Köşe YazılarıMedya-Basın Dünyası

Geldi geçti ama…(Köşe yazısı 18.07.2019 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ

davutgulec@hotmail.com.

Dönemin en çok tartışılan, kumpasların, algıların zirvede olduğu, bazı fetöcü hainlerin ‘kahraman’ gibi gösterildiği günlerde ‘Kozmik odaya sokmayacaktı, direnecekti’ denilen Genelkurmay başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un ‘Darbeyi yapanlar, darbenin başarısız olacağını biliyordu. Amaç, Türk Silahlı Kuvvetlerini bitirmekti’ sözleri halen siyasi arenada giderek yayılıyor ve ‘son düzenlemeler’ ile daha da önem kazanıyor, tartışılıyor.

Daha bu tartışmalar, o dönemin kamu üst düzey görevlileri, bürokratlar, siyasilerin yeni yapılanmalar içerisinde dahada artacağı, gerçeklerin ortaya çıkacağı kesin.

Umarım, o hain, alçak, şerefsiz, kanlı darbe kalkışmasının yaşandığı, Türk Devletine ve milletinin üzerine oyun oynayan her kimse ortaya çıkarda, adalet önünde hesabını verir.

***

15 Temmuz hain ve kanlı darbe girişiminin yıldönümünde gencinden yaşlısına, kadınından erkeğine  herkes ‘Demokrasi’ye sahip çıkmak için üzerine düşeni yine ‘tek vücut’ gösterdi.

Ancak, bu ülkenin ‘milli bayramları’;

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı,

19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı

30 Ağustos Zafer Bayramı,

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı ve

Büyük önder-lider Mustafa Kemal Atatürk’ün ölüm günü 10 Kasım’da da, eskiden olduğu gibi ‘cılız’ değil, ’15 Temmuz’ gibi benzer kutlama talepleri tekrarlandı.

***

15 Temmuz kutlamaları sırasında ‘yemek izdihamı’ ve kavgaları, zaten akıcı olmayan trafik, toplu ulaşımdaki sorunlar herkesi çileden çıkardı.

Tramvayda ‘ücretsiz ulaşım ’da sıkıntı yoktu ancak ‘bedava’ olunca ‘pestil’ gibi seyahat, çocukları, yaşlıları, anneleri huzursuz etti. Tramvaydan inen ‘Niye milli bayramlarda da ulaşım ücretsiz olmuyor. Üstelik böyle ulaşım mı olur?’ diye sordu.

Toplu ulaşım ülke genelinde ücretsiz olurken, her nedense Halk otobüsleri buna pek uymadı. Vatandaşlara ‘bu belediyenin değil, şahısların’ diyerek bilet bastıranları gördüm, duydum. İş böyle olunca çoğu vatandaş halk otobüsleri yerine tramvaylara binmek için durakları ve vagonları doldurdu.

Ayrıca, Cumhuriyet meydanına gelen yolların ‘eski alışkanlık’ giriş-çıkışlarından kapatıldığı için iş çıkışı ya da akşam evine gitmek zorunda olan herkesi perişan etti. Hele hele müftülük karşısındaki trafiğin tıkalı olmasını, parkları, yolcuları, yayaları, agresifleri anlatmama gerek yok. Yaşanan kavgaları, hafif maddi hasarlı kazaları, insanların birbirlerine hakaretleri de ‘üç maymun’ gibi kimse görmek istemedi.

***

15 Temmuz 2016’da ki hain darbe kalkışmasından hemen sonra meydanları dolduranların çoğunun, maske takmış fetöcüler olduğunu bilmeyen, görmeyen, duymayan, sonraki operasyonlarda gözaltına alınıp, tutuklanmaları, mahkemelerde cezalandırılmaları, itirafçı olmalarını da bilmeyen yok.

Bu hain darbe girişiminin üçüncü yılında da, yine maskeli fetöcüler ön sıralarda yerlerini aldı. Herkesin bildiği, eleştirdiği, kendilerini iyi bilen bu maskeliler yine siyasilerin, atanmış ve seçilmişlerin yanlarında, arkalarında, kurulan çadırlarda yerlerini alıp boy gösterdikleri iddiaları sosyal medyayı da salladı.

Bu maskeli fetöcüleri görüp gülmeyende yoktu. Özellikle de siyasi ayağındaki kişileri.

***

Özellikle bu bayram, etkinlik ya da özel günde Şehit aileleri ve gazilerin canlarını sıkan söylemlere dikkat çekmek istiyorum.

Sürekli ’15 Temmuz Şehitleri’ yerine  başta Atatürk olmak üzere ‘Kurtuluştan kuruluşa’ giden yoldan başlayarak, ‘isimsiz kahraman’ 15’likler, analar, tüm Şehit ve gazilerimiz denmesini isteyen aileler, ‘bedava yemek, ikram’ kültürü ile kutlama yapılmamasını, bunun yerine  anıların gelecek kuşaklara iyi anlatılmasında ısrar ediyor. Birde Talas tramvay duraklarından biri olan Şehit Furkan Doğan isminin yerine, Şehit Yüzbaşı Mustafa Şimşek’ten hemen sonra yine terör Şehidi bir polisin ya da kamu görevlisinin adının verilmesini öneriyor. Bu konuda tepkiler arttı ama herkes kulağını tıkamış.

***

Ülkede ekonomik kriz ya da sıkıntı kendini iyiden iyiye hissettiriyor.

Bir yanda tasarruf tedbirleri için ekonomik paketler peşpeşe çıkartılıyor, diğer yanda ‘israf, lüks, acımasız savurganlık’tan kimse taviz vermiyor.

Keşke bu tip harcamaları, kişi ve kuruluşlar devlet ve kendilerine emanet edilen yerlerin bütçelerinden değilde, kendi ceplerinden yapsalar. O ‘emanet’ harcamaları ise, ülkenin başına en büyük bela olan diplomalı-diplomasız işsizlerin istihdamı, yeni tesisler için kullansalar olmaz mı?

Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu