi ki önceki seçimi kazanmadı. Kim gelse, işi bitmişti ama CHP de çok şeyle karşılaşmazdı. Dedim ya, yurtdışında Türkiye ile ilgilenmiyorlar. Sebebi, adamların Erdoğan fobisi var. Adam bir gecede Instagram’ı kapattı, ‘Bir gece ansızın İsrail’e girebiliriz’ dedi. Yarın plastik üretimini yasaklayacağına dair bir garanti var mı? Kılıçdaroğlu veya Özgür Özel gelse bile, yeni bir hikâye yazılacak. Erdoğan öngörülemez olduğu için yatırım gelmiyor. Bu sebeple CHP iktidara gelirse, bambaşka bir hikâye yazılabilir; beklemediğiniz kadar ciddi yatırımlar gelebilir.”

Ayşegül Aldinç’ten Instagram eleştirisi: Asansöre binerken bile poz veriyorlar!

Sanatçı Ayşegül Aldinç, sosyal medya ile birlikte gelişen yeni yaşantı türünü eleştirerek “Instagram’da suret paylaşmak yetmez, sanatçı toplumun içinde olmalı” uyarısını yaptı.

Bu yıl altıncısı düzenlenen Edremit Kitap Fuarı’nda sevenleriyle bir araya gelen ünlü sanatçı Ayşegül Aldinç, sosyal medya ve sanatçının toplumdaki rolü üzerine dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

‘INSTAGRAM GÖRÜNÜR OLMAYI ARTIRDI AMA…’

Instagram kullanımı hakkında çarpıcı değerlendirmelerde bulunan Aldinç, şöyle konuştu:

“Görünür bir iş yapıyorsanız, illa ki hedef tahtası haline geliyorsunuz. Instagram bu görünür olmayı daha da artırdı, ancak sadece suret paylaşmayı yeterli bulmuyorum. Bazı hesaplarda gördüğüm kafa fotoğraflarını anlamıyorum; asansöre binerken bile poz veriyorlar. Ben bunu yapmıyorum, etkileyici bulduğum şeyleri paylaşmayı tercih ediyorum. Bu, kişisel bir tercih ama bence sosyal medyada gerçekten etkileşimli ve anlamlı içerikler üretmek önemli.”

‘TOPLUMUN DERDİNİ DERT EDİNEBİLMEK…’

Sanatçının toplumsal rolü hakkında da önemli açıklamalarda bulunan Aldinç, “Sanatçının toplumun önünde değil, toplumun içinde olması gerektiğini düşünüyorum. Toplumun derdini dert edinmek gerekiyor. Yerine göre lafını çekinmeden ve esirgemeden meramını anlatabilmek gerekiyor. Çünkü bu ülkenin derdi aynı zamanda sizin de derdiniz” dedi.

‘BURAYA AİTİM, BURADA BİR ŞEYLER YAPMAM GEREKİYOR’

Aldinç, kariyerinin başlarında yurt dışından teklifler aldığını ancak ülkesini terk etmeyi hiç düşünmediğini belirterek “Kendimi yurt dışında nasıl düşünürdüm? Kariyerimin ilk yıllarında, 1990’larda bazı teklifler aldım, ancak burayı bırakmayı hiç düşünmedim. Belki işin içinde biraz korku vardı, ama asıl sebep buraya ait olduğumu ve burada bir şeyler yapmam gerektiğiydi” şeklinde konuştu.

Son kitabı toplatılmak istenen Murat Ağırel: İstedikleri kadar paraları, savcıları ve avukatları olsun; gerçekleri işaret diliyle anlatır yine anlatırım!

Gazeteci Murat Ağırel, Türkiye’de uyuşturucu ticareti ve kara para aklamayı konu alan kitabı Havala hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu açıklamıştı. Konuyla ilgili ilk detaylı açıklamayı 6. Edremit Kitap Fuarı’nda yapan Murat Ağırel, “Ben kitabı, Havala’yı yazdığım için bu kitapta yer alan uyuşturucu baronları, kaçakçılar, kara para aklayıcılar ve onların avukatlığını yapan kişiler kitabı toplatmak için dava açtılar. Tek tek belgeleriyle, videolarıyla anlatacağım. Görün istiyorum, neden görün istiyorum biliyor musunuz? Benim onlar gibi arkamda milyon dolarları olan adamlar yok, onların yaptığı gibi ayarlanmış savcı ve hakimler de yok, emniyet güçleri de yok. Benim arkamda tek bir şey var o da halk, siz varsınız!” ifadelerini kullandı.

