İlhan KARAÇAY yazdı
Öyle bir yetenek ki, 19 yaşında iken Türkiye’de spor salonu işletiyordu.
2000 yılında, 21 yaşında geldiği Hollanda’da gıda dalında işe başladı ve 2003 yılında kendi firmasını kurdu.
Müşteriye ve çalışanına gösterdiği sıcak ilgi sayesinde ‘sevilen adam’ oldu.
Hollanda Türk İşadamları Derneği HOTİAD’ta İkinci Başkan oldu.
Şimdi de, girişimcilik yeteneğini, konferanslar ile gençlere öğretiyor.
O’nu, etkinliklerden ve toplantılardan ‘girişimci bir Türk olarak’ tanıyordum.
Ama daha sonra, tesadüfi bir yolculuk sırasında, daha iyi tanımaya başlamıştım.
Bu yolculuk, geçtiğimiz 3 Aralık günü başlayan Hatay yolculuğuydu.
Hollanda Türk İşadamları Derneği HOTİAD yöneticileri ve üyelerinin katıldığı bu yolculuk dört gün sürmüştü. Bu dört günlük birliktelik sırasında, dikkatimi en çok çeken adam, O adamdı: Faruk Halıcı.
Yolculuğun amacı, HOTİAD trafından depremzedeler için yaptırılan 102 konteyner evin teslim ve açılışta hazır bulunmaktı. Aramızda HOTİAD’ın Başkanı Hikmet Gürcüoğlu da vardı ama, mihmandarlık görevini İkinci Başkan Faruk Halıcı yapıyordu.
Adana’ya kadar uçak ile, daha sonrası da otobüs ile devam eden dört günlük ziyaretimiz sırasında, kalabalık bir gruba mihmandarlık yapan Faruk Halıcı’nın sabır ve içtenliği dikkatimi çekmişti.
Grup içindekilerden değişik tercih ve istek sesleri çıkarken, Halıcı’nın güler yüzle uyguladığı çözümler hiç itiraz görmüyordu.
Örneğin, programlanmış bir yere giderken gelen bir telefondaki ses, “Ben şu anda uçakla geldim, beni şuradan alırmısınız” diyordu. Halıcı’dan çıkan, “Tabii ki, arkadaşların izniyle seni bulunduğun yerden alırız” cevaba hiç kimse itiraz etmiyordu. Buna benzer örnekleri çoğaltabilirim ama, biliyorum ki, ‘O adam’ dediğim Halıcı’yı tanımak için siz de acele ediyorsunuzdur.
Otobüste, herkese su servisi yapacak kadar alçak yüreklilik sergileyen Faruk Halıcı için özel bir haber yapma hissimi beklemeye almıştım.
TESADÜFLERİN YARARI
Geçen hafta emailime bir mesaj gelmişti Mesaj aşağıdaki fotoğraf ile desteklenmişti.
Mesajda, bugünkü yazımın kahramanı Faruk Halıcı’nın, Tilburg Türk Gençler Derneği’nde ‘Girişimcilik ve Motivasyon’ başlıklı bir konferans vereceği belirtiliyordu.
Tabii ki bu benim için beklenmedik bir gelişmeydi. Zira, bir gezi sırasında dikkatimi çeken ve hakkında yazma hissi uyandıran Halıcı’yı anlatabilmem için bir fırsat doğmuştu.
İşte bu fırsatı değerlendiriyorum ve Faruk Halıcı’yı sizlere sunuyorum.
Yozgat’ta 1978 yılında doğan Faruk Halıcı, evli ve üç çocuk babasıdır. İş hayatına Türkiye’de bir spor salonunun sahibi ve daha sonra bir mağazada direktör olarak başladı. Bu deneyimler, iş dünyasına ve girişimciliğe olan tutkusunu güçlendirmiştir.
Halıcı, Anadolu Üniversitesi, Eskişehir’de İşletme, Yönetim ve Organizasyon bölümünde okuduktan sonra, 21 yaşında Hollanda’ya geldi. Hollanda’da gıda endüstrisinde yeni fırsatlar keşfetti.
2003 yılında gıda sektörünü tercih ederek Jilpaq‘ı kurdu.
2006 yılında şirket Jilpaq Holding olarak yenilendi.
2011 yılında, 32 yaşında Hollanda Metal Fabrikası’nın 3500 m2’lik yerini satın alarak devleşen ve ikinci bir açılış yapan Halıcı’ya, Jilpaq’ın anlamı soruldu. Verilen cevap şuydu: “Hiçbir anlamı yok. Ama, memleketimin, kendimin, eşimin, çocuklarımın veya ebeveynlerimin adı yerine böylesi ilginç bir ismi uygun buldum” cevabını verdi.
2012 yılında Hollanda medyası, Türk döner kebabını karalamak için, hijyen olmadığı iddiasını öne sürmüştü.
