İlhan KARAÇAY derledi:
Bu yılın sonuna kadar açık kalacak olan yardım hesabında toplanacak olan paralar 2025 yılı sonuna kadar değerlendirilmiş olacak.
İlk etapta yapılan yardımlarda, geçici barınaklar, içme suyu, temiz tuvaletler, sağlık paketleri, kışlık giysiler ve battaniyeler yer aldı.
Psikososyal yardım sağlanması konusunda da büyük çaba sarf edildi ve çocuklara oyun oynayabilecekleri ve ders çalışabilecekleri güvenli alanlar oluşturuldu.
Hollandalıların yanında, Türk girişimciler de fedakârca bağış yapıyorlar.
Hollanda Türk İşadamları Derneği HOTİAD’tan 102 konteyner ev, BM Live Vakfı’ndan 200 tablet bilgisayar…
Madalyonun diğer tarafı: Proje üretilip verilmezse, paralar yardım kuruluşlarının kasaların da kalacak.
6 Şubat 2023 Pazartesi gecesi Türkiye ve Suriye’de meydana gelen, büyük hasara yol açan iki güçlü deprem ve artçı sarsıntılar sonrasında, dünyanın dört bir yanından gelen yardım ekiplerinin fedakârca çalışmalarından sonra, yine tüm dünya ülkelerinden para ve eşya yardımları yağmıştı.
Yardım ekibi gönderen ve daha sonra ülke çapında bir kampanya ile para toplayan ülkelerden biri de Hollanda idi.
Hollanda’dan giden yardım ekiplerinin kahramanlıklarını medyada okumuş ve görmüşsünüzdür.
Hollanda’daki para yardımı kampanyası da bir başkaydı.
11 Yardım kuruluşunun birlikte organize ettikleri yardım gecesi, tüm medya tarafından ortaklaşa gösterildi ve yazıldı.
Hollanda’da yaşayan Türk kökenli şarkıcı Karsu’nun, depremde kaybolanlara atfen yazılı tercüme ile okuduğu ‘Neredesin sen’ şarkısı ile daha çok duygusallaşan Hollandalılar, Türkler ve diğer ülkeler mensup insanlar, rekor derecede meblağı bulan paralarını esirgemediler.
Canlı yayınlanan yardım kampanyasında her saat yükselen milyonlarca euronun bugünkü toplamı 124,5 milyon euroyu buldu.
Yardımların hâlâ devam etmekte olduğunu göz önünde tutan Giro 555 hesabının Başkanı Michiel Servaes, kampanya hesabının bu yılın sonuna kadar açık kalacağını belirtti.
Servaes, bugüne kadar 32 milyon euroluk bir meblağın yardımzedeler için harcandığını belirtirken, bundan sonra gelecek olan projeler için 1 Mart 2025 tarihine kadar başvuru yapılabileceğini bildirdi.
Michiel Servaes sözlerine şöyle devam etti: “Bu kadar çok yıkımın milyonlarca insanın hayatını büyük ölçüde değiştirdiği ve zorlaştırmaya devam ettiği her iki ülkede de durum hala endişe verici. Neyse ki, Hollanda’daki muhteşem katılım ve Giro555’ten elde edilen büyük meblağ sayesinde yardım kuruluşlarıgüçlenmiş oldu. Bu ölçekte uluslararası yardımın vazgeçilmez halkası olan çeşitli yerel ortaklarla yakın işbirliği içinde çalışıyoruz. Sert kış yaklaşırken acil yardım sağlamaya devam edeceğiz. Ancak şimdi bir sonraki aşamaya da odaklanacağız. Binaların restore edilmesi veya yeniden gelişebilmesi için ekonomiye yatırım yapılması da dahil olmak üzere, afet bölgesine yeniden gelecek perspektifi kazandırmak için ihtiyaç duyulan konularda çalışmalar yapılıyor.”
Servaes Yeniden Yapılanma konusunda şunları söyledi:
“Giro555’in arkasındaki kuruluşlar, acil yardım sağlamanın yanı sıra, yeniden yapılanma, iyileştirme çalışmaları ve perspektif sunmaya da odaklanıyor. Mümkün olduğunca normal yaşamın yeniden başlatılabilmesi için okullar, hastaneler ve su sistemleri onarılarak yerel pazarlara ve ekonomilere destek veriliyor. En savunmasız durumdakiler, önümüzdeki kış aylarında kendi geçimlerini sağlayabilmeleri için mali destek alacak. Pek çok insan hâlâ endişe ve stres duygularıyla mücadele ettiğinden, psikososyal yardımın kapsamı önümüzdeki aylarda daha da artırılacak. Giro555’ten elde edilen gelirler 1 Mart 2025’e kadar harcanacak.”
WORLD VISION PARA DAĞITIYOR
Servaes, şöyle devam etti: “World Vision depremin hemen ardından harekete geçti. Acil yardımımız, kısmen Giro555’ten gelen para sayesinde, şu anda Türkiye ve Suriye’de neredeyse bir milyon erkek, kadın ve çocuğa ulaştı. World Vision, temiz ve güvenli içme suyuna öncelik verdi ve ailelere hayatta kalabilmeleri için nakit kuponları sağladı. World Vision, etkilenen okulların öğretim materyalleri almasını sağladı. 32 binden fazla çocuğa psikososyal
destek verildi. Bu arada on beş okulun onarılması ve mağdurlar için acil konut oluşturulması için yerel halkla birlikte hazırlıklar yapıldı.”
MADALYONUN DİĞER TARAFI
Hollanda’daki yardım kampanyalarının, hangi ülke olursa olsun cömertçe yapıldığına şahit olmaktayız. Kampanya Türkiye için olduğu zamanlarda, buradaki Türkler’in katkısıyla daha bonkörce davranıldığı da malumdur.
1999 yılındaki Marmara depremi sonrasında da, yine muhteşem bir kampanya sonunda 67 milyon toplanmıştı. Televizyondan canlı yayınlanan o kampanya’ya Prensesler, Bakanlar ve ünlüler de katılmıştı. Ne var ki toplanan paralar yine 11 yardım kuruluşuna pay edilmişti. Şubat 2000’de yapılan bir toplantıda yardım paralarının neden paylaşıldığını sorduğum zaman aldığım cevap şu olmuştu: “Tüm yardım kuruluşları ortaklaşa faaliyet gösterdikleri için meblağ paylaşıldı. Her kuruluş ayrı ayrı projelere harcama yapacak.”
Ben de, “Böylece meblağ çarçur ediliyor” diye bağırıp, kızgınlıkla dışarı çıktığım zaman, Kızılhaç’ın başkanı arkamdan geldi ve beni yatıştırarak bilgi vermeye çalıştı. Ama ne yazık ki, yardım kuruluşlarına yeteri kadar proje gelmeyince o paraların çoğu, kuruluşların kasalarında kaldı.
Şimdi de 125 milyon euro gibi rekor bir meblağ toplandı. Yapılan açıklamalara bakıldığı zaman, bu meblağ yine kuruluşlar arasında pay edildi. Kuruluşlar şimdi proje bekliyorlar. Açıklamalara bakılırsa, 1 Mart 2025’e kadar başvuru bekleniyor. Demek oluyor ki, yine bir yığın para kasalarda kalacak. Bu nedenle gerek Türkiye’deki ve gerekse Hollanda’daki Türkler ve kuruluşlar proje üreterek bu kuruluşlara vermeliler.
HOLLANDALI TÜRKLER DE BÜYÜK FEDAKÂRLIK YAPIYORLAR
Hollandalılar’ın yaptığı fedakârca yardımların yanında, ülkede yerleşik Türkler de yardımdan geri kalmadılar. Hem de bonkörlükte sınır tanımadan…
Çeşitli Türk kuruluşları ve işadamlarının yardım kampanyalarından ikisini sizlere sunmak istiyorum.
