Köşe Yazıları

İKTİDAR VE MUHALEFETİN HİTLER – LENİN BENZERLİĞİ

Mustafa TEMİZER 

Kamu gözcüsü olarak, bağımsız, belli bir grubun veya ideolojinin kontrolü altında olmadan, devletin kötü gidişatını halka bildirmek zorunda olan medya gerçekten öyle mi? Görsel ve yazılı medyaya özellikle en etkili iletişim aracı haline gelen sosyal medyaya hâkim olanlar milleti hangi propaganda taktiği ile aldatıyor, neye zorluyor?

Medya asıl görevi olan bilgilendirme yerine belli bir siyasetin görüşleri doğrultusunda kamuoyu oluşturmaya başlarsa; birkaç tröstün elinde halka hangi haberin ne kadar verilmesi gerekiyorsa o kadarını vermeye başlar. Halk aldatılır.

Medya birilerinin tekelinde olursa bunun adı demokrasi olmaz. Yöneticilerin, kıdemlilik sisteminin getirdiği katı hiyerarşi yüzünden yahut kendilerini koruyan özel kanun maddelerinden dolayı, kendilerinden beklenen verimliliğin sağlanamaması durumunda bile yönetimden uzaklaştırılamadıkları yönetim tarzı olan “mediokrasi” olur.

Bilinçli olarak sunulan yanlış bilgiler, dedikodular, dokundurmalar, olumsuz imalar ile yıldırmaya ve gözdağı vermeye çalışır. Yandaş olmayan medya mensupları en büyük baskıyla karşı karşıya kalır. Medya mensuplarının bağımsız bir şekilde çalışabilmesi, önemli haberleri tarafsız bir şekilde sunabilmesi çok zor olur.

Teknolojinin hızla ilerlemesiyle beraber kendisini devamlı perde arkasında saklayan totaliter, dikta rejimi daha da güçlenir. İnsanları zihnen ve fiziksel olarak daha çok kontrol altına alır. Teknoloji ile kimsenin ruhu bile duymadan insanlar kontrol edilir. Sürüler halinde beyinleri yıkanır ve yönetilir.

Üzülerek ifade edelim ki teknoloji her şeye hâkim olmayı, her şeyi kontrol altında tutmayı hedefleyen küresel sermayenin kontrolündedir.

Teknolojinin böyle bir gücün kontrolü altında olması, insanlık için büyük bir tehlikedir. Bu güç insanlığı teknoloji diktatörlüğüne götürür. Teknoloji diktatörlüğü tam olarak hâkim olduktan sonra toplumun buna karşı savaşması çok zor olur. Çünkü düşmanı karşımızda göremiyoruz. Onlar bizim her hareketimizi, her konuşmamızı, tam olarak nerede olduğumuzu biliyor. İnsanların özel hayatı, özel hayatın mahremiyeti diye bir şey kalmıyor.

Elektronik haberleşme ağı ile toplumlar kontrol altına alınıyor ve yönlendiriliyor. Halk, şeytani politik anlayışla hedefe ulaşmak için her şeyi mübah gören bir avuç insanın oluşturduğu güçlerin menfaatleri doğrultusunda yönlendiriliyor.

Şeytani politik anlayışı benimseyen iktidar ve muhalefet partileri insanları iki emperyalist propaganda taktiği ile aldatıyor. “Amaca ulaşmak için her araç yasaldır.” “Devlet her ne olursa olsun sorgulanamaz” fikrini sistemleştiren, halkını aldatarak iktidar olan Alman Nazi Partisi Hitler’in propaganda bakanı Joseph Goebbels’in uyguladığı;

–    İnsanların beyin tembelliğine dayanarak hareket edin…

–    Yalan söyleyin, mutlaka inanan çıkacaktır.

–    Bir söylemi sürekli tekrarlarsanız, halk o söylemin nereden geldiğini unutur ve kendi fikri gibi benimser.

–    Söylediğiniz yalan ne kadar büyük olursa o kadar etkili olur.

