Ekonomi-teknoloji, magazin-yaşam, kültür-sanat, eğitim, sağlık haberleri, spor, TUİK verileri

İLYUN BÜRKEV, ŞEF İBRAHİM YAZICI YÖNETİMİNDE VE PERA FİLARMONİ ORKESTRASI EŞLİĞİNDE 30 EKİM’DE AKM’DE…
Yurt içinde ve yurt dışında elde ettiği başarılarla ve ödülleriyle adından çokça söz ettiren genç yetenek İlyun Bürkev, Şef İbrahim Yazıcı yönetiminde, Pera Filarmoni Orkestrası eşliğinde AKM Türk Telekom Opera Salonu sahnesinde muhteşem bir konsere imza atmaya hazırlanıyor. 30 Ekim Çarşamba akşamı gerçekleştirilecek konserde Bürkev, Saint-Seans’ın 2 Nolu piyano konçertosunu icra edecek. Şef İbrahim Yazıcı yönetiminde Pera Filarmoni orkestrası konserde ayrıca L.V. Beethoven’in Prometheus üvertürü ile W. A. Mozart’ın No 41 Jüpiter senfonisini seslendirecek.

Bu yıl 52. İstanbul Müzik Festivali’nin açılış konserinde sahne alan ve geçtiğimiz haftalarda gerçekleştirilen 14. Phaselis Festivali’nin de yine açılış konserinde sanatseverlerle buluşan İlyun Bürkev, 30 Ekim’de AKM’de gerçekleştirilecek konseri için ise “Cumhuriyetin 101. yılında yeniden Atatürk Kültür Merkezi’nde olmak ve o harika atmosferde sanatseverlerle buluşmak gurur verici. Cumhuriyet coşkusuyla gerçekleştireceğimiz bu konser benim için de unutulmaz olacak” dedi.

Ülkemizin yetiştirdiği en değerli piyanistlerden devlet sanatçısı Gülsin Onay’ın “Veliahtım” diye nitelediği İlyun Bürkev, Temmuz ayında ABD’nin Philadelphia şehrinde düzenlenen 8-19 yaş grubundan 57 müzisyenin katıldığı Philadelphia Müzik Festivali’nde kendi yaş grubunda 1.lik ödülü ile tüm kategorilerde Grand Prize Ödülü kazanarak büyük bir başarıya imza atmıştı.

İlyun Bürkev “27. Young Classic Europe” Festivalinde Solo Resital Sunacak

İlyun Bürkev ayrıca Almanya’nın Passau şehrinde klasik müzik alanında yetenekli gençlerin davet edildiği ve bu yıl 17 Ekim- 19 Kasım 2024 tarihleri arasında gerçekleştirilecek “Young Classic Europe” festivalinde sahne alacak. Batı klasik müzik geleneğindeki genç müzisyenler için dünyanın en önemli uluslararası platformlarından biri olan ve bu yıl 27.si düzenlenen Young Classic Europe’da, İlyun Bürkev 19 Ekim Cumartesi günü sahne alarak solo resital sunacak.

  1. Yılında Türk-Yunan Nüfus Mübadelesi Kapadokya Üniversitesinde Kapsamlı Bir Kongreyle Ele Alındı

Kapadokya Üniversitesi, Küçük Asya Araştırmaları Merkezi ve Lozan Mübadilleri Vakfı iş birliğiyle, Türk-Yunan Nüfus Mübadelesi’nin 100. yılına özel olarak düzenlenen kongrede, mübadele çok boyutlu bir perspektifle değerlendirildi. Kapadokya Üniversitesi Mustafapaşa Yerleşkesi’nde gerçekleşen bu uluslararası etkinlikte, mübadelenin tarihsel, kültürel, sanatsal, ekonomik ve sosyal etkileri üzerine derinlemesine incelemeler yapıldı.

Türkiye’den ve dünyadan göç ve mübadele konularında uzmanlaşmış pek çok akademisyen, yazar, araştırmacı, yönetmen ve sanatçının bir araya geldiği, toplamda 80’in üzerinde sunumun gerçekleştirildiği etkinliklerde, mübadele sürecinin iki toplum üzerindeki etkileri çeşitli disiplinler ışığında ele alındı. Tarihsel arka planın yanı sıra, mübadeleyle şekillenen kültürel miras, sanat ve ekonomi gibi alanlar da detaylı bir şekilde tartışıldı. Ürgüp Belediyesinin de katkı sunduğu kongrenin dikkat çekici diğer bir yönü ise sanat ve kültürel etkinlikler.  Mübadele etkinlik programı kapsamında açılan seramik ve fotoğraf sergileri, sanatın birleştirici gücünden faydalanarak dönemin izlerini taşıyan eserlerle, katılımcılar için görsel bir deneyim sundu. Müzik dinletileri ile mübadeleye dair yayınlanan belgesel gösterimleri de katılımcılara dönemin ruhunu aktardı.

Kongrenin, Türk-Yunan Nüfus Mübadelesi ile ilgili bilimsel çalışmalara yeni bir ivme kazandırması ve bu alandaki kültürel birikimi artırması hedefleniyor. Etkinlik aynı zamanda, Türkiye ve Yunanistan arasındaki tarihsel bağların ve göçün toplumsal sonuçlarının daha iyi anlaşılmasına katkı sağlamayı amaçlıyor.

Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Baki Hazer, Prof. Dr. Serpil Gülsüm Oppermann ve Prof. Dr. Candan Gökçeoğlu 2024 yılında açıklanan listeye göre “Dünyanın En Etkili Bilim İnsanları” listesinde yüzde 2’lik dilimde yer aldılar

Stanford Üniversitesinden John P. A. Ioannidis’in 2019 yılından beri hazırlayıp Hollanda merkezli bilimsel yayın şirketi Elsevier Veri Deposu’nda yayımladığı “Updated science-wide author databases of standardized citation indicators” başlıklı çalışmasına göre,  Kapadokya Üniversitesi öğretim üyeleri; Prof. Dr. Baki Hazer, Prof. Dr. Serpil Gülsüm Oppermann ve Prof. Dr. Candan Gökçeoğlu 2024 yılına kadar süregelen kariyer boyu etki sıralamasında dünyanın en etkili bilim insanları arasında yer aldılar.

Elsevier Veri Deposu; atıflar, h-endeksi, ortak yazarlığa göre ayarlanmış hm-endeksi, farklı yazarlık pozisyonlarındaki makalelere yapılan atıflar ve bileşik bir gösterge (c-skoru) hakkında bilgi sağlayan, en çok atıf alan bilim insanlarının kamuya açık veri tabanını oluşturdu. 22 bilimsel alan ve 174 alt alanın dahil edildiği ve en az 5 makalesi olan bilim insanların değerlendirmeye alınarak yüzdelik dilimler içerisinde sıralandığı, ‘Updated science-wide author databases of standardized citation indicators’ çalışmasında en iyi 100.000 bilim insanı sıralanarak bileşik göstergeye (c-skoru) göre yüzde 2’lik dilimde yer alan bilim insanları belirlendi. Elsevier Veri Deposu’nun yaptığı çalışmalara göre 2024 yılında “Dünyanın En Etkili Bilim İnsanları Listesi”’nde öğretim üyelerimiz Prof. Dr. Baki Hazer, Prof. Dr. Serpil Gülsüm Oppermann ve Prof. Dr. Candan Gökçeoğlu yüzde 2’lik dilimde yer aldılar.

Hibritten Tamamen Elektriğe: ZF’ten Karayolu Taşımacılığının Karbonsuzlaşmasına Yönelik Eksiksiz Portföy

ZF, ticari araçları daha sürdürülebilir hale getirmek için yenilikçi teknolojiler geliştirmeye yönelik çabalara öncülük etmeyi sürdürüyor. Endüstrinin içten yanmalı motorun icadından bu yana geçirdiği en büyük dönüşüm devam ederken ZF, tamamen esnek portföyü ile müşteri ihtiyaçlarına aktif bir şekilde yanıt vererek inovasyonun yönünü belirlemeye devam etmeyi hedefliyor. Şirket, bu yıl 17-22 Eylül tarihleri arasında Almanya’nın Hannover kentinde düzenlenecek olan IAA Transportation fuarında bu yaklaşımını sergileyecek.

Ticari araç endüstrisinin en geniş portföyüne sahip dünyanın en büyük bileşen ve sistem tedarikçisi olan ZF, uygun maliyetli çözümler sunmak için gereken teknik uzmanlığı, üretim esnekliği ve farklı bölümler arası teknoloji transferini sağlayabilmesi ile oldukça iyi bir konumda bulunuyor. ZF, e-mobiliteye yönelik müşteri talebinin önümüzdeki birkaç yıl içinde artacağını öngörüyor.

HAKKI”NIN FESTİVAL YOLCULUĞU VANCOUVER ULUSLARARASI FİLM FESTİVALİ’NİN  PANORAMA BÖLÜMÜNDE DEVAM EDİYOR!

Hikmet Kerem Özcan’ın yazıp yönettiği ilk uzun metraj filmi “Hakkı”, 26 Eylül-6 Ekim tarihleri arasında Kanada’da düzenlenen Vancouver Uluslararası Film Festivali 2024’ün Panorama bölümünde seyirciyle buluşacak! Başrolünü usta oyuncu Bülent Emin Yarar’ın üstlendiği ve Hülya Gülşen, Cem Zeynel Kılıç, Özgür Emre Yıldırım gibi isimlerle birlikte rol aldığı film, Ege’de dünya tarih mirası statüsündeki antik kentlerden birinin bulunduğu kasabada, ailesiyle kendi halinde bir yaşam süren Hakkı’nın, evinin bahçesinde tarihi bir eser bulmasıyla değişen hayatını anlatıyor.

Kısa film ve belgeselleriyle tanınan genç yönetmen Hikmet Kerem Özcan’ın ilk uzun metraj filmi “Hakkı”, dünya prömiyerini Yunanistan’ın Patmosadasında düzenlenen 13. Aegean Film Festivali’nin resmi seçkisinde yaptı. Ardından Kanada’da gerçekleşen 2. Montreal Uluslararası Film Festivali’nde Onur Mansiyonu’na layık görülen film, 31. Oldenburg Uluslararası Film Festivali’nin ardından, Kuzey Amerika’nın önemli festivallerinden Vancouver Uluslararası Film Festivali 2024’ün Panorama bölümünde sinemaseverlerle buluşacak. “Hakkı”nın, dünya sinemasından öne çıkan örneklerin yer aldığı seçki kapsamındaki gösterimleri 26 ve 27 Eylül’de gerçekleşecek.

YEŞİL ULAŞIM İÇİN HEDEF SIFIR EMİSYON

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, çevre hassasiyetine ve yenilenebilir enerjiye önem verdiklerini, hızlı, güvenli ve ekonomik ulaşıma yönelik projeler hayata geçirdiklerini belirterek, TÜRKSAT Gölbaşı Yerleşkesi’nde 131 dönümlük dev Güneş Enerji Santrali ile yılda 60 milyon lira tasarruf sağlayacaklarını ifade etti. Bakan Uraloğlu, 2053 sıfır emisyon hedefleri doğrultusunda ulaşım odaklı sera gazı emisyonlarını sıfıra indirmeye yönelik adımlar attıklarını bildirerek, “Yıllık yaklaşık 2 milyar 431 milyon litre akaryakıt tasarrufu elde ederken fosil yakıt tüketiminin çevresel etkisini de azaltmış olduk. Çevreye zarar veren araçların karbon emisyonunu 5,27 milyon ton azaltarak doğanın korunmasına katkı sağladık. Ülkemiz; karbonsuz havalimanı sertifikasına sahip 50 en yüksek sayıda sertifikaya sahip 2. ülke konumunda.” dedi. Uraloğlu, daha yeşil bir Türkiye için Karayolları Genel Müdürlüğü aracılığıyla 76,5 milyon, KÖİ projeleri kapsamında ise 20,2 milyon olmak üzere toplam 96,7 milyon fidanı toprakla buluşturduklarını ifade etti.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dünya Gazetesi’nin, “Sürdürülebilir İklim Ekonomisi” mottosuyla başlattığı “İklim Ekonomisi Sürdürülebilir Ulaştırma ve Akıllı Altyapı Sistemleri Zirvesi”nde konuştu. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak ulaşım ve iletişim stratejilerini küresel ve bölgesel şartlar ışığında yeniden tanımlamak ve bu stratejileri güncel tutmak için yoğun çalışmalar gerçekleştirdiklerini ifade eden Bakan Uraloğlu, “Dünyadaki hızlı nüfus artışı ve sanayileşme ile birlikte doğal kaynakların plansız kullanımı ne yazık ki iklim değişikliği gibi çevresel sorunlarla karşı karşıya kalmamıza sebep olmuştur.  Her yıl artış gösteren kuraklık, kasırga, orman yangınları ve sel gibi doğal felaketler küresel çapta milyarlarca dolarlık ekonomik bilançoya sebep oluyor.” dedi.

MAPEI, İTALYA’DA DÜZENLENECEK EAFF AMPUTEFUTBOL ŞAMPİYONLAR LİGİ 2024’ÜN RESMİ SPONSORU

20-22Eylül tarihleri arasında Sassuolo’da gerçekleştirilecek EAFF Ampute FutbolŞampiyonlar Ligi 2024’ün resmi sponsoru Mapei oldu.

Lider yapı kimyasalları üreticisiMapei, Avrupa Ampute Futbol Federasyonu (EAFF) tarafından düzenlenen Avrupa’nınen iyi sekiz ampute futbol takımının katılacağı Ampute Futbol Şampiyonlar Ligi2024’ün resmi sponsoru oldu.

Organizasyon, Gürcistan, Türkiye,Polonya ve İspanya’dan sonra 20-22 Eylül tarihleri arasında İtalya’da, MapeiFutbol Merkezi ve Sassuolo’daki Stadio Ricci tesislerinde düzenlenecek.

Avrupa Ampute Futbol Federasyonu(EAFF), Sassuolo Calcio ve Vicenza Calcio Amputati tarafından düzenlenenturnuvaya; Everton FC (İngiltere), Wisła Kraków (Polonya), Cork City (İrlanda),Paris FC (Fransa), Odishi Zugdidi (Gürcistan), CD Flamencos Amputados Sur(İspanya), geçen yılın şampiyonu Şahinbey SK (Türkiye) ve İtalya 2023şampiyonu Vicenza Calcio Amputati gibi Avrupa’nın dört bir yanından takımlarkatılacak.

Avrupa Araştırmacılar Gecesi ve Araştırmacılar Okullarda etkinliği: araştırmacılar bilimin mucizelerini gözler önüne seriyor 

Bilim alanında Avrupa’nın en büyük iletişim ve dış erişim etkinliği olan “Avrupa Araştırmacılar Gecesi” 27 Eylül’de bir kez daha Avrupa’da yürütülen araştırma ve yenilikçilik çalışmalarının çeşitlilik ve önemini gözler önüne serecek.
25 ülkede gerçekleştirilecek olan etkinlikte 1,5 milyondan fazla ziyaretçi alanlarında uzman bilim insanlarıyla tanışma fırsatı yakalarken yürütülen çalışmalar hakkında daha fazla ayrıntı edinebilecek; bilim insanlarına sorular yöneltecek ve özellikle gençler, akademi dünyasındaki kariyer fırsatları hakkında bilgi edinebilecek. Bu amaçla birçok AB ülkesinde ve Horizon Europe’un parçası olan birçok ülkede bilimsel gösterimler, canlı demonstrasyonlar, oyunlar, bilgi yarışmaları, sergiler ve dijital etkinlikler hazırlandı. Diğer konuların yanı sıra katılımcılar, yerel biyo-çeşitliliğin korunmasının yeni kanser tedavilerinin önünü nasıl açabileceğini veya Dünyamızın iklimini daha iyi anlamak için fosillerin gizlediği sırların nasıl ortaya çıkartılabileceğini keşfedecekler.
Bununla birlikte Avrupa Araştırmacılar Gecesi’ni düzenleyen ekip, tüm yıl boyunca “Araştırmacılar Okullarda” başlıklı etkinlikler dizisini de düzenlemektedir. Bu etkinlikler öğrencilerin laboratuvar ziyaretlerine katılmalarına, araştırmacılarla kısa süreli olarak bir araya gelmelerine, yaz kamplarına katılmalarına, ilginç bilimsel sunumları takip etmelerine, yurttaşlar için bilim projelerinde yer almalarına veya doğa yürüyüşlerine katılmalarına imkân tanımaktadır. Bu fırsatlar Avrupa’nın zengin akademik gelenek ve çeşitliliğini yansıtırken aynı zamanda da araştırmacılar, öğretmenler ve öğrenciler arasında doğrudan etkileşimi geliştirmektedir. Böylelikle gençlerin bilim, teknoloji, sanat ve matematik (STEAM) konularının yanı sıra araştırma alanında yapacakları kariyerlerin önündeki engeller de azaltılmaktadır. Bu girişim yoluyla 2026’ya kadar 300.000’den fazla öğrenciye ulaşılacaktır.

Škoda’nın Yeni Elektriklisi Elroq’un Şık Tasarımı Ortaya Çıktı

Škoda, tamamen yeni elektrikli C-SUV modeli Elroq’u dünya prömiyeriyle tanıtmaya hazırlanırken, model detaylarını da açıklamaya devam ediyor. Markanın yeni Modern Solid tasarım dilini benimseyen ilk modeli Elroq’un tasarım çizimleri resmi olarak yayınlandı.

Elroq’un dış tasarımını hakkında fikir veren çizimlerde, yeni “Tech-Deck Ön Yüz”, tampona entegre edilmiş Matrix-LED farlar, koyu krom detaylar ve özel Timiano Yeşili rengi dikkat çekiyor.

Doğuş Otomotiv Ağır Vasıta Markaları, IAA Fuarı’nda En Yeni Ürün ve Teknolojilerini Tanıttı

Doğuş Otomotiv’in distribütörlüğünü üstlendiği Scania, Meiller, Thermo King ve Wielton, dünyanın en büyük ticari araç fuarlarından biri olan Hannover IAA Transportation 2024’te en yeni ürün ve teknolojilerini sergiledi.

Korkut Sönmez’in 3. kişisel heykel sergisi “Dönüş Bileti”, Mimar Sinan eseri tarihi Kurşunlu Han’da bulunan ArtHan Galeri’de, Nuray Özler Yolcu küratörlüğünde, 28 Eylül – 19 Ekim 2024 tarihleri arasında izleyiciyle buluşuyor.

Knidos Kazı Başkanı Ertekin M. Doksanaltı’nın tespitiyle, 2200 yıl sonra Knidos’taki ilk yontucu ve yerli sanatçı olarak anılan Korkut Sönmez, bu ünvanla sadece geçmişin mirasını değil, aynı zamanda geleceğin de şekillendiricisi olma yolunda ilerliyor. Onun sanatı, doğduğu coğrafyanın ve tarihin derin izlerini taşıyor; su ve toprağın ruhunu adeta heykellerine nakşediyor.

Korkut Sönmez’in heykelleri, insanın doğayla kurduğu derin bağın ve bu bağdan doğan içsel arayışların somut ifadeleridir. Su ile yeryüzü arasındaki ince geçitte yer alan eserler, sanatçının varoluşsal duruşunu yansıtan, toprağın derinliklerinden yükselip suyun dinginliğinde şekillenen formlar olarak karşımıza çıkar. Kişisel ve evrensel insanlık halleri karşısında gösterilebilecek duyarlılığı, kendine özgü bir bilgelik ve yalınlıkla dile getirir.

Eserleri, yalnızca görsel formlar değil, aynı zamanda ruhsal ifadelerin somut kanıtlarıdır. Doğanın özüne erişmiş bir bilge gibi, heykellerindeki özle insan arasında bir köprü kurar. İnsanın kendini, çevresini ve dünyayı anlama çabasına rehberlik eder. Formlarıyla tinsel derinliğini yansıtırken, ruhsal arayışını da aynı dinginlikle dışa vurur. Sanatçı, izleyiciyi “dönüş bileti” fikriyle, içsel bir yolculuğun başlangıcına davet ediyor.

Citrix Türkiye’nin stratejik iletişim ajansı Marjinal Porter Novelli oldu
Kurumların güvenli bir şekilde uzaktan ve hibrit çalışma ihtiyaçlarını karşılayan çözümler sunan, dijital çalışma alanında dünyanın lider şirketlerinden Citrix, Türkiye’deki iletişim çalışmalarını 360 derece stratejik iletişim danışmanlığı hizmetleri sunan Marjinal Porter Novelli ile yürütecek.
Bünyesindeki markalar ile bulut destekli güvenlik ve verimlilik odaklı kurumsal çözümler sunan dünyanın lider teknoloji şirketlerinden Cloud Software Group’un iştiraki ve dijital çalışma ortamlarının lider şirketi Citrix’in Türkiye’deki yeni stratejik iletişim ajansı bilişimden sağlığa, finanstan sigortacılığa kadar geniş bir sektörel yelpazedeki müşteri portföyüne 360 derece iletişim hizmetleri sunan Marjinal Porter Novelli (MPN) oldu.
1989 yılında kurulan Citrix; uzaktan çalışma, sanal masaüstü, uygulama sanallaştırma ve güvenli erişim alanlarında çözümler sağlayan ve dünya çapında büyük ölçekli işletmelere hizmet veren bir teknoloji şirketi. Kurumların uzaktan/hibrit güvenli ve verimli çalışma, uygulama güvenliği ve web servislerinin hızlı erişilebilirliği ihtiyaçlarını tek bir çözümle karşılayan Citrix, Türkiye’de 2014 yılından bu yana doğrudan hizmet veriyor.