HOTİAD’TAN 102 KONTEYNER EV
Hollanda Türk İşadamları Derneği HOTİAD, depremzedeler için 500 bin euro gibi büyük bir meblağı gözden çıkardı ve tam 102 konteyner evi Hatay’a gönderdi.
HOTİAD Başkanı Hikmet Gürcüoğlu bu konuda şu açıklamayı yaptı:
“Konteynerleri aldık ve gönderdik ama, bunları yerleştirmek için arsaya ihtiyaç vardı. İrtibat kurduğumuz AFAD ve mahalli yöneticilerin yardımı ile Serinyol’da bir arsa verildi. Altyapı işlerini de halledilmesinden sonra o arsaya 90 konteyner sığdırabildik. Arta kalan 12 konteynirin ikisini Samandağ Belediyesine, 10 tanesini de iki sivil toplum kuruluşu aracılığı ile yine Samandağ’a verdik. Şu anda çevre düzenleme, aydınlanma, yerleştirme, çit çekme işleri yapılıyor. Bir iki hafta içinde bu çalışmalar tamamlandığı zaman teslim ve açılış programı yapılacak. O mutlu günü sizlere haber vereceğim.”
BM LİFE VAKFI 200 ÖĞRENCİYE TABLET BİLGİSAYAR DAĞITTI
Hollanda’da Benim Sigortam (BM) sahibi Mehmet Keskin’in inisiyatifi ile kurulmuş olan, başkanlığını bir Hollandalının, Koordinatörlüğünü de Mehmet Emin Ateş’in yaptığı BM Life Vakfı da, depremzedeler için çeşitli yardım kampanyaları gerçekleştirdi. İlk etapta depremzedeler için yazlık ihtiyaçlar gönderen BM Life Vakfı, ikinci etapta 200 öğrenciye tablet bilgisayar dağıttı.
Mehmet Keskin ve Mehmet Emin Ateş, gazeteci dostumuz Yavuz Nüfel ile gittikleri deprem bölgesinde duygulu anlar yaşadılar.
Dostumuz Yavuz Nufel’in konuyla ilgili haberi şöyle:
Deprem sonrası başlatılan kampanyanın ilk etabında bölgeye yazlık giyecek ve malzeme getirerek dağıtan BM Life, kampanyanın ikinci etabında Eğitime Destek Projesi ile Hatay’da girişimlerde bulundu.
Hollanda’da Türk iş adamları tarafından kurulan ve faaliyetlerini başarılı şekilde yürüten BM Life Vakfı, 6 Şubat depreminin Hatay’da oluşturduğu maddî ve manevî zararların telafisine katkı amacıyla sürdürdüğü uzun soluklu kampanya çerçevesinde yardımlara devam ediyor.
Yardımları birinci elden ihtiyaç sahiplerine ulaştırma prensibinden taviz vermeyen BM Life Vakfı, Yönetim Kurulunu temsilen Kordinatör Mehmet Emin Ateş ve Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Keskin, proje kapsamında yerel yönetim ve sivil toplum kuruluşları aracılığı ile tespit edilen öğrencilere tablet bilgisayaralarını tek tek teslim etti.
BM Life Vakfı heyeti, Hollanda Ankara Büyükelçiliği’ni temsilen, Gaziantep Hollanda Fahri Konsolosu Bora Tezel ile birlikte Hatay’da faaliyetlerine başladı. Ekibe Mustafa Kemal Üniversitesi’nden Doç. Dr. Hüseyin Kürşat Türkan ve Öğretim Üyesi Dr. İsa Kılıç ile Türkiye’de görev yapan gazeteci Yaşar İliksiz eşlik etti.
Türk, Ermeni, Süryani, Hristiyan Yahudi, Alevi, Sünni cemaatleri ile Kilise, Cami, Havra ayırmadan, ibadethaneleri, AK Partili, MHP’li, CHP’li belediye başkanları, İskenderun Kaymakamı, ilk okullar, imam hatip okulları, meslek okulları ziyaret edildi…
Önceden tespit edilen ve yukarıda adı geçen dini inancı/ siyasi görüşü ne olursa olsun, depremde anne ve babasını kaybetmiş öğrenci çocuklara tablet bilgisayar teslim edildi.
