Kayseri OSB Başkanı Yalçın, İSO İlk 500 2023 Listesine Giren Kayserili Firmaları Kutladı
İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından her yıl düzenli olarak gerçekleştirilen “Türkiye’nin İlk 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2023” araştırma sonuçları açıklandı.
2023 yılı İSO ilk 500 listesinde 14 Kayseri firması yer aldı. Çoğunluğu Kayseri OSB’de yerleşik olan Kayseri firmalarından HES Hacılar’ın ilk sırada yer aldığı listede, Kayseri Şeker Fabrikası ikinci, Hasçelik Kablo ise üçüncü sırada yer aldı. Boyteks Tekstil, bu sene listeye yeni giren firmalar arasında yer aldı.
Sıralamaya giren firmaları kutlayan Kayseri OSB Başkanı Mehmet Yalçın, “İSO ilk 500 sıralamasında küresel ekonomide yaşanan tüm zorluklara rağmen bu sene 14 firmamız listeye girmeyi başardı. Böylesine önemli bir listede, ilk 500 büyük sanayi kuruluşu arasında 14 firmayla temsil ediliyor olmak Kayserimiz adına sevindiricidir. Sanayicilerimizin gösterdiği üstün performans, ülke ekonomisinin büyümesini ve kalkınmasını ciddi anlamda desteklemektedir.” dedi.
Sıralamaya giren tüm firmaları kutlayan Kayseri OSB Başkanı Mehmet Yalçın, “İSO ilk 500 sıralamasında yer alan firmalarımızı ülkemiz ekonomisine, ihracatına ve istihdamına sağladıkları büyük katkılardan dolayı tebrik ediyor ve başarılarının devamını diliyorum” diye konuştu.
İSO İlk 500’de 14 KAYSO Üyesi Firma Yer Aldı.KAYSO Başkanı Büyüksimitci, İSO İlk 500’e giren Firmaları Tebrik Etti
İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından her yıl gerçekleştirilen “Türkiye’nin İlk 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2023” araştırma sonuçları açıklandı. Bu sonuçlara göre 2023 yılı İSO ilk 500 listesinde 14 KAYSO üyesi firma yer aldı. Listede HES Hacılar ilk sırada yer alırken, Kayseri Şeker Fabrikası ikinci, Hasçelik Kablo ise üçüncü sırada yer aldı. Geçen yıl İlk 500 sıralamasında yer almayan Boyteks Tekstil, bu sene listeye yeni giren firmalar arasında yer aldı.
Sıralamaya giren firmalarımızı kutlayan KAYSO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Büyüksimitci, “İSO ilk 500 sıralamasında geçen yıl 17 firmamız yer almıştı, küresel ekonomide yaşanan tüm zorluklara rağmen bu sene de 14 firmamız bu listeye girmeyi başardı. Sanayicilerimizin gösterdiği üstün performans, ülke ekonomisinin büyümesini ve kalkınmasını ciddi anlamda desteklemektedir. Bu vesile ile Türkiye’nin gelişip kalkınmasına katkı sunan ve sıralamaya girerek göğsümüzü kabartan, başta üyelerimiz olmak üzere, tüm firmalarımızı can-ı gönülden tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyorum” dedi.
KTO BAŞKANI GÜLSOY, İSO İLK 500’DE YER ALAN KAYSERİLİ FİRMALARI KUTLADI
Kayseri Ticaret Odası (KTO) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Gülsoy, İSO’nun 2023 raporuna göre Türkiye’nin İlk 500 Büyük Sanayi Kuruluşu arasına girmeyi başaran Kayserili 14 Firmayı kutladı. Gülsoy, “Ekonomik konjonktürde sıkıntıların yaşandığı bir dönemde zor şartlar altında dünya ile rekabet ederek ülke ekonomimize katkı sağlamaya çalışan sanayicilerimizi ve tüm çalışanlarını tebrik ediyorum. Şehrimiz ve ülkemiz ekonomisine sağladıkları katkılardan dolayı teşekkür ediyorum.” dedi.
İstanbul Sanayi Odası’nın her yıl hazırladığı Türkiye’nin İlk 500 Büyük Sanayici Kuruluşu’nun 2023 yılı raporu sonuçları açıklandı. Açıklanan sonuçlara göre, listeye Kayseri’den14 firma adını yazdırmayı başardı.
Gülsoy: “Takdire şayan bir performans gösterdiler”
Kayseri Ticaret Odası (KTO) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Gülsoy, yaptığı açıklamada, İSO ilk 500 sıralamasına giren 14 firmayla onur duyduklarını belirtti.
Yaşanan tüm zorluklara rağmen Kayseri sanayicilerin üretime, istihdama ve ihracata devam ederek başarı öyküleri yazdığını belirten Başkan Gülsoy, sözlerini şöyle sürdürdü:
“2023 yılı sanayi sektörümüz adına zorlu bir yıl oldu. Dünyadaki jeopolitik gerilimlerin yüksek seviyede olması sanayi sektörümüzü de etkiledi. Asrın felaketini yaşadığımız 6 Şubat depremleri de sanayimize büyük bir darbe vurdu. Enflasyon, iş yapma koşullarını zorlaştırdı. Yaşanan tüm bu olumsuzluklara rağmen Kayseri’den firmalarımızın listede yer almasının anlamı ve önemi bizler için çok büyüktür. Bu firmalarımız çalıştılar, ürettiler, insanlarımıza iş ve aş sağladı. Sanayicilerimiz 2023 yılının zorlu koşullarında takdire şayan bir performans ortaya koydu. Teknolojiye dayalı, nitelikli, katma değer üreten bir performans sergiledi. Geçen yıl 17 firmamız listede yer almıştı. İnşallah önümüzdeki dönemde bu sayının daha da artacağına inanıyorum. Çünkü Kayseri’de bu potansiyel var. Yeter ki; inancımızı kaybetmeden üretmekten vazgeçmeden, işimizi en iyi şekilde yapmaya devam edelim. Biz de Oda olarak bundan önce olduğu gibi bundan sonra da listedeki firmalarımızın sayısının artması için elimizden gelen tüm gücümüzle katkı sunmaya devam edeceğiz. Bu duygu ve düşüncelerle ilimizin ekonomik gelişimi ve kalkınması hedefinde üreterek, ihracat yaparak, iş ve aş sağlayarak katkıda bulunan, başarı öyküleri yazmaya devam eden firmalarımızın yöneticilerini, çalışanlarını ve tüm emeği geçenleri yürekten kutluyor, başarılarının devamını diliyorum.”
Sıra No |
Üretimden Satışlara Göre Genel Sıra No |
Sıra Değişimi | Kuruluş Adı | Üretimden Satışlar (Net) |
|
Yıllar | |||||
2023 | 2022 | ||||
1 | 91 | 105 | 14 | HES Hacılar Elektrik San. ve Tic. A.Ş. | 13.617.381.950,00 TL |
2 | 98 | 163 | 65 | Kayseri Şeker Fabrikası A.Ş. | 13.146.822.995,00 TL |
3 | 116 | 108 | -8 | Hasçelik Kablo San. ve Tic. A.Ş. | 11.514.477.824,00 TL |
4 | 129 | 115 | -14 | Mega Metal San. ve Tic. A.Ş. | 10.611.448.349,00 TL |
5 | 176 | 188 | 12 | YATAŞ Yatak ve Yorgan San. Tic. A.Ş. | 7.919.378.599,00 TL |
6 | 210 | 241 | 31 | İstikbal Mobilya San. ve Tic. A.Ş. | 6.864.577.231,00 TL |
7 | 229 | – | – | – | – |
8 | 274 | 333 | 59 | Bellona Mobilya San. ve Tic. A.Ş. | 5.467.575.736,00 TL |
9 | 359 | 378 | 19 | Femaş Metal San. ve Tic. A.Ş. | 4.158.049.183,00 TL |
10 | 398 | 339 | -59 | Sersim Dayanıklı Tüketim Malları San. ve Tic. İbrahim Ustaoğlu Mehmet Ustaoğlu Koll. Şti. | 3.721.325.379,00 TL |
11 | 406 | 373 | -33 | Boyçelik Metal San. ve Tic. A.Ş. | 3.656.098.835,00 TL |
12 | 419 | 419 | 0 | Form Sünger ve Yatak San. Tic. A.Ş. | 3.506.671.127,00 TL |
13 | 486 | 413 | -73 | ERBOSAN Erciyas Boru San. ve Tic. A.Ş. | 3.036.422.344,00 TL |
14 | 490 | – | – | Boyteks Tekstil San. ve Tic. A.Ş. | 3.029.278.313,00 TL |
BAŞKAN BÜYÜKKILIÇ, ÜRETİMİN ÜSSÜ KAYSERİ’DE SANAYİ DEVLERİNİ TEBRİK ETTİ
Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından her yıl gerçekleştirilen ‘Türkiye’nin İlk 500 Büyük Sanayi Kuruluşu’ araştırmasının 2023’teki listesinde yer alan 14 Kayseri firmasını tebrik etti.
Sanayi ve ticaret şehri Kayseri, Türkiye’nin üretim ve ihracatına önemli katkılar sağlamaya devam ederken, “Türkiye’nin İlk 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2023” listesinde 14 Kayserili firma yer aldı.
Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, konu ile ilgili yaptığı açıklamada, 14 Kayserili firmanın İSO 500 listesinde yer alma başarısından dolayı tebriklerini iletti.
Kayseri’nin sanayi ve ticaret alanında Türkiye Yüzyılı’nda köklü geçmişinden aldığı güçle çalışmalarını sürdürdüğünü ifade eden Başkan Büyükkılıç, “Sanayici ve iş adamlarının istikrarlı başarısı bir kez daha göğsümüzü kabarttı. Tüm sanayicilerimizi yürekten tebrik ediyorum” dedi.
Büyükkılıç, üretime katkı sağlayan firmaları tek tek tebrik ederek, şunları söyledi:
“Listede yer alan HES Hacılar Elektrik San. ve Tic. A.Ş., Kayseri Şeker Fabrikası A.Ş., Hasçelik Kablo San. ve Tic. A.Ş., Mega Metal San. ve Tic. AŞ., YATAŞ Yatak ve Yorgan San. Tic. A.Ş., İstikbal Mobilya San. ve Tic. A.Ş., ismi açıklanmayan firma, Bellona Mobilya San. ve Tic. A.Ş., Femaş Metal San. ve Tic. A.Ş., Sersim Dayanıklı Tüketim Malları San. ve Tic. İbrahim Ustaoğlu Mehmet Ustaoğlu Koll. Şti., Boyçelik Metal San. ve Tic. A.Ş., Form Sünger ve Yatak San. Tic. A.Ş., Erbosan Erciyas Boru San. ve Tic. A.Ş. ile Boyteks Tekstil San. Ve Tic. A.Ş. firmalarımızı başarılarından dolayı yürekten kutluyorum.”
Kayseri’nin yatırımda lider şehir olduğunun altını çizen Başkan Büyükkılıç, “7 bin yıllık ticari geçmişi olan kadim şehrimiz, ticaretin ve endüstrinin merkezi olmaya devam ediyor. Yatırımda lider olmaya, yatırımdan yatırıma koşmaya devam ediyoruz. Hem şehrimizin hem de ülkemizin üretimine önemli bir katkı sunan, gururumuz olan firmalarımızı tebrik ediyor, üretim ve istihdam yolunda başarılarının devamını diliyorum” şeklinde konuştu.
