HER YÖNÜYLE HİBRİT SAVAŞ -TÜRKİYE’NİN KARŞI STRATEJİLERİ VE DİRENÇ YÖNTEMLERİ

Önder Akgün

Stratejist-Araştırmacı-Yazar-Em. SAT Binbaşı
Strateji Enstitüsü Danışmanı

Günümüzde çok sık duyduğumuz bir kavram olan Hibrit savaş, eski tarz savaşların “sadece silahlar yetmez” dediği noktaya vardığı bir sanat dalı adeta. Tanklar ve toplar hâlâ var ama artık bilgisayar klavyesi de en az onlar kadar tehlikeli! Bu savaşta düşmanı belirlemek zor; çünkü karşı taraf bir yandan ekonomik krizi tetiklerken, diğer yandan sosyal medyada “beğen” butonuyla psikolojik saldırıya geçiyor. Eskiden düşmana ateş açardık, şimdi ise ya Wi-Fi bağlantısını kesiyor ya da bant daraltıyoruz. Eskiden düşmanı görmek için dürbün yeterken, şimdi sosyal medyada troll hesapları takip etmemiz gerek! Bir zamanlar sadece cephe hattında yerimizi koruyorduk; şimdi bilgi hattında, siber ağlarda ve ekonomik cephelerde savaşıyoruz. Hibrit savaşın ana kuralı, her şeyin göründüğünden çok daha karışık olması. Bu savaş, modern savaşın tam anlamıyla “çift yönlü oynayan” yüzü gibi. Bu savaşın amacı, düşmana kim olduğunu bile unutturmak, öyle ki sonunda kendisini “yoksa ben mi düşmanım?” diye sorgulamaya başlasın! Kısacası, bu savaşta kurallar yok, ve her şey mübah!

Hibrit savaş, geleneksel savaşın sınırlarını aşarak, askeri ve askeri olmayan unsurların iç içe geçtiği bir mücadele biçimidir. Tarihte hibrit savaşın çeşitli örnekleri bulunmakta olup, her biri günümüzde hibrit savaş taktiklerine yönelik dersler sunmaktadır. Hibrit savaş, bilinen ilk örneklerinden günümüz uygulamalarına kadar strateji geliştiren ülkelere önemli avantajlar sağlamış, bu nedenle farklı devletler tarafından farklı biçimlerde uygulanmıştır. Hibrit savaş, özetle konvansiyonel askeri güçlerin yanı sıra siber saldırılar, dezenformasyon kampanyaları, ekonomik baskı, kültürel ve dini etkiler gibi askeri olmayan unsurların birleşik kullanımını içeren bir stratejidir.
Gelin Hibrit savaşın uzak ve yakın tarihine birlikte bakalım.
Hibrit Savaşın Tarihçesi
Hibrit savaş kavramı modern dönemlerde tanımlanmış olsa da, tarih boyunca birçok savaş hibrit niteliklere sahiptir. Askeri tarihçiler, hibrit savaşın özelliklerinin Eski Yunan ve Roma İmparatorluğu dönemlerinde dahi gözlemlendiğini belirtiyor.
1. Antik Dönem:
Roma, çeşitli kabileler ve kültürlerle olan mücadelelerinde sadece askeri güç değil, diplomatik stratejiler, propaganda ve yerel halklar üzerindeki etkisini kullanarak hibrit bir savaş yaklaşımı benimsedi. Roma, fethettiği topraklarda yerel liderlere tavizler verip halkı kendi kültürü ve dinine adapte etmeye çalışarak iç huzuru sağladı. Bu yaklaşım, Roma’nın genişlemesini kolaylaştırdı. Hannibal’in Roma’ya karşı yürüttüğü savaşta, Galya ve İtalya’nın yerel kabilelerinden destek alarak Roma’nın sınırlarını zorlaması hibrit savaşın örneklerinden biri olarak kabul edilebilir.
2. Orta Çağ:
Moğollar, yalnızca askeri gücü değil, aynı zamanda psikolojik savaş tekniklerini de kullandı. Şehirleri kuşatmadan önce teslim olmaları için korku yayma, sahte geri çekilmeler yaparak düşmanı tuzağa çekme gibi taktikler hibrit savaşın örneklerindendir. Moğollar ayrıca yerel halkları kendileri için çalıştırarak ve fethettikleri bölgelere uyum sağlayarak hâkimiyetlerini sürdürdü. Cengiz Han’ın Orta Asya’dan Avrupa içlerine kadar yaptığı seferlerde, yerel halkları kendi saflarına katması, ele geçirilen topraklardaki kaynakları stratejik olarak kullanması hibrit savaş uygulamalarının klasik bir örneğidir.
3. Modern Dönem ve Kolonyal Savaşlar:
18. ve 19. yüzyılda Büyük Britanya, sömürgelerinde hibrit savaş stratejilerini etkin olarak uyguladı. Askeri güç ile birlikte yerel halk üzerindeki ekonomik, kültürel ve diplomatik etkisini kullanarak sömürgelerinde nüfuzunu artırdı. İngilizlerin Hindistan’daki kontrolünü güçlendirmek için yerel prensleri desteklemesi, sömürge yönetimini meşrulaştırmak için eğitim ve din gibi konularda yerel halkı etkileyen politikalar geliştirmesi hibrit savaşın bir başka örneğidir.
4. Soğuk Savaş Dönemi:
Soğuk Savaş, hibrit savaşın çok yönlü ve karmaşık stratejilerle uygulanışının bir zirve noktasıdır. ABD ve Sovyetler Birliği doğrudan savaşmak yerine vekil devletler ve gruplar aracılığıyla mücadele etti. Ekonomik ambargolar, istihbarat savaşları, kültürel nüfuz, propaganda ve psikolojik savaş gibi hibrit unsurlar kullanıldı. Vietnam Savaşı, Sovyetlerin Afganistan müdahalesi gibi çatışmalarda ABD ve Sovyetler, hibrit taktiklerle yerel gruplara destek vererek birbirlerinin etkisini azaltmaya çalıştı. Kısaca Tarihçesini bildiğimiz bu terimin artık derinlerine inebiliriz.
Hibrit Savaş Doktrinleri ve Stratejileri
Hibrit savaş, geleneksel askeri operasyonlar ile asimetrik ve siber savaş, ekonomik baskı, psikolojik operasyonlar, sosyal medya manipülasyonları gibi farklı unsurları birleştirerek çok katmanlı bir mücadele tarzı oluşturur.
Bu tür savaşın doktrinleri ülkeden ülkeye değişse de öne çıkan başlıca stratejik yaklaşımlar şunlardır:
1. Çok Katmanlı Baskı ve Nüfuz Doktrini:
Bu doktrin, askeri harekâtlarla birlikte ekonomik yaptırımlar, ticaret engelleri, diplomatik baskılar, sosyal medya dezenformasyonu ve yerel aktörleri kullanarak hedef ülkenin iç siyasetini, ekonomisini ve kamuoyunu baskı altına almayı amaçlar. ABD’nin Çin ve Rusya’ya uyguladığı yaptırımlar, NATO’nun Rusya’ya karşı doğu Avrupa’da askeri yığınak yapması gibi önlemler bu doktrinin uygulamalarıdır.
2. İnkar Edilebilirlik (Plausible Deniability) Doktrini:
Hibrit savaşta devletler, kendilerine bağlı olmayan paramiliter grupları, milis güçleri veya vekil güçleri kullanarak müdahaleler gerçekleştirir ve doğrudan sorumluluktan kaçınır. Siber saldırılar, dezenformasyon kampanyaları gibi unsurlarla, yaptıklarının izlerini belirsiz bırakırlar. Rusya’nın Doğu Ukrayna’da destek verdiği ayrılıkçı gruplar ve ABD’nin Suriye’deki yerel milis güçlerle iş birliği bu yaklaşımın örneklerindendir.
