Kayseri Barosu avukatları, baro başkanı avukat Ali Köse başkanlığında 5 Nisan Avukatlar Günü nedeniyle Atatürk anıtına çelenk koyarak saygı duruşunda bulundu. ‘Her zaman ve her koşulda hak savunmasını gerçekleştiren, bağımsız yargının, hukuk devletinin ve adaletin tarafı olan kıymetli meslektaşlarımın 5 Nisan Avukatlar Günü’nü kutlarım’ diyen başkan Köse şu açıklamayı yaptı.
Hukuk devleti, yargı bağımsızlığı, insan hakları, hak arama hürriyeti… adalet… Bu kavramlar, yargılama sürecinde avukatın varlığı ile somutlaşır ve gerçekleşir. Bağımsız savunma ve avukat, yargının meşruiyetinin mutlak şartı, bütün hak ve özgürlüklerin güvencesidir. Hakkını arayan insanın yargıdaki tek bağımsız sesi ve nefesi avukattır. Devletin temeli, adalet ; adaletin temeli, bağımsız ve özgür savunmadır.
AVUKATIN SESİ, VATANDAŞIN ONURU, HUKUKUN TEMİNATIDIR.
Biz hukuk devletini savunuyoruz, biz suçu savunmuyoruz. Biz masumların cezalandırılmamasını savunuyoruz, yargı bağımsızlığını savunuyoruz, gerçek anlamda adaletin gerçekleşmesini, yargıya güvenin artmasını savunuyoruz. Biz cübbesinde ilik olmayan, hukuk dışında eğilmeyen avukatlarız. Hukuk devleti, yargı bağımsızlığı, kuvvetler ayrılığı, masumiyet karinesi, kanun önünde eşitlik ilkelerinin, insan haklarının tarafıyız. Hukuk, adalet, yargı, meslek sorunlarımız ile ilgili hukuki duruşu hep beraber ortaya koymalı, bölünmemeliyiz. Bu konudaki yasal değişiklik ile birlikte çoklu baro uygulamasına derhal son verilmelidir.
Yargıya olan güvensizliğin büyük toplumsal sorunlara gebe olacağı gerçeği karşısında, yargıya güveni tesis etmeliyiz. Bu ise liyakati esas almak ve hukuk devletinden ayrılmamakla gerçekleşebilir. Gerek sosyal barışın gerek ekonomik kalkınmanın temelinin, hukuk devleti ilkesi ve hukuki güvenlik olduğunu unutmamamız gereklidir. Yargıya erişim konusundaki engellerin ortadan kaldırılması, hak arama özgürlüğünün gerçek manada hayat bulması zorunludur. Güçlü avukat ve savunma yoksa sağlıklı işleyen bir yargıdan bahsedemeyiz. Avukata getirilen her türlü sınırlama, gerçek anlamda hakkını arayan insana getirilen sınırlamadır. Bu nedenle, avukatların hak savunması yaparken ve mesleklerini ifa ederken sınırlandırılmaması adaletin gerçekleşmesi için mutlak şarttır.
Bunların yanı sıra, avukatların ekonomik anlamda da güçlü olmaları gereklidir. Avukatlığın kamu hizmeti ve adaletin de herkese lazım olduğu unutulmaksızın, mesleğimizle ilgili mali politikalarının yeniden ele alınması ve düzenlenmesi gereklidir. Bu bağlamda, geçtiğimiz yıl sonuna doğru belirlenmiş olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi günümüzdeki ekonomik koşullarda düşük kalmış, bu tarifenin güncellenmesi zorunlu hale gelmiştir. Geçtiğimiz süreçte pandemi altında hak savunması yapan avukatlar, çok büyük sıkıntılar yaşadı. Süreler durdu, duruşmalar ertelendi, bürolar kapandı, büyük giderler… Avukatlar çaresiz kaldı. Bürosunu açmakta dahi zorlanan ve halen evden çalışan çok sayıda meslektaşımız yalnız kaldı. Tüm bunlara rağmen meslektaşlarım hak savunmasını yapmıştır, yapmaya da devam etmektedir.
HUKUK DEVLETİ VE BAĞIMSIZ YARGI, HAK ARAMA ÖZGÜRLÜĞÜ İLE VAROLUR. HAK ARAMA ÖZGÜRLÜĞÜNÜN TEMEL TAŞI, AVUKATLARDIR. MESLEĞİNİ İFA EDERKEN AVUKATA ŞİDDETE MARUZ KALMAMASI İÇİN GEREKLİ ÖNLEMLER ALINMALIDIR.
