Gıda ve tarım sektörlerini dönüştüren kadın girişimciler belli oldu
Tarım ve gıda sektöründe erken aşama kadın girişimcileri desteklemeyi amaçlayan, AB fonu destekli kuluçka programı EWA – Gıda ve Tarımda Değişim Yaratan Kadın Girişimci Programı’nın kazananları belli oldu. 10 girişimcinin finale kaldığı programda birincilik ödülünü Porion ile Berfu Safranbolulu, ikincilik ödülü ise Bionome ile Nerve Cansu İşeri aldı. Avrupa İnovasyon ve Teknoloji Enstitüsü’nün gıda fonu (EIT Food) tarafından desteklenen, Impact Hub İstanbul’un gıda ve tarım girişimcilik platformu Foodback ve Topraktan ortaklığında hayata geçirilen EWA – Gıda ve Tarımda Değişim Yaratan Kadın Girişimci Programı (Empowering Women in Agrifood), 30 Kasım’da gerçekleşen Demo Day ile sona erdi. Türkiye’de tarım ve gıda sektöründe kapsayıcılık ile çeşitliliği teşvik etmek, kadın liderli erken aşama girişimleri çoğaltmak ve girişimcilere iş fikirlerini geliştirmeye yönlendirecek gerekli bilgi, güven ve desteği sağlamak amacıyla başlatılan programda finale kalan 10 girişimden Porion girişimi ile Berfu Safranbolulu birinci, Bionome girişimi ile Nerve Cansu İşeri ise ikinci oldu. Bu yıl üçüncüsü düzenlenen programa 300’ün üzerinde başvuru yapıldı. EIT Food tarafından iletilen kriterler ışığında değerlendirilen başvurulardan önce 25 kişilik bir aday listesi oluşturuldu, sonrasında EWA ekibi tarafından çevrim içi görüşmelerde 10 girişim belirlendi. 10 girişim arasından ise birinci olan girişim 10 bin avro, ikinci girişim ise 5 bin avro ödülünün sahibi oldu. “Kadın girişimcilerimizi desteklemeye devam edeceğiz” Impact Hub İstanbul Kurucu Ortağı Ayşe Sabuncu, “Bu yıl üçüncüsünü düzenlediğimiz EWA Programı kapsamında ilk iki yılda 23 kadın girişimciye destek olduk. Bu yıl da programımıza pek çok başarılı kadın girişimci başvuru yaptı. Finale kalan 10 girişimcimizin sunumlarını Demo Day’de dinledik. Gerçekten oldukça değerli fikirler vardı ve iki girişimcimiz ödülü almaya hak kazandı. Takipte olduğumuz verilere göre Türkiye’de kurulan girişimlerdeki kadın girişimci oranı son yıllarda ortalama olarak %17, dünyadaki oran ise bu değerden bir kaç puan yukarıda. Bu oranın artması için Türkiye’nin gıda ve tarım sektörlerini dönüştüren kadın girişimcileri EWA Programı ile desteklemeye devam edeceğiz” dedi. EWA Programı nedir? EWA Programı, gıda ve tarım girişimcilerinin, girişimcilik yolculuklarında fikirlerini ve işlerini hızlandırması amacıyla tasarlanmış bir programdır. Programa katılanlar güçlü yönlerinden nasıl yararlanacaklarını, gerekli iş uzmanlığını nasıl edineceklerini ve sürdürülebilir bir iş kurmak veya geliştirmek için ihtiyaç duydukları araçlara nasıl ulaşacaklarını ve içinde bulundukları ekosistemle nasıl bağlantı kuracakları konusunda gelişirler. Programa başvuru kriterleri neler? Programa, kurucusu veya kurucu ortağı kadın olan Türkiye’deki girişimciler katılabiliyor. Katılımcılarda, tarım ve gıda sektörlerinde etki yaratacak erken aşama girişim sürecinde olmaları, girişim şirketleşmiş ise faaliyetlerinin iki seneyi geçmemesi ve şirket kurulum aşamasından bu yana toplamda en fazla 30 bin avro yatırım almış olmaları şartları aranıyor.Türkiye’nin En Büyük ve En Kapsayıcı Ödeme Platformu Lidio’dan indirimleriyle meşhur kasım ayına özel çarpıcı veriler
