Hani Bundan Birşey Olmazdı(!)

Adnan EVSEN

Jeoloji Mühendisi

 [email protected]

X@EvsenAdnan, facebook @adnanevsen, instagram @AdnanEvsen, youtube@AdnanEvsen

6 Şubat Pazartesi günüydü. Haftanın ilk günü. Okula ya da işe gitmek için henüz çok erkendi. Sabahın bu şafak vaktinde odadaki uğultunun nereden geldiğini anlamaya çalışıyordu.  Cep telefonu veya masadaki saat de değildi beyninde zonklayan. Ama her yerde yataktan kaldırabilecek, zıplatacak kadar bir ses, gürültü vardı. Bir türlü kalkamıyordu.  Nihayet ne olduğunu anlayabilmek için pencere kenarına kadar gelebilmişti. Bütün gücünü toplayarak dışarıya bakmak istedi: “Aman Allah’ım!..” Binalardan kırılma sesleri geliyor ve şiddeti de gittikçe artıyordu. Odanın içerisinde binanın bir sağa bir sola yattığının farkına varmıştı. Şafak sökmek üzereydi. Perdeyi aralayıp dışarıya baktı. Pencere buğulanmış ve buz tutmuştu. Dışarının oldukça soğuk olduğu belliydi. Hem soğuktu hem kar yağışlıydı. Buz tutmuş camın bir kenarını kazıyarak dışarıyı görmeye çalıştı. Evler küme küme yıkılıyordu. Evet, bu bir depremdi. Bazı evler yıkılıyor, bazıları ise bulunduğu yerde gömülüyordu. 12 Kasım günü ülkemizdeki depremlere ve Düzce depremine dikkat çekmek için yaptıkları tatbikatı hatırladı. Odanın içinde güvenli bir yer bulmaya çalıştı. Yatağının kenarında bir hayat üçgeni oluşturup oraya sığındı.  Binalardaki kırılmaların sesleri çok şiddetli bir şekilde devam ediyordu. “Bir an evvel bitse!” diye dua ediyordu. 10 Saniye, 15 saniye… Zaman geçmiyor ve deprem devam ediyordu. Ne zaman bitecekti? Geçmiş zaman, hafızasından bir film şeridi gibi geçmeye başladı. 6 Şubat’tan önce fay hatları üzerine BUNDAN BİR ŞEY OLMAZ(!) denilerek sıvılaşan zeminler üzerine iş yeri ve konut yapıldığını hatırladı. Yüklenici zeminin yumuşak ve kolay kazılabilir olmasından dolayı  mutluydu. Çok fazla kazı bedeli ödemeyecekti. Ama hatırladığı bir şey daha vardı: Konunun uzmanları, zaman zaman yazılı ve görsel medyada, sıvılaşan zeminler ile fay hatları üzerine konut yapılmaması gerektiğini ifade ediyorlardı ama dinleyen yoktu. Bu şehirdeki son deprem 1513 yılında olmuştu. “Bundan sonra bir daha deprem olmaz.” diyorlardı. Fay hatları ve sıvılaşan zeminler üzerine demir, beton gibi malzemelerden çalarak yaptığımız evler, binalar, iş yerleri, spor salonları, siteler, rezidanslar bir bir yıkılıp gidiyordu. HANİ BUNDAN BİR ŞEY OLMAZDI?

6 Şubat 2023’te hayatını deprem bölgesinde sürdüren ve depremi bizzat yaşayan bir depremzedenin hatıratı böyleydi. 6 Şubat günü bu acı hatırayı yaşayan, bizler de olabilirdik. Bu depremde hayatımızı veya herhangi bir uzvumuzu kaybetmiş ağır yaralı biri olabilirdik. Hâlâ ölü ya da hayatta olup olmadığı bilinmeyen bir kayıp listesinde de olabilirdik.