SpaceX’TE TÜRKSAT 6A HAREKETLİLİĞİ
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türksat 6A’nın Amerika’nın Florida eyaletindeki SpaceX tesislerinde fırlatma öncesi testlerinin tamamlanma aşamasına geldiğini bildirerek, “Yüzde 80’in üzerinde bir yerlilik oranı ile ülkemizin en büyük Ar-Ge projesinde son aşamaya geldik ve her şey takvime uygun olarak ilerliyor. İki hafta içerisinde uydumuzu uzaya göndereceğiz. Ülkemiz için bir dönüm noktası olacak Türksat 6A’nın başarıyla hizmete alınması sonrasında Türkiye, uzay yarışında yeni bir döneme girecek” dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye’nin ilk yerli ve milli haberleşme uydusu Türksat 6A’nın Amerika’nın Florida eyaletindeki SpaceX tesislerinde fırlatma gününü beklediğini kaydederek fırlatma öncesi testlerinin de tamamlanma aşamasına geldiğini bildirdi. Türksat 6A uydusunun entegrasyon ve testlerinin, 10 yıllık bir süreçte Türksat ve TUSAŞ iş birliğiyle ülkemize kazandırılan Uzay Sistemleri Entegrasyon ve Test (USET) Merkezi’nde gerçekleştirildiğini anımsatan Uraloğlu, Türksat 6A’yı, Türksat’ın yanı sıra TÜBİTAK Uzay, ASELSAN, TUSAŞ ve C2TECH’in katkılarıyla en yüksek yerlilik oranıyla ürettiklerinin de altını çizdi.
SpaceX Falcon 9 Roketiyle Fırlatılacak
Türksat-6A Uydu Projesi’nin gereksinimler doğrultusunda ve proje takvimine göre süren faaliyetlerinin proje paydaşları ve ilgili kurumlarca yakından da takip edildiğini vurgulayan Uraloğlu, Türksat uydularının yedekliliğini sağlayacak ve mevcut kapasiteyi artıracak Türksat 6A’nın 6 Haziran’da SpaceX tesislerine ulaştığını kaydederek, “Nakliye işlemlerinin tamamlanması sonrasında başlatılan fırlatma aşaması testleri de tamamlanma aşamasına geldi. Mevcut proje takvimine göre temmuz ayı ikinci haftasının başında Türksat 6A uydumuzu Space X firmasının Falcon 9 tip roketiyle uzaya göndermeyi planlanıyoruz. Şunu rahatlıkla söyleyebiliyoruz ki; yüzde 80’in üzerinde bir yerlilik oranı ile ülkemizin en büyük Ar-Ge projesinde son aşamaya geldik ve her şey takvime uygun olarak ilerliyor” diye konuştu.
4∞ Form: İlaç endüstrisi için sürdürülebilir seçenekler sunan devrim niteliğinde yenilik
Aluflexpack, ambalajlama sektörü için öncelikli olarak ilaç endüstrisinde kullanılacak ancak kendisine daha geniş bir kapsamda da uygulama alanı bulabilecek devrim niteliğinde bir yenilik geliştirdi.
4∞ Form, tamamen lake alüminyum kullanılarak üretilen farmasötik bir blister ambalajdır. Bu da geri dönüşüm için ideal olduğu, etkin koruyucu özelliklere sahip olduğu ve yakın zamanda kabul edilen Ambalaj ve Ambalaj Atıkları Yönetmeliği (PPWR) gibi mevcut ve muhtemel farmasötik ve ambalajlama mevzuatıyla uyumluluk gösterdiği anlamına geliyor.
4∞ Form öncelik olarak ilaç endüstrisinde kullanılmak üzere tasarlandı ve bu endüstride tablet, kapsül ve benzeri ürünlerin ambalajlanmasında kullanılan OPA/AL/PVC (cold form) veya PVC/PVDC (thermoform) gibi mevcut çözümlerin yerini alabilir. Burada öne çıkan nokta, yenilikçi Aluflexpack ambalajının tamamen lake alüminyumdan yapılmış olması. Ürün adının da atıfta bulunduğu gibi alüminyum, ambalaj endüstrisinde ürün güvenliği ve ürün kalitesinin korunması ile ilgili olan son derece önemli özellikleri kaybetmeden sınırsız veya sonsuz geri dönüştürülebilen bir malzeme.
Alüminyum son derece hafif olmasının yanı sıra hem yüksek hem de düşük sıcaklıklara karşı dayanıklı olabilir. Nem, ışık, oksijen ve diğer gazlarla birlikte bakteri ve mikroorganizmalara karşı %100 koruma sağlar. Bu nedenle esnek alüminyum ambalaj içindeki ürünler çok daha uzun bir raf ömrü sunuyor.
Aluflexpack CEO’su Johannes Steurer yeni üründen büyük memnuniyet duyuyor:
“40 yılı aşkın süredir alüminyum bazlı ürünler geliştiren bir esnek ambalaj şirketi olarak koruma faktörü başta olmak üzere alüminyumun sunduğu bütün özelliklerin arkasındayız. Müşterilerimizle sürekli olarak iletişim halindeyiz ve ambalajlama yolculuklarında onlara yardımcı olmak için alüminyumu kullanabileceğimiz farklı yolları araştırıyoruz. Pazara yön veren yeni regülasyonlar bizleri daha önce kimsenin yapmadığı bir şeyi denemeye teşvik etti: ilaç endüstrisi için yeni, tamamen geri dönüştürülebilir bir ürüne lake alüminyum formu vermek! Güçlü tedarikçi ve iş ortağı ağımızı, daha da önemlisi Ar-Ge departmanımızın deneyimini ve derin endüstriyel bilgisini kullanarak, ilaç pazarını yeni ve daha sürdürülebilir bir yönde şekillendirebilecek yeni bir çözüm bulmayı başardık.” dedi.
Ürün; şekil, baskı ve markalama dahil olmak üzere müşterilerin tüm ihtiyaçları için uyarlanabiliyor ve sunduğu güçlü koruma nedeniyle antibiyotikler ve reçetesiz satılan ilaçlar gibi farklı ürünlerin ambalajlanmasında kullanılabiliyor.
Aluflexpack, çok sayıda sertifika ile belgelendirdiği üzere sürdürülebilirlik konusunda son derece kararlı. Aluflexpack, 2024 Mayıs ayında sürdürülebilirlik performansını çevre, işçi ve insan hakları, sürdürülebilir tedarik ve etik olmak üzere dört ana hususta değerlendiren EcoVadis tarafından altın madalya ile ödüllendirildi. Aluflexpack böylelikle baskı endüstrisinde EcoVadis tarafından değerlendirilen şirketler arasında ilk %1’lik dilimde yer aldı. Aluflexpack ayrıca, Avrupa Birliği Ambalaj ve Ambalaj Atıkları Yönetmeliğine (PPWR) tam uyum sağlayan döngüsel çözümler geliştiriyor. Ek olarak şirket, çevre üzerindeki olumsuz etkileri en aza indirme çabalarında Bilimsel Tabanlı Hedefler girişimine (Science-Based Targets initiative) de bağlılığını sürdürüyor.
Anadolu Isuzu, İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) ”Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu- 2023” araştırmasında bir önceki yıla göre 62 sıra birden yükseldi. 40. yılında bir büyük başarı daha elde eden Anadolu Isuzu, ISO listesinde istikrarlı büyümesini sürdürüyor.
Türkiye’nin ticari araç markası Anadolu Isuzu, İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) ”Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” 2023 yılı araştırma sonuçlarına göre konumunu 62 sıra birden yükseltti. 2022 yılında 205’inci sırada yer alan Anadolu Isuzu, 2023 yılını 143’üncü sırada tamamlayarak istikrarlı büyümesine devam etti.
“40. Yılda hedefimize adım adım yaklaşıyoruz”
Anadolu Isuzu Genel Müdürü Tuğrul Arıkan markanın başarısıyla ilgili şunları söyledi: “Anadolu Isuzu olarak, hedefimiz her zaman markamızı büyüterek, değerlerimizi ve şirket kaynaklarımızı geliştirerek yolumuza devam etmek… İstikrarlı büyümemizi yurt içi ve yurt dışı pazarlarda sürdürüyoruz. Otomotiv endüstrisinde öncü marka kimliğimizle yeni trendler belirlerken, ekonomimize büyük katkı sunuyoruz. Sürdürülebilirlik ve verimlilik felsefemizle yenilikçi ve çevreci araçlar üreterek farklı pazarlardaki müşteri beklentilerini en üst düzeyde karşılıyoruz. 40. yılımızda başarılarımızın katlanarak artması ve bu başarının yeniden tescillenmesi çıktığımız yolda attığımız doğru adımların bir göstergesi. ISO 2023 araştırmasında 62 sıra birden yükselmenin haklı gururunu yaşıyoruz. Anadolu Isuzu, otomotiv sektöründe marka değerini her geçen yıl yükseltiyor. Şirketimizin bu seviyelere gelmesinde katkıları bulunan tüm çalışma arkadaşlarıma, bayi ve servis teşkilatımıza, tedarikçilerimize ve diğer tüm paydaşlarımıza teşekkür ediyorum.”
Akıllı KOBİ, üç yılda 300 binin üzerinde KOBİ’ye erişti
27 Haziran Dünya KOBİ Günü dolayısıyla açıklamalarda bulunan Akıllı Kobi İcra Kurulu Üyesi Ümit Öncel; Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) himayesinde hayata geçirilen Akıllı Kobi’nin üç yılda 300 binin üzerinde KOBİ’ye eriştiklerini ve Türkiye’nin çeşitli illerinde gerçekleştirdikleri konferanslarla 60 KOBİ’ye 600 bin TL üzeri değerde dijitalleşme çözüm paketlerini ücretsiz olarak sağladıklarını belirtti.
Türkiye ekonomisi gücü çok büyük oranda KOBİ’lere dayanıyor. Türkiye’deki tüm işletmelerin yüzde 99,8’ini oluşturan KOBİ’ler, toplam istihdamın yüzde 77’sini ve katma değerin yüzde 27’sini yaratarak ekonomiye değer katıyor.
27 Haziran Dünya KOBİ Günü vesilesiyle açıklamalarda bulunan Akıllı KOBİ İcra Kurulu Üyesi Ümit Öncel, “KOBİ’lerin karşılaştığı en büyük zorluklardan biri finansmana erişim. Finansman kaynaklarına ulaşmak hem maliyetli hem de süreçleri uzun olduğu durumlarda KOBİ’lerin yatırım yapmasını ve büyümesini zorlaşıyor. Diğer önemli engel ise tüm dünyada etkisi her geçen gün daha da fazla hissedilen dijital dönüşüme ayak uydurmak konusunda yaşanan zorluklar. Teknolojinin hızlı gelişimi KOBİ’lerin dijital araçları kullanmayı öğrenmesini ve işletmelerini bu değişime adapte etmelerini zorunlu kılsa da kendilerine uygun dijital dönüşüm çözümlerini ayırt edememek bu süreçte KOBİ’lerin dönüşüm hızını büyük oranda yavaşlatıyor. Akıllı KOBİ, dijital dönüşüm başta olmak üzere, yeşil dönüşüm ve sürdürülebilirlik gibi konularda KOBİ’lerin bilgi, rehberlik ve kendilerine uygun, doğru araç-gerece ulaşmalarını sağlıyor” dedi.
