KTO’dan, sağlıkta şiddet çalıştay sonuç bildirgesi ve sağlık sisteminin çökmesi üzerine açıklama

Kayseri Tabip Odası başkanı  Doç.Dr. İlhan Şahin  “Sağlık sistemimiz çöküntüye gidiyor, Hükümet’e ve Sağlık Bakanlığı’na uyarı” konulu ve 8 Ocak’ta düzenlenen “Sağlıkta Şiddet” çalıştayının sonuç bildirgesi üzerine odada basın açıklaması yaptı. Şahin ilk olarak  sağlık sisteminin çökmesi üzerine  şu açıklamalarda bulundu ve iktidara şöyle seslendi.

“Biz hekimler üstün vasıflı bir meslek grubuyuz. Bulunduğumuz konuma zorlu sınavları aşarak, yıllar boyu ders çalışarak, okuyarak, dirsek çürüterek, nöbet tutarak, gençliğimizi harcayarak, mesleğe adımımızı attığımız ilk andan itibaren fiziksel ve ruhsal olarak yıpranarak geldik. Bizler, mesleğimizin gereği olarak, gece, hafta sonu, tatil, bayram, seyran demeden çalışmayı ve fedakarlığı hayat tarzı haline getirmiş, insanların sağlığı için kendi sağlığını riske sokmaktan çekinmeyen insanlarız. Sosyal, ekonomik ve kültürel konumu ne olursa olsun, sağlığı bozulan ya da sağlığından kaygı eden herkesin bilgisinden, becerisinden ve tecrübesinden yararlanmak istediği insanlarız. Sahip olduğumuz bu nitelikleri insanların yararına sunmak görevimizdir. Bizden medet uman insanlara merhamet ve iyi niyet beslemek mesleğimizin en temel ilkesidir.

Bununla birlikte, ülkemizde yıllardır uygulanagelen sağlık sistemi, biz hekimlerden yapabileceğimizden daha fazla fedakârlık ister duruma gelmiştir. Mevcut sistemde biz hekimlere yüklenen ve her gün ağırlığı artan yük, taşıyabileceğimiz sınırı çoktan aşmıştır. Bu ağır yük, sadece bakılması gereken çok fazla sayıdaki hastadan, uzun çalışma saatlerinden ve kötü çalışma koşullarından ibaret değildir. Horlanmanın, örselenmenin, tehdit altında çalışmanın yüküdür!

Fedakârlık ve iyi niyetin kötüye kullanılmasının, ülkece kıymet bilmezliğin yüküdür! Unutulmasın ki, halkımızın sağlığı, sağlık hizmetini sunan hekimlerimizin liyakatli olmalarının yanında, fiziksel ve ruhsal olarak zinde olmalarına ve işlerini severek yapmalarına da bağlıdır. Halbuki hekimlerin çoğu zindelik ve motivasyon şöyle dursun, neden bu mesleği seçtiğini sorgular ve işini hevessiz yapar duruma gelmiştir. Birçok meslektaşımız bıkkın ve küskündür. Geldiğimiz vahim noktada her yıl binlerce hekim yurt dışına çıkmakta, kamudan ayrılmakta, riskli ve nitelikli sağlık hizmetlerinisunmaktan kaçınmaktadır. Oysa bugün hoyratça harcanarak ziyan edilen hekimler, ülkemizin en büyük zenginliklerindendir. Bu zenginliği yok saymak ve müsrif bir biçimde tüketmek ülkemize yapılan en büyük kötülüklerdendir.

Kayseri Tabip Odası Yönetim Kurulu olarak bizlersorunlarımız hakkında sadece tepkisel tavırlar takınmak yerine yapıcı ve çözüm odaklı çalışmayı sorumluluğumuzun gereği sayıyoruz. Bu açıklama da bir tepki ya da serzenişin ifadesi olmaktan ziyade, milletimize ve devletimize sevgimizin bir tezahürü olarak “uyarı” niteliği taşımaktadır. Zira, bu mesele hekimlerle sınırlı olma halini çoktan aşmış, sağlık sistemimizi çökertmeye doğru ilerleyen bir çığ halini almıştır.