–    Halk büyük yalanlara, küçük yalanlara göre daha çabuk inanır.

–    Hatalı olduğunuzu ya da yanlış yaptığınızı asla kabul etmeyin.

–    Asla kabahat ve suç üstlenmeyin.

–    Kendinizi savunmak yerine karşınızdakileri sürekli savunmada bırakın.

–    Sadece bir rakibinize odaklanın ve kötü giden her şeyin suçunu onun üzerine yıkın.

–    Önemli olan aydınlar değil kitlelerdir, çünkü onları kandırmak kolaydır.” propaganda taktiklerini uyguluyor.

Rus Lenin’in halkını aldatmak için kullandığı;

  • Amaca ulaşmak için her şey mübahtır. Yaptıkların ister ahlâkî olsun, ister olmasın, amacına ulaşınca onların hiçbir anlamı kalmaz.
  • Bir ordu komutanı edasıyla emir ver, azınlıkta olmalarına rağmen kendi taraftarlarını çoğunluk diye tanımla.
  • Her krizi, her felaketi lehine kullan, yalan söyle, kriz ve felaketleri başkalarına yükle, suçu başkalarına at ve yandaş medya ile koro halinde karalamayı sürdür. İftira et izi kalır. Beyinlerdeki algıyı yönet. Bir şeyi ilk defa duyanlar hep ona inanır.
  • Muhaliflere aşağılayıcı, bölücü, inkâr edici sıfatlar yükle. Onlara asalak de, ihanet içindeler de. Kendinden öncekileri devamlı suçla.
  • İnsanları öldür., astır veya mahkûm et, geride kalan muhalefeti korkut, mahkemelerle, şikayetlerle, polisle, sana bağlı milis güçleri ile din adamları ile…
  • Tarihsel gerçekleri inkâr et, kendi çıkarlarına göre değiştir, çarpıt ve hakaret et. propaganda yöntemlerini kullanıyor….

Aynı yöntemleri kullanan iktidar ve muhalefet medya gücünü de arkalarına alarak milleti aldatıyor.  Milletin inandığı gibi yaşamasına engel oluyor; milleti yaşattıklarına inanmaya zorluyor.

Bu politik anlayış, Türk milletini temsilen devleti yöneten ve yönetmeye talip olanların siyasi anlayışı olamaz.

Kur’an’da yönetim ilkeleri bellidir.  Adalet (Herkese eşit mesafede durmak), Emanet (Tüm makamları geçici görmek), Ehliyet (Emaneti layık olana vermek), Meşveret (ortak akıl ile yönetmek), Maslahat (Şahsi menfaatleri değil; kamu yararını gözetmek). Kur’an ve sünnete aykırı olan hiçbir siyasi anlayış Müslümanın siyasi anlayışı olamaz….

Bütün olumsuzluklara rağmen ümitsiz değiliz. “Şeytani politikaya hayır, rahmani siyasete evet!” diyen Yeniden Milli Mücadeleci Millet Partililer var. Yarım asırdan fazla zamandır Milletim Uyan! Varlığın, birliğin, geleceğin tehlikede! Amasız, fakatsız her zaman ADALET, her yerde ADALET, herkes için ADALET çağrısında bulunuyorlar. Bu çağrıyı duymak Millet Partisi’ne destek olmak dürüst, samimi her vatandaşımızın görevidir. Unutulmasın ki “Çilesini çekmediğiniz, mücade­lesine katılmadığınız hareket size ancak efendiler kazandırır.” Aykut Edibali

Milletimizin uyanması, basiretle hareket etmesi (Yanılmadan gerçekleri görebilmesi, gelecekle ilgili sezgi, uyanıklık, anlayış, kavrayış ve vizyon sahibi olması) dilek temenni ve duasıyla…

Kaynak: Üst Akıl Denen Acımasız Düzen – İsmail Topalak                                                                           Aslan Bulut -Yeniçağ 6 Mart 2019

Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu