Kayseri OSB’de İşyeri Açma Ve Çalıştırma Ruhsatı İstişare Toplantısı, Ekonomi-teknoloji, magazin-yaşam, kültür-sanat haberleri, TUİK verileri

Kayseri OSB’de İşyeri Açma Ve Çalıştırma Ruhsatı İstişare Toplantısı Düzenlendi

Kayseri Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü’nce sanayicilere yönelik “İşyeri Açma ve Çalıştırma Ruhsatı” konulu bilgilendirme ve istişare toplantısı düzenlendi.

Bölge Müdürlüğü binasında düzenlenen ve sanayicilerin yoğun ilgi gösterdiği toplantıya; Kayseri OSB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yalçın, Yönetim Kurulu Başkan Vekili Murat Yibur, Yönetim Kurulu Üyeleri Zafer Baktır, Nuri Çetinçağlar ve Selim Narin, Denetim Kurulu Üyeleri Mustafa Gengeç ve Mehmet Yusuf Sarıalp, Kayseri OSB Bölge Müdürü Abdulmenap Esko, Danışman Kamil Akçadırcı, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğü yetkilileri ve ilgili Kayseri OSB birim müdürleri katıldı.

Toplantıda sanayicilere hitap eden Kayseri OSB Başkanı Mehmet Yalçın, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yapılan yönetmelik değişikliği ve getirilen yeni şartlara ilişkin bilgi paylaşımında bulundu. Kayseri OSB sanayicisinin menfaatleri neyi gerektiriyorsa o yönde adımlar attıklarını ifade eden Başkan Yalçın, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı nezdinde yaptıkları girişimleri sanayicilere detaylı olarak aktardı.

Yaptıkları görüşmeler sonucunda Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır tarafından süre uzatımı ve ücretlerde indirim yapıldığının kendilerine aktarıldığını ifade eden Başkan Yalçın, işyeri açma ve çalıştırma ruhsatı bulunmayan fabrikaların bu ruhsatı kısa sürede almalarının, ilerleyen zamanda oluşacak yeni şartların göz önüne alındığında, kendi menfaatlerine olacağını vurguladı.

Yapılan değişikliklere ilişkin Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’a teşekkür ettiklerini ifade eden Başkan Yalçın, Kayseri OSB sanayicisinin bundan sonraki süreçte 31 Ocak tarihine kadar Mekansal Yönetim ve Dijitalleştirme Projesi (MEYDİP) kapsamında başvurularını yapmaları gerektiğini söyledi. Yalçın, uygulamaya esaslarına ilişkin detaylı bilgilendirmenin Kayseri OSB web sitesinden alınabileceğini ayrıca tüm sanayicilere SMS yoluyla bilgilendirme yapılacağını kaydetti.

Kayseri OSB sanayicisine yardımcı olmak için yeni adımlar attıklarını da ifade eden Başkan Yalçın, itfaiye müdürlüğünde değişiklikler gerçekleştirdiklerini sözlerine ekledi.

arıyıl tatili hem çocuklar hem de ebeveynler için heyecanla beklenen bir dönemeçtir. Çocuklar, derslerin ve sınavların olmadığı bir süreyi dört gözle beklerken, ebeveynler ise bu zamanı verimli, eğlenceli ve öğretici bir şekilde değerlendirmek için planlar yapar. İstanbul Rumeli Üniversitesi Öğretim Görevlisi Elif Türel, sömestr tatilinin çocukların psikolojik, sosyal ve zihinsel gelişiminde önemli bir fırsat sunduğunu vurguladı ve ebeveynlere rehber niteliğinde öneriler sundu.

Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksi, Aralık 2024
Tarım ürünleri üretici fiyat endeksi (Tarım-ÜFE) yıllık %37,01 arttı, aylık %0,39 azaldı
Tarım-ÜFE’de (2020=100), 2024 yılı Aralık ayında bir önceki aya göre %0,39 azalış, bir önceki yılın Aralık ayına göre %37,01 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre %37,01 artış ve on iki aylık ortalamalara göre %46,90 artış gerçekleşti.
Sektörlerde bir önceki aya göre, tarım ve avcılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde %0,41 azalış, ormancılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde %2,16 artış ve balık ve diğer balıkçılık ürünleri; su ürünleri; balıkçılık için destekleyici hizmetlerde %2,17 azalış gerçekleşti. Ana gruplarda bir önceki aya göre, tek yıllık (uzun ömürlü olmayan) bitkisel ürünlerde %1,68 artış, çok yıllık (uzun ömürlü) bitkisel ürünlerde %5,87 azalış ve canlı hayvanlar ve hayvansal ürünlerde %0,77 artış gerçekleşti.

DEİK/DİJİTAL TEKNOLOJİLER İŞ KONSEYİ WEB3/BLOCKCHAİN KOMİTESİ STRATEJİ TOPLANTISINI GERÇEKLEŞTİRDİ

DEİK/Dijital Teknolojiler İş Konseyi Web3/Blockchain Komitesi tarafından Blockchain ve Web3 teknolojilerinin Türkiye’deki potansiyelini daha da ileriye taşımak amacıyla düzenlenen strateji toplantısı 16 Ocak 2025 tarihinde İstanbul’da gerçekleştirildi. Toplantıya, DEİK/Dijital Teknolojiler İş Konseyi Başkanı Erdem Erkul, DEİK/Dijital Teknolojiler İş Konseyi Web3/Blockchain Komite Başkanı Burak Soylu ve sektör temsilcileri katıldı.

Mevcut teknolojik ekosistemi değerlendirilmesi, geleceğe dair vizyon oluşturması ile blockchain ve Web3’ün Türkiye’deki geleceği için stratejik adımlar ele alındı.

Erkul: “Türkiye’nin Web3/Blockchain alanında başarı ile ilerlemesini temenni ediyoruz”

DEİK/Dijital Teknolojiler İş Konseyi Başkanı Erdem Erkul, Web3/Blockchain Komitesi’nin çalışmalarına Strateji Toplantısı ile başladığını ifade ederek, web3’ten, blockchain’den, üniversitelerden, oyun sektörü ve kamudan temsilcilerin katılımlarının çok kıymetli olduğunu ifade etti. Komitenin çalışmalarında DEİK’in üzerine düşeni yapacağını ifde eden Erkul, “Türkiye’nin Web3/Blockchain alanında başarı ile ilerlemesini temenni ediyoruz” dedi.

Soylu: “Amacımız, İstanbul’u Dünya’nın Web3 ve Blockchain Merkezi Haline Getirmek”

DEİK/Dijital Teknolojiler İş Konseyi Web3/Blockchain Komite Başkanı Burak Soylu, Türkiye’nin blockchain ve Web3 teknolojilerindeki potansiyelini en iyi şekilde kullanarak ekosistemi güçlendirmeyi hedeflediklerini belirterek, bu alanda İstanbul’u dünyanın Web3 ve Blockchain merkezi haline getirmeyi amaçladığını belirtti. Web3 Komitesinin blockchain teknolojisinin tüm dünyada yoğun şekilde tartışıldığı bu dönemde kritik bir görev üstleneceğini vurgulayan Soylu, İstanbul Finans Merkezi’nin (İFM) küresel finans dünyasının yeni merkezi olma vizyonuna da dikkat çekti. İstanbul’un yalnızca bir finans merkezi değil, aynı zamanda dünyanın blockchain başkenti olabileceğini belirten Soylu, bu amaç doğrultusunda tüm komitenin ortak bir vizyonla çalışması gerektiğinin altını çizerek, “Bu toplantı ile bu hedef doğrultusunda en büyük adım atılarak, gelecekteki iş birlikleri ve projeler için sağlam bir temel oluşturulmuş oldu” dedi.

Çocukların Psikolojik Gelişimi İçin Yarıyıl Tatilini Verimli Geçirmenin Yolları

Düzenli Bir Program Şart

Türel, tatil dönemlerinde çocukların günlük rutinden tamamen kopmalarının okul başladığında zorluklara neden olabileceğini belirtti. Özellikle uyku düzeninin korunmasının önemine dikkat çekerek, “Çocukların yatma saati esnetilebilir, ancak bu sürecin saat 22:00’yi geçmemesi gerekir. Sağlıklı bir uyku düzeni, çocukların yalnızca fiziksel sağlığı için değil, zihinsel berraklıkları için de son derece önemlidir,” ifadelerini kullandı.

Türel, ailelerin tatil sürecinde evde bir günlük program oluşturarak çocuklarına rehberlik edebileceğini aktardı. Programda eğlenceli etkinliklerin yanı sıra ödevlerin de yer alması gerektiğini belirterek, “Ödevler günlük belirli saatlere bölünmeli. Böylece çocuklar hem sorumluluklarını yerine getirmiş olur hem de tatili verimli bir şekilde değerlendirebilirler,” dedi.

Ailece Geçirilen Zamanın Gücü

Tatil döneminin çocuklar için olduğu kadar ebeveynler için de bir dinlenme fırsatı sunduğunu ifade eden Türel, ailelerin bu süreçte çocuklarıyla kaliteli zaman geçirmelerinin önemini vurguladı. “Ebeveynler, günlük ev işlerini çocuklarıyla birlikte bir oyun havasına dönüştürebilir. Örneğin, birlikte yemek yapmak hem eğlenceli hem de öğretici bir etkinlik olabilir. Bu tür aktiviteler çocukların sosyal-duygusal gelişimini destekler ve aile bağlarını güçlendirir,” diye ekledi.

Ailelerin evdeki etkinliklerle sınırlı kalmaması gerektiğini belirten Türel, çeşitli grup oyunları ve yarışmalar düzenlemenin çocukların özgüvenini artıracağını ve onlara eğlenceli bir tatil geçirme imkânı sunacağını söyledi.

Kültürel Etkinliklere Yer Açın

Tatil sürecinde çocukların kültürel gelişimini desteklemenin de önemli bir yer tuttuğunu dile getiren Türel, müze gezileri, tiyatro, sinema ve müzikallerin çocukların ufkunu açan etkinlikler arasında olduğunu ifade etti. “Bulunduğunuz şehirdeki tarihi ve kültürel mekanlara ziyaretler düzenleyerek çocukların merak duygusunu tetikleyebilir ve onların bilgi birikimini artırabilirsiniz. Bu tür etkinlikler, çocukların gelecekteki öğrenim süreçlerine de olumlu katkı sağlar,” dedi.

Akşam saatlerinde ailece kitap okuma saatleri düzenlemenin tatil programına eklenebileceğini öneren Türel, bu aktivitenin çocukların okuma alışkanlığı geliştirmelerine ve derslerden tamamen kopmamalarına yardımcı olacağını belirtti.

Enerjiyi Doğru Yönlendirmek Önemli

Türel, çocukların doğuştan sahip oldukları enerjinin okul sürecinde teneffüslerde ve arkadaş oyunlarında dışa vurulduğunu, ancak tatilde bu enerjinin birikebileceğini belirtti. “Tatil sürecinde çocukların fiziksel aktivitelerle bu enerjiyi dışa vurması sağlanmalı. Ailece yapılacak yürüyüşler, egzersizler ya da açık hava oyunları bu konuda oldukça faydalı olacaktır. Ayrıca, çocukların arkadaş ortamlarından uzaklaşmaması için grup etkinliklerine katılım teşvik edilmelidir. Sinema, oyun salonları gibi aktiviteler buna örnek olabilir,” ifadelerini kullandı.

Tatil Günlüğü Tutmanın Faydaları

Ebeveynlerin çocuklarını tatil sürecinde günlük tutmaya teşvik etmelerinin, onların hem yazma becerilerini geliştireceğini hem de yaratıcılıklarını artıracağını söyleyen Türel, “Çocuklardan tatile dair yaşadıklarını yazmalarını veya gördüklerini resimlemelerini isteyebilirsiniz. Bu tür bir etkinlik, tatil sürecinin daha anlamlı hale gelmesini sağlayacaktır,” dedi.

Birlikte Geçirilen Zamanın Önemi

Tüm bu önerilerin yanı sıra, Türel, ebeveynlerin etkinliklerde aktif olarak çocuklarıyla yer almalarının büyük bir öneme sahip olduğunu hatırlattı. “Unutmayın, çocuklarınızla geçirdiğiniz her an onların dil, sosyal ve zihinsel gelişimine katkı sağlar. Onlara yalnızca tatilin değil, aynı zamanda bir aile olmanın güzelliklerini de hissettirebilirsiniz,” diyerek ebeveynlere çağrıda bulundu.

Köfteye Vefalı Bir Yaklaşım: Efkan Sara’nın Vizyonu

Tarihi Tencere Köftecisi’nin temelleri, kurucusu Efkan Sara’nın, geleneklere duyduğu derin saygı ve köfteye olan tutkusu ile atıldı. “Vefalı köfte” anlayışıyla yola çıkan marka, yalnızca lezzet sunmayı değil, aynı zamanda sürdürülebilirlik ve sosyal sorumluluğu da misyonunun merkezine koyuyor. Efkan Sara, Edirne’nin unutulmaya yüz tutmuş sokak lezzetini yeniden gün yüzüne çıkardı.

Herkese Köfte, Herkese Ekmek!

“Herkese Köfte, Herkese Ekmek!” sloganıyla topluma değer katma misyonunu vurgulayan Tarihi Tencere Köftecisi, kaliteli ürünleri herkesin erişimine sunarak toplum refahına katkıda bulunmayı amaçlıyor. İzmir’de açılan yeni şube, yerel istihdamı desteklerken, köfte düşkünlerini de sevindirmiş oldu.

Köftenin Hikayesi: Haşlanıp Kızartılan Eşsiz Lezzet

Edirne’nin yerel lezzet mirası tencere köfteleri, Efkan Sara’nın özel sunumu ile hazırlanıyor, ardından haşlanıp kızartılıyor. Bu özel pişirme tekniği, hem köftenin lezzetini hem de hafifliğini koruyor. Servis sırasında ise köfteler, bakır tencerelerde, özel temiz yağla sıcak tutuluyor. Bu sade ama mükemmel kombinasyon, damaklarda unutulmaz bir iz bırakıyor. Menüde yalnızca özel tarifle hazırlanan tencere köfte, günlük taze ekmek ve Özer Hisar ayran yer alıyor. Bu eşsiz deneyim, İzmir şubesinde 150 TL fiyatıyla lezzet tutkunlarının beğenisine sunuluyor.

Toplumun İhtiyaçlarına Göre Şekillenen Bir Marka

Tarihi Tencere Köftecisi, hızlı değişen tüketici taleplerine ayak uydurarak, karar verme süreçlerinde sağduyulu ve kendinden emin bir yaklaşım sergiliyor. Sadeliği ve lezzeti bir arada sunan marka, sürdürülebilirlik ve toplumsal duyarlılık içeren uygulamalarla köfte severlerin gözünde önemli bir fark yaratmayı amaçlıyor.

Herkese Ekmek Herkese Köfte sloganıyla Lezzet Şimdi İzmir’de

İzmir’in açılan ilk şubesi olan Karşıyaka şubesi, köfte severleri samimi atmosferinde ağırlamaktan mutluluk duyuyor. Tarihi Tencere Köftecisi, İzmir’de de “sadelikte lezzet” anlayışıyla konuklarına eşsiz bir deneyim yaşatmaya hazır. Bu eşsiz deneyim, 150 TL fiyatıyla çok beğenildi.

Sürdürülebilir geleceğin yolu yeniden mühendislikten geçiyor

Ocak ayının ikinci haftası, enerji kaynaklarının bilinçli ve verimli kullanımını teşvik etmek amacıyla Enerji Tasarrufu Haftası olarak kutlanıyor. Bu özel hafta, enerji israfının önlenmesi, çevresel etkilerin azaltılması ve enerji kaynaklarının korunması konularında farkındalık yaratmayı amaçlıyor. SmartS Mühendislik Kurucusu Altuğ Bilgiç, “Enerji tasarrufu için eski sistemleri akıllandırmak ve iyileştirmek, sürdürülebilirliğin en etkili yollarından biridir” diyerek, gereksiz üretimden kaçınmanın önemini vurguluyor.

Birleşmiş Milletler’in son paylaştığı verilere göre, dünya nüfusu 2024 yılında 84 milyon artarak 8 milyar sınırının üzerine çıktı. Buna karşılık gezegenimizde enerjiden gıdaya hemen her alanda kaynaklar hızla azalıyor. Sınırsızca üretim ve tüketim sonucunda, makinelerden ekipmanlara, teknolojik aletlerden gıdaya kadar birçok alanda atık kıtaları oluşturmuş durumdayız. Artık daha fazla üretmek yerine var olanı doğru ve etkin kullanmak, gezegenimize karşı olan sorumluluğumuzun da gereği…

Yeniden mühendislik de işte tam bu noktada kaynakların doğru kullanılması açısından en etkili yol olarak karşımıza çıkıyor. Her yıl Ocak ayında kutlanan Enerji Verimliliği Haftası vesilesiyle Smarts Mühendislik Kurucu Genel Müdürü Altuğ Bilgiç ile tersine mühendisliği konuştuk.

Nedir bu yeniden mühendislik?

Yeniden mühendislik, modern teknolojiden faydalanarak bir aygıtın, makinenin ya da bir parçanın yeniden tasarlanması ve daha yüksek verimle çalıştırılması olarak tanımlanabilir. Bu yöntemle, endüstride kullanılan maliyeti yüksek parçaları devre dışı bırakmak yerine yeniden mühendislikle tekrar sisteme kazandırmak ve bütün sistemin verimliliğini artırmak mümkün. Zira, yeniden mühendislik yerine ürünü en baştan üretmek, çok daha yüksek bir enerji maliyeti ortaya çıkarıyor.

Yeniden mühendisliğe neden ihtiyaç duyulur?

Yaşam standartlarımız geliştikçe, dünyamız kalabalıklaştıkça, su, enerji, gıda gibi kaynaklara olan talebimiz de artıyor. Bu durum teknolojimizi geliştirmemizi sağlarken, aynı zamanda giderek daha fazla kaynak tükettiğimiz bir hale gelmemize neden oluyor. “Enerji tasarrufu için öncelikle mevcut sistemlerde çok daha az çaba harcayarak daha yüksek verimlilik elde edebilir miyiz?” sorusu üzerine biraz düşünelim. Yenisi ile değiştirmek yerine mevcut sistemleri sağlam mühendislik uygulamaları yoluyla değerlendirmek, akıllı kontroller, değişken frekanslı sürücüler, otomatik kontrol sistemleri, yeni hidrolik tasarımlar, öngörücü ve önleyici bakım planları, yerel yedek parça tedariği gibi performans iyileştirme seçeneklerinin tercih edilmesi gerektiğinin hepimiz farkındayız aslında. Yedek parçaların yerel olarak üretilmesi de azımsanmayacak bir öneme sahip. Bu şekilde yapılan üretim, dünya genelinde ulaşım sistemleri nedeniyle boşa harcanan enerjiden büyük miktarda tasarruf sağlar. Faaliyet gösterilen ülkede yerel üretim kapasitesi ve yeterliliği olduğu sürece, orijinal ekipman üreticisinin faaliyet tabanını genişletmesi ve küresel enerji kaynaklarından başka bir güç kaybı kaynağı daha eklemesi yerine, üretimi yerelleştirmesi ve mevcut kaynakları kullanması enerji tasarrufu açısından oldukça önemli.