Hukuk devleti ilkesi ve bağımsız yargı içerisinde adaletin gerçekleşmesi, hak arama özgürlüğü ile var olabilir. Hak arama özgürlüğünün gerçekleşmesinin temel taşı, bağımsız hak savunucusu avukatlardır. Avukatlar, temsilcidir, kesinlikle taraf değildir. Bu nedenle avukata karşı şiddeti lanetliyoruz. Mesleğimizi ifa ederken şiddete maruz kalmamamız için gerekli önlemlerin alınmasını talep ediyoruz. Bu konuda özellikle adliyelerde ve haciz mahallinde güvenliğimizin sağlanması gereklidir.
Yargının istinaf ile birlikte iyice hantal bir yapıya büründüğü açıktır. Uzayan ve bitmeyen davalar adalete inancı azaltan önemli bir unsurdur. Bu noktada, avukatların görülmekte olan uyuşmazlığın çözümünde gerekli delillere ulaşabilmesinin, bilgi ve belgeleri inceleyebilmesinin önündeki engeller ve keyfi uygulamalar kaldırılmalıdır. Aynı şekilde, Yargı’nın saymakla bitmeyen sorunlarının çözümü için, alternatif çözüm yollarına harcanan enerjinin, en azından küçük bir bölümünün de gerçek Yargı’ya harcanması gerektiği açıktır. Yargı daha da dibe çökmeden hızla ve gerektiği şekilde düzenlemeler yapılmalıdır.
Yargı mensupları dahi Yargı’ya müthiş derecede güvensizlik duyuyorsa, artık bunu görmemezlikten gelmemeliyiz. Israrla liyakat ve ehliyet diyoruz. CMK ve Adli Yardım ile ilgili olarak avukatlarımız feragatle çalışmaktadır. Ancak CMK ücretlerinin, avukatlık asgari ücret tarifesi düzeyine getirilmesi, adli yardım konusunda da ödeneklerin pandemi süreci baz alınarak değil mevcut ekonomik kriz nedeniyle çok yoğun talebin varlığı dikkate alınarak derhal güncellenmesi gereklidir.
Kamu avukatlarının yıllardan beridir süre gelen, kronikleşmiş ve bir türlü çözüme kavuşturulamayan sorunlarının çözüme kavuşturulması ve kamu avukatlarının üstlendiği görev ve sorumluluklarına, ifa ettiği mesleğin kutsallığına yakışır bir biçimde sonuçlandırılması en büyük temennimizdir. Nitekim hukuk fakültesi mezuniyet şartı bulunan ve kamuda ifa edilen diğer mesleklerin neredeyse tamamı kariyer meslek grubundayken kamu avukatlarının statülerinin mesleklerine yakışmayacak şekilde bu zamana kadar halen belirlenmemiş olması, kamu avukatları ile kariyer meslek grubunda olan diğer hukukçu kamu görevlilerinin özlük ve maaşları kıyaslandığında kamu avukatlarının yıllardır unutulduğu, sorunlarının ne denli büyüdüğü ve bu sorunların çözümünün ivedi olduğu açıkça görülmektedir.
Stajyer avukatlarımızın ve bağlı çalışan avukatlarımızın özlük hakları konusunda yasal düzenlemeye ihtiyaç olduğu açıktır. Meslektaşlarımızı güvence altına alacak bir düzenleme hızla yapılmalıdır.
POPULİST VE SİYASİ GEREKÇELERLE AÇILAN HUKUK FAKÜLTELERİ, MESLEĞİMİZİ VE YARGIYI TÜKENME NOKTASINA GETİRMİŞTİR.
Mesleğimiz ve yargının bütünüyle ilgili ciddi sorunların temelindeki nedenlerin başında hukuk fakültesi sayısındaki plansız artış ile hukuk fakülteleri kontenjanlarının çok fazla oluşu gelmektedir. İhtiyacın çok fazlasındaki hukuk fakülteleri ve kontenjan sayıları ile ilgili politik ve popülist yaklaşımla hareket edilmemelidir. Bu konuda derhal ve gerektiği gibi bir önlem alınmalıdır.Her zaman ve her koşulda hak savunmasını gerçekleştiren, bağımsız yargının ve hukuk devletinin tarafı olan kıymetli meslektaşlarımın 5 Nisan Avukatlar Günü kutlu olsun. Bu vesile ile ebediyete intikal etmiş bütün avukat meslektaşlarımı rahmetle anıyorum.Çok daha güzel günlerde 5 Nisanları yaşamak ümidiyle…
Gelecek Partisi’nden tüm barolara mektup: Siyaset felsefemizin en temel dayanağı adalettir!
Gelecek Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu, 5 Nisan Avukatlar Günü münasebeti ile Türkiye’deki tüm Baro Başkanlıklarına ve Gelecek Partisi kadrolarındaki avukatlara kutlama mesajı gönderdi. Ahmet Davutoğlu imzası ile gönderilen mektupta yargı bağımsızlığı, hukuk ve adalet vurguları yapıldı.
“Devlet tahayyülümüzün, hukuk anlayışımızın ve siyaset felsefemizin en temel dayanağı adalettir” diyen Davutoğlu, mektupta şunları kaydetti:
“Bağımsız savunma, bağımsız ve tarafsız yargıda, bağımsız ve tarafsız yargı, hukuk devletinde, hukuk devleti demokraside hayat bulur ve yaşar.
Şüphesiz demokratik hukuk devletinin olmazsa olmazları birbirlerini dengeleyen ve denetleyen yasama, yürütme ve yargı erkleridir. Yargının birbirini tamamlayan üç unsuru ise iddia, savunma ve yargılamadır. Sonuç itibariyle savunma, savunma görevini ifa eden avukatlar ve avukatların anayasal, yasal yapılanması olan barolar, demokratik bir hukuk devletinin ayrılmaz birer parçası ve hatta varlık sebebidirler.
Bir sistemin içinden savunmayı çekip alırsanız ya da savunmayı işlevsiz hale getirirseniz yahut evrensel temel hukuk ölçütleri dışında bir savunma kurgularsanız artık o sistemde demokratik hukuk devletinden söz edemezsiniz.
Halbuki demokratik hukuk devleti, insanlığın binlerce yıllık deneyimi, birikimi ve mücadelesi sonucu elde edilmiş en ideal devlet modelidir.
Ülkemizde de 85 milyon vatandaşımızı hukukun üstünlüğü, insan hakları çerçevesinde, bütün farklarına rağmen, farklılıklarını zenginlik kabul ederek bir arada tutacak ve çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine taşıyacak olan devlet modeli de şüphesiz demokratik hukuk devletidir.
Böyle bir devlet ve böyle bir devlette farklılıklara rağmen birlikte yaşamak, adaletle, adaletin tesisi ise –hâkimi, savcısı, avukatı ile- nitelikli ve teminat altındaki hukukçular marifetiyle mümkündür. Yine böyle bir devlette hâkimin, savcının ve avukatın yaptıkları işle, yüklendikleri sorumlulukla ve aldıkları riskle orantılı bir koruma, güvence ve imkânlar içinde olmaları gerekir ve bu beklenir.
Gelin görün ki, ülkemizdeki adalet açığı ve toplumun adalet ihtiyacı, acil bir hâl almıştır. Adaletin örselendiğine, devlet düzeninin ve toplumsal barışın temelinden sarsıldığına üzülerek şahitlik etmekteyiz.
Gelecek Partisi, ülkemizdeki ekonomik, siyasal ve sosyal sorunların temelinde hak ve adaletten uzaklaşmanın yattığının farkındadır. Bu nedenle devlet tahayyülümüzün, hukuk anlayışımızın ve siyaset felsefemizin en temel dayanağı adalettir.
Gelecek Partisi, hem devletin kurallara riayet etmesinde hem de kuralların demokratik içeriğinde insanımızın hak ettiği hukuk devleti standartlarına ulaşmayı hedeflemektedir. Ülkemizde huzurun, refahın ve adalete dayalı tam demokrasinin yerleşmesinin vazgeçilemez ön şartı, hukuk devletinin bütün çağdaş kural, ilke ve teamülleriyle işlemesidir. Bu bağlamda avukatlar; hak arama özgürlüğünün, savunma hakkının ve hukuk devletinin en temel güvencesidir. Toplumun bir arada yaşamasını sağlayan en temel değer adalet ise, adaletin temel unsuru da avukat ve avukatlık mesleğidir. Bireylerin rahatlıkla avukata ulaşamadığı, avukatın da tam bir bağımsızlık ve özgürlük içinde ve etkili şekilde mesleğini yürüterek yargılama faaliyetine katılamadığı bir toplumda, adil yargılama hakkından söz edilemez. Bu bakımdan avukatın her tür kamu kurumu ve kamu gücü karşısında hiçbir zorlukla karşılaşmadan mesleğini ifa edebilmesi gerekir. Bu anlamda Gelecek Partisi olarak yargının diğer kurucu unsurları ile birlikte avukatların da mesleki, sosyo-ekonomik sorunlarının halledilmesiyle ilgili engellerin ivedilikle kaldırılmasını savunuyor ve bu yönde atılacak adımları destekliyoruz.
Bu vesileyle, şahsınızın, yönetim kurulu üyesi meslektaşlarınız ile baronuzun üyesi adalet savaşçısı tüm avukatların 5 Nisan Avukatlar Günü’nü tebrik ediyor, daha adil, daha müreffeh bir Türkiye’yi birlikte inşa edebilme ümit ve dileğiyle, şahsınızda baronuzun mensuplarını sevgi ve saygı ile selamlıyorum.”