3. Sosyal ve Bilgi Savaşı Doktrini:
Bilgi savaşı, sosyal medya ve kitle iletişim araçları üzerinden yapılan propaganda, dezenformasyon ve manipülasyonlarla hedef toplumların moralini bozmayı ve kamuoyu algısını şekillendirmeyi amaçlar. Rusya’nın “trol orduları” ile sosyal medya manipülasyonları, ABD’nin hedef ülkelerdeki medya organlarını finanse etmesi gibi uygulamalar bu doktrin kapsamında değerlendirilebilir.
4. Ekonomik Savaş Doktrini:
Hibrit savaşın ekonomik boyutunda, hedef ülkeye yönelik mali yaptırımlar, ticari kısıtlamalar, döviz manipülasyonları ve yatırım engelleri kullanılarak ekonomik zarar verilmesi amaçlanır. ABD’nin İran ve Çin’e uyguladığı yaptırımlar, küresel piyasalarda petrol fiyatlarıyla oynanması gibi hamleler bu stratejiye örnektir. Ülkelere ve stratejilerine yoğunlaşalım biraz da şimdi.
Hibrit Savaşı Uygulayan Ülkeler ve Stratejileri
1. Rusya, hibrit savaşın özellikle bilgi savaşı ve siber saldırı boyutunda öne çıkmaktadır. Sosyal medya manipülasyonları, propaganda faaliyetleri, ekonomik baskı ve siber saldırılarla hedef ülkelerdeki kamuoyunu etkileme ve siyasi istikrarsızlık oluşturma stratejisini sıkça kullanıyor. Rusya’nın Ukrayna Politikası tam da konumuza bir örnek aslında. 2014’te Kırım’ın ilhakı ve Donbas bölgesindeki ayrılıkçılara destek verilmesi, Rusya’nın hibrit savaş stratejilerinin örneği olarak değerlendirilebilir. Rusya, konvansiyonel askeri gücü siber saldırılar, dezenformasyon kampanyaları ve vekil güçler kullanarak birleştirdi. Ayrıca ABD ve Avrupa ülkelerindeki seçim süreçlerine yönelik siber saldırılar ve bilgi operasyonları da bu stratejinin bir parçasıdır.
2. ABD, hibrit savaşta daha çok siber saldırılar, ekonomik yaptırımlar, diplomatik baskılar ve askeri caydırıcılık unsurlarını kullanıyor. Sosyal medya platformları üzerinden dezenformasyon kampanyaları ve diğer ülkelerin iç siyasetine dolaylı müdahaleler, Amerikan hibrit savaş taktiklerinin bir parçasıdır. Şu anda, dünya üzerinde bu savaş türünü ABD’den daha iyi yapan yoktur. Çin ve İran gibi ülkelere uygulanan ekonomik yaptırımlar, bilgi savaşları ve siber saldırılar ABD’nin hibrit savaş stratejisinin örneklerindendir. Yıllarca Türkiye’nin maruz bırakıldığı manipülasyonlar ve dezenformasyonları ve karşı tedbirleri yazımın ilerleyen bölümlerinde sizlerle paylaşacağım.
3. Çin, hibrit savaşta özellikle ekonomik ve siber savaş yöntemleri üzerinde yoğunlaşmaktadır. “Belt and Road Initiative” gibi stratejik projelerle ülkeler üzerinde ekonomik nüfuz kurarken, siber casusluk ve bilgi savaşlarıyla da küresel düzeyde etkisini artırıyor. Çin’in Güney Çin Denizi’nde askeri tesisler kurması, Tayvan’ı tehdit eden askeri tatbikatlar ve dünya genelindeki bilgi sistemlerine yönelik siber saldırılar bu stratejiye örnektir. Çin, Hibrit savaşın ekonomik boyutunda aktif bir politika yürütmektedir. Buraya kadar örnekleriyle ve tanımlarıyla Hibrit Savaş konusunu anlattık, peki ne öğrenmeliyiz nasıl çıkarımlar da bulunmalıyız.?
Hibrit Savaştan Çıkarılacak Dersler
Tarihsel örnekler hibrit savaşın, geleneksel savaş teknikleriyle birleşen etkili bir strateji olduğunu göstermektedir. Bu bağlamda hibrit savaşın getirdiği başlıca dersler şunlardır:
1. Çok Boyutlu Savunma İhtiyacı:
Hibrit savaşın çok yönlü yapısı, ülkelere karşı çok boyutlu savunma stratejilerinin gerekliliğini ortaya koymaktadır. Askeri güç tek başına yeterli değildir; siber güvenlik, ekonomik dayanıklılık, bilgi güvenliği ve diplomasi gibi unsurlar da entegre edilmelidir.
2. Hızlı Tepki ve Uyarlanabilirlik:
Hibrit savaşın karmaşık yapısı, ülkelere hızlı karar alma ve uyarlanabilir stratejiler geliştirme ihtiyacı doğurur. Özellikle siber saldırılar ve bilgi savaşları anında tepki gerektirdiğinden, devletlerin hızlıca organize olabilecek kapasitede olmaları kritik önem taşır.
3. Toplumsal Dayanıklılık:
Hibrit savaş, toplumları hedef alarak iç karışıklık ve güvensizlik yaratmaya çalışır. Bu nedenle ülkeler, halkın milli birliği ve kamuoyunun direncini artıracak önlemler almalıdır. Bilinçlendirme kampanyaları, dezenformasyonla mücadele mekanizmaları, halkın dış kaynaklı tehditlere karşı farkındalığını artırabilir.
4. Vekil Unsurlarla Mücadele:
Tarihte görüldüğü üzere, hibrit savaşta düşman direkt olarak değil, vekil gruplar ve yerel aktörler üzerinden savaşmaktadır. Bu durum, ülkelerin iç güvenlik politikalarını güçlendirmelerini ve dış kaynaklı etkileri minimize etmeleri gerektiğini ortaya koymaktadır.

5. Uluslararası İttifaklar ve İş Birliği:
Hibrit savaş, uluslararası destek ve iş birliği gerektiren çok katmanlı bir tehdittir. Ülkeler, bu tür tehditlere karşı yalnız mücadele etmek yerine, dost ülkelerle stratejik ittifaklar kurmalı, istihbarat paylaşımı yapmalı ve iş birliklerini artırmalıdır.
6. Teknolojik Gelişim ve Savunma Sanayii:
Günümüzde hibrit savaşın en önemli unsurlarından biri siber güvenlik ve ileri teknolojidir. Siber saldırılar ve bilgi savaşları gibi hibrit savaş unsurlarına karşı güçlü bir teknoloji altyapısı oluşturmak, yerli savunma sanayiini geliştirmek ve dijital güvenliği sağlamak, modern hibrit savaşın getirdiği derslerden biridir.
Ülkemiz açısından bu tanım ne ifade ediyor peki?
Türkiye’nin Hibrit Savaştaki Konumu ve Stratejik Hedefleri
Türkiye, hibrit savaşı uygulayan ülkeler arasında giderek önem kazanmaktadır. Stratejik konumu ve bölgesel tehditlerle mücadele gereksinimi doğrultusunda hibrit savaş unsurlarını entegre eden bir yaklaşım geliştirmektedir. Türkiye, coğrafi ve jeopolitik olarak hibrit savaş riskleriyle karşı karşıyadır. Ortadoğu, Kafkaslar ve Avrupa gibi çatışma bölgelerine yakın olması, Türkiye’nin bu tür tehditlere karşı hazırlıklı olmasını zorunlu kılar. Türkiye’nin hibrit savaşa karşı pozisyonu, hem iç güvenlik hem de dış tehditlerle mücadeleye dayalıdır.
Türkiye’nin hibrit savaş unsurlarına karşı alması gereken önlemler, çok katmanlı ve entegre bir savunma mekanizmasını gerektirmektedir.
Türkiye’nin bu bağlamda hibrit savaş uygulamaları şunlardır:
Terörle Mücadele: Türkiye, PKK, YPG ve FETÖ gibi örgütlere karşı askeri operasyonların yanı sıra bilgi savaşları, psikolojik operasyonlar ve sosyal medya üzerinden yürütülen dezenformasyonlarla mücadele etmektedir.
Siber Savunma ve Saldırı:
Türkiye, siber güvenlik alanında gelişmekte ve kamu kurumları bünyesinde oluşturduğu siber güvenlik birimleri ile hem savunma hem de potansiyel siber saldırı kapasitesini artırmaktadır.
İHA ve SİHA Kullanımı:
Askeri teknoloji alanında İHA ve SİHA’ların kullanımı Türkiye’nin hibrit savaşta öne çıkan unsurlarından biridir. Suriye, Libya ve Dağlık Karabağ’da bu sistemlerin aktif kullanımı, Türkiye’nin hem savunma hem de hücum kapasitesini artırmıştır.
Ekonomik ve Diplomatik Stratejiler:
Türkiye, uluslararası alanda ekonomik yaptırımlara karşı direnç geliştirme, ticaret anlaşmaları ve diplomatik ilişkilerle kendi çıkarlarını koruma stratejisi izlemektedir.
Türkiye’nin bu bağlamda öne çıkan Stratejik hedefleri şunlardır:
1. Milli Savunma Sanayii Kapasitesinin Artırılması: Hibrit savaşta teknoloji ve siber güvenlik büyük önem taşır. Türkiye’nin yerli savunma sanayiine yaptığı yatırımlar bu alanda bağımsızlık kazandırmakta, ulusal güvenlik açısından avantaj sağlamaktadır. Savunma sanayisinde yerli üretimin artırılması, Türkiye’nin hibrit savaşta kendi teknolojik altyapısına sahip olmasını sağlar. İHA/SİHA gibi yerli savunma teknolojilerinin geliştirilmesi bu stratejik hedefe katkı sunmaktadır.
2. Çok Boyutlu İstihbarat Ağı Oluşturulması: Hibrit savaşta başarılı olmak için siber, ekonomik, bilgi ve askeri istihbarat unsurlarını içeren entegre bir istihbarat ağı kurmak önemlidir. Türkiye’nin bu bağlamda istihbarat birimlerini modernize etmesi ve istihbarat paylaşımını güçlendirmesi gerekmektedir. Siber saldırılara karşı yerli ve milli yazılım ve donanımlar geliştirmek, Türkiye’nin savunma kapasitesini güçlendirecek ve hibrit savaşta direncini artıracaktır. Ulusal güvenlik açısından kritik altyapıların korunması için kamu kurumları ve özel sektör iş birliğiyle ulusal bir siber güvenlik ağı kurulmalıdır.
3.Toplumsal Farkındalığın Artırılması: Hibrit savaşın bilgi ve psikolojik boyutuna karşı toplumsal direnci güçlendirmek önemlidir. Eğitim yoluyla medya okuryazarlığı ve bilgi güvenliği konularında halkı bilinçlendirmek, dış kaynaklı tehditlere karşı koruyucu bir önlem olacaktır. Türkiye’nin bilgi savaşı konusunda da proaktif bir tutum sergileyerek dezenformasyonla mücadele etmesi gerekmektedir. Özellikle sosyal medyada ve dijital mecralarda yapılan propaganda ve yanlış bilgi yayılmasına karşı hızlı ve doğru bilgi iletimi sağlanmalıdır. Doğrulama merkezlerinin kurulması, medya organlarıyla iş birliği yapılması ve sosyal medya platformları ile iletişim kurulması bu açıdan önemlidir.
4. Psikolojik Operasyon ve Halkla İlişkiler Stratejileri:
Hibrit savaşın halkı etkileme boyutunda, Türkiye kendi kamuoyunu bilgilendirmeli ve yabancı propagandalara karşı vatandaşları eğitmelidir. Bu amaçla ulusal kimlik, birlik ve beraberlik duygusunu güçlendiren psikolojik operasyonlar yürütülmelidir. Eğitim sisteminde medya okuryazarlığı derslerinin artırılması, kamu spotları, kültürel projeler ve milli değerleri güçlendiren projeler önem taşır.
5.Uluslararası İş Birlikleri ve İttifaklar: Türkiye, NATO ve diğer stratejik ortaklarla bilgi paylaşımı ve istihbarat iş birliği yaparak hibrit savaş tehditlerine karşı kolektif savunmayı güçlendirebilir. Türkiye, bölgedeki dost ülkelerle hibrit savaşa karşı ortak savunma ve güvenlik iş birlikleri yapmalıdır. Bu, özellikle Türk devletleri ile yapılacak askeri, ekonomik ve bilgi güvenliği alanlarında anlaşmalarla güçlendirilebilir. Türkiye’nin hibrit savaşa karşı yalnız kalmaması için NATO, BM ve diğer uluslararası kuruluşlarla iş birliği yapması önemlidir. Diplomatik alanda güçlü bir politika ile Türkiye, yalnızca askeri değil aynı zamanda ekonomik ve kültürel alanda da kendini koruyabilir. Bölgesel ittifakların güçlendirilmesi, özellikle Türk devletleriyle stratejik iş birlikleri kurulması ve hibrit savaşa karşı ortak stratejilerin geliştirilmesi gereklidir.
6.Ekonomik Dayanıklılık: Ekonomik baskılara karşı direncin artırılması, stratejik sektörlerde bağımsızlık sağlanması hibrit savaştan çıkarılacak önemli bir derstir. Bu doğrultuda Türkiye güçlü bir üretim gücüne ve ekonomiye sahip olmalıdır. Türkiye’nin dış baskılara karşı ekonomik olarak bağımsızlığını artırması önemlidir. Yerli ve milli üretimin teşvik edilmesi, stratejik sektörlerde dışa bağımlılığın azaltılması ve yerel sermayenin korunması öncelikli olmalıdır. Savunma sanayii yatırımlarının artırılması, yerli üretimi destekleyen teşviklerin uygulanması ve finansal piyasalarda istikrarın korunması gereklidir.
Sonuç
Türkiye, hibrit savaş unsurlarını kendi stratejilerine adapte ederek ve bu tür savaşın gerektirdiği yetkinlikleri geliştirerek bu alanda önemli bir aktör konumuna gelmiştir. Hibrit savaş, geleneksel savaş yöntemlerinin ötesine geçerek siber güvenlik, dezenformasyon, ekonomik baskılar, psikolojik harekat ve asimetrik unsurlar gibi çok çeşitli yöntemleri bir araya getiren bir mücadele biçimidir. Türkiye, hibrit savaşın gerekliliklerine göre hazırlık yaparak, bölgesel ve küresel güvenlikte etkin bir savunma ve caydırıcılık gücü haline gelmeyi hedeflemektedir.

