Ekonomi-teknoloji, yaşam haberleri (17.08.2023)

Ülkemizde 2007-2008 döneminde %3,18 olan iller arası göç eden nüfus oranı, yıllar içinde inişli ve çıkışlı bir seyir izleyerek 2022 yılında %3,27 oldu. Diğer bir ifadeyle Türkiye’de 2022 yılında 2 milyon 791 bin 156 kişi iller arasında göç etti. Bu nüfusun %47,9’unu erkekler, %52,1’ini ise kadınlar oluşturdu.

En çok göç alan il İstanbul, en az göç alan il ise Ardahan oldu

Türkiye’de iller arası göç eden nüfusun dağılımına bakıldığında, İstanbul, 385 bin 294 kişi ile en çok göç alan il oldu. İstanbul’u sırasıyla 189 bin 104 kişi ile Ankara ve 132 bin 426 kişi ile İzmir takip etti.  En az göç alan iller ise sırasıyla 5 bin 391 kişi ile Ardahan, 7 bin 31 kişi ile Bayburt ve 8 bin 8 kişi ile Kilis oldu.

En çok göç veren il İstanbul, en az göç veren il ise Tunceli olduEn çok göç alan iller olan İstanbul, Ankara ve İzmir’in aynı zamanda en çok göç veren iller olduğu görüldü. İlk sırada 418 bin 82 kişi ile İstanbul en çok göç veren il olurken; İstanbul’u 161 bin 912 kişi ile Ankara ve 107 bin 312 kişi ile İzmir takip etti. En az göç veren iller ise sırasıyla 7 bin 578 kişi ile Tunceli, 7 bin 629 kişi ile Kilis ve 8 bin 157 kişi ile Ardahan oldu.

Ülkemizde 2022 yılında en çok 20-24 yaş grubundaki nüfus göç etti
Türkiye’de, 2022 yılında büyüklük olarak en fazla göç hareketliliği, 643 bin 998 kişi ile 20-24 yaş grubunda gerçekleşti. Söz konusu yaş grubunda göç edenlerin %42,5’ini erkekler, %57,5’ini ise kadınlar oluşturdu.  Türkiye’de 2022 yılında en önemli göç nedeni hanedeki fertlerden birine bağımlı göç oldu
Ülkemizde 2022 yılında iller arası göç eden 2 milyon 791 bin 156 kişiden 591 bin 790’ı hanedeki fertlerden birine bağımlı göç etti. Diğer göç etme nedenleri incelendiğinde, 526 bin 8 kişinin eğitim, 479 bin 250 kişinin ise daha iyi konut ve yaşam koşulları nedeniyle göç ettiği görüldü.
Erkeklerde ve kadınlarda en önemli göç nedeni hanedeki fertlerden birine bağımlı göç oldu
Türkiye’de 2022 yılında cinsiyete göre göç etme nedeni incelendiğinde, hem erkeklerde hem de kadınlarda en çok hanedeki fertlerden birine bağımlı olarak göç hareketliliğinin yaşandığı görüldü. Erkeklerde 237 bin 574 kişi, kadınlarda ise 354 bin 216 kişi hanedeki fertlerden birine bağımlı göç etti.
En fazla göç hareketliliğinin olduğu 20-24 yaş grubunda en önemli göç nedeni eğitim oldu
Türkiye’de 2022 yılında, en fazla göç hareketliliğinin yaşandığı yaş grubu olan 20-24 yaş grubunun göç etme nedeni incelendiğinde, bu hareketliliğin en önemli nedeninin eğitim olduğu görüldü. Söz konusu yaş grubunda göç edenlerin 257 bin 676’sı eğitim, 91 bin 612’si işe başlamak / iş bulmak ve 50 bin 338’i ise daha iyi konut ve yaşam koşulları nedeniyle göç etti.
Mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı %9,7 seviyesinde gerçekleşti
Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre; 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2023 yılı II. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 73 bin kişi azalarak 3 milyon 400 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,3 puanlık azalış ile %9,7 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde %7,8, kadınlarda %13,4 olarak tahmin edildi. Mevsim etkisinden arındırılmış istihdam oranı %48,2 oldu

İstihdam edilenlerin sayısı 2023 yılı II. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 151 bin kişi artarak 31 milyon 513 bin kişi, istihdam oranı ise 0,1 puanlık artış ile %48,2 oldu. Bu oran erkeklerde %65,7 iken kadınlarda %31,1 olarak gerçekleşti.

Mevsim etkisinden arındırılmış işgücüne katılma oranı %53,4 olarak gerçekleşti
İşgücü 2023 yılı II. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 80 bin kişi artarak 34 milyon 914 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise değişim göstermeyerek %53,4 olarak gerçekleşti. İşgücüne katılma oranı erkeklerde %71,2, kadınlarda ise %36,0 oldu.

Genç nüfusta mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı %18,3 oldu

15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki çeyreğe göre 1,2 puanlık azalış ile %18,3 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde %15,1, kadınlarda ise %24,1 olarak tahmin edildi.
Mevsim etkisinden arındırılmış istihdamın %57,4’ü hizmet sektöründe yer aldı Mevsim etkisinden arındırılmış istihdam edilenlerin sayısı 2023 yılı II. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre sanayi sektöründe 8 bin kişi azalırken, tarım sektöründe 10 bin kişi, inşaat sektöründe 28 bin kişi, hizmet sektöründe 121 bin kişi arttı. İstihdam edilenlerin %14,7’si tarım, %21,7’si sanayi, %6,3’ü inşaat, %57,4’ü ise hizmet sektöründe yer aldı.
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 44,3 saat oldu
İstihdam edilenlerden referans döneminde işbaşında olanların, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 2023 yılı II. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 0,4 saat azalarak 44,3 saat olarak gerçekleşti.
Mevsim etkisinden arındırılmış atıl işgücü oranı %23,5 oldu
Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı 2023 yılı II. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 1 puanlık artış ile %23,5 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı %16,5 iken potansiyel işgücü ve işsizlerin bütünleşik oranı %17,3 olarak tahmin edildi.

ÇİN’İN GÜÇLÜ MARKASI DFSK YENİDEN TÜRKİYE’DE

Çin’in büyük otomotiv üreticilerinden biri olan DFSK Motor, SHS distribütörlüğünde yeniden Türkiye pazarına giriyor. Hakan Şahsuvaroğlu ve Yunus Şahsuvaroğlu yönetimindeki SHS, DFSK Motor’un, 3 benzinli SUV, 4 benzinli ticari ve 3 elektrikli ticari araçtan oluşan modellerinin satışına Ekim ayından itibaren başlayacak.

2003 yılında kurulan DFSK markası, global olarak bugüne kadar 5 milyondan fazla satış adedine ulaştı. Dünyanın öncü otomobil üreticisi Dongfeng Motor Grubu’nun bir parçası olan DFSK, 70’in üzerinde ülkeye satış yapan global bir marka olarak dikkat çekiyor. DSFK Motor’un Çin, Endonezya ve ABD’de olmak üzere toplam 7 üretim tesisinin yanı sıra, Çin, ABD, Almanya, Japonya ve Endonezya’da da Ar-Ge ile akıllı platform merkezleri bulunuyor.

DFSK Motor modelleri ise, geniş seçenekleriyle teknolojiye ve çevre dostu araçlara ilgi duyan, akıllı ve sürdürülebilir yaşam tarzlarına yönelik trendleri takip eden kullanıcıları hedefliyor. Konvansiyonel yakıtlı modellerinin yanında hibrit ve elektrikli araç teknolojileri konusunda da öncülük eden bir marka olan DFSK, geniş ürün gamı, premium tasarımı ve yüksek kalite anlayışını birlikte sunuyor.

İlk etapta 10 model Türkiye pazarında

SHS distribütörlüğünde Türkiye pazarına Ekim ayında giriş yapacak olan DFSK Motor’un, ilk etapta SUV segmentinde benzinli motorlara sahip Fengon 500, Glory 580 ve Fengon 5 modelleriyle showroomlarda yerini alacak.

