HOSPİS’ten sonra Alhzeimer’le ilgilide tesise dikkat çekti.. Diğer kanser haberleri…

Kayseri’de ‘4 Şubat Dünya Kanser Günü’  nedeniyle Kanser Hastalarına Tedavi Sonrası Bakım Merkezi’nde (HOSPİS) düzenlenen programda, çağın hastalıklarından biri olan Alhzeimer’le ilgili de tesise dikkat çekildi.

HOSPİS’te yapılan proğrama Büyükşehir Belediye başkanı Memduh Büyükkılıç, Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği Kayseri Şube Başkanı Prof. Dr. Mehmet Akif Özdemir, yönetim kurulu üyeleri ile gönüllüler ve hasta yakınları katıldı. Kanserde erken teşhis ve tedavinin önemini tekrarlayan  Özdemir, kanserin hem kadınlar hem de erkekler için ciddi bir sağlık sorunu olduğunu belirterek “Kanser, ölüm sebepleri arasında kalp ve damar hastalıklarından sonra ikinci sırada. Bunun iki  nedeni olabilir. Birincisi çevreyle ilgili karşılaştığımız kanserojenlerle ilgili problemler, diğeri ise insanların beklenilen ömrünün uzaması. Bizim kanser oluşumunu engellemek için önceliğimiz vatandaşların kanserojenlerle, çevre ve hayat tarzıyla kansere sebep olacak şeylerle ilgili birtakım propaganda yapmak. Kanserin tedavisi elbette zor ama Türkiye’de ücretsiz’ dedi.

Kanser ve diğer ciddi  hastalıklarda dengeli, düzenli ve yeterli beslenmenin önemini belirten  başkan Büyükkılıç’ta, HOSPİS’ten sonra çağın hastalığı  Alhzeimer içinde sosyal tesis çalışmalarının olduğunu açıkladı ve bazı bilgiler verdi ‘kanser yoğunluğunun hem dünyada hem ülkemizde arttığını kesinlikle göz ardı edemeyiz” dedi.

DOKTOR BAŞKANDAN TÜRKİYE’YE ÖRNEK OLACAK PROJEDE “KANSER GÜNÜ” FARKINDALIĞI

Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, sağlık alanında Türkiye’ye örnek olacak Kanser Hastalarına Tedavi Sonrası Bakım Merkezi’ni (HOSPİS) ziyaret ederek, Dünya Kanser Günü’nde farkındalık oluşturdu. Başkan Büyükkılıç ayrıca, Kayseri Şehir Hastanesi Onkoloji ve Çocuk Hematoloji Servisi’nde tedavi gören hastaları ve çocuk hastaları da ziyaret etti.

Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, Büyükşehir Belediyesi’nin sağlık yatırımları içerisinde önemli bir yer tutan ve tıp alanındaki bilim insanları tarafından beğeni ile karşılanarak İstanbul Üniversitesi DoktorClub Awards 2022 Türkiye’nin Sağlık Ödülleri’nde ‘Yılın Yenilikçi Uygulaması’ kategorisinde birincilik ödülü alan Hospis Merkezi’nde 4 Şubat Dünya Kanser Günü’nde basın toplantısı düzenledi.

Toplantıya Başkan Büyükkılıç’ın yanı sıra, AK Parti Kayseri Kadın Kolları Başkanı Meral Koşar, Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği Kayseri Şubesi Başkanı Prof. Dr. Mehmet Akif Özdemir ile dernek yönetimi katıldı.

Büyükkılıç, basın toplantısında yaptığı konuşmada, “Bu toplumu ilgilendiren, herkesi ilgilendiren bir alanda dikkat çekmek bağlamında 4 Şubat Dünya Kanserle Mücadele Günü olarak tanımlanmış olabilir. Bizim bu alanı diğer konularda olduğu gibi tüm yıla yaymak mecburiyetinde olduğumuzu unutmamak gerekir” dedi.

“Erken Teşhis, Erken Tedavi”

Bir doktor başkan olarak kanser vakalarının arttığına dikkat çeken Başkan Büyükkılıç, “Ben de bir hekimim, hocam burada vurguladı, ölüm sebeplerinin içerisinde kanser ikinci sırada, birinci sırada kalp hastalıkları var. Kalp damar ile ilgili hastalıklarda en çok beslenme faktörü, kanser vakalarında da beslenme faktörü ön plana çıkıyor. Erken teşhis, erken tedavi diye kanser vakalarında ya da tüm hastalıklarda geçerli olan bu durum önem arz ediyor. Kanser yoğunluğunun da hem dünyada hem ülkemizde arttığını göz ardı edemeyiz” diye konuştu.

“İşte Recep Tayyip Erdoğan Farkı”

Büyükkılıç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde bu alanda yapılan çalışmaları takdir ettiğini belirterek, şunları söyledi:

“Sağlık Bakanlığı’mızın bu alanda yapmış olduğu çalışmaları takdir ediyorum. Kanserin erken teşhisi için özellikle hanım kardeşlerimizle ilgili sahada yapmış olduğu, belediyelerimizle de iş birliği halindeki çalışmalarda kapı kapı geziliyor. Ayrıca tedavi bağlamında insanı yaşat ki devlet yaşasın diyor, hocalarım da bilir, özel hastanelerde onkoloji tedavilerinde para alınmıyor. İşte Recep Tayyip Erdoğan farkı, Sayın Cumhurbaşkanımızın farkı, sağlık alanında kanser tedavilerinde özel hastaneler dâhil para alınmıyor. Böyle de bir sosyal yönü olan devletin mensuplarıyız. Ülkemizin de insanımızın da kıymetini bilmemiz gerekiyor.”

“Bu Projemizle Birincilik Ödülü Aldık”

Kısa sürede hayata geçirilecek olan Hospis projesinin birincilik ödülü aldığını ve ülke genelinde dikkat çeken bir proje olduğunu hatırlatan Başkan Büyükkılıç, “Sosyal bir proje olarak, bu konuda toplumun duyarlı, Kayseri’mizin duyarlı olduğu bir alanda bizler bir projeyi hayata geçiriyoruz. Bu konuda yardımcı olmak istiyoruz. Bu projemizde İstanbul Tıp Fakültesi’nde birincilik ödülü aldık. Gerçekten kendisinden söz ettirecek olan proje, kısa zamanda inşallah hayata geçirilir. Bakanlık nezdinde girişimlerde bulunuldu, inşallah kabul görecek, mesafe alınacak” ifadelerini kullandı.

“En Kısa Zamanda Alzheimer Merkezi’ni Hayata Geçireceğiz”

Bir başka konuya da dikkat çeken Büyükkılıç, Alzheimer Merkezi’ni de kısa sürede hayata geçireceklerini vurgulayarak, “Önemli olan hastalanmadan önlem almaktır. Bu alanda biz çalışmalarımızı yaparken, hekim bir başkan olarak sosyal belediyecilik anlayışıyla, çok önem arz eden alan olan alzheimer konusunda da bir proje geliştirdik. Alzheimer ile ilgili dijital zehirlenme bunu tetikliyor. Yaş grubu olarak öne doğru çekilmeye başladı. İnsan odaklı projelerimizden birisi olarak yeri, projesi hazır, en kısa zamanda bu projeyi hayata geçireceğiz. Sabah alacağız, evinden getireceğiz, gün boyunca hizmet edeceğiz, onu eğitecek, yönlendirecek çalışmalar yapacağız. Ayrıca uyuşturucu ile mücadele konusunda da projede Yeşilay ile birlikte gerekli her türlü desteğimizi veriyoruz. Biz sizleri seviyoruz, sizlere hizmet için varız” diye konuştu.

“Bu Kurum Türkiye’de Olmayan Bir Kurum”

Türk Kanser Araştırma ve Savaş Derneği Kayseri Şube Başkanı Prof. Dr. Mehmet Akif Özdemir ise açıklamasında şöyle konuştu:

“Kanser biliyorsunuz en önemli ölüm sebeplerinden biri haline geldi. Kalp damar hastalıklarından sonra 2’nci sıraya geldi. İnsanların hayatını tehdit ediyor. Bunda 2 türlü sebep düşünülebilir. Birisi çevre ile ilgili, karşılaştığımız kanserojenlerle ilgili. Diğeri ise insanların beklenen ömrü uzadı. Öncelikle bizim kanser oluşumunu engellemek 1’nci misyonumuz, bu kurum Türkiye’de olmayan bir kurum. Başkanım gitti bu kuruluşun sağlık alanında 1’ncilik ödülü aldı. İyi bir çalışma ve iyi bir performans ortaya koyarsak örnek teşkil edecek ve başka şehirlere de kurulacak. Böyle bir gayret içindeyiz. Çok teşekkür ederim sayın başkanım.”

Başkan Prof. Dr. Özdemir, ayrıca Alzheimer Merkezi projesinin bir sevap kapısı olduğunu söyledi.

Konuşmaların ardından Başkan Büyükkılıç, Özdemir’e çiçek takdiminde bulundu.

Büyükkılıç’tan Şehir Hastanesi Onkoloji ve Çocuk Hematoloji Servisi’nde Hasta Ziyareti

Öte yandan Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, Kayseri Şehir Hastanesi Onkoloji ve Çocuk Hematoloji Servisi’nde tedavi gören hastaları ve çocuk hastaları ziyaret ederek, geçmiş olsun dileklerinde bulundu.

Başhekim Doç. Dr. Serhat Koyuncu ve AK Parti Kayseri Kadın Kolları Başkanı Meral Koşar ile birlikte tek tek hasta odalarını ziyaret eden Başkan Büyükkılıç, Dünya Kanser Günü vesilesiyle bu amansız hastalıkla mücadele eden tüm hastaları acil şifalar diledi.

Kanser tedavisinde, hastaların ihtiyaçlarına uygun yeni tedaviler öne çıkıyor

İnsanlığın mücadele ettiği hastalıklar arasında ilk sıralarda gelen kanser, pek çok kişinin yaşamını derinden etkilerken, onkolojide standart kemoterapiler yerine kişiye ve hastalığa yönelik tedaviler ön plana çıkıyor.

Günümüzde onkolojide standart kemoterapiler yerine kişiye ve hastalığa yönelik tedaviler ön plana çıkıyor. Biyoteknoloji alanında dünyanın önde gelen kuruluşlarından biri olan ve yenilikçi tedavi yaklaşımlarını araştırarak hayati öneme sahip ilaçlar üretmeye yönelik çalışmalarını 40 yıldan uzun süredir aralıksız devam ettiren Amgen, yeni jenerasyon immuno-onkoloji tedavilerini sunuyor. Hastalara hizmet etme misyonuyla çalışmalarını sürdüren Amgen, hastaların sağlık yolculuğunda onlara yardımcı olacak tedaviler geliştirmeye, kanser ile mücadelelerinde hastalara ve yakınlarına destek olmaya önem veriyor, çıktıkları zorlu mücadelede yol arkadaşı olmaya özen gösteriyor.

Bilim, kanserle mücadelede en güçlü araç

Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre 2020’de kanserden 10 milyon kişinin hayatını kaybettiğini belirten ve Amgen’ın tedavisi zorlu hastalıklara çözümler sunduğunun altını çizen Amgen Türkiye Genel Müdürü Güldem Berkman, Dünya Kanser Günü vesilesiyle yaptığı açıklamada şunları dile getirdi:

“Amgen’ın onkoloji ve hematoloji alanlarında tedavisi zorlu hastalıklara karşı yenilikçi ilaç ve tedavileri geliştirmek adına; biyoloji ve biyoteknolojinin yanı sıra, yapay zeka gibi yenilikçi yaklaşımlardan yararlanarak yürüttüğü çalışmaların tamamının ardında ‘Amgen Bilimi’ var. Amgen, onkoloji alanında ilk biyoteknolojik tedavilerin üreticilerinden biri. Biyoteknolojik tedavilerle lösemi, multiple miyelom, kolorektal kanser, akciğer kanseri ve kemik metastazları gibi agresif kanser türleriyle mücadelede ön saflarda yer alıyor. Amgen Türkiye ise global bakış açısı ve vizyonuyla hastaların sağlığını korumaya ve güçlendirmeye odaklanıyor.”