Türkiye’nin hibrit savaşa adaptasyon süreci, birçok farklı alanda yapılan çalışmalarla desteklenmiştir. Öncelikle, askeri alanda yapılan modernizasyon çalışmaları bu sürecin temel taşlarından birini oluşturur. Milli savunma sanayisinin gelişmesiyle birlikte, Türkiye, yerli ve milli sistemler üretme konusunda ciddi ilerlemeler kaydetmiştir. Savunma sanayiindeki bu atılım, geleneksel ve yeni nesil tehditlere karşı daha etkin bir yanıt kapasitesi sunarken, aynı zamanda Türkiye’nin dışa bağımlılığını azaltarak stratejik özerklik kazanmasına katkı sağlamaktadır. Bu süreç, tank, insansız hava aracı (İHA) ve silahlı insansız hava aracı (SİHA) gibi modern askeri araçların geliştirilmesini, elektronik harp sistemlerinin ve radar teknolojilerinin iyileştirilmesini kapsamaktadır. Örneğin, Bayraktar TB2 ve Akıncı gibi SİHA’lar Türkiye’nin hibrit savaş kapasitesini artıran unsurlar arasında yer almakta, hem keşif hem de saldırı görevlerinde etkin roller üstlenmektedir.
Askeri modernizasyonun yanı sıra, siber güvenlik alanında yapılan çalışmalar da Türkiye’nin hibrit savaş yeteneklerini güçlendirmektedir. Günümüzde hibrit savaşın en önemli cephelerinden biri siber ortamdır. Türkiye, siber güvenlik alanında yaptığı yatırımlarla kritik altyapılarını korumak için gerekli adımları atmakta ve olası siber saldırılara karşı etkin savunma tedbirleri geliştirmektedir. Kamu ve özel sektör iş birliği ile siber güvenlik altyapısı güçlendirilmiş, uzman ekipler ve sürekli güncellenen güvenlik yazılımlarıyla desteklenen bir savunma sistemi kurulmuştur. Ayrıca, Türkiye, siber güvenlik alanında yerli yazılımlar ve teknolojiler geliştirmeye yönelik projelerle kendi güvenlik ihtiyaçlarına uygun çözümler üretmeye önem vermektedir.
Hibrit savaşın bir diğer önemli unsuru olan dezenformasyonla mücadele de Türkiye’nin gündeminde önemli bir yer tutmaktadır. Günümüzde bilginin manipüle edilmesi, toplumsal algıların yönlendirilmesi, kamuoyunun yanlış bilgilendirilmesi gibi yöntemler hibrit savaşın psikolojik boyutunu oluşturmaktadır. Türkiye, bu tür tehditlere karşı kendi medya organları ve sosyal medya platformları üzerinden doğru bilgilendirme kampanyaları yürütmekte, yabancı kaynaklı dezenformasyon faaliyetlerine karşı aktif bir mücadele sürdürmektedir. Ayrıca, Türkiye’nin kamu kuruluşları ve istihbarat servisleri, dezenformasyon faaliyetlerine karşı istihbarat toplama ve analiz süreçlerini güçlendirmiştir. Bu kapsamda, ulusal medya stratejileri oluşturulmakta ve toplumun bilinçlendirilmesi için eğitim ve bilgilendirme çalışmaları yapılmaktadır.
Ekonomik bağımsızlık da hibrit savaş stratejilerinde önemli bir faktördür. Türkiye, ekonomik yaptırımlara ve dış ekonomik baskılara karşı dayanıklılık sağlamak amacıyla yerli üretimi desteklemekte ve stratejik alanlarda bağımsızlık kazanmaya yönelik politikalar uygulamaktadır. Özellikle savunma sanayi, enerji sektörü ve tarım gibi kritik sektörlerde yapılan yatırımlar, Türkiye’nin ekonomik anlamda daha özerk bir yapıya kavuşmasına katkı sağlamaktadır. Bu durum, hibrit savaş senaryolarında ekonomik saldırılara karşı daha dirençli hale gelmesini sağlamaktadır.
Türkiye’nin hibrit savaşa hazırlık sürecinde uluslararası iş birlikleri de önemli bir yer tutmaktadır. NATO üyesi olan Türkiye, bu üyelik çerçevesinde Batılı hibrit savaş stratejilerinden ve modern askeri tekniklerden yararlanmaktadır. Bunun yanı sıra, Türkiye, kendi bölgesel tehdit algılarına göre özel stratejiler geliştirmekte ve bölgesel müttefikleriyle iş birliği yapmaktadır. Özellikle Türk savunma sanayisinin geliştirdiği teknolojiler, dost ve müttefik ülkelerle yapılan iş birlikleri aracılığıyla bölgesel güvenlikte ortak savunma stratejilerinin oluşturulmasına katkı sağlamaktadır. Türkiye’nin Orta Doğu, Balkanlar ve Kafkasya gibi bölgesel etki alanlarındaki güvenlik iş birlikleri, hibrit savaş tehditlerine karşı ortak çözümler geliştirilmesine olanak tanımaktadır.