Gelelim asıl meseleye. 31 Mart 2024, yerel yöneticilerimizin halkı ile yüzleşme zamanıdır. Belediye başkan adaylarının yeniden seçilebilmeleri için insanlarla sempatik bir iletişim içinde olmaları, halk ile zaman zaman bir araya gelmeleri, halkın taleplerine karşı duyarlı olmaları, altyapı ve üstyapı yatırımlarına yeterince yer vermeleri, belediyeye ayrılan bütçeyi yerli yerinde kullanmaları vb. hususlar çok önemlidir.

Yerleşim yerlerinde yaşayan vatandaşlarımız, yukarıda zikredilen kritik hususları yöneticilerine her zaman sorma hakkına sahiptir. Çünkü halk, belediye başkanlarına beş yıl süreyle kendilerini temsil hakkı vermiştir. Bu beş yıllık süreçte mevcut başkanlarımız, halk ve devlet nezdinde yapmış olduğu icraatları halkın iradesine sunmakla mükelleftir. Son kararı da halkımız verecektir. Şimdi mevcut belediye başkanlarına tanınan beş yıllık süre bitti. 31 Mart 2024 günü siyasi partiler önümüze yeni bir beş yıllık süre için aday listesi koyacaklar. Önümüze konan bu listede nelere dikkat etmemiz gerektiğini kısaca hatırlatmak isterim.

Alp-Himalaya Deprem Kuşağı’nın üzerinde olan ülkemiz, kıta üzerinde en büyük depremlerin yaşandığı bir coğrafyada yer almaktadır. Kuzey Anadolu Fayı (KAF), Doğu Anadolu Fayı (DAF), Batı Anadolu Deprem Kuşağı ve Orta Anadolu Deprem Kuşağı olmak üzere ülkemizi tektonik yönden etkileyen birçok fay zonu mevcuttur. Kuzey Anadolu Fay Zonu üzerinde 1939’da yaşadığımız 7.9 büyüklüğündeki depremi, 1999 yılında Gölcük (7.4) ve Düzce (7.2) depremleri takip etmiştir.

Kıta üzerindeki en büyük depremlerin yaşandığı ülkemiz, tartışmasız bir deprem ülkesidir.  6 Şubat’tan sonra da gördük ki deprem olmaz diye bilinen yerlerde bile depremler oldu.

Dünya üzerinde meydana gelen depremleri şu andaki teknoloji ile durdurmanın imkânı yoktur. Madem bizler depremleri durduramıyoruz, o zaman deprem zararlarını minimize etmek için sorumluluk üstlenebiliriz. Bu anlamda TBMM’nin yapacağı anayasal ve yasal düzenlemeler, yürütmenin ve belediyelerin alacağı kararlar, bireysel olarak ise bilinçli bireyler yetiştirmek büyük önem arz etmektedir.

TBMM’nin Alabileceği Kararlar: Anayasa’ya değiştirilemeyecek veya değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek maddeler koymak şeklinde anayasal düzenlemeler yapılabilir.

İmar Affı: Ülkemizde bugüne kadar en az 20 defa imar affı çıkarılmıştır. Bugünden itibaren yeni bir imar affının önü anayasal olarak kapatılabilir. TBMM, fay hatlarının üzerine ev yapılmasını engelleyici hükümler getirmek için Kanun düzenlemesi yapabilir.

 Afet Bakanlığı: Madem bu ülke bir afet ülkesi, madem bu ülke aktif tektonik hatların üzerinde yer alıyor, madem bugüne kadar deprem yüzünden 150 binden fazla insanımızı kaybettik; o zaman afet konusu ile doğrudan ilgilenecek, fay hatlarının yerlerini tam olarak belirleyecek, her bir fay ve segmentin bütün özelliklerini tespit edecek bir Afet İşleri Bakanlığı kurulması sağlanabilir.

Fay Yasası: Halen taslak olarak TBMM’de bekleyen Fay Yasası bir an evvel çıkarılabilir. Afet riski oluşturabilecek faylara ne kadar mesafede yaklaşılabilececeğı ile ilgili düzenleme yapılabilir.