Amgen, hematoloji/onkoloji için “ilk olarak biyoloji, ikinci olarak yöntem” yaklaşımı ile tedavi geliştiriyor ve kompleks biyolojiyi uygun genetik hedefleri bulmak ve hastalıkların çözümü için içgörü oluşturmakta kullanıyor. Hastaların tanıları, tedavileri ve takip süreçlerinde fark yaratacak biyolojik belirteçler üzerinde çalışarak hedefe yönelik yaklaşımları araştırıyor. Amgen bilim insanları, kan hücreleri ve kan damarları oluşumu programlı hücre ölümü, immun mikro çevre, kemik metastazı, antikor ilaç konjugatı, CAR-T hücre tedavileri, ve proteazom inhibitörleri gibi çok farklı modaliteler üzerinde araştırmalarını sürdürüyor. KRASG12C gibi zor hedeflere ve alanında ilk olarak geliştirmiş olduğu BiTE® teknolojisini ilerletmeye odaklanmış durumda. Biyomühendisliğin ilk temsilcisi olan BiTE® teknolojisi, hastanın kendi bağışıklık hücrelerini kullanarak kanser hücresini yok etmesini sağlayan hedeflenmiş bir immuno-onkoloji platformudur. Farklı kanser tiplerinde bu platform ile ilgili çalışmalar sürüyor. Hematoloji/onkoloji ürün portföyünde pek çok hedefe yönelik 11 farklı yöntem kullanarak geliştirilmeye devam eden yenilikçi moleküller, potansiyel yeni endikasyonlar ve biyobenzerler bulunuyor.

“Kanser tedavisinde ilkleri geliştirmek için çalışıyoruz”

Amgen’ın onkoloji ve hematoloji alanlarında ilk biyoteknolojik tedavilerin üreticilerinden biri olduğunu kaydeden Amgen Türkiye Onkoloji ve Hematoloji İş Birim Direktörü Selim Özyılmaz ise şunlara dikkat çekti:

“Onkoloji alanında pek çok yenilikçi yaklaşımın ortaya çıktığı, geçmişte benzeri görülmemiş bir dönemin içindeyiz. Kansere bağlı ölüm oranları 90’lı yıllara kıyasla düştü. Sağ kalım kazanımlarının yaklaşık %80’inde biyolojik ilaçlar başrolde yer alıyor. Bilim insanları hastaların ihtiyaçlarına uygun yeni yollar araştırmaya devam ediyor. Zaman içinde gelişen teknikler ile belirli mutasyonlar veya belirteçlerin saptanması sayesinde spesifik hedeflere yönelik tedaviler veya immuno-onkolojik tedaviler ön plana çıktı. Kanser özelinde kimyasal içerikli ilaçlardan biyoteknolojik ürünlere doğru ciddi bir evrilme söz konusu.”

Amgen Türkiye Medikal Direktörü Dr. Mutlu Yeşilboğaz ise şunları vurguladı: “Amgen, biyoteknolojinin merkezindeki şirketlerden biri ve son 40 yıldır onkoloji için önemli olan ilkleri geliştirmeye kendini adamış durumda. Kanser tedavisinde bağışıklık sisteminin gücünü, insan ve kanser genomu hakkındaki derin bilgi birikimiyle birleştirerek devrim yaratacak biyolojik belirteçleri araştırıyor ve yeni tedavi seçenekleri sunmaya devam ediyor.”

Kansere Dair Veriler:

  • Akciğer kanseri, Dünya genelinde en sık teşhis edilen ikinci kanser türü konumunda. Yılda global olarak 2 milyondan fazla kişiye teşhisi konulan akciğer kanseri, erkeklerde en yaygın kadınlarda ise ikinci sıklıkta görülen kanser türü.
  • Küçük hücreli akciğer kanseri, başlangıç tedavisini takiben yaklaşık 12 aylık bir medyan sağkalım süresi ve tüm evrelerde birleştirildiğinde %7 beş yıllık sağkalım oranı ile birlikte, en agresif ve yıkıcı kanserlerden biri.
  • Kolorektal kanser, dünya genelinde kansere bağlı ölümlerin ikinci önde gelen nedeni ve 2020 yılında 1,9 milyondan fazla yeni vaka ve 930 binden fazla ölüm kaydedildi.
  • Genç yetişkinlerde kolorektal kanser insidansı küresel olarak artıyor. Şu anda kolorektal kanser, 50 yaşın altındaki genç yetişkinler arasında kanserle ilgili ölümlerin üçüncü önde gelen nedeni.
  • Dünya genelinde kanserle ilişkili ölümlerin beşinci en yaygın nedenini kan kanserleri temsil ediyor.