Bu yöntem, bize, iş dünyasına ve gezegenimize ne kazandırır?

Yeniden mühendislik, esasında gerçek sürdürülebilirlik faaliyetidir. Şöyle bir örnekle açıklamaya çalışayım: Elektrik santrallerinde, tarımda, şehir şebekelerinde kullanılan su pompaları vardır. Evimize gelen su ve doğal gazdan petrol boru hatlarına, tarım alanlarının sulanmasından sanayideki atık suların tahliyesine kadar pek çok alanda kritik öneme sahiptir bu ekipmanlar. Bu pompalar dünya genelinde yaklaşık 2 terawattlık enerji tüketimi ile küresel elektriğin yüzde 10’unu harcar. Bu rakam, tüm dünyadaki yenilenebilir enerjinin toplamından bile fazla. Ortalama 20 yıllık ömrü olan bu ekipmanlar zamanla operasyon koşullarının, değişmesinden dolayı verimliliğini kaybeder. İşte bu noktada pompayı değiştirmek yerine yeniden tasarlayıp kullanmak, hem yeniden üretimde kullanılan enerji maliyetinden kurtarır hem de ekipmanın toplam verimliliğini artırarak iki türlü kazanç sağlar. İş dünyası sürdürülebilirliğe asıl buradan başlamalı.

Oysa dünya genelinde sürdürülebilirlik çalışmalarına milyarlarca dolar harcanıyor…

Evet, maalesef bu konuyu da yüzeysel ele almayı tercih ediyoruz. Hemen her şirket, imkanları çerçevesinde bu konuya ne kadar önem verdiğini anlatmaya çalışıyor. Ama işin mutfağında, vitrindeki kadar büyük bir hareket yok. Esasında, sürdürülebilirlik kampanyalarına bu kadar para dökmek yerine, sürdürülebilirliğe gerçek anlamda hizmet edecek çok daha etkin ve sonuç odaklı uygulamalar var.

Yeniden mühendisliğin karbon ayak izimizin düşürülmesine ne kadar etki eder?

Tüm gezegenin iklim değişikliği felaketine doğru gittiği ve dünya hükümetlerinin enerji tüketimini azaltmak için çaresizce çabaladığı bir dönemdeyiz. Enerji tüketiminin bu kadar önemli olduğu bir çağda, yeniden mühendislikle yaşanacak küçük bir artışın bile bir bütün olarak olumlu sonuçlar yaratacağı ortada. Bu değişim hem bireysel ürünlerin enerji performansı hem de endüstri açısından oldukça önemli sonuçlar doğuracaktır. Pompaları enerji açısından daha verimli hale getirmenin en büyük motivasyon kaynağı elbette finansal sebepler. Bir pompanın kullanım ömrü boyunca toplam maliyetinin yaklaşık yüzde 90’ı, o pompanın tükettiği enerji miktarından kaynaklanır. Endüstrinin bu olmazsa olmaz parçalarını daha verimli hale getirmek, enerji maliyetlerini ciddi seviyede indirebilir; bu da enerji yoğun birçok endüstride büyük bir tasarruf sağlamak anlamına gelir.

Yeni teknoloji ile üretilen ekipmanlar verimliliği artırmada daha avantajlı değil mi?

Global pompa üreticileri COP28 ve COP29 kapsamında daha verimli ve akıllı pompa sistemlerine yatırım yapacaklarını açıkladılar. Plana göre, yeni teknoloji ve yüksek verimli pompalar eski ve düşük verimli pompaların yerini alacak ve global enerji tüketimi azalacak. Ama yeni pompa üretimi yapılırken asıl sorun maalesef unutuluyor. Gerçek şu ki, yeni bir pompa üretmek için önemli miktarda enerji tüketilmesi gerekir. Düşünsenize, hammaddelerin madenlerden çıkarılması, dökümhanelere taşınması, parçaların işlenmesi, montajı ve ayrı sahalara geri taşınmasının karbon ayak izimiz üzerindeki büyük etkisini… Eski bir pompayı yenisi ile değiştirmek için fazladan enerji tüketilir. Artık sürdürülebilirliğe, enerji tasarrufuna, karbon ayak izine dikkat ettiğimiz bu dönemde, pompa üreticilerinin daha fazla ürün üretmeye ve halihazırda çalışmakta olan ekipmanı değiştirmeye çalışması çok yoğun bir enerji harcanmasına neden oluyor. Özetle, bindiğimiz dalı kesmiş oluyoruz.

Esasında, dünyanın atık sorunu için de önemli bir kavram değil mi yeniden mühendislik?

Evet, dünyada halihazırda aşırı üretim kapasitesi mevcut. Yeniden mühendislik felsefesi ile çalışan bizler, fabrika kurmak, yeni ürünler üretmek ve eski ürünleri geri dönüştürmek için çok daha fazla enerji harcamak yerine, aslında enerji tüketimini azaltmaya odaklanmak gerektiğini savunuyoruz. Bunun için de eski pompaları değiştirmeden önce mevcut sistemlerde çok daha az çaba harcayarak daha yüksek verimlilik elde edip edemeyeceğimize bakmamız gerekiyor.

Peki yeniden mühendislikle bu ekipmanların verimliliğini ne kadar artırabiliriz?

Varolan pompaların hidrolik parçalarının yeniden tasarlanması ve üretilmesiyle bu pompaların verimliliklerinin yüzde 20 ile 50 seviyelerinde artırılması mümkün. Bu hidrolik parçalar ise, bir pompanın toplam enerji maliyetinin çok düşük bir kısmını oluşturuyor. Potansiyel kazanımları düşünebiliyor musunuz? Maalesef bu yöntemi uygulayan çok az şirket var dünyamızda.

Pompalama sistemlerinden kaynaklanan güç tüketiminin bir diğer boyutu da bakım yönü. Birçok pompa üreticisi bakım için orijinal yedek parçaların kullanılması konusunda ısrarcıdır. Bu, stratejik ve ticari açıdan son derece anlaşılır bir durum. Bununla birlikte, son kullanıcıya ulaşmak için dünya çapında seyahat eden yedek parçaların nakliye maliyetleri ve güç tüketimi dikkate alındığında, çok büyük potansiyel optimizasyonların olduğu görülüyor. Ne yazık ki bu durum, ulaşım sektörünün karbon ayak izimizin üzerindeki yükünü arttırıyor, sürdürülebilirliğe büyük köstek oluyor.

TUNAHAN KURT’UN DÜŞLE GERÇEK ARASINDA GEZİNEN ÖDÜLLÜ FİLMİ KARGANIN UYKUSU, 17 OCAK’TAN İTİBAREN MUBI’DE

Tunahan Kurt’un, prömiyerini yaptığı Altın Koza’da altı ödül birden kazanarak ses getiren çıkış filmi KARGANIN UYKUSU, yaşam umudu kalmamış uyurgezer bir adamla oğlunun ilişkisini odağına alıyor. Düşle gerçek arasında gezinen bu sert ve karanlık film, taşrada izole bir hayat süren baba-oğulun hikayesini mekana ve atmosfere yoğunlaşan sürükleyici bir üslupla beklenmedik bir finale taşıyor. Psikolojik derinliği, görsel estetiği ve özgün anlatımıyla dikkat çeken filmde Kurt, “sessizliğin dili”ni sinematik bir araç olarak kullanarak izleyiciyi bilinçaltının karanlık dehlizlerinde yolculuğa çıkarıyor. KARGANIN UYKUSU, 17 Ocak’tan itibaren sadece MUBI’de.

Tunahan Kurt’un yazıp yönettiği ilk uzun metrajlı filmi KARGANIN UYKUSU, 30. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nde başrol oyuncusu Ahmet Ağgün’e En İyi Erkek Oyuncu ödülünü getirirken aynı zamanda En İyi Görüntü Yönetmeni, En İyi Müzik, Umut Veren Genç Erkek Oyuncu, Yılmaz Güney ve İzleyici ödüllerini de kazandı. 34. Ankara Film Festivali’nde ise En İyi Film ve SİYAD En İyi Film ödüllerinin sahibi olan filmde performansıyla büyük övgü toplayan Ağgün’ün yanı sıra Alperen Aktaş, Eser Ağçalı, Nesrin Yari, Engin Yüksel gibi isimler rol alıyor.

Nasip çocukluğundan bu yana uyurgezerlik sorunu ile baş etmeye çalışır. Uyurgezerliği ona ve ailesine büyük bir trajedi getirmiştir. İntihar etmeyi kafasına koyan Nasip, oğlunun yalnız kalmaması için ona bakacak bir aile ararken, bir yandan da oğluna uykusunda zarar vermemek için mücadele eder.

Yarı yıl tatilinde çocuğunuzu mutlu edebileceğiniz hediyeler TCL’de sizi bekliyor

Eğitim ve öğretim yılının ilk döneminin sona erdiği ocak ayı öğrenciler için karne hediyesinin de zamanıdır. Eğer siz de çocuğunuza bu eğitimin döneminde bir karne hediyesi vermek istiyorsanız, TCL’in MOVETIME MT46X akıllı çocuk saati ve NXTPAPER 11 tableti dikkat çekici hediye alternatifleri arasından öne çıkıyor.

Panasonic’ten yeni çevre dostu tak-çalıştır kablosuz sunum sistemi

Panasonic’in en yeni kablosuz sunum sistemi, yazılım yüklemeden çalışması ve kolay ekran paylaşımı sayesinde toplantıları kolaylaştırıyor.


Panasonic Connect Europe, PressIT kablosuz sunum sisteminin en son sürümü olan WPS2 Serisini duyurdu. İş ve öğrenim ortamlarında pürüzsüz, rahat ve etkili işbirliğini teşvik etmek için tasarlanmış yeni sistemi hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

PressIT, kurumsal ve eğitim ortamlarında yüz yüze iletişimi kuvvetlendirmek için tasarlanmış, mükemmel bir tak-çalıştır sunum sistemidir. Kullanıcıların bilgisayar, tablet veya akıllı telefon ekranlarını rahatça kablosuz bir şekilde ekranlara veya projeksiyon cihazlarına yansıtmalarını mümkün kılıyor. Kablosuz iletişim teknolojisi sayesinde ek kurulum gerektirmeyen sistem, kolaylığı sayesinde kullanıcı dostu olmakla beraber teknik özellikleriyle bağlantıda güvenliği de koruyor.  PressIT’nin vericisi, harici bir cihaz olarak görülmüyor. Böylece güvenli ve şifreli veri iletimi sağlarken, sıkı güvenlik standartlarına sahip bilgisayarlarda bile gönül rahatlığıyla kullanılabiliyor.

Kolay ekran paylaşımı özelliği, her kullanıcı tarafından güvenlikten ödün vermeden tek bir tuşla 4K görüntü paylaşmak için kullanılabiliyor. PressIT’nin sağladığı esneklik, ekiplerin tam ihtiyaç anında rahatça sunuma başlamalarını mümkün kılıyor. Sıfır karmaşıklık prensibiyle inanılmaz derecede hızlı olan ve kolay kullanılan sistem, yazılım kurulumu dahi gerektirmiyor ve zaman kaybını önlüyor.

En son sürüm, yeni 6GHz bant kablosuz LAN özelliği ile donatılmıştır. 6GHz kablosuz LAN’ın desteklediği ek bağlantı kanalları sayesinde, kurulum esnekliği daha da gelişiyor. Buna ek olarak, gelişmiş çoklu gönderim özelliği, seminerler ve eğitim programlarında tek bir cihazdan görüntü yayarken yönlendirici kurulum ihtiyacını ortadan kaldırıyor.

YÜZDE 60 MALİYET TASARRUFU VE YÜZDE 50 ARTAN MEMNUNİYET: ESNEK YAN HAKLAR ŞİRKETLER İÇİN BÜYÜK AVANTAJ SAĞLIYOR

Son yıllarda esnek yan haklar, iş dünyasında çalışan bağlılığını ve memnuniyetini artırmanın en etkili yollarından biri olarak öne çıkıyor. Atunis Danışmanlık Genel Müdürü Can Suntay, esnek yan hakların şirketler için sağladığı faydalara dikkat çekerek, “Esnek yan haklar, çalışanların işyerine olan bağlılıklarını güçlendirirken, aynı zamanda şirketlere büyük maliyet avantajları sunuyor,” diyor. Araştırmalar, esnek yan haklar programlarının şirketlere yüzde 60 oranında maliyet tasarrufu sağladığını ortaya koyuyor. Bu programlar, çalışanların ihtiyaçlarına daha uygun çözümler sunduğu için, verimlilik ve memnuniyet artışı sağlıyor.

Yüzde 60 Maliyet Tasarrufu

Esnek yan haklar sadece çalışanlar için değil, aynı zamanda şirketler için de büyük avantajlar sunuyor. Çalışanların sağlık sigortası, bireysel emeklilik gibi geleneksel yan hakların ötesine geçerek, kişisel ihtiyaçlarına yönelik daha esnek seçenekler sunulması sayesinde bağlılık artıyor. Can Suntay, “Bu tür programlar, sadece çalışan memnuniyetini artırmakla kalmaz, şirketlerin maliyetlerini yüzde 60 oranında azaltarak verimliliği artırır,” diyerek esnek yan hakların şirketler için ne kadar önemli olduğunu vurguluyor.

Çalışan Bağlılığı ve Memnuniyetinde Yüzde 50 Artış

Esnek yan hakların çalışan bağlılığını artırmadaki rolü, birçok araştırma tarafından da destekleniyor. Şirketlerde uygulanan esnek yan haklar sayesinde, çalışanların şirkete olan aidiyet duygusunun yüzde 30 oranında arttığı belirtiliyor. Ayrıca, ücret ve yan haklar politikasına bağlı memnuniyetin yüzde 50 oranında yükseldiği ifade ediliyor. Can Suntay, “Çalışan bağlılığını artıran esnek yan haklar programları, aynı zamanda çalışanların işyerine olan bağlılıklarını ve motivasyonlarını güçlendiriyor,” diyor.

İşten Çıkış Oranlarında Yüzde 25 Azalma

Esnek yan hakların şirketler üzerindeki bir diğer önemli etkisi, işten çıkış oranlarını azaltmasıdır. Araştırmalar, esnek yan haklar uygulamalarının işten çıkış oranlarını yüzde 25 oranında düşürdüğünü gösteriyor. Bu, işverenlerin çalışanlarının sadakatini artırarak, işe alım süreçlerinde de büyük avantaj elde ettiğini gösteriyor. Can Suntay, “Çalışanlar, kendilerine uygun esnek yan haklar sunulduğunda, işyerine daha bağlı hale gelirler ve bu da uzun vadede işten çıkış oranlarını önemli ölçüde düşürür,” diyor.

Globalde Esnek Yan Haklar: Küresel Trendin Yükselişi

Esnek yan haklar, yalnızca Türkiye’de değil, dünya genelinde de hızla yayılıyor. Özellikle Amerika ve Avrupa gibi gelişmiş bölgelerde, şirketler çalışanlarına daha esnek bir çalışma hayatı sunarak, sürdürülebilir iş modelleri oluşturmayı hedefliyor. Can Suntay, “Dünyada birçok büyük şirket, esnek yan haklar uygulamalarıyla çalışanlarının memnuniyetini ve bağlılıklarını artırarak rekabet avantajı elde ediyor. Bu trend, Türkiye’de de giderek daha fazla şirket tarafından benimseniyor,” diyor.

Esnek Yan Haklar, İş Dünyasında Yeni Bir Dönemi Başlatıyor

Esnek yan haklar, sadece çalışan memnuniyetini artırmakla kalmayıp, aynı zamanda şirketlerin verimliliğini ve uzun vadeli başarısını da doğrudan etkiliyor. Küresel iş dünyasında hızla yükselen bu trend, hem şirketlerin hem de çalışanların ihtiyaçlarını daha iyi bir şekilde karşılamayı vaat ediyor. Suntay, “Esnek yan haklar, gelecekte iş dünyasında daha da önemli hale gelecek. Şirketler bu alanda yatırım yaparak hem çalışanlarını hem de iş süreçlerini daha verimli hale getirebilirler,” diyerek bu trendin önemini bir kez daha vurguluyor.

ZF, Müşterilerine Daha Yakın Olmak için Türkiye’deki Ticari Araç Operasyonlarını Birleştiriyor
ZF, Türkiye’deki ticari araçlara yönelik üretimini Sakarya’daki modern tesisinde birleştirecek.

Taşınma ile şirketin ticari araç komponentleri üretimini tek bir lokasyonda toplayarak rekabet gücünü artırması ve kilit müşterilere daha yakın olması amaçlanıyor.

Binek araç müşterilerine hizmet veren ZF Şasi Çözümleri bölümünün İzmir’deki operasyonları bu değişiklikten etkilenmeyecek.

Friedrichshafen, Almanya. ZF Ticari Araç Çözümleri (CVS) bölümü, Türkiye’deki ticari araç operasyonlarının rekabet gücünü artırmak ve müşterilere daha yakın olmak için stratejik bir karar aldığını duyurdu. Girişimin bir parçası olarak ZF CVS, Türkiye’deki üretimini tek bir konum olarak Sakarya’daki modern tesislerinde birleştirecek. ZF bu amaçla, ticari araç operasyonlarını İzmir tesisinden Sakarya’ya taşıyacak. ZF’nin İzmir’de bulunan ve binek araç müşterilerine hizmet veren Şasi Çözümleri bölümü, bu değişiklikten etkilenmeyecek.

ZF’nin CVS bölümü EMEA Kıdemli Başkan Yardımcısı Fabian Schlegel, “Türkiye’deki ticari araç operasyonlarımızın Sakarya’da birleştirilmesi, üretimimizi optimize ederek ve müşterilerimize daha da yaklaştırarak onların ihtiyaçlarına daha hızlı ve etkin bir şekilde cevap vermemizi sağlayacaktır. Türkiye’deki CVS ekibimizi Sakarya’da tek bir çatı altında birleştirmemiz, Türkiye’de büyüyen pazarın önde gelen tedarikçilerinden biri olarak konumumuzu daha da güçlendirmemize yardımcı olacaktır” diye konuştu.

2021 yılından beri faaliyet gösteren Sakarya’daki ZF tesisi halihazırda fren körükleri gibi ticari araçlar için güvenlik açısından kritik komponentlerin üretim ve lojistik operasyonlarını gerçekleştiriyor. Tamamen ZF’ye ait olan tesis, yakın zamanda tamamlanan büyüme çalışmaları sayesinde, ek ticari faaliyetleri etkin bir şekilde gerçekleştirmek için alan sağladı. CVS şasi bileşenlerinin üretim ve lojistik operasyonlarının Sakarya’da birleştirilmesiyle bu tesis, ZF’nin Türkiye’de fabrikaları bulunan müşterilerine sunduğu hizmeti daha da geliştiren bir ticari araç merkezi haline gelecek.

