Toyota bZ4X ile Tam Elektrikli Dünyasında İddialı bir Model Sunuyor
Toyota, tamamen yeni ilk yüzde 100 elektrikli modeli bZ4X ile sıfır emisyonlu araçlar dünyasına farklı bir bakış açısı getiriyor. Toyota bZ “Beyond Zero” alt markası altında, bZ4X SUV ile başlayan bir dizi sıfır emisyonlu model sunmaya hazırlanıyor.
“30 yıla dayanan elektrikli deneyimiyle üretildi”
Tam elektrikli model bZ4X’in basın test sürüşünde açıklamalar yapan Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış A.Ş. CEO’su Ali Haydar Bozkurt,“Yeni elektrikli modelimiz, Toyota’nın 30 yıla dayanan elektrikli araç geliştirme çalışmalarının bir meyvesi olarak öne çıkıyor. Toyota’nın tam elektriklileri yüksek verimliliği ve eşsiz batarya kullanım garantisiyle yine segmentine öncülük yapacak konumda olacak. Markamız, “Beyond Zero” stratejisiyle karbon nötre giden yolda ihtiyaca göre hibrit, şarj edilebilir hibrit, tam elektrikli ve yakıt hücreliler olmak üzere en uygun çözüm alternatiflerini sunmaya devam ediyor. Elektrifikasyon çalışmalarının hızlanmasıyla birlikte Toyota globalde 2025’e kadar yılda 5.5 milyon elektrik motorlu araç satmayı hedefliyor. Bu süreçte ürün gamında 70 model olacak ve bunların 15 adedi sıfır emisyonlulardan oluşacak. Yeni Beyond Zero alt markası, çevreye sadece sıfır emisyonlu araçlar sunmanın daha ötesinde Toyota’nın çevresel liderliğini daha da güçlendirecek. Markanın çoklu ürün stratejisinin yansımalarını da yakın zamanda Türkiye’de görmeye başlayacağız. Biz altyapı hazırlıklarımıza devam ediyoruz ve Türkiye’deki lansman çalışmalarımızı Avrupa’daki araç bulunurluğuna bağlı olarak gerçekleştireceğiz. Ürün gamımıza ekleyeceğimiz BEV (yüzde 100 elektrikli) araçlar ile ürün çeşitliliğimizi daha da güçlendireceğiz. Bugün Türkiye’de 62 bin adedi aşan hibrit müşterilerimizin sayısını yeni sıfır emisyonlu ve düşük emisyonlu modellerle daha da artıracağız” dedi.
Toyota’nın elektrifikasyon deneyimiyle güçlü motorlar
Toyota, uzun yıllara dayanan elektrikli araç geliştirme çalışmaları sayesinde yüksek verimliliğe sahip güçlü elektrik motorları üretti. Aynı zamanda enerji verimliliği yönetimiyle de menzili maksimuma çıkarmayı başardı. Bu deneyimini bZ4X modelinde ortaya koyan Toyota, bZ4X’te önden çekişli ve dört çeker elektrik motoru seçenekleri sunuyor.
Önden çekişli bZ4X, hızlı tepkiler veren 150 kW elektrik motoruyla donatıldı. 204 PS güç ve 266 Nm tork üreten aracın 0-100 km/s hızlanması 7.5 saniye ve maksimum hızı 160 km/s olacak.
Dört çeker bZ4X ise, önde ve arkada 80 kW motorlarla donatıldı. Maksimum gücü 218 PS olan ve 337 Nm tork üreten dört çeker bZ4X, 0-100 km/s hızlanmasını 6.9 saniyede gerçekleştiriyor. Ön ve arka motorların kullanımı ortalama güç tüketimini daha verimli hale getirecek şekilde ayarlandı. Düşük tork gereken sürüşlerde sadece öndeki motorlardan güç alıyor.
Toyota bZ4X modelinde, bir tam elektrikli SUV için pazarda ilk kez yer alan ve sınıfının lideri off-road kapasitesi sunan X-MODE özelliği yer alıyor. Yoğun kar/çamur arazi şartlarında 20 km/s hızlarının altında, daha yoğun arazi sürüşlerinde ise 10 km/s hızlarının altında Grip Control sürüş modlarına sahip. Böylece bZ4X her yol koşulunda en iyi çekişi elde edip yoluna devam edebiliyor. Sürücü direksiyona odaklanırken, araç yokuş yukarı, yokuş aşağı veya düz zeminlerde hızını ayarlayarak ilerliyor. Sürücü yokuş aşağı inerken de Yokuş İniş Destek Kontrolü’nü de kullanabiliyor. Toyota bZ4X, aynı zamanda su geçirmeyen dayanıklı bataryası ile 500 mm su geçiş derinliğine sahip.
bZ4X, Toyota’nın yeni elektrikli araç mimarisi e-TNGA üzerine yapılan ilk modeli oldu. Tamamen yeni mimari, gelecek bZ modellerinde de kullanılabilecek esneklik sunuyor. e-TNGA platformunda, batarya şasinin altına konumlandırıldı. Bu sayede daha alçak ağırlık merkezi, ideal ön/arka ağırlık dengesi ve daha yüksek gövde rijitliği elde ediliyor.
Dünyada bir ilk: Daha sezgisel sürüş için kelebek tasarımlı direksiyon
Toyota, bZ4X modelinde yenilikçi kelebek direksiyon sistemini de sunmaya hazırlanıyor. Dünyada ilk kez bZ4X ile sunulmaya başlanacak One Motion Grip sistemi, farklı direksiyon tasarımına sahip ve daha sezgisel sürüş sağlayan elektronik bağlantılı direksiyon ile öne çıkıyor. One Motion Grip sisteminin Avrupa’da da 2023 yılı içerisinde sunulması planlanıyor. Geleneksel direksiyon simidine göre çok daha az hareketle çok daha çabuk tepkiler veren sistem, tekerleklerle direksiyon arasında mekanik bağlantı yerine elektronik bir bağlantıya sahip. Böylece en ufak hareketlere tepki veren yeni direksiyon, sürüşü daha eğlenceli ve dinamik hale getiriyor. Kilitten kilide yaklaşık 150 dereceye sahip olan direksiyon, park ederken yapılan manevraları kolaylaştırırken, U virajlardaki dönüşleri ve virajlı yollardaki sürüşleri çok daha keyifli hale getiriyor.
10 yıl veya 1 milyon kilometrelik batarya garantisi
Toyota’nın tam elektrikli SUV’u bZ4X, yüksek yoğunluğa sahip 96 hücreli lityum iyon bataryaya sahip. 71.1 kWh kapasiteli bataryanın çalışma aralığı ise -30 ve +60°C.
Toyota’nın ilk su soğutmalı sistemine sahip bataryayı kullanan bZ4X, her hücrenin ideal bir şekilde soğutulmasıyla güç verimliliğini koruyor. Verimli ve etkili çalışan ısıtma pompası dahil ısıtma sistemi de, sıfırın altındaki sıcaklıklarda bataryaları ideal çalışma aralığında tutuyor. Batarya konusundaki üstünlüğüne güvenen Toyota, kapsamlı bakım programlarıyla bataryanın 10 yıla veya 1 milyon kilometre sürüşe kadar en az yüzde 70 kapasiteye sahip olacağı garantisini veriyor. 1 milyon kilometrelik sürüş ise 2200 defa bataryayı sıfırdan tam dolu hale getirmek veya 10 yıl boyunca her 2 günde bir defa şarj etmeye eş değer olarak gösteriliyor.
Tek şarjla 516 km’ye kadar menzil
Toyota bZ4X’in Avrupa versiyonu düşük sıcaklıklarda dahi hiçbir sorun yaşamadan şarj edilebilecek şekilde tasarlandı. Batarya güvenlikten veya hizmet ömründen ödün vermeden hızlı şarj özelliğiyle doldurulabiliyor. Buna göre, 150 kW hızlı şarj sistemiyle yüzde 80 kapasiteye 60 dakika civarında ulaşılabiliyor.
bZ4X’in resmi WLTP ölçümü performansı, aracın menzil konusunda iddialı olduğunu kanıtlıyor. Önden çekişli model, 7 km/kW verimlilik oranıyla 516 km’ye kadar yol alabiliyor. Dört çeker versiyon ise 6.3 km/kW verimlilik oranıyla 470 km menzile sahip.
Solar paneller yılda 1800 km ekstra menzil sağlıyor
bZ4X modelinde opsiyonel olarak sunulacak solar paneller ise, bataryayı şarj etmek veya aracın sistemlerini çalıştırmak için enerji depolayabiliyor. Güneşli günlerde yılda 1800 km menzil veya günde 140 akıllı telefon şarjına eşdeğer oranda olmak üzere 11.7 km menzil sağlayacak şekilde enerji depolayabileceği tahmin ediliyor.
Elektrikli otomobillerin getirdiği özgür tasarım
Toyota, içten yanmalı motora sahip olmayan ve tamamen yeni platform üzerine yapılan bZ4X modelinde, yeni bir tasarım dili kullandı. İlk bakışta kendine has tasarımını ortaya koyan bZ4X, bir SUV modelin temel özelliklerini korurken akıcı ve güçlü bir tasarım dili sunuyor. Aracın ön görünümü, tamamen akıllıca ve aşırı süslemelerden uzak olarak tasarlandı. Markayı tanımlayan yeni bir “çekiç başlı” şekli ile karakterize edilen tasarımda, ince LED farlar da bir imza niteliği taşıyor.
bZ4X’in akıcı hatları yandan bakıldığında da kendisini gösteriyor. Alçak kaput çizgisi, zarif A sütunları ve alçak gövde hattı aracın düşük ağırlık merkezine sahip olduğunu yansıtıyor. Kaslı çamurluklar ve 20 inç boyutuna kadar tercih edilebilen jantlar da, aracın SUV karakterine gönderme yapıyor. Arka bölümde de aracın genişliğini gösteren ışıklandırma grubu dikkat çekiyor.
Salon genişliğinde ve konforunda kabin
Toyota bZ4X’in iç mekanı, bir salonun genişliğini ve konforunu sunacak şekilde tasarlandı. Bu his, ön panelde yumuşak, dokuma döşemelerin kullanılması, saten kaplama detaylar ve panoramik tavan opsiyonu ile daha ileriye taşınıyor. İnce ve alçağa konumlandırılan ön panel ise, görüş açısını iyileştiriyor ve ferahlık hissini artırıyor.
“Eller direksiyonda, gözler yolda” prensibiyle tasarlanan sürücü odaklı kokpitte, 7 inç TFT gösterge ekranı direkt olarak sürücünün göz hizasına konumlandırıldı. Orta konsol ise, “sosyal” bir alan olarak değerlendirilerek kabin tasarımına adapte edildi. Araçta herkes için ulaşılabilen bölümde, 20 litrelik saklama alanı bulunuyor. Aynı zamanda araç içerisindeki bireysel alanlarda da birçok saklama gözü konumlandırıldı. LED kabin ışıklandırmasıyla özel bir atmosfer yaratılırken versiyona göre elektrikli olarak ayarlanabilen ön koltuklarda ısıtma ve soğutma özelliği de sunuluyor.
Versiyona göre 8 inç veya 12.3 inç dokunmatik multimedya ekranı ile sunulan bZ4X, son Toyota Smart Connect sistemini kullanıyor. Gelişmiş özellikleri ve sesli kontrol sistemiyle, aracın bilgi eğlence ekranından klimasını ve camları dahil olmak üzere birçok fonksiyona erişim sağlıyor.
bZ4X’de konvansiyonel bir vites kolu yerine yeni bir kontrol düğmesi yer alıyor. Döner düğme sola veya sağa döndürülerek ileri veya geri vites seçilirken, park pozisyonuna düğmeye basılarak alınıyor.
Toyota T-Mate ile ileri seviye güvenlik ve asistan sistemleri
Toyota’nın tam elektriklisi bZ4X, aktif güvenlik ve sürücü asistanlarına sahip yeni nesil Toyota T-Mate sistemiyle donatılarak güvenlikten de ödün vermiyor. Yeni ve geliştirilmiş özelliklerle birlikte birçok riski azaltarak kazaların önüne geçebiliyor. Gelişmiş teknolojiler, Toyota’nın gelecek mobilitesindeki sıfır trafik kazası veya sıfır trafik yaralanması hedefi kapsamında araç içindekilerin yanı sıra diğer yol kullanıcılarını da koruyacak şekilde tasarlandı. bZ4X modeli de, kaza önlemeye yardımcı üçüncü nesil Toyota Safety Sense sistemlerini kombine ederek riski azaltıyor. Güvenlik ve asistan donanımları arasında Acil Yönlendirme Asistanı ile çalışan Ön Çarpışma Önleyici Sistem, Adaptif Hız Sabitleyici, Yol İşaretleri Tanıma Asistanı gibi özellikler yer alıyor. Ayrıca Güvenli Çıkış Asistanı ise, arkadan yaklaşan araç, bisiklet ve yayaları algılayarak kapının açılması sırasında araç içerisindekileri uyararak kazaların önlenmesini sağlıyor.
Türk ayakkabı ve saraciye ihracatçıları İtalya’da şova hazırlanıyor
İtalya’da düzenlenen dünyanın en prestijli ayakkabı ve saraciye fuarı, “Expo Riva Schuh & Garda Bags Fuarı”nda Türkiye rüzgârı esecek.
Dünya genelinden 722 firmanın katıldığı fuara Türkiye, 113 firma ile katılarak, ev sahibi İtalya’dan sonra en fazla firma ile katılan ülke olacak.
11-14 Haziran 2022 tarihlerindeki “Expo Riva Schuh & Garda Bags Fuarı”nın Türkiye Milli Katılım Organizasyonunu Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği üstleniyor. EDMİB organizasyonu ile 32 firma yer alacak.
Ayakkabı ve saraciye sektörlerinin 2020 yılında 997 milyon dolar olan ihracatlarını 2021 yılında yüzde 25’lik artışla 1 milyar 250 milyon dolara taşıdığını aktaran Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Erkan Zandar, 2022 yılında 1,5 milyar dolar ihracat hedeflediklerini, İtalya’daki “Expo Riva Schuh & Garda Bags Fuarı”nda kuracakları ihracat bağlantılarının bu hedefe ulaşmalarına büyük katkı sağlayacağını dile getirdi.
İtalya’daki fuara dünyanın dört bir tarafından ithalatçıların geldiğine vurgu yapan Zandar, “Çin’den, İspanya’ya, Hindistan’dan Almanya’ya, Brezilya’dan İtalya’ya dünyanın ayakkabı ve saraciye ihracatçıları ve ithalatçıları Garda Fuarı’nda buluşacak. EDMİB olarak İzmir, İstanbul, Bursa, Gaziantep, Konya ve Denizli’den ihracatçılarımızla Türkiye’nin ayakkabı ve saraciye sektöründeki üretim gücünü ve yeni koleksiyonlarımızı sergileyeceğiz. 2 yıllık pandemi sonrasında katılımın yoğun olduğu, verimli bir fuar olacağına inanıyoruz. Türk ekonomisinin döviz ihtiyacı ortada. Bu ihtiyacı karşılamak için ihracatçılar olarak çalışıyoruz” şeklinde konuştu.
Ayakkabı ve saraciye sektörünün 2022 yılı ocak-nisan dönemi ihracat performansı hakkında da bilgi veren Başkan Zandar sözlerini şöyle tamamladı; “Ayakkabı sektörümüz 2022 yılının 4 aylık döneminde ihracatını yüzde 22’lik artışla 364 milyon dolardan 442 milyon dolara çıkarırken, saraciye sektörümüz ihracatını yüzde 53 geliştirerek 68,4 milyon dolardan 105 milyon dolara taşıdı. İki sektörümüzün toplam ihracatı da yüzde 27’lik artışla 432 milyon dolardan, 547 milyon dolara ilerledi. Pandeminin etkilerinin ortadan kalkmasıyla iki sektörümüzün de ihracat performanslarındaki artışın süreceğine inanıyoruz.”
İtalya’nın Riva Del Garda şehrinde 11-14 Haziran 2022 tarihlerinde gerçekleştirilecek olan “Expo Riva Schuh & Garda Bags Fuarı”na EDMİB 6. kez Milli Katılım Organizasyonu yapacak. Milli Katılım Organizasyonu ile katılan 32 firma fuar ana binasında 897 m2’lik Türkiye standında ürünlerini dünyanın dört bir tarafından gelen ithalatçıların beğenisine sunacak.
“Expo Riva Schuh & Garda Bags Fuarı”na Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği’nin Türkiye Milli Katılım Organizasyonuyla şu firmalar katılıyor; “ADNAN AYAKKABI ÇANTA VE DERİ MAM. SAN. TİC. LTD. ŞTİ., ALKAN AYAKKABI VE DERİ MAM. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ., BAFAŞ BURSA AYAKKABI FABRİKA A.Ş., BARIŞ KARDEŞLER DERİ LTD. ŞTİ., CEYLAN AYAKKABI VE DERİ MAM. SAN.VE TİC.LTD.ŞTİ., ÇAĞLAR BEBE AYAKKABI OTOMOTİV İNŞAAT SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ, DRT AYAKKABI SAN. TİC. LTD. ŞTİ., EKOL TEKSTİL DERİ VE AYAKKABI SAN. TİC. LTD. ŞTİ., ERAT SPORT AYAKKABICILIK İMALAT SAN. LTD. ŞTİ., EREN TERLİK TEKSTİL SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ., FATİH AYAKKABICILIK SAN. TİC. LTD. ŞTİ., FOR-TİS AYAKKABI VE DERİ SAN. TİC. LTD. ŞTİ., GENÇLER DERİ MAMULLERİ AYAKKABI SAN. VE TİC. A.Ş., GİM AYAKKABI SAN.VE TİC. LTD.ŞTİ., HÜDAVERDİ SPOR MALZEMELERİ SAN. TİC. VE PAZ. LTD. ŞTİ., HSM AYAKKABI MAKİNE SAN.TİC.LTD.ŞTİ., KARAR AYAKKABICILIK DERİ MAM. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ., KİPA AYAKKABICILIK SAN. TİC. A.Ş., MAMMA MİA İÇ VE DIŞ TİCARET A.Ş., MEHMET GÜLER AYAKKABI VE DERİ MAM. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ., MUSTAFA KOÇ AYAKKABI TEKS. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ., ON-AR AYAKKABI KALIP SAN. TİC. LTD. ŞTİ., ORTAKLAR AYAKKABICILIK SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ., ÖZARPA AYAKKABICILIK SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ., ÖZDALLAR AYAKKABI VE YAN SAN. ÜRÜN. SAN. TİC. LTD. ŞTİ., RONYA AYAKKABI SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ., SERABIEN EVA TERLİK VE PLASTİK, TRİZONE TEDARİK KOZMETİK DIŞ TİC. VE PAZ. A.Ş., U.A.S. ULUDAĞ AYAKKABI SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ., ÜSTÜNDAĞ AYAKKABI VE AYAKKABI MALZEMELERİ SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ., YTS DIŞ TİCARET SANAYİ LİMİTED ŞİRKETİ, ZANDAR DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.”