Kanser Tedavisinde Dijital Çağı Başlatan O- Asistan Mobil Uygulaması Lansman Gününde, Kansersiz Yaşam Derneği ile İş Birliğini Duyurdu

Kanser ve kronik hastalıkların tedavi sürecindeki ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik bir uygulama olarak ortaya çıkan, sadece hastalara değil doktorlara da dijital çözüm alanları sağlayan O- Asistan Mobil Uygulaması; tedavi takvimi oluşturma, akıllı hatırlatmalar ile tedavi takvimi takibi, ikinci uzman görüşü alma gibi tedavi dönemindeki hastalara ve doktorlara sağladığı hizmetleri ve Kansersiz Yaşam Derneği ile yaptığı iş birliğini 4 Şubat, Dünya Kanser Günü’nde gerçekleştirdiği lansman etkinliğinde duyurdu.

O- Asistan Mobil Uygulaması, Kansersiz Yaşam Derneği ile gerçekleştirdiği ve temasını “Kanser Tedavisinde Dijital Çağ” olarak belirlediği lansmanda kanserle mücadelenin ve kanser farkındalığının altını çizdi.

Kanser Tedavisinin Geleceği: O- Asistan

O- Asistan Uygulaması gerçek bir kanser tedavi süreci hikayesinden yola çıkarak ortaya çıkmış, tedavi sürecinde bulunan bir kanser hastasının tüm ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik hizmetler sunan bir tedavi takip ve ikinci görüş mobil uygulaması olarak hayata geçirildi. O- Asistan, sadece kanser hastaları için değil, aynı zamanda kronik hastalıklara sahip hastaların da tedavi takibini yapıyor ve ikinci görüş asistanlığı sunuyor.

Ayrıca doktorlar için de dijital sağlık çağının kapılarını aralayan O- Asistan Uygulaması içerisinde ikinci görüş verebilen doktorlar, kendi hastalarının 7/24 takibini de uygulamadan yapabiliyor. 

O-Asistan Mobil Uygulaması Kurucusu Çağla Acar, kanser tedavisinde dijital çağı başlatan girişim O-Asistan’ın kanser tedavisinin seyrine etkilerini şu sözlerle anlattı: “Kanser hastalığının zor ve ihtiyaçlarla dolu bir yolculuk olduğunu sevgili oğlum Mirhan Ali’nin kanser tedavi süreci ve kaybıyla deneyimledikten sonra daha fazla hayata dokunmak amacıyla çıktığımız bu yolda en büyük isteğimiz her hasta ve hasta yakınına kattığı gücü arttırmak ve daha fazla hayata dokunmaktı. Oğlum Mirhan Ali’nin doğum günü ve Dünya Kanser Günü olan 4 Şubat tarihinde O-Asistan Mobil Uygulaması lansman gününü gerçekleştirmek, kansere karşı olan savaşımızda her gün andığımız ve her başarıyı kutladığımız bir birlik gününde bir araya gelmek benim için çok anlamlıydı. Bu tedavi, şifa yolunda insanların sevgiyle, azimle, güçle ellerinden tutabilmek, tedavi arkadaşı olmak ve ihtiyaç duydukları her alanda asistanlık hizmetleri verebilmek; doktorların yanında olabilmek için O- Asistan Mobil Uygulaması tasarlandı. Tüm hasta ve hasta yakınları için yeni bir dönemin başladığını lansmanımızda duyurmuş olmaktan; kanser tedavi ve takibinde yeni bir dönemi başlatmaktan mutluluk duyuyoruz.

