Erenerol’dan Kıbrıs Barış Harekatı ‘İşgal’ tepkisi
ATA Parti Genel Başkan Danışmanı Selçuk Erenerol, Kıbrıs Barış Harekatının 50’nci yıldönümünde, Kıbrıs’ta Türkleri Rum katliamından korumak adına yapılmış Barış Harekatı’nın, işbirliği içinde bulunduğumuz devletlerin siyasetçileri ve kurumlarının “işgal” olarak tanımlandırmalarını büyük bir utanç verici olduğunu bildirdi. Erenerol, “Bu konuda Dışişleri Bakanlığını göreve davet ediyoruz” dedi.
Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. yıldönümünü, buruk ama aynı zamanda çok büyük bir mutlulukla kutladıklarını belirten Erenerol, şu ifadeleri kullandı:“TÜRKLER KIBRIS’TA SOYKIRIMA UĞRAMIŞLARDIR”
Buruk olmamızın sebebi, Kıbrıs’ta katledilmiş olan her Türkün aziz hatırasından dolayıdır. Mutluluğumuz ise kurtarılan her can içindir.
Türk Silahlı Kuvvetleri, Kıbrıs Barış Harekatı ile tüm dünya ülkelerine bir kez daha Türk ulusunun sulhtan yana olduğunu ispatlamıştır. Barış Harekatı çıkartmasına kadar Türkler Kıbrıs’ta adeta soykırıma uğramışlar ve bedenleri Kıbrıs’ın birçok yerinde toplu mezarları oluşturmuştur.“BARIŞ HAREKATI’NIN İŞGAL OLARAK ADLANDIRILMASI UTANÇTIR”
Tarihin ışığında bütün gerçeklere rağmen, yarım asır önce, Kıbrıs’ta Türkleri Rum katliamından korumak adına yapılmış Barış Harekatı’nı günümüzde işbirliği içinde bulunduğumuz devletlerin siyasetçileri ve kurumlarının “işgal” olarak adlandırmaları büyük bir utançtır.
ATA Parti olarak ideolojimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerine tam bağlılıktır. Bu ilkeler ışığında kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni ve onun yılmaz bekçisi Türk Silahlı Kuvvetleri’ni “işgalci” olarak adlandıranlara gerçek yüzlerini gösterdikleri için önce teşekkür ediyor, sonrasında da kendilerini bu yakışıksız tutumlarından ötürü kınıyoruz.Türk’e yapılan zulmün dünya sahnesinde ne denli umursanmaz olduğunu bu tepkilerle bir kez daha görmüş olduk. Bütün bu umursanmazlığa karşın, tarihinde ve töresinde, kendisine yapılan kötülükleri düşmanına dahi yapmamış olan Türk ulusunun fertleri olmaktan da onur ve şeref duyduğumuzu bir kez daha yineliyoruz.“DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI’NI GÖREVE DAVET EDİYORUZ”
“Yurtta sulh, cihanda sulh” anlayışını benimsemiş olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti böyle garabet açıklamalar ile töhmet altında kalmaz. Lakin uluslararası barışın tesisi için çalışması gereken kişilerin de bu tür açıklamalara imza atmaları kabul göremez. Bu utanç karşısında günlerdir sessizliğini koruyan Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı’nın bir açıklama yapmasının vakti geldi de geçiyordur. Kendilerini uluslararası arenada çıkarlarımızı ve meşruiyetimizi korumaları adına göreve davet ediyoruz.
ATA Parti Genel Başkanı Zeybek: Ötanazi tartışmalarıyla örtülen şeytan üçgeni bozulmalıdır!
ATA Parti Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek, haftalardır sokak köpekleri için tartışılan “Ötanazi” uygulaması Milli Eğitim Bakanlığında devreye sokulmak istenen çağdışı uygulamaların ülke gündeminden kaçırılmak istendiğini bildirdi. Zeybek “Şeytan Üçgeni” ifadesini kullandığı uygulamalar için “AKP iktidarının bu oyunu bozulmalıdır. Türkiye Cumhuriyetinin temeli olan TÜRK DEVRİMİ’ne inananlar bu konuda direnmelidir. Direniş kuşkusuz yasalar içinde olacaktır” dedi.Sosyal Medya X hesabı üzerinden @atacizeybek hesabı üzerinden paylaşım yapan ATA Parti Genel Başkanı Zeybek, şu ifadeleri kullandı:
“ÖTANAZİ TARTIŞMALARIYLA ÖRTÜLEN ŞEYTAN ÜÇGENİ”
AKP İktidarı Maarif Vekili (M.E.B.) eliyle Türkiye Cumhuriyetini uçuruma sürükleyecek bir karanlıkçı “şeytan üçgeni” oluştururken; Hayvanlara Ötenazi tartışmalarıyla yaptığı işin üstünü örtmeye çalışıyor.
İşte üçgenin üç ayağı
- Milli Eğitim, ÇEDES ile, tarikatlarla yapılan protokoller ile, Milli Eğitim Bakanlığının Diyanetin vesayeti altına sokulmasıyla Ebussuud Dinine teslim edilmiştir. Ebussud Dini Osmanlı’nın çöküşünü başlatan karanlıkçılıktır. (Katip Çelebi/Mizan)
- Bakanlığın uygulamaya koyduğu “Maarif Modeli” ile bütün okullar İmam Hatip okullarına dönüştürülecektir. Müfredatta Ebussuud ile benzerlerinin övülmesi boşuna değildir.
- Milli Eğitim Bakanının çıkarmağa çalıştığı “Öğretmenlik Mesleği Yasası” yandaş öğretmenlik
oluşturma yasasıdır.
Yandaş yargı, yandaş basın yayın, yandaş silahlı güçler, yandaş zenginler oluşturma çabalarından sonra yandaş öğretmen öğretmenliğe sıra gelmiştir.
AKP iktidarının bu oyunu bozulmalıdır. Türkiye Cumhuriyetinin temeli olan TÜRK DEVRİMİ’ne inananlar bu konuda direnmelidir. Direniş kuşkusuz yasalar içinde olacaktır.
KÖPEKLERE VETERİNERLER KARARIYLA ÖLDÜRME,SUÇLULARA DA YARGIÇLAR KARARIYLA İDAM OLSUN MU?
AKP Köpeklere veterinerler kararıyla öldürülme uygulaması getiriyor.
Peki!
Türkiye Cumhuriyetini kökünden değiştirip, Ümmetçi, Şeriatçı, Arapçı bir devlete dönüştürmek için çalışan, bu yüzden Ülkeyi yaşanmaz duruma getiren AKP’li yöneticiler için de, öteki idamı gerektiren suçluları da kapsamak üzere yargıçlar kararıyla idam cezası geri getirilsin mi?
Ne dersiniz?