25. Uçan Süpüre Uluslararası Kadın Filmleri Festivali “Kadınların Mirası”
Türkiye’nin ilk kadın filmleri festivali olma özelliğini taşıyan Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali 25. Yaşını “Kadınların Mirası” temasıyla kutluyor!
Festivalimiz çeyrek asırdır Ankara’da kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesini kültürel alana taşıyarak sinema sektöründe görünmeyen kadın emeğinin görünür kılınması için kadın yönetmen ve yapımcıları izleyiciler ile buluşturmaya devam ediyor. 25.yılımıza “Kadınların Mirası” teması ile Osmanlı’dan bugüne kadınların bu coğrafyada katettiği yola ve mücadele geleneğine odaklanarak giriyor olmaktan mutluluk duyuyoruz.
26 Mayıs – 5 Haziran tarihleri arasında her zamanki gibi genç ve dinamik bir ekip tarafından gerçekleştirilecek olan festivalin süpervizörlüğünü ilk yılımızdan itibaren yanımızda yer alan Alin Taşçıyan, program direktörlüğünü Nil Kural, film trafiğini ise Fatma Edemen üstleniyor. Festivalin bu yılki afişini ise grafik tasarımcı Aslı Akdemir hazırlıyor.
2021-2022 tarihleri arasında kadın yönetmenler tarafından üretilen filmleri izleyici ile buluşturacak olan 25. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali farklı coğrafyalardan filmleri Ankara’ya taşıyacak olmanın heyecanını yaşıyor!
25. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali Ekibi:
Alin Taşçıyan, Süpervizör
Nil Kural, Program Direktörü
Fatma Edemen, Film Trafik
Dilek Metin Sert, Festival Koordinatörü, Konuk Sorumlusu
Armağan Uslu Biet, Uluslararası Konuk Sorumlusu
Ceren Kurt, Danışman
Cemre Öztoprak, Danışman
İlayda Önal, Danışman
Alaz Çölaşan, Festival Asistanı
İrem Kuralay, Finans Sorumlusu
Cem Koç, Basınla İlişkiler ve Web Editörü
Dilara Bagatur, Hasret Berfin Çelik, Batuhan Bikir, Samet Kurat, Stajyerler
Sevgiliye özel kahve!
3. nesil kahve dünyasının öncülerinden Coffee Manifesto, 14 Şubat Sevgililer Günü’ne özel paketlenmiş kahvelerini satışa sundu. Tüm Coffee Manifesto dükkanları ve online satışta 1 hafta boyunca yer alacak Sevgililer Günü paketiyle isteyen herkes sevdiklerine mesajını iletebilecek…
Türkiye’de 3. nesil kahve dünyasının öncülerinden olan Coffee Manifesto, 14 Şubat Sevgililer Günü’ne özel paketlenmiş kahvelerini satışa sundu. Tüm Coffee Manifesto dükkanları ve online satışta 1 hafta boyunca yer alacak Sevgililer Günü paketiyle isteyen herkes sevdiklerine mesajını iletebilecek.
Coffee Manifesto’nun Sevgililer Günü’ne özel tasarlanan kırmızı renkli paketleri Epson’un kişiselleştirilebilir etiketler yaratmaya imkan tanıyan ColorWorks C6000 etiket yazıcısıyla hazırlandı. Kahve sektöründe 10 yılı aşkın tecrübeye sahip girişimcilerin bir araya geldiği Tramplen Gıda tarafından 2013 yılında kurulan Coffee Manifesto, üçüncü nesil kahve dünyasının manifestosunu yeniden yazmak için yola çıktı. Sektöre kurumsal ve yenilikçi bir bakış açısı getiren Coffee Manifesto, üstün kaliteli, menşei belli taze çekirdekleri kendi kavurma teknikleriyle sektöre sunuyor. Kendi kahve dükkanlarında nitelikle kahvelerin yanında sağlıklı yiyecek ve tatlı seçeneklerini de tüketiciyle buluşturan Coffee Manifesto, ilave şurup ya da aroma kullanılmayan kahvelerle birlikte kahve lezzetiyle uyumlu glütensiz ve vegan seçeneklerle de öne çıkıyor.