O- Asistan ve Kansersiz Yaşam Derneği İş Birliği Sayesinde Dijital Sağlık ‘Tek Tık’ Uzağınızda

Kanser tedavisinde dijital çağın öncüleri olmak üzere bir araya gelen O-Asistan ve Kansersiz Yaşam Derneği, kanser ve hematoloji hastalarının ve hasta yakınlarının yaşam kalitesinin yükseltilmesi; tedavi süreçlerinin zamanında ve eksiksiz yönetilmesini sağlamak için gerçekleştirdikleri iş birliği neticesinde ev sahipliğini gerçekleştirdikleri lansman etkinliğinde kanser farkındalığına, dayanışmanın önemine ve kanser tedavi sürecindeki gelişmelere de dikkat çekti.

2010 yılında Kansersiz Yaşam Derneği’ni kuran, kanser hastaları için 14 yıldır sürdürülebilir projeler hayata geçiren, Kansersiz Yaşam Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dida Kaymaz proje ile ilgili olarak dayanışmanın önemini ve O-Asistan Mobil Uygulaması ile gerçekleştirdikleri iş birliği ortaklığını şu sözlerle anlattı:  “Eski bir kanser hastası ve ardından aynı zamanda hasta yakını olarak çıktığım bu yolda, kanser hastaları ve yakınlarının hayatlarına her anlamda dokunuyor olmak dernek olarak hayat motivasyonumuz oldu. Kansersiz Yaşam Derneği olarak, gelişen dünyanın ve teknolojinin koşullarına her anlamda uyum sağlıyor olmak; hasta ve hasta yakınlarının hayatlarını kolaylaştırıcı yeniliklerin öncüsü olmaktan gurur duyuyoruz. Yönetici dernek olarak paydaşı olduğumuz O-Asistan uygulaması ile hem hastalar hem de yakınları günlük takiplerini her zaman bir yardımcıları varmış gibi takip edebilecek, doktorlar ile kolay ve düzenli iletişim kurabilecek hem de derneğimizle kolaylıkla temas sağlayabilecekler. Ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşların sivil toplum kuruluşlarına verdiği destekler, bugün olduğu gibi dayanışmanın, beraber yol almanın önemine bir kez daha vurgu yapıyor. Kansersiz Yaşam Derneği olarak, bu dayanışmanın gücü ile, toplumsal faydaya öncü katkılar sunacak projeler üretmeye devam edeceğiz.”

Cebimde Sağlık

4 Şubat Dünya Kanser Günü’nde gerçekleşen O-Asistan Mobil Uygulaması lansman davetinde; kanser tedavisinde dijital çağı, teknolojinin tedavi sürecine katkılarını ve dijital çözümleri hakkında Onkoloji ve Hematoloji Hekimi Prof. Dr. Barış Malbora, kanser hastalığı tedavi sürecinde güncel araştırma ve gelişmeler hakkında Onkoloji Hemşiresi Yasemin Nazlı ve O-Asistan gibi tedavi takibi yapan dijital bir dostun tedavi sürecine olumlu etkilerinin altını çizen kanser hastası yakını Berk Köroğlu konuşma yaptı.

Konuşmasında kanser tedavi sürecinde dijital çağın ve O-Asistan Mobil Uygulamasının bu sürece sağladığı katkı payından bahseden Prof. Dr. Barış Malbora, tedavi sürecinin kalitesini arttırmayı ve hastalarla doktorları doğru şekilde buluşturmayı amaç edinen O-Asistan Mobil Uygulaması hakkında Kanser tanısı alan hasta sayısı her geçen gün artarken bir yandan teknolojinin etkisiyle de tanı alan kişilerin tedavilerinin olumlu sonuçlanma oranı da artmaktadır. Dijital çağın hastalar için en kapsamlı uygulamalarından biri olan O- Asistan Mobil Uygulamasının biz hekimler için en büyük artısı, uygulamada olan hastalarımızın tüm tıbbi bilgilerini, tedavi takvimlerini takip edebilmek ve uygulama üzerinden sürekli olarak iletişim halinde kalabilmek.” şeklinde konuştu.  

Kansersiz Bir Geleceğe Umut Işığı Oldular

Lansman etkinliğinde hem kaybettiklerimizi anmak hem de gelecek için farkındalık ve umut ışığı olmak için “Farkındalık Mumları” üflendi ve ardından kanser tedavisinde dijital çağı kutlamak için hiç sönmeyecek ve dayanışmanı önemini her gün hatırlatacak dijital mumlar yakıldı. Bu özel günde, anma mumları seremonisinde değerli sanatçı Merve Özbey de geleceğe ışık olmak için lansman davetine katılım göstererek anma mumlarını O-Asistan ve Kansersiz Yaşam Derneği ile birlikte üfledi.

O-Asistan Kurucusu ve fikir sahibi Çağla Acar; “Kaybettiklerimiz anısına, sevgili oğlum Mirhan Ali’nin anısına ve kanser farkındalığının altını tekrar çizmek için yaktığımız bu anma mumları sadece geçmişimizi ve kayıplarımızı anmak için değil; bundan sonra geleceğe umut ışığı olarak her zaman daha iyi tedavi şartlarını, desteği sağlayacağımızın da bir nişanesiydi.” sözleriyle anma mumlarının sadece geçmişe değil geleceğe de ışık olacağının önemini bir kez daha dile getirdi.

İleri evre akciğer kanseri menopoz öncesi kadınlarda daha sık görülüyor.

Akciğer kanserinde çarpıcı araştırma. Menopoz öncesi, ileri evre akciğer kanseri kadınlarda daha sık görülüyor. Yine kadınlarda uygulanan cerrahi ya da onkolojik tedaviler erkeklere nazaran daha başarılı sonuçlar veriyor.

Akciğer kanseri, dünyada en ölümcül kanserler arasında ilk sıralarda yerini alırken uzmanlar da her geçen gün yeni bilgileri aktarıyor. Yapılan çalışmalar akciğer kanserinin menopoz öncesi kadınlarda daha sık görüldüğünü gösterirken, uygulanan onkolojik tedavilerin de kadınlarda daha başarılı sonuçlar verdiğini gösterdi. Konu ile ilgili ayrıntıları paylaşan Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Özkan Demirhan erkek tanının bir kez daha altını çizdi.

Akciğer kanserinin kadın ve erkeklerde görülme oranlarını araştırma sonuçlarına göre aktaran Prof. Dr. Özkan Demirhan,” Akciğer kanseri hem kadınlarda hem erkeklerde sıklık sıralamasında ikinci sırada yer almaktadır ayrıca her iki cinstede kansere bağlı ölümlerin başında yer alan bir kanserdir. Eskiden erkeklerde daha sık görülen bir kanserdi ancak günümüzde sigara faktörü ile kadınlar da oran olarak neredeyse erkekleri yakaladı. Erkeklere nazaran kadınlara daha erken yaşta tanı koymaktayız. Özellikle menopozdan önce ileri evre akciğer kanserine kadınlarda daha çok karşılaşıyoruz. Kadınlarda küçük hücreli dışı akciğer kanseri gelişme oranı erkeklere göre daha yüksektir. Erkeklerde ise küçük hücreli akciğer kanseri gelişimi kadınlara göre daha yüksektir. Tedavilerde de kadınların erkeklere nazaran daha avantajlı konumda olduğunu söyleyebilirim. Küçük hücreleri dışı akciğer kanserinden ameliyat olan kadınlar, erkeklerden daha uzun ömürlü olmakta. Ayrıca kadınların kemoterapiye daha duyarlı olduğunu görmekteyiz.” Dedi.

Belirtilere dikkat!

Akciğer kanserinin erken evrede neredeyse belirti vermediğini ifade eden Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Özkan Demirhan, öksürüğün sebeplerinin iyi araştırılması gerektiğine dikkat çekti. Balgamda kanama veya çok kirli balgam çıkarma gibi belirtilerin akciğer kanserinin önemli belirtilerinden olabileceğini belirten Demirhan, ”Akciğer kanseri çok çeşitli klinik belirtiler verebilir ancak en sık görülen belirtileri sıklık sırasına göre şöyle sıralayabiliriz. Uzun süren ve karakteri değişen öksürük, kilo kaybı, nefes darlığı, göğüs ağrısı, hemoptizi (kanlı balgam çıkarma), kemiklerde lokalize ağrı, ses kısıklığı, parmakların bombeli hale gelmesi (çomaklaşması), ateş, halsizlik, vena cava superior sendromu (VCSS-yüz ve boyunda şişlik oluşur), disfaji (yutma güçlüğü) gibi belirtilerdir. Ayrıca akciğer kanserinin artışında çevresel faktörlerin günden güne bozulması, hava kirliğinin artması, tütün ve tütün ürünlerinin daha özendirici hale getirilmesi akciğer kanseri oranlarını arttırmaktadır.” Şeklinde konuştu.