Sigorta Güvencesi: Binaların, yapımından ekonomik ömrünün sonuna kadar sigorta kapsamına dâhil edilebileceği konusunda yasal düzenlemeler geliştirilebilir.

Yerel Yönetimlerin Alabileceği Kararlar: Şehri tehdit eden depremler başta olmak üzere doğal olaylar hakkında bir derleme çalışması yapılabilir.

Deprem Master Planı: Şehri tehdit eden fayların çalışması yapılabilir. En yakın fay zonundan başlayarak şehri etkilemesi muhtemel olan bütün faylar Deprem Master Planı kapsamında çalışılabilir. Fay hatlarının olduğu alanlar imar dışı bırakılabilir. Bu alanlar günübirlik mesire yerleri, park ve bahçe olarak düzenlenebilir.  Sıvılaşan zeminler afet riski altındaki alanlar olarak ilan edilebilir. Dere yataklarının olduğu yerlere imar izni verilmeyebilir.

Uzman Danışman: Elbette ki belediye başkanlarının bütün doğal tehdit ve riskleri bilme zorunluluğu yoktur. Ama madem bu şehrin düzgün yönetilmesi adına aday oluyor, o zaman iş başkalaşır. Belediye başkan adayımız şehri tehdit eden en büyük afet riski neyse o konu üzerinde de bilgi sahibi olmalıdır veya uzman bir danışman ile birlikte çalışmalıdır.

Bireysel Tedbirler: Deprem riski yüksek bir ülkede yaşıyor olmanın bilinciyle deprem ile ilgili en temel bilgileri öğrenmemiz gerekiyor. Merkezî hükümetten ve yerel yönetimlerden deprem öncesi yapı stokunun güçlendirilmesi yönünde talepte bulunabiliriz. Bu husus başkan adayına oy vermenin en temel sebepleri arasında sayılabilir. Deprem anında ve depremden sonra yapılması gerekenler konusunda bilinç düzeyimizi yükseltebiliriz. Yapı stokunun yapılması ve satın alınması esnasında -önceliğimiz güvenlik tarafında olmak üzere- sorgulamalar yapabiliriz. Bilinçli birey, dirençli şehir yaşam umudumuz olarak hayat rehberimiz olmalıdır.

31 Mart 2024 Pazar günü yerel yöneticilerimizi seçmeden önce şehrimize, ilçemize, mahallemize, sokağımıza, evimize gelecek olan milletvekillerine, belediye başkan adaylarına, siyasi kişiliklere belirttiğimiz hususlar sorulabilir, bazı taleplerde bulunabilir.

Depremin zararlarını azaltmak adına yukarıda saydığımız ilgililere şu tarz sorular sorulabilir:

Sayın Milletvekilim/Başkanım; bu ülkenin bir deprem ülkesi, bu şehrin de bir deprem şehri olduğu gerçeğinden hareket ederek deprem zararlarını azaltmak adına;

  • Bu ülkede bir daha İMAR AFFI olacak mı?
  • AFET BAKANLIĞI kurulacak mı?
  • FAY YASASI çıkacak mı?
  • DEPREM MASTER PLANI yapılacak mı?
  • SİGORTA GÜVENCESİ olacak mı?
  • DEPREM ve DOĞAL AFET konusunda danışmanınız olacak mı?

Elbette bu soruları çoğaltmak mümkün. Başkan adayımıza/milletvekillerimize bu soruları ve daha fazlasını sorabileceğimizi lütfen unutmayalım. Soralım ki dirençli şehir oluşturmak adına planlamalar yapılsın.  TBMM, Fay Yasa taslağını kanun haline getirsin. Afet Bakanlığı kurulsun. Bir daha imar affı çıkarılmasın. Fay hatları, dere yatakları ve sıvılaşan zeminler imar dışı bırakılsın.

Afetsiz günler dileğimle…

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

MİLLET DAVASI NEDİR?(2)

Mustafa Temizer Dava: Ülkü; amaç edinilen, ulaşılmak istenen şey; idealdir. Dava adamı: Bir ülkü uğruna …