“Ödemeleri Özgürleştirme” mottosuyla finansal teknolojiler sektörüne hızlı bir giriş yapan ve temelinde Mobilexpress servisleri bulunan Lidio, indirim dönemi olarak bilinen kasım ayında güçlü teknolojik altyapısı sayesinde müşterilerinin 4.425.977,16 TL’lik ciro kaybını engelledi. Lidio ayrıca yapay zekâ destekli güçlü sahtecilik (fraud) önlemleriyle 14 Milyon TL’yi aşkın zararın da önüne geçti. Her yıl farklı sektörlerden pek çok markanın çeşitli indirim ve kampanyalar sunduğu dönem olarak bilinen kasım ayı, bu yıl da tüketicilerin yoğun ilgisiyle geçti. Halihazırda Türkiye’nin alanında en büyük e-Ticaret, Perakende, Sigorta ve Telekom şirketlerine özel servisler geliştiren, 2021 yılının kasım ayında tüm Türkiye’deki online ödemelerin yüzde 25’inden fazlasını tek başına üstlenen Mobilexpress temelli Lidio, yapay zekâ destekli Akıllı İşlem Yönlendirme servisi Smart Switch başta olmak üzere, güçlü teknolojik altyapısını destekleyen pek çok özelliğine kanıt niteliğinde veriler açıkladı. Lidio Kurucu Ortağı ve CEO’su Emre Güzer, 2022 Kasım ayına özel verileri şöyle yorumluyor: “Ödemeler dünyasında ‘kaçan işlemler’ olarak tanımladığımız işlemler, özellikle de tüketimin çeşitli kampanyalarla desteklendiği kasım aylarında işletmelere önemli maliyet yükleri getirebiliyor. Böyle yoğun dönemlerde teknik altyapılar, sistemsel sorunlar daha sık meydana geliyor ancak servislerimizi kullanan işletmeler bunlardan minimum seviyede etkileniyor. Lidio’da, Türkiye’nin en gelişmiş Akıllı POS yönlendirme altyapısı olarak tanımladığımız yapay zekâ destekli Akıllı İşlem Yönlendirme servisimiz Smart Switch sayesinde işlemleri kurallayarak ve maliyetleri analiz ederek işlemi en doğru POS’a yönlendiriyoruz. Bu yıl kasım ayı verilerimize baktığımızda, 4.425.977,16 TL’lik işlemi bu teknolojimizle başarılı işleme çevirdiğimizi yani işletmeleri bu miktarda ciro kaybından kurtardığımızı görüyoruz.” “2021’e kıyasla yüzde 225 büyüme!” “Mobilexpress temelli Lidio’dan geçen işlemlerin 2021 yılı kasım ayı verileri ile bu yılı kıyasladığımızda, işlem hacminde yüzde 225’lik bir büyüme, işlem adedinde ise yüzde 77’lik bir artış gerçekleştiğini görüyoruz. Verilerimize göre platformumuzdaki tüm işletmelerin 2021 yılı kasım ayında sepet ortalaması 596,17 TL iken 2022 yılında bu tutar 1.093,96 TL’ye; yalnızca e-ticarette ise 303,04 TL’den 457,50 TL’ye yükseldi. Sepet ortalamasına baktığımızda B2B tarafımızın çok güçlendiğini ve büyüme olarak e-ticareti geride bıraktığımızı gördük. Bu yıl ayrıca 2021 – 2022 Kasım ayları kıyaslamasında debit kartların kullanımında kredi kartı kullanımına oranla yüzde 4,8’lik bir artış da kaydettik. Tüketicilerin debit kartla alışverişi sevdiğini ve bu kartların online alışverişlerdeki payının her geçen gün arttığını söyleyebiliriz. Öte yandan