“KOBİ’leri Türkiye’nin dijital dönüşümünün bir parçası olmaya davet ediyoruz”
Akıllı KOBİ İcra Kurulu Üyesi Ümit Öncel, TOBB’un himayesinde Akıllı KOBİ’nin Türkiye’nin kalkınma hamlesinde önemli bir rol oynamayı ve KOBİ’leri güçlendirerek ülke ekonomisinin daha da gelişmesine katkıda bulunmayı hedeflediğini söyleyerek: “Akıllı KOBİ Platformu’nun sunduğu imkanlarla KOBİ’ler, potansiyellerini tam anlamıyla kullanarak daha hızlı büyüme imkanı yakalıyor ve ülke ekonomisine sağladıkları katkıları daha üst seviyelere çıkartabiliyor. KOBİ’lere sunduğumuz tüm bu destek ve katkıların etkisiyle, daha güçlü KOBİ’lerle gelecek çağa damgasını vuracak Türkiye’nin inşasında payımız olduğu için mutluluk ve gurur duyuyoruz. Bu vesileyle TOBB’a kayıtlı olan 2 milyon KOBİ’mizi Akıllı KOBİ Platformu’na üye olarak Türkiye’nin dijital dönüşüm seferberliğinin bir parçası olmaya, Akıllı KOBİ’yi sosyal medya hesaplarından takip ederek güncel etkinliklerden, KOBİ’lere özel kampanyalardan, yayın ve içeriklerden haberdar olmaya davet ediyoruz” dedi.
TÜBİSAD Plus’ın yeni bölümünün konusu: Kurumların Çevre- Sosyal ve Yönetişim (ESG) Çalışma Prensipleri
TÜBİSAD’ın yüksek teknoloji dünyasının nabzını tuttuğu YouTube serisi TÜBİSAD Plus’ın yeni bölümü yayınlandı. Serinin 33’üncü bölümünde TÜBİSAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı, Equinix Türkiye Genel Müdürü Aslı Güreşcier ile Hitachi Vantara Ülke Müdürü Aslı Arısal kurumların çevre- sosyal ve yönetişim (ESG) çalışma prensiplerini konuşuyor.
TÜBİSAD Plus’ın yeni bölümünde Hitachi Vantara Ülke Müdürü Aslı Arısal, TÜBİSAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı, Equinix Türkiye Genel Müdürü Aslı Güreşcier’in sorularını yanıtlıyor.
Kurumların kendi faaliyet alanlarına ve belli uluslararası standartlara göre metrikler belirleyerek çevresel, sosyal ve yönetim alanlarında çalışmalar yürüttüklerini söyleyen Aslı Güreşcier, araştırmalar gösteriyor ki bu uygulamaların benimsenmesi sürdürülebilir ve etik bir iş dünyasının oluşturmasına çok ciddi katkılar sağlıyor diyor ve Aslı Arısal’a Hitachi Vantara’nın ESG stratejilerini nasıl belirlediklerini, bu stratejileri şirketin uzun vadeli hedefleriyle nasıl uyumlu hale getirdiklerini soruyor.
Hitachi Vantara’nın 1910 yılında kurulan Hitachi Limited’in bir iştiraki olduğunu söyleyen Hitachi Vantara Ülke Müdürü Aslı Arısal, “Japonya temelli bir uluslararası holding olan Hitachi, bilgi teknolojileri, enerji, ulaşım, sağlık, finans gibi pek çok alanda faaliyet gösteren bir şirketler topluluğu. Hitachi Vantara, bu küresel şirketler ağından da yararlanarak topluma dijital, çevreci, yenilikçi birçok çözüm sunuyor. Şirketimiz müşterilerimizin uzun vadeli, çevresel, sosyal, yönetişim hedeflerini destekleyen, bunları sürdürebilir kılan, hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olan ürün ve çözümler geliştiriyor. Ürünlerimizin kullanılmasıyla 2024 yılının sonunda 100 milyon ton karbon emisyonunu azaltmayı hedefliyoruz. Operasyonlarımızda da 2030 yılına kadar karbon nötr olma taahhüdümüz var. Bunun yanı sıra yine 2030 yılında değer zincirimizdeki emisyonları yarıya indirmeyi hedefliyor ve 2050 yılında da değer zincirimizin tamamında karbon nötr olacağımızı taahhüt ediyoruz. Enerji, ulaşım, endüstri gibi operasyonel teknolojileri içinde barındıran bir topluluk burası. Üretken yapay zekayı teknolojide kullanan yeniden bir yapılanma içerisine girdik. Bu yeniden yapılanma sürecinde Hitachi Vantara, kurumlara gelişmiş veri altyapısı ve yenilikçi teknolojiler sunuyor. ESG stratejilerini belirlerken de çok kapsamlı bir süreç izliyoruz. Her yıl ESG Önemlilik Değerlendirmesi dediğimiz bir çalışmayla buna bakıyoruz, çıktılarını da tüm paydaşlarla ve toplumla paylaşıyoruz. En önemli şeylerden bir tanesi bu. Bu süreç sürdürülebilirlik uzmanı tarafından yönetiliyor” diyor.
Calculum ve Faturalab, Tedarik Zinciri Dinamiklerinde Devrim Yaratacak Yenilikler Geliştirmek İçin Stratejik Ortaklık Kuruyor
Miami, FL – İstanbul, TR – 26 Haziran 2024 – Bilim odaklı, yapay zeka destekli tedarik zinciri analitiği öncüsü Calculum ve işletme sermayesi optimizasyonunda uzmanlaşmış lider fintech platformu Faturalab, tedarik zinciri yönetimini dönüştürmeyi amaçlayan stratejik bir ortaklık duyurmaktan mutluluk duyar.
Bu işbirliği, Calculum’un işletme sermayesi yaratmadaki ileri teknolojisini, alıcılar, tedarikçiler ve finansal kuruluşlar arasında güvenilir bir aracı olarak Faturalab’ın rolüyle birleştiriyor. Güçlerini birleştirerek, iki şirket, işletmelere tedarik zinciri verimliliklerini, karlılıklarını ve dirençlerini artırma konusunda güç kazandırmayı amaçlıyor.
Calculum CEO’su ve kurucu ortağı Oliver Belin, “Faturalab’ı Türkiye’deki ilk ortağımız olarak seçtik çünkü tedarik zinciri alanında inovasyonu ve verimliliği artırma konusunda ortak hedefleri paylaşıyoruz,” dedi. “Bu stratejik işbirliği sayesinde, işletmelere işletme sermayelerini optimize etmek ve tedarik zinciri zorluklarını etkili bir şekilde aşmak için güçlü araçlar ve içgörüler sağlayacağız.”
Faturalab CEO’su ve kurucu ortağı Emre Aydın, ortaklığın önemini vurguladı ve şöyle dedi: “Alıcılar, tedarikçiler ve finansal kuruluşlar arasında bir platform olarak, Faturalab tedarik zinciri ekosistemi boyunca sorunsuz şekilde işlemleri kolaylaştırmak ve işbirliğini teşvik etmekte kritik bir rol oynamaktadır. Calculum ile birlikte, işletmelerin bugünün rekabetçi ortamında başarılı olmasını sağlayacak dönüşüm çözümleri sunmaya hazırız ve Türk ihracatçı ve ithalatçılarının yeni işletme sermayesi yaratmasına yardımcı olacağız.”
Avrupa ve Amerika genelinde faaliyet gösteren Calculum ve Faturalab, tedarik zinciri alanında pozitif bir değişim yaratmak için güçlü konumdalar. Birleşik uzmanlıkları ve teknoloji çözümleri, işletmelerin tedarik zinciri karmaşıklıklarını güvenle ve çeviklikle aşmalarını sağlayacak.
Drupa 2024 Matbaa, Ambalaj ve Baskı Teknolojileri Fuarı, 28 Mayıs ile 7 Haziran tarihleri arasında Almanya Düsseldorf’ta gerçekleşti. Temsil ettiği Xerox, Epson, Efi, Sutec, Kongsberg, Duplo markaları ile Türkiye’nin dijital baskı teknolojilerindeki lider firması Lidya Grup, 6 markası ile Drupa Fuarı’na katıldı.
Almanya’da düzenlenen Drupa Fuarı’ndaki gelişmeleri değerlendiren Lidya Grup Satış Direktörü Adem Öz, şunları söyledi:
“Drupa Fuarı’na Lidya Grup olarak temsil ettiğimiz 6 markamız ile katıldık. Genel olarak Drupa fuarını değerlendirirsek, sekiz yıl aradan sonra yapılan Drupa Fuarı’nda, geçmiş yıllara göre markaların katılımları ve şovlar biraz zayıf olsa da, gayet başarılı bir fuar oldu. Fuarda, dijital baskı sonlandırma makinelerine olan ilgi yüksekti. Endüstriyel üretim tesislerinde ileri teknolojiyle bir yandan işletim, diğer yandan personel maliyetleri düşüren, markalara talep mevcuttu. Fuara, vize problemleri olmasına rağmen, Türkiye’den ziyaretçiler oldukça yoğun katıldı. Drupa’da Epson, Efi, Kongsberg, Duplo gibi temsil ettiğimiz markaların fuar standları vardı ve Lidya Grup’un yer aldığı bu stantlarda misafirlerin ve ziyaretçilerin ilgisi markaları zirveye taşıdı. Fuar sırasında temsil ettiğimiz global markalar, yeniliklerini ve teknolojide geldikleri son noktaları tanıttı. Örneğin, Efi markası, yüksek hızda çıkardığı hibrit teknolojisini anlattı. Duplo’nun sonlandırıcı kısmında, daha büyük ebatlar ve daha hızlı makinelerin lansmanları gerçekleşti. Epson tarafında gelecekteki ürünlerin prototip kısımları ve yeni teknolojilerin sergisi yapıldı. Kongsberg tarafında, dünyanın en hızlı kesicisi Kongsberg Ultimate’nin demosu ve şovları düzenledi. Temsil ettiğimiz markaların standları, hem Türk müşterilerin, hem de dünyada baskı teknolojileri ile ilgilenen ziyaretçilerin ilgisini oldukça yoğun çekti. Drupa 2024 firmamız ve sektör açısından başarılı ve verimli bir fuar olmuştur. Fuarda ayrıca, özellikle Uzak Doğulu markaların yoğun ilgisi vardı. Uzak Doğulu markalar, bir yandan dijital baskı sektöründe sahip oldukları teknolojileri tanıtırken, diğer yandan dünyayla yeni iş ortaklığı oluşturup kanal yapısını kurma çalışmaları içerisinde oldular.” diye konuştu.
Büyüksimitçi “Yeni Planlı Sanayi Alanları Üzerinde Çalışıyoruz”
Kayseri Sanayi Odası (KAYSO) Haziran Ayı Meclis Toplantısı, meclis üyeleri, meslek komitesi üyeleri, disiplin kurulu üyeleri, yüksek istişare kurulu üyeleri ve TOBB Kayseri Genç Girişimciler İcra Kurulu üyeleri KAYSO meclis salonunda yapıldı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan KAYSO Meclis Başkanı Abidin Özkaya, uzun tatil aralıklarının bazı sektörler için avantaj sağladığını ancak üretim yapan sektörler için dezavantaj oluşturduğunu belirterek, “İşletmelerimiz çalışmasa dahi sabit giderlere katlanmak zorunda kalıyorlar. Üretimden kayıp günlerin maliyetleri verimsizlik, ilave mamul maliyeti ve ürün fiyatlarında artış olarak karşımıza çıkmaktadır. Uzun tatil aralıkları tüm bu olumsuzluklar göz önünde bulundurularak yeniden değerlendirilmelidir” dedi.
Finansmana erişimdeki zorlukların devam ettiğini ifade eden Özkaya, kredi kullanım vade tarihlerinde çok az bir gevşeme olsa da maliyetlerin hala yüksek olduğunu, bunun da üretim ve yatırımın önünde engel teşkil ettiğini söyledi.
Özkaya, yurt dışı pazarlardaki ekonomik durgunluğun, yakın coğrafyamızdaki savaşların ve özellikle Çin menşeili ürünlerin pazar hakimiyetinin artmasının ihracatı olumsuz etkilediğini de söyledi.
