Genç Parti’de Burçin Şahindur’un genel başkanlık koltuğuna seçildiği olağanüstü kurultayda genel sekreter olarak görev alan iş insanı Uğur Toptaş, partiden istifa ettiğini duyurdu.
Yayınladığı videolu bir açıklamayla istifa kararını ilan eden Genel Sekreter Uğur Toptaş, yeni bir arayışa ve mücadeleye ihtiyaç olduğunu savundu.
‘TARİHİ BİR DÖNEMEÇ’ VURGUSU
İstifa açıklamasında “Türkiye’nin siyasal, ekonomik ve sosyal krizlerle çalkalandığı bir süreçte, tarihi bir dönemece doğru hızla ilerliyoruz. Her zamankinden uyanık, hiç olmadığımız kadar kararlı ve dirayetli olmamız gereken bir süreçten geçiyoruz. Bugün, Atatürk’ün bizlere emanet ettiği tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ni koruma, kollama ve muasır medeniyet seviyesine çıkarma iradesiyle her birimiz daha fazla inisiyatif almak, elimizi taşın altına koymak zorundayız” diyen Toptaş, “Siyaset üstü bir mesele olarak gördüğüm bu mücadelede aynı inanç ve kararlılıkla ama yeni bir istikamet çizmek amacıyla Genel Sekreterlik görevini üstlendiğim Genç Parti’den ayrılıyorum” dedi.
‘MÜCADELEMİZ ŞİMDİ BAŞLIYOR’
Genç Parti’den ayrılmasını “Çünkü bu rozetle yaklaşan tehdit ve tehlikelerin bertaraf edilmesinde yeterli etkiyi üretemeyeceğimizi görüyorum” ifadeleriyle gerekçelendiren Uğur Toptaş, açıklamasını “Ancak biliniz ki bu bir vazgeçiş değil tam tersine daha güçlü bir başlangıçtır. Mücadelemiz şimdi başlıyor” diye bitirdi.
Toptaş’ın açıklamasındaki ‘başlangıç’ vurgusu yeni parti kuracağı şeklinde algılandı.
‘YENİ BİR İSTİKAMET ÇİZMEK AMACIYLA…’
Uğur Toptaş’ın Genç Parti’den ayrılma kararını ilen ettiği açıklaması şöyle:
“Daha düne kadar apolitik bir iş insanıydım.
Fakat bütün toplumsal olaylara, güzel ülkemizin toprak bütünlüğüne, özellikle de gençlerimizin, kadınlarımızın ve de giderek yoksullaşan emekli büyüklerimizin hayatlarına son derece duyarlıydım. Nitekim bu hassasiyetim neticesinde çevremin teklifleriyle yolum siyasetle kesişti. Seçime katılma yeterliliği olan Genç Parti’nin önce İstanbul il başkanlığını sonra da genel sekreterliğini üstlendim.
Ülkemizin gelmiş olduğu noktada gördüm ki teröristbaşıyla müzakere eden hatta bir adım ileri gidip özgür bırakmaya hazırlanan bir siyasal iktidar var. Ülkemizin toprak bütünlüğü uğruna canını veren şehitlerimiz hiçe sayılıyor. Milleti ikna etmek amacıyla Abdullah Öcalan’ın sağlığı salıverilme gerekçesi yapılmak isteniyor.13 yıldır süren Suriye meselesini 13 günde çözdüler ve Öcalan’ı tartışmaya açtılar. Kendi tabanlarına “ABD’yi, Avrupa’yı, İsrail’i Suriye’de tek ayak üzerinde yakaladık. Stratejik bir zafer kazandık. Apo Meclis’te konuşur ve çağrı yaparsa yarım asırlık terör biter” diye söylüyorlar.
Ne diyeceklerdi? Ne anlatacaklardı? Yoksa bu işin sonu yine kandırıldık diye mi bitecek?
Aziz milletimiz,
Türkiye’nin siyasal, ekonomik ve sosyal krizlerle çalkalandığı bir süreçte, tarihi bir dönemece doğru hızla ilerliyoruz. Her zamankinden uyanık, hiç olmadığımız kadar kararlı ve dirayetli olmamız gereken bir süreçten geçiyoruz. Bugün, Atatürk’ün bizlere emanet ettiği tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ni koruma, kollama ve muasır medeniyet seviyesine çıkarma iradesiyle her birimiz daha fazla inisiyatif almak, elimizi taşın altına koymak zorundayız. Siyaset üstü bir mesele olarak gördüğüm bu mücadelede aynı inanç ve kararlılıkla ama yeni bir istikamet çizmek amacıyla Genel Sekreterlik görevini üstlendiğim Genç Parti’den ayrılıyorum. Çünkü bu rozetle yaklaşan tehdit ve tehlikelerin bertaraf edilmesinde yeterli etkiyi üretemeyeceğimizi görüyorum. Ancak biliniz ki bu bir vazgeçiş değil tam tersine daha güçlü bir başlangıçtır.