Balıkesir Büyükşehir Belediyesi ile Edremit Belediyesi’nin ortaklaşa düzenlediği 6. Edremit Kitap Fuarı’nda kürsüye çıkan Murat Ağırel, son gelişmelerle ilgili olarak “Yıldırabilirler mi, yıldıramazlar. Engelleyebilirler mi, engelleyemezler. Oldu ki engellediler, PDF yapar herkese tek tek mesaj atarım. Onu da mı engellediler, işaret dilini öğrenir insanlara öyle anlatırım. Yine de anlatırım bu gerçekleri. Gerçeklerin ortaya çıkma gibi bir huyu var, bunun da önünde kimse duramaz. İstedikleri kadar güçlü olsunlar, halktan daha güçlü kimse yok dostlar” dedi.

MURAT AĞIREL’İN KİTABINI TOPLATMAK İSTEYEN KİM?

Murat Ağırel, son kitabı ‘Havala’ hakkında şikâyette bulunan kişinin, 2022 yılında Mersin Limanı’nda yapılan operasyonda konteynerinde 258 kilo kokain ele geçirilen Alaa Ben Khadra’nın kardeşi Ahmed Ben Khadra olduğunu ve bu kişinin daha önce et kaçakçılığından yargılanıp beraat ettiği bilgisini paylaşmıştı. Cumhuriyet’te yer alan habere göre, davanın kitabın düzenlenmesi için değil toplatılması ve satışının durdurulması için açıldığına dikkat çeken Ağırel’e iftira ve hakaret dahil beş farklı suçlama yöneltilmişti. Suçlamada Ağırel için “Takipçi sayısını artırma ve gündemde kalma gayesiyle hareket eden sözde araştırmacı gazeteci” ifadeleri kullanılmıştı.

KHADRA’NIN AVUKATI ERSAN ŞEN

Murat Ağırel, Havala’dan şikayetçi olan Ahmed Ben Khadra’nın avukatının Ersan Şen olduğunu ancak davanın Şen tarafından değil başka bir avukat tarafından açıldığını ifade ederek “Davayı açan kişi Ahmet Ekin ancak şikayetçi olan kişinin avukatı Ersan Şen. Davayı kendisi değil Mersin’deki bir avukatlık bürosu aracılığıyla açtı” demişti.

YAYINEVİNDEN DE TEPKİ GELMİŞTİ

Kitabı yayımlayan Kırmızı Kedi Yayınevi’nin kurucusu Haluk Hepkon da sosyal medya hesabından paylaştığı bir mesajla Ağırel’e yönelik suçlamalara tepki göstererek Ağırel’e destek vermişti. Hepkon, paylaşımında şu ifadeleri kullanmıştı:

“Kara parayla, uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele eden bir kitabın, yani ‘Havala’nın, toplatılmasını istemek Deniz Feneri sanıklarını, ayakkabı kutularında milyonlarca dolar saklayanları, suç makinası Galip Öztürk’ü, Sırp uyuşturucu baronlarını, depremde 35 kişinin ölümüne neden olan ev sahiplerini savunan Ersan Şen’e yakışıyor. Hiçbir şey yapamaz, o ayrı, ama böyle birinin ‘kanaat önderi’ olarak gösterilmesi Türkiye’nin ve bizim ayıbımızdır. Kırmızı Kedi bu ayıpla da mücadele edecek. Pabucun pahalı olduğunu göstereceğiz. Tekrar hodri meydan.”

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

Yıldız Holding’in “Tarihin Akışında Meşhur Hattatlar” sergisi Kayseri’de ziyarete açıldı

Yıldız Holding İslam Eserleri Koleksiyonu’nda yer alan nadide hüsn-i hat eserlerinin bir araya getirildiği “Tarihin …