Le Méridien markasının kendine has rafine tarzıyla senenin ilk aylarında aşkın cazibesini her alanda hayata dahil etmek amacıyla oluşturduğu (avec amour) konsepti bu yıl Sevgililer Gününü karşılarken Le Méridien Istanbul Etiler ve Tuna Yılmaz ev sahipliğinde özel bir davetle öne çıkarıldı. (avec amour) by Lé Meridien stilinin dekordan müziğe ve menüye kadar her detaya yansıtıldığı davete Buket Baydar, Emre Erdemoğlu, Gizem Barlak, Harun Ateş, Melis Karakuş, Mina Ceran ve Zeynep Soylu gibi moda ve sanat dünyasından isimler katıldı.
Le Méridien Istanbul Etiler’in İtalyan Baş Aşçısı Giovanni Teracciano davete özel tasarladığı ve (avec amour) lezzetlerinin sunulduğu 5 aşamalı bir menüyü misafirlere ikram etti. Lezzet aşkını damaklara taşıyan davet yemeği, Otel’in en üst katında yer alan L’Eclipse Bar’ın romantik ortamında ışıl ışıl bir İstanbul manzarasına karşı akışkan Burrata peyniriyle başladı ve ana yemek öncesi deniz ürünleri kiş ile devam etti. Ana yemekte kırmızı meyvelerle hazırlanan özel sos ile parmesan peynirli ve mantarlı bonfile sunuldu. Ahududulu ve çikolatalı mus ve gecenin ilerleyen saatlerinde de petiför ve pralin çikolatalardan oluşan ikram kutusu (avec amour) temasını damaklarda gece boyu hissettirdi.
Romantik melodilerin hâkim olduğu (avec amour) by Le Méridien müzik listesinden parçaların çalındığı gecede, davetliler arasında yer alan sanatçı Harun Ateş de istekleri kırmayıp spontane şarkı söyledi. Bu özel gecenin anısında davet sona ermeden önce konuklara Giorgio Armani’den kırmızı ruj ve Amade markasıyla özel olarak hazırlanmış (avec amour) mumlar hediye edildi.
Aşkı sanat, moda ve eğlenceyle buluşturan davet, (avec amour) by Le Méridien temasının hayat bulduğu eşsiz ve keyifli anlar arasında yerini aldı. Le Méridien Istanbul Etiler’de bahar ayları boyunca hayata dokunmaya devam edecek (avec amour) by Le Méridien teması konaklamadan toplantılara, yemekten etkinliklere, Spa dahil Otel’in hizmet verdiği her alanda misafirlere temas edecek.
BELLEĞİMİZİ İRDELEYEN EINSTEIN İLE AY YÜRÜYÜŞÜ:
HER ŞEYİ HATIRLAMA SANATI VE BİLİMİ, YENİ BASKISIYLA EPSİLON’DAN ÇIKTI!
Joshua Foer’ın bir klasik olmaya aday, çoksatan kitabı Einstein ile Ay Yürüyüşü: Her Şeyi Hatırlama Sanatı ve Bilimi, Epsilon logolu ve yeni kapak tasarımlı baskısıyla internet sitelerinde satışta! Foer’ın kronik unutkan bir gazeteciden ABD Bellek Şampiyonu olmasına giden yolculuğun öyküsüyle Einstein ile Ay Yürüyüşü, yaşamımızın tüm yönleri üzerinde belleğimizin uçsuz bucaksız ve gizli etkisini irdeliyor.
Epsilon, Joshua Foer’ın kaleme aldığı ve büyük ilgi gören Einstein ile Ay Yürüyüşü: Her Şeyi Hatırlama Sanatı ve Bilimi adlı kitabını, Füsun Doruker’in çevirisi ve yeni kapak tasarımıyla okurlarla buluşturuyor.
İnsanlar her yıl ortalama kırk günlerini unuttukları şeyleri telafi etmeye harcıyor. Joshua Foer da bu insanlardan biriydi. Ama bir yıl süren eğitimden sonra kendini ABD Bellek Şampiyonası’nın finalinde buldu. Hepimizin sıklıkla unuttuğu bir gerçeği, aslında anılarımızın toplamı olduğumuz fikrini keşfetmesi daha da önemliydi.
Einstein ile Ay Yürüyüşü, zihin açıcı bir araştırmayı, belleğin şaşırtıcı toplumsal tarihini ve insanların anımsama biçimini algılayışımızı değiştirecek hileleri irdeliyor. Kitap, üst düzey “zihin sporcuları”nın verdiği eğitimleri, Cicero’nun uzun konuşmalarını ve ortaçağ düşünürlerinin kitapları ezberlerken kullandığı, antik çağlardan kalma teknikleri bir araya getiriyor. Joshua Foer, araştırmasını zihin sporcularının dünyasından öteye, ülkenin dört bir köşesine ve kendi aklının derinliklerine taşıyarak hepimizin sahip olduğu ama sıklıkla unuttuğu bir yeteneğe derin saygı duymayı öğretiyor.
Bill Gates’in “Hafızamı geliştirip geliştiremeyeceğimii hiç düşünmemiştim ama Joshua Foer’ın kitabını okuduktan sonra artık yapabileceğimi biliyorum… Kesinlikle olağanüstü, bu yaz okuduğum en ilginç kitaplardan biri,” yorumunu yaptığı Einstein ile Ay Yürüyüşü: Her Şeyi Hatırlama Sanatı ve Bilimi, Epsilon logosuyla satışta!
KAFKA KİTAP’IN YENİ EDEBİYAT SERİSİ BABİL EKSPRES,
1. WELLS İMZALI TUHAF KUŞ’UN GÖRÜLDÜĞÜ GECE ile YOLA ÇIKIYOR!
Kafka Kitap’ın, dünya edebiyatında iz bırakan yazarların Türkiye’de daha önce basılmamış önemli eserlerinden oluşan yepyeni serisi Babil Ekspres, Tuhaf Kuş’un Görüldüğü Gece ile yola çıkıyor! Bugüne dek okuduğumuz H. G. Wells yapıtlarından bariz bir biçimde ayrılan Tuhaf Kuş’un Görüldüğü Gece, yazarının olanca dehâsı, mizahı ve dikte edilmiş doğruları sorgulama cesaretiyle ilk kez Türkçe’de okurlarla buluşuyor. H. G. Wells’in sınırsız ve parlak hayal gücünün adeta bir kanıtı niteliğindeki Tuhaf Kuş’un Görüldüğü Gece, Babil Ekspres serisinin ilk kitabı olarak raflarda ve internet sitelerinde yerini aldı.
Uluslararası alanda beğeni kazanmış seçkin romanları edebiyatseverlerle buluşturmaya devam eden Kafka Kitap, Babil Ekspres serisiyle yayıncılık dünyasında yeni bir sayfa açıyor. Dünya edebiyatının önemli isimlerinin daha önce Türkçe’de yayımlanmamış kitaplarından oluşan seri, H. G. Wells’in sıradışı eseri Tuhaf Kuş’un Görüldüğü Gece ile başlıyor. Yazarın geri planda kalmış en önemli eleştirel metinlerinden biri olan Tuhaf Kuş’un Görüldüğü Gece’nin çevirisi, Belgin Selen Haktanır’ın imzasını taşıyor.
Siddermorton papazı Rahip Hilyer, bir gece önce alevler eşliğinde gökyüzünde görülen garip nesneyi konuşan halkın fısıldaşmalarını henüz işitmemiştir… Sıcak bir öğleden sonra kilise önünde uzanan yeşil düzlüklerde avlanırken bu kez gökte süzülenin tuhaf, oldukça büyük bir kuş olduğunu anlar. Tek bir atışla kanadından vurulan kuş, yeryüzüne düşer düşmez bir melek olduğunu söyler. Bilinmeyen bir sebeple “Harikalar Diyarı”ndan ayrı düşüp “Rüyalar Diyarı” olarak adlandırdığı dünyanın atmosferine girmiş, kısa süre sonra da bir insan tarafından vurularak uçma kabiliyetini de yitirmiştir. Göz alıcı renkleri ve görenler tarafından nahoş bulunan giysileriyle bu, dini anlatılar ve masallarda tasvir edilenden çok, Rönesans dönemi tasvirlerini andıran bir melektir. Yaşananlar karşısında şoke olan ve bildiği tüm dini metinleri gözden geçirmeye başlayan rahip, parçalanan kanadı iyileştirme çabasına girişir ancak bunun zaman alacağı bellidir. Yeryüzünde geçirdiği her gün biraz daha insansılaşan Bay Melek ise insan gibi yaşamanın ne demek olduğunu öğrenirken hiç de adil olmayan adalet sistemi ve toplumsal kodlarımızı sorgulaması nedeniyle bir sosyalist olmakla suçlanır ki içine düştüğü dönem icabı bu, yüz kızartıcı olmaktan çok öte bir suçtur.
Babil Ekspres serisinin ilk kitabı, H. G. Wells imzalı Tuhaf Kuş’un Görüldüğü Gece, Kafka Kitap logosuyla raflarda ve internet satış sitelerinde!