Sorunları çözme mercii olan başta siyasetçiler ve kurum yöneticileri olmak üzere, sorumluluk hisseden herkese çağrı yapıyoruz. Biz hekimlere kulak verin, feryadımızın yok sayılmasına tahammülümüz kalmadı!

Bugün 2 Şubat 2022, bağımsızlık ve mücadele sembolü Tıbbiyeli Hikmet’in ruhunu yaşatan, yurduna ve milletine sadakatle bağlı Türk hekimlerinin bayramı olan 14 Mart’a tam 40 gün kaldı. Sayın Cumhurbaşkanı’nın, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ve Sağlık Bakanlığı’nın önümüzdeki 40 gün içinde başta sağlıkta şiddet ve özlük hakları olmak üzere hekimlerin sorunlarının çözümüne ilişkin somut adımlar attığını görmek istiyoruz.

Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Sağlık Bakanı, Sayın Milletvekilleri, Öncelikle, yaklaşık 2 ay önce Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edildikten sonra iyileştirileceği vaadiyle ertelenen ve hekimlerin özlük haklarında iyileşme yapacak olan kanun teklifini tekrar Meclis’e getirerek iyi niyetinizi gösterin. Sağlıkta şiddet sorununu çözeceğinizi tavizsiz ve kararlı bir şekilde ifade edin ve buna yönelik somut bir eylem planı açıklayın. Popülizmin çürüttüğü sağlık sistemimizi yenilemeye başlayın. Sorunlarımızı çözmek için biz hekimlerle istişare edin. Ayrıca Kayseri Tabip Odası olarak bugün ilk defa öneriyoruz, bu yıldan itibaren her yıl uygulanmak üzere 14 Mart tarihinde hekimleri resmî olarak izinli ilan edin. Gelin, 14 Mart 2022 bayram gibi bir Tıp Bayramı olsun! Kızgınlık ve küskünlükleri unutalım, birlikte bayram yapalım.

Doç.Dr. İlhan Şahin, sağlıkta şiddet çalıştayı sonuç bildirgesi üzerinede şunları söyledi.

Sağlıkta şiddet, şüphesiz ki hayatın tüm alanlarında şiddeti doğuran nedenlerden, şiddete yatkın insanların caydırılamamasından ve şiddet uygulayanların yeterince yaptırım görmemesinden tümüyle bağımsız bir olgu değildir. Bununla birlikte, ülkemizde diğer alanlarda çalışanlara nispetle sağlık çalışanlarının yaklaşık 20 kat daha sık şiddete uğruyor olması ve sağlık çalışanlarının maruz kaldığı şiddet olaylarının sıklık ve derecesinin giderek artıyor olması, bu meseleyi ülkemizin çok önemli sorunlarından biri haline getirmiştir. Sağlıkta şiddet olayları, sadece şiddetin mağduru olanları fiziksel ve psikolojik travmaya uğratmanın ve belli bir süre için sağlık hizmeti vermekten alıkoymanın ötesinde, tüm hekim ve sağlık çalışanlarının iş motivasyonunu ciddi şekilde etkilemekte ve ülkemizde verilen sağlık hizmetlerini orta ve uzun vadede ciddi şekilde etkileyecek sonuçlara neden olmaktadır. Sağlıkta şiddetin nedenlerinin ortaya konması ve çözümü için acilen etkili adımların atılması zorunlu hale gelmiştir. Bu nedenlerin ve çözüm yollarının ortaya konması amacıyla 8 Ocak 2022’de düzenlediğimiz “Sağlıkta Şiddet – Nedenler ve Çözüm Önerileri” başlıklı çalıştayın sonucu olarak ortaya koyduğumuz aşağıdaki bildirgeyi meslektaşlarımızın, çözüme katkı sunabilecek resmi ve gayrı resmî kurumların ve kamuoyunun dikkatine sunarız. Saygılarımızla, Yönetim Kurulu Adına Başkan Doç. Dr. M. İlhan Şahin