Ticari kredi kartlarındaki limit ve taksit sınırlandırmalarının üretimde aramalı tedarikini sıkıntıya soktuğunu belirten Özkaya, “Halen çek ve senedin itibarsızlaştığı bir dönemden geçmekteyiz. Çek ve senet ödeme aracı olmaktan çıkmış vaziyettedir. Kartlardaki bu sınırlama işletmelerimizin alacak kalitesini düşünmekle birlikte, kayıt dışılığın da önünü açmaktadır. Bu konunun ilgili paydaşlarla istişare halinde daha makul bir şekilde çözüleceğine olan inancımızı korumaktayız” diye konuştu.
“Ülke Olarak Üretmekten Başka Çaremiz Yok”
Daha sonra konuşmalarını yapmak üzere kürsüye gelen KAYSO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Büyüksimitci, Türkiye’nin tüm dünyada olduğu gibi yüksek enflasyon başta olmak üzere bir takım ekonomik sorunlarla mücadele ettiğini belirterek, “Ekonomik sıkıntılar gelip geçer, önemli olan bizim sanayiciler olarak üretime devam ediyor olmamız. Ülke olarak güçlü olmak, dünyadaki ekonomik çalkantılardan daha az etkilenmek istiyorsak, bizim ülke olarak üretmekten başka çaremiz yok. Bunun içinde çok çalışmak ve üretim alanlarımızı genişletmek zorundayız” dedi.
“Yeni Planlı Sanayi Alanları Üzerinde Çalışıyoruz”
Oda olarak yeni planlı sanayi alanları üzerinde çalıştıklarını açıklayan Başkan Büyüksimitci, “Türkiye’de sanayi için ayrılan alanın, toplam yüz ölçümüne oranı sadece binde 3 seviyelerinde. Bu oran Fransa’da yüzde 2,5, Almanya’daysa yüzde 4,4 oranında. Yeni planlı sanayi alanları üreterek, ülkemizi hızla daha yukarı oranlara taşımak zorundayız. Oda olarak bunun gayreti çerisindeyiz. Erciyes OSB’mizdeki çalışmalarımız hızla devam ediyor. Hazineye ait parsellerin Erciyes OSB adına tescili kısa bir süre içerisinde tamamlanacak. Yılsonuna kadar özel mülkiyetlerin kamulaştırılması ve imar planlarının hazırlanıp onaylatılmasını da tamamlayabilirsek, 2025’in başında altyapı çalışmalarına başlamış olacağız. İnşallah alt yapıyı da hızlıca tamamlayarak bölgemizi yatırım yapılabilir hale getireceğiz” dedi.
“Sırada İki OSB Daha Var”
İki OSB üzerinde daha çalıştıklarını açıklayan Büyüksimitci, “Bunlardan bir tanesi, Uzay, Havacılık ve Savunma İhtisas OSB, diğeri ise Geri Dönüşüm İhtisas OSB. İnşallah buraların da projelerini tamamlayıp, bir an önce hayata geçirebilirsek, üretime, istihdama ve ihracata, dolayısı ile ülkemizin gelişip kalkınmasına daha fazla destek olacağız” şeklinde konuştu.
“İkiz Dönüşüme Ayak Uyduramazsak İhracatımız Sekteye Uğrayacak”
Başkan Büyüksimitci, “Önümüzde bizleri yakından ilgilendiren çok önemli dönüşüm süreçleri var. İkiz dönüşüm, verimlilik ve sürdürülebilirlik bunların başında geliyor. Bu konulara her fırsatta değinmeye çalışıyorum çünkü, yeşil dönüşüm ve dijital dönüşüme ayak uyduramazsak ihracatımız ciddi manada sekteye uğrayacak, AB ülkeleri ile ticari ilişkilerimiz aksayacak yada yüksek oranlarda vergiler ödemek zorunda kalacağız. Oda olarak sanayicilerimizi bu süreçlere hazırlamak adına onlarca eğitim ve panel düzenledik. Neredeyse her ay bir etkinlik düzenliyoruz. Tüm bu çalışmalarla, yeşil mutabakata hazır bir Kayseri sanayisi hedefliyoruz” dedi.
Kayseri Model Fabrika İyi Bir Fırsat”
Başkan Büyüksimitci, model fabrikaların üretimde verimliliği artırmaya ve dijital dönüşümü sağlamaya yönelik iyi bir fırsat olduğunu belirterek, “Model fabrikalardan eğitim alan firmalarımız kısa bir sürede hiçbir yeni yatırım yapmadan, sadece üretime bakış açısını değiştirerek, verimliliklerini artırıyor. Her zaman ifade ediyorum, Kayseri Model Fabrikadan hizmet alan firmalarımızda yüzde 20 ila yüzde 240 arasında günlük üretim artışı sağlanıyor. Tüm sanayicilerimizi bir kez daha Kayseri Model Fabrika’nın eğitimlerine katılarak üretimde verimliliği artırmaya davet ediyorum” şeklinde konuştu.
TİM tarafından açıklanan “Türkiye’nin ilk 1000 ihracatçısı 2023” listesinde 21 Kayserili firma olduğunu açıklayan Başkan Büyüksimitci, üreterek ve ihracat yaparak ülke ekonomisine katkı sunan tüm firmalara teşekkür edip, başarılarının devamını diledi.
TÜRKİYE’DE YILIN OTOMOBİLİ “Togg T10X” Seçildi
Otomotiv Gazetecileri Derneği (OGD) tarafından bu yıl 9’uncu kez gerçekleştirilen ‘Türkiye’de Yılın Otomobili’ yarışmasında Togg T10X yılın otomobili olarak seçildi. Düzenlenen yarışma sonucunda OGD üyelerinin oylarıyla Togg T10X, 2630 puan alarak finale kalan 7 otomobil arasında birinci oldu.
Otomotiv Gazetecileri Derneği (OGD) tarafından bu yıl dokuzuncu kez düzenlenen ve tüm aşamalarında büyük heyecan yaşanan “Türkiye’de Yılın Otomobili 2024” yarışmasının birincisi Togg T10X oldu. OGD üyesi 63 otomotiv gazetecisinden toplamda 2630 puan alan Togg T10X birinciliğe uzandı.
Otomotiv Gazetecileri Derneği (OGD), tarafından Rahmi Koç Müzesi’nde düzenlenen “Türkiye’de Yılın Otomobili” final gecesi ve ödül töreninde ayrıca 3 farklı kategorideki birinciler de belli oldu. “Yılın Basın Lansmanı” ödülünü Gökçeada’da düzenlenen Renault Austral lansmanı alırken, “Yılın İnovasyonu” ödülü mobilite deneyimini tek bir uygulamada buluşturan “Togg Trumore Dijital Deneyim Platformu” ile Togg markasına ve “Yılın Tasarımı” kategorisi ödülü de Kia EV9’a verildi.
Büyük Heyecana Sahne Oldu
“Türkiye’de Yılın Otomobili” Yarışması’nın ilk etabında; 28 aday otomobil arasından jüri üyelerinin oylarıyla en fazla puan alan 7 otomobil finalde yer almaya hak kazandı. Finale kalan modeller “tasarım, yol tutuş, ergonomi, yakıt tüketimi, emisyon oranları, güvenlik, donanım seviyesi, fiyat-değer oranı” açısından önemli bir sınavdan geçirildi. “Yılın Otomobilini” belirleyen ikinci etapta ise; “BMW 5 Serisi, Chery Tiggo 8 Pro, Hyundai Ioniq 6, Mercedes-Benz E Serisi, Renault Austral, Togg T10X, Toyota C-HR Hybrid” finale kalmaya hak kazandı. Birinci seçilen Togg T10X “Yılın Otomobili” logosunu bir yıl boyunca basın bülteni ve reklamlarında kullanabilecek.
Türkiye’nin “Otomobil Oscarı” olarak adlandırılan Türkiye’de Yılın Otomobili ödülüne layık görülen Togg T10X’in açıklandığı, Rahmi Koç Müzesi’nde düzenlenen törende bir konuşma yapan OGD Yönetim Kurulu Başkanı Ufuk Sandık, “Yılın Otomobili bir marka haline geldi. Türkiye’deki otomotiv firmalarının yanı sıra yurtdışındaki ana merkezler tarafından da takip ediliyor. Bu OGD ve Yılın Otomobili organizasyonunun başarısını gösteriyor. Yılın Otomobili ödülünün yanı sıra diğer kategorilerde verdiğimiz ödüller de büyük ilgi görüyor. Hatta Yılın Otomobili ödülünden bile daha fazla rekabet yaşanıyor. Bu da doğru işler yaptığımızın bir kanıtı” diye konuştu.
Togg T10X’in birinci olarak seçilmesinden sonra Togg Kurumsal İletişim ve Marka Lideri Çağ Günaçar yaptığı konuşmada otomotiv gazetecilerinin verdiği bu karardan büyük mutluluk duyduklarını söyledi.
Çağ Günaçar sözlerine şöyle devam etti; “Bu oldukça saygın ve prestijli bir ödül. Aynı zamanda Togg olarak bugün 6. yaşımızı kutluyoruz. Böylesine özel bir günde Türkiye’de Yılın Otomobili ve Yılın İnovasyonu ödüllerini de almak bizim için çok anlamlı bir yaş günü hediyesi oldu. Markamızın temsilcileri ve yöneticileri olarak oldukça anlamlı bir ödül elde ettik. Pazara çıktığımız ilk yılımızda bu ödülleri almak onur verici. Ülkemizin milli markası olması dolayısıyla bu ödülü Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün vatandaşları adına aldık.”
“Türkiye’de Yılın Otomobili 2024” Bosch, Bridgestone, D-Expert, Intercity İstanbul Park, Shell Helix Motor Yağları ve sigortaladım.com sponsorluğunda gerçekleşiyor.
Hangi otomobil kaç puan aldı?
- Togg T10X 2630 puan
- Renault Austral 2550 puan
- Toyota C-HR Hybrid 2340 puan
- Hyundai Ioniq 6 2150 puan
- Chery Tiggo 8 Pro 2120 puan
- BMW 5 Serisi 2070 puan
- Mercedes-Benz E Serisi 1890 puan
Dikkat! e-Fatura’ya zorunlu geçiş yapacak mükellefler için son 4 gün
e-Fatura’ya zorunlu geçiş yapacak mükellefler için son 4 gün kaldı. e-Fatura uygulamasının kapsamı 1 Temmuz 2024 tarihinde, yeni mükelleflerin zorunlu geçişleri ile genişliyor.
Brüt satış hasılatı 2023 yılında 3 milyon TL ve üzeri olan mükellefler ile geçen yıl 500 bin TL ve üzeri satış hasılatı yapan gayrimenkul, motorlu taşıt, internet reklamcılığı ve e-ticaret gibi iş kollarında faaliyet gösteren mükellef grupları, e-Fatura ve e-Arşiv Fatura’ya zorunlu olarak geçişlerini yapıyor.
Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) tarafından her yıl kademeli olarak şirketlerin e-Fatura uygulamasına geçişleri sağlanıyor. e-Fatura, e-Arşiv Fatura, e-İrsaliye, e-Defter’in aralarında bulunduğu e-Belge uygulamalarında, işletmeler dijitalleşmenin zirvesine çıkıyor.
Son 10 yıldır iş dünyasının gündeminde olan e-Fatura uygulaması kapsamında 1 milyon 100 bini geçen işletmenin fatura işlemlerini dijitale taşıdığını kaydeden Uyumsoft Kurumsal İş Sistemleri A.Ş. Bulut Hizmetleri Genel Müdürü Arif Erhun Öçal, 1 Temmuz itibariyle 200 bine yakın yeni mükellefin daha zorunlu geçişlerini yapmış olacağını ve e-Fatura kullanan işletme sayısının 1.3 milyonu bulacağını belirtti.
