Yıllardır Milliyet Haberler Ajansı’nda birlikte çalıştığımız, o dönem Erzurum Büro şefi olan gazeteci-yazar Macit Gürbüz, 92 yaşındaki annesi Nurhayat Gürbüz’ü kaybetti.
Macit Gürbüz’ün “Mavişim” dediği annesi Nurhayat Gürbüz bir süredir tedavi görüyordu. Nurhayat Gürbüz, çok sevdiği ve vasiyet ettiği Sarıkamış’ta toprağa verildi. Yaşama veda eden Nurhayat Gürbüz annemize Allahtan rahmet, arkadaşım-dostum Macit Gürbüz ve yakınlarına başsağlığı ve sabırlar dilerim.
Annesini kaybeden Macit Gürbüz “VEFAT…Annemiz Nurhayat Gürbüz, 21 Ağustos günü Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi bügün Sarıkamış Aşağı camide kılınan öğlen namazının ardından Sarıkamış mezarlığında toprağa verilmiştir. Tanrı rahmet eylesin.
Saltanat Toptaş – Salih Toptaş – Tutku Çağdaş Toptaş – Özgül Gürbüz – Cahit Arda Gürbüz – Macit Gürbüz” paylaşımı ile ‘Canım anam, mavişim’ başlığı duygularını şöyle dile getirdi.
CANIM ANAM…
Mavişim, gözdeşim, koca çınarım…
Yoğun bakımda yatarken uzun uzun seni seyrettim.
Anılar hiç rahat bırakmadı beni, eminim seni de.
Aziz Nesin usta bir şiirinde sanki seni ve beni anlatmış;
Yapayalnızken konuşacaksın olmayan biriyle.
Anlatacaksın hiç anlatamadıklarını.
Dinleyecek birisi benim.
Tanımayacaksın…
Bir sızı duyacaksın olmadık zamanlarda
Sızlayan yerini bilmeden.
Anılarda çarpacak yüreğin.
O sızı benim!
Tanımayacaksın.
Kalbini takip eden monitörden çıkan bip sesleri son ninnilerindi bana.
Nasıl da güzeldi o ses.
‘Oğul oğul oğul’ diyordun sanki bana.
Lezzetliydi, candandı.
Ana yüreğinin şefkatli sesiydi.
Ara sıra açılan karnını örttüm, beni 9 ay büyütüp beslediğin artık kuş kadar kalmış bedenindeki Haluk Levent’in anne karnı huzuru dediği yeri.
Ne muhteşem bir şey bir evlat doğurmak, ona can vermek.
Huzur doldu içime inan.
Keşke zamanı tersine çevirebilseydim dedim o an.
Tanrı böyle yaratmış insanı ne yazık ki.
Doğuyoruz ve günü saati geldiğinde ölüyoruz.
Keşke anneler hiç ölmese.
Seninle benim bağımı göbek kordonu hiç ayırmadı, ayıramadı.
Bana dua etmeye devam edeceksin biliyorum.
Ben de sana.
Başım hep karnında olacak.
Sen beni okşayıp severken, yattığım o kucaktan platin grisi saçlarını, maviş gözlerini, güzel yüzünü seyredeceğim.
İnsan memleketini ve anasının yüzünü asla unutmazmış.
Seni çok arayacak çok özleyeceğim.
Sürekli benden helallik istedin.
Ne hakkım olabilir ki.
Var ise ananın ak sütü gibi helal olsun bin kez.
Ahmet Telli, “Sülfür inceldi, en yorgun yerinden kırıldı ayna” demiş.
Kırdın aynamı.
Ne kadar çok sarıldık, ne kadar çok öpüştük, tadına doyamadım, nefesin ve öpücüklerin yanağımda kaldı paşam.
Güle güle git, bu dünyada incindin biliyorum, öte alemde incinmeyesin.
Tanrı anaları kendi katında ağırlarmış.
Ara sıra el salla, kayan bir yıldıza tutun da gel.
Başımın üstünde yerin var biliyorsun.
Zorlu sevdam hoşçakal.
Ruhun şad olsun canım Mavişim.