“ANTİK ANADOLU’DA BETİMLEMELER ve TÖRENLER” BAŞLIKLI 15. ARKEOLOJİ SEMPOZYUMU, İTALYAN KÜLTÜR MERKEZİ’NİN ORGANİZASYONUYLA 4 EKİM’DE GERÇEKLEŞECEK!

İtalyan Kültür Merkezi’nin bu yıl ilk kez İstanbul Üniversitesi ile işbirliği içinde düzenlediği 15. İtalyan Kültür Merkezi Arkeoloji Sempozyumu, 4 Ekim Cuma günü “Antik Anadolu’da Betimlemeler ve Törenler: Mekânlar, Anıtlar, İmgeler” ana başlığıyla gerçekleşecek! İtalya ile Türkiye arasındaki kültürel diplomasi için büyük önem taşıyan ve köklü bir bilimsel buluşma niteliğini taşıyan etkinlikte, tarihi mirasa katkı sunmak için Türk kurumlarıyla işbirliği içinde çalışan İtalyan ekipler ülkemizin batısından doğusuna önemli arkeolojik alanlarda gerçekleştirdikleri kazıları, keşif süreçlerini, buluntuları ve hedeflerini anlatacaklar. 15.İtalyan Kültür Merkezi Arkeoloji Sempozyumu’nun İstanbul Üniversitesi’nde yapılacak akademik oturumları, herkesin ücretsiz olarak katılımına açık ve İtalyanca-Türkçe simultane tercümeyle gerçekleşecek.

İki ülke arasındaki kültürel diplomasi açısından büyük öneme sahip olan İtalyan Kültür Merkezi Arkeoloji Sempozyumu, 4 Ekim 2024 tarihinde Türkiye’de çalışmalarını sürdüren İtalyan arkeologları 15. kez ağırlamaya hazırlanıyor. İstanbul İtalyan Kültür Merkezi Müdürü Salvatore Schirmo’nun ve İtalya Büyükelçisi Giorgio Marrapodi’nin girişimleriyle, Ankara İtalyan Büyükelçiliği himayesinde düzenlenen sempozyum, bu yıl ilk kez İstanbul Üniversitesi işbirliğiyle, Türkiye Kültür Yolu Festivali kapsamında gerçekleşecek. Türk topraklarına dağılmış muazzam bir miras üzerinde Türk meslektaşlarıyla birlikte çalışan İtalyan arkeologlara, sahada yürütülen çalışmaların sonuçlarını karşılaştırma olanağı sağlayan etkinlik, İtalyan ve Türk iş birliğiyle yürütülen kazılar, araştırmalar ve incelemeler sayesinde Türkiye’nin zengin kültürel mirasını gözler önüne seriyor. Uluslararası bilim, akademi ve kültür dünyası tarafından geniş çapta tanınan bu köklü buluşma, iki ülkenin bilimsel iş birliğini daha da derinleştirmek ve arkeoloji alanındaki ortak çalışmaları sergilemek için eşsiz bir fırsat sunuyor.

“Antik Anadolu’da Betimlemeler ve Törenler: Mekânlar, Anıtlar, İmgeler” ana başlığıyla İstanbul Üniversitesi’nde gerçekleşecek 15. İtalyan Kültür Merkezi Arkeoloji Sempozyumu’nda, Arslantepe, Hierapolis, Karkamış, Kültepe, Uşaklı Höyük, Porsuk-Zeyve Höyük, Hattuşa, Tripolis ve Tokalı Kilisesi gibi önemli arkeolojik alanlarda faaliyet gösteren arkeologlar konuşmacı olarak yer alacak.

İnşaatta toparlanma beklenmiyor

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), her ay merakla beklenen inşaat ile bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durum ile beklenen gelişmeleri gösteren “Hazır Beton Endeksi” 2024 Ağustos Ayı Raporu’nu açıkladı. Faaliyet Endeksi’nin oldukça düşük seviyelere indikten sonra ağustos ayında eşik değerin hemen üzerine çıkmayı başardığını gösteren Rapor, ağustos ayında tüm endekslerin geçen yılın aynı ayına göre azaldığını ve tüm endekslerdeki düşüşün birleşik Beton Endeksini de aşağı çektiğini ortaya koydu.

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) her ay açıkladığı Hazır Beton Endeksi ile Türkiye’de inşaat sektörü ve bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durumu ve beklenen gelişmeleri ortaya koymaktadır. İnşaat sektörünün en temel girdilerinden biri olan ve aynı zamanda üretiminden sonra kısa bir süre içerisinde stoklanmadan inşaatlarda kullanılan hazır betonla ilgili bu Endeks, inşaat sektörünün büyüme hızını ortaya koyan öncü bir göstergedir.

Hazır Beton Endeksi 2024 Ağustos Ayı Raporu’na göre, Faaliyet Endeksi oldukça düşük seviyelere indikten sonra ağustos ayında eşik değerin hemen üzerine çıkmayı başarmış görünmektedir. Beklenti ve Güven endeksleri de yükselmiştir, ancak hâlen eşik değerin altında yer almaktadır. Her 3 endeksteki yükseliş sonrasında Hazır Beton Endeksi de artmış olmakla birlikte Beklenti ve Güven Endekslerinin düşük seyretmesi nedeniyle Beton Endeksi eşik değerin altındadır.

Geride bıraktığımız ağustos ayında tüm endeksler geçen yılın aynı ayına göre azalmış durumdadır. En fazla daralma Faaliyet ve Güven Endekslerinde görünmektedir. Beklenti Endeksi de görece daha düşük bir daralma göstermiştir. Tüm endekslerdeki düşüş birleşik Beton Endeksini de aşağı çekmiş durumdadır.

Raporun sonuçlarını değerlendiren Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, “Geride bıraktığımız ağustos ayında tüm endeksler geçen yılın aynı ayına göre azalmış durumdadır.

UNESCO tescilli Anadolu zeytincilik mirası Sevilma zeytinyağları ile sofralara taşınıyor

Anadolu zeytin ırklarının saf lezzetlerini sofralara sunmak üzere kurulan Sevilma, İzmir Seferihisar’daki fabrikasında coğrafi konumu ve ırkı belli, “tek kaynaktan” gelen zeytinyağları üretiyor. UNESCO’nun “Somut olmayan kültürel miras” olarak tescillediği Anadolu kadim zeytincilik yöntemleriyle üretilen bu eşsiz yağlar doğanın ve kültür mirasının korunmasına katkı sağlıyor.

Türkiye’nin “Yavaş şehir” (Cittaslow) unvanı almış ilk yerleşim yeri olan İzmir’in Seferihisar ilçesinde kurulan Sevilma, şarap sektöründe olduğu gibi coğrafi konumu ve ırkı belli “tek kaynaktan” gelen zeytinyağı üretimine başladı.

Sevilma zeytinyağları, çok farklı lezzetlere sahip Anadolu zeytin ırklarını birbirine karıştırmadan yağa dönüştürüyor ve en saf haliyle sofralara sunuyor. Sevilma zeytinyağı koleksiyonları arasında Erkence, Memecik ve Trilye zeytin ırklarından elde edilen yağlar yer alıyor.

Sevilma Erkence ve Memecik koleksiyonları, delicelere yani yabani zeytinlere aşılanarak yetiştirilen Ege’nin kadim zeytin ağaçlarından elde ediliyor. Ağaçları dikmek yerine, doğadaki yabani zeytinleri aşılayarak sürdürülen bu çok nadir üretim biçimi Anadolu’ya özgü. Binlerce yıldır korunmuş bu zeytinyağı üretim biçiminde ağaçlar dikilmiyor, sulanmıyor, zirai zehirler kullanılmıyor ve zeytinliklerin çevresi tellerle çevrilmiyor. Ağaçlar ihtiyaç duyduğu suyu, elle yapılan küçük teraslarda biriken yağmur sularından temin ediliyor. Bu eşsiz kadim üretim havzaları aynı zamanda bir mera ve orman özelliği taşıyor ve çok sayıda canlıya yaşam alanı sunuyor.

GÜRAL PORSELEN KOLEKSİYONLARI 34. ULUSLARARASI ZUCHEX FUARI’NDA YİNE GÖZ KAMAŞTIRACAK

Kaliteli porselenin öncüsü Güral Porselen, en yeni ve gözde koleksiyonlarını Zuchex Fuarı’nda beğeniye sunuyor

Güral Porselen, 19 -22 Eylül tarihlerinde Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek, ev ve mutfak gereçleri endüstrisini tek bir çatı altında toplayan, sektöründe dünyanın en büyük uluslararası organizasyonu olan Zuchex Ev ve Mutfak Eşyaları Fuarı’nda en yeni ve gözde koleksiyonlarını görücüye çıkaracak.

En yeni, en heyecan verici ürünleri ve yenilikleri sektör profesyonelleriyle buluşturan, 34. Uluslararası Zuchex, Züccaciye Ev Eşyaları, Dekoratif Ürünler ve Elektrikli Ev Gereçleri Fuarı, 19 – 22 Eylül tarihlerinde Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Modern tasarımları, çarpıcı renkleri ve kusursuz porselenleriyle öne çıkan ve her geçen yıl ihracattaki başarısını katlayan Güral Porselen de fuarda en yeni ve gözde koleksiyonlarını beğeniye sunuyor.

Sea To Sky Enduro Motosiklet Yarışı öncesinde heyecan dorukta

Dünyanın en iyi enduro motosiklet sporcularını konuk edecek Sea To Sky Enduro Motosiklet Yarışı’nda heyecan dorukta. Hard Enduro Dünya Şampiyonası’nın 6’ncı yarışında son etap öncesi liderlik savaşları verilecek.
Uluslararası Motosiklet Federasyonu (FIM) tarafından Hard Enduro Dünya Şampiyonası’na dahil edilen Sea To Sky Enduro Motosiklet Yarışı, dünyaca ünlü enduro motosiklet sporcularını bir araya getirecek. 7 etaptan oluşan Hard Enduro Dünya Şampiyonası’nın 6’ncı ayağı olarak koşulacak organizasyon, liderlik için önemli bir çekişmeye sahne olacak.
Tüm dünyada izlenilirlik anlamında zirvede yer alan Hard Enduro Dünya Şampiyonası’nda geride kalan 5 etapta puanlar toplanırken 7’nci ve son etap öncesinde tecrübeli motosikletçiler kıyasıya mücadele verecek. Zorlu parkuru ile organizasyona katılan bütün sporcuların beğenisini toplayan yarış, son etap öncesinde de önemli bir yere sahip olacak.

DEAN RICKLES’IN, SINIRLAMANIN YAŞAMI ZENGİNLEŞTİRDİĞİNİ SAVUNDUĞU KİTABI HAYAT KISA: DAHA ANLAMLI BİR HAYAT İÇİN KISA BİR REHBER, AYRINTI’DAN ÇIKTI!

İngiliz yazar, filozof ve öğretim görevlisi Dean Rickles’ın “Zamanın en büyük para birimi olduğu ve aldığımız her nefesin bizi kaçınılmaz sona yaklaştırdığı bir dünyada anlamlı bir hayat yaşamak mümkün mü?” sorusuna yanıt aradığı kitabı Hayat Kısa: Daha Anlamlı Bir Hayat İçin Kısa Bir Rehber; Ayrıntı Yayınları’ndan çıktı! Pandemi döneminde kaleme aldığı kitapta, genel kanının aksine sınırlamanın yaşamı zenginleştirdiğini savunan Rickles, sınırların ve kısıtlılıkların kişiyi seçim yapmaya yönlendirdiğini, bunun da hayatı daha anlamlı kıldığını oyunlara referans vererek anlatıyor. Kuralları, yasakları ve sonu olmayan bir oyundan keyif alınamayacağını anlatan yazar, insanın en büyük sonu olan ölümün gerçekliğinin aslında hayatı ve seçimlerimizi anlamlı kıldığına dikkat çekiyor. Hayat Kısa, ne kadar az vaktimizin kaldığını değil de hayatlarımızı anlamlandırmak için aslında hiç vaktimizin olmadığını bize göstererek her anın yaratıcı gücünü hatırlamamızı sağlıyor.

HABAŞ, Yerli ve Milli Ticari Araçlarını Hannover Fuarı’nda Sergiliyor

Türk Sanayisinde 68 yılı geçen köklü bir geçmişe sahip HABAŞ, Türk Mühendisliğiyle tasarlanan ticari araçlarını, ‘IAA TRANSPORTATION 2024’ Hannover Fuarı’nda sergiliyor.  Dünyanın en önemli ticari araç fuarları arasında gösterilen fuarda HABAŞ, HBS markalı elektrikli ve hidrojenli otobüsleri ile elektrikli çekicisini ziyaretçileri ile buluşturuyor. 

“Türkiye’nin mühendislik gücünü ve üretim kapasitesini dünyaya tanıtıyoruz”

IAA TRANSPORTATION 2024 Fuarı’nda bir açıklama yapan HABAŞ Otomotiv Genel Müdürü Hüseyin Urkun “68 yıla ulaşan tecrübesi ile Türk sanayisine hizmet eden HABAŞ olarak, sektörümüz açısından böyle önemli bir fuarda yer almak bizim için büyük bir gurur. Tamamen Türk mühendisliğinin ürünü olan elektrikli ve hidrojenle çalışan araçlarımızı dünya sahnesine sunmak, yerli ve milli üretim kapasitemizin geldiği noktayı göstermektedir. Sürdürülebilirlik ve yenilikçilik, HABAŞ’ın temel ilkelerinden bir tanesidir. Bu doğrultuda geliştirdiğimiz ve tanıtımını yaptığımız elektrikli çekiciler ve otobüsler hem çevre dostu hem de geleceğin teknolojilerini barındırmaktadır. Çevre dostu çözümlerimiz ve ileri teknolojiye sahip modellerimiz ile sektörümüzde öncü bir konumda yer almak istiyoruz” şeklinde konuştu.

Yeni Panasonic 4K çok amaçlı kameralar yapımcıların yaratıcılığını ortaya çıkarıyor
4K çok amaçlı kameralar, profesyonel yayın sistemlerinde yüksek kaliteli görüntüler sunar ve kamera işlemlerini basitleştirir.

Panasonic Connect Europe, video prodüksiyonu yaratıcılığını ortaya çıkarmak için tasarlanmış, çığır açan iki yeni 4K çok amaçlı kamera olan AW-UB50 ve AW-UB10’u duyurdu. Her iki kutu tipi kamera da LUMIX dijital kamera teknolojisini temel almaktadır ve video prodüksiyon iş akışlarını kolaylaştırmak için tasarlanmış bir dizi yeni işlevle donatılmıştır. Hızla genişleyen kurumsal ve eğitim amaçlı video prodüksiyonunun yanı sıra yayın ve canlı eğlence pazarları için idealdirler. Her iki ürün de 2025’in birinci çeyreğinde satışa sunulacak.
Pazar lideri tam çerçeve sensörler
UB50, full-frame bir MPS sensörüne sahiptir ve UB10 ise bir MFT (Mikro 4/3) sensöre sahiptir. Her ikisi de Panasonic AW kontrol protokolü ve RTP, RTSP, RTMP/S, SRT ve NDI HX2 iletim protokolleri gibi tüm yaygın IP protokollerini desteklemektedir.

YZoo, Gergedan Gününde, Nesli Tehlike Altındaki Gergedanlara Dikkat Çekiyor!

Koruma altında 140’ın üzerinde hayvan ve 300’ün üzerinde bitki türü ile otuz yıldır faaliyet gösteren Faruk Yalçın Hayvanat Bahçesi ve Botanik Parkı (FYZoo), 22 Eylül’de Gergedan Günü’nü kutlayarak, nesli tehlike altında bulunan gergedanlar hakkında farkındalık oluşturmayı hedefliyor.

Dünya genelinde gergedan türleri, yasadışı avcılık ve yaşam alanlarının tahribi gibi tehditlerle karşı karşıya. Özellikle Asya’da bulunan Hint gergedanları, 20. yüzyılın başında yok olma tehlikesi yaşadı. Ancak küresel koruma çabaları sayesinde, bugün sayıları bir nebze de olsa artmış durumda. FYZoo’nun ev sahipliği yaptığı Samir ve Komala da bu koruma çalışmalarının başarılı örnekleri arasında yer alıyor.

Samir, ülkemize gelen ilk gergedan olma özelliğini taşıyor. 2015 yılında İngiltere’nin Edinburgh Hayvanat Bahçesi’nden FYZoo’ya getirilen ve yaklaşık 2.2 ton ağırlığında olan Samir, parkta koruma altında bulunuyor. Mizacı gereği huysuz olan Samir, özellikle yemek sırasında rahatsız edilmekten hoşlanmıyor. 2016 yılında İngiltere’nin Chester Hayvanat Bahçesi’nden FYZoo’ya transfer edilen eşi Komala ise 1,8 ton ağırlığında, hareketli ve oldukça zeki bir gergedan. Komala, sosyal yapısıyla bakıcılarıyla kısa sürede güçlü bir bağ kurmayı başardı.

Demir çelik sektörü Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’na hazırlanıyor 

Avrupa Birliği’nin karbon emisyonlarının azaltılmasına yönelik en önemli uygulama araçlarından olan Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM)’na uyum sağlamak amacıyla ENSİA koordinatörlüğü, Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği ve İtalyan CO.SVI.G. Scrl (Consortium for the Development of Geothermal Areas) birlikteliğiyle başlatılan “INTER-CLUSTER COLLABORATION FOR CARBON MANAGEMENT (Karbon Yönetimi için Kümelerarası İş birliği)” başlıklı AB projesinin ilk çalışma ziyareti 2-7 Eylül 2024 tarihleri arasında İtalya’nın Floransa kentine düzenlendi.

Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği, başta gelen ticaret ortaklarından olan Avrupa Birliğince hayata geçirilen Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizmasına hazırlık amacıyla yürütülen AB projesi kapsamında Floransa’da gerçekleştirilen çalışma ziyaretinde İtalya’nın karbon yönetimi ve azaltımı konularında yaptığı çalışmalar hakkında bilgi alındı.

Toplamda 18 firma ve kurum temsilcisinin yer aldığı çalışma ziyaretine projenin İtalyan ortağı CO.SVI.G. ev sahipliği yaptı.

9. CNR Mersin Kitap Fuarının hedefi 150 bin kitap sever

Akdeniz’in en büyük kültürel fuarı CNR Mersin Kitap Fuarı kapılarını 9’uncu kez açacak. 12-20 Ekim 2024 tarihlerinde CNR Expo Yenişehir Fuar Merkezi’nde düzenlenecek olan fuarın bu yılki mottosu “Oku!”. Geçtiğimiz yıllardan farklı olacak fuarda, 9 gün boyunca imza günleri, söyleşiler ve etkinlikler düzenlenecek. Fuarda katılımcılar, birçok edebiyat ödülünün sahibi şair, yazar, Özdemir İnce, gazeteci, televizyoncu Serhan Asker, Nobel Edebiyat Ödülü adayı Adonis gibi isimlerle de bir araya gelme fırsatı bulacak.

Fuarla eşgüdümlü olarak Uluslararası Kültür Festivali düzenlenecek

Mersin Yenişehir Belediyesi ve Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) arasında yapılan protokol kapsamında, Mersin ve Yenişehir’de sosyal, kültürel ve ekonomik hayatın canlandırılması, uluslararası kültürel iş birliklerinin teşvik edilmesi, sanat ve kültürel etkinliklerin yaygınlaştırılması amacıyla 12-20 Ekim tarihlerinde düzenlenecek Uluslararası Yenişehir Kültür Festivali düzenlenecek.

İmza töreninde konuşan Başkan Abdullah Özyiğit, “CNR Mersin Kitap Fuarı ile eşgüdümlü olacak bu festival kültür ve sanat alanında Mersin’de önemli bir etki yaratacak” dedi.

150 binin üzerinde ziyaretçi bekleniyor

Mersin Valiliği, Mersin Büyükşehir Belediyesi, Mersin İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Mersin Yenişehir Belediyesi, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ve KOSGEB destekleri ile düzenlenecek fuarın, Uluslararası Yenişehir Kültür Festivali ve Çukurova Uluslararası Havalimanı’nın da etkisiyle 150 binin üzerinde kitap tutkunu tarafından ziyaret edilmesi bekleniyor. 100’den fazla yayınevinin 300’den fazla markasının sergileneceği 9. CNR Mersin Kitap Fuarı, sektörün en öncü yayınevi, yayıncı ve basın yayın kurumlarını aynı çatı altında buluşturacak.

Ufkunuz ‘IQ Slimline’ ile Daha Geniş

IQ Alüminyum Sistemleri, geliştirdiği yeni ürünü ‘IQ Slimline’ alüminyum sürme sistemi ile mekan içerisinden dışarıya yeni bir bakış açısı sunacak. Tüketicinin ihtiyaçlarını analiz ederek yeni ürüne odaklanan IQ Alüminyum Sistemleri, ‘Slimline’ ürünü ile maksimum görüş açısı sunacak ve özellikle manzaraların büyüleyici görünümünü güçlendirecek.

Tüketici beklentilerini ve taleplerini dikkate alarak ürünlerini geliştiren Deceuninck grubu markalarından IQ Alüminyum Sistemleri, yenilikçi bir ürün daha geliştirerek müşterilerine sundu. Aluminyum kapı ve pencere sistemleri alanında ‘IQ Slimline’ isimli yenilikçi ürününü tüketicilerle buluşturan marka, maksimum manzara görünürlüğü sunmanın yanı sıra estetik olarak da özgün bir görsellik sağlayacak.

Geniş aralıklar için tasarlanan ve gizlenebilir sürme sisteme sahip ‘IQ Slimline’, profilleri duvar içine gömerek, eşik ve tahliye kanalının zemine gizlenebilmesiyle öne çıkıyor. Ayrıca alüminyum görünür yüzey alanı düşürülen bu yenilikçi ürünün gizlenebilen profil yapısı, dekoratif ve estetik duruşu modern mimariyle mükemmel bir uyum sağlıyor. Sunduğu kullanım kolaylığı ile kullanıcı dostu bir sürme sistemi olan IQ Slimline, yüksek hava ve su yalıtımı imkanı da sağlıyor. Ayrıca, kolay üretim ve montaj için geliştirilmiş üretim çeşitlilikleri de ürünün ön plana çıkan özellikleri arasında yer alıyor.

Diğer yandan sürme kanatlarda özel kancalı ispanyoletli kilitleme sistemi kullanabilme özelliğiyle de dikkat çeken IQ Aluminium Sistemleri’nin yenilikçi ürünü, ‘IQ COLORS’ ve ‘IQ EFFECTS’ renkleri sayesinde de fark yaratıyor. Bu kapsamda özel statik renkler, harika eloksal yüzeyler ve ahşap desenler sunan bu ürün, modern ve estetik renk seçenekleriyle de tüketicilere renkli dünyalar sunacak.

‘IQ Slimline’, tüketici tercihleri kapsamında geliştirildi

Yenilikçi ‘Slimline’ ürünlerinin tasarımında tüketicilerin tercihlerinin ön plana çıktığını ve bu yönde geliştirildiğini ifade eden IQ Alüminyum Sistemleri Marka Direktörü Müfit Atlas, “Artık mimarlar da son kullanıcılar da kapı ve pencerelerin kenarlarında ve ortasında daha az profil görmek istiyor. Tüketicilerimizin bu geri dönüşünü dikkate alarak mekan içerisinden daha çok manzara görmek istediklerini öngördük ve bunu sağlamak için ‘IQ Slimline’ı tasarladık. Ürünümüzün profillerini duvar içine ve yere gizleyerek maksimum görüş açısı sağladık. Her zaman tüketicinin ihtiyaçları ve beklentilerini iyi analiz eden bir marka olarak ‘IQ Slimline’ gibi yenilikçi ürünler geliştirmeye devam edeceğiz” bilgisini paylaştı.

Girişimlerde Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması, 2024

Kayseri OSB Başkanı Yalçın: İşsizlikteki Düşüş Ekonomideki Sağlam Yapıyı Göstermektedir

Kayseri OSB Başkanı Mehmet Yalçın, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan 2024 yılı Temmuz ayı işsizlik verilerine ilişkin değerlendirmede bulundu.

Başkan Yalçın, “Türkiye’deki işsiz sayısı 2024 yılı Temmuz ayında bir önceki aya göre 112 bin kişi azalarak 3 milyon 167 bin kişi olmuştur. İşsizlik oranı ise 0,4 puan azalarak yüzde 8,8 seviyesinde gerçekleşmiştir. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 7,0 iken kadınlarda yüzde 12,4 olarak tahmin edilmiştir. ” dedi.

Yalçın, “Temmuz ayında işsizlik oranının yüzde 8,8’e gerilemesi önemlidir. 2024 yılı Haziran ayı işsizlik rakamının 9,2 olarak gerçekleştiği göz önüne alındığında, işsizlikteki düşüş ekonomideki sağlam yapıyı göstermektedir. Türkiye ekonomisinin üretimi ve ihracatı artırma yönündeki kararlığı önemlidir.” şeklinde konuştu.

Yalçın, “İstihdam edilenlerin sayısı 2024 yılı Temmuz ayında bir önceki aya göre 235 bin kişi artarak 32 milyon 712 bin kişi, istihdam oranı ise 0,3 puan artarak yüzde 49,6 olmuştur. Bu oran erkeklerde yüzde 67,4 iken kadınlarda yüzde 32,2 olarak gerçekleşmiştir.” ifadelerini kullandı.

Başkan Yalçın, TÜİK’in verilerinin büyük önem taşıdığını vurguladığı değerlendirmesinde, “İşgücü 2024 yılı Temmuz ayında bir önceki aya göre 123 bin kişi artarak 35 milyon 879 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,1 puan artarak yüzde 54,4 olarak gerçekleşti. İşgücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 72,4 iken kadınlarda yüzde 36,8 oldu.” diye konuştu.

Yalçın, değerlendirmesini şu şekilde sürdürdü:

Geçtiğimiz günlerde açıklanan Yeni OVP’nin işsizlik oranının yüzde 7’lere çekilmesi hedefi bulunmaktadır. Türkiye ekonomisinin istihdam artışını sürekli hale getirebilmek için güçlü bir irade sergiliyor olmasını önemlidir. Mali yapıda dengelenmenin hızlı bir şekilde oluşması ve enflasyonun dizginlenmesi, hedeflere ulaşılmasında önem arz etmektedir. İstihdamdaki artış üretimde ve dolayısıyla da ihracattaki artışı tetikleyen bir unsur olmayı sürdürecektir. Sanayicilerimiz, yeni istihdam kapılarının açılması yönünde verilecek destekleri beklemektedir.”

Sea To Sky Enduro Motosiklet Yarışı öncesinde heyecan dorukta

Dünyanın en iyi enduro motosiklet sporcularını konuk edecek Sea To Sky Enduro Motosiklet Yarışı’nda heyecan dorukta. Hard Enduro Dünya Şampiyonası’nın 6’ncı yarışında son etap öncesi liderlik savaşları verilecek.
Uluslararası Motosiklet Federasyonu (FIM) tarafından Hard Enduro Dünya Şampiyonası’na dahil edilen Sea To Sky Enduro Motosiklet Yarışı, dünyaca ünlü enduro motosiklet sporcularını bir araya getirecek. 7 etaptan oluşan Hard Enduro Dünya Şampiyonası’nın 6’ncı ayağı olarak koşulacak organizasyon, liderlik için önemli bir çekişmeye sahne olacak.
Tüm dünyada izlenilirlik anlamında zirvede yer alan Hard Enduro Dünya Şampiyonası’nda geride kalan 5 etapta puanlar toplanırken 7’nci ve son etap öncesinde tecrübeli motosikletçiler kıyasıya mücadele verecek. Zorlu parkuru ile organizasyona katılan bütün sporcuların beğenisini toplayan yarış, son etap öncesinde de önemli bir yere sahip olacak.
MANUEL LETTENBICHLER LİDERLİĞİ KORUMAK İSTİYOR
Hard Enduro Dünya Şampiyonası’nda geride kalan 5 etapta 90 puanla liderliği elinde bulunduran  Alman sporcu Manuel Lettenbichler, yerini korumanın hesaplarını yapıyor. Geçtiğimiz yılı şampiyon kapatan Red Bull’un 26 yaşındaki sporcusu, son etap öncesi Kemer’de puan kaybı yaşamak istemiyor. Lettenbichler, rakipleriyle arasındaki puan farkını açarak bu sene de kürsünün zirvesinde yer almak için yoğun bir çalışma gerçekleştiriyor. Lettenbichler, son ayak olan İspanya’ya lider olarak gitmek istiyor.
WADE YOUNG, ZİRVE HESAPLARI YAPIYOR
Önemli yarış öncesinde Güney Afrikalı Wade Young, 81 puanla ikinci sırada yer alıyor. Şampiyonada liderle arasında 9 puanlık bir fark olan ve Sea To Sky parkurunun tecrübeli isimlerinden Red Bull’un 28 yaşındaki sporcusu, son yarış öncesinde Sea To Sky’da yeniden zirvedeki isim olmak için büyük mücadele verecek.
MARIO ROMAN DİKKATLERİ ÇEKİYOR
Hard Enduro Dünya Şampiyonası’nda dikkatleri çeken bir diğer sporcu ise Mario Roman. İspanyalı sporcu 74 puan toplayarak adını üçüncü sıraya yazdırırken, sıralamada rakiplerini en çok zorlayan sporcular arasında yer alıyor. Sea To Sky parkurunu en iyi bilen sporcular arasında yer alan 34 yaşındaki sporcu 2019 yılında bu etapta birincilik elde etmişti.

DÜNYANIN DÖRT BİR YANINDAN SPORCULAR BİR ARAYA GELECEK
Kemer Enduro Motosiklet Kulübü tarafından düzenlenen Sea To Sky Enduro Motosiklet Yarışı’nın 15’incisi bu sene 10-12 Ekim tarihlerinde koşulacak. Spor Toto, KTM, Cazador ve Red Bull Türkiye, Castrol, Talay Lojistik, Emiray Group sponsorluğunda, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, Antalya Valiliği, Türkiye Motosiklet Federasyonu, Kemer Kaymakamlığı, Olympos Teleferik’in katkılarıyla Kemer’in eşsiz doğasında gerçekleşecek yarış, dünyanın en eğlenceli ve zorlu etabı olarak bilinen, deniz seviyesinden başlayıp, 2 bin 365 metrelik Tahtalı Dağı’nın zirvesinde son bulacak.
Plaj, orman ve dağ olmak üzere 3 ayrı etapta koşulacak Sea To Sky Enduro Motosiklet Yarışı, dünyanın dört bir yanından tüm yarış sınıflarından sporcuları bir araya getirecek. Bu sene Hard Enduro Dünya Şampiyonası’na dahil edilen organizasyon; İngiltere, Avusturya, Sırbistan, Romanya ve ABD etaplarının ardından 6’ncı yarış olarak düzenlenecek. Hard Enduro Dünya Şampiyonası’nın son ayağı ise İspanya’da koşulacak. 10 Ekim Perşembe günü plaj yarışı ile başlayacak yarışlarda 11 Ekim Cuma günü orman yarışı, 12 Ekim Cumartesi günü dağ yarışı düzenlenecek. Organizasyon, 12 Ekim Cumartesi günkü madalya töreni ve yarış sonu partisi ile tamamlanacak.
Hard Enduro Dünya Şampiyonası’nda ilk 10’da yer alan sporcular ve puan durumu şu şekilde:
1- Manuel Lettenbichler – Almanya – KTM Fabrika Takım Sporcusu 90 puan
2- Wade Young – Güney Afrika – GasGas Sporcusu (Geçen Yılın Sea to Sky kazananı) 81 puan
3- Mario Roman – İspanya – Sherco Fabrika Takım Sporcusu 74 puan
4- Teodor Kabakchiev – Bulgaristan – Sherco Fabrika Takımı Sporcusu 72 puan
5-Mitch Brightmore – İngiltere – Husqvarna Sporcusu 60 puan
6- Matthew Green – Güney Afrika – KTM Sporcusu 45 puan
7- Francesc Moret Clota – İspanya – Sherco Sporcusu 43 puan
8- Alfredo Gomez – İspanya – RIEJU Fabrika Takım Sporcusu 31 puan
9- Marc Riba Lazaro – İspanya – KTM Sporcusu 31 puan
10- David Cyprian – Çek Cumhuriyeti – KTM Sporcusu 28 puan

DEAN RICKLES’IN, SINIRLAMANIN YAŞAMI ZENGİNLEŞTİRDİĞİNİ SAVUNDUĞU KİTABI HAYAT KISA: DAHA ANLAMLI BİR HAYAT İÇİN KISA BİR REHBER,  AYRINTI’DAN ÇIKTI!

İngiliz yazar, filozof ve öğretim görevlisi Dean Rickles’ın “Zamanın en büyük para birimi olduğu ve aldığımız her nefesin bizi kaçınılmaz sona yaklaştırdığı bir dünyada anlamlı bir hayat yaşamak mümkün mü?” sorusuna yanıt aradığı kitabı Hayat Kısa: Daha Anlamlı Bir Hayat İçin Kısa Bir Rehber; Ayrıntı Yayınları’ndan çıktı! Pandemi döneminde kaleme aldığı kitapta, genel kanının aksine sınırlamanın yaşamı zenginleştirdiğini savunan Rickles, sınırların ve kısıtlılıkların kişiyi seçim yapmaya yönlendirdiğini, bunun da hayatı daha anlamlı kıldığını oyunlara referans vererek anlatıyor. Kuralları, yasakları ve sonu olmayan bir oyundan keyif alınamayacağını anlatan yazar, insanın en büyük sonu olan ölümün gerçekliğinin aslında hayatı ve seçimlerimizi anlamlı kıldığına dikkat çekiyor. Hayat Kısa, ne kadar az vaktimizin kaldığını değil de hayatlarımızı anlamlandırmak için aslında hiç vaktimizin olmadığını bize göstererek her anın yaratıcı gücünü hatırlamamızı sağlıyor.

Dean Rickles’ın okurları yaşam ve ölüm meseleleri hakkında derin, sert ve farklı düşünmeye davet eden kitabı Hayat Kısa – Daha Anlamlı Bir Hayat İçin Kısa Bir Rehber, Seray Soysal’ın çevirisiyle Ayrıntı Yayınları’nın Lacivert Kitaplar’ı arasındaki yerini aldı. Rickles’ın, Seneca’nın klasik eseri Yaşamın Kısalığı Üzerine’de gündeme getirdiği temaların yeniden değerlendirilmesi olarak tasarladığı kitap, Seneca’nın antik kaygılarının çoğunun hâlâ mevcut olduğunu gözler önüne seriyor.

Dean Rickles, bu kısa ve öz kitabında, her nefesimizin bizi kendi sonluluğumuzla yüzleştirmesine rağmen hâlâ nasıl devam etmeye değer bir yaşam inşa edebileceğimizin izlerini sürüyor. Yaşamın bütün geçiciliğiyle kucaklanabilmesinin yolunun ölüm fikrini ondan ayırmamakla mümkün olduğunu ileri süren Rickles, hepimizin kaygılandığı hayatın anlamı sorusunu, tam da onun sınırlılığı ve sonluluğuyla cevaplıyor. Hayat Kısa, otantik bir anlamın ise buradan doğacak bir zaman kavrayışıyla nasıl şekilleneceğinin anahtarını sunuyor okuruna.

Kendi ölümlülüğünün farkında canlılar olarak yaşadığımız kaygıların, modern dünyanın hızıyla iyice ivme kazandığı bir zamanın kitabıdır Hayat Kısa. Yazar, seçim yapmanın da tıpkı ölmek gibi, yaşayacağımız başka senaryoların ortadan kaldırılması sırasında deneyimlediğimiz kararsızlık olduğuna odaklanıyor. Ölüm korkusuna benzer bir kaygıyla hiçbir seçenekten vazgeçmeyerek söz konusu olanakları bütün hayatlarına yayabilmek için sürekli bir kararsızlık içerisinde yaşama eğilimi karşısında, nasıl bu tuzaklara düşmeden anlamlı bir hayat inşa edebileceğimizin yollarını arıyor. Rickles bu tuzaklardan kaçarken yer yer Stoa felsefesinin kavramlarından ve düşünme biçimlerinden de yararlanıyor.

Akıllı KOBİ Dijital Dönüşüm Konferansı Tekirdağ’da gerçekleşti
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği himayesinde, Çorlu Ticaret ve Sanayi Odası’nda düzenlenen Akıllı KOBİ Tekirdağ Dijital Dönüşüm Konferansı, 11 Eylül’de gerçekleşti.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği himayesinde ve Çorlu Ticaret ve Sanayi Odası ev sahipliğinde “Akıllı KOBİ Tekirdağ Dijital Dönüşüm Konferansı” gerçekleştirildi. Bu yılın dördüncü, serinin yedinci etkinliği olan konferansta; KOBİ’lerin dijital dönüşüm yolculuğu, KOBİ’ler için sürdürülebilir gelecek, dijital iş servisleri, e-ticarette başarının sırrı, iş süreçlerinde dijitalleşme, e-ihracatta yeni fırsatlar ve sanayide otomasyon konuları masaya yatırıldı.
Turkcell Dijital İş Servisleri’nin ve Mastercard’ın ana; PayTR’nin platin; Logo Yazılım, BIS Çözüm ve Eclit’in altın sponsorluğunda; EBRD ve JP Morgan’ın destekleriyle gerçekleştirilen konferansta, iş dünyasının önde gelen isimlerinin yer aldığı panellerde KOBİ’lerin dijital dönüşümü ve sektörler özelinde faydalı bilgiler paylaşıldı.
Etkinliğin açılış konuşmacılarından Tekirdağ Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı ve TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Cengiz Günay “KOBİ’lerimizin rekabet gücünü artırmak, verimliliklerini yükseltmek ve küresel pazarlara açılmalarını sağlamak için dijitalleşme artık bir zorunluluk haline gelmiştir. Bölgemizdeki KOBİ’ler, sadece Türkiye pazarında değil, uluslararası pazarlarda da rekabet edebilme potansiyeline sahiptir. Ancak bu potansiyelin tam anlamıyla ortaya çıkarılabilmesi için dijitalleşmeye odaklanmamız gerektiğini unutmamalıyız. Bu bağlamda, Akıllı KOBİ Platformu, Tekirdağ’daki KOBİ’lerimizin dijital dünyaya entegrasyonunu hızlandırmak için önemli bir fırsat sunmaktadır. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği olarak dijitallleşme süreçlerinde KOBİ’lerimizin yanındayız,” ifadelerini kullandı.
Konferansın açılış konuşmacılarından Çorlu Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı İzzet Volkan, dijital dönüşümün KOBİ’ler için önemine vurgu yaparak, “Dijitalleşme, günümüz iş dünyasında rekabetçi kalabilmenin anahtarı haline gelmiştir. KOBİ’lerimizin bu dönüşüm sürecine ayak uydurması, sadece yerel pazarda değil, küresel pazarda da varlık gösterebilmeleri için kritik öneme sahiptir. Verimliliği artırmak, maliyetleri düşürmek, müşteri memnuniyetini yükseltmek ve yeni pazarlara erişim sağlamak bu hedeflerden sadece birkaçıdır. Teknolojinin sunduğu bu fırsatları en iyi şekilde değerlendirmek, işletmelerimizin sürdürülebilir büyümesini sağlayacaktır. Teknolojilerin hızla değişmesi ve gelişmesi, özel sektör üzerinde büyük bir etki yaratıyor. Bu değişimden en fazla etkilenen kesim ise KOBİ’ler. KOBİ’lerimizin bu dijitalleşme yolculuklarında çözüm üretmek amacıyla, KOBİ’lerle teknoloji tedarikçilerini bir araya getiren Akıllı KOBİ Platformu’nu TOBB hayata geçirdi. Amacımız, bu platform aracılığıyla KOBİ’lerle teknoloji tedarikçileri arasında güveni ve iletişimi TOBB çatısı altında sağlamak,” dedi.
Etkinliğin bir diğer açılış konuşmacısı Akıllı KOBİ İcra Kurulu Üyesi Başar Ceylan, “Bu yılki Akıllı KOBİ Dijital Dönüşüm Konferanslarının dördüncü durağı Tekirdağ’da KOBİ’lerimizle bir araya gelmekten büyük mutluluk duyuyoruz. 2023 yılı itibariyle gerçekleştirdiğimiz ve dijitalleşmeyi konuştuğumuz toplam 7 konferasımızla 150 binin üzerinde KOBİ’ye eriştik. Dijital dönüşümün öncüsü markalarla, Türkiye’deki KOBİ’lerimizin dönüşümlerini hızlandırmayı ve onlara rehberlik etme misyonuyla çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Tüm paydaşlarımıza katkılarından dolayı teşekkür ederiz,” ifadelerini kullandı.

2024 yılında 6 şehirde 200 bin KOBİ’ye ulaşılacak
Akıllı KOBİ Dijital Dönüşüm Konferansları’yla bugüne kadar toplam 150 binin üzerinde KOBİ’ye ulaşıldı. KOBİ’lerin dijital dönüşümünü desteklemeye ve hızlandırmaya yönelik konferans serisi 2024 yılı sonuna kadar 2 ilde daha gerçekleşecek. Yıl sonuna kadar toplam 200 bin KOBİ’ye ulaşılması hedeflenen etkinlik serisi Türkiye’de KOBİ’lerin dijitalleşmesine katkıda bulunuyor.

“ANTİK ANADOLU’DA BETİMLEMELER ve TÖRENLER” BAŞLIKLI 15. ARKEOLOJİ SEMPOZYUMU, İTALYAN KÜLTÜR MERKEZİ’NİN ORGANİZASYONUYLA  4 EKİM’DE GERÇEKLEŞECEK!

İtalyan Kültür Merkezi’nin bu yıl ilk kez İstanbul Üniversitesi ile işbirliği içinde düzenlediği 15. İtalyan Kültür Merkezi Arkeoloji Sempozyumu, 4 Ekim Cuma günü “Antik Anadolu’da Betimlemeler ve Törenler: Mekânlar, Anıtlar, İmgeler” ana başlığıyla gerçekleşecek! İtalya ile Türkiye arasındaki kültürel diplomasi için büyük önem taşıyan ve köklü bir bilimsel buluşma niteliğini taşıyan etkinlikte, tarihi mirasa katkı sunmak için Türk kurumlarıyla işbirliği içinde çalışan İtalyan ekipler ülkemizin batısından doğusuna önemli arkeolojik alanlarda gerçekleştirdikleri kazıları, keşif süreçlerini, buluntuları ve hedeflerini anlatacaklar. 15.İtalyan Kültür Merkezi Arkeoloji Sempozyumu’nun İstanbul Üniversitesi’nde yapılacak akademik oturumları, herkesin ücretsiz olarak katılımına açık ve İtalyanca-Türkçe simultane tercümeyle gerçekleşecek.

İki ülke arasındaki kültürel diplomasi açısından büyük öneme sahip olan İtalyan Kültür Merkezi Arkeoloji Sempozyumu, 4 Ekim 2024 tarihinde Türkiye’de çalışmalarını sürdüren İtalyan arkeologları 15. kez ağırlamaya hazırlanıyor. İstanbul İtalyan Kültür Merkezi Müdürü Salvatore Schirmo’nun ve İtalya Büyükelçisi Giorgio Marrapodi’nin girişimleriyle, Ankara İtalyan Büyükelçiliği himayesinde düzenlenen sempozyum, bu yıl ilk kez İstanbul Üniversitesi işbirliğiyle, Türkiye Kültür Yolu Festivali kapsamında gerçekleşecek. Türk topraklarına dağılmış muazzam bir miras üzerinde Türk meslektaşlarıyla birlikte çalışan İtalyan arkeologlara, sahada yürütülen çalışmaların sonuçlarını karşılaştırma olanağı sağlayan etkinlik, İtalyan ve Türk iş birliğiyle yürütülen kazılar, araştırmalar ve incelemeler sayesinde Türkiye’nin zengin kültürel mirasını gözler önüne seriyor. Uluslararası bilim, akademi ve kültür dünyası tarafından geniş çapta tanınan bu köklü buluşma, iki ülkenin bilimsel iş birliğini daha da derinleştirmek ve arkeoloji alanındaki ortak çalışmaları sergilemek için eşsiz bir fırsat sunuyor.

“Antik Anadolu’da Betimlemeler ve Törenler: Mekânlar, Anıtlar, İmgeler” ana başlığıyla İstanbul Üniversitesi’nde gerçekleşecek 15. İtalyan Kültür Merkezi Arkeoloji Sempozyumu’nda, Arslantepe, Hierapolis, Karkamış, Kültepe, Uşaklı Höyük, Porsuk-Zeyve Höyük, Hattuşa, Tripolis ve Tokalı Kilisesi gibi önemli arkeolojik alanlarda faaliyet gösteren arkeologlar konuşmacı olarak yer alacak.

Siyasi, diplomatik ve akademik yetkililerin ve akademisyenlerin katılımıyla 3 Ekim akşamı Venedik Sarayı’nda özel bir açılış davetiyle başlayacak olan 15. İtalyan Kültür Merkezi Arkeoloji Sempozyumu’nun akademik oturumları ise 4 Ekim Cuma günü herkesin katılımına açık ve ücretsiz olarak İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Konsey Salonu’nda gerçekleşecek. Sabah 9.00’da başlayıp gün boyu sürecek oturumlarda konuşmacılar, çalışmalarının sonuçlarını ve alandaki en son keşifleri dinleyicilerle paylaşacaklar. Akademik oturumların, prehistorya ve protohistorya dönemlerine odaklanılacak ilk bölümünün moderatörlüğünü Prof. Dr. Gülsün Umurtak; klasik ve Bizans dönemlerine odaklanılacak ikinci bölümün moderatörlüğünü ise Doç. Dr. Müjde Peker üstlenecek. 4 Ekim Cuma günü gerçekleşecek oturma katılmak isteyenler, iicistanbul.esteri.it üzerinden etkinliğe kayıt yaptırabilirler.

HAKKI”NIN FESTİVAL YOLCULUĞU VANCOUVER ULUSLARARASI FİLM FESTİVALİ’NİN PANORAMA BÖLÜMÜNDE DEVAM EDİYOR!

Hikmet Kerem Özcan’ın yazıp yönettiği ilk uzun metraj filmi “Hakkı”, 26 Eylül-6 Ekim tarihleri arasında Kanada’da düzenlenen Vancouver Uluslararası Film Festivali 2024’ün Panorama bölümünde seyirciyle buluşacak! Başrolünü usta oyuncu Bülent Emin Yarar’ın üstlendiği ve Hülya Gülşen, Cem Zeynel Kılıç, Özgür Emre Yıldırım gibi isimlerle birlikte rol aldığı film, Ege’de dünya tarih mirası statüsündeki antik kentlerden birinin bulunduğu kasabada, ailesiyle kendi halinde bir yaşam süren Hakkı’nın, evinin bahçesinde tarihi bir eser bulmasıyla değişen hayatını anlatıyor.

Kısa film ve belgeselleriyle tanınan genç yönetmen Hikmet Kerem Özcan’ın ilk uzun metraj filmi “Hakkı”, dünya prömiyerini Yunanistan’ın Patmosadasında düzenlenen 13. Aegean Film Festivali’nin resmi seçkisinde yaptı. Ardından Kanada’da gerçekleşen 2. Montreal Uluslararası Film Festivali’nde Onur Mansiyonu’na layık görülen film, 31. Oldenburg Uluslararası Film Festivali’nin ardından, Kuzey Amerika’nın önemli festivallerinden Vancouver Uluslararası Film Festivali 2024’ün Panorama bölümünde sinemaseverlerle buluşacak. “Hakkı”nın, dünya sinemasından öne çıkan örneklerin yer aldığı seçki kapsamındaki gösterimleri 26 ve 27 Eylül’de gerçekleşecek.

Mülayim ve sevecen bir adam olan Hakkı, ailesiyle birlikte tarihi bir Ege köyünde yaşamaktadır. Yakınlardakiantik kentin önünde heykelcikler satarak ve yerel turlara rehberlik ederek geçimini sağlar. Bir gün bahçesinde tesadüfen bulduğu tarihi bir eseri bir araba fiyatına satan Hakkı, daha sonra eserin gerçek değerinin çok daha yüksek olduğunu öğrenir ve çok daha fazlasını bulmak ümidiyle hem kendisi hem de ailesi için bedeli ağır, karanlık bir yolculuğa çıkar.

Başrolünü Bülent Emin Yarar’ın üstlendiği “Hakkı”nın oyuncu kadrosunda aynı zamanda Hülya Gülşen, Cem Zeynel Kılıç, Özgür Emre Yıldırım, Duygu Gökhan, Durukan Çelikkaya, Tuana Almacı ve Ahmet Kaynak rol alıyor. Yönetmen Hikmet Kerem Özcan’ın, bu filmi çekme fikrinin uzun yıllar önce işittiği ve zihnine yerleşen bir define hikâyesinden ilham alarak yazdığını söylediği film, İzmir Sinema Ofisi desteğiyle Ödemiş’te çekildi. Yapımcılığını Öykü Canlı (Yumurta Yapım), Hikmet Kerem Özcan(Circle Project), Zeynep Santıroğlu ve Alex Sutherland’in (AZCeltic Films) üstlendiği “Hakkı”, Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan da destek aldı. Görüntü yönetmenliğini Burak Baybars’ın, sanat yönetmenliğini Buket Kalyoncu’nun yaptığı filmin özgün müzikleri ise Ahmet Kenan Bilgiç’in imzasını taşıyor.

HAYAT PLANLADIĞIN GİBİ GİTMEYEBİLİR…ELIZABETH DAY’İN İLHAM ve GÜÇ VEREN REHBERİ TEPETAKLAK: GENÇLER İÇİN HATA YAPMA SANATI, DİNOZOR GENÇ’TEN ÇIKTI!

Ödüllü podcast serisi “How to Fail” ile milyonlarca dinleyiciye ulaşan, Sunday Times’ın çoksatan yazarı Elizabeth Day’in “önünde sonunda yeterince iyi hissetmemiş gençler” için kaleme aldığı Tepetaklak: Gençler İçin Hata Yapma Sanatı, Dinozor Genç’ten çıktı! Day’in, “başarısızlığı kabullenme ve kendinle barışma kitabı” Tepetaklak’ın yetişkin baskısından uyarlanarak basılan Tepetaklak: Gençler İçin Hata Yapma Sanatı, gençlere kendilerini yeniden harika bir insan olarak sevmenin anahtarını sunuyor.

Elizabeth Day’in,çok ilgi gören podcast’inden yola çıkarak yazdığı kitabı Tepetaklak, herkesin yeri geldiğinde bazı konularda başarısız olduğunu anlatırken ünlü isimlerin de başarısızlık hikâyelerine yer vererek okurlara yalnız olmadıklarını hissettiriyor. Day’in, kitabının bu yetişkin baskısından uyarlanan rehber niteliğindeki gençlik kitabı Tepetaklak: Gençler İçin Hata Yapma Sanatı ise şimdi Ayrıntı Yayınları’nın ilk gençlik kitapları markası Dinozor Genç etiketiyle okurlarla buluşuyor. Kim Hankinson’ın illüstrasyonlarıyla daha da eğlenceli hale gelen kitabın çevirisi ise Seda Peker’in imzasını taşıyor.

Bir hata yapma rehberinizin olmasını ister miydiniz? Sizi daha mutlu, daha az kaygılı, daha başarılı ve kendinizle daha barışık kılacak bir rehber. Üstelik bu işin anahtarı da başarısızlık olacak!

Tepetaklak: Gençler İçin Hata Yapma Sanatı, hayatın planlandığı gibi gitmediği anlara ilham ve güç veren bir rehberdir. Ödüllü podcast’i “How to Fail”da konuklarının paylaştığı kişisel deneyimleri ve hikâyeleri anlatan Elizabeth Day’in kitabı başarısızlık hakkında açıkça konuşmanızı, başarısızlığı başarıya dönüştürmenizi, hayat size ters köşe yaptığında dayanıklı olmanızı ve kendinizle ilgili olumsuz düşünceleri yeniden değerlendirmenizi sağlıyor.

Türk Eğitim Derneğinden Hatay’da Depremzede Çocuklara Umut: “Yeni Eğitim Dönemine Merhaba Hatay” Etkinliği
Türk Eğitim Derneği, deprem felaketinden etkilenen yüzlerce çocuğun eğitim hayatına umut olma misyonuyla Hatay’da anlamlı bir etkinlik düzenledi. Hatay’da yaşayan yaklaşık 400 öğrenci ve ailelerinin katılımıyla gerçekleştirilen “Yeni Eğitim Dönemine Merhaba Hatay” etkinliği, çocukların eğitim dönemine daha güçlü bir başlangıç yapmalarını ve yeni eğitim yılına uyum sağlamalarını hedefledi.
Etkinlikte Neler Yapıldı?
Etkinlik, açılış konuşmalarıyla başladı. Öğrencilere yönelik birbirinden eğlenceli ve öğretici atölye çalışmaları düzenlendi. “Masal Dünyasında Macera”, “Hayal Et” ve “Hedef Belirleme” gibi yaratıcı atölyeler sayesinde çocuklar hem eğlenerek öğrendi hem de problem çözme becerilerini geliştirdi. Atölye çalışmalarının sonunda, öğrencilere yeni eğitim dönemine dair kırtasiye malzemelerinden oluşan hediyeler verildi. Aileler ise, etkinlik boyunca “Çocuklarımıza Eğitim Yolunda Destek” başlıklı bilgilendirici bir sunuma katıldı. Bu sunumda, ailelerin çocuklarına eğitim hayatları boyunca nasıl destek olabileceklerine dair önemli bilgiler paylaşıldı. Etkinliğin öğleden sonraki bölümünde ise öğrenciler takım oyunları oynayarak sosyal etkileşimlerini güçlendirdi.
Türk Eğitim Derneği, Afet Bursuyla Öğrencilere Umut Oluyor
Türk Eğitim Derneği Afet Bursu, deprem felaketinde ebeveyn kaybı yaşayan okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lise öğrencilerine, örgün eğitime devam edebilmeleri için gerekli maddi, ayni, akademik ve psiko-sosyal desteği sağlamak amacıyla oluşturuldu. Bu kapsamda, deprem bölgesindeki yaklaşık 1000 öğrencinin eğitim hayatlarını destekleyen çalışmalara imza atan Dernek, Hatay’da öğrenci ve ailelerine yönelik bu özel etkinlikle çocukların eğitim hayatına katılımını ve motivasyonlarını artırmayı amaçladı. Bu tür etkinlikler aracılığıyla öğrencilerin okul terkinin önlenmesi ve sosyal hayata katılımının teşvik edilmesi de hedeflenmektedir.

BÜYÜYEN LENF BEZELERİNİN LENFOMA HASTALIĞI OLUP OLMADIĞI PATOLOJİK TANI İLE ORTAYA ÇIKIYOR!

 Halk arasında lenf kanseri olarak bilinen lenfoma, vücudun çeşitli bölgelerinde bulunan lenf bezelerinin büyümesiyle ortaya çıkıyor.

Lenfomanın, lenf bezelerinin büyümesi ile hastaların dikkatini çektiğini ancak her lenf bezesi büyümesinin lenfoma olmadığını belirten Bayındır Söğütözü Hastanesi Hematoloji ve Kemik İliği Nakli Ünitesi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Uğur Ural, hastalığın tanısının alınan lenf bezinin patolojik tanılar sonucunda ortaya çıktığını söyleyerek lenfoma hastalığı hakkında bilgiler verdi.

Halk arasında lenf kanseri olarak bilinen lenfoma, özellikle vücudun çeşitli yerlerinde lenf bezelerinin büyümesiyle karşımıza çıkıyor. Boyun, koltuk altı, kasık, karın ve göğüs boşluğundaki lenf bezelerinin ağrısız şekilde büyümesi en önemli bulgular arasında yer almaktadır.

Hastaların; üst solunum yolu enfeksiyonu, dişle ilgili bir enfeksiyon veya dudakta çıkan bir uçuk nedeniyle boyunda beliren ve ağrılı olarak ortaya çıkan lenf bezelerinden endişe duyduğunu belirten Bayındır Söğütözü Hastanesi Hematoloji ve Kemik İliği Nakli Ünitesi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Uğur Ural, “Hematolojik açıdan önem arz eden lenf bezeleri birbiriyle birleşmiştir ve muayene aşamasında da alttaki dokuya bağımlıdır. Yerinden kolay kolay hareket ettiremezler ve genellikle ağrısızdır. Göğüs boşluğunda bulunan lenf bezelerindeki büyüme hastada, öksürük, solunum sıkıntısı, nefes darlığı şikayetlerinin ortaya çıkmasına sebep olabilir.” dedi.

BU BELİRTİLER LENFOMAYI İŞARET EDİYOR!

Lenf bezelerindeki büyümenin yanında sıcak bir duş alma sonrasında veya alkol tüketimi sonrasında vücutta ortaya çıkan kaşıntının lenfomanın önemli bir belirtisi olabileceğini belirten Bayındır Söğütözü Hastanesi Hematoloji ve Kemik İliği Nakli Ünitesi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Uğur Ural “38 derecenin üzerine çıkan ateş yüksekliği, hastanın sabaha karşı iç çamaşırlarını değiştirmesini gerektirecek derecede gece terlemesi önemli bulgular içerisindedir. Diğer bir önemli bulgu da  kişilerdeki kilo kaybıdır. Son 6 ay içerisinde kişinin ağırlığının yüzde 10’dan daha fazlasını kaybetmesi önemli bulgulardandır. Bahsettiğimiz tüm bu bulgular bir hematoloji uzmanına gelmeyi gerektirecek bulgular içerisindedir.” diye konuştu.

LENFOMA PATOLOJİK TANI GEREKTİRİYOR!

Lenfomanın patolojik tanı ile ortaya çıktığını Prof. Dr. Ali Uğur Ural, lenfoma tanı yöntemleri hakkında şunları söyledi: “Yöresel olarak büyümüş lenf bezesinin tamamen çıkarılması ve patolojik olarak incelenmesi gerekmektedir. Genelde ince iğne aspirasyon biyopsisi veya tru-cut biyopsisi dediğimiz lenf bezesinden ufak bir parçanın alınması lenf bezesinin hastalık açısından tutulmayan yöresinden alınması halinde, hastada lenfoma olduğu halde genellikle hastalığın tanısının atlanmasına sebep olabilir. O nedenle patolojiye gönderilecek parçanın cerrahi tarafından tamamının alınması ve patolojik olarak incelenmesi istenir. Patoloji ortalama bir hafta ile 10 gün içerisinde neticeyi verir ve tanı koyulur.”

LENFOMA TEDAVİ YÖNTEMLERİ

Lenfomaların Hodgkin lenfoma ve Hodgkin dışı lenfoma olarak iki grupta incelendiğini belirten Prof. Dr. Ali Uğur Ural, “Hodgkin veya Hodgkin dışı lenfomanın alt tiplendirmelerinde hekimin hastaya yaklaşımı tedavi açısından farklılık göstermektedir. Kombinasyon kemoterapisi olarak bilinen birkaç tane kemoterapi ilacının bir arada kullanılması yanında hastalık kemoterapi kürleri sonrasında toparlamışsa bile eğer iri bir lenf bezesi varsa o yörenin ayrıca ışınlanması şeklinde tedavi yöntemlerinden yararlanmak gerekebilmektedir. Özellikle tekrarlayan Hodgkin hastalığında ya da Hodgkin dışı lenfomalarda halk arasında mutlaka akıllı ilaç olarak bilinen ilaçları da bu hastalık gruplarının tedavisinde kullanmak gerekmektedir. Ayrıca tekrarlayan lenfomalarda otolog kök hücre nakline kadar gidilmesi gerekebilir.” diyerek sözlerini noktaladı.

Sensörler diyabetli çocukların okul ve sosyal hayatını normalleştiriyor

Diyabetli çocukların yaşam kalitesini artıran sensör teknolojisi, özellikle okul çağındaki öğrenciler için büyük bir kolaylık sunuyor. Tip 1 diyabetli çocukların, glukoz seviyelerini sürekli kontrol altında tutmasını sağlayan bu teknoloji sayesinde çocuklar günlük hayatlarına daha rahat uyum sağlayabiliyor. Aileler de çocuklarının sağlığı konusunda endişe duymadan okul süreçlerini yönetebiliyor. Sensörlerin insülinin keşfinden sonra diyabet yönetiminde en önemli gelişme olduğunu vurgulayanKoç Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinolojisi ve Diyabet Bilim Dalı Başkanı aynı zamanda Diyabetli Çocuklar Vakfı Başkanı olan Prof. Dr. Şükrü Hatun, sürekli glukoz takibi yapan sensor teknolojisinin hem çocukların sağlık sonuçlarını hem de eğitim başarılarını olumlu yönde etkilediğini belirtti.

Okul çağındaki çocuklar için diyabet yönetiminin konforlu hale getirilmesi noktasında devreye giren ve diyabet yönetiminde çığır açan sensör teknolojisi, günlük glukoz seviyelerini anlık olarak takip etme imkânı sağlıyor. Bu da Tip 1 diyabetli öğrencilerin derslerine daha iyi odaklanmalarını ve günlük aktivitelerini kesintisiz sürdürebilmelerine yardımcı oluyor. Sensörlerin öğrencilerin özgüvenlerini artırarak, diyabet yönetiminde ‘ustalaşmalarına’ yardımcı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Şükrü Hatun Sürekli Glukoz Takibinin (CGM) okul çağındaki çocuklara sağladığı faydaları sıraladı.

Sensör teknolojisi diyabetli öğrencilerin glukoz yönetimini pratik hale getiriyor

Sensörlerin, insülinin keşfinden sonra Tip 1 diyabetlilerin yaşamını ve sağlığını etkileyen en önemli ilerleme olduğunu söyleyen Prof. Dr. Şükrü Hatun bu savının nedenini şu sözlerle açıkladı; “Sensörler günde iki yüz seksen sekiz kez glukoz bilgisi sağlıyor bu da iki yüz seksen sekiz kez karar verme, glukoz seyrini izleme, günlük yaşamı olumsuz etkileyebilecek glukoz düşüklükleri ve yüksekliklerini öngörme ve buna göre önlem alma imkânı sunuyor. Sensörler ayrıca besinlerin, egzersizin ve stres gibi günlük hayat olaylarının glukoz seviyeleri üzerindeki etkisini de göstererek Tip 1 diyabetli çocukların ve yakınlarının diyabet yönetim bilgisini geliştiriyor. Bu sayede diyabetin dilini daha iyi anlamalarını ve bu alanda ‘ustalaşmalarını’ sağlıyor. Bu açılardan bakıldığında sensörlerden en çok fayda göreceklerin başında okul çağındaki çocuklar geliyor. Sensörler uzaktan izleme imkânı sunduğu için aileler çocuklarını okula güvenle gönderebiliyor ve bu sayede korkulardan, endişelerden kurtulabiliyor. Ayrıca sensörlerin sağladığı kolay ve sık glukoz ölçümü sayesinde aileler, öğretmenlere ve okul hemşirelerine yük olmadan etkili bir iş birliği yapabiliyor. Çocuklar açısından baktığımızda ise glukoz düşüklüklerini önceden haber veren alarmlar sayesinde, derslere katılımı olumsuz etkileyen düşük glukoz olaylarından kaçınabiliyor, yemek öncesi ve yemek sonrası glukozlarını zahmetsizce ölçerek gerekirse insülinlerine ek doz yapabiliyorlar. Buna ek olarak sensörler sayesinde okuldaki beden eğitimi dersleri ve spor müsabakaları sırasında kendilerini güvende hissediyorlar ve herhangi bir sorun yaşamadan gerekli önemleri alabiliyorlar. Konuyla ilgili yapılan çalışmalar, öğretmenler ve okul hemşirelerinin sensör kullanımını desteklemesi durumunda ebeveynlerin psikososyal olarak kendilerini daha iyi hissettiğini, çocukların daha iyi glisemik sonuçlara sahip olduğunu ve okul çalışanlarının da kendilerini güvende hissettiğini ortaya koyuyor.”

Diyabet kontrolünde iyileşme öğrencilerin ders başarısını artırıyor

Diyabetli çocukların, günün büyük bir kısmını öğretmenlerin ve okul çalışanlarının gözetimi altında geçirdiğini söyleyen Prof. Dr. Şükrü Hatun; “Diyabet yönetimini 24 saat olarak düşünmek ve okul saatlerinde de hedeflere bağlı kalmak uzun dönemli komplikasyonların önlenmesi bakımından büyük öneme sahip. Okulda tutarlı ve başarılı diyabet bakımı, öğrenmeyi ve sosyal gelişimi destekleyerek, okul yaşamının tüm yönlerine aktif katılımı teşvik edebiliyor ve devamsızlığı en aza düşürebiliyor. Okuldaki en önemli sorunlardan biri şeker düşüklüğü olarak karşımıza çıkıyor. Şeker düşüklüğü; huzursuzluk, terleme, çarpıntı, halsizlik, kendini iyi hissetmeme ve titreme gibi günlük hayat akışını kesintiye uğratan bulgulara yol açabiliyor. Önlem alınmadığında ise beyin fonksiyonlarının özellikle algılama yetisinin geçici olarak bozulmasına neden olabilir. Sınavlar sırasında meydana gelen şeker düşüklüğü ise sınav sonucunu doğrudan etkiliyor. Ayrıca glukoz yüksekliğinin öğrencilerin matematik test skorlarını olumsuz etkilediği gözlemlenmiştir. Bütün bu faktörler, okul süresince glukoz seyrinin istikrarlı olmasının öğrencilerin ders konsantrasyonunu etkileyen en önemli unsur olduğunu gösteriyor. Bu noktada sensör teknolojisinin okuldaki en önemli iki yararından birinin zahmetsiz bir şekilde anlık glukoz bilgisi edinme olduğunu söyleyebiliriz. İkinci yararı ise alarm sistemi sayesinde düşük ve yüksek glukoz olaylarının öngörülmesini sağlamasıdır. Genel olarak Tip 1 diyabetli çocukların, zahmetli olması nedeniyle okulda parmaktan glukoz ölçümünü aksattıkları biliniyor. Sensörler bu sorunu tam olarak çözerek anlık glukoz bilgisi ile onlara bir ‘üçüncü göz-glukoz gözü’ imkânı sağlıyor” dedi.

Diyabet yönetimi kolaylaşan çocuklar daha özgür ve özgüvenli oluyor

Sensörlerin sadece okul değil sosyal hayatta da çocuklara sunduğu faydaları sıralayan Prof. Dr. Şükrü Hatun, “Öğrenciler, sensör sayesinde arkadaşlarından veya bulundukları ortamlardaki kişilerin bakışlarından, sorularından rahatsız olmadan kolaylıkla glukozlarını izleyebiliyor. Okul gezileri, yurt dışı kamplar ve eğitim, spor müsabakaları gibi aktivitelere ise güvenle katılabiliyorlar. Birçok çocuk ve aile, Tip 1 diyabeti yönetirken korku ve endişe duygularıyla başa çıkmak zorunda kalıyor. Bu durum, özellikle glukoz düşüklüğü korkusu ile hedeflerinden uzaklaşmaya neden oluyor. Korku ve endişenin en önemli kaynağı genellikle bilgi eksikliğidir. Glukoz ölçmeden diyabeti yönetmeyi gözleri bağlı yürümeye benzetebiliriz. Sensörler, Tip 1 diyabetin korku yerine bilgi ile yönetilmesini sağladığı için çocukların özgüvenlerini artırıyor ve diyabet yönetimini normalleştirerek hayatlarının bir parçası haline getiriyor. Ayrıca maçlar, havalimanları, festivaller, moda defileleri, konserler veya tatil gibi birçok yerde sensörleri ile insanların arasına karışabiliyor. Böylece, Tip 1 diyabetlilerin herkes gibi normal bir yaşam sürdürdüğü göstererek, toplum nezdinde de farkındalığı artırıyorlar” şeklinde konuştu.

400 kent müzesinin kurulmasına katkı sağladı ÇEKÜL Akademi’nin kültürel mirası koruma eğitimlerine yerel yönetimlerden büyük ilgi

ÇEKÜL Vakfı, Anadolu’nun tarihsel, kültürel ve kentsel mirasını korumak isteyen yerel yönetimlere destek vermeye devam ediyor. Kent müzeleri ve arşivlerinin kurulması sürecinde 34 yıldır aktif rol oynayan vakıf, ÇEKÜL Akademi ile kültürel koruma, alan yönetimi, müzecilik ve UNESCO normları gibi geniş kapsamlı eğitimleriyle Tarihi Kentler Birliği’ne (TKB) bağlı belediyelere deneyimlerini aktarıyor. Bugüne kadar 400’e yakın kent müzesinin kurulmasında eğitimleri ile destek veren ÇEKÜL Akademi, 2024 yılı sonuna kadar 8 eğitim programını hayata geçirecek.

ÇEKÜL Vakfı, kent müzeleri ve arşivlerinin kurulması sürecinde uygun yapıların seçilmesi, aslına uygun restore edilmesi, müze koleksiyonlarının oluşturulması gibi birçok aşamada yerel yönetimlere destek sağlıyor. Vakıf, müze projelerinde yalnızca fiziki kurulum süreçlerine değil, aynı zamanda sürdürülebilirlik ve çağdaş müzecilik anlayışına uygun eğitimler aracılığıyla bu alanların etkin şekilde işletilmesine yönelik yol haritası sunuyor.

Bütüncül koruma anlayışı

2009 yılında kurulan ÇEKÜL Akademi, yerel yönetimler ve kültürel mirasın korunmasından sorumlu tüm kesimlere uzman kadrosu ile eğitimler sunuyor. Bu eğitimler, Tarihi Kentler Birliği Eğitim Programları altında, kültürel ve kentsel koruma çalışmalarında görev yapan teknik uzmanlara yönelik olarak hazırlanıyor. Vaka analizleri, pratik uygulamalar, atölye çalışmaları ve alan ziyaretleri ile desteklenen programlar, yerel yönetimlere kültürel miras koruma çalışmalarında kılavuz niteliğinde bilgiler sağlıyor.

Sürdürülebilir kent müzeleri için eğitimler

ÇEKÜL Akademi’nin müzelerin kurulması ve sürdürülebilirliği üzerine sunduğu üç modüllü eğitim programı, yerel yönetimlere çağdaş müzecilik anlayışına uygun bir vizyon kazandırmayı amaçlıyor. Bu eğitimlerle kent müzelerinin tarihsel perspektifle planlanması ve kentlilik bilincini güçlendiren yapılar haline getirilmesi sağlanıyor.

Eğitim programlarına katılan yerel yönetim çalışanları, kent müzeleri, kültürel mirasın korunması, restorasyon süreçleri gibi birçok alanda teorik bilgi edinirken, bu bilgileri pratiğe dökme fırsatı da buluyor.

Tarihi Kentler Birliği Eğitimleri hakkında bilgi veren ÇEKÜL Akademi Koordinatörü Kibele Eren, yerel yönetimlerin kültürel mirasın korunması konusunda çalışmalarını arttırdığı belirterek kent müzeciliğinin giderek popülerliğinin yükseldiğini ifade etti. Eren “Yerel yönetimlerin müzecilik konusunda attıkları adımları takdirle karşılıyoruz. Ancak ülkemizin tarihsel, kültürel ve kentsel miras zenginliğinin korunması için bütüncül bir koruma anlayışı olmalı ve uzman ekipler tarafından uygulanmalı. ÇEKÜL Akademi olarak işte bu amaçla, yerel yönetimler ve korumadan sorumlu ‘kamu-yerel-sivil-özel’ tüm kesimlerle iş birlikleri yapıyoruz. Tarihi Kentler Birliği üyesi belediyelerle yaptığımız eğitim çalışmalarında ise koruma alanlarında görev yapan teknik uzmanların ihtiyaçlarına göre programlar hazırlıyoruz. Vaka analizleri, pratik uygulamalar, seminer, atölye çalışmaları ve alan ziyaretlerini de içeren eğitimler akademinin uzmanları tarafından bütüncül koruma anlayışı vurgulanarak yerel yönetici kadrolarına aktarılıyor. Kurulduğumuz 2009 yılından bu yana verdiğimiz bu eğitimlerle 400’ün üzerinde kent müzesinin kurulmasına katkı sağladık.’’ dedi.

Yerel yöneticilere çağrı

ÇEKÜL Vakfı’nın kent müzeleri ve arşivlerinin kurulması sürecinde uygun yapıların seçilmesi, aslına uygun restore edilmesi, müze koleksiyonlarının oluşturulması gibi bir çok aşamada yerel yönetimlere destek sağladığını ifade eden Kibele Eren, kültürel miras konusunda çalışma yapmak isteyen tüm yerel yönetimlere çağrıda bulunarak; “Yerel yönetimlerdeki kentsel koruma alanında görevli tüm uzmanlar, bu eğitimlerle kentlerinin kültürel mirasını koruma yolunda daha etkin projeler geliştirebilir. Gelecek nesillere aktarılacak kültürel ve kentsel mirasın korunması adına önemli bir adım atmak isteyen tüm yerel yöneticileri, ÇEKÜL Akademi’nin uzman eğitmenlerinin bilgi birikiminden yararlanmaya davet ediyoruz.” açıklamasında bulundu.

Kibele Eren, ÇEKÜL Akademi’nin eğitim programlarının detaylarını şöyle paylaştı:

ÇEKÜL Akademi Eğitimleri 6 başlık altında yapılıyor.

  • Kültürel ve Kentsel Koruma Eğitimleri

“Kültürel Koruma” ana başlıklı İstanbul Eğitimleri; koruma kültürü ve bilinci, basit onarım ilke ve esasları, restorasyon teknikleri, malzeme bilgisi, proje yönetimi, hibe ve kredi fonlarının etkin kullanımı, proje değerlendirme ve süreçleri, mevzuat bilgisi ve yorumlama, iletişim teknikleri, koruma kurullarındaki işleyiş, kamulaştırma, somut olmayan tarihi öğelere hâkimiyet gibi alt başlıkları içeriyor.

  • Alanda Eğitimler

2012 yılında başlayan Alanda Eğitimler programı, kentsel kültürel mirası korumakla görevli kadroların, koruma çalışmalarıyla öne çıkan kentlerin deneyimlerini ve elde ettikleri sonuçları yerinde gözlemlemelerini amaçlıyor. Koruma çalışmalarında iyi örnekler sunan kentlerin koruma vizyonları, planlama yöntemleri, uygulamada karşılaştıkları sorunlar ve çözüm seçeneklerinin yerinde paylaşılmasını ve tartışılmasını sağlıyor.

  • Bölgesel Kentsel Koruma Eğitim Programı

Bölgelerin kültürel ve yapısal farklılıkları düşünülerek 2020 yılında Bölgesel Kentsel Koruma Eğitimleri başlatılmıştır. Yereldeki uzmanların kültür varlıklarının korunması konusunda bilgilerinin, kentler arası etkileşimin artırılması ve bilginin yerelde yayılması amaçlanıyor.

  • Kentler ve Müzeleri Eğitim Programı

Üç modülden oluşan program kültür sektöründe güçlenerek ziyaretçilerle bütünleşen ve değer üreten müzelerin yerel yönetimler tarafından planlanmasına yönelik yöntem ve uygulamaları içeriyor.

Programın fark yaratan en önemli özelliği kenti tarihi perspektif içinde, tüm farklılıklarıyla algılanır kılmanın yanı sıra kentte yaşayanların kentlilik bilinci kazanmalarına aracı olan kent müzelerinin, çağdaş müzecilik anlayışı çerçevesinde sürdürülebilirliğini sağlanabilmesi için yereldeki uzmanların donanım ve becerilerinin artırılmasıdır.

  • UNESCO ve Yerel Yönetimler Eğitim Programı

Üç modülden oluşan program aracılığıyla kültürel ve doğal miras kavramı ile yönetimine ilişkin evrensel normları, UNESCO ve benzeri çeşitli uluslararası kurumların somut ve somut olmayan kültür varlıklarının korunması, yaşatılması ve tanıtılması amacıyla yerel yönetimler tarafından planlanabilecek ve uygulanabilecek projelerin katılımcılarla paylaşılması hedefleniyor.

  • Alan Yönetimi Eğitimleri (AYEP)

Alan Yönetimi Eğitim Programı, alan yönetim planı hazırlama süreci ile ilgili ilkeleri, uygulamaları, sorunları ve çözümleri ortaya çıkarmaya yönelik bir programdır. İlk kez 2015 yılında yürütülmeye başlanan Alan Yönetimi Eğitim Programı; kültürel miras kavramı ve yönetimine ilişkin evrensel normlar, UNESCO Dünya Miras Listesi’nin kapsamı ve önemi, kültür varlıklarının korunması, yaşatılması ve tanıtılması amacıyla ilgili listeye yazdırılması sürecinin, yerel yönetimler tarafından planlanmasına yönelik yöntem ve uygulamaları içeriyor.

Dünya mirası sürecinde ve alan yönetiminde gerçek sorunlara gerçek çözümler üreten kentlerin ziyaret edildiği, vaka çalışmalarının ve analizlerinin yerel ekiplerle birlikte yapıldığı programda, katılımcıların donanım ve becerilerinin artırılması hedefleniyor.

ÇEKÜL Akademi’nin Eylül – Aralık 2024 Eğitim Programları

ÇEKÜL Akademi, 2024 sonbahar döneminde farklı şehirlerde düzenlenecek eğitim programları ile yerel yönetimlere yönelik desteklerini sürdürüyor. Eğitim başlıkları ve tarihleri şu şekilde:

  • Alanda Eğitimler:

25-27 Eylül: Kastamonu – “Kastamonu’da Çok Boyutlu Koruma ve İşlevlendirme”

3- 5 Aralık: Adana – “Sanayi Kentinden Kültürel Mirasa Bakış: Adana Örneği”

  • Bölgesel Kentsel Koruma Eğitimi:

2- 3 Ekim: Ordu – “Tarihi Yapılarda Onarım İlkeleri ve Malzeme Bilgisi”

23-24 Ekim: Afyonkarahisar – “SİT Alanlarında Projelendirme Teknikleri”

20-21 Kasım: İzmit – “Kültür Rotaları ve Planlama Süreci”

  • UNESCO ve Yerel Yönetimler Eğitim Programı (UYEP):

19- 20 Eylül: Ankara – Modül I: “Kültürel ve Doğal Miras Tanımı ve Küresel Yaklaşımlar”

16-17 Ekim: İstanbul – Modül II: “Dünya Mirası: Türkiye’den Örnekler”

17-18 Aralık: Safranbolu – Modül III: “Alanda Teknik İnceleme Gezisi ve Vaka Analizi”

ZF Yenilikçi Çözümleriyle Mobilitede Çalışma Süresini En Üst Düzeye Çıkarıyor

ZF Aftermarket Automechanika 2024’te, binek otomobillerin ve ticari araçların çalışma süresini önemli ölçüde iyileştiren bir dizi son teknoloji ürün lansmanını yapıyor ve mobilitede mükemmellik standartlarını yükseltiyor. ZF, müşterilerini bugünün ve yarının mobilite ortamı için doğru çözümlerle desteklemek amacıyla güçlü yönlerini daha da perçinliyor. Şirket, bağımsız atölyeler için kapsamlı ADAS çözümlerinin yanı sıra elektrikli güç aktarma organları için ekosistem odaklı bir yaklaşım sunarken, dijitalleşmeyi verimlilik artışı ve çevresel sorumluluk için kilit bir itici güç olarak kullanıyor.

ZF Aftermarket Başkanı Philippe Colpron, bölümün tüm ürün serilerinde inovasyon ve sürdürülebilirliği teşvik etmeye odaklandığını şöyle açıklıyor:

“Müşterilerimize en yüksek kalitede çözümler sunarken aynı zamanda sürdürülebilir bir geleceğe katkıda bulunmaya kararlıyız. Yüksek kaliteli bileşenlerden oluşan kapsamlı portföyümüz, araçların uzun ömürlülüğünü ve güvenliğini artırıyor. Aynı zamanda uzmanlarımız, iş ortaklarımız için uzmanlık desteği ve hizmetleri sunarak herhangi bir sorunun verimli bir şekilde çözülmesini sağlıyor ve birlikte çalışma süresini en üst düzeye çıkarıyor. Bu, ekosistemimizde nasıl sürdürülebilir değer yarattığımızın da bir göstergesi.“

Yolda daha fazla güvenlik ve konfor için: Binek Araçlar için ADAS Çözümleri ve Kalibrasyon Ekipmanları

ZF, ADAS alanında yılda 10 milyondan fazla kamera üreterek küresel pazar lideri konumunda bulunuyor. ZF Aftermarket, ADAS OE teknolojisinin yanı sıra bu sistemler için gerekli ekipman ve bilgi desteği de sunuyor. 2025 başlarında ZF Akıllı Kamera, Nissan Leaf, Qashqai, Peugeot 3008 ve Citroen C3 gibi araçlarda satış sonrası pazarda yer alacak. Yüksek performanslı mono ön kamera, nesne tanıma için yüksek çözünürlüklü görüntüler sağlayarak Otomatik Acil Durum Frenleme (AEB), Şeritte Kalma Destek Sistemi (LKA) ve Uyarlanabilir Hız Sabitleyici (ACC) gibi işlevleri etkinleştirmek üzere nesne tanıma gibi işlevleri destekliyor.

ZF, ADAS kalibrasyon ekipmanını yeni ZF [pro]Diagnostics portföyü ile sunuyor. Bu sistem, statik ve dinamik ADAS kalibrasyonu için kapsamlı çözümler sağlıyor. ZF [pro]Diagnostics ADAS kalibrasyon ekipmanı, dijital teknolojisiyle sensör kalibrasyonunu kolaylaştırıyor. Ayrıca, ZF Aftermarket 2025’te atölyelere ADAS eğitimleri sunarak OE uzmanlığı kazanmalarını sağlayacak.

HİLAL KAYA’DAN İLK TEKLİ: PERİŞAN
Türk kökenli Danimarkalı solist Hilal Kaya, ilk teklisi “Perişan”ı 6 Eylül’de yayımladı.

Hilal Kaya’nın kendi adıyla yayımladığı bu ilk çalışma, 60’ların sonlarında ortaya çıkan saykodelik pop/rock akımına hitap ediyor. Güçlü gitar tınıları, tüyleri ürperten mellotron, Anadolu’nun baharatlı dokunuşlarını serpen ud, karakteristik ve güçlü bas gitar, perküsyon ve davullarla birlikte Hilal Kaya’nın etkileyici sesine eşlik ediyor.

Hilal Kaya yeni projesi hakkında şöyle diyor; “Perişan’ın müzikal ve sözel yapısı, dinlemeyi ve söylemeyi en çok sevdiğim tarzların birleşimi. Caz, rock ve dünya müziğini dinlemeyi ve söylemeyi çok seviyorum. Aynı zamanda Türk sanat müziği, Türk halk müzii ve geleneksel müziklere de büyük bir ilgi duyuyorum. Bu çeşitlilik doğal olarak yaptığım müziğe de yansıyor ve bu karışımlardan çıkan sonuç beni mutlu ediyor. Nostaljik bir sound’la çalışıyorum, ancak bu özellikle çabaladığım bir şey değil; içimden geldiği gibi üretiyorum ve bu yüzden temalarım genellikle bu doğrultuda oluyor. Kalaha ile yaptığımız müzik, elektronik unsurları yoğun olan ve çok hoşuma giden bir tarzdı. Belki ileride yine o türde şarkılar yapabilirim, fakat şu anda daha akustik, daha canlı müzikler yapmayı arzuluyorum.”

“Perişan”, Hilal Kaya’nın yayımlayacağı EP albümünün ilk parçası olma özelliğini taşıyor.

Worldfood İstanbul, Dubai Gulfood ve ANUGA’ya rakip oldu

Son yıllarda yüzde 75 büyüyerek 40 bin metrekarelik alana ulaşan bu yıl 80 bin kişinin ziyaret ettiği Worldfood İstanbul Uluslararası Gıda Ürünleri ve Teknolojileri Fuarı, dünyanın en büyük gıda fuarları olan ANUGA ve Dubai Gulfood Fuarları’nın büyüklüğüne hızla koşuyor.

Türk gıda ihracatının yüzde 48’ini gerçekleştiren hububat bakliyat yağlı tohumlar sektör kurulunun kurduğu Türk Gıda Platformu’nun büyük destek verdiği Worldfood İstanbul Uluslararası Gıda Ürünleri ve Teknolojileri Fuarı, 3-6 Eylül 2024 tarihlerinde temel gıda ürünleri ve şekerli mamuller ağırlıkta olmak üzere, bitkisel yağlar, unlu mamuller, makarna, et, tavuk ve süt ürünleri ve baharat alıcıları ve ihracatçılarını buluşturdu.

İnşaat Maliyet Endeksi, Temmuz 2024 İnşaat maliyet endeksi yıllık %46,35 arttı, aylık %1,91 arttı
İnşaat maliyet endeksi, 2024 yılı Temmuz ayında bir önceki aya göre %1,91 arttı, bir önceki yılın aynı ayına göre %46,35 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi %2,12 arttı, işçilik endeksi %1,49 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi %41,01 arttı, işçilik endeksi %58,40 arttı.
Bina inşaatı maliyet endeksi yıllık %46,78 arttı, aylık %1,53 arttı
Bina inşaatı maliyet endeksi, bir önceki aya göre %1,53 arttı, bir önceki yılın aynı ayına göre %46,78 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi %1,69 arttı, işçilik endeksi %1,24 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi %41,82 arttı, işçilik endeksi %57,38 arttı.
Bina dışı yapılar için inşaat maliyet endeksi yıllık %45,01 arttı, aylık %3,14 arttı
Bina dışı yapılar için inşaat maliyet endeksi, bir önceki aya göre %3,14 arttı, bir önceki yılın aynı ayına göre %45,01 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi %3,47 arttı, işçilik endeksi %2,40 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi %38,58 arttı, işçilik endeksi %62,18 arttı.

Ticaret Satış Hacim Endeksi, Temmuz 2024 Ticaret satış hacmi yıllık %3,4 azaldı, perakende satış hacmi yıllık %5,4 arttı
Ticaret satış hacmi (2021=100) 2024 yılı Temmuz ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %3,4 azaldı. Aynı ayda motorlu kara taşıtlarının ve motosikletlerin toptan ve perakende ticareti ile onarımı için satış hacmi %10,8 azaldı, toptan ticaret satış hacmi %5,6 azaldı, perakende ticaret satış hacmi ise %5,4 arttı.

Ticaret satış hacmi aylık %0,6 azaldı, perakende satış hacmi aylık %0,8 arttı
Ticaret satış hacmi (2021=100) 2024 yılı Temmuz ayında bir önceki aya göre %0,6 azaldı. Aynı ayda motorlu kara taşıtlarının ve motosikletlerin toptan ve perakende ticareti ile onarımı için satış hacmi %1,4 azaldı, toptan ticaret satış hacmi %1,0 azaldı, perakende ticaret satış hacmi ise %0,8 arttı.

Egeli tekstilcilerden Hollanda’ya sektörel ticaret heyeti 

Dünya’da ortaya konulan en kapsamlı sürdürülebilirlik programı olan Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatına uyum sağlamak isteyen Egeli tekstilciler Ticaret Bakanlığı’nın desteklediği UR-GE Projeleriyle yetkinliklerini artırıyor. 

Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği üyesi 18 firma Tekstil Sektöründe Sürdürülebilir Rekabetin Geliştirilmesi UR-GE Projesi’nde kümelendi. 4 başlıkta danışmanlık alan Egeli tekstilciler, yurt dışı pazarlama faaliyeti kapsamında 15-19 Eylül 2024 tarihlerini kapsayacak şekilde Hollanda’ya Sektörel Ticaret Heyeti düzenliyor. 

Avrupa Yeşil Mutabakatı, 2050’ye kadar karbon sıfır bir Avrupa hedefliyor. Türkiye, Avrupa Birliği üyesi olmamakla birlikte Yeşil Mutabakata uymak durumunda  ve   ihracatını bu doğrultuda uyumlu hale getirmek zorunda. En büyük pazarımız Avrupa Birliği. Rekabetin çok yoğun olduğu ve fiyatlarımızın rakiplerimize göre çok yüksek kaldığı bu dönemde, döngüsel tekstil, yeşil dönüşüm konuları ülkemizi avantajlı hale getirecek en önemli konular. Bizler de bu konuya ayrıca önem veriyoruz ve faaliyetlerimizi bu doğrultuda gerçekleştiriyoruz.

Ciro Endeksleri, Temmuz 2024 Toplam ciro yıllık %39,8 arttı
Sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri toplamında ciro endeksi (2021=100), 2024 yılı Temmuz ayında yıllık %39,8 arttı.
Toplam cironun alt detaylarına bakıldığında; 2024 yılı Temmuz ayında yıllık sanayi sektörü ciro endeksi %27,0 arttı, inşaat ciro endeksi %58,8 arttı, ticaret ciro endeksi %40,6 arttı, hizmet ciro endeksi %56,1 arttı.
Toplam ciro aylık %0,4 azaldı
Sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri toplamında ciro endeksi (2021=100), 2024 yılı Temmuz ayında aylık %0,4 azaldı.
Toplam cironun alt detaylarına bakıldığında; 2024 yılı Temmuz ayında aylık sanayi sektörü ciro endeksi %0,3 arttı, inşaat ciro endeksi %8,6 azaldı, ticaret ciro endeksi %0,7 arttı, hizmet ciro endeksi %1,3 azaldı.

Armis’ten Yatak Seti Alana Artemis Halı Hediye Armis Yatak’tan Evinize Çifte Konfor ve Şıklık

Kaliteli ve inovatif ürünleriyle sektörde öne çıkan Armis Yatak, yaptığı kampanyalar ile de müşteri memnuniyetini en üst seviyede tutuyor. 30 Eylül 2024 tarihine kadar seçili ürünlerden yatak seti alan müşterilere Armis Yatak, Artemis Halı Karizma Koleksiyonuna ait halı hediye ediyor. Armis ile yatak odanız yenilenirken, Artemis Halı ile evinize şıklık ve konfor taşınıyor.

Düzenlediği kampanyalarla bütçeleri de düşünen Armis Yatak, müşterilerine özel bir kampanya ile yatak alışverişine değer katıyor.

30 Eylül 2024 tarihine kadar Armis’ten yatak seti alan müşterilere, Artemis Halı’nın Karizma koleksiyonu’ndan özel bir halı hediye ediliyor. Artemis’in Karizma koleksiyonu, toz tutmaya dirençli yapısı sayesinde, özellikle sağlıklı ve temiz bir yaşam alanı oluşturmak isteyenler için ideal bir tercih. Şıklığı ve fonksiyonelliği bir araya getiren bu özel koleksiyon, her evin dekorasyonunu zenginleştirmeye aday.

Goldsun’la Bahçe ve Balkon Sezonu Hiç Kapanmıyor

Sonbahar geldi. Akşamları serinlemeye başlayan havalar nedeniyle “evlerde bahçe ve balkon sezonu yavaş yavaş kapanıyor” diye düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Çünkü doğru elektrikli ısıtıcıyı tercih ederek, soğuk havalarda da; bahçe, balkon ve teras keyfi yapabilirsiniz. İşte detaylar…

Yaz bitti, sonbahar kendini iyiden iyiye hissettirmeye başladı. Özellikle akşamları serinlemeye başlayan havalar nedeniyle “evlerde bahçe ve balkon sezonu yavaş yavaş kapanıyor” diye düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Çünkü doğru bir elektrikli ısıtıcı ile 12 ay boyunca evinizin; bahçe, balkon ve terasında sıcacık ve konforlu bir ortam oluşturarak açık havanın keyfini çıkarabilirsiniz.

Çukurova Isı, Goldsun markasının; Supra, Supra Plus, Aqua, Aqua Plus, Nova ve Nova Plus serisi elektrikli ısıtıcıları ile soğuklarda bahçe ve balkonlarınızda keyifli zamanlar geçirmenizi mümkün kılıyor. Çünkü Goldsun ısıtıcıların içerisinde yer alan halojen ampul, 1.5 saniye içerisinde 2250 °C’ye ulaşarak, anında ve maksimum ısıtma hissi yaratıyor. Geniş açılı ısıtma teknolojisi ise ısıtıcının uzak mesafelerden dahi ısıtma yapmasına imkân sağlıyor.

5 kademeli kumanda

Yüksek performans değerlerinin yanı sıra fonksiyonel kullanım açısından da tercih edilen Goldsun serisi elektrikli ısıtıcıların ‘plus’ serileri, cihaz kasası ile bütünleşik olan kumanda modülü sayesinde kapasitesinin yüzde 60’ı oranında kısılabiliyor. Cihaz ile birlikte verilen kızılötesi uzaktan kumanda ise ısıtıcıyı 5 farklı kademede çalıştırma avantajı sunuyor.

IP 55 su koruma özelliği

Ayrıca IP 55 su korumasına da sahip olan ısıtıcılar, yağmur altında dahi sorunsuz bir şekilde çalışıyor. Goldsun ısıtıcıların tüm bu özellikleri, değişken hava koşullarına uygun ısıtma yapılmasına ve konfor şartlarının korunmasına olanak tanıyor.

Estetik dizayn

Goldsun serisi elektrikli ısıtıcılar, estetik dizaynları ve uygulamada sundukları avantajlar sayesinde de; evlere, bahçelere, balkonlara ve teraslara mimari açıdan göze rahatsızlık vermeyecek şekilde monte ediliyor.

Taşınabilir ısıtma çözümü

Çukurova Isı, Goldsun mobile serisi ısıtıcılarıyla da müşterilerinetaşınabilir ısıtma çözümleri sunuyor. Evlerin açık alanlarında kullanıcıların ihtiyacına uygun ısıtma sağlayan Goldsun mobile ısıtıcılar, 700 watt veya iki kademeli 1400 watt kapasite seçenekleri ile üretiliyor. Devrilme emniyeti de bulunan mobile ısıtıcılar, son derece güvenli kullanım avantajı sunuyor.

Çukurova Isı, Goldsun ısıtıcıları, 81 ili kapsayan geniş satış ağı ve Türkiye’nin önde gelen online alışveriş siteleri üzerinden satışa sunuyor.

Koruncuk Vakfı 45. yılını kutluyor
Çocuklarının haklarına eriştiği, sevgi ve güvenle büyüdüğü, eğitimlerine kesintisiz devam edebildiği ve katma değer yaratabildiği bir topluma hizmet etmek hedefiyle yola çıkan Koruncuk Vakfı 45. yılını kutlamak üzere gerçekleştireceği etkinliklerini duyurmak ve yeni hedeflerini açıklamak üzere basın ile bir araya geldi. 10 Eylül Salı Günü Swissotel the Bosphorus’ta gerçekleşen toplantıda, vakfın 45 yıl boyunca elde ettiği başarıları, kazanımları ve gelecek hedefleri paylaşıldı.
1979 yılında dönemin İstanbul Emniyeti Çocuk Şubesi Müdürü Hüseyin Bilgin öncülüğünde kurulan Koruncuk Vakfı; hangi sosyo-ekonomik koşulda olursa olsun, bir çocuğun haklarına ulaşmasının önündeki engellerin kaldırılmasına katkı sağlamak için 45 yıldır çalışmalarına devam ediyor.
Çocukların, özellikle de kız çocuklarının güçlendirilmesi, toplumun daha adil ve insan haklarına saygılı bir geleceğe doğru ilerlemesi adına çalışmalarını sürdürme hedefiyle faaliyet gösteren vakıf, 10 Eylül tarihinde gerçekleştirdiği basın toplantısında 45.yılı kapsamında gerçekleştireceği diğer etkinlikleri de duyurdu. Bu kapsamda 12 Ekim tarihinde hem 45.yılı hem de Dünya Kız Çocukları Günü’nü kutlamak üzere Koruncukköy Bolluca’da bir şenlik; 12 Kasım’da bir eğitim konferansı, 15 Kasım tarihinde bir resim sergisi ve Aralık ayında da bir bağış gecesi düzenlenecek.
Vakfın kurucu üyesi de olduğu Çocuk ve Haklarını Koruma Platformu tarafından GFK araştırma şirketine hazırlatılan Aralık 2023 – Ocak 2024 verilerine dayalı Eğitim Olanakları Araştırması’ndan önemli verileri katılımcılarla paylaşan Koruncuk Vakfı Mütevelli Heyeti ve Yönetim Kurulu Başkanı Av. Dr. Figen Samuray, vakfın 45.yılına dair duygu ve düşüncelerini ise şu şekilde ifade etti: “Vakfımız bu yarım asra yaklaşan süre boyunca her zaman çocuğun üstün yararına öncelik verilmesi koşulu ile tüm çalışmalarını eski kodlarına bağlı kalarak sürdürmeyi başarmıştır. Bugün hala ayakta ve gündemde kalarak ve şu anda ülkemizdeki en önemli sorun olan kız çocuğu ve eğitim konusuna odaklanarak varlığını sürdürmeye devam etmektedir. Özellikle 2019 yılı itibariyle hayata geçirdiğimiz yeni eğitim modelimizle kız çocuklarımız üzerinde çok daha büyük ve kalıcı etkiler yaratmayı hedefliyoruz.
Ülkemizin yaşadığı siyasal ve sosyal değişimler düşünüldüğünde Koruncuk’un 45 yıllık öyküsü, ulvi bir misyonun, güçlü bir kurumsal yapının ve değişimler karşısında kendini sürekli yenileyebilme becerisinin başarabileceklerinin de somut bir örneğidir. Sivil toplum kuruluşları, modern toplumlarda devletin elinin uzanamadığı alanlarda, adeta toplumsal sorunların kılcal damarlarına nüfuz ederek toplumsal fayda üreten kuruluşlardır. Koruncuk’un kökenlerinde, kuruluşunda ve misyonunda toplumsal bir ihtiyacın karşılanması yatmaktadır.”
Bu yıl 18 kız çocuğu üniversiteli oldu
Konuşmasında bu yıl üniversiteye yerleşen gençlerin vakfın çalışmalarının en büyük karşılığı olduğunu vurgulayan Samuray, ardından sözü Koruncukköylerden mezun olan  Aysun, Meryem ve Mesude’ye verdi.
Makine Mühendisliği bölümünde okuyan Aysun, duygu ve düşüncelerini “Koruncukköy’de çok kısa bir dönem kalmış olsam da benim için çok özel bir dönem olduğunu söyleyebilirim. Hayatımı Koruncuk öncesi ve Koruncuk sonrası diye ikiye ayırabilirim. Mezun olduktan sonra üniversite eğitimim için de burs ve staj imkânı sağladı. Şu anda sadece fiziksel bir ayrılık yaşıyoruz, manevi olarak hep bir aradayız. Ben de meslek hayatına atıldıktan sonra kız çocuklarına destek vermeyi çok isterim” diye ifade etti. Sosyal Hizmet 2.sınıf öğrencisi olan Meryem, “Bu bölümü seçmemde Koruncuk’taki hocalarımın çok büyük rolü oldu. Bu bölümü seçtiğim ve ileride dezavantajlı gruplarla çalışıp onlara destek olacağım için çok mutluyum” diye konuşurken; 6 Şubat depremleri esnasında Kahramanmaraş’ta olan ve depremin ardından Koruncukköy’e kabul edilen, şu anda da İngiliz Dili Edebiyatı öğrencisi olan Mesude ise “Koruncukköy’de çok kısa süre kalmama rağmen çok büyük destek oldular. Bu zorlu süreçte en büyük desteğimin Koruncuk olduğunu söyleyebilirim. Mezun olduktan sonra da desteklerini hiç esirgemediler, ben de mezun olduktan sonra onlara destek olmak istiyorum” diye konuştu.
KORUNCUK VAKFI YÖNETİM KURULU
Başkan: Av. Dr. Figen Samuray
Başkan Vekili ve Sayman: Nalan Erkarakaş
Genel Sekreter: Prof. Dr. Çiğdem Göksel
Başkan Yardımcısı: Cem Yurtbay
Başkan Yardımcısı: Jülide Berkman
Başkan Yardımcısı Av. Seda Akço
Başkan Yardımcısı: Nurdan Horozoğlu

ZF Yenilikçi Çözümleriyle Mobilitede Çalışma Süresini En Üst Düzeye Çıkarıyor

ZF, kamera, kalibrasyon ekipmanı ve eğitim dahil olmak üzere atölyeler için bütünsel ADAS çözümünü tanıtıyor

Bak, Onar, Değiştir: ZF, Elektrikli Güç Aktarma Organları için yaşam döngüsü yaklaşımını sunuyor

Dijitalleşme, araçları daha sürdürülebilir ve daha güvenli hale getirmek için en önemli kaldıraçlardan biri

ZF Aftermarket Automechanika 2024’te, binek otomobillerin ve ticari araçların çalışma süresini önemli ölçüde iyileştiren bir dizi son teknoloji ürün lansmanını yapıyor ve mobilitede mükemmellik standartlarını yükseltiyor. ZF, müşterilerini bugünün ve yarının mobilite ortamı için doğru çözümlerle desteklemek amacıyla güçlü yönlerini daha da perçinliyor. Şirket, bağımsız atölyeler için kapsamlı ADAS çözümlerinin yanı sıra elektrikli güç aktarma organları için ekosistem odaklı bir yaklaşım sunarken, dijitalleşmeyi verimlilik artışı ve çevresel sorumluluk için kilit bir itici güç olarak kullanıyor.

ZF Aftermarket Başkanı Philippe Colpron, bölümün tüm ürün serilerinde inovasyon ve sürdürülebilirliği teşvik etmeye odaklandığını şöyle açıklıyor:

“Müşterilerimize en yüksek kalitede çözümler sunarken aynı zamanda sürdürülebilir bir geleceğe katkıda bulunmaya kararlıyız. Yüksek kaliteli bileşenlerden oluşan kapsamlı portföyümüz, araçların uzun ömürlülüğünü ve güvenliğini artırıyor. Aynı zamanda uzmanlarımız, iş ortaklarımız için uzmanlık desteği ve hizmetleri sunarak herhangi bir sorunun verimli bir şekilde çözülmesini sağlıyor ve birlikte çalışma süresini en üst düzeye çıkarıyor. Bu, ekosistemimizde nasıl sürdürülebilir değer yarattığımızın da bir göstergesi.“

Yolda daha fazla güvenlik ve konfor için: Binek Araçlar için ADAS Çözümleri ve Kalibrasyon Ekipmanları

ZF, ADAS alanında yılda 10 milyondan fazla kamera üreterek küresel pazar lideri konumunda bulunuyor. ZF Aftermarket, ADAS OE teknolojisinin yanı sıra bu sistemler için gerekli ekipman ve bilgi desteği de sunuyor. 2025 başlarında ZF Akıllı Kamera, Nissan Leaf, Qashqai, Peugeot 3008 ve Citroen C3 gibi araçlarda satış sonrası pazarda yer alacak. Yüksek performanslı mono ön kamera, nesne tanıma için yüksek çözünürlüklü görüntüler sağlayarak Otomatik Acil Durum Frenleme (AEB), Şeritte Kalma Destek Sistemi (LKA) ve Uyarlanabilir Hız Sabitleyici (ACC) gibi işlevleri etkinleştirmek üzere nesne tanıma gibi işlevleri destekliyor.

ZF, ADAS kalibrasyon ekipmanını yeni ZF [pro]Diagnostics portföyü ile sunuyor. Bu sistem, statik ve dinamik ADAS kalibrasyonu için kapsamlı çözümler sağlıyor. ZF [pro]Diagnostics ADAS kalibrasyon ekipmanı, dijital teknolojisiyle sensör kalibrasyonunu kolaylaştırıyor. Ayrıca, ZF Aftermarket 2025’te atölyelere ADAS eğitimleri sunarak OE uzmanlığı kazanmalarını sağlayacak.

Meşher beşinci yılını kutluyor

2019’dan bu yana, disiplinlerarası yaklaşımıyla düzenlediği sergiler, bu sergilere paralel hazırlanan yayınlar ve düzenlenen kapsamlı etkinlikleriyle ilham verici bir diyalog zemini sağlayan Meşher 5 yaşında!

İstanbul’un önde gelen disiplinlerarası sergi mekânı Meşher, 10 Eylül 2024 tarihinde beşinci yılını kutluyor. Özgün sergileri, sergi yayınları, çok çeşitli konulara odaklanan kapsamlı programları ve disiplinlerarası yaklaşımıyla Meşher, ilham verici bir diyalog zemini yaratmaya devam ediyor. Çeşitli perspektiflerin, tarihsel anlatıların ve kültürlerin ziyaretçilerle buluşmasına olanak sağlayan Meşher’in güncel sergisi Göz Alabildiğine İstanbul 29 Eylül’de sona eriyor.

Beş yılda Meşher’de gerçekleşen sergiler:

Kalıpları Aşınca: Mit, Efsane ve Masallarla Avrupa’dan Çağdaş Seramik

3 Eylül – 22 Aralık 2019

Meşher’in ilk sergisi olan Kalıpları Aşınca, Avrupa’dan çağdaş seramik eserleriyle mit, efsane ve masallara dayalı sanatsal anlatıları bir araya getirdi. Catherine Milner ve Károly Aliotti’nin küratörlüğündeki bu sergi, çoğu kez çanak gibi gündelik eşyaların yapımında kullanılan kilin, yetenekli ve vizyoner sanatçıların ellerinde, insani duyguları ifade eden, yalın ancak bir o kadar da güçlü bir malzemeye dönüşme potansiyeline odaklandı.

Alexis Gritchenko: İstanbul Yılları

7 Şubat – 1 Kasım 2020

Ukraynalı ressam Alexis Gritchenko’nun hayranlık duyduğu İstanbul’u ziyaretinin 100. yılında, burada geçirdiği günleri yansıtan Alexis Gritchenko: İstanbul Yılları sergisi, 150’den fazla eseri bir araya getirerek dönemin İstanbul’unu sanatçının gözünden sundu. Şeyda Çetin ve Ebru Esra Satıcı’nın küratörlüğünde düzenlenen sergi, Gritchenko’nun İstanbul temalı eserlerinin en kapsamlı seçkisini ortaya koyarak ressamın çalışma azmi ve yaşam coşkusuna saygı duruşunda bulundu.