BM life bölgenin sosyolojik yapısını da göz önüne alarak oluşturduğu logo ve afişlerde de bu hassasiyete dikkat etti.
Vakıfın 20 bin Euro ile başlattığı kampanya çığ gibi büyümüştü. Yaz öncesi bölgeye yazlık ihtiyaç getiren BM Life, okulların açılması ile birlikte, şimdi de 200 tablet bilgisayar ile kampanyayı sürdürüyor.
Mehmet Emin Ateş ve Mehmet Keskin, BM Life kampanyaları hakkında şunları söylediler:
“5 ay gibi kısa bir sürede bölgeye ikinci gelişimiz ama sonuncu olmayacak. En kısa zamanda tekrar geleceğiz. Çünkü şeffaf oluşumuz, bize olan güven çok önemli. Bu yüzden hayırseverler imkânları dahilinde sürekli maddî destek vermeye devam ediyor. Bölgenin ihtiyacı çok.
O yüzden son enkaz parçası yerden kalkmadan, son aile evine girmeden biz de kampanyalarımıza son vermeyeceğiz. Hollanda’da bizi destekleyen vatandaşlarımıza iş adamlarımıza, Fahri Konsolosumuz Bora Tezel nezdinde Hollanda Büyükelçiliğimize ve Hollanda’ya teşekkürü borç biliyoruz.”
Son gün: İskenderun’dan Samandağ’a
Türkiye’deki depremzede öğrencilerin eğitimlerine katkı için bağışladığı tablet bilgisyarları ilk elden sahiplerine ulaştırmak için, BM Life Vakfı Yönetim Kurulunu temsilen Hatay’da bulunan Koordinatör Mehmet Emin Ateş ve Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Keskin ilk iki gün yoğun ziyaret trafiğinin ardından üçüncü gün temaslarına başladı.
BM Life Vakfı heyetine mihmandarlık eden Mustafa Kemal Üniversitesinden Doç. Dr. Hüseyin Kürşat Türkan ve Öğretim Üyesi Dr. İsa Kılıç ile Türkiye’de görev yapan gazeteci Yaşar İliksiz’in, üçüncü gündeki ilk durağı, İskenderun Kaymakamlığı oldu. İskenderun Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek, Türk misafirperverliğinin gerektirdiği şekilde ağırladığı misafirlerine, deprem bölgesi ve yapılan yardımların dağıtımında gözettikleri ilkeler hakkında bilgi verdi.
İlk iki gün boyunca hemen her dini kesimden ve kültürden kurumları ziyaret eden ekip, zaten yardımların din, dil, kültür ve soy farkı gözetilmeksizin herkese ulaştırıldığına şahit olmuştu. Depremin yol açtığı hasarın büyüklüğüne ve kapanan yollara ve yaşanan tüm olumsuz etkenlere rağmen Türkiye Cumhuriyeti devletinin bunu nasıl başardığının sırlarını usta diplomat Murat Sefa Demiryürek açıkladı.
BM Life Vakfı ekibi ise Kaymakam Demiryürek’e bundan sonra deprem bölgesine yapmayı planladıkları kalıcı yardımlar hakkında bilgi verdiler.
Ekibin bir sonraki durağı İskenderun Bilsem (Hatay / İskenderun Bilim ve Sanat Merkezi) oldu. Kurum Müdürü Ahmet Yelseli ve kurumda seçkin öğrencilere eğitim veren öğretmenler ekibi karşılayarak, tablet bilgisayar verilecek öğrencilerle tanıştırdılar. Bu ziyarette BM Life Vakfı’nın bir başka önemli eğitim hizmeti de kendisini gösterdi. Depremzede öğrencilere online yabancı dil eğitimi projesine katkıda bulunan kurum öğretmenlerinden Filiz Yüksekbaş, gelinen nokta, yapılması gerekenler ve geleceğe dair planlar hakkında bilgilendirmede bulundu. BM Life Vakfı Koordinatörü Mehmet Emin Ateş, depremzede öğrencilere yabancı dil eğitimi projesini çok önemsediklerini ve gereken her desteği vereceklerini söyledi.