Ülkemizdeki her 3 işletmeden 1’nin bu yılın Temmuz ayı itibariyle e-Fatura kullanıcısı olacağını ifade eden Uyumsoft Kurumsal Bulut Hizmetleri Genel Müdürü Arif Erhun Öçal, zorunlu geçişlerin yanı sıra geçiş yapanların yarısından fazlasının gönüllü geçtiğini de söyleyerek, Anadolu’dan yoğun geçişlerin sürece hız kazandırdığını anlattı.
Her yıl İstanbul’un Beşiktaş ilçesi büyüklüğündeki orman alanı kesilmekten kurtuluyor
e-Fatura uygulamalarının en büyük artısı, ormanlarımıza ve doğamıza oluyor. e-Fatura, e-Arşiv fatura dahil e-Belge uygulamalarının zaman, verimlilik ve hız sağlamasının yanı sıra ağaçların kesilmesinin önüne geçtiğine işaret eden Arif Erhun Öçal, her yıl İstanbul’un Beşiktaş ilçesi büyüklüğünde bir orman alanının, ülkemizin ağaç servetinin kesilmekten kurtulduğunu söyledi.
Uyumsoft, mükelleflerin e-Fatura’ya geçişlerini 3 dakikaya indirdi
Türkiye’nin inovasyon lideri Uyumsoft, bu yılın sonunda e-Fatura, e-Arşiv Fatura dahil e-Belge uygulamalarında 200 bini aşkın yerli ve global firmaya hizmet vererek, dijital dönüşümdeki öncü rolüne devam ediyor.
Mükelleflerin e-fatura’ya ilk geçiş süresini 3 dakikaya indiren “Uyumsoft e-Fatura Portalı” altyapısını kurduklarını açıklayan Arif Erhun Öçal, işletmelerin e-Fatura’ya ilk geçişlerindeki hizmeti en kısa sürede sunan ilk ve tek e-Fatura özel entegratörü olduklarını belirtti. Uyumsoft’un e-Fatura, e-Arşiv fatura dahil e-belge çözümleriyle sınırlı kalmayıp, dijital dönüşümün diğer alanlarında inovatif yazılım çözümlerini sunarak yerli ve global şirketlere değer katmaya devam ettiğine işaret eden Arif Erhun Öçal, ülkemizde elde ettikleri başarılı çalışmaları bulunduğumuz coğrafyadaki ülkeler başta olmak üzere globale taşımayı hedeflediklerini sözlerine ekledi.
DENİZCİ ÜLKE TÜRKİYE DÜNYADA 12. SIRADA.“KADIN DENİZCİLERİMİZİN SAYILARINI ARTTIRMAK İSTİYORUZ”
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dünya Denizciler Günü münasebetiyle düzenlenen programda deniz insanları ile bir araya geldi. Bakan Uraloğlu, 2023 yılı istatistiklerine göre Türk sahipli deniz ticaret filosunun 2 bin 28 gemi ve toplam 48,9 milyon dedveyt tonla dünyada 12. sırada olduğunun altını çizdi. Türkiye’de toplamda 140 bin 138 aktif gemi insanı bulunduğunu belirten Uraloğlu, “Bakanlığımız tarafından yetkilendirilmiş 103 eğitim kurumunda uluslararası standartlarda denizcilik eğitimi veriliyor. Denizcilik Genel Müdürlüğümüz tarafından Gemi Adamları ve Kılavuz Kaptanlar Yönetmeliği’ni değiştiriyoruz. Yönetmelikte yapılacak değişikliklerle Türk gemi adamlarının İngilizce dil şartını sağlamaları hususunda YÖKDİL sınav puanı geçerli sayılacak” dedi. Ayrıca Kadın Denizcilerinin sayılarını arttırmak istediklerini vurgulayan Bakan Uraloğlu, 148 kız öğrencinin stajlarını yapacakları uluslararası gemilerin Bakanlık tarafından belirlendiğini bildirdi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dünya Denizciler Günü münasebetiyle düzenlenen programda deniz insanlarıyla bir araya geldi. Dünya Denizciler Günü’nün Uluslararası Denizcilik Örgütü tarafından denizcilik sektöründe çalışanları onurlandırmak ve denizciliğin küresel ticaret üzerindeki önemli rolünü vurgulamak amacıyla kutlandığını söyledi. Uraloğlu, 2023 yılı istatistiklerine göre Türk sahipli deniz ticaret filosunun 2 bin 28 gemi ve toplam 48,9 milyon dedveyt tonla dünyada 12. sırada olduğunun altını çizdi.
“Her Yıl Güverte Ve Makine Branşlarında İstihdam Edilecek 3 Bin 600 Zabit Adayı Yetiştiriliyor”
Türkiye’de 36 bin 583 Zabitan Sınıfı gemi insanı, 93 bin 974 Tayfa Sınıfı gemi insanı ve 9 bin 581 Stajyer gemi insanı bulunduğunu kaydeden Uraloğlu, “Türkiye’de toplamda 140 bin 138 gemi insanı bulunuyor. Bakanlığımız tarafından yetkilendirilmiş 14 denizcilik fakültesi, 15 denizcilik meslek yüksekokulu, 44 denizcilik meslek lisesi ve 30 özel öğretim kurumu ile toplam 103 eğitim kurumunda uluslararası standartlarda denizcilik eğitimi veriliyor. Bu eğitim kurumlarında her yıl, ticari filomuzda güverte ve makine branşlarında istihdam edilecek bin 100 uzak yol zabit, bin zabiti ve bin 500 sınırlı zabit olmak üzere toplam 3 bin 600 zabit adayı yetiştiriliyor.” diye konuştu.
“Kadın Denizcilerimizin Sayılarını Artırmak İstiyoruz”
Gemi Adamları Bilgi Sistemi sayesinde 37 bini zabit yeterlikli, 140 bin aktif gemi insanı ve toplamda 280 bin gemi insanının tüm sicil, yeterlik, sertifika ve cüzdan başvuru işlemlerinin çevrim içi olarak tamamlandığını anımsatan Bakan Uraloğlu, “Denizci Ülke, Denizci Millet” şiarıyla vatandaşlara denizi ve denizciliği tanıtmak için başlatılan “Bir Milyon Amatör Denizci” eğitim kampanyasında 1 milyon rakamına planlanan tarihten önce Kasım 2022’de ulaşıldığını hatırlattı. 2023 yılı Nisan ayında Türkiye Yelken Federasyonu ile yapılan uygulama eğitimlerine yönelik protokol sayesinde amatör denizci eğitimleri bir üst seviyeye yükseltildiğine işaret eden Bakan Uraloğlu, “20 ilde 68 merkezde gerçekleştirilen ‘Amatör Denizci Uygulama Eğitimleri’ sayesinde son bir yılda 24 bin amatör denizci daha, deniz üzerinde profesyonel eğitmenlerden aldıkları eğitimlerle amatör denizci ehliyeti aldı. Ayrıca Kadın Denizcilerimizin sayılarını arttırmak istiyoruz. Bu kapsamda 148 kadın öğrencinin stajlarını yapacakları uluslararası gemiler Bakanlığımız tarafından belirlendi. Milli Eğitim Bakanlığımız ile gerçekleştirilen işbirliği protokolü kapsamında 6 denizcilik meslek lisemize eğitimlerde kullanılacak malzemeler için maddi kaynak sağlandı. İskenderun’da depremden etkilenen Sefa Atakaş Denizcilik Meslek Lisesi’ne bir köprü üstü simülatör merkezi kuruldu. Protokol kapsamında İngilizce ağırlıklı denizcilik eğitimi imkanı sağlandı. Ayrıca Liman Başkanlıklarında görevli uzman personel de ihtiyaç halinde ilgili Denizcilik Meslek Liselerine eğitimci desteği veriyor.” ifadelerini kullandı.
“Dünyanın Neresinde Olursa Olsun Türk Gemi İnsanlarına Teknik Ve Hukuki Destek Sağlıyoruz”
37 ülkeyle karşılıklı yeterliklerin tanınmasına yönelik denizcilik anlaşmalarına İspanya hükümetinin talebiyle bir yenisi eklenerek, 13 Haziran 2024 tarihinde imzalanan anlaşma ile Türk gemi insanlarının çalışabileceği yabancı bayrak sayısını 38’e yükselttiklerini vurgulayan Bakan Uraloğlu, “Bu anlamda, 920 milyon dedweyt tona sahip 31 binden fazla gemide denizcilerimiz ilave bir yeterlilik olmadan istihdam edilebilecekler. Dünyanın neresinde olursa olsun Türk gemi insanlarına teknik ve hukuki destek sağlıyoruz. Gerektiğinde tıbbi tahliyeleri Ana Arama Kurtarma ve Koordinasyon Merkezinin koordinesinde gerçekleştiriliyor.
“Türkiye Mavi Vatanına Güçlü Bir Şekilde Sahip Çıkıyor”
Denizcilik Genel Müdürlüğü tarafından Gemi Adamları ve Kılavuz Kaptanlar Yönetmeliği’nin yayımlanma sürecinde olduğunu belirten Uraloğlu, yönetmelikte yapılacak değişiklikler ile Türk gemi adamlarının İngilizce dil şartını sağlamaları hususunda YÖKDİL sınav puanın geçerli sayılacağını söyledi. Bakan Uraloğlu, “Tayfa sınıfı gemi adamlarının mezuniyet gerekleri lise seviyesine yükseltilecek. Sınırlı yeterliklerden 3.000 Groston ve 3.000 Kilowat yeterliklere geçiş Denizcilik Meslek Liseleri için kolaylaştırılarak 4 yıl deniz hizmetinden 2 yıl deniz hizmetine düşürülecek. Yat kaptanlığından Sınırlı Vardiya zabitliğine sınavla geçiş hakkı tanımlanacak. Uzak yol birinci zabit ve ikinci mühendisi/makinisti için kaptan ve baş makinist ek yeterlik sınav hakkı tanımlanacak. Silahlı Kuvvetlerde dış kaynaktan temin edilen sözleşmeli personelin yeterlik haklarının Yönetmelikte tanımlanması sağlanacak. Elektro-teknik tayfalar için MEB Meslek Liselerinde tanımlanan liseler 2 bölümden 20 bölüme çıkarılacak. Ülkemizde yetkilendirilmiş eğitim kurumlarında denizcilik eğitimi alan yabancı üniversite öğrencilerinin yeterlik ve uzmanlık belgelerinin verilmesine yönelik düzenleme sağlanacak. Ancak bu kişilere gemi adamı cüzdanı düzenlenmeyecek. 65 yaş üstü gemi insanlarının sağlık yoklamaları iki yılda bir yerine yılda bir yapılacak. Gemi insanı olabilme şartlarında aranan yeterliğe engel teşkil eden suçların kapsamı genişletildi. Katalog suçlarda mahkûmiyet şartı aranacak. Kılavuz kaptanların ilk defa belgelendirilmesi ve farklı liman sahalarında görev almaları halinde gereken görev başı eğitimlerinin süresi uzatılacak ancak staj süreleri kısaltılacak. Türkiye Mavi vatanına güçlü bir şekilde sahip çıkıyor. Yolunuz açık olsun.” açıklamasında bulundu.
Bir kamyon bir ayda 9 bin km yük taşımazsa zarar ediyor
Avrupa’nın en büyük karayolu nakliyesi hacmine sahip olan Türkiye’de, yollarda 940 bin civarında 16 ton ve yukarısı tonaja sahip kamyon var. Yaş ortalaması 17’nin üzerinde. Ülkemizin kamyon filosu, Avrupa standartlarından iki kattan daha yaşlı.