ZF, birleştirme sürecinin sorunsuz gerçekleşmesi amacıyla şu anda İzmir’deki CVS tesisinde sendika temsilcileri ve çalışanlarıyla yakın iş birliği içinde çalışmalarını sürdürüyor.

BARRY SANDERS’IN, MODERN DÜNYANIN RUHSAL YÜKLERİNİ SORGULADIĞI KİTABI NAİF RUHLAR: İNSANIN YOK OLUŞU, AYRINTI’DAN ÇIKTI!

Yazar, kültürel eleştirmen ve akademisyen Barry Sanders’ın, modern dünyanın birey üzerindeki yıpratıcı etkilerini ele aldığı eleştirel çalışması Naif Ruhlar: İnsanın Yok Oluşu, Ayrıntı Yayınları etiketiyle okurlarla buluştu. Teknolojik gelişmeler, şehirleşme, tüketim kültürü gibi unsurlar karşısında insan doğasının nasıl dönüşüme uğradığını irdeleyen kitap, insanlığın yok oluş sebeplerini ortaya koyarken, okurları kurtuluşunun çarelerini de düşünmeye davet ediyor. İnsanın ruhsallığının ve derin düşünme kapasitesinin, modern dünyanın baskısı altında giderek daha fazla törpülendiğini öne süren Sanders, Naif Ruhlar’da bireyselliğin kayboluşunu çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor.

Barry Sanders’ın Naif Ruhlar: İnsanın Yok Oluşu adlı çalışması, Aydın Çavdar’ın çevirisiyle Ayrıntı Yayınları’nın Lacivert Kitaplar dizisinde yerini aldı.

Barry Sanders, modern toplumun bireye karşı kayıtsızlığını inceliyor. İnsana gösterilen ilginin yavaş yavaş azaldığı Sanayi Devrimi ile sözlerine başlayan Sanders, insani etkileşimlerin yitip gittiği, ölüme ve hayata karşı ortak tutumlarda radikal değişikliklerin ortaya çıktığı modern çağa uzanırken insanı insan yapan unsurların kaybolmasından yakınıyor. Günlerimiz, dikkat göstermemizi gerektiren ve bizi kendi dünyamızdan çıkarıp insanlık dışı, kısır ve soyut bir dünyaya iten bitmek tükenmek bilmez bir bilgi bombardımanıyla dolu. Aynı zamanda kolektif bilinç duygusunu da kaybettik. Bu kayıp, Avrupalı güçlerin yükselişine ve dünya çapında sömürgeleşmeye kadar uzanan iki yüzyılda doruğa ulaştı. İşte bu ortamda zehrimizi, köktenci yaklaşımların çeşitli biçimleri arasından seçiyoruz; bunların her biri yalnızca diğerine yönelik tehdit oluşturmakla kalmıyor aynı zamanda insanlığın ta kendisine karşı bir tehdit oluşturuyor. Sanders insanlığın yok oluşunun sebeplerini ortaya koyarken, kurtuluşunun çarelerini düşünmemize yardımcı oluyor.

ŞAHİKA TEKAND: “TİYATRO EVCİLLEŞTİRİLEMEZ”

Bu sezon “Ölüyor Mu Ne?” adlı oyununu seyirciyle buluşturan, tiyatromuzun ilerici yüzü Şahika Tekand, Studio Oyuncuları’nın kuruluşundan bu yana değişen dünyayı ve gelişen tiyatro anlayışını Milliyet Sanat’ın Ocak 2025 sayısında Çağla Canbaz’a anlatıyor. “Aslına bakarsanız dünyada tiyatronun genel olarak sonuna yaklaşıyoruz. ‘Canlı’ olanın terk edileceği günler çok uzakta değil. Amane olursa olsun bir seyreden, bir oynayan varsa tiyatro vardır. Tiyatronun asıl dönüştürücülüğü de buradan gelir. ‘Canlı’ ve ‘insani olan’ı güdümlemeye çalışanlar için asıl rahatsız ediciliği de tam buradadır. Sahnede teknolojiye tapınmanın, ‘canlı’ olanın karşısına yeni dijital mitler yaratıp çıkarılmasının nedeni de esas olarak budur,” diyen Tekand ekliyor: “Çünkü tiyatro özünde evcilleştirilemez.” Röportajın tamamı, Milliyet Sanat’ın Ocak 2025 sayısında!

Geliştirdiği oyunculuk yöntemi ve ürettiği çığır açıcı oyunlarıyla tiyatromuzun ilerici yüzü Şahika Tekand, 42 yıllık sanat hayatında her zaman yeniyi aramaya, bu arayışın sonucunda yeni biçim ve anlatım yollarını keşfederek bunu seyirciye cesur bir şekilde sunmaya devam ediyor.

“Tiyatro, gerçekleştiği sırada yaşamı değiştiriyor”

“Tiyatro, çok sınırlı bir yaşam alanında varlığını sürdürecek olsa bile hayatın tükenmişliğine karşı duran bir ‘insan yapısı gerçeklik’ yaratmayı sürdürecek. Dediğim gibi son seyreden, son oynayan kalana dek,” diyen Şahika Tekand, “Tiyatro, gerçekleştiği sırada yaşamı değiştiriyor. Çünkü ‘gerçek’liğiyle hayata rağmen gerçekleşen ve hiç hayat olmayandır. Bu nedenle iyileştiricidir,” diye ekliyor.

“Her seyirlik gösteri sinemada eşitlenecekse tiyatro yapmanın anlamı ne?”

Dijital araçların başta, tiyatro için bir imkân yaratıyormuş gibi göründüğünü söyleyen Tekand “Sahneye âdeta sinemasal bir yanılsama yaratma özelliği kazandırıyor. Ama her seyirlik gösteri sinemada eşitlenecekse tiyatro yapmanın anlamı ne o zaman? Sinema, bilgisayar oyunları akılalmaz bir sanal gerçeklik imkânı sağlarken o zaman neden tiyatro varlığını sürdürmeye çalışsın ki?” diye devam ediyor. Tiyatronun sanal olanla rekabet etmesinin ya da kendisini sanal olana yaklaştırmasının akla aykırı olduğunu vurgulayan başarılı tiyatrocu “İşte biz Studio Oyuncuları olarak tam da bunun tersini yapmakta inat ediyoruz ve akıntının tersine yüzdüğümüz halde sadece ülkemizde değil dünyanın her yanında seyirciye tam da ulaşmamız gerektiği gibi ulaşıyoruz. Başka hiçbir ifade biçimine tercüme edilemeyecek bir ‘şimdiki zaman’ gerçekliğini yaratacak artistik anlatımın yollarını bulup çıkarıyoruz,” diye anlatıyor.