Daha sonra öğrencilerin tablet bilgsayarları takdim edildi. Öğrencilerin her birinin diğerinden zeki ve her birinin diğerlerinden daha büyük hedefleri olması dikkat çekti. Bilimkurgudan uzay teknolojisine, iletişimden sosyo kültürel kalkınma projesine kadar farklı hedeflere sahip öğrencileri takdir eden BM Life Vakfı heyeti, eğitimcilerden bu gençlere hayallerini gerçekleştirmeleri için gereken her yardımı yapmalarını rica etti. Eğitimciler de öğrencilerinin yüksek potansiyellerinin farkında olduklarını ve onları ülkenin geleceğinde önemli noktalara taşımanın üzerine düşen büyük vazife olduğunu belirttiler…
Gezinin sonraki durağı Samandağ Belediyesi idi. İlk gün MHP’li bir belediye başkanına konuk olan BM Life Vakfı ekibi, son gün CHP’li bir belediye başkanına konuk olarak, inançlarda olduğu gibi siyasi görüşte de fark gözetmediklerini gösteriyordu. Samandağ Belediye Başkanı Refik Eryılmaz, ekibin gelişine çok sevinmişti.
BM Life Vakfı günün son ziyaretini Türkiye’nin tek Ermeni köyü olan ve şu anda mahalle statüsünde yer alan Vakıflı Köyü’ne gerçekleştirdi.
Köyde Ermenice, Türkçe, Arapça ve Farsça konuşan köylülerle karşılaşan ekip, Türkiye kültür mozaiğinin doğurduğu bu ilginç manzaraya hayran kaldı. Ermeni mahallesinin 30 yıldır muhtarı olan Berç Kartun, köylerinde can kaybı olmasa da pek çok evin yıkıldığını ve diğer mahallelerde ölen Türk, Kürt, Arap, Alevi vatandaşların ölümlerinin onları da çok üzdüğünü dile getirdi. BM Life Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Keskin, aynı acıyı binlerce kilometre uzaktan kendilerinin de yaşadığını belirterek, “Felaketler ve sıkıntılarda insanın kimliğine, inancına, kültürüne bakılmaz. İnsandır önemli olan. Bir insanın diğerinden farkı yoktur. BM Life Vakfı olarak 3 gündür Müslüman, Hrıstiyan, Ermeni, Türk, Kürt, Arap, Alevi, Sünni, Protestan, Katolik, Ortodoks demeden tüm depremzedelerin acılarına ortak olduk. Keşke elimizden daha fazlası gelse diyoruz. Buradan tüm dünyaya, bu coğrafyanın çok daha uzun süre yardımlara muhtaç olacağını belirtmek istiyorum. Sizlere de bu hassasiyetiniz için teşekkür ediyorum” dedi.
BM Lİfe Vakfı ekibi, güneşin batışı ile birlikte yorgun ve bitkin halde istirahate çekilirken yüreklerinde buruk bir mutluluk vardı. Tüm yardımlara ve devletin tüm organları ile yaraları sarabilmek için seferber olmasına rağmen, insanlar zorlu yaşam şartları içinde yaşıyorlardı ve ekip onlardan sadece bir avucuna yardım eli uzatabilmişti. Bu onların yüreğini burkan taraftı. Diğer yanda ise çocukların gözlerindeki mutluluk ışıltısı ve sevinç çığlıkları vardı… Ekip üyeleri birbirlerine, son mağdurun yarası sarılana kadar bu topraklara yardım ulaştırılması için gayret sarf etme sözü verdiler…