EŞİK- Eşitlik İçin Kadın Platformu olarak yaptığımız çağrı üzerine Türkiye’nin her köşesindeki 73 Barodan kadın avukatların katılımı ile 28 Nisan Perşembe günü İstanbul Sözleşmesi’ni savunuyoruz. EŞİK başvuru formunu doldurarak yetki veren 810 kadın avukat ve diğer çağrılara katılanlarla birlikte 1000’i aşkın avukatla, hukuksuzluğa dur demek için Ankara’da buluşuyoruz.
Eril şiddet her gün en az 3 kadını yaşamdan koparır, her gün en az üç şüpheli kadın ölümünün üstü örtülürken, 20 Mart 2021 tarihinde İstanbul Sözleşmesi hakkında hukuka aykırı bir kararla “fesih” bildirimi yayınlandı. Oysa şiddet gittikçe yükseliyor, şiddetle mücadelede İstanbul Sözleşmesi’nin önemi ve etkin uygulanması zorunluluğu her geçen gün biraz daha artıyordu. Danıştay, fesih kararının hemen ardından açılan yürütmeyi durdurma davalarını dikkate alıp bu hukuksuz kararı iptal ederek fesih kararından cesaretlenen kaç kadın katilini fiilinden caydırmış olacaktı asla bilemeyeceğiz. Ancak şunu biliyoruz; kadınların eşit ve şiddetsiz bir hayat sürmeleri için İstanbul Sözleşmesi elzemdir. Bu yüzden Sözleşme’den asla vazgeçmeyeceğiz.
Fesih kararına ilişkin yürütmenin durdurulması ve kararın iptali talebiyle, pek çok kadının, kadın örgütünün, baroların, çeşitli sivil toplum kuruluşlarının, sendikaların ve siyasi partilerin açtıkları 200’ü aşkın davadan duruşma tarihi belirlenenler, 28 Nisan Perşembe günü esastan görüşülecek. Verilecek karar, sadece İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma kararının hukuksuzluğuna ve buna yönelik iptal taleplerimize ilişkin olmayacak. Aynı zamanda, hukukun ayaklar altına alındığı mevcut bağlamda, Türkiye’nin geleceği ve hukukun üstünlüğü adına belirleyici olacak.
EŞİK Platformu’nun kuruluş tarihi olan 1 Ağustos 2020’den bu yana sürdürdüğümüz mücadelenin her aşamasında vurguladığımız üzere; İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek Anayasa’daki eşitlik ilkesinden, şiddeti önlemek ve maruz bırakılanları korumakla ilişkili diğer yasalardan vazgeçildiğinin, , devletin kadın erkek eşitliği ve kadına karşı şiddeti önleme politikasını terk ettiğinin tüm dünyaya ilan edilmesidir. TBMM’de yasayla kabul edilen uluslararası bir sözleşmeden tek kişilik kararla çıkılması Sözleşme’nin kendisinin önemini de aşan bir önemi vardır. Bu karar Sözleşmenin referans aldığı ve Türkiye’nin de taraf olduğu tüm temel insan hakları belgelerinden de çekilebileceği anlamına gelmektedir. Bu sebeple, İstanbul Sözleşmesi’ni savunmak sadece kadınların değil, demokratik bir ülkede adaletli ve insanca yaşamdan yana olan herkesin sorumluluğudur.
Tüm kadınları, kadın ve LGBTİ+ örgütlerini, baroları, emek ve meslek örgütlerini ve siyasi partileri; eşit ve şiddetsiz bir yaşam isteyen herkesi hep birlikte hukuka ve İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkmaya çağırıyoruz.