buradaki bir diğer nedenin kredi kartlarındaki limit yetersizliği olduğunu da düşünüyorum.” “14 Milyon TL’yi aşkın fraud işlemlerinin favori saati 23:00, şehri İstanbul, sektörleri ise giyim ve elektronik.” Lidio’nun ödemeler dünyasının üzerinde durduğu en önemli sacayaklarından biri olan güvenlik konusunu yüksek teknolojiye dayalı sahtecilik önleme çözümlerimizle güçlendirdiğini, tüm sahtecilik ve ters ibraz işlemlerini yapay zekâ destekli araçlarla 7 gün 24 saat izlediğini belirten Güzer, fraud işlemlerin bu yılki favorilerini şöyle sıralıyor: “2022 Kasım ayındaki verilerimiz, alışveriş çılgınlığının arasına karışmaya çalışan sahtecilik işlemlerinde rekorun İstanbul’da olduğunu gösteriyor. 1-30 Kasım 2022 tarihleri arasında İstanbul’da 7.800 adet, 6.738.759,39 TL’lik fraud işlem tespit ettik ve işletmeleri bu kayıplardan kurtardık. İstanbul’u takip eden iller ve işletmelerin olası kayıp rakamları da şöyle sıralanıyor: Adana 827 adet işlemle 292.965,82 TL, Ankara 556 adet işlemle 448.058,57 TL, Antalya 264 adet işlemle 141.380,95 TL ve Siirt 156 adet işlemle 221.017,56 TL. Fraud girişimlerinin en çok yaşandığı sektörler ise bu yıl elektronik ve giyim olarak öne çıktı. Kasım ayı verilerimiz, elektronikte 585 adet sahte işlem girişimini engelleyerek toplam 10.736.255,12 TL’lik kaybın önüne geçtiğimize işaret ediyor. Giyim sektöründe ise işlem adedi çok daha yüksek, 3.375.002,36 TL’lik 11.690 adet fraud işlem tespit ettik. Bunları takiben kuyum 97 işlemle 26.728,35 TL, kozmetik 12 adet işlemle 17.739,00 TL, aksesuar 15 adet işlemle 6.020,01 TL olarak sıralanıyor. Rakamların toplamı, 14.161.744,884 TL’lik zararın önüne geçtiğimize işaret ediyor. Saat bazında fraud girişimleri ise bu yıl en çok 23:00 – 23:59 arasında kaydedildi. Kasım ayında en yüksek işlem adedi ve tutar 25 Kasım 2022 günü gerçekleşti.”GÜRİŞ HOLDİNG ULU RES’İ TAM KAPASİTE DEVREYE ALDI
GÜRİŞ MOGAN HOLDİNG İLE RÜZGAR ENERJİSİNDE BÜYÜMEYE DEVAM EDİYOR
120,4 MW KURULU GÜCE SAHİP ULU RES 150 BİN HANENİN YILLIK ELEKTRİK İHTİYACINI KARŞILAYACAK
Türkiye’de rüzgar enerji üretim alanında ilk sırada yer alan GÜRİŞ bünyesindeki MOGAN Holding, Bursa’nın İnegöl ve Keles ilçelerinde 29 adet Enercon (2 adet 3,5 MW E-138 EP3 ve 27 adet 4,2 MW E-138 EP3 E2) türbininden oluşan ULU Rüzgar Enerji Santrali’ni tam kapasite devreye aldı. 120,4 MW kurulu güce sahip ULU Rüzgar Enerji Santrali’ndeki son teknolojiye sahip türbinler 150 bin hanenin yıllık elektrik ihtiyacını karşılayacak.
Rüzgar enerjisi bakımından Türkiye’nin zengin bir ülke olduğunu söyleyen MOGAN Holding CEO’su Ali Karaduman, şirket olarak rüzgar enerjisine olan yatırımlarına devam ettiklerini belirterek “29 türbinden oluşan santralimizi tam kapasite devreye aldık. ULU RES’in elektrik üretimi ile birlikte yıllık 272.244 ton karbondioksit (CO₂) salınımı engellenmekte olup sürdürülebilir yatırımlarımızla çevremize ve dünyamıza katkı sağlamaya devam etmekteyiz. Amacımız, rüzgar enerjisini elektrik enerjisine dönüştürerek ülke ekonomisine katkı sağlamak” diye konuştu.