Marka ayrıca, benzinli Tek Kabin Pick-up C31, Çift Kabin Pick-up C32, Panelvan C35 ve Kombivan C35 ile ticari araç kullanıcılarına seslenecek. Bu modellerin yanında yine ticari araç segmentinde elektrikli modeller olarak Tek Kabin Pick-up EC31, Panelvan EC35 ve Kombivan EC35 ile de ürün gamını tamamlayacak. EC31 aynı zamanda Türkiye ‘deki ilk ve tek elektrikli tek kabin kamyonet olarak pazarda yerini alacak.

Bununla birlikte DFSK Motor ürün gamına 2024 yılı içerisinde mild-hibrit SUV, plug-in hibrit SUV ve Sedan modelleri de katılarak ürün yelpazesi daha da genişleyecek.

“Güçlü bir giriş yapacağız”

SHS Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Şahsuvaroğlu, iddialı SUV modelleri ve tamamı Euro 6 regülasyonlarına uygun ticari araçlarla, Türkiye’de yeniden bir yapılanma içinde olduklarını belirtiyor. Şahsuvaroğlu, Türkiye pazarına Çin üzerinden ilk defa 10 farklı ürün gamı ile güçlü bir şekilde giriş yapan marka olacaklarını ve önümüzdeki yıl ise ürün çeşitliliğini yeni mild-hibrit/plug-in hibrit SUV ve Sedan modelleriyle 13 adede çıkaracaklarını belirterek “Buna paralel olarak bayi yapılanmamıza da başladık. Emin adımlarla bayi ağımızın ülkemizin her bölgesinde yer alması için yola çıkıyoruz” dedi.

Şahsuvaroğlu, DFSK Motor’un binek ve ticari araç pazarında son derece gelişmiş ürünleri ve rekabetçi fiyat politikasıyla yer alacağını da kaydederek “Markanın şirketimiz çatısı altında yeniden Türkiye’ye gelişiyle birlikte büyük bir heyecan içindeyiz. Dayanıklılık, verimlilik ve ulaşılabilir fiyat avantajıyla bu segmentlerdeki rekabete farklı bir soluk getireceğiz” şeklinde konuştu.

Schaeffler’den 20 Milyon Euro’luk yatırım

Otomotiv veendüstri sektörlerinin küresel çapta lider tedarikçilerinden Schaeffler, 20Ar-Ge merkezinden oluşan küresel ağıyla mobilitenin geleceğini şekillendirmekapasitesini güçlendirmeye devam ediyor. Son olarak Kysuce’de yeni birgeliştirme merkezi açan şirket, ileri teknolojiye sahip bu merkez ile yeni testve laboratuvar kapasitesine 20 milyon Euro yatırım yapmış oldu. Geleceğinmobilitesi için kurulan güçlü ekibin, 2025 yılına kadar 500 kişi olmasıhedefleniyor.

Schaeffler,geleceğin mobilite çözümleri için küresel geliştirme faaliyetleri doğrultusundaSlovakya’nın Kysuce şehrindeki tesisinde yeni ve gelişmiş bir merkez açtı.Merkez, elektromobilite için ürünler ve bileşenlerin yanı sıra otomatik sürüşgibi uygulamalar için şasi sistemleri de geliştiriyor. Küresel otomotiv vesanayi tedarikçisi Kysuce’deki mevcut test tesisini de yeni laboratuvar, testekipmanları ve test istasyonlarıyla büyütüyor. Schaeffler yeni geliştirmemerkezi ve test tesisinin yükseltme çalışmaları için 20 milyon Euro’luk yatırımyaptıklarını ifade eden Schaeffler AG Otomotiv Teknolojileri CEO’su MatthiasZink: “Yenilik kabiliyeti şirketimizin başarısı için hiç bu kadarönemli olmamıştı. Geleceğe yönelik bir teknoloji şirketi olarak Schaeffler,Kysuce’de ve dünya çapında araştırma ve geliştirmeye büyük yatırımlaryapıyor” dedi.