Jilpaq Döner’i üreten Jilpaq’ın Yönetim Kurulu Başkanı olarak bir açıklama yapan Halıcı, bu konuda bir genelleme yapılmasının doğru olmadığını ve piyasadaki gerek döner ve gerekse diğer kebapların sağlıklı bir şekilde imal edildiğini öne sürerek, “Buyurun, gelin ve imalatımızı inceleyin” çağrısında bulunmuştu.
Açılış sırasında, neden dönerciliği tercih ettiği sorusuna, “Hollanda’da şu anda her ay 900 bin kilo döner eti tüketiliyor. Bu kadar eti sadece Türkler’in tüketmesi imkânsızdır. Demek ki Hollandalılar da bu yiyeceği tercih ediyor. Bu nedenle bu branşı seçtim. Kim bilir, belki de bundan sonraki döner eti tüketimi bir milyon kiloyu geçecektir.” cevabını veren Halıcı, satışlarının tüm Avrupa’ya toptan şekilde yapılacağını açıklamıştı.
Jilpaq’ın, kalitesi ve müşteri odaklı yaklaşımıyla öne çıkan bir şirket olacağını belirten Halıcı, daha sonra, Türkiye’de imalatı yapılan restoran endüstrisine ait ihtiyaç malzemelerini kendi markaları ile Hollanda’ya satarken, pizza kutuları ve döner kağıtları gibi ambalaj malzemelerini de Türkiye’den getirip Hollanda’da satıyordu.
Daha sonra, Hollanda Türk İşadamları Derneği HOTIAD’a üye olan Halıcı, bu kuruluşun İkinci Başkanlığını yürütmektedir. Halıcı, bu pozisyonda, toplumsal sorumluğunu üstlenmekte ve girişimciliği desteklemek ve teşvik etmektedir.
GENÇLERE GİRİŞİMCİLİK VE MOTİVASYON DERSİ
Kendisinin girişimcilik başarısını, Hollanda’daki Türk gençlerine de aşılamak için, çeşitli etkinlikler yapan Faruk Halıcı, Tilburg’taki Ötüken Gençlik Derneği’nin daveti ile gençlerle buluştu.
Faruk Halıcı, gençlerin girişimcilik potansiyellerini tam anlamıyla kullanıp, geçmişten ders çıkararak, geleceğin temellerini atmalarını söyleyerek başladığı konuşmasında, insanın kendini tanımasının başarıya giden yolda ilk önemli nokta olduğunu vurguladı.
Halıcı, gençlerin girişimcilik ve motivasyonunu hedef alarak, potansiyellerini tam anlamıyla kullanmalarını ve geçmişten ders çıkararak geleceğin temellerini atmalarını istedi.
Faruk Halıcı konuşmasında, kendi kendini tanımanın ve tutkunun önemine vurgu yaparak, herkesin başarılı olmak için girişimci olmak zorunda olmadığını belirtti.
FADİME ÖRGÜ-FARUK HALICI SÖYLEŞİSİ
Soru: Sizi girişimci olmaya ne teşvik etti? Kendi işinizi kurmak istediğinize dair belirli bir an var mıydı?
Cevap: “Benim girişimcilik serüvenim, işletmecilikle ilgili tutkumu uyandıran çeşitli deneyimlerle şekillendi. Türkiye’de zaten işletmecilikle uğraşıyordum. Kendi spor salonumu işletiyordum ve bir mağazada müdürlük yapıyordum. Bu deneyimler, işletme tutkumu güçlendirdi. Bu tutku kanımda vardı sanki…
2000 yılında 21 yaşında Hollanda’ya geldiğimde gerçekten bir şok yaşadım. Akademik geçmişim ve Türkiye’deki deneyimlerime rağmen, burada yeniden başlamak zorunda kaldım. Hollanda’da yaşam, özellikle akşam saat 18.00’den sonra, Türkiye’nin büyük şehirlerindeki canlı atmosfere kıyasla çok farklıydı. Burada ne yapabileceğimi düşündürdü. Girişimcilik isteğim güçlüydü. Birçok düşünce ve görüşmelerden sonra, evrensel olan ve dünyanın her yerinde daima talep gören gıda endüstrisini seçtim. Bu seçim, 2003 yılında Hollanda’da Jilpaq şirketini kurmama yol açtı.”
Faruk Halıcı’nın etkinliklerine, ülkenin yüksek düzey yöneticileri de katılır. İşte, Halıcı’nın bir etkinliğine katılan, zamanın Sosyal İşler ve Çalışma Bakanı Karien van Gennip ile çekilen bir fotoğraf.
Soru: Girişimcilik yolculuğundaki zorlu bir dönemden ve kendinizi nasıl motive ettiğinizden söz edebilir misiniz?