PLAT ÜYELERİ EKONOMİNİN NABZINI ÖZGÜR DEMİRTAŞ İLE TUTTU
“ÖZEL MARKALI ÜRÜNLERE İLGİ DAHA DA ARTACAK”
Özel markalı ürünler (Private Label) sektörünün ülkemizdeki en önemli temsilcisi konumunda olan PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği, PLAT Talks etkinliklerinin ilkinde Sabancı Üniversitesi Finans Kürsü Başkanı Prof. Dr. Özgür Demirtaş ile birlikte küresel çapta açıklanan enflasyon rakamlarını ve ekonomik gelişmeleri ele aldı. ABD ve Avrupa başta olmak üzere küresel olarak enflasyonda artış yaşandığını söyleyen Prof. Dr. Demirtaş, “İlerleyen süreçte özel markalı ürünlere yönelik ilginin daha da artacağını düşünüyorum.” dedi.
Milyonlarca kişiyi yakından ilgilendiren mayıs ayı enflasyon rakamları açıklandı. Türkiye İstatistik Kurumu(TÜİK) tarafından paylaşılan verilere göre yıllık tüketici enflasyonu yüzde73,50 ile 1998 yılı ekim ayından bu yana en yüksek seviyeye çıktı. Üretici enflasyonu ise yüzde 132,16 ile 1995’ten bu yana en yüksek seviyeyi gördü. Son veriler sonrasında piyasalarda yaşanacak gelişmeleri ve ekonomik verileri ele almak amacıyla PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği, Sabancı Üniversitesi Finans Kürsü Başkanı Prof. Dr. Özgür Demirtaş ile birlikte PLAT Talks etkinliği kapsamında buluşma düzenledi.
8 Haziran Çarşamba günü İstanbul-Kurtköy’de bulunan Crowne Plaza’da düzenlenen PLAT Talks etkinliğine dernek üyeleri ve sektörün çok sayıda önde gelen ismi katıldı. Ekonomi gündeminin nabzını tutmak ve katılımcılar arasında yeni ilişkiler geliştirme imkânı sunmak amacıyla düzenlenen etkinliğin açılışında konuşan PLAT Derneği Başkanı M. İmer Özer, alanında uzman ekonomistlerle buluşmalar organize etmeye devam edeceklerini, güncel piyasanın analizini yapmanın geleceğe yön vermek adına herkese faydalı olacağını belirtti.
“KÜRESEL ÇAPTA ENFLASYON YÜKSELMEYE DEVAM EDERSE HAM MADDE FİYATLARI DAHA DA ARTACAK”
Etkinliğin ilk konuşmacısı olma ayrıcalığı Sabancı Üniversitesi Finans Kürsü Başkanı Prof. Dr. Özgür Demirtaş’ın oldu. Küresel ekonomiye dair tüm merak edilenleri PLAT Üyeleri ile paylaşan Prof. Dr. Özgür Demirtaş, küresel çapta enflasyon oranın yükselmeye devam etmesi durumunda mevcut durumdaki ham madde ve enerji fiyatlarının da artacağını söyledi.
ABD ve Avrupa başta olmak üzere küresel olarak enflasyonda artış yaşandığını söyleyen Prof. Dr. Demirtaş, “Dünyada yaşanan gelişmeler, Rusya-Ukrayna Savaşı ve daha birçok etmen ham madde fiyatlarında artışa neden oldu. Üreticiler, pazar araştırmasını, üretimi doğru yapsa, ham maddeyi etkin şekilde doğru kullansa dahi bu durum üreticilerin girdi maliyetlerini etkiledi. Dolayısıyla ürün fiyatlarında yukarı yönlü bir hareket ortaya çıktı.” ifadelerini kullandı.
“ÖZEL MARKALI ÜRÜNLER TÜM GELİR GRUPLARI TARAFINDAN TERCİH EDİLİYOR”
Enflasyon oranının yükselmesiyle private label ürünlere ilgilinin daha da artacağını belirten Prof. Dr. Özgür Demirtaş, “Ürün fiyatlarındaki bu yukarı yönlü hareket, tüm gelir gruplarından tüketicilerin tercihini özel markalı ürünlerine yönelik sergilemesiyle sonuçlandı. İlerleyen süreçte bu ürünlere yönelik ilginin daha da artacağını düşünüyorum.” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Özgür Demirtaş’a konuşmasından dolayı teşekkür eden PLAT Derneği Başkanı M. İmer ÖZER, günün anısına yönelik olarak tüm katılımcıları sahneye davet etti, program aile fotoğrafı çekilmesiyle son buldu.
Türkiye’nin En Gözde İlaç Şirketi bu yıl da Pfizer Türkiye
Rotasyonla lider yetiştirme anlayışı, uluslararası kariyer fırsatları, esnek ve keyifli çalışma ortamıyla işveren markasının tüm değerleri ve uygulamalarıyla gençlerin en çok çalışmak istediği şirketlerin arasında yer alan Pfizer Türkiye, Realta Danışmanlık tarafından düzenlenen ankette bu yıl da ‘En Gözde İlaç Şirketi’ seçildi. Pfizer Türkiye Çalışan Deneyimi Direktörü Seda Tamur Oğralı bu başarıyla ilgili şunları söyledi: “Çeşitlilik ve kapsayıcılığın aktif bir destekçisi olarak yalnızca yetenek gelişimine yatırım yapmakla kalmayan, aynı zamanda çalışanların açık iletişim kurabildikleri ve değerli hissettikleri bir biyofarma şirketiyiz. “Yaşamlara dokunmak için burada sınır yok” diyoruz; “bilim kazanacak” anlayışıyla çalışıyoruz. Çalışanlarımız Pfizer dünyasında “yaşam için çalışmanın mutluluğunu” tadıyor, “fırsatlarla dolu bir kariyer” yoluna sahip oluyor, “keyifli ve esnek bir çalışma ortamı”nın tadını çıkarıyor. 76322 öğrenci ve 24514 genç yeteneğin, ortalama 250 şirketi değerlendirdiği online anketin sonucunda gençler tarafından geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu yıl da ‘En Gözde İlaç Şirketi’ seçilmemiz bizi yine çok gururlandırdı. Ayrıca ilk 100 şirket arasında 22, Genç Profesyonellerin En Gözde Şirketleri listesinde ise 28. sırada yer almanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bu başarılı sonuçlarda katkısı olan tüm Pfizer çalışanlarımıza teşekkür ediyoruz.”Türkiye’nin En İyi Zeytinyağları Japonya’da Seçildi
Dünyanın en prestijli zeytinyağı yarışmaları arasında gösterilen Japan Olive Oil Prize 2022’de, sadece dünyanın değil, Türkiye’nin de en iyi zeytinyağları belirlendi. Yarışmada Türkiye’den yaklaşık 100 numune değerlendirildi. Hermus Memecik Türkiye’nin en iyisi seçilirken, 35 üreticinin ürünleri altın ve gümüş madalyaya layık görüldü. Her yıl Japonya’nın başkenti Tokyo’da gerçekleştirilen ve dünyanın en prestijli zeytinyağı yarışmaları arasında gösterilen Japan Olive Oil Prize (JOOP), 2022’nin en iyi sızma zeytinyağı ürünlerini ve ürünlerin kimliğini yansıtan en iyi tasarımları, 16 Mayıs’ta Tokyo’da açıkladı. Bu sene 10. kuruluş yıldönümünü 21 farklı ülkeden 500 katılımcı ile kutlayan JOOP Zeytinyağı Ödülü ve JOOP Tasarım Ödülü jürilerinde, Uluslararası Jüri unvanlı zeytinyağı tadımcısı Birsen Pehlivan ve gıda tasarımına yönelik çalışmalarıyla tanınan endüstriyel tasarımcı Sibel Kutlusoy da Türkiye’yi temsilen görev aldı. Dünya pazarlarına açılma fırsatı Dünya zeytinyağı pazarının önemli merkezleri arasında yer alan ve Japonya’daki İtalya Ticaret Odası sponsorluğunda düzenlenen JOOP Ödülü’nde seçilen zeytinyağları, dünya pazarında önemli bir fırsat yakalamış oluyor. Japonya’nın İtalya Ticaret Odası Genel Müdürü Davide Fantoni, etkinliğin açılış konuşmasında, Asya ülkeleri sıralamasında birinci, dünya sıralamasında ise 8. en büyük sızma zeytinyağı tüketicisi olan Japonya’da yapılan JOOP yarışmasının temel hedefinin, tüketiciye zeytinyağını tanıtmak ve onu bu ürünün faydaları üzerine bilgilendirmek olduğunu ve ödül kazanan zeytinyağlarına görünürlük sağlamak için Japonya’nın iki en önemli çok katlı perakende mağazası olan Hankyu ve Isetan’da tanıtım faaliyetlerine başladıklarını duyurdu. Çok uluslu jüri üyeleri Bu seneki JOOP ödülleri, uluslararası sertifikasyona sahip jüri üyeleri Aida Lazzez (Tunus), Antonio G. Lauro (İtalya), Birsen Pehlivan (Türkiye), Carola Dümmer (Şili), Hiromi Nakamura (Japonya), Konstantinos Liris (Yunanistan), M. Angeles Calvo Fandos (İspanya), Mariko Shimada (Japonya) ve Miciyo Yamada (Japonya) tarafından belirlendi. JOOP yarışmasının alt kategorisi olan ve üç senedir düzenlenen JOOP Tasarım Ödülü yarışması ise şişe, logo ve etiket tasarımları ile kimliklerini ürünlerinin üzerinden başarılı bir şekilde aktarabilen üreticileri ödüllendiriyor. Bu sene tasarımları değerlendiren uluslararası panelin jüri üyeleri Arjantin’den Adrián Pierini, İtalya’dan Piero Lissoni ve Giovanna Talocci, Portekiz’den Nini Andrade Silva ve Türkiye’den Sibel Kutlusoy oldu. Kazananlar Titizlikle yürütülen tadımlar sonucunda Organik, Monovaryete, Blend ve Aromalı başlıklarında yarışan zeytinyağları içerisinde ülkelerinin en iyileri ve sınıfının en iyileri seçildi, ayrıca altın madalya ve gümüş madalya alanlar belirlendi. Buna göre Hermus Memecik, Türkiye’nin en iyisi olurken, Türkiye’den toplam 35 üreticinin çeşitli ürünleri altın ve gümüş madalya ödülüne layık bulundu. JOOP ÖDÜLÜ KAZANAN ZEYTİNYAĞLARI Ülkelerinin En İyileri Amerika Birleşik Devletleri: Truly – Corto Olive Co. Arjantin: Establecimiento Olivum (Picual) – Establecimiento Olivum Sa Fransa: 1ère Récolte – Parcelle 26 (hdmp) Hırvatistan: Opg Rheos – Rheos Premium (Blend) İspanya: Knolive Epicure – Knolive Oils, S.l. İtalya: Crux – Fattoria Ambrosio Portekiz: Gallo Azeite (Bio) – Gallo Worldwide Tunus: Picholine High Polyphenols – Adonis Olive Oil Türkiye: Hermus Memecik – Hermus Ltd. Şti. Yunanistan: Iliada Kalamata Pdo Extra Virgin Olive Oil – Agrovim S.A. En İyi Aromalı Oleoastron Gourmet Evoo (rezene, defne yaprağı, biberiye ve kekik) –Sakellaropoulos Organic Farms / Yunanistan En İyi Polifenol Oro Di Rufolo (Elite) – AZ. AGR. ORTOPLANT SS / İtalya Joop Tasarım Ödülü Kazanan Zeytinyağları 1.Vallillo Monocultivar Peranzana – Agrideavallillo Srl (İtalya) 2. Mimi’ Denocciolato Coratina / Azienda Agricola Donato Conserva (İtalya) 3. Ootopia Organic Single Estate Iliokastro / Mb Eleon (Yunanistan) JOOP ÖDÜLÜ ALAN TÜRK ZEYTİNYAĞLARI Türkiye’nin En İyisi Hermus Memecik – Hermus Ltd. Şti. Sınıfının En İyileri Zagoda Arbequina – Zagoda Tarım A.Ş. Hermus Tirilye – Hermus Ltd. Şti. Hermus Ayvalık – Hermus Ltd. Şti. Hermus Memecik – Hermus Ltd. Şti. Çakırhan Gurme – Çakırhan Zeytin Aden Bahçesi – Borlu Tarım İşletmeleri A.Ş. Lea Ultra Premium Zeytinyağı – Milanus Danışmanlık Granpa Gold – Tokuç Grup Nermin Hanım Zeytinliği Arbequina – Gökduman Tarım Ltd. Şti. Navavera Yamalak Sarısı Early Harvest – Nova Vera Ltd. Şti. Hermus Domat – Hermus Ltd. Şti. Altın Madalya Genius Olive Oil – Genius Ltd. Şti. Yeşil Başak Olea Natürel Sızma Zeytinyağı (Miss Olea) – Yeşil Başak Olea Ltd. Şti. Navavera Çocuk Serisi Early Harvest Aegean Blend – Nova Vera Ltd. Şti. Oleamea Private Select – Meray Zeytincilik Tarım Gıda Madencilik İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. Oleamea Altınova Serisi – Meray Zeytincilik Tarım Gıda Madencilik İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. Oliva Malia Blend – Oliva Malia Ltd. Şti. Asiltane Limited Özel Hasat Soğuk Sıkım Natürel Sızma Zeytinyağı – Güven Asa Gıda San. A.Ş. Annapurna Olive Oils Premium Memecik – Annapurna Olive Oils Ahsaf Uslu Soğuk Sıkım – Pulathaneliler A.Ş. Bozelli Domat – Bozburun Ltd. Şti. Nizolive Memecik – Nizolive Oliva Malia Ayvalık – Oliva Malia Ltd. Şti. Oliva Malia Erkence – Oliva Malia Ltd. Şti. Asiltane Limited Tirilye Özel Hasat Soğuk Sıkım Natürel Sızma Zeytinyağı – Güven Asa Gıda San. A.Ş. Zagoda Tirilye – Zagoda Tarım A.Ş. Seroliva Organik – Oliva Gıda Ltd. Şti. Granpa Premium – Tokuç Grup Zagoda Ayvalık – Zagoda Tarım A.Ş. Palamidas Domat – Palamidas Ltd. Şti. Halil Esen Natürel Sızma Zeytinyağı – Halil Esen Ltd. Şti. Nermin Hanım Zeytinliği Domat – Gökduman Tarım Ltd. Şti. Cumbalı Premium Natürel Sızma Zeytinyağı – Fuga Tarım Ltd. Şti. Bayolive Natürel Sızma Zeytinyağı – Yiğit Zeytincilik Hermus Arbequina – Hermus Ltd. Şti. Pallas Olive Oil – Pallas Ltd. Şti. Defnella – High Polyphenol – Defnella Farm ̇ Gaia Oliva Memecik – Gaia Oliva Ltd. Şti. Gaia Oliva Ayvalık – Gaia Oliva Ltd. Şti. Olidya Young & Verde – Tar-pet Büyükbelen Ltd. Şti. Aymis Natürel Sızma Zeytinyağı – Aymis Zeytincilik Bozelli Picual – Bozburun Ltd. Şti. Gaia Oliva Ayvalık – Gaia Oliva Ltd. Şti. Güven Asa Erken Hasat Soğuk Sıkım Natürel Sızma Zeytinyağı – Güven Asa Gıda San. A.Ş. Nermin Hanım Zeytinliği Edremit – Gökduman Tarım Ltd. Şti. Oliva Malia Ayvalık – Oliva Malia Ltd. Şti. Oliva Malia Domat – Oliva Malia Ltd. Şti. Asiltane Limited Organi̇k Özel Hasat Soğuk Sıkım Natürel Sızma Zeytinyağı – Güven Asa Gıda San. A.Ş. Nova Vera Yamalak Organik Early Harvest – Nova Vera Ltd. Şti. Gren Premium – Sır Zeytinyağı Gıda Kozmetik Ürünleri San. Ve Tic. Ltd. Şti. Gümüş Madalya Ahsaf Mix Soğuk Sıkım – Pulathaneliler A.Ş. On7 Zeytinyağı – Üzden Gıda Ltd. Şti. Nova Vera Ayvalık Early Harvest – Nova Vera Ltd. Şti. Josevia Extra Virgin Cold Pressed Olive Oil – Ni Grup Gıda ve Deri San. Tic. Ltd. Şti. Egenin Kalbi Erken Hasat Natürel Sızma Zeytinyağı – Marla Elektronik ve Gıda Hermus Amerald (yüksek polifenol) – Hermus Ltd. Şti. Kristal Extra Virgin Olive Oil – Ticaret Ve Sanayi Kontuvarı T.A.Ş. Olivally Extra Virgin Olive Oil – Dado Food Novavera Memecik Early Harvest – Nova Vera Ltd. Şti. Kaikos Zeytinyağı – Kaikos Gıda San Ltd. Şti. Hilmi Yıldırım Natürel Sızma Zeytinyağı – Hilmi Yıldırım Zeytinyağları Ada Ambrosia – Değirmen ÇiftlikSiltaş Yapı Pendik’in en büyük kentsel dönüşüm projesini hayata geçiriyor
İş dünyasındaki 40 yılı aşkın köklü geçmişi ışığında 2011 yılından bu yana kente değer katan yapılar inşa etmeye odaklanan Siltaş Yapı, yeni projesi Siltaş Panorama’nın lansmanını 9 Haziran Perşembe günü Çırağan Palace Kempinski’de gerçekleştirdi. Siltaş Yapı Yönetim Kurulu Başkanı İhsan Özdemir, Siltaş Yapı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Murat Özdemir ve Siltaş Yapı Satış ve Pazarlama Koordinatörü Erdinç Tunç’un ev sahipliğinde gerçekleşen lansmanda, Pendik’in en büyük kentsel dönüşüm projesi konumunda olan Siltaş Panorama’nın hayata ekstra konfor katan tüm detayları ve lansmana özel kampanyası hakkında bilgi verildi.
Kente değer katma hedefiyle 2011 yılından bu yana güven, kalite ve insan odaklı yaşam alanları inşa eden Siltaş Yapı, şimdi de Pendik’teki en büyük kentsel dönüşüm projesini hayata geçiriyor. Adını, önü hiç kapanmayacak panoramik deniz ve adalar manzarasından alan Siltaş Panorama’nın lansman toplantısı 9 Haziran Perşembe günü Çırağan Palace Kempinski’de gerçekleşti. Siltaş Yapı Yönetim Kurulu Başkanı İhsan Özdemir, Siltaş Yapı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Murat Özdemir ve Siltaş Yapı Satış ve Pazarlama Koordinatörü Erdinç Tunç’un ev sahipliğinde gerçekleşen toplantıda projenin detaylarından ve avantajlı satış koşullarından bahsedildi.