Bu kişiler, mutlaka tedbirini erkenden almalı!

Prof. Dr. Özkan Demirhan, erken teşhisin diğer kanser türlerinde olduğu gibi akciğer kanserinde de büyük önem taşıdığına dikkat çekerek, “Akciğer kanserini erken evrede yakalamak için bilinçli ve kişiye uygun checkup yapılması ve bunun da akciğer filmi ve düşük doz akciğer tomografisi ile yapılması gerekir. Özellikle uzun süredir tütün ve tütün ürünü kullanan 40 yaş üstü kişiler, ailesinde akciğer kanseri hikayesi olanlar düzenli olarak hekim kontrolünde olmak zorundalar. Risk altında oldukları için bu kişilere kesinlikle düşük doz akciğer tomografisi öneririm. Eğer çok küçük boyutta bir lezyon tespit edilirse genellikle bunu akciğerde nodül olarak tanımlarız, 3 ayda bir veya duruma göre 6 ayda bir akciğeri düşük doz tomografi ile takip ederiz. Ama düşük doz tomografi olması büyük önem taşıyor çünkü hastalar radyasyona maruz kalıyor. Tomografi ilaçsız çekilse bile hasta radyasyon alır. Erken tanıda bize yol gösteren uluslararası bir formül vardır, bu yöntem yüzde 100 olmasa da bizlere bir fikir vermekte. Filmde patoloji saptandığı zaman sigara içimi ve yaş durumu da göz önünde bulundurulur. Sıkıntılı durumları erken tespit etmek için PET CT de önerilebilir. Lezyon tanısı için biyopsiye kadar giden bir sürece de gidebilir eğer ameliyata uygunsa mutlaka cerrahi tedavi tercih edilmelidir.” İfadelerini kullandı.

“Tedavi kişiye özel olmalı”

Akciğer kanseri tedavisinde kişiye özel tedavi modelini anlatan Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Özkan Demirhan,“ Akciğer kanseri her zaman kişiye özel olmalıdır. Cerrahi tedavi de cerrahi sonrası onkolojik tedaviler de kişiye özel olarak planlanır. Standart gibi görünse de bu tedaviler, kişiye özel bazı faktörler vardır. Bu faktörleri sıralamak gerekirse; akciğer kanserinin evresi, kanserin hücre tipi (Küçük hücreli akciğer kanserinin cerrahi tedavisi çok çok sınırlıdır), moleküler genetik testlerin durumu, kişinin performansı ( kişinin beslenme şekli ve hayat şartları, kişinin psikolojisi gibi durumlar) şeklindedir. Son yıllarda tüm cerrahi branşlarda olduğu gibi göğüs cerrahisinde de minimal invaziv (Küçük kesi ile yapılan ameliyatlar) yöntemler tercih edilmektedir. Bunlar videotorakoskopik (VATS) ve robotik (RATS) ameliyatlarıdır. Ancak burada bilinmesi gereken hangi yöntemle ameliyat edilirse edilsin kanser tedavisinin başarısı, kanseri tamamen temizlemektir. Minimal İnvaziv ameliyatların en büyük avantajı komplikasyonları minimuma indirmesidir. Öte yandan ameliyat sonrası hasta daha az ağrı hisseder, hastanede kalış süresi azalır. Onkolojik tedavi gerekse bile bu hastaların tedaviye yanıtı daha başarılı oluyor.” dedi.

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

Kadınların Gizli Düşmanı: Lipödem!

Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Candan Mezili, “Kadınların selülit veya obezite zannederek …