SAĞLIKTA ŞİDDETİN NEDENLERİ: 1. Hekim ve sağlık çalışanlarının vatandaşların hizmetine kayıtsız şartsız amade oldukları, devletin kendilerine sağlaması gereken destekten mahrum oldukları ve zayıf oldukları algısının bilerek veya bilmeyerek siyaset, devlet ve medya yoluyla yaygınlaştırılmış olması,

2. Vatandaşların önemli bir kesiminin hekim ve sağlık çalışanlarının hakları konusunda bilinçsiz ve duyarsız olması,

3. Hastane ve sağlık kuruluşlarındaki güvenlik önlemlerinin yetersiz olması,

4. Hekim ve sağlık çalışanlarına şiddet uygulayanlara karşı hukuki yaptırımların yetersiz kalması,

5. Hasta ve hasta yakınlarının hekimlerce karşılanması mümkün olmayan ve bazen de gayrı meşru olan beklenti ve istekleri (öncelikli muayene, hukuka aykırı rapor ve reçete düzenlenmesi talepleri, tıbbi imkanların ötesinde iyileşme beklentisi, vb.),

6. Hasta ve hasta yakınlarının aşırı veya gayrı meşru taleplerinin şiddete başvurduklarında karşılanabilmesi veya karşılanabileceği algısının oluşturulmuş olması,

7. Mevcut sağlık sisteminin ve sağlık idarecilerinin önemli bir kısmının hekimleri sayıya ve niceliğe dayalı sağlık hizmeti sunmaya zorlaması,

8. Hasta-hekim iletişimini bozan ve sunulan sağlık hizmetinin niteliğini düşüren ağır iş yükü ile nöbet ve çalışma saatlerinin çok uzun olması,

9. Yukarıda zikredilen ağır iş yükü ve niceliğe dayalı hizmetin neden olduğu, muayeneye, hasta bakımına ve bilgilendirmeye yeterince zaman ayrılamaması,

10. Hekime yardımcı olacak hemşire, tıbbi sekreter ve diğer sağlık personellerinin sayılarının yetersizliği,

11. Sağlık hizmetini veren hekim ve sağlık çalışanlarının iş motivasyonlarını bozan özlük hakları sorunları ve iş memnuniyetsizliği,

12. Medyada asılsız, abartılı ve kışkırtıcı tıbbi hata ve ihmal haberlerinin yer alması,

13. Medyada ve sosyal medyada modern tıbba ve hekimlere olan güveni sarsacak asılsız iddia ve komplo teorilerinin sıkça yer alması ve toplumda etki gücü yüksek kişilerce paylaşılması,

14. Hekim ve sağlık çalışanlarının, tıp ve sağlık alanın eğitim veren ve alanların (öğretim üyesi, asistan, öğrenci) kendi aralarında, hastalarla ve hasta yakınlarıyla iletişim yöntemlerindeki yanlışlıklar,

15. Sağlık kuruluşlarının hastalarla hekimleri her an yüz yüze getiren, bekleyen hastaların ve hasta yakınlarının huzurunu kaçıran, gerginliklerini artıran mimari yapıları (uygun olmayan bekleme salonları, poliklinik ve hekim odasının doğrudan kalabalık bekleme salonlarına açılması gibi)

SAĞLIKTA ŞİDDETİN ÇÖZÜMÜ İÇİN ÖNERİLER:

1. Ülkemizi yöneten siyasi irade tarafından sağlıkta şiddetin önemsendiğine ve önlenmesi gerektiğine ilişkin kararlı duruş sergilenmesi,

2. Devletin yasama, yürütme ve yargı organlarının tümü tarafından sağlık şiddet konusunda ortak ve tavizsiz bir tavır gösterilmesi, gerekli düzenlemelerin yapılması, onlara bağlı kuruluşlar ve ilgili kamu görevlileri tarafından da düzenlemelerin sahiplenilerek uygulanması,

3. Sağlık hizmetlerinde en az hasta hakları kadar hekim ve sağlık çalışanlarının haklarının da önemsenmesi, siyasette ve bürokraside popülist söylem ve uygulamalara derhal son verilmesi,

4. Sağlık sisteminin acilen güncellenmesi, performansa, niceliğe ve popülizme dayalı mevcut sistemden, hizmetin niteliğine, çalışanın güvenliğine, huzuruna ve tek taraflı değil, hizmet veren ile hizmet alanın karşılıklı memnuniyetine dayalı sisteme geçilmesi,

5. Vatandaşların hekim ve sağlık çalışanlarının hakları konusunda bilinç ve duyarlıklarını artırmaya yönelik eğitim, kamu spotu, tanıtım ve afiş çalışmalarının yapılması,

6. Medya organlarında sağlıkta şiddet haberlerinin şiddeti özendirici ya da mazur gören ya da bir çözüm yöntemi olarak görülmesine yol açacak şekilde değil, kınayıcı ve dışlayıcı bir dille sunulması,

7. Başta büyük hastaneler olmak üzere, sağlık kuruluşlarına girişte x-ray taraması dahil, güvenlik önlemlerinin, güvenlik görevlilerinin sayılarının artırılması,

8. Hekim ve sağlık çalışanlarına şiddet uygulayanlara karşı hukuki yaptırımların artırılması, bununla birlikte savcılıkların ve kolluk kuvvetlerinin yetkilerinin hukuk çerçevesinde şiddet mağdurlarının lehine sonuna kadar kullanılması,

9. Beyaz Kod prosedürlerinin mağdur hekim ve sağlık çalışanlarını yıldırmayacak şekilde iyileştirilmesi, beyaz kod verildiğinde, sağlık çalışanlarının ifadelerinin ilgili kanundaki emredici düzenleme gereğince, mutlaka ilgili sağlık kuruluşunda alınması, personel yetersizliği gibi nedenlerle polis merkezlerine davet edilmemesi,

10. Hekim ve sağlık çalışanlarının uğradıkları sözlü şiddet ve tehdit dahil her türlü şiddet olayında beyaz kod vermeyi ihmal etmemesi, olayın kayda geçmesini sağlaması ve beyaz kod mekanizmasına sahip çıkması,

11. Aile hekimlerinin usulsüz ilaç ve rapor yazdırmak için kullanılmaya çalışılmasının önüne geçilmesi, bu konuda acil ve diğer branş hekimlerinin duyarlı olması ve bu amaçla hasta yönlendirmemesi,

12. Sözlü şiddet, fiziksel şiddet, tehdit, gürültü ve kargaşa çıkarma gibi yöntemlere başvuran hastaların olayın olduğu günden itibaren belirli bir süre aynı hekimden ve aynı sağlık kuruluşundan hizmet almasının kısıtlanmasına dair yasal düzenleme yapılması,

13. Sözlü şiddet, fiziksel şiddet, tehdit, gürültü ve kargaşa çıkarma gibi yöntemlere başvuran kişilerin sağlık sistemi içinde oluşturulacak bir listeye dahil edilerek listedeki kişilerin sağlık kuruluşlarına sonraki başvurularında sağlık çalışanlarını önceden uyaracak bir uyarı sisteminin uygulamaya konması,

14. Sağlık kuruluşlarında fiziksel şiddete başvuran hastaların acil durumlar dışında belirli bir süre sağlık sigortasından yararlandırılmaması konusunda yasal düzenleme yapılması,

15. Sağlık kuruluşlarının idarecilerinin hekimlere sayısal olarak daha fazla hizmet üretme konusunda baskıcı tutumlarından vazgeçerek, hekimlerin iş motivasyonlarını artırmaya yönelmeleri,

16. Hasta-hekim iletişimini bozan, sunulan sağlık hizmetinin niteliğini düşüren, muayeneye, hasta bakımına ve bilgilendirmeye yeterince zaman ayrılamamasına neden olan ağır iş yükünün azaltılması için tedbirler alınması, sevk sisteminin yeniden yürürlülüğe konması,

17. Acil servislerde sunulan sağlık hizmetinin niteliğinin düşmesine ve gergin ortamlar oluşmasına yol açan hasta yükünün azaltılması için, gerçekten aciliyet arz etmeyen hasta başvurularının azaltılmasına yönelik tedbirler alınması,

18. Kamudaki hekimlerin istifalarının önlenmesi ve sayılarının artırılması için kamuda çalışmanın cazip hale getirilmesi,

19. Hekimlerin çalışma şartları ile ilgili gerekli düzenlemelerin yapılarak hasta-hekim iletişimini bozan ve sunulan sağlık hizmetinin niteliğini düşüren uzun nöbet ve çalışma saatlerinin kısaltılması,

20. Hekime yardımcı olacak hemşire, tıbbi sekreter ve diğer sağlık personellerinin sayılarının artırılması,

21. Şiddet olaylarının sıklıkla yaşandığı birimlerde hastaların ve hasta yakınlarının mevzuata uygun bir şekilde bilgilendirilebilmesi ve kaygı düzeylerinin azaltılması amacıyla hastane idarelerince tedbir alınması,

22. Sağlık hizmetini veren hekim ve sağlık çalışanlarının özlük hakları sorunlarının çözülmesi ve iş motivasyonlarının artırılması,

23. Yazılı, sözlü ve görsel medyanın asılsız, abartılı ve kışkırtıcı tıbbi hata ve ihmal haberlerine yönelik hukuki süreçlerin takip edilmesi; somut tıbbi dayanakları ortaya konulan haber veya şikayetlerin etkin bir şekilde soruşturulması ve bu yolla sağlık hizmetinden yararlanan kişilerin sağlık sistemine duyduğu güvenin artırılması,

24. Sağlık çalışanlarına karşı yapılan mesnetsiz ve yersiz şikayetlere karşı hak arama yollarına başvurulması (sağlık çalışanlarının bu konuda özendirilmesi ve desteklenmesi) ve sağlık çalışanlarının güvenlik içerisinde çalışma haklarının korunması

25. Medyada ve sosyal medyada modern tıp uygulamalarına ve hekimlere güveni artıracak söylem ve yaklaşımların desteklenmesi,

26. Hekim ve sağlık çalışanlarının aralarındaki ve ayrıca tıp ve sağlık alanındaki öğretim üyesi, asistan ve öğrencilerin aralarındaki iletişimde sözlü şiddet ve yıldırmanın önlenmesi,

27. Sağlık çalışanlarına düzenli iletişim eğitimleri verilmesi, hasta ve yakınlarıyla ilişkilerin saygı ve empati zeminine oturtulması için her kesim tarafından çaba gösterilmesi, şiddet vakalarının yoğun olarak yaşandığı birimlerde iletişim konusunda özel eğitim almış en az bir sağlık çalışanının görevlendirilmesi,

28. Hasta ve yakınlarına yönelik sağlık okur-yazarlık düzeyinin artırılması amacıyla düzenli olarak eğitim faaliyeti düzenlenmesi ve kitle iletişim araçları marifetiyle kamu spotlarının hazırlanması,

29. Bütün sağlık birimlerinde, hizmet alma önceliği bulunanların tüm hasta ve yakınlarının görebileceği şekilde ilan edilmesi, mevzuat dışında öncelikli sağlık hizmeti alma talebinde bulunan hasta ve yakınlarının bu taleplerinin reddedilmesi,

30. Sağlık kuruluşlarının hastalarla hekimleri her an yüz yüze getiren, bekleyen hastaların ve hasta yakınlarının huzurunu kaçıran, gerginliklerini artıran mimari yapılarının aşama aşama düzeltilmesi, hasta ve hasta yakınları için huzurlu bekleme salonları ve uygun bilgilendirme ortamları sağlanması, poliklinik ve doktor odalarının bekleme salonu gibi kalabalık mekanlara doğrudan açılmaması.

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu -----Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

Vatandaş Dişsiz Diş Hekimi İşsiz

Kayseri Kırşehir Niğde Nevşehir Diş Hekimleri Odası Yönetim Kurulu Adına Başkan Dt. İlhan Karacalar, Vatandaşın …


Notice: ob_end_flush(): failed to send buffer of zlib output compression (0) in /home/swtdavut/public_html/wp-includes/functions.php on line 5427