Yerli ve yenilenebilir enerji alanında yaptığı yatırımlar ile ülke ekonomisine katkı sağlayan MOGAN Holding, Türkiye’nin esen rüzgarlarını enerjiye dönüştürerek, ülkemizin elektrik ihtiyacını karşılamaya devam ediyor. Bursa’nın İnegöl ve Keles İlçelerinde yer alan 120,4 MW kurulu güce sahip ULU Rüzgar Enerji Santrali 29 türbin ile tam kapasite devreye alındı.
150 BİN HANENİN ELEKTRİĞİNİ KARŞILAYACAK
GÜRİŞ bünyesindeki MOGAN Holding, Türkiye’nin enerji alanında dışa bağımlılığını ve karbon salımını azaltmanın yenilenebilir enerji santralleri sayesinde gerçekleşebileceğinin mümkün olduğunu düşünerek faaliyetlerine bu doğrultuda devam ediyor. 29 adet Enercon (2 adet 3,5 MW E-138 EP3 ve 27 adet 4,2 MW E-138 EP3 E2) türbini ile faaliyet gösteren ULU Rüzgar Enerji Santrali, 111 metre kule yüksekliği ve 138 metre kanat çapındaki Enercon türbinler düşük ve orta güçteki rüzgâr rejiminde de yüksek güç üretmek üzere tasarlandı. Santral yılda 353.000.000 kWs elektrik üreterek 150 bin hanenin yıllık elektrik ihtiyacı karşılayacak.
TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK RÜZGAR ENERJİ SANTRALI YATIRIMCISI
Türkiye’nin öncü enerji şirketi MOGAN Holding, yenilenebilir enerji alanında yaptığı yatırımlar ile ülkemizin elektrik üretim kapasitesine önemli katkılarda bulunuyor. 2000 yılından bu yana yenilenebilir enerji alanında aktif olarak faaliyet gösteren MOGAN Holding, ULU Rüzgar Enerji Santrali’nin tam kapasite devreye girmesiyle birlikte, yurt içinde 10 adet, yurt dışında 2 adet olmak üzere toplam 12 rüzgâr enerji santrali ile toplamda 766 MW kapasiteye ulaştı.
“HEM İSTİHDAM HEM DE ELEKTRİK İHTİYACINI KARŞILIYORUZ”
Türkiye’nin rüzgar enerji kurulu gücünü artırarak hem bölge hem de ülke genelinde ekonomiye katkı sağlayacağını belirten MOGAN Holding CEO’su Ali Karaduman; Türkiye’nin temiz ve yenilenebilir enerji potansiyeline inanıyoruz. İhtiyacımız olan enerjinin tamamını yerli ve milli kaynaklarla elde edebilmek mümkün. 2000 yılından bu yana enerji alanındaki yatırımlarımızı yenilenebilir enerjiye yönlendirdik. Amacımız ülkemizi, enerjiyi ithal eden değil ihracatını yapan bir konuma getirmek. Geçmişten bugüne yatırımlarımız ile her zaman öncü olduk. Dün olduğu gibi bugün de yenilenebilir enerji alanında çalışmalarımızı hız kesmeden sürdüreceğiz. ULU Rüzgar Enerji Santrali ile bölge halkının istihdam oranlarını artırıyor ve ekonomisine can veriyoruz. ULU Rüzgar Enerji Santrali’ni tam kapasite devreye almamızla birlikte toplamda 1132 MW kurulu güce ulaştık. Yılda 4.200.000.000 kWs elektrik üreterek 1.700.000 hanenin yıllık elektrik ihtiyacını karşılayacağız” diye konuştu.
E-ticarette mükemmel müşteri deneyimi satışları artırıyor
Rekabetin her geçen gün kızıştığı e-ticaret alanında faaliyet gösteren firmalar, müşteri deneyimi sayesinde bir adım öne çıkabiliyor. Aldığı hizmetten memnun kalan tüketicilerin markaya sadakati artarken, bu durum satışlara da olumlu yansıyor. Türkiye’nin en büyük bulut tabanlı çağrı merkezi platformu AloTech, müşteri deneyimini üst noktaya taşımayı hedefleyen markalara, müşteri hizmetleri operasyonlarını iyileştirmeye yönelik ipuçları paylaştı.
Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de özellikle pandemi ile birlikte e-ticarete olan ilgi hızla artıyor. Elektronik Ticaret Bilgi Sistemi’nin (ETBİS) 2021 yılı verilerine göre e-ticaret hacmi bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 69’luk artışla 381,5 milyar TL olarak gerçekleşti. E-ticaret faaliyetinde bulunan işletme sayısı ise 484 bin 347’ye ulaştı. Rekabetin yoğun olduğu bu alanda işletmeleri bir adım öne çıkaran faktörlerden biri de müşteri deneyimi. Türkiye’nin en büyük bulut tabanlı çağrı merkezi platformu olan ve Call Center Studio markasıyla da 40 ülkede hizmet veren AloTech, e-ticarette mükemmel müşteri deneyimi sağlayarak satışları artıracak müşteri hizmetleri önerilerinde bulundu.
1- Daima erişilebilir olun: Tüketicilerin bir talep veya sorun karşısında başvurdukları yerlerin başında çağrı merkezleri geliyor. Bu başvurunun günün her saatinde olabileceği göz önünde bulundurularak, 7/24 destek sağlayan bir hizmet sunulması büyük önem taşıyor. Aksi durumda, üstelik dijital dönüşümün hayatımızın merkezine yerleştiği bu dönemde tüketicinin dilediği an iletişime geçememesi ise marka için ciddi bir itibar kaybına neden oluyor.
2- Çok Kanallı (Omnichannel) hizmet sunun: Tüketiciler başvurularını telefonla yapabildikleri gibi dijital iletişim kanallarını da tercih edebiliyor. Özellikle teknolojinin içinde doğan Z kuşağı tüketicilerin büyük bölümü yazışarak hizmet almayı tercih ediyor. Bu nedenle çağrı merkezini yenilikçi bir bakış açısıyla geliştiren; chat, chatbot, voicebot, sosyal medyadan direkt mesaj gibi alternatif kanallar sunan şirketler ön plana çıkıyor.
3- Kişiselleştirilmiş hizmetle duygusal bağ kurun: Günümüzde markalar; yapay zeka teknolojisi sayesinde müşterilerinin alışveriş alışkanlıkları, harcama eğilimleri, ilgi alanları gibi pek çok bilgiye sahip. Bu bilgiler ile müşteri deneyimini iyileştirerek, kişisel bir deneyim sunmak ise markaya avantaj sağlıyor. Sitel Group’un globalde yaptığı bir araştırma da tüketicilerin yüzde 67’sinin çok daha özel bir müşteri deneyimi için daha fazla ücret ödemeye eğilimli olduğunu gösteriyor. Bu bağ müşteri temsilcileri aracılığıyla olabildiği gibi müşteri tanıma özelliği sunan botlar ile de kurulabiliyor.
4- Çözüm odaklı yaklaşın: Tüketicinin çağrı merkezi temsilcisiyle sağlıklı bir iletişim kurması, marka seçimini belirleyen faktörler arasında yer alıyor. Potansiyel veya mevcut müşterilerin güvenini kaybetmemek, satın alma yolundan dönmelerine neden olmamak için çözüm noktasına odaklanmak gerekiyor. Öyle ki bazen mükemmel bir deneyim, müşterilerin o ana kadar aklında olmayan bir ürün veya hizmeti satın almasıyla sonuçlanabiliyor. Bunu sağlamanın öncelikli yollarının başında ise düzenli olarak verilmesi gereken müşteri temsilcisi eğitimleri geliyor.
5- Müşterilerin sesine kulak verin: Müşteriler beğeni, talep ve önerilerini farklı mecralarda dile getiriyor, yorumlarını yazıyor. Bu kanalları takip edip, gerekli adımları atmanın yanı sıra müşteri memnuniyet anketi ve raporlama araçları gibi yöntemlerle de iletişim kurup müşteri deneyimini, memnuniyeti ölçmek çok önemli. Özellikle müşteri geri bildirimlerini en iyi şekilde değerlendirerek, hizmetleri bu doğrultuda iyileştirmek hem güveni artırıyor hem de sadakat kazandırıyor. Müşterilerin yorumlarına yönelik iyileştirmeler yapılması da satın alma kararını etkileyen faktörler arasında yer alıyor. Bu nedenle artık pek çok marka geri bildirimleri çok daha öncelikli bir yerde konumlandırıyor.