“Ülkemize her geçen gün artan bir ivmeyle yatırım yapmaya devam ediyoruz”
Etkinliğin açış konuşmasını Siltaş Yapı Yönetim Kurulu Başkanı İhsan Özdemir yaptı. Şirketin geçmişinden bahseden İhsan Özdemir; “Tekstil sektöründe başlayan hikayemizle iş dünyasında 40 yılı aşkın geçmişe sahip bir aile şirketiyiz. 2011 yılında ise tüm enerjimizi inşaat sektörüne yoğunlaştırma kararı aldık ve Siltaş Yapı’yı hayata geçirdik. O günden bu yana da kendimizi insan odaklı ve bulunduğu bölgeye değer katan yapılar üretmeye adadık. Bu sayede inşaat sektöründe de kısa sürede güvene dayalı bir ilişki geliştirmeyi başardık. Bugün de ülkemize her geçen gün artan bir ivmeyle yatırım yapmaya devam ediyoruz. Çünkü biz Türkiye’mize, ekonomimize ve inşaat sektörünün geleceğine inanıyoruz. Bu inançla yeni projemiz Siltaş Panorama’yı hayata geçiriyoruz.” dedi.
“Sadece bir ev değil, hayata ekstra konfor katan komple bir yaşam alanı”
Siltaş Panorama hakkında detayları paylaşan Siltaş Yapı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Murat Özdemir, “Biz projelerimizi kendi hayatlarımızda eksik gördüğümüz ve ihtiyaç hissettiğimiz unsurları göz önüne alarak tasarlıyoruz. Keşkelerin olmadığı bir yaşam inşa etmeye odaklanıyor; özellikle insanı merkeze koyan bir anlayış benimsiyoruz. Adını, önü hiç kapanmayacak panoramik deniz manzarasından alan Siltaş Panorama projemizi de yoğun şehir rutininde hep istenen ama ikinci plana atılan o yaşamı sunmak için tasarladık. Anadolu Yakası’nın her geçen gün hızla değerlenen yerleşim alanlarından Pendik’te denize ve yeşile komşu olarak konumlanan projemizde kayıpsız alan felsefesiyle modern bir mimari, trafikten uzak, doğanın içinde huzurlu bir ortam ve eksiksiz bir sosyal yaşam deneyimi vadediyoruz.
23 bin metrekarelik arazi alanında yükselecek projemiz 7 ve 11 katlı 13 bloktan oluşuyor. Projede çeşitli büyüklük ve özellikte 650 konut ve 24 ticari ünite bulunuyor. Projemizin yüzde 65’ini sosyal donatı ve peyzaj alanlarına ayırdık. Ayrıca LifeX konseptimiz ile sadece bir ev değil, komple bir yaşam alanı planladık. LifeX konseptinin içerisinde proje sakinlerinin misafirlerini beş yıldızlı otel konforunda ağırlayabilecekleri misafir süiti, geniş ekranda film ya da maç izleyebilecekleri cep sineması, klasik bir kafeterya yerine içeceklerini yudumlarken aynı zamanda kütüphaneden seçtikleri bir kitabı okuyabilecekleri bir kafe-kütüphane başta olmak üzere yaşama ekstra konfor katacak pek çok detay bulunuyor. Elektrikli araçlar için e-şarj istasyonu altyapısının bulunduğu projemizde; yüzme havuzu, toplantı odası, çocuk oyun odası, fitness salonu ve sauna da yer alıyor. Projemizde bulunan yürüyüş ve bisiklet parkuru, kamelya ve dinlenme alanları, spor ve oyun sahaları, süs havuzları, şelaleler ve koku bahçeleri de küçük büyük herkesin hayatını renklendirecek detaylardan. Projemizde ayrıca sedye taşınabilecek genişlikte asansörler de bulunuyor.” diye konuştu.
Çok farklı ulaşım alternatifinin kesişim noktasında
Siltaş Panorama’nın kara, deniz, hava yolu ve raylı sistem gibi pek çok farklı ulaşım alternatifinin kesişim noktasında yer almasıyla da ön plana çıktığını söyleyen Murat Özdemir sözlerine şöyle devam etti: “Projemiz; metroya 4 dakika, Pendik sahiline 5 dakika, Pendik Marina’ya9 dakika, yüksek hızlı trene ve İDO Pendik Terminali’ne 5 dakika, Sabiha Gökçen Havalimanı’na 10 dakika mesafede konumlanıyor. E -5’e 2, TEM’e 10 dakika uzaklıkta bulunan projemiz; okul, market, AVM, kuaför, hastane gibi önemli noktalara yakınlığıyla da yaşam standartlarını yükseltiyor.”
Pendik’in en büyük kentsel dönüşüm projesi
Siltaş Panorama projesinin Pendik’in en büyük kentsel dönüşüm projesi olduğuna dikkat çeken Murat Özdemir sözlerini şöyle tamamladı:“Bu projenin bizim için anlamı çok büyük evet ama aynı zamanda İstanbul için de anlamı çok büyük. Çünkü Siltaş Panorama sunduğu tüm üst düzey özelliklerin yanı sıra aynı zamanda bir kentsel dönüşüm projesi. Türkiye bildiğiniz gibi bir deprem bölgesi. Ülkemizin yüzölçümünün yüzde 92’si, nüfusunun yüzde 95’i ne yazık ki deprem kuşağında bulunuyor. Olası bir deprem anında can ve mal güvenliğini sağlamak için binaların depreme karşı güvenli durumda bulunması hayati önem taşıyor. Kentsel dönüşümün bu anlamda en önemli gücümüz olduğu düşüncesiyle Pendik’in en büyük kentsel dönüşüm projesini hayata geçiriyor olmaktan dolayı gururluyuz.”
Lansmana özel kampanya fırsatı
Siltaş Panorama’nın satış koşullarından ve lansmana özel başlattıkları kampanyadan bahseden Siltaş Yapı Satış ve Pazarlama Koordinatörü Erdinç Tunç ise “Projemizde 104 adet 2+1, 485 adet 3+1, 50 adet 4+1, 6 adet 5+1 ve 5 adet dubleks dairemiz bulunuyor. Açık ve kapalı mutfak seçenekleri bulunan 2+1 dairelerimiz; 70 m²’den 115 m²’ye kadar değişiyor. 30’a yakın farklı alternatifle sunduğumuz 3+1 ve 3,5+1’lerin büyüklükleri 120 m²’den 170 m²’ye kadar değişiyor. 7 farklı çeşidi bulunan 4+1’lerin büyüklükleri 190 m²’den başlayıp 270 m²’ye kadar çıkıyor. Bunların içinde dubleksler ve teras bahçeli seçenekler de mevcut. Çok özel olan 5+1 dairelerimizin büyüklüğü 625 metrekareye kadar çıkıyor. Bu dairelerimizin terasları ve kendilerine ait yüzme havuzları bulunuyor. Projede metrekare fiyatlarımız şu an itibarıyla 28 bin liradan başlıyor. Daire tiplerine göre ise 2+1’lerde 2 milyon ila 3 milyon arasında, 3+1’lerde 3 milyon ila 6 milyon lira arasında, 4+1’lerde 6 buçuk milyon ila 8 buçuk milyon lira arasında, 5+1’lerde ise 9 milyon ila 18 milyon lira arasında değişiklik gösteriyor. Kampanyamız kapsamında lansmana özel yüzde 10 indirim uyguluyoruz. Ödemenin yüzde 40’ını peşin alıyor, kalan kısmında da şirketimiz bünyesinde 24 aya kadar taksit yapıyoruz. Banka kredisi kullanmak isteyenler için de pek çok kamu bankası ve özel banka alternatifi sunacağız. Tabii bunun yanı sıra kişiye özel alternatif ödeme planları da geliştirebiliyoruz. Çünkü biz konforlu ve özel bir hayat arayanların hayal ettiği eve kavuşmasını ve doğru bir gayrimenkul yatırımı ile kazançlı çıkmasını amaçlıyoruz. Konsept peyzajlı yeşil alanlar, zengin sosyal olanaklar, LifeX çözümleri ve deniz manzarasına karşı yeşilin içinde özgün bir yaşam için herkesi Siltaş Panorama’ya davet ediyoruz.” şeklinde konuştu.
MSD Medikal Direktörlüğü’nde iki yeni atama
MSD Türkiye ve Ukrayna’dan sorumlu Bölge Medikal Direktörü olarak görev yapan Ayten Aziz Alan, 1 Mayıs 2022 tarihinde MSD Avusturya Medikal Direktörü olarak atanmıştı. MSD Grup Medikal Müdürü Yasemin Esen ise 1 Haziran 2022’den itibaren geçerli olmak üzere MSD Türkiye ve Ukrayna’dan sorumlu Bölge Medikal Direktörü olarak atandı. Dünyanın en zorlu hastalıkları ile mücadelede, hayatları kurtarma ve iyileştirme misyonuyla çalışmalarını 130 yılı aşkın süredir devam ettiren MSD, Medikal Departmanları ile ilgili yeni atamalar gerçekleştirdi. Bu kapsamda, medikal alanında 14 yılı aşkın deneyimi, çeşitli tedavi alanları, proje yönetimi ve gözlemsel klinik çalışma yönetimi konularında güçlü bilgi birikimine sahip olan Ayten Aziz Alan, MSD Avusturya Medikal Direktörü olarak 1 Mayıs 2022’de görevine başlardı. 2016’dan bu yana MSD Türkiye’de Medikal Departmanına bağlı olarak çalışmalarını sürdüren ve medikal alanda 12 yılı aşkın geniş tedavi alanı deneyimine sahip olan Yasemin Esen ise aldığı terfi ile 1 Haziran 2022’den itibaren geçerli olmak üzere Türkiye ve Ukrayna’dan sorumlu Bölge Medikal Direktörü olarak atandı. Türk gıda ihracatçıları, New York Summer Fancy Food Fuarı’na 32 firmayla çıkarma yapacakTürk gıda sektörü, dünyanın en büyük gıda ithalatçısı Amerika Birleşik Devletleri’ne ihracatını 2 milyar dolara çıkarmayı hedefliyor. Türk gıda sektörü, ABD’ye yeni ihracat bağlantıları yapmak için 12-14 Haziran 2022 tarihlerinde Yeni Dünya’nın en büyük gıda fuarı Summer Fancy Food Show Fuarı’na 32 firmayla katılacak.
Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, New York Summer Fancy Food Show Fuarı’nın Türkiye Milli KatılımOrganizasyonunu 25 yıldır başarılı bir şekilde organize ettiklerini, yıllık 130 milyar dolar gıda ithal eden ABD’ye Türk gıda sektörünün 2021 yılında ilk kez 1 milyar doların üzerinde ihracat yaptığını, önümüzdeki 4 yıllık dönemde bu ihracatı 2 milyar dolara taşımayı hedeflediklerini dile getirdi.
New York Summer Fancy Food Show Fuarı’na 55 ülkeden 2 bin 600 firmanın katıldığı bilgisini paylaşan Eskinazi, “Türkiye olarak 473 m2lik alanda 32 firmamızla yerimizi alacağız. Türkiye markası standında Şef Özlem Oğuzcan tarafından üç gün boyunca tadım etkinliği düzenlenecek menülerde hedef ürünlere yer verilecek, birbirinden güzel Türk lezzetlerini ziyaretçilere tattıracak” dedi.
Gıda sektörünün ihracat hedefi 40 milyar dolar
Türk gıda ürünlerine ABD pazarında talebi artırmak için 3 yıldır Ticaret Bakanlığı destekli TURQUALITY Projesi yürüttüklerini hatırlatan Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı Hayrettin Uçak, New York Summer Fancy Food Show Fuarı sırasında, TURQUALITY Projesinde işbirliği yaptıkları Las Vegas Üniversitesi ve Nevada Restoran Association temsilcilerinin katılımı ile Türk Mutfağı ve Türk Ürünlerine yönelik Tanıtım etkinliği gerçekleştirileceklerini paylaştı.
Türk gıda ürünlerinin ABD pazarında bilinirliğini artırmak için Turkish Tastes isimli bir referans kitabı hazırladıklarını dillendiren Uçak, “Türkiye, 7 bölgesinde 4 mevsimde yetişen ürün çeşitliliğiyle dünyanın gıda ambarı konumunda. Bu zenginliklerimizi dünyaya tanıtarak günümüzde 24 milyar dolar seviyesinde olan gıda ihracatımızı 40 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Bu hedefe ulaşırken ABD en hızlı büyüyebileceğimiz ihraç pazarı olarak öne çıkıyor” tespitinde bulundu.
Türkiye, 2020 yılında ABD’ye 834 milyon dolarlık gıda ürünleri ihraç etmişken, 2021 yılında ABD’ye yapılan gıda ürünleri ihracatı yüzde 36’lık artışla 1 milyar 134 milyon dolara yükseldi. Ege İhracatçı Birlikleri üyeleri bu ihracattan 331 milyon dolarlık pay aldı. Türkiye’den ABD’ye ihracatta şekerleme ürünleri, meyve suları ve değirmencilik ürünleri öne çıkarken, Ege Bölgesi’nden Yeni Dünya’ya yapılan ihracatta konserveler, dondurulmuş gıdalar, su ürünleri, kuru meyveler ve zeytinyağı öne çıktı.
TÜİK verilerine göre, arkadaş, akraba evinde tatil yapanlar, otelde tatil yapanların 9 katı.
4 kişilik ailenin arkadaş, akraba evinde 7-10 günlük tatilinin maliyeti bile 10 bin TL.
Yaz tatili yaklaşıyor. Çocuklar yazın yapacakları tatilin hayallerini kurarken; ebeveynler, son dönemde artan fiyatlar yüzünden kara kara düşünüyor.
Milyonlarca kişi, kısa bir tatil için neredeyse tüm yıl taksit ödememek için tatili en ucuza mal etmenin yollarını arıyor.
Aralarında tatil sitelerinin de yer aldığı 500’den fazla sanal mağazadan alışveriş yapanlara nakit para ödeyen Avantajix.com, üyelerinden bir kısmına, nasıl bir tatil planladıklarını, tatil için ne kadar bütçe ayırdıklarını sordu.
4 KİŞİLİK AİLENİN AKRABA EVİ TATİLİ BİLE 10 BİN TL
Ankete yanıt verenlerin yarısı, yaz tatili için şimdiden akraba ya da arkadaş evi için 7-10 günlük rezervasyon yaptırmış durumda.
Bu gruptakilerin tatil için ayırdıkları bütçenin kişi başı ortalaması 2500 TL. Bu paranın 750 lirasını yol masrafları oluşturuyor.
4 kişilik ailenin arkadaş, akraba evinde bile bir hafta- 10 günlük tatilinin maliyeti 10000 TL’yi buluyor.
Ankete göre, tatil için tercih edilen ikinci adres yazlıklar.
Her 10 kişiden üçü 15 gün ile 2 ay arasında kendilerine ait yazlıkta tatil yapmayı planlıyor.
Yazlıkçıların tatilde harcamayı planladıkları paranın ortalaması da kişi başı aylık 4000 TL’yi buluyor.
Yaz tatilini otel, tatil köyü ya da pansiyonlarda geçireceklerini söyleyenlerin oranı ise yüzde 15.
Ortalama bir hafta tatil yapmayı planlayan bu kişiler, yol artı konaklama ücreti olarak yıldızlı otel ve tatil köyleri için kişi başı ortalama 7500 TL, apart otel ve pansiyonlar için ise 3000 TL bütçe ayırmış durumda.
Geri kalan yüzde 5’lik kısmın hayallerini ise 4-5 günlük yurtdışı seyahatler süslüyor.
Yurtdışı seyahatler için kişi başı 9000 TLbütçe ayrılıyor.
AKRABA/ARKADAŞ EVİNDE TATİL, OTELDE TATİLİN 9 KATI
Avantajix.com kurucu ortağı Güçlü Kayral, anket sonuçlarının TÜİK verileri ile örtüştüğünü belirterek, şunları söyledi:
”Akraba ya da arkadaş evi, yıllardır değişmeyen tatil mekanı . TÜİK’in geçen yıla yönelik yaptığı Hane Halkı Turizm Araştırması’nda, seyahate çıkış amaçları arasında ilk sırayı yüzde 58.8 ile ‘yakınları ziyaret’ aldı. İkinci sırada yüzde 30.2 ile ‘gezi, eğlence, tatil’, üçüncü sırada ise yüzde 5 ile ‘sağlık’ yer aldı.
Araştırmaya göre, seyahate çıkanlar 305 milyon 542 bin geceleme sayısı ile en çok ‘arkadaş veya akraba evinde’ kaldı. İkinci sırada 84 milyon 814 bin geceleme ile ‘kendi evi’ yer alırken, ‘otel’ 34 milyon 218 bin geceleme sayısı ile üçüncü sırada yer aldı.
UYGUN FİYATLI TATİL İÇİN ÖNERİLER
Kayral, tatilini uygun fiyata yapmak isteyenlere de şu önerilerde bulundu:
“Erken rezervasyon her zaman önemli. Ancak, bu dönem kaçırıldıysa tatil sitelerinin son dakika fırsatları ile fırsat sitelerinin sunduğu avantajlar takip edilmeli.
Bazen bu sitelerden erken rezervasyonun bile altında fiyat bulmak mümkün.
İnternetteki karşılaştırma siteleri mutlaka kullanılmalı, yabancı tatil siteleri takip edilmeli.
Satın almalar Avantajix.com gibi para iadeli alışveriş siteleri üzerinden yapılırsa kazanılacak nakit para ile tatil çok daha ucuza gelebilir.
Ulaşım çok pahalandı. 4 kişilik ailenin otobüsle seyahati en az 2500 TL, uçakta bu rakam 5000 TL’ye kadar yükseliyor. Özel araçla da en az 3-4 depo yakıtın maliyeti yine 4000-5000 TL aralığında. Bu nedenle ulaşım dahil seçenekler özellikle tercih edilmeli.
Özellikle uçakla seyahatlerde ucuz otel bulunsa dahi, uygun fiyatlı uçak bileti bulunmazsa tatilin aile bütçesine vereceği hasar ciddi olabilir.
Bu dönemde her şeyden önemlisi, yapacağınız her rezervasyonda ücretsiz iptal seçeneğinin olması.”
İhracatçılardan doğaya destek
Sürdürülebirliği tüm çalışmalarının ana eksenine alan Ege İhracatçı Birlikleri doğaya destek olacak bir projenin daha paydaşı oldu. İzmir Körfezi’nin temizlenmesi ve atıklardan arındırılması için ‘Atıksız Körfez Dönüşen Gelecek’ Projesi’ne Ege İhracatçı Birlikleri destek verecek.
İzmir Tarım ve Orman İl Müdürlüğü’nün yürütücülüğünü yaptığı ‘Atıksız Körfez Dönüşen Gelecek’ Projesi ile İzmir Körfezi’nin temizlenmesi hedefleniyor.
Projede; Ege İhracatçı Birlikleri’ni Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Bedri Girit temsil ederken, Projeye; Ege Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi, Katip Çelebi Üniversitesi, İzmir İl Emniyet Müdürlüğü, Sahil Güvenlik Ege Deniz Komutanlığı ve İzmir Ticaret Odası destek veriyor.
“Atıksız Körfez Dönüşen Gelecek Projesi” ile Körfez’de belirlenen 6 ayrı noktada dalış faaliyeti gerçekleştirecek. Konak tan başlayacak proje daha sonra tüm Körfez’e yaygınlaşacak.
Projenin ortakları İzmir Ticaret Odası’nda düzenlenen toplantıda projeye start verdi.
Toplantıda söz alan Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Bedri Girit, yıllık 3,5 milyar doları geçen su ürünleri ve hayvansal mamuller ihracatının yüzde 40’ının Ege Bölgesi’nden yapıldığını, Türkiye genelinde 1,4 milyar doları aşan su ürünleri ihracatının da yüzde 70’nin Egeli ihracatçılar tarafından gerçekleştirildiğini aktardı.
İnsanlığın protein ihtiyacına cevap vermek için çalıştıklarını dile getiren Girit, “Bizler enerjimizin bir kısmını dün ve bugüne harcıyoruz. Ancak FAO’da katıldığım bir toplantıda insanların dün ve bugün ile alakası yok yarını hayal ediyorlar. En çok üstünde durdukları konu sürdürülebilirlik. 2030 ve 2050 yılı sürdürülebilirlik konusunda çok önemli. AB’nin ortaya koyduğu kriterlerde üretim yapmadığımız, karbon salınımını düşüremediğimiz takdirde ihraç ettiğimiz ürünlerden vergi ödemek zorunda kalacağız. Bu noktaya gelmemesi adına bir an önce ev ödevimize mazeret uydurmadan başlamamız gerekiyor. Sürdürülebilirlik, Ege İhracatçı Birlikleri olarak yoğunlaştığımız konuların başında geliyor. ESÜHMİB olarak, Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesiyle iş birliğinde karbon ayak izini azaltma projemiz var. Şimdi de Atıksız Körfez Dönüşen Gelecek Projesine destek vermekten mutluluk duyuyoruz” diye konuştu.
Motorlu Araç Satıcıları Federasyonu (MASFED) Başkanı Aydın Erkoç ile Kolaysoft Teknoloji Kurucu Ortağı Kezban Boztürk arasında imzalanan protokol ile tüm ikinci el motorlu araç satıcıları, e-faturaya Kolaysoft Teknoloji ile geçiş yapıyor. Kolaysoft Teknoloji A.Ş. firmaların dijital dönüşüm yolculuğuna en kolay şekilde eşlik eden ve Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) tarafından mükelleflerin e-belgelerini oluşturma, gönderme ve saklama hizmetine yetki verilmiş özel entegratör firmadır.
e-fatura’ya geçişte son gün 1 Temmuz 2022 tarihidir. Kolaysoft Teknoloji ve Masfed İşbirliği ile hazırlanan Masfed Fatura mükellef işletmelerin zamandan ve paradan tasarruf etmesini sağlayan bir uygulamadır. Galeri sektöründe dijital dönüşümü sağlayan Masfed Fatura ile tüm ikinci el motorlu araç satıcıları saniyeler içerisinde e-faturalarını oluşturabilecektir. Gelen / giden e-faturalarını kendilerine özel oluşturulmuş bu portal ile görüntüleyebilecekler.
E-fatura’ya geçişte son gün 1 Temmuz 2022
GİB’in yayınlamış olduğu tebliğe göre, motorlu taşıt; inşa, imal, alım, satım veya kiralama işlemlerini yapanlar ile bu işlemlere aracılık faaliyetinde bulunan mükelleflerden brüt satış hasılatı (veya satışları ile gayrisafi iş hasılatı);
a) 2020 veya 2021 hesap dönemleri için 1 milyon TL ve üzeri olan mükellefler,
01.07.2022 tarihinde e-fatura’ya ve 01.01.2023 tarihinde ise e-defter’e geçmek zorundadır.
b) 2022 veya müteakip hesap dönemleri için 500 bin TL ve üzeri olan mükellefler,
01.07.2023 tarihinde e-fatura’ya ve 01.01.2024 tarihinde ise e-defter’e geçmek zorundadır.
c)Ayrıca, e-fatura’ya geçmemiş mükellefler içinde;
vergi mükelleflerine 2 bin TL ve üzeri; vergi mükellefi olmayanlara 5 bin TL ve üzeri kesilecek faturaların da e-arşiv fatura olarak düzenlenmesi zorunluluğu bulunmaktadır.
TÜRKİYE’NİN EN KAPSAMLI METAVERSE ZİRVESİ’NDE YERLİLİK VURGUSU!
“BİZ YAPMAZSAK BAŞKALARI YAPACAK VE BİZİM ÜZERİMİZDE DENEYECEK”
Metaverse’ ün temel ilkeleri, teknolojisi ve beraberinde getirdiği kavramlar ilgili insanları bilgilendirmeyi hedefleyen Türkiye’nin en kapsamlı Metaverse Zirvesi, DOF Robotics Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Mertcan’ı konuk etti. Metaverse kavramının geleceğiyle ilgili konuşan Mertcan, “Metaverse kavramından korkmamak gerekiyor. ‘Yarın ne olur?’ diyerek yola çıkmamak bizim sadece yola çıkanların arkasında kalmamıza yol açacak. Türkiye olarak bu alanda önemli çalışmalar başarabilirsek harika bir şeye imza atmış olacağız. Çünkü biz yapmazsak bunu başkaları yapacak ve bizim üzerimizde deneyecek.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’de alanında gerçekleştirilen en kapsamlı etkinlik olma özelliğini de taşıyan Metaverse Zirvesi çok sayıda profesyonel ismi ağırladı. Yaptığı çalışmalarla alanında adından söz ettiren, gençlere verdiği desteklerle tanınan, her fırsatta rakiplerden farklılaşacak bir yapıya ulaşmada yerli yazılım ile tasarımın önemini vurgulayan DOF Robotics ise etkinliğin ‘Platin Sponsor’luğunu üstlendi. 28 Mayıs tarihinde Üsküdar Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi’nde hibrit bir şekilde gerçekleştirilen etkinlikte DOF Robotics Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Mertcan, ‘Metaverse’ün Geleceği’ başlığı altında açıklamalarda bulundu.
“METAVERSE OLAĞAN GİDEN BİR SÜRECİN DEVAMINDA GELİŞTİRİLMİŞ BİR AKIMDIR”
İnsanoğlunun varoluşundan bu yana yeni gelişen her teknolojiye karşı korkuyla yaklaştığını belirten Mustafa Mertcan konuşmasında şunları vurguladı:
“İnsanlık tarihi tarafından bakacak olursak buna benzer teknolojiler hayatımızın her yılında, her yüz yılında her bin yılında olağan üstü teknolojiler hayatımıza girmiştir. Metaverse bunlardan biri midir? Çok emin şekilde bunlardan biridir diyemeyebilirim. Çünkü olağan giden bir sürecin devamında geliştirilmiş bir akımdır bana göre.
“METAVERSE DÜNYASI CİDDİ CİDDİ ÖNÜMÜZE ÇIKACAK”
1990’larda bu alanda gözlük formatında, çok daha düşük çözünürlükte ürünler geliştirilmişti. VR gözlüklerin bu ilk versiyonları genel itibariyle askeri, savunma ve eğitim gibi alanlarda kullanılmıştı. Bu ürünler teknolojik olarak yetersiz ve halkın tabanına inecek kapasiteye de sahip değildi. Son 10 yılda biz de DOF Robotics olarak bu alanda ciddi çalışmalar yaptık. Özellikle eğlence endüstrisinde ve eğitim endüstrisinde bu ürünleri çok ciddi şekilde kullandık. Şimdi bu ürünler evlerimize de girmeye başladı. Yakında da bu çokça konuşulan metaverse dünyası ciddi ciddi önümüze çıkacak.
“METAVERSE’Ü KABUL ETMİYORSANIZ ELİNİZDEKİ CEP TELEFONUNU KENARA ATMALISINIZ”
2004 yılında etkileşimli platformlar yaygınlaşmaya başladığı zaman biz aslında metaverse’ün bize sunduğu dünyayı 2 boyutlu olarak yaşamaya başladık. Hiç kimse bana şu anda diyemez ki: Biz metaverse’ü kabul etmiyoruz. O zaman elinizdeki cep telefonunu kenara atmalısınız. Çünkü zaten metaverse’ün içerisindesiniz. Farklı olarak sadece bundan sonra eldeki data, metaverse dünyasına aktarılabilecek. Peki bu nasıl bir avantaj sağlayacak? İnsanlar esasında zorlukla yaptıkları işleri, mesela bir uçağa atlayıp gidebildikleri yüz yüze görüşme işini, gerçek anlamda yüz ve mimikleri görülür, hareketleri anlaşılır ve hatta duyguları anlaşılabilecek şekilde toplantılar yapabilecek. Kullanabileceğimiz çok sayıda farklı fonksiyon olacak.
“HAYATIMIZI BERBAT HALE GETİRECEK DİYE DÜŞÜNÜRSEK O ALANDA CİDDİ BİR PERFORMANS SERGİLEYEMEYİZ”
İnsanoğlu tarih boyunca teknolojinin her zerresinden korkmuştur. Her yıl yeni çıkan bir teknolojiye karşı bir felaket senaryosu yapılmıştır. Dolayısıyla bir şeyler hakkında gelecekte bizim hayatımızı berbat bir hale getirecek diye düşünürsek zaten o alanla ilgili ciddi bir performans sergileyemeyiz. Kötü senaryolar elbette gerçekleşebilir ancak onun iyi yönlerini alabileceğimizi de unutmamak gerekiyor.
“EĞİTİM ALANINDA DEVRİM NİTELİĞİNDE BİR PROJEYE DÖNÜŞEBİLİR”
Metaverse’ü eğer gerçek anlamda güzel bir şekilde kullanabilirsek ortaya inanılmaz şeyler çıkarabiliriz. Özellikle üzerine basarak söyleyebileceğim şudur ki metaverse, eğitim alanında devrim niteliğinde olabilecek bir proje haline dönüşebilir. Bunun dünyayı kurtarmak için yeterince iyi bir çözüm olduğunu düşünüyorum. Çünkü biz insanoğlunun varlığını sürdürdüğü tarih boyunca aynı eğitim metodolojisini kullanıyoruz. Metaverse burada bize yeni bir ufuk açabilir.
“BİZ YAPMAZSAK BAŞKALARI YAPACAK VE BİZİM ÜZERİMİZDE DENEYECEK”
Eğitim piramidinde öğrenme ve akılda kalıcılık için yüzde doksanlık kısmı öğretmek alıyor. Bu amaçla DOF Robotics olarak kendi akademimizi kurduk. Bu sayede dışarıdan gelecek arkadaşlara ekibimiz tecrübelerini aktararak uzmanlıklarını daha da pekiştirecekler. Öğretmek insanların öğrenebilmesi için en iyi yöntemdir. Metaverse kavramından korkmamak gerekiyor. ‘Yarın ne olur?’ diyerek yola çıkmamak bizim sadece yola çıkanların arkasında kalmamıza yol açacak. Türkiye olarak bu alanda önemli çalışmalar başarabilirsek harika bir şeye imza atmış olacağız. Çünkü biz yapmazsak bunu başkaları yapacak ve bizim üzerimizde deneyecek.”
Açıklamalarının ardından gençlerle sohbet eden Mustafa Mertcan, Atölye Üsküdar Girişimcilik ve İnovasyon Merkezi’nin standını da ziyaret etti. Mertcan stantta sergilenen 3D yazıcı ve tarayıcılar, insansı robot sistemleri, artırılmış gerçeklik ve karma gerçeklik sistemleri hakkında bilgi aldı.
E-TURQUALITY İLE YÜKSEK TEKNOLOJİ İHRACATI 15 MİLYAR DOLAR SEVİYESİNE ÇIKACAK
Ticaret Bakanlığı tarafından açıklanan E-Turquality Bilişim Yıldızları Programı, bilişim ve yazılım sektöründe heyecan yarattı. Program kapsamında şartlara uyan firmalar yıllık periyod için ülke başına yıllık 100 milyon TL’yi bulan destek alabilecek. E-Turquality’i değerlendiren bilişim sektörünün önemli temsilcilerinden Mustafa Mertcan yaptığı açıklamada küresel çapta 3 milyar dolar seviyelerinde olan yüksek teknoloji ihracatı rakamının bu gibi desteklerle kısa sürede 15 milyar dolar seviyelerine çıkacağını belirtti.
Küresel çapta önemli yazılım üretme kapasitesi olan şirketlere yönelik olarak Ticaret Bakanlığı tarafından E-Turquality Bilişim Yıldızları Programı başlatıldı. Sanayi ve perakende şirketlerinin küresel pazarlara girebilmesi ve marka değerini artırması için ortaya çıkan Turquality programına benzer nitelikte olan E-Turquality, teknoloji ve bilişim alanında faaliyet gösteren şirketleri kapsıyor.
“E-TURQUALITY İLE ÇOK CİDDİ İMKÂNLAR SUNULUYOR”
E-Turquality’in çok ciddi imkânlar sunduğunu belirten ve bilişim sektörünün önemli temsilcilerin Mustafa Mertcan, “Uzun zamandır beklenen, özellikle yazılım ve bilişim sektöründe hizmet veren sektörlere yönelik olarak yeni bir destek paketi açıklandı. Bunun adı E-Turquality. Daha önce açıklanan Turqualtiy’den farklı olarak e-Turquality’in içerisinde bilişim sektörü ve yazılım sektörünün bazı hizmet alan firmalar için çok kapsamlı destekler mevcut. Bunların arasında özellikle personel, istihdam destekleri olduğu gibi yine yurt dışında daha önce Turquality kapsamında bulunan kapsamlı destekler bulunuyor. Yeni destekle markalaşma ve pazarlama alanlarında firmalara çok ciddi imkânlar sunuluyor.” açıklamasında bulundu.
“DESTEĞİN AMACI 15 MİLYAR DOLAR HEDEFİNE ULAŞMAK”
Açıklanan destek paketinin ihracat rakamlarının artışında büyük fayda sağlayacağını belirten Mertcan, “Bu yeni desteğin amacı hâlihazırda 3 milyar dolar seviyelerinde olan yazılım ve bilişim sektörü ihracatımızı 15 milyar dolar seviyesine ulaştırmak. Sektörün temsilcileri olan bizler de bu desteğin çok faydalı olacağını düşünüyoruz. Yüksek teknoloji ihracatında ülkelerin dağılımına ve pazardaki pay oranlarına bakarsak 750 milyar dolarlık ihracat hacmiyle Çin zirvede bulunuyor. Yine bunun yanında Hong Kong 350 milyar dolarlık bir paya sahip bulunuyor. Yani sadece Çin ve Hong Kong’u birlikte ele aldığımızda 1 trilyon doların üzerinde teknoloji ihracatı karşımıza çıkıyor. Buna en yakın ülke 180 milyar dolarla Almanya ve ardından 160 milyar dolarla Kore geliyor.” şeklinde konuştu.
“100-150 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT RAKAMLARINA DA ULAŞABİLİRİZ”
Küresel pazardaki ilk hedeflerinin ihracat rakamlarında Kore gibi ülkelere yaklaşabilmek olduğunu belirten Mustafa Mertcan, “Rakip ülkeler arasında daha öne çıkabilmek için E-Turquality gibi desteklerin fayda sağlayacağını düşünüyoruz. Türkiye’de yerleşik birçok yazılım ve donanım üreticisinin yer aldığı UNICORN, DETACORN gibi güzel firmalarımızı ve onların CV’lerini ulaştırabilirsek, çok kısa zamanda 15 milyar dolar ihracat hedefine aşacağımızı tahmin ediyoruz. Sonrasında ise çalışmalarımıza hız vererek 100-150 milyar dolarlık ihracat rakamlarına da ulaşabiliriz.” İfadelerini kullandı.
FİRMALAR YILLIK 100 MİLYON TL’Yİ BULAN DESTEK ALABİLECEK
E-Turquality kapsamında şartlara uyan firmalar yıllık periyod için ülke başına yıllık 100 milyon TL’yi bulan destek alabilecek. E-Turquality kapsamında bilişim ve alt sektördeki girişimlerin gelişimini desteklemek, inovasyonu teşvik etmek ve küresel anlamda rekabet edebilecek unicornların oluşması gibi üç ana amaç ön plana çıkıyor.
3. KARİYER VE İSTİHDAM FUARI’NA BEKLİYORUZ
Eyüpsultan Belediyesi, ilçede yaşayan vatandaşların iş hayatına kazandırılması ve istihdam edilmesi için çalışmalarına devam ediyor.
Bu kapsamda 1 Haziran Çarşamba günü Zal Mahmut Paşa Külliyesi önünde Kariyer ve İstihdam Fuarı’nın 3.’sü düzenlenecek.
Bu fuarda sektöründe öncü firmalar, iş arayan vatandaşlarla bir araya gelecek.
YAKLAŞIK 30 FİRMA BULUNUYOR
1 Haziran Çarşamba günü 10:00-16:00 saatleri arasında gerçekleştirilecek olan fuara, aralarında HAVAŞ, KOTON, MNG Kargo, AİR Clinic, QNBFİNANSBANK, İŞKUR, SGK, Köfteci Yusuf, Easy Travel, My Staff, Pronet, İŞKUR, GOP Hastanesi ve İGA gibi alanında öncü firmaların bulunduğu yaklaşık 30 firma katılım sağlayacak.
BİNLERCE KİŞİ İŞ SAHİBİ OLDU
Bu yıl 3.’sü düzenlenen fuar sayesinde bugüne kadar 2 bin 500 kişi iş sahibi oldu.
HayataDeğer Buluşması’nda konuşan Zeynep Bodur Okyay:
“Sosyal girişimciler sayesinde dünyanın el birliğiyle daha güzel bir yer haline geleceğine inancım artıyor”
Kale Grubu’nun, Kurucusu ve Onursal Başkanı Dr. (h.c.) İbrahim Bodur’u, vefatının altıncı yılında anmak amacıyla Müze Gazhane’de düzenlediği ‘Hayata Değer’ Buluşması, sosyal girişimciler ve sosyal girişimciliğe ilgi duyan gençlerin yoğun ilgisiyle gerçekleşti.
Kale Grubu Başkanı ve CEO’su Zeynep Bodur Okyay, “Sosyal girişimcilik alanının en kapsamlı buluşmasında; İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödül Programı kazananları ve finalistleri, akademisyenler, basın ve değişimi içeriden başlatan çalışanlarımız, yani güç birliği yaptığımız tüm yol arkadaşlarımızla bir aradayız. Bu tablo, dünyanın el birliğiyle daha güzel bir yer hale geleceğine dair inancımı pekiştiriyor” dedi.
Kale Grubu’nun Kurucusu ve Onursal Başkanı Dr. (h.c.) İbrahim Bodur, vefatının altıncı yıl dönümünde, misyonunu devam ettiren sosyal girişimciler ve gençlerle birlikte anıldı.
30 Mayıs Pazartesi günü Müze Gazhane’de gerçekleştirilen ‘Hayata Değer’ buluşmasının açılış konuşmasını yapan Kale Grubu Başkanı ve CEO’su Zeynep Bodur Okyay, “İbrahim Bodur’u bu yıl ‘Birlikte, Bir İlkte…’ ana teması doğrultusunda sosyal girişimciler ve gençlerle birlikte anıyoruz. Eminim, kendisi de burada olsaydı, mutluluktan gözlerinin içi parlardı. O da çok genç yaşında bir hayal kurmuş, Çanakkale’nin küçücük bir köyünde