Sonuç olarak, Türkiye’nin hibrit savaşa yönelik geliştirdiği stratejiler ve uyguladığı önlemler, hem bölgesel hem de küresel güvenlik açısından kritik bir öneme sahiptir. Hibrit savaşın getirdiği yeni tehditler karşısında Türkiye, askeri gücünü modernize etmek, siber güvenlik altyapısını güçlendirmek, dezenformasyonla mücadele etmek, ekonomik bağımsızlığını korumak ve uluslararası iş birliklerini artırmak gibi alanlarda adımlar atmaktadır. Türkiye, bu stratejileri kararlılıkla uygulayarak hibrit savaş tehditlerini minimize etmeyi ve güvenliğini koruma altına almayı hedeflemektedir. Bu kapsamda, Türkiye’nin hibrit savaş alanında yetkin bir aktör olarak ortaya çıkması, sadece kendi güvenliği için değil, aynı zamanda bölgesel ve küresel barış için de önemli bir kazanım olarak değerlendirilmektedir.

https://www.facebook.com/share/p/1DaBhU7zkU/

https://www.facebook.com/share/p/1Jofv6yEaV/

 

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

MİLLET DAVASI NEDİR?(2)

Mustafa Temizer Dava: Ülkü; amaç edinilen, ulaşılmak istenen şey; idealdir. Dava adamı: Bir ülkü uğruna …