Cevap: “Son 20 yılda birçok zorluğu yaşadım. Beni motive eden şey, kültürümden aldığım bir inançtır. ‘Bazı sonlar yeni fırsatlar oluşturur’ örneği, finansal kısıtlamalar ve rekabet baskısı yüksekti. Daha ucuz ancak kalitesiz ürünleri satın almak için seçeneklerimiz vardı. Yine de kendi kalite standartlarımıza bağlı kaldık. Stres ve baskı olsa da, zamanın en iyi çözüm olduğuna inanıyordum. İlkelerimize bağlı kalmak bizi sonunda güçlendirdi ve müşterilerimizden daha fazla takdir kazandı. Korona virüs döneminde ilk başta panik ve korku vardı. Önlemler, ülke genelindeki düzenlemelere rağmen, şirketimizi olumlu bir şekilde değiştirdi. Bu durumu bir fırsat olarak gördük ve Türkiye’de yeni bir şirket kurduk. Bu şirketle Avrupa’ya ihracata başladık.”
Soru: Günlük hayatınızda lider olarak motivasyonunuzun rolü nedir?
Sizi motive etmeye yardımcı olan belirli ritüelleriniz veya alışkanlıklarınız var mı?
Cevap: “Girişimci olarak günlük rutinimde motivasyonun rolü benim için paha biçilemezdir. Bu sadece iş gelişimi değil, aynı zamanda topluma bir şeyler verme ve etrafımdaki insanlara istihdam sağlama konusunda kişisel bir tatmindir. Bir genci işe aldığım zaman, ona sunduğum fırsatlarla nasıl büyüdüğünü görmek beni her gün motive ediyordu. Birinin hayatına katkıda bulunma hissi, beni sürekli olarak motive ediyor. Belirli ritüeller veya alışkanlıklar, sadece günlük işimle ilgili değil, aynı zamanda sosyal projelerde ve yerel girişimlerdeki katılımımla ilgilidir. Örneğin, her yeni bir proje başlattığımda veya önemli bir adım attığımda, çalışma arkadaşlarıma teşekkür etmek ve birlikte yaptığımız ilerlemeyi değerlendirmek için zaman ayırıyorum. Bu, takım ruhu oluşturur ve bizi tutku ve kararlılıkla daha ileri gitmeye motive eder.”
Halıcı, gençlere karşı verdiği konferanstan sonra, çok istekli gençlerden bir grup ile özel bir toplantı daha yaparak, soruları cevaplandırdı.
Soru: Sürekli değişen bir pazarda, Jilpaq içinde yenilik ve büyümeyi teşvik etmek için lider olarak motivasyonunuzu nasıl koruyorsunuz?
Cevap: “Değişen bir pazarda yenilik ve büyümeyi teşvik etmek için motivasyonu korumak çok önemlidir. İlham verici anlardan biri, organik ürünlere artan talebi gördüğümüz andı. Başlangıçta tereddütlerimiz olmasına rağmen ürün yelpazemizi genişlettik. Olumlu müşteri tepkileri, piyasa trendlerini takip etmemiz ve yenilikçi ürünler sunma motivasyonumuzu artırdı. Bizi motive eden diğer bir etken, webshop başlatarak dijitalleşme yolunda attığımız son adımdı. Müşterilerimizle yakın temas halinde olmak, her gün öğrenmemizi sağlıyor. Özellikle büyük miktarda kaliteli ürünler aldığımız ve bunları webshopta sunduğumuz özel bir durumu hatırlıyorum. Bu ürünlerin geniş bir kitleye ulaştığını görmek, beni sadece bir iş insanı olarak memnun etmekle kalmadı, aynı zamanda dijital inovasyonun büyüme için önemli bir araç olduğuna olan inancımızı pekiştirdi.”
Soru: Ekip veya çalışanlarınızı iş dünyasında sürekli değişen bir ortamda nasıl motive ediyorsunuz?
Cevap: “Başarımızın ortak bir çaba olduğuna inanıyorum. Hep birlikte ilerlemenin ve çabalarımızın meyvelerini birlikte toplamanın ekibimiz için paha biçilmez olduğuna inanıyorum. Her zaman ‘ekmeği birlikte kazanmak’ benzetmesi yaparım. Her bir çalışanın, işin başarısında önemli bir rol oynadığını ve katkılarının takdir edildiğini hissetmesi, değişken iş ortamında daha etkili ve işbirlikçi olmalarına yardımcı olur.”
Soru: Gıda sektöründe, özellikle horeca toptancılığındaki başarı ve büyüme hedefleyen diğer girişimcilere ne tavsiye edersiniz?
Cevap: “Diğer girişimcilere tavsiyem, her zaman müşteriyi merkeze koymalarıdır. Müşteri görüşlerini dinlemek, sadece ürün satmakla kalmaz, aynı zamanda deneyimler sunar. Yaptığınız işe tutkuyla bağlı olmak önemlidir. Kazancınızın bir kısmını kendi işinize geri yatırın; stratejik yeniden yatırımlar, sürekli başarının önemli bir parçasıdır.”