Mâziyi Korumak: Sadberk Hanım Müzesi’nden Bir Seçki

16 Kasım 2020 – 1 Ağustos 2021

Sadberk Hanım Müzesi’nin 40. yılını kutlamak amacıyla düzenlenen Mâziyi Korumak sergisi, Hülya Bilgi’nin küratörlüğünde ziyaretçilerle buluştu. MÖ 6. binyıldan 20. yüzyıla uzanan geniş bir zaman diliminin öyküsü özenle kurgulanmış bir seçkiyle anlatıldığı sergi, müzenin Arkeoloji ve Türk-İslam Sanatı koleksiyonlarından seçilmiş 200’ü aşkın eseriyle ziyaretçileri Anadolu’nun uygarlıklar tarihinde bir zaman yolculuğuna çıkardı.

Ben-Sen-Onlar: Sanatçı Kadınların Yüzyılı

9 Ekim 2021 – 27 Mart 2022

Deniz Artun’un küratörlüğünde gerçekleşen Ben-Sen-Onlar sergisi,Türkiye’de 1850-1950 yılları arasında yaşamış ve eser vermiş 117 sanatçı kadının çalışmalarını bir araya getirdi. Çiğdem Simavi’nin hâmiliğinde düzenlenen sergi, sanat tarihindeki görünmez kadınları ve onların eserlerini merkezine aldı. Sergi, çoğunluğu “ben”leşememiş ve dolayısıyla sanat tarihi tarafından kaydedilememiş kadınları tek tek fark etmenin yanı sıra, kolektif bir “biz”in oluşabilme koşullarını da araştırdı.

Ben Kimse. Sen de mi Kimsesin?

14 Eylül 2022 – 12 Şubat 2023

Antik Yunan mitolojisinden Ekho ve Narkissos mitinden esinlenen Ben Kimse. Sen de mi Kimsesin? sergisi, Selen Ansen küratörlüğünde düzenlendi. 44 sanatçının 120’ye yakın eserine ev sahipliği yapan sergide bir araya gelen eserler, bu kadim anlatının sunduğu yansıma, yankılanma, başkalaşma temalarını günümüzün sanatsal ve toplumsal dinamiklerinin ışığında yorumlarken, insan ve doğa arasındaki ilişkiyi irdeleyerek izleyicilere yeni deneyim alanları sundu.

John Craxton: Işığın Peşinde

5 Nisan – 23 Temmuz 2023

Britanyalı ressam ve tasarımcı John Craxton’ın yaşamını ve eserlerini tanıtan Türkiye’deki ilk kişisel sergisi Meşher’de gerçekleştirildi. Ian Collins’in küratörlüğünde düzenlenen sergide, anıtsal bir duvar halısı, tablolar, çizimler, baskılar, kitap tasarımları ve kişisel eşyaları da dahil olmak üzere Craxton’ın geniş yelpazedeki 200’e yakın eseri yer aldı.

Göz Alabildiğine İstanbul: Beş Asırdan Manzaralar

20 Eylül 2023 – 29 Eylül 2024

Ömer Koç Koleksiyonu’ndaki çeşitli nadide eserlerden oluşan Göz Alabildiğine İstanbul: Beş Asırdan Manzaralar sergisi, İstanbul’un Osmanlı payitahtı olduğu, 15. yüzyıldan 20. yüzyılın ilk çeyreğine uzanan bir zaman dilimini kapsıyor. Şehrin zengin bir görsel kaydı niteliğindeki sergide geniş açılı İstanbul manzaralarını gösteren tablolardan gravürlere, nadir kitaplardan albümlere, panoramik fotoğraflardan Yadigâr-ı İstanbul objelerine 100’ün üzerinde eser yer alıyor. Küratörlüğünü Şeyda Çetin ve Ebru Esra Satıcı’nın, danışmanlığını ise Bahattin Öztuncay’ın üstlendiği sergi 29 Eylül 2024’e kadar görülebilir.

Türkiye’de işe alım beklentilerinde sakin bir hava hâkim
ManpowerGroup’un İstihdama Genel Bakış Araştırması’na göre, işverenlerin önümüzdeki çeyrek için sakin ancak olumlu bir iş piyasası beklediği Türkiye’de Net İstihdam Görünümü (NEO) yüzde 12 puan oldu.
ManpowerGroup, 2024 yılının dördüncü çeyreğine ilişkin işe alım beklentilerini ölçmek için 42 ülkede 40 bin 340 işverenle İstihdama Genel Bakış araştırmasını gerçekleştirdi. Ankete göre önümüzdeki çeyrek için istihdam görünümü, şu anda iyileşme ve potansiyel yavaşlama arasında bir kavşakta olan bir iş gücü piyasasını ortaya koyuyor. Bölgesel farklılıklar belirgin olmakla birlikte çoğu ülkede istikrarlı iyileşme ve ihtiyatlılık bir arada görülüyor. Genel olarak işverenler, küresel ekonomik koşulların hassas dengesini dikkate alarak ihtiyatlı bir iyimserlik yansıtıyor.
Ankete göre küresel istihdam görünümünde yavaş iyileşme nedeniyle mevsimsellikten arındırılmış Net İstihdam Görünümü (NEO) 25’e yükseldi. Bu, geçen çeyreğe göre 3 puanlık bir artışa işaret etse de 2023’ün 4. çeyreğinde kaydedilen seviyelerin 5 puan altında kalıyor. Bu durum, işverenlerin geçen çeyreğe kıyasla işe alımlarını bir miktar hızlandırdığını ancak henüz geçen yıl bu zamanlarda görülen işe alım hızına geri dönmediklerini gösteriyor.
Hindistan, beklentilerin üzerindeki ekonomik büyümenin etkisi ile önümüzdeki çeyrek için en yüksek istihdam görünümünü bekleyen ülke oldu. Ancak Asya Pasifik’teki görünüm, ekonomisi beklenenden daha yavaş bir hızda büyümeye devam eden Çin’den olumsuz etkileniyor. Kuzey Amerika’da ise istihdam bir kırılma noktasında. ABD’de birçok kişi temmuz ayında açıklanan ve beklentilerin altında kalan istihdam rakamlarına ilişkin endişelerini dile getirdi. Ancak bazıları da istihdamın yavaş da olsa sağlıklı bir hızda artmaya devam ettiğini belirtiyor. Güney ve Orta Amerika ile Avrupa, Orta Doğu ve Afrika (EMEA) bölgelerindeki istihdam görünümleri de büyük ölçüde yatay bir seyir izliyor.
Türkiye’deki işverenler önümüzdeki çeyrek için sakin bir iş piyasası bekliyor
Öte yandan, işverenlerin önümüzdeki çeyrek için sakin ancak olumlu bir iş piyasası beklediği Türkiye’de Net İstihdam Görünümü (NEO) yüzde 12 puan oldu. Bu, bir önceki çeyreğe göre 4 puanlık, geçen yılın aynı dönemine göre ise 12 puanlık bir düşüşü yansıtıyor.
Sonuçlarla ilgili değerlendirmede bulunan ManpowerGroup Türkiye Genel Müdürü Feyza Narlı, “Küresel iş gücü piyasası yavaş ama istikrarlı bir şekilde iyileşiyor, ancak ya iyileşmeye ya da daha fazla yavaşlamaya doğru ilerleyebileceği bir dönüm noktasında bulunuyor. Birçok ülkede istikrarlı ekonomik büyüme ve para politikalarındaki gevşeme işveren güvenini artırsa da işverenler işe alımları hızlandırma konusunda temkinli davranmaya devam ediyor. Yaptığımız anket de işverenler arasındaki bu belirsizlik ve ihtiyatlı iyimserlik karışımını yansıtıyor. Türkiye’deki işverenler ise ülkemizin ekonomik büyümesini yavaşlatan sıkı para politikalarının etkisini hissediyor. Yüksek enflasyon bir miktar iyileşme gösterse de sorun olmaya devam ediyor. İşsizlik artarken iş gücü piyasası zayıflıyor ve bu koşullar, Türkiye’deki işverenlerin 2024 yılının 4. çeyreğinde işe alımların beklentilerinin zayıflamasına neden oluyor.” dedi.
En güçlü ve en zayıf sektörler
Türkiye’deki en rekabetçi sektör, 26 NEO ile sağlık ve yaşam bilimleri sektörü oldu. Sektörün istihdam beklentileri geçen yılın aynı dönemine kıyasla 4 puan azalmış olmasına rağmen, geçen çeyreğe göre 30 puanlık önemli bir artış kaydetti. Geçen çeyrekten bu yana en büyük artışı kaydeden bu sektör, küresel çapta bu sektörün ortalamasını da 31 puan aşarak çeyreklik büyümede dünya genelinde dördüncü sırada yer aldı. Buna karşılık, iletişim hizmetleri sektörü 9 çeyreğin en düşük NEO puanına geriledi. Benzer şekilde, bilgi teknolojileri sektöründeki istihdam görünümü de son 9 çeyreğin en düşük seviyesine düştü. Sektörlerin NEO puanları şu şekilde:

Sağlık ve Yaşam Bilimleri (26)

Taşımacılık ve Lojistik & Otomotiv (24)

Finans ve Gayrimenkul (18)

Bilgi Teknolojileri (15)

Tüketim Ürünleri ve Hizmetleri (15)

Endüstriyel Ürünler ve Malzemeler (11)

Enerji ve Kamu Hizmetleri (7)

İletişim Hizmetleri (-14)

Diğer (14)

En güçlü ve en zayıf bölgeler
Türkiye’nin en rekabetçi bölgesi 26 NEO ile geçen çeyreğe göre 12 puanlık bir artış gösteren ancak 2023’ün 4. çeyreğine göre 3 puanlık bir düşüş kaydeden Akdeniz Bölgesi oldu. Bu bölge aynı zamanda geçen çeyrekten bu yana en büyük artışı kaydeden bölge oldu. Ege Bölgesi’nde ise bu çeyrek, son on yıldaki en yüksek NEO’ya ulaşıldı. Öte yandan, İç Anadolu’da son 3 yılın en düşük NEO puanı görüldü. Bölgelerin NEO puanları:

Akdeniz (26)

Karadeniz (23)

Ege (21)

Marmara (12)

İç Anadolu (11)

Güneydoğu Anadolu (-2)

Doğu Anadolu (-7)

AKMİB’İN AĞUSTOS AYI İHRACATI 453,5 MİLYON DOLAR

Akdeniz Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (AKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Saadettin Çağan, ağustos ayında Birlik olarak 453,5 milyon dolar ihracat gerçekleştirdiklerini açıkladı. Yılın 8’inci ayında bölge ihracatının yüzde 88,4’ünün mineral yakıtlar ve yağlar, plastikler ve mamulleri ile anorganik kimyasallarda kümelendiğini belirten AKMİB Başkanı Saadettin Çağan, bu dönemde en yüksek değerlere Hollanda, Romanya ve Mısır pazarlarında ulaştıklarını söyledi.
“636 bin 945 ton ürünü uluslararası pazarlarda değerlendirdik”
AKMİB’in Akdeniz İhracatçı Birlikleri’ne bağlı 8 Birlik arasında lider konumunu ağustos ayında da sürdürdüğünü açıklayan Başkan Çağan, 1,4 milyar dolarlık bölge ihracatına yüzde 38,2 oranında destek verdiklerini dile getirdi. AKMİB Başkanı Saadettin Çağan, “Yılın 8’inci ayında 636 bin 945 ton ürünü uluslararası pazarlarda değerlendirdik. Söz konusu dönemde en çok ihraç ettiğimiz ürünler listesinde 259,7 milyon dolar değer ve yüzde 64,7 pay ile mineral yakıtlar ve yağlar birinci sırada yer aldı. Bunu, 65,2 milyon dolar değer ve yüzde 16,2 pay ile plastikler ve mamulleri ikinci sıradan, 30,1 milyon dolar değer ve yüzde 7,5 pay ile anorganik kimyasallar üçüncü sıradan takip etti.” dedi.
“Slovenya pazarında ihracat hacminde 5 haneli artış yakaladık”
İhracat ana pazarları Avrupa Birliği ve Afrika ülkeleri ile ABD olan AKMİB’in ağustos ayındaki performansını ülkelere göre değerlendiren Başkan Saadettin Çağan şunları söyledi: “Söz konusu dönemde en fazla ihracat yaptığımız ülkeler listesinde Hollanda, Romanya ve Mısır ilk üç sırayı oluşturdu. Hollanda’ya 67,7 milyon dolar, Romanya’ya 65,4 milyon dolar, Mısır’a 36,7 milyon dolar ihracat gerçekleştirdik. İhracat hacminde en güçlü artışları yakaladığımız ülkeleri incelediğimizde Slovenya pazarındaki 5 haneli artış büyük dikkat çekiyor. Yılın 8’inci ayında Slovenya’ya yüzde 60 bin 73 oranında artışla 22,5 milyon dolar ihracat gerçekleştirdik. Bu ülkeyi yüzde 1.040 artış ve 15,9 milyon dolar değer ile Gürcistan, yüzde 340 artış ve 36,7 milyon dolar değer ile Mısır takip etti.”

“Yatırım ve ihracat odaklı büyüme modeline devam edilmesi önemli”
2025-2027 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program’a (OVP) ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Başkan Saadettin Çağan, küresel ve bölgesel jeopolitik belirsizliklerin devam ettiği dönemde Türkiye’nin yatırım ve ihracat odaklı büyüme modeline devam etmesinin önemli olduğunu söyledi. Başkan Saadettin Çağan, “Güncellenen OVP’de ürün ve pazar çeşitlendirmesi, etkin ticaret diplomasisi, ticaretin kolaylaştırılması, ihracatın finansmanı, ithalat bağımlılığının azaltılması, ihracatta yeşil ve dijital dönüşüme vurgu yapılması büyük önem taşıyor.  Sanayide sektörel dönüşüm sağlanarak yüksek katma değerli üretim yapısına geçişin hedeflenmesi, sanayicilerimizin rekabet gücünü yükseltmeye, dış pazarlara erişimini kolaylaştırmaya, üretim, istihdam ve ihracatımızı artırmaya katkı sunacaktır. AKMİB ihracat ailesi olarak bizler de yatırım, istihdam, katma değerli üretim ve ihracat ekseninde ekonomimize elimizden gelen katkıyı vermeye devam edeceğiz. Açıklanan programın ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını temenni ediyorum.” diye konuştu.

Organizasyon büyüklüklerine göre 
Türkiye’de 5 binden fazla çalışanı olan büyük şirketler 27 NEO ile en iyimser şirketler olarak öne çıkarken bu rakam geçen çeyreğe göre 1 puan, 2023’ün 4. çeyreğine göre ise 5 puan geriledi. Bu çeyrek aynı zamanda 250-999 çalışanı olan Türkiye’deki büyük kuruluşlarda da son 4 yılın en düşük NEO puanı kaydedildi. Organizasyon büyüklüklerine göre NEO puanları şu şekilde:

5.000+ (27)

1.000-4.999 (21)

10-49 (14)

250-999 (11)

50-249 (11)

10’dan az (3)

İşgücü İstatistikleri, Temmuz 2024
Mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı %8,8 seviyesinde gerçekleşti
Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre; 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2024 yılı Temmuz ayında bir önceki aya göre 112 bin kişi azalarak 3 milyon 167 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,4 puan azalarak %8,8 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde %7,0 iken kadınlarda %12,4 olarak tahmin edildi.
Mevsim etkisinden arındırılmış istihdam oranı %49,6 oldu
İstihdam edilenlerin sayısı 2024 yılı Temmuz ayında bir önceki aya göre 235 bin kişi artarak 32 milyon 712 bin kişi, istihdam oranı ise 0,3 puan artarak %49,6 oldu. Bu oran erkeklerde %67,4 iken kadınlarda %32,2 olarak gerçekleşti.

Mevsim etkisinden arındırılmış işgücüne katılma oranı %54,4 olarak gerçekleşti
İşgücü 2024 yılı Temmuz ayında bir önceki aya göre 123 bin kişi artarak 35 milyon 879 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,1 puan artarak %54,4 olarak gerçekleşti. İşgücüne katılma oranı erkeklerde %72,4 iken kadınlarda %36,8 oldu.
Genç nüfusta mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı %16,6 oldu
15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 1,0 puan azalarak %16,6 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde %12,2, kadınlarda ise %25,0 olarak tahmin edildi.
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 42,5 saat oldu
İstihdam edilenlerden referans döneminde işbaşında olanların, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 2024 yılı Temmuz ayında bir önceki aya göre 1,3 saat azalarak 42,5 saat olarak gerçekleşti.

Mevsim etkisinden arındırılmış atıl işgücü oranı %26,5 oldu
Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı 2024 yılı Temmuz ayında bir önceki aya göre 2,7 puan azalarak %26,5 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı %17,9 iken işsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı %18,5 olarak tahmin edildi.

Sanayi Üretim Endeksi, Temmuz 2024  Sanayi üretimi yıllık %3,9 azaldı
Sanayinin alt sektörleri (2021=100 referans yıllı) incelendiğinde, 2024 yılı Temmuz ayında madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre %3,3 arttı, imalat sanayi sektörü endeksi %5,1 azaldı ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi %8,2 arttı.

Sanayi üretimi aylık %0,4 arttı
Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, 2024 yılı Temmuz ayında madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki aya göre %2,1 arttı, imalat sanayi sektörü endeksi %0,5 arttı ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi %1,9 azaldı.

Dış Ticaret Endeksleri, Temmuz 2024  İhracat birim değer endeksi %0,9 arttı
İhracat birim değer endeksi Temmuz ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %0,9 arttı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre gıda, içecek ve tütünde %8,4 arttı, ham maddelerde (yakıt hariç) %5,4 arttı, yakıtlarda %0,7 azaldı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) %1,0 azaldı.
İhracat miktar endeksi %12,8 arttı
İhracat miktar endeksi Temmuz ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %12,8 arttı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre gıda, içecek ve tütünde %1,9 azaldı, ham maddelerde (yakıt hariç) %6,5 arttı, yakıtlarda %4,5 azaldı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) %15,2 arttı.

İthalat birim değer endeksi %3,1 arttı
İthalat birim değer endeksi Temmuz ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %3,1 arttı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre, gıda, içecek ve tütünde %7,0 arttı, yakıtlarda %10,1 arttı, ham maddelerde (yakıt hariç) %3,9 arttı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) %0,3 arttı.
İthalat miktar endeksi %10,5 azaldı
İthalat miktar endeksi Temmuz ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %10,5 azaldı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre, gıda, içecek ve tütünde %17,1 azaldı, ham maddelerde (yakıt hariç) %5,5 azaldı, yakıtlarda %4,1 azaldı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) %4,1 azaldı.
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış ihracat miktar endeksi %1,6 azaldı
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ihracat miktar endeksi; 2024 Haziran ayında 153,4 iken 2024 Temmuz ayında %1,6 oranında azalarak 150,9 oldu. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise ihracat miktar endeksi; 2023 yılı Temmuz ayında 141,6 iken 2024 yılı Temmuz ayında %4,1 oranında artarak 147,4 oldu.
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış ithalat miktar endeksi %3,9 azaldı
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ithalat miktar endeksi; 2024 Haziran ayında 121,9 iken 2024 Temmuz ayında %3,9 oranında azalarak 117,2 oldu. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise ithalat miktar endeksi; 2023 yılı Temmuz ayında 143,1 iken 2024 yılı Temmuz ayında %13,2 oranında azalarak 124,2 oldu.
Dış ticaret haddi 2024 yılı Temmuz ayında 88,1 olarak gerçekleşti
İhracat birim değer endeksinin ithalat birim değer endeksine bölünmesiyle hesaplanan ve 2023 yılı Temmuz ayında 90,0 olarak elde edilmiş olan dış ticaret haddi, 1,9 puan azalarak, 2024 yılı Temmuz ayında 88,1 oldu.

“4. Uluslararası Enerji, Çevre ve Enerji Depolama Konferansı” Kapadokya Üniversitesinde Gerçekleşti

“4. Uluslararası Enerji, Çevre ve Enerji Depolama Konferansı” 5-7 Eylül 2024 tarihlerinde Mustafapaşa’da düzenlendi.

Kapadokya Üniversitesi, 5-7 Eylül 2024 tarihlerinde 4. Uluslararası Enerji, Çevre ve Enerji Depolama Konferansına ev sahipliği yaparak, enerji ve çevre alanında dünyanın dört bir yanından gelen bilim insanlarını bir araya getirdi. Üç gün süren etkinlikte, enerji teknolojileri, sürdürülebilirlik ve çevre koruma üzerine birçok önemli konu ele alındı.

Konferansın açılışı, enerji ve sürdürülebilirlik alanında saygın çalışmalarıyla tanınan Prof. Dr. Marc Rosen’ın “Sürdürülebilir Enerji ve Çevresel Etkiler” başlıklı konuşmasıyla yapıldı. Ardından, hidrojen enerjisi, küresel ısınma, güneş enerjisi, atık yönetimi ve enerji depolama gibi kritik başlıklarda oturumlar düzenlendi. Bu oturumlara dünyanın farklı ülkelerinden katılan uzmanlar ve akademisyenler, son araştırmalarını ve yenilikçi çözümlerini paylaştı. Konferans programında yer alan oturumlarda, enerji üretimi ve depolama teknolojilerinin geleceği, iklim değişikliğine karşı alınabilecek önlemler ve sürdürülebilir kalkınma için yeni yaklaşımlar ele alındı. Oturumlar, bilim dünyasında önemli bir yer edinmiş akademisyenlerin sunumlarıyla zenginleşirken, katılımcılar hem bilimsel tartışmalarla hem de fikir alışverişiyle verimli bir etkinlik geçirdi.

Etkinlik boyunca katılımcılar, sadece bilimsel içeriklerle değil, Kapadokya’nın benzersiz doğal ve tarihi zenginlikleriyle de buluşma fırsatı buldu. Konferansın sosyal programı kapsamında düzenlenen turlar ile bölgenin kültürel mirası tanıtıldı.

Veri ve yapay zekanın iş yapış şekillerine etkisi
TÜBİSAD’ın yüksek teknoloji dünyasının nabzını tuttuğu YouTube serisi TÜBİSAD Plus’ın yeni bölümü yayınlandı. Serinin 37’nci bölümünde TÜBİSAD Danışma Kurulu Başkanı Murat Kansu ve Google Cloud Ülke Müdürü Önder Güler, veri ve yapay zekanın iş yapış şekillerine etkisini konuştu.
TÜBİSAD Plus’ın yeni bölümünde Google Cloud Ülke Müdürü Önder Güler, TÜBİSAD Danışma Kurulu Başkanı Murat Kansu’nun sorularını yanıtladı.
Türkiye’deki genel pazarın, tüm oyuncular dahil olmak üzere analiz edildiğinde, yapay zekanın erken ve doğru politikalarla hayata geçmesi durumunda önümüzdeki 10 yıl içerisinde GDP’ye yüzde 5’lik bir artış yapacağını öngördüklerini belirten Google Cloud Ülke Müdürü Önder Güler, “Bunun rakamsal karşılığı aslında 1.2 – 1.4 trilyon TL veya 50-60 milyar dolar. Sektörel büyüklük olarak düşününce de karşımıza Türkiye’deki konaklama ve yeme-içme sektörünün toplamı kadar bir büyüklük. Bunu servis sektörü olarak düşününce çok büyük bir faaliyet. Bu faaliyet kapasitesinin ikiyle çarpıldığını düşünürsek etki çok büyük” ifadelerini kullandı.
Bulut bilişimin, Türkiye’de hem bilişim ekosistemi hem de hükümet tarafından önceliklendirilen alanların başında geldiğini söyleyen Önder Güler, “Her zaman verinin yerelliği, verinin güvenliği ve gizliliği konuları birinci öncelik olmak kaydıyla, bu konuda önümüzde önemli bir fırsatın olduğunu hepimiz biliyoruz. Google olarak bu konuya özel çözümleri sürekli geliştiriyoruz. Diğer oyuncular aynı şekilde. Mevcut teknolojik çözümler birçok şeyi adresleyebiliyor ama eksponansiyel olarak artan veri işleme ihtiyacı doğal olarak büyük ölçekli, daha geniş yetenekli platformların ihtiyacını gündeme getiriyor. Türkiye’nin bu konuda birazcık arayı açtığını, bir parça geride olduğunu biliyoruz. Ama ümit ediyorum önümüzdeki bir-iki yıl içerisinde bu konuda daha önemli adımlar atılacak. 27 Temmuz’da Sanayi Bakanlığımızın açıkladığı HİT-30 öncelikli teknolojik yatırımlar ve bu konuya yönelik teşvikler çok önemli. Hem kamu tarafında bu konuda çok iyi bir bilinçlenme ve önceliklendirme var. Hem de bizim gibi tüm oyuncular bu konuda teknik gelişmelerle, yeniliklerle, bu gibi durumlara adresleyebilecek özel çözümlerle çeşitli adımlar atıyor. Ben iyimserim. İhtiyacımız var ve çözümlerin gelişeceğini de görebiliyorum” dedi.

“LİMANLARIMIZDA ELLEÇLENEN YÜK MİKTARI İLK 8 AYDA YÜZDE 1,9 ARTTI” 

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 2024 yılının ilk 8 ayında limanlarda elleçlenen yük miktarının geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1,9 artarak 356 milyon 112 bin 778 ton, elleçlenen konteyner miktarının ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 9,1 artarak 9 milyon 61 bin 518 TEU’ya ulaştığını duyurdu.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Denizcilik Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan 2024 yılı Ocak-Ağustos dönemi denizcilik istatistiklerini değerlendirdi. Bakan Uraloğlu, Türkiye’nin deniz ticaretinde artan ivmesine dikkat çekerek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önderliğinde Türkiye’yi önemli bir liman merkezi haline getirdiklerini söyledi. Uraloğlu, “Dünyadaki deniz ticaretinden çok daha fazla pay almak için çalışmalarımıza devam ediyoruz.” dedi.

“Ağustos’ta Limanlarda Elleçlenen Yük Miktarı 42 Milyon 789 Bin 708 Ton”

Deniz ticaret hacmini artırmanın ülke ekonomisi ve istihdamında çok önemli bir görev gördüğünü, Bakanlık olarak denizlerden sağlanan imkanların artırılması, kaynakların ekonomiye kazandırılması için gerekli atılımların ve yatırımların yapıldığını kaydeden Bakan Uraloğlu, “Bu yılın Ağustos ayında limanlarımızda elleçlenen yük miktarı 42 milyon 789 bin 708 ton olarak gerçekleşti. 2024 yılı Ocak-Ağustos döneminde limanlarımızda elleçlenen yük miktarı ise toplam 356 milyon 112 bin 778 tona ulaştı. Ağustos ayında limanlarımızdan yurt dışı limanlarına giden yük miktarı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 0,7 azalarak 11 milyon 604 bin 33 ton olarak gerçekleşti. Yurt dışı limanlarından limanlarımıza gelen yük miktarı ise bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 8,4 azalarak 19 milyon 870 bin 521 ton olarak gerçekleşti. Ağustos ayında yurt dışı yük taşımaları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 5,7 azalarak 31 milyon 474 bin 554 ton olarak gerçekleşti.” diye konuştu.

Anadolu Isuzu 6. Sürdürülebilirlik Raporu Yayımlandı

Türkiye’nin ticari araç markası Anadolu Isuzu, tüm paydaşları ve toplum için değer yaratma hedefiyle attığı adımlarının yer aldığı Sürdürülebilirlik Raporu’nu yayımladı.

Türkiye’nin ticari araç markası Anadolu Isuzu, sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda attığı kararlı ve güçlü adımları sürdürülebilirlik raporu ile paylaştı. Bu yıl altıncısı hazırlanan raporda, Anadolu Isuzu’nun başta çevresel etki olmak üzere sürdürülebilirlik alanındaki faaliyetlerine ilişkin sosyal ve finansal tüm performans gösterge ve bildirimleri, Küresel Raporlama Girişimi (GRI) raporlama kılavuzu çerçevesinde hazırlanarak kamuoyuna sunuldu.

“Yarınlara Dönüşüyoruz” stratejisinin, öncelikli konularıyla, güçlü noktalarını birbirine entegre ederek stratejisini daha sağlam temeller üzerine oturtan Anadolu Isuzu; projelerini ve performans göstergelerini, Güçlü Finansal Performans ile Ekonomik Değer, Daha Güvenilir ve Yenilikçi Araçlar ile İnovatif Değer, İklim Krizine Karşı Çevresel Değer ve Dönüşümün Gücü Sosyal Değer olmak üzere dört ana başlıkta belirledi.

Bezmialem En Kapsamlı Robotlu Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezini Açtı

Bezmialem Vakıf Üniversitesi, bünyesindeki Dragos Hastanesi’nde Robotlu Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezini açarak bu alana yeni bir soluk getirdi. Merkez, özellikle nörolojik hastalıklarda en son teknolojileri kullanarak kişiye özel nörorehabilitasyon programları sunuyor. Yürüme ve giyilebilir robotları bir arada bulunduran nadir yerlerden biri olarak öne çıkıyor.

Sağlıkta iki asırlık birikimiyle öne çıkan Bezmialem Vakıf Üniversitesi, bünyesindeki Dragos Hastanesi’nde bölgedeki en kapsamlı ve en büyük Robotlu Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezini açtı. Merkez, nörolojik hastalıklarda (felç, parkinson, beyin tümörleri, multiple skleroz, omurilik yaralanması vb.) en son teknolojileri kullanarak kişiye özel planlanmış nörorehabilitasyon programları ile alanında ülkemizin en önemli merkezlerinden biri olma özelliğine sahip. Ayrıca günümüzde sıklıkla yaşanan bel, boyun, dizdeki ortopedik sorunlara uygulanan son teknolojik yöntemler sayesinde hastaların yaşam kalitesi artıyor ve sağlıklarına hızlıca kavuşma imkanı sağlıyor. Modern sağlık hizmetleri anlayışıyla donatılmış yeni merkez, son teknolojiye sahip ekipmanları ve alanında uzman sağlık profesyonelleri ile dikkat çekiyor.

Toyota Türkiye Bir Kez Daha Prestijli Ödüllerin Sahibi Oldu

Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış A.Ş., insan kaynakları alanındaki mükemmeliyetini uluslararası platformlarda bir kez daha kanıtladı. İnsan kaynakları dünyasının en prestijli ödülü olarak gösterilen Brandon Hall Mükemmellik Ödülü kapsamında Altın ve Bronz Ödülleri’ni alan Toyota Türkiye,  aynı zamanda Stevie Ödülleri’nde Bronz Stevie Ödülü’ne layık görüldü.

Geleceğin liderleri yeni ödüller getirdi

2024 Stevie Ödülleri’nde, Toyota’nın 2011 yılında başlattığı ve yenilikçi yaklaşımıyla dikkat çeken “Future Leaders” Programı, dünyanın en prestijli iş ödülleri arasında yer alan Brandon Hall Group HCM Mükemmellik Ödülü kapsamında da En İyi Yetenek Programı Altın Ödülü ile taçlandırıldı.

Bununla birlikte aynı program, İnsan Kaynakları Başarısı Kategorisi’nde markaya Bronz Stevie Ödülü’nü kazandırdı.

Toyota Türkiye’nin, şirket kültür ve değerlerini özümseyen, tüm departmanlarda aktif rol alarak otomotiv sektörüne hakim olan ve potansiyel lider olabilecek genç yetenekler yetiştiren bu program, çalışanlara eşsiz fırsatlar sağlıyor. Future Leaders Programı’nda yer alanlar, Toyota’da farklı direktörlüklerde rotasyon yaparken, aynı zamanda özel tasarlanmış, eşsiz bir eğitim ve gelişim programına dahil ediliyorlar. Program sonunda ise Toyota’da kariyer yolculuklarına devam etme fırsatı buluyorlar.

En İyi Oryantasyon Programı: “Toyota Loading”

Toyota Türkiye, potansiyel adaylarına ve taze çalışanlarına farklı bir deneyim yaşatmayı ve her zaman özel olduğunu hissettirmeyi amaçlayan “Toyota Loading” programıyla da yeni bir ödülün sahibi oldu. İnsan kaynakları süreçlerindeki en iyi uygulamaları ve başarıları ödüllendirerek mükemmeliyetçi yaklaşımları ön plana çıkaran HCM Mükemmellik Ödülü’nde, Toyota bir kez daha parladı. “Toyota Loading” ön oryantasyonu da kapsayan bir uygulama olarak jüri üyeleri tarafından En İyi Oryantasyon Programı seçildi.

“Toyota Loading”, Toyota’ya başvuran ve süreci olumlu tamamlanan adayların iş teklifini kabul etmesiyle başlayan ve 6. aylarına kadar devam eden oryantasyon programı olarak öne çıkıyor. Toyota Türkiye’nin hibrit çalışma sistemine dijital uygulamalarla uygun hale getirilen bu program, yeni Toyota çalışanlarının şirketi ve markayı çok daha kısa sürede tanımalarını, kültür eğitim programları ile hızlı adapte olmalarını sağlıyor.

Geçtiğimiz yıllarda da Stevie ve Brandon Hall Group HCM Mükemmellik Ödülü dahil olmak üzere farklı kategorilerde, farklı bağımsız jüri tarafından birçok ödüle layık görülen Toyota Türkiye, kurum kültürünü ileriye taşımaya ve çalışanlarının kendilerini her alanda geliştirmelerine katkı sağlıyor.

5G VE NESNELERİN İNTERNETİ TEKNOLOJİLERİ İLE ARTAN RİSK VE TEHDİTLERE KARŞI KORUNABİLMEK İÇİN ‘SIFIR GÜVEN’ ANLAYIŞIYLA TEDBİRLER BELİRLEYECEĞİZ” 

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye’nin siber güvenlik alanında vizyon belgesi olan Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planı’nın Resmi Gazete’de yayımlandığını duyurarak, stratejik hedefler doğrultusunda 18 ulusal siber güvenlik hedefi belirlediklerini kaydetti. Bakan Uraloğlu, yerli ve millî çözümlerle dışa bağımlılığı azaltmayı ve ulusal güvenlik ile ekonomiye katkı sağlamayı amaçladıklarını belirterek, “Siber tehditlere yönelik kapasiteyi ve kabiliyetleri artırarak, yapay zekâ ve büyük veri altyapılarıyla tehditlerin tespitini ve önlenmesini amaçlıyoruz. 5G ve nesnelerin interneti teknolojileri ile artan risk ve tehditlere karşı korunabilmek için ‘sıfır güven’ anlayışıyla tedbirler belirleyeceğiz.” dedi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye’nin siber güvenlik alanında vizyon belgesi olan Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planı (2024-2028) hazırlıklarının Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı koordinasyonunda ilgili kurum ve kuruluşların katkılarıyla tamamlanarak Resmi Gazete’de yayımlandığını duyurdu. Teknolojik gelişmeler büyük bir hızla ilerlerken siber güvenlik çalışmalarının aralıksız devam ettiğini kaydeden Bakan Uraloğlu, “Yeni teknolojiler ile gelişen ve karmaşıklaşan siber risk ve tehditler karşısında siber sahamızın 7/24 korunması için özverili teknik çalışmalar gerçekleştiriyor, politika ve stratejilerimizi inşa ediyoruz. 2024-2028 dönemini kapsayan Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planı’nda; insan, savunma, caydırıcılık ve iş birliği temaları etrafında şekillenen stratejik amaçlarımızı ve hedeflerimizi belirledik. Belge ile siber güvenlik alanında elde ettiğimiz kazanımlara yenilerini ekleyeceğiz.” ifadelerini kullandı.

Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planı’nda 6 Stratejik Amaç ve 18 Hedef Bulunuyor

Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planı’nı oluşturan bileşenler hakkında bilgi veren ve planın stratejik siber güvenlik yaklaşımının somut kazanımlara dönüştürülmesine yönelik bir yapıda hazırlandığının altını çizen Uraloğlu, “Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi içerisinde; temalardan yola çıkarak 6 stratejik amaç belirledik. Stratejik amaçlarımız doğrultusunda ulaşılması planlanan 18 ulusal siber güvenlik hedefimiz bulunuyor. Eylem planımız da hazır. Hedeflerimiz için yapacağımız kapsamlı çalışmaları içeren 61 eylem maddesi hazırlandı.” dedi.

“Ulusal ve Uluslararası Tatbikatlar ile Siber Dayanıklılık Seviyemizin Artırılması Hususundaki Çalışmalarımız Devam Ediyor”

Stratejik amaçlar, hedefler ve yapılacak çalışmalara ilişkin bilgiler veren Bakan Uraloğlu, karmaşıklığı ve sıklığı artan siber tehditlerin büyük ölçekli ekonomik zararlara, can kaybına, ulusal güvenlik açıklarına veya kamu düzeninin bozulmasına neden olabileceğini vurgulayarak, “Siber dayanıklılığın artırılmasıyla siber risklere ve tehditlere karşı savunmanın güçlendirilmesini amaçlıyoruz. Siber dayanıklılığın sağlanması için güvenliğe yönelik risklerin belirlendiği ve değerlendirildiği risk temelli analiz yaklaşımlarının yanı sıra acil durum ve iş sürekliliğine yönelik planlamaların hayata geçirilmesi önem arz ediyor. Ulusal ve uluslararası tatbikatlar ile de siber dayanıklılık seviyemizin artırılması hususundaki çalışmalarımız devam ediyor.” şeklinde konuştu.

“Siber Güvenliği Tehdit Edecek Unsurların Yapay Zekâ ve Büyük Veri Altyapılarıyla Erken Tespitini ve Önlenmesini Sağlayacağız”

Bakan Uraloğlu, siber savunma çalışmalarının risk ve tehditlerin erken tespiti ve önlenmesini temel alarak proaktif şekilde gerçekleştirilmesine dikkat çekerek, “Siber güvenlik zafiyetlerinin tespitine, ilgili taraflara bildirimine ve güncel siber tehdit istihbaratı paylaşımına yönelik ulusal kapasitenin ve kabiliyetlerin artırılarak ulusal siber güvenliği tehdit edecek unsurların yapay zekâ ve büyük veri altyapılarıyla da erken tespitini ve önlenmesini amaçlıyoruz.” dedi.

Tedbirler Sıfır Güven Anlayışıyla Belirlenecek, Tasarımdan İtibaren Güvenlik İlkesi Benimsenecek

Bilgi ve iletişim teknolojilerinin güvenli kullanımının tüm dünyada artan bir gereklilik haline geldiğini belirten Uraloğlu, “5G ve nesnelerin interneti teknolojileri ile hızla artan bağlantı sayısı, bulut bilişim kullanımı gibi gelişmeler; artan risk ve tehditlere karşı korunabilmek için ‘sıfır güven’ anlayışıyla tedbirlerin belirlenmesini gerektiriyor. Ayrıca yeni teknolojilerin siber güvenlik çalışmalarına entegre edilmesi ile de teknolojinin çift yönlü olarak değerlendirilmesi bir gereklilik haline geliyor.” dedi. Siber tehditlerle mücadelede yerli ve millî teknolojilerin önemine vurgu yapan Bakan Uraloğlu, “Tasarımdan itibaren güvenlik ilkesiyle yerli ve millî olarak ürettiğimiz teknolojiler fark yaratıyor yerli ve millî siber güvenlik hizmetlerini kullanarak, dışa bağımlılığı azaltıp ulusal güvenliğimize ve ekonomimize katkı sağlayacağız. Ürünlerimizin ve hizmetlerimizin dünya pazarlarındaki payını artırmayı ve ülkemizin tüm hedeflerine siber güvenlik teknolojileri kapsamında katkı vermeyi istiyoruz.” dedi.

TCL, NXTPAPER 14 tabletini tanıttı
TCL’in yeni tableti NXTPAPER 14, kullanıcılara hareket halindeyken içerikleri okumaları ve görüntüleri izlemeleri için üst düzey konfor sunuyor.
Zengin özelliklere sahip akıllı telefonlar, tabletler ve bağlantılı cihazlarda ekran konusunda öncü olan TCL’in kısa süre önce piyasaya sürülen tableti TCL NXTPAPER 14, NXTPAPER 3.0 teknolojisini büyük ve canlı bir ekranla bütünleştiren öncü bir tablet olması ile dikkatleri üzerine çekiyor.
CES 2024’teki ön gösteriminin ardından TCL NXTPAPER 14 Pro ise hem iş hem de eğlence için tasarlanmış büyük bir 14 inç 2.8K ekran ile piyasaya sunuluyor. Üstün göz konforu, canlı renkler ve olağanüstü netlik sağlayan bu cihaz, profesyonel ve eğlence amaçlı kullanım için ideal bir cihaz olarak öne çıkıyor.
Aynı kalitede 2,4K çözünürlüklü 14,3 inç ekrana sahip TCL NXTPAPER 14 tabletin de Ağustos 2024 tarihinden itibaren daha fazla pazara ulaştırılması planlanıyor. Tablet göz konforundan ödün vermeden uygun fiyatlı bir seçenek olarak tüketicilere sunulacak.

İskandinav Estetiği ve Modern Tarz Cozy ile Bir Arada

Yaşam alanınıza sıcak, davetkar ve estetik bir atmosfere dönüştürmek için hazırlanan Artemis Halı’nın Cozy koleksiyonu, evinizin her detayına farklı bir görünüm kazandırıyor. İskandinav tarzının sıcaklıklığını ve sofistike dokularını modern bir dokunuşla harmanlayan Artemis Halı, Cozy koleksiyonu ile evinizi daha geniş ve ferah bir mekana dönüştürüyor.

“Güzel, her yerde güzel” sloganı yaşam alanınıza farklılık kazandıran Artemis Halı, Cozy koleksiyonu ile her zevk ve stilin temsilcisi oluyor.

Soyut çizgilerin hakim olduğu ve daha çok soft renklerin ön plana çıktığı Cozy koleksiyonu, özel boyutlarıyla mekana göre uyum sağlarken, İskandinav minimalizmi ve sakin renk paletleriyle birleşerek huzur ve dinginlik hissi yaratıyor. Özel desen ve tasarımıyla yaşam alanınızı daha ferah bir görünüme kavuşturan Artemis Halı’nın Cozy koleksiyonu, modern dokunuşlar ile evinizin zarafet ve tarzını ortaya çıkarıyor.

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

ADD Kayseri Şubesinde Atatürkçü Ezgiler konseri

ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ (ADD)  KAYSERİ ŞUBESİNDE DEVAM EDEN CUMARTESİ ETKİNLİKLERİ ÇERÇEVESİNDE BU KEZ  CUMARTESİ DİNLETİLERİ …