Türkiye’de her gün 400 bin civarında kamyon yük alıyor ve bunların 100 bini daha ziyade kısa mesafe, milk-run benzeri, belirli hatlarda taşıma yapan kamyonlar (liman-fabrika hattı gibi) oluyor.
Tırport Insights’ın verilerine göre, bir kamyon yurtiçinde bir ayda 9 bin km yük taşıması yapmazsa zarar ediyor. Artan mazot maliyetleri, ihracat taşımalarında ilk 6 ayda %35’leri bulan daralma ve kamyon tarafındaki arz fazlası, navlun bedellerini negatif etkilemeye devam ediyor. Dönüş yükü bulmanın sorun olmadığı hatlarda kamyon sahipleri boş dönmemek için sadece mazot maliyetine taşıma yapabiliyor. Dönüş yükü sorunu olan bölgelere ise, gitmek istemiyor veya astronomik navlun ödemesi talep edebiliyorlar.
Nakliyecinin temel problemi, parasını mümkünse teslimde peşin alabilmek
Sektörde yaşanan finansman sorununa işaret eden Tırport kurucu ortağı Dr. Akın Arslan, şunları söyledi:
“Finansman maliyetleri çok yüksek ve aynı zamanda 60 güne varan vadeler, küçük nakliye tedarikçilerini vuruyor. Aylık faktoring maliyetleri %7’leri geçmiş durumda. Bu da ancak faktoring firmaları tarafından talep edilen yüksek teminat bedelleri karşılandığı takdirde gerçekleştirilebiliyor. Birçok büyük lojistik firması bile aylık %5,5-6’nin altında finansmana ulaşamıyor. Ulaşabilse de yüksek teminat gereksinimleri iş sermayesi konusunda firmaları kısıtlıyor, kredi limitleri dolu. Müşteri tarafında sadece 15 günlük bir ödeme gecikmesinin nakliyeciye alternatif maliyeti %3’ü geçebiliyor. Bazı nakliye sitelerinde batan küçük nakliyeciler ve zor durumda kalan bireysel kamyon sahipleri görüntüleri artmaya başladı. Bu durum sektör açısından alarm veriyor. Nakliyecinin temel problemi, parasını mümkünse teslimde peşin alabilmek. Hızlı ve sorunsuz ödeme yapanlar diğerlerine göre %10-15 seviyesinde daha uyguna kamyon tedarik edebiliyor. Aynı zamanda, ülkemizde günlük gerçekleşen 400 bine yakın taşımanın 1/3’ü kontratlı taşımadır. Kontratlı taşımaların neredeyse %70’ten fazlası, aslında ihaleyi alan lojistik firmalarının; nakliye siteleri, ambarlar, kooperatifler ve garajlardan tek-yön yük için tedarik ettikleri spottaki bireysel kamyon sahipleri tarafından yapılıyor. Ödeme zincirindeki olası bir kopma veya gecikme, aşağıya doğru domino etkisi yaratıyor ve bu süreçten öncelikle bireysel kamyon sahipleri zarar görüyor. Çünkü, kamyon onların tek ekmek teknesi.” dedi.
Türkiye’deki kamyonların %85’i şahıslara ait
Trafikte 940 bin civarında 16 ton ve yukarısı tonaja sahip kamyon var. Fatura karşılığı ticari yük taşıması yapan toplam kamyon sayısı ise 500 bin civarında. Bu kamyonların yaklaşık 400 bini doğrudan şahısların sahip olduğu kamyonlardır. Türkiye’deki kamyonların %85’i şahıslara ait diyebiliriz. 100 bin civarında kamyon ise Türkiye’de faaliyet gösteren irili ufaklı 8 bin lojistik firmasının özmal filosunda yer alıyor. Birçok lojistik firması, günlük kontratlı taşımalarını yaparken %90’lara varan oranda spot pazardan günlük kamyon tedarik ediyorlar. Türkiye’de en büyük hacimli taşıma yapan firmalar bile özmalları yetersiz olduğundan günlük 3 bin civarında FTL taşımayı yönetebilmek için günlük 2 binin üzerinde spot pazardan kamyon tedarik ediyorlar. Türkiye’de ilçelere kadar yayılmış sayıları 300’ü geçen nakliye sitesi ve ambar denilen kamyon garajları var. Bireysel kamyon sahipleri, Anadolu’da yükü boşalttıktan sonra, nakliye sitesi ve ambarlardan gidecekleri istikamette yük bakıyorlar. Genel olarak bir kamyon ayda 8,5 sefer yapıyor ve ayda 250-300 bin TL arası fatura kesiyor. Karayolu nakliyesinde günde 100 milyon doların üzerinde navlun ödemesi yapılıyor. e-Ticaretten daha büyük bir para, nakliye sektöründe gerçekleşiyor diyebiliriz.” şeklinde konuştu.
EGİAD Danışma Kurulu İle Yeni Dönem Faaliyetlerini Belirledi
Kent paydaşlarına karşı duyduğu sorumluluk çerçevesinde görüş ve önerilerini alarak derneğin çalışma alanında rotasını belirleyen EGİAD, İzmir iş dünyasının önde gelen isimlerini ağırlayarak, EGİAD Danışma Kurulu’nu İZQ İnovasyon Merkezi’nde gerçekleştirdi. Hem kentin hem ülkenin sorunlarının tartışıldığı bölgenin en etkin kurulları arasında yer alan EGİAD Danışma Kurulu’nun ana gündem maddeleri; EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı’nın dönem faaliyetleri ve projeleri hakkında bilgi sunumu, EGİAD Genel Sekreteri Dr. H.İ. Murat Çelik’in Danışma Kurulu ile tanıştırılması, EGİAD Think Tank Çalışmaları kapsamında Ne Eğitimde Ne İstihdamda Olan (NEET) Gençler İzmir Araştırma Raporu hazırlıklarının görüşülmesi, Türkiye’nin ve İzmir’in ekonomi gündeminin değerlendirilmesi başlıklarından oluştu.
EGİAD Danışma Kurulu Başkanı ve İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener ve EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Alp Avni Yelkenbiçer’in ev sahipliğinde gerçekleşen etkinliğe, İzmir iş dünyasının temsilcileri katılım gösterdi. Toplantı, Derneğin komisyon çalışmaları, stratejik çalışma alanlarındaki faaliyetleri aktarılarak başladı.
Etkinliğe Kimler Katıldı?
MAHMUT ÖZGENER | EGİAD Danışma Kurulu Başkanı |
YİĞİT TATIŞ | EGİAD Danışma Kurulu Başkan Yardımcısı |
PROF.DR.MUSTAFA TANYERİ | İzmir Ticaret Odası Genel Sekreteri, Danışma Kurulu Sekreteri |
UĞUR YÜCE | EGİAD Danışma Kurulu Geçmiş Dönem Başkanı |
UĞUR BARKAN | EGİAD Danışma Kurulu Geçmiş Dönem Başkanı |
BÜLENT AKGERMAN | EGİAD 5. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı |
ASLI ÖKTENER | Milliyet Gazetesi Ege Bölge Temsilcisi |
FATMA OLTEN | TAİDER Yönetim Kurulu Başkanı |
DR.LEVENT ARSLAN | KOSGEB İzmir Müdürü |
NEŞE GÖK | İnci Holding Yönetim Kurulu Başkanı |
OĞUZ SERTAÇ YILMAZ | Setaş Enerji Genel Müdürü |
ÖNDER TÜRKKANI | Arkas Holding CEO |
ÖZLEM SARSIN | Dünya Gazetesi İzmir Temsilcisi |
PROF.DR.LEVENT KANDİLLER | Yaşar Üniversitesi Rektörü |
PROF.DR.YUSUF BARAN | Yüksek Teknoloji Enstitüsü Rektörü |
SELAMİ ÖZPOYRAZ | İzmir Ticaret Odası Meclis Başkanı |
YAŞAR KUŞ | Ekonomi Gazetesi Ege Bölge Temsilcisi |
AYDIN BUĞRA İLTER | EGİAD 14.Dönem Yönetim Kurulu Başkanı |
FREDERİC PAGY | EGİAD Melekleri İcra Kurulu Geçmiş Dönem Başk |
LEVENT KUŞGÖZ | EGİAD Melekleri İcra Kurulu Başkanı |
ECE ELBİRLİK ÜRKMEZ | EGİAD Üyesi |
SERHAT BÜYÜKHELVACIGİL | EGİAD Üyesi |
SÜLEYMAN TUTUM | EGİAD Üyesi |
MAHİR KAPLAN | EGİAD Üyesi |
NAZİF ULUSOY | EGİAD Üyesi |
SEZAİ NÜZHET NOYAN | EGİAD Üyesi |
HAKAN PEKİN | EGİAD Üyesi |
HAVA YOLUNDA REKORLARIN BAYRAMI
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Kurban Bayramı tatilini kapsayan 14-23 Haziran tarihleri arasında Türkiye geneli havalimanlarında 7 milyon 916 bin 726 yolcuya hizmet verildiğini bildirirken, tatil süresi boyunca havalimanlarından 52 bin 819 uçuş gerçekleştiğini kaydetti.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Kurban Bayramı tatilinde gerçekleşen havayolu kullanım istatistiklerini açıkladı. Bayram tatilinde Türkiye genelindeki havalimanlarında yoğun bir havayolu trafiği gerçekleştiğine dikkat çeken Bakan Uraloğlu, “14-23 Haziran tarihlerinde Türkiye genelindeki havalimanlarında gerçekleştirilen 52 bin 819 uçuşta 7 milyon 916 bin 726 yolcuya hizmet verildi.” diye konuştu.
İstanbul Havalimanı’nda 2 Milyon 434 Bin Yolcuya Hizmet Verildi
Turizm merkezlerindeki havalimanlarında 14-23 Haziran tarihlerinde gerçekleşen uçak ve yolcu trafiğine dair de bilgiler veren Bakan Uraloğlu, turizm bölgelerindeki havalimanlarında bayram tatili süresince 2024 yılının yolcu rekorunun kırıldığını vurguladı. İstanbul Havalimanı’nda 14-23 Haziran tarihlerinde gerçekleşen 15 bin 541 uçak trafiği ile 2 milyon 434 bin 107 yolcuya hizmet verildiğini kaydeden Uraloğlu, söz konusu havalimanında 23 Haziran Pazar günü 261 bin 916 yolcu sayısı ile 2024’ün en yüksek rakamına ulaşıldığını bildirdi.
22 Haziran Cumartesi Günü Antalya Havalimanı’nda 199 Bin 751 Yolcuya Hizmet Verilerek 2024 Yılının Yolcu Rekoru Kırıldı
Bakan Uraloğlu, bayram tatilinin 9 güne çıkması ile birlikte havalimanlarında yoğunluklar yaşandığını söylerken sözlerini şöyle sürdürdü:
“Esenboğa Havalimanı’nda 2 bin 858 uçak trafiği gerçekleşti ve 408 bin 920 yolcuya hizmet verildi. 14 Haziran Cuma günü 46 bin 69 yolcu sayısıyla 2024 yılının en yüksek rakamına ulaşıldı. İzmir Adnan Menderes Havalimanında ise 2 bin 429 uçak trafiği ile 386 bin 292 yolcuya hizmet verildi. Söz konusu havalimanımızda 21 Haziran Cuma günü 2024 yılının en yüksek yolcu sayısına ulaşılarak 43 bin 508 yolcuya hizmet verildi. 14-23 Haziran tarihleri arasında Antalya Havalimanımızda da 10 bin 198 uçak trafiği gerçekleşirken 1 milyon 756 bin 615 yolcuya hizmet verildi. Havalimanımızda 22 Haziran Cumartesi Günü 199 bin 751 yolcu sayısına ulaşılarak 2024’ün yolcu rekoru kırıldı.” dedi.
Muğla Milas-Bodrum Havalimanı’nda da Rekor Kırıldı
Muğla Milas-Bodrum Havalimanı’nda ise bin 453 uçak trafiği gerçekleştiğini dile getiren Uraloğlu, ilgili tarih aralığında 224 bin 972 yolcuya hizmet verildiğini söyledi. Bakan Uraloğlu, Muğla Milas-Bodrum Havalimanı’nda 20 Haziran tarihinde 26 bin 762 yolcu ile 2024 yılının en yüksek rakamına ulaşıldığının da bilgisini verdi. Uraloğlu, Muğla Dalaman Havalimanı’nda da bayram tatilinde bin 705 uçak trafiği gerçekleştiğini ve 285 bin 43 yolcuya hizmet verildiğini ifade ederken, bu havalimanında da 17 Haziran tarihinde 31 bin 728 yolcu ile 2024 yılının en yüksek yolcu sayısına ulaşıldığını kaydetti.
Adform, Hyundai’nin Karbon Nötr Hedeflerine Katkı Sağlıyor
Hyundai, “İnsanlık için İlerleme” vizyonu doğrultusunda çabalarını artırmaya devam ediyor. Otomobillerinde ve üretim süreçlerinde yeşil teknolojiyi benimseyen Hyundai, bu tutumu reklam kampanyalarında da göstermeyi hedefliyor. Adform, Scope3 tarafından desteklenen Karbon Azaltma Özelliği ile Hyundai Türkiye’nin reklam kampanyalarındaki karbon emisyonlarını azaltırken performanstan ödün vermiyor.
Dünyanın önde gelen otomobil üreticilerinden Hyundai, “İnsanlık için İlerleme” vizyonu doğrultusunda sürdürülebilirlik çabalarını güçlendirmeye devam ediyor. Bu vizyon, ‘herkes için erişilebilir evrensel mobiliteyi teşvik etmek’ ve ‘karbon emisyonsuz bir toplum oluşturmayı desteklemek’ olmak üzere iki hedefe dayanıyor. Bu doğrultuda Hyundai, hidrojen ve elektrik teknolojilerini geliştirip yenilenebilir enerji kaynaklarına geçerek 2045 yılında karbon nötr olmayı hedefliyor. Ayrıca, iş süreçlerinde karbon emisyonlarını azaltmak öncelikli hedefleri arasında yer alıyor.
Hyundai’nin sürdürülebilirlik ilkelerini destekleyen Adform, bu yıl Bilim Temelli Hedefler Girişimi’nin (SBTi) yakın dönem emisyon azaltma hedefine uyum sağlayan dünyanın ilk global DSP’si oldu. Ayrıca, reklam teknolojilerinde karbon emisyonlarını azaltma çabalarına odaklanan Adform, Scope3 ile entegre edilen ilk global DSP olarak öne çıkıyor. Hyundai, reklam kampanyalarının karbon emisyonlarını doğrudan izleyip optimize etmek için Adform’un Scope3 destekli Karbon Azaltma Özelliği’nden yararlanıyor.
Hyundai Türkiye, reklam kampanyalarının karbon ayak izini Adform ile optimize ediyor
Yakın zamanda yapılan araştırmalar, dünya genelindeki toplam karbon emisyonlarının yüzde 3,5’inden küresel internetin sorumlu olduğunu ortaya koyuyor; bu sivil havacılıktan daha fazla bir miktara tekabül ediyor**. Hyundai’nin 2045 yılına kadar karbon nötr olma hedefi, yeni enerji türlerine, uzun menzilli elektrikli araçların geliştirilmesine, gelişmiş robot teknolojilerine, sıfır emisyon hava yolculuğuna ve karbon ayak izi optimize edilmiş reklam kampanyalarına yatırım yapmayı içeriyor.
Havas ile yürüttüğü yeni kampanyasında Hyundai, vizyonuna ve yeni teknolojilerine yer vermeyi amaçladı. Karbon nötr olma hedefi doğrultusunda, reklam kampanyasının da karbon açısından verimli olmasına odaklanan marka, Adform’un Scope3 destekli Karbon Azaltma Özelliği’nden destek almaya karar verdi.
Adform FLOW kullanıcı arayüzünde yer alan Adform’un Karbon Azaltma Özelliği, reklamverenleri ve tedarik zincirlerini karbon ayak izlerine göre otomatik olarak puanlayarak en yüksek puan alanları kampanyadan çıkarıyor. Kampanyanın başlangıcında, Karbon Azaltma Özelliği’nin* etkisini ölçmek için A/B testi yapıldı. Özelliğin etkin olduğu kampanya, daha iyi tıklama oranı, daha iyi görüntülenme ve daha düşük karbon ayak izi sağladı.
Scope3 ile desteklenen kampanya sonunda Hyundai Türkiye; Türkiye ortalamasına*** göre yüzde 56 daha düşük karbon emisyonu, karbon emisyonu azaltma özelliği etkin olmayan kampanyalara kıyasla yüzde 32 daha düşük karbon emisyonu, karbon emisyonu azaltma özelliği etkin olmayan kampanyalara kıyasla yüzde 7 daha yüksek tıklama oranı elde etti.
Ekrem Ekicigil: “İş sonuçlarını iyileştirirken sürdürülebilir bir geleceğe katkı sağlıyoruz.”
Adform Account Director Ekrem Ekicigil, “Adform olarak, Scope3 destekli Karbon Azaltma Özelliği’miz ile reklam kampanyalarını sadece etkili kılmakla kalmıyor, aynı zamanda karbon ayak izini de minimalize ediyoruz. Böylece, iş sonuçlarını iyileştirirken aynı zamanda sürdürülebilir bir geleceğe gerçek anlamda katkı sağlıyoruz. Hyundai’nin ‘İnsanlık için İlerleme’ vizyonuyla paralel olarak, Adform olarak biz de reklam teknolojilerimizi sürdürülebilir bir gelecek vizyonu doğrultusunda şekillendiriyoruz. Scope3 destekli Karbon Azaltma Özelliği’miz, teknolojinin potansiyelini sosyal sorumlulukla birleştirerek nasıl harikalar yaratabileceğimizin somut bir örneği” dedi.
* Adform Karbon Azaltma özelliği Scope3 tarafından destekleniyor. Bu, özel bir entegrasyondur ve ‘Climate Shield’ programının bir parçası değildir.
** Myclimate.org: ‘What is a digital carbon footprint,’ [Erişim tarihi 2024].
*** Ulusal ortalama, Adform’un Programatik Karbon Endeksi ile hesaplanmıştır.”
Türk ürünlerimizi Çinli dostlarımıza tanıtmayı sabırsızlıkla bekliyoruz
Çin ile dış ticaret açığımızın azaltılması; Türk ürünlerimizin Çin’de tanıtılması ve marka imajının güçlendirilmesi amacıyla 05-10 Kasım 2024 tarihlerinde Çin/Şanghay’da 7. kez düzenlenecek; dünyanın en büyük ithalat fuarı ve Çin’in en prestijli fuarı olan “CIIE – Çin Uluslararası İthalat Fuarı 2024” Türkiye Milli Katılım organizasyonu 5. kez Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) organizatörlüğünde gerçekleştirilecek.
Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, “Fuar, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping tarafından bizzat planlanan, önerilen ve teşvik edilen önemli bir etkinliktir. CIIE’nin dünya çapında ilk ithalat temalı ulusal düzeydeki fuardır. Çin’in en prestijli fuarı olup, dünyanın en büyük ithalat fuarı olma özelliği ile de başta Asya Pasifik bölgesi olmak üzere birçok yabancı katılımcının ilgi odağı olan bir fuardır. Bu nedenle firmalarımız için markalarını tanıtması, genel anlamda Türk marka imajımızın güçlendirilmesi ve yoğun ve verimli ikili iş görüşmeleri gerçekleştirilecek olması nedeniyle firmalarımızın fuara katılımı büyük önem taşımaktadır. 2023 yılında Çin’e ihracatımız 3,3 milyar dolar, Çin’den ithalatımız 44,9 milyar dolar olarak gerçekleşti. Yaklaşık 41,6 milyar dolar dış ticaret açığımız var. Bu açığı kapatmak için çalışıyoruz ve bu Fuarın bu açığın kapanmasına ülkemiz lehine katkı sağlayacağını umuyoruz. EİB olarak, Çin pazarındaki çalışmalarımıza 2019 yılında başladık.” dedi.
Başkan Eskinazi, “Ege İhracatçı Birlikleri’nde 2019 yılını “Çin Yılı” ilan ettik. Birliğimiz bünyesinde ‘Çin Takımı’ kurduk. Bu ekip mesailerinin çoğunu Çin’e harcamakta. İhracatçılarımızı Çin pazarının sunduğu fırsatlardan haberdar etmek ve Çin e-ticaret platformlarıyla tanıştırmak amacıyla “Hedef Pazar: Çin” seminerleri düzenledik. Kasım 2022’de üyelerimiz için “Çin Mini MBA Sertifika Programı” düzenledik. İhracatçılarımızı Çinli ithalatçılar ile buluşturmak için alım heyetleri organize ettik. ICBC Türkiye Bankası ile Mutabakat Zaptı imzaladık. Çin Gıda Maddeleri, Yerli Ürünler ve Hayvansal Yan Ürünler Ticaret Odası (CCFNA) Mutabakat Zaptı imzaladığımız önemli kurumlardan bir diğeridir. Wechat hesapları oluşturduk. Çin’in popüler e-ticaret platformlarında da bölgemizin ürünlerini tanıtmak için çalışıyoruz. Dünyanın en büyük doğal taş fuarı olan “Xiamen International Natural Stone” fuarına da uzun yıllardır milli katılım düzenliyoruz. Ocak ayında Ticaret Bakanlığımız tarafından düzenlenen ve Pekin Büyükelçimizin başkanlığını yaptığı, ülkemiz iş dünyasının üst düzey temsilcilerinden oluşan Pekin ve Urumçi Heyet Programına katıldık.” diye konuştu.
Jak Eskinazi, “Mayıs ayında Ticaret Bakanlığımızın desteğiyle “Çin E-ticaret Ekosistemi ve TP Modellerini” tanıtmak amacıyla bir “E-Ticaret Ticaret Heyeti Programı” düzenledik. Alibaba Group, Tmall, JD-Com, Pinduoduo, Red gibi Çin’in önemli e-ticaret platformlarıyla birebir toplantılar yaptık. Haziran ayında Urumçi’deki “8. Çin-Avrasya Expo” Fuarı’nda ülkemizin ticari potansiyelini biz tanıtacağız. Çin’in önde gelen dernek / STK ve Ticaret Odaları ile kurduğumuz sağlam networklerimizi geliştirmek adına Birliğimizde sık sık Çinli Bürokratlar/Dernek Başkanları ve temsilcileri ile toplantılar gerçekleştirmekteyiz. Çinli muhataplarımız sosyal medya hesaplarından bu Fuara Türk girişimcilerini beklediklerini bizzat paylaşıyorlar. İki ülke ticari ilişkilerinin yoğunlaştığı bugünler Çin pazarında yer almak için en uygun zamanlar. Kasım ayındaki Fuar için çok heyecanlıyız. Şanghay’da buluşmayı sabırsızlıkla bekliyoruz.” dedi.
2023 yılında, toplam 360.000 m2’lik sergi alanında gerçekleşen ve 128 ülkeden 3.400 firma ve 394.000’den fazla profesyonel ziyaretçinin katıldığı, 154 ülkeden katılımcı ve 72 ülke pavilyonunun yer aldığı CIIE Fuarında (www.ciie.org) “Hizmetler, Otomobil, Akıllı Endüstri ve Bilgi Teknolojileri, Tüketici Ürünleri, Medikal Ekipmanlar ve Sağlık Ürünleri, Gıda ve Tarımsal Ürünler adı altında “Business Exhibition” holleri bulunmaktadır.
BNP Paribas Cardif Emeklilik’in, son 5 yılda en çok değer kazandıran fon listesinde BPH Hisse Senedi Emeklilik Yatırım Fonu’nu sırasıyla; BNA Altın Fonu, BPE Dengeli Değişken Fonu, BPU Birinci Kamu Dış Borçlanma Araçları Fonu ve BPK İkinci Kamu Dış Borçlanma Araçları Fonu izledi.
Türkiye’nin lider sigorta ve bireysel emeklilik kuruluşları arasında yer alan BNP Paribas Cardif Emeklilik, kurucusu olduğu BES fonları ile yatırımcısının yüzünü güldürüyor. 20 Mayıs 2024 tarihi baz alındığında firmanın Hisse Senedi Emeklilik Yatırım Fonu (BPH) gerek 1 yıllık gerekse 5 yıllık getiri listesinde zirvede yer aldı. Yatırımcısına son 1 yılda yüzde 205 değer kazandıran BPH Hisse Senedi Emeklilik Yatırım Fonu’nun 5 yıllık getirisi yüzde 2022’ye ulaştı!
20 Mayıs 2024 tarihine kadar geçen sürede son 5 yılda en çok değer kazandıran fon listesine baktığımızda, Hisse Senedi Emeklilik Yatırım Fonu (BPH)’nu sırasıyla; Altın Emeklilik Yatırım Fonu (BNA), Dengeli Değişken Emeklilik Yatırım Fonu (BPE), Birinci Kamu Dış Borçlanma Araçları Emeklilik Yatırım Fonu (BPU) ve İkinci Kamu Dış Borçlanma Araçları Emeklilik Yatırım Fonu (BPK) izledi. Yatırımcılarını yüksek enflasyon ortamında koruyan hisse, altın ve Eurobond gibi varlık sınıflarına yatırım yapan BNP Paribas Cardif Emeklilik fonlarının mevduat getirisi için bir karşılaştırma ölçütü olan KYD mevduat endeksinden daha iyi getiri sağladığı kaydedildi.
BNP Paribas Cardif Emeklilik, devletin yüksek teşviği ve yönetmeliklerde yapılan düzenlemeler ile hızlı gelişimini sürdüren Bireysel Emeklilik sektörünün gelişimine paralel olarak Gönüllü BES’te ve OKS’deki büyümesine devam ediyor. BES fon yönetimini Portföy Yönetimi sektörünün tecrübeli ve yenilikçi şirketi olan TEB Portföy Yönetimi A.Ş. aracılığıyla müşterilerine sunduklarını aktaran BNP Paribas Cardif Türkiye Genel Müdürü Cemal Kişmir, “BNP Paribas Cardif Emeklilik olarak, BES katılımcılarına sunduğumuz fonların yönetimini yakından takip ederek, fon getirileri ile ilgili katılımcılarımızın düzenli bilgilendirilmesini sağlıyoruz. 2024 yılında da Türkiye’deki benzerleri arasında ilk sıralarda yer alma başarısını gösteren fonlarımızla, yatırımcılarının birikimlerine kattığımız değeri artırmayı hedefliyoruz” dedi.
Fon piyasalarına yönelik önümüzdeki dönem beklentilerini de açıklayan BNP Paribas Cardif Türkiye Genel Müdürü Cemal Kişmir, “Değişen para ve maliye politikalarının etkisiyle önümüzdeki dönemde TL varlık sınıflarının dövize endeksli varlık sınıflarında daha iyi getiriler sağlamasını beklenmektedir. Özellikle TL faizlerindeki mevcut seviyelerin oldukça cazip olduğunu düşünülmektedir. Bu nedenle TL varlıklara yatırım yapan fonlarımızın önümüzdeki süreçte öne çıkmasını bekliyoruz. Dolayısıyla yatırımcılarımızın kendi risk alma iştahlarına göre portföylerinde Türk Lirasına yatırım yapan fonların ağırlıklarını artırmalarını öneriyoruz. Hisse Senedi Fonumuz (BPH) ve Dengeli Değişken Fonumuzu (BPE) daha risk alabilecek yatırımcılarımıza önerirken, Mutlak Getiri Hedefli Değişken Emeklilik Yatırım Fonumuz (BNB) ve BPL Para Piyasası Fonumuzu fazla risk almak istemeyen yatırımcılarımıza önermekteyiz. Ayrıca, önümüzdeki dönemde de küresel piyasalarda önemli merkez bankalarının faiz indirimine gitmesinin beklendiği ortamda altının dolar bazındaki fiyatı için destekleyici ortamın sürmesi de beklentilerimiz arasında yer almaktadır” şeklinde konuştu.
Bain & Company’nin “2024 Özel Sermaye Yarıyıl Raporu” iki yıllık düşüşü durma noktasına gelen sektörün ayağını yere sağlam bastığını, ancak ivme arayışının devam ettiğini ortaya koyuyor.
Bain & Company, 2024 Özel Sermaye Yarıyıl Raporu küresel Özel Sermaye sektöründe iki yıl süren düşüşün durma noktasına geldiği ortaya koyarken, raporda sektörün tekrar yükselişe geçmek için bir zemin bulduğu sonucuna varılıyor.
Ancak Özel Sermaye faaliyeti serbest düşüşünü durdurmuş gibi görünse de Bain, özellikle 3,9 trilyon dolarlık mevcut rezerv dağına bakıldığında (bunun 1,1 trilyon doları satın alma fonlarındaki taahhüt edilmiş ancak ödenmemiş sermaye) tarihsel standartlara göre düşük kaldığı konusunda uyarıyor. Bain’e göre, canlanma beklentileri belirsizliğini koruyor ve momentum hala çok düşük.
Bain’in analizine göre beklentiler için olumlu işaretlerden biri, Özel Sermaye sektörünün son iki yılda hem anlaşma hem de çıkışlarda yaşadığı hızlı düşüşün bu yılın ilk aylarında büyük ölçüde dengelenmesi.
Küresel olarak, Özel Sermaye sektörünün 15 Mayıs’a kadar olan satın alma anlaşması sayısı, 2023’e kıyasla yıllık bazda %4 azaldı ve geçen yılın sayısına göre yılı genel olarak aynı seviyede bitirme yolunda ilerliyor. Satın alma anlaşmalarının küresel değeri, 2023’teki 442 milyar dolara kıyasla %18 artarak yılı 521 milyar dolarla tamamlama yönünde ilerliyor. Ancak bu artış anlaşma sayısından ziyade yükselen ortalama anlaşma büyüklüğünden (758 milyon dolardan 916 milyon dolara) kaynaklanıyor.
Çıkışlarda da son iki yıldaki sert düşüşler durmuş gibi görünüyor. Satın alma destekli çıkışların toplam sayısı yıllık bazda sabit seyrederken, çıkış değerleri 2023’e kıyasla %17’lik bir artış kaydederek 2024’ü 361 milyar dolarla bitirme eğiliminde. Ancak yine de bu yıl Özel Sermaye sektörü çıkış değerleri açısından 2016’dan bu yana en kötü ikinci yıl olarak şekilleniyor.
Bain ayrıca, sektörün durumuyla ilgili iyimserliğin giderek canlandığının bir başka göstergesi olarak, dünya çapında General Partner’lar (GP) ile yapılan gayri resmi görüşmeleri aktarıyor. Ortaklara göre, anlaşma hatları şimdiden yeniden dolmaya başlarken, birçoğuna göre toparlanmanın yeşil ışıkları görülüyor. General Partner’ların son gözlemleri, Bain’in Mart ayında 1.400 Özel Sermaye piyasası katılımcısıyla yaptığı ankete kıyasla daha iyimser. Söz konusu ankette katılımcıların %30’u bu yılın 4. çeyreğine kadar anlaşma yapma konusunda bir canlanma beklemiyordu, %40’a yakını ise bunun 2025 veya sonrasına kadar süreceğini tahmin ediyordu.
Yine de Bain’in raporu, 2024’teki nihai anlaşma değerinin 2021’deki salgın sonrası anormal artıştan önceki hareketli yıllara yaklaşacağını işaret ederken, Özel Sermaye sektörünün karşı karşıya olduğu bir dizi temel zorluk göz önüne alındığında, sürekli bir faaliyet artışıyla birlikte “normale dönüleceğini” varsaymak için çok erken olduğunu öne sürüyor.
Yükselen faizler ve bir dizi zorluğun karşısında ‘yeni normale’ uyum sağlama zorunluluğu
Bain’in Özel Sermaye Yarıyıl Raporu, makro ekonomi üzerindeki uzun süreli belirsizlik ve daha uzun süre yüksek kalmaya devam edecek gibi görünen faiz oranlarından, devam eden jeopolitik çalkantılara ve sektörde çıkışlardaki tıkanıklığına kadar, Özel Sermaye sektörü oyuncularının acilen ele almaları gereken bir dizi kritik zorluğun haritasını çıkarıyor. Bain, Özel Sermaye firmalarının, önceki iki yıldaki piyasa yavaşlamasından önce görüldüğü gibi, işlerin her zamanki gibi hızlı bir şekilde yeniden başlamasını beklemek yerine, değişen bir piyasaya uyum sağlamak için hızlı ve kararlı bir şekilde hareket etmeleri gerektiğini vurguluyor.
Çıkışlardaki tıkanıklığın devam etmesi Limited Partner’lara (LP) daha fazla nakit iade etme baskısını artırıyor ve fon toplamayı engelliyor
Raporda, Özel Sermaye sektöründeki çıkışları etkileyen tıkanıklığın devam etmesinin, baskı oluşturan kritik bir alan olduğu vurgulanıyor. Rapora göre, Özel Sermaye sektörü şirketlerinin trilyonlarca satılmamış ve eskimiş varlığı elinde tutmasına neden olan düşük seviyedeki çıkışların devam etmesi, General Partner’ların hayatını çeşitli şekillerde zorlaştırıyor.
Bain bir noktaya dikkat çekiyor: toplanan fon miktarları genel olarak nispeten sağlam görünse de, satın alma işlemlerinde kapatılan en büyük 10 fonun bu yıl şimdiye kadar toplanan toplam sermayenin yaklaşık %64’ünü alması ve en büyük fonun (24 milyar dolarlık EQT X fonu) %12’lik dilimi karşılaması nedeniyle Limited Partner’lar (LP), tercih edilen sınırlı sayıdaki fon yöneticisine odaklanıyor. Bunun sonucunda, satın alma fonlarının büyük kısmı, geriye kalan %36’lık mevcut sermaye dilimi için mücadele etmek zorunda kalıyor ve her beş satın alma fonundan en az biri hedefinin altında kapanıyor.
Bugünkü rapora göre, çıkışların geleceğiyle ilgili iyimser bir nokta, son altı ay içinde halka açık hisse senetlerindeki artışla birlikte ilk halka arz piyasasının yeniden açılması oldu, bu sayede Limited Partner’ların (LP) üzerindeki likidite baskısı kısmen hafifledi. Ancak raporda, yeniden canlanan halka arz piyasası Avrupa’da birkaç büyük çıkış sağlamış olsa da halka arz kanalının çıkış toplamlarının küçük bir kısmını oluşturmaya devam ettiği, kurumsal anlaşmaların ve sponsordan sponsora çıkış kanallarının hala büyük ölçüde durgun seyrettiği ekleniyor