Çağla Canbaz’ın Şahika Tekand’la gerçekleştirdiği kapsamlı röportajın tamamı Milliyet Sanat’ın Ocak 2025 sayısında! Kitabevlerinde, marketlerde, Getir’de, Trendyol’da, dergikapinda.com’da, shopier.com’da ve dijital uygulamalarda okurlarını bekleyen Milliyet Sanat ayrıca, dergiyi 0850 224 02 22 numaralı çağrı merkezini arayarak satın alan okurların kapısına kadar götürüyor.

DİNOZOR ÇOCUK’TAN DUYGULARLA DOLU, YÜREK ISITAN BİR HİKÂYE: DUYGU DAĞITICISI ve ONUN ACEMİ YARDIMCISI!

Duygularının peşinde olan küçük büyük herkesin kalbine dokunacak bir hikâye: Duygu Dağıtıcısı ve Onun Acemi Yardımcısı, Ayrıntı Yayınları’nın çocuk kitapları markası Dinozor Çocuk’tan çıktı! Serap Biçici’nin kaleme aldığı, Duygu Polat Çakır’ın eğlenceli çizgileriyle hayat verdiği hikâye, çocuklara üzüntü ve hüzün de dahil her çeşit duygunun önemini ve zamanında, bastırılmadan yaşanması gerektiğini anlatıyor. Duygu Dağıtıcısı ve Onun Acemi Yardımcısı, minik okurları, kasaba kasaba gezerek insanların kaybettikleri duyguları yeniden bulmalarını sağlayan Moniz ile meraklıbir küçük kız olan Hepha’nın yürekli ısıtan hikâyesine davet ediyor.

Moniz Bey her zamanki gibi duygu yüklü, masalsı aracıyla yollardaydı. Ama emektar Goros ulaşması gereken yere varamadan yolda kalmıştı. Şimdi arabayı tamir edip yola devam etmek zamanıydı. Ancak Moniz Bey, şu her şeye burnunu sokan küçük kızın merakını nasıl giderecekti?

Hepha garip bir aracın altından sadece ayakları görünen bir adamla karşılaştığı an anlamıştı yeni bir arkadaş bulduğunu… Çünkü duyguları onu her zaman doğru yönlendirirdi. Yanıt almamasına rağmen ısrarla “merhaba” diye seslenmesinin nedeni buydu. Belki de bu yabancının aslında “eksik bırakılan duyguları dağıtmak” gibi çok önemli bir işi olduğunu sezmişti…

SONER ARICA “IŞIL IŞIL SAHNE”DE
Gazeteci Işıl Çalışkan’ın hazırlayıp sunduğu ve her pazar saat 20.00’de BirGün TV’nin YouTube kanalında yayınlanan ‘Işıl Işıl Sahne’, müzik dünyasından ünlü isimleri izleyiciyle buluşturmaya devam ediyor. Program, sanatçı konuklarıyla müzik sektörünün nabzını tutarken, onların kariyerlerine ve sanatsal süreçlerine dair ilgi çekici detayları izleyicilere aktarıyor.

Bugüne kadar Mehmet Güreli, Can Temiz, Tuna Kiremitçi, Ezgi Aktan, Güliz Ayla, Nejat Yavaşoğulları, Murat Ertel, Leyan Senay, Şenay Lambaoğlu, Dilek Türkan, Aslı Gökyokuş, Aga B, Ferit Odman ve Kerem Görsev gibi müziğin farklı alanlarında iz bırakan isimleri ağırlayan program, izleyicilere hem keyifli hem de bilgi dolu anlar yaşatmayı sürdürüyor.

Bu hafta ise Soner Arıca, ‘Işıl Işıl Sahne’nin konuğu oldu. Arıca, müzik kariyerindeki önemli duraklardan kişisel hikayelerine, ilham kaynaklarından sanata bakış açısına kadar birçok konuda izleyicilere samimi ve ilham verici bir sohbet sundu.

Alp Avni Yelkenbiçer EGİAD Görevini Kaan Özhelvacı’ya Devretti

Yelkenbiçer Dönemi 270 Yeni Üye, 800 Faaliyet ile Tamamlandı

İzmir iş dünyasına yönelik gerçekleştirdiği proje ve faaliyetleriyle olduğu kadar sosyal sorumluluk projeleriyle de adından söz ettiren EGİAD Ege Genç İş İnsanları Derneği’nin 18. Dönemini belirleyecek Olağan Genel Kurulu 15 Ocak Çarşamba günü İzQ Girişimcilik ve İnovasyon Merkezi’nde Protokol, Sivil Toplum Örgütlerinin temsilcileri, Üyeler ve Basın Mensuplarının katılımıyla gerçekleşti. Tüm Dünyayı etkileyen pandemi döneminde göreve gelen ve 4 yıllık görev sürecini çıtayı yükselterek başarıyla tamamlayan Alp Avni Yelkenbiçer, dönemini 270 yeni üye ve 800 faaliyetle tamamlayarak önemli bir başarıya imza attı. Toplam Üye Sayısı 846 olan derneğin 504 Aktif Üye Sayısıyla gittiği genel kurulda, 18. dönem yönetim, denetim, danışma kurulu ve haysiyet divanı seçilirken tek liste üzerinden gidilen yeni dönemde yönetim kurul başkanı Kaan Özhelvacı oldu.

Divanın Cüneyt Karagülle (Başkan), Gökmen Ulusoy (Başkan Vekili), Pınar Güngör (Yazman), Asuman Özer (Üye) ve Mert Sönmüş’ten (Üye) oluştuğu Genel Kurula, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Torbalı Belediye Başkanı Övünç Demir, EGİAD Danışma Kurulu ve İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, İzmir Ticaret Borsası Başkanı Ömer Gökhan Tuncer, BASİFED Başkanı Semiha Güneş, ESİAD Başkanı Sibel Zorlu, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Ramazan Tezcan, EGİAD Geçmiş Dönem Danışma Kurulu Başkanı Uğur Yüce, STK Başkanları, EGİAD Geçmiş Dönem Başkanları, EGİAD Üyeleri ve Basın Mensupları olmak üzere İzmir protokolünden önemli isimler katılım gösterdi.

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

Ekonomi-teknoloji, kültür-sanat, eğitim, magazin-yaşam haberleri

Tapuda yeni kimlik kartlarıyla KEC üzerinden işlem sayısı 5 milyonu aştı Tapu ve Kadastro Genel …