ERÜ Patent Tescil Başvurusu’nda İlk 4’te Yerini Aldı
PatentEffect tarafından ‘Türkiye’nin Patent Raporu 2023’ verileri açıklandı. Açıklanan verilere göre, Türkiye (TR) Patent Tescil Şampiyonu Üniversiteleri sıralamasında Erciyes Üniversitesi (ERÜ) 4. sırada yer aldı.
ERÜ Erciyes Teknopark tarafından yürütülen patent başvuruları sonucunda, 2023 yılının Türkiye (TR) Patent Tescil Şampiyonu Üniversiteleri sıralamasında 4. sırada yer aldı.
Bunun yanı sıra da ERÜ,Türkiye (TR) Patent Başvuru Şampiyonu Üniversiteleri sıralamasında 5. sırada ve Uluslararası Patent Başvuruları’nın (PCT) Şampiyonu Üniversiteler Sıralamasında 4. sırada yer aldı.
Konu hakkında açıklamada bulunan Rektör Prof. Dr. Fatih Altun, üniversite- sanayi işbirliği ve Sınai Mülkiyet Haklarına önem verildiğine dikkat çekti.
ERÜ bünyesinde birçok sektör dahil olmak üzere patent çalışmaları olduğunu belirten Rektör Prof. Dr. Altun, açıklanan sonuçların gurur verici olduğunu ifade ederek, emeği geçenlere teşekkür etti.
Rektör Prof. Dr. Altun, son olarak ise, Erciyes Üniversitesi’nin başarı grafiğinin her alanda daha da ileriye taşınacağını belirtti.
Erciyes Üniversitesi’nde “9. Uluslararası Erciyes Tıp Tıbbi Genetik Kongresi” Başladı
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından düzenlenen “9. Uluslararası Erciyes Tıp Tıbbi Genetik Kongresi” Sabancı Kültür Sitesi’nde başladı.
30 üniversiteden 150’nin üzerinde katılımcıyla gerçekleştirilen ve 3 gün sürecek kongre kapsamında yaklaşık 35 konferans gerçekleşecek. Bu konferanslara 6 ayrı ülkeden konuşmacılar katılacak. Kongrenin çıktıları da bir dergide yayınlanacak.
Kongrenin açılışında konuşan Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cemal Alper Kemaloğlu, tıp fakülteleri arasında ilk 10’da yer alan, akredite bir tıp fakültesi olan Erciyes Tıp’ın her zaman bilimsel, kültürel ve sanatsal faaliyetlere ev sahipliği yapmaktan onur ve gurur duyduğunu ifade etti.
Her genin bir hikâye anlattığına işaret eden Prof. Dr. Cemal Alper Kemaloğlu, “Bu hikâye insanlığın hikâyesi ve sizler bu hikâyeleri öğrenip yeniden insanlığa armağan eden bilim insanlarısınız. Gen tedavilerinin ve genetik mühendisliğin geleceğin tıbbı olduğunu hepimiz biliyoruz. İnsanın biyolojik sırları genetik malzemesinde saklı ve bu sırlar çözüldükçe hem dejeneratif tıp alanında hem de hastalıkların kök nedenleri hususunda çok ciddi ilerlemeler kaydedeceğimiz açık. Eğer tıpta bir Kopernik Devrimi olacaksa bu kesinlikle genetik alanında olacaktır. Ben buna böyle inanıyorum ve işinize büyük bir saygı duyduğumu belirtmek istiyorum” ifadelerini kullandı.
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi aynı zamanda Kongre Başkanı Prof. Dr. Munis Dündar da mensubu olduğu kurumda hem ulusal hem uluslararası anlamda önem taşıyan bir kongrenin açılışını gerçekleştirmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Bazı bilimsel aktivasyonları yeterli performansta uluslararası düzeyde ortaya koyamamaktan yakınan Prof. Dr. Munis Dündar, Türk Genom Projesi’nin uluslararası düzeyde mecrasını bulamamasının önemli bir nokta olduğuna dikkati çekti.
Türkiye’de önemli genetik merkezleri olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Munis Dündar, dernek temsilcilerine seslenerek, “Genom projesinde önemli bir rolünüzün olması lazım. Cemiyet ilişkileri kurarak bu ulusa bu hizmeti sunmamız lazım. Birinci vazifemiz bence bu ve çok önemli. Şu anda biz dünyada hem genetiğin hem de biyoteknolojinin altın çağını yaşıyoruz. Bizim bu altın çağını hissetmemiz ve rekabet etmemiz lazım. Çok genç yetişmiş genetikçilerimiz, uluslararası düzeyde hocalarımız var. Bunların bence gerçek mecrasını bulmasında önemli bir ulusal politika oluşturulması lazım” dedi.
Genetik camiası olarak çok hızlı büyüdüklerini belirten Tıbbi Genetik Derneği Başkanı Doç. Dr. Taha Bahsi, yarısı kamuda yarısı özel sektörde olmak üzere şu anda 118 adet Sağlık Bakanlığı’ndan ruhsatlı Genetik Hastalıklar Değerlendirme Merkezi bulunduğunun altını çizerek, hem Türkiye’de hem de yurt dışında önemli hizmetler vermeye çalışan bir bölüm haline geldiklerini söyledi, “Genetiği geliştirmek için elimizden geleni yapıyoruz” şeklinde konuştu.
Açılış konuşmalarının ardından kongre, “Çocukluk Çağı Nadir Hematolojik ve Onkolojik Hastalıklarda Okuryazarlık” başlıklı birinci oturumla devam etti.
İlk oturumun birinci konuşmacısı olan İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tıbbi Genetik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Elif Yılmaz Güleç “Çocukluk Çağı Nadir Hematolojik / Onkolojik Hastalıklarda Kime Ne Zaman Hangi Testler Yapılmalı?”, Samsun Üniversitesi Tıbbi Genetik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Özlem Sezer “Çocukluk Çağı Nadir Hematolojik/Onkolojik Hastalıklarda Genetik Sonuçların Klinisyen Tarafından Doğru Okunması” ve son olarak Çocuk Hematoloji Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Tunç Fışgın ise “Pediatrik Hematolog / Onkolog Genetikçiden Ne Bekler?” başlıklı sunum yaptı.
ERÜ’de Gelengi Besleme Etkinliği Düzenlendi
Erciyes Üniversitesi’nde (ERÜ) Kampüs içerisindeki ekolojik dengenin korunması, bu konudaki hassasiyetlerin ortaya konulması adına çok sayıda çalışma yürütülüyor.Bu çalışmalardan biri de Kampüsün şirin canlıları gelengilere yönelik…Geçtiğimiz haftalarda yapılan gelengi besleme etkinliğinin ardından bugün yine Erciyes Üniversitesi Kampüsü içerisinde gelengilerle ilgili bir yaşam alanının oluşturulması ve gelengilerin erken dönemde yaşadıkları beslenme sıkıntısının giderilebilmesi amacıyla gelengi besleme etkinliği düzenlendi.
Etkinlik kapsamında Veteriner Fakültesi öğretim üyelerinden Dr. Öğr. Üyesi İmdat Orhan başkanlığındaki “Hayvanları Yaşatma ve Koruma Kulübü” öğrenci topluluğu, Rektörlük Binası önünde ERÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Oktay Özkan ve Genel Sekreter Prof. Dr. İbrahim Narin ile buluşarak, gelengi yaşam alanları ile gelengi yaşama potansiyeli yüksek olan yuva çevrelerine yiyecek bıraktı.
Burada bir açıklama yapan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Oktay Özkan, Erciyes Üniversitesi’nin sürdürülebilirlik ve çevre konularında, ekolojik denge anlamında üniversitedeki çalışmalarda Türkiye’de öncü üniversitelerden biri olduğunu vurgulayarak, bu anlamda birçok konuda ciddi başarılar elde edildiğini, Erciyes Üniversitesi’nin GreenMetric konusunda Türkiye’de 3., dünyada 85. Üniversite olduğunu söyledi.
Yine sürdürülebilirliğin birçok alanında Erciyes Üniversitesi’ne ait farklı derecelerin mevcut olduğunu ifade eden Prof. Dr. Oktay Özkan, “Üniversitemiz Veteriner Fakültesi ile özellikle gelengiler konusunda hassasiyetimiz var. Bu konuda geçen sene itibariyle bir izleme komitesi oluşturmuştuk. Bu izleme komitesi, gelengilerin Kampüs içerisindeki yaşam alanlarının oluşturulması, bu alanların muhafazası ve bu konunun nasıl çözüleceği ile ilgili, özellikle de popülasyon artışı konusunda birtakım önerilerde bulundu, raporlar hazırladı. Biz de bu anlamda onlara destek verdik. Kulübümüz de bu anlamda ciddi çalışmalar içerisinde. Onlara da ayrıca teşekkür ediyoruz. Bugün de yine bu alan içerisinde gelengilerle ilgili bir yaşam alanının oluşturulması ve onlara erken dönemdeki sıkıntıları olan beslenme ile ilgili katkıyı sağlamak üzere burada bulunuyoruz. Bu anlamda da Üniversitemizin çok farklı yerlerinde gelengilerin yaşam alanlarının tespiti ve bunların muhafazası ile ilgili çalışmalar, yine hem bizim tarafımızdan hem de kulüp ve Veteriner Fakültesi aracılığıyla devam etmektedir. Bu konuda bize sağladıkları destekten dolayı öğrencilerimize ve hocalarımıza teşekkür ediyoruz” dedi.
Konuyla ilgili farklı projeleri de olduğunu belirten Prof. Dr. Oktay Özkan, özellikle güvercinler için bir alan oluşturduklarını, Üniversitemizde var olan bir projenin Üniversitemizin farklı yerlerine yayılması konusunda çalışmaları olduğunu ifade ederek, “Yine kedi besleme ile ilgili de güzel çalışmalarımız var. Sonuçta sizlerin de katkılarıyla sürdürülebilir bir üniversite kavramı açısından yapılması gereken her şeyi yapacağız. Bu konuda size desteklerimiz devam edecek” şeklinde konuştu.
Yine bir gelengi besleme etkinliğinde bir araya geldiklerini vurgulayan Veteriner Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi İmdat Orhan ise, “Bayramdan önceki dönemde yani gelengilerin erken uyanma dönemlerinde de bir besleme yapmıştık ama bugün de bir gelengi besleme planlaması yaptık. Öğrenci arkadaşlarımız da bizlere yardımcı oluyorlar. Buradaki amaç aslında şu anda yeni uyanmış gelengilerin açlık sıkıntılarını bir nebze olsun giderebilmek” açıklamasında bulundu.
Normalde gelengilerin tohum sever hayvanlar olduğuna yani bitkilerin tohumlarını, özellikle doğadaki yabani otların tohumlarını tüketerek beslendiklerine işaret eden Dr. Öğr. Üyesi İmdat Orhan, erken dönemde henüz bitkiler tohumlanmadığı için gelengilerin açlıkla ilgili sıkıntı çekebildiğine dikkati çekti, onlara destek olmak açısından öğrencilerle birlikte bir gelengi besleme etkinliği düzenlediklerini söyledi.
Bunun yanında daha önceden, geçen aylarda ve geçen senelerde tespit edilmiş olan gelengi yaşam alanları bulunduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi İmdat Orhan, “Bu alanların öğrenciler tarafından görülebilmesi ve bir farkındalık oluşturulması açısından bu noktalara tabelalar yaparak, bu noktaların gelengilerin yaşam alanları olduğunu herkese duyurmak istedik. Gelengilerin yaşam döngülerinin ve operasyon sayısının izlenmesi, sayılarındaki artışın not edilmesi ile ilgili zaten bir komitemiz var. Bundan sonraki süreçte o komite de çalışmalarına devam ederek sadece gelengilerin değil, diğer yabani hayvanların da yaşam döngüleri ile ilgili izleme yapacak. Üniversitemiz ve Rektörlüğümüz ile el ele doğal yaşama katkıda bulunmayı düşünüyoruz” şeklinde konuştu.