Geliştirme veüretim faaliyetleri tek bir noktada

Schaeffler’inKysuce tesisinde, 350’den fazlası geliştirme alanında olmak üzere 20 ülkedenyaklaşık 4.300 personel çalışıyor. Şirket, 2025 yılına kadar geleceğinmobilitesinin geliştirilmesinde çalışan personel sayısını 500’e yükseltmeyihedefliyor. Schaeffler bu kapsamda tesisinde özellikle hibrid modüller veelektrik aksları gibi kısmen ve tamamen elektrikli tahrik teknolojilerineodaklanan bir dizi yeni pozisyon oluşturuyor. Merkez, yeni ürünler ve müşteriyeözel çözümler için çok çeşitli geliştirme faaliyetleri sunuyor. Bu faaliyetlerarasında sistem ve yazılım geliştirme, simülasyon ve test, donanım tasarımı vemekanik ürün tasarımı yer alıyor. Geliştirme merkezi uzmanları ayrıca otomotivsanayinden uluslararası müşterilere yönelik geniş çapta proje yönetimifaaliyetleri de sağlıyor. Schaeffler, bitişikteki fabrika alanlarında motor veşanzıman sistemlerinin, geniş yelpazede rulmanların, kumanda sistemlerinin,elektrik aksları ve hibrit tahrik sistemleri için bileşenlerin veelektromekanik viraj denge çubuğu gibi şasi kumandalarının montajını yapıyor. Tümbu gelişmeler ışığında, geliştirme ve üretim faaliyetlerinin tek bir noktadabir araya getirilmesi şirkete büyük katma değer katıyor.

Futbol sahası kadaralanda geleceğin mobilitesini geliştiriyor

Kysuce bölgesininSchaeffler için ideal bir konum olduğunu belirten Schaeffler Kysuce Kampüsü SorumluMüdürü Milan Jurky, konuyla ilgili şunları söyledi: “Bu konumda ilgiliteknolojik uzmanlığa sahip birinci sınıf üniversitelerden ve araştırmakurumlarından yararlanabilmenin yanı sıra Slovakya’nın en iyi ve en parlakgeliştirme uzmanlarına da erişebiliyoruz. Yeni inşa edilen tesisler, yaklaşık 8bin metrekarelik zemin alanından oluşuyor. Dört katlı geliştirme merkezi 4 binmetrekare alana yayılırken, test istasyonları ve ekipmanlar kalan 4 binmetrekare üzerinde yer alıyor. 2021 yılı sonunda inşaat çalışmalarına başlananyeni kalkınma merkezi binamıza çalışmalara başlanmasından 1,5 yıl sonrayerleşiyoruz. Tüm binanın tasarımı ve teçhizatı, ultra modern ofis ekipmanı,özel iletişim ve iş birliği alanları ve çalışanların ağ kurabileceği vefikirlerini paylaşabileceği noktalar, New Work’e oldukça uygun. Bu noktada günümüzünartan esnek ve dijital iş birliği ihtiyacına yanıt veriyor, çalışanlarımızageleceğe uygun çalışma alanları sunuyoruz” dedi.

Güçlü bir küreselkalkınma ağının parçası olacak

Kysuce’deki yenigeliştirme merkezi, dünya genelinde 20 araştırma ve geliştirme noktasındayaklaşık 8 bin çalışandan oluşan güçlü bir küresel ağın parçası. Schaeffler’inE-Mobilite Başkanı Dr.Jochen Schroder, “Geliştirme tesislerimizinyarısından fazlasında, geleceğe hazır elektrikli aktarma organları, mobiliteçözümleri ve yenilikçi şasi çözümleri üzerinde çalışıyoruz. Modern güç aktarımve mobilite çözümlerinin geliştirme merkezleri arasında; Wooster ve Troy (ABD),Puebla (Meksika), Buhl ve Herzogenaurach (Almanya’da), Szombathely(Macaristan), Svitavy (Çek Cumhuriyeti), Pune (Hindistan), Seul (Güney Kore),Yokohama (Japonya) ve Taicang ile Changsha (Çin) yer alıyor. Stratejimiz,farklı yerel uzmanlık alanları ve sorumluluklardan oluşan küresel bir kalkınmaağına sahip olmak üzerine kurulu. Bu küresel yapı sayesinde müşterilerimize herzaman yakın olabiliyor ve yerel ihtiyaç ve gerekliliklere hızla yanıtverebiliyoruz” şeklinde konuştu.

“İlk Yardıma İlk Sen Koş” projesine Altın Stevie ödülüTürkiye Acil Tıp Derneği (TATD), Tüvana Okuma İstekli Çocuk Eğitim Vakfı (TOÇEV) ve AstraZeneca Türkiye iş birliği ile yürütülen “İlk Yardıma İlk Sen Koş” projesi, Stevie Uluslararası İş Ödülleri’nde “Yılın İletişim ve Halkla İlişkiler Kampanyası – Sağlık Hizmetleri” kategorisinde Altın Ödül’ün sahibi oldu.  Türkiye Acil Tıp Derneği (TATD), Tüvana Okuma İstekli Çocuk Eğitim Vakfı (TOÇEV) ve AstraZeneca Türkiye iş birliği ile yürütülen “İlk Yardıma İlk Sen Koş” projesi; dünyanın en itibarlı ödül organizasyonlarından biri olarak kabul edilen Stevie International Business Awards’ta (Stevie Uluslararası İş Ödülleri) önemli bir başarıya imza attı ve “Yılın İletişim ve Halkla İlişkiler Kampanyası – Sağlık Hizmetleri” kategorisinde Altın Ödül’ün sahibi oldu. Proje kapsamında Türkiye’nin çeşitli illerindeki lise öğrencilerine TATD’nin gönüllü acil tıp uzmanları tarafından temel ilk yardım eğitimleri veriliyor. Bu eğitimler içerisinde temel yaşam desteği, erişkin ve çocuklarda kalp masajı ve suni teneffüs uygulamasının yanı sıra Heimlich manevrası, yabancı cisme bağlı hava yolu tıkanmaları gibi konular maketler üzerinde uygulamalı olarak anlatılıyor. TOÇEV ise eğitim verilecek okulların belirlenmesi için Milli Eğitim Bakanlığı’nın duyurusu ile İl Eğitim Müdürlükleri’nin farklı illerdeki okullarını kapsayacak şekilde her ay eğitime gidilen okullarla koordinasyonu sağlıyor. Aynı zamanda ilk ve son testler uygulanarak eğitime katılan öğrencilerin bilgileri de ölçülüyor. Proje kapsamında şu ana kadar 11 ildeki 85 okulda 30 binden fazla öğrenciye ulaşıldı. Farklı illerde gerçekleşen eğitimlere AstraZeneca’dan 57 çalışan da gönüllü olarak destek verdi. Proje ile 2025 yılına kadar yaklaşık 27 ildeki 155 okulda 55 bin öğrenciye eğitim verilmesi hedefleniyor. Proje kapsamında verilecek eğitimler bir sonraki eğitim öğretim döneminde yeni illerde devam edecek.   Aldıkları ödül hakkında değerlendirmede bulunan TATD Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Serkan Yılmaz, “TATD olarak, halkın temel yaşam desteği uygulaması ve hastane dışı alanlarda otomatik şok cihazı erişimini sağlayan eğitim programları kapsamında yerel acil tıbbi sistemlerle koordineli şekilde çalışmaya devam ediyoruz. Bu temel uygulamaların yapıldığı toplumlarda ani kalp durması nedeniyle hayatta kalma oranlarının çarpıcı şekilde geliştiği görülmektedir. Kalp durması dünyada her yıl milyonlarca insanın esas ölüm sebebidir. Bu durumlarda ilk müdahaleyi yapanların uygulayacakları temel yaşam desteğiyle hayatta kalma ihtimali de artar. Her 3 ani kalp durması sebebiyle gerçekleşen ölümden 2’si, kişi hastaneye ulaşmadan önce meydana gelmektedir. Bu kayıpların yüzde 95’inden fazlası, hâlihazırda bir kurtarıcı ve kurtarıcı tıbbi ekipman bulunmadığı için yaşanıyor. Ani kalp durması gerçekleştiğinde, kalbi normal ritmine döndürmeden önce geçen her dakika, hayatta kalma şansını yüzde 10 azaltmaktadır. İlk 4 dakikada uygulanacak OED ve KPR (kardiyopulmoner resüsitasyon/kalp masajı) ile hayatta kalma şansı ise yüzde 60 civarındadır.* Projemizin paydaşları TOÇEV ve AstraZeneca Türkiye’nin önemli katkıları ile toplumun büyük kısmını oluşturan gençlerin ilk yardım konusunda donanımlı olması için eğitimler ve pratik uygulamalar, yine gençler ve ailelerine çeşitli platformlardan ulaşmak için konvansiyonel medya ve sosyal medya kanallarını kapsayan bir iletişim planı ve ayrıntılı eğitim programı hazırladık. Bu projemizle hayat kurtaran hareketlerin gençlere doğru öğretilmesini sağlayarak gelecek nesillerin daha sağlıklı inşa edilmesine katkı sağlamayı hedefliyoruz.” dedi. TOÇEV Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Uygun da açıklamasında şunları söyledi: “TOÇEV olarak sosyal sorumluluğun toplumsal gelişim ve kalkınmamızda, daha insanca yaşayabilmemizde bir görev değil, bir sorumluluk olduğu bilincini yaygınlaştırmak ve sosyal sorumluluğun toplumda yeterli karşılığını bulmasının çabası içindeyiz. İlk Yardıma İlk Sen Koş projemiz ile okullardan ve öğrencilerden gelen taleplerle hayati önem taşıyan, günlük hayatta herkesin başına gelebilecek kazalarda ufak dokunuşlarla hayat kurtarabilmenin önemine dikkat çekiyoruz. Projemizle yaptığımız ölçümlemeler de projenin değerini bir kez daha ortaya koyuyor; AstraZeneca Türkiye çalışan gönüllülerinin de projeye olan katkısı ile bu değer daha da büyüyor. Aldığımız bu ödül ile projemizi taçlandırdık. Projemizin devamında farklı illere giderek bu eğitimin daha geniş kitleye yayılması için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Bu projedeki paydaşlarımız TATD’ye ve AstraZeneca Türkiye’ye çok teşekkür ederiz.” AstraZeneca Türkiye Ülke Başkanı Ecz. Serkan Barış ise “Türkiye’de faaliyet göstermeye başladığımız ilk günden bu yana toplum sağlığının geliştirilmesine destek vermeyi kurumsal sorumluluklarımız ve önceliklerimiz arasında görüyoruz. AstraZeneca’nın Türkiye dâhil şu ana kadar 39 ülkede yürüttüğü Genç Sağlığı Programı kapsamında yürüttüğümüz bu projemiz sağlık hizmetlerine erişim alanında uyguladığımız değerli projelerimizden biri. Geleceğimizin teminatı gençlere temel yaşam desteği eğitimi konusunda donanımlı olmanın önemini aşılayan bu anlamlı projemizin, böylesine önemli bir ödül organizasyonunda, sağlıklı bir gelecek inşa etme taahhüdümüze yaptığı katkının teyit edilmesinden büyük mutluluk duyuyoruz. Bu başarıda emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum.” şeklinde konuştu. * Kaynaklar:1 – Puttgen, H. P. (2009). Management of cardiac arrest patients tomaximize neurologic outcome. Curr Opin Crit Care(15), 118-124.2 – Tanrıöver, M. D. (2011). Kardiyak Arrest Öncesinde Kötüleşen Hastayı Tanımak: Öngörü Kriterleri ve Risk Faktörleri. Yoğun Bakım Dergisi, 1, 16-20.

 

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

Kayseri Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nden Kırşehir’de renkli sünnet şöleni

Sultan II. Beyazıd Vakfı’nın vakfiyesinde yer alan ecdadımızın bize bıraktığı hayır şartı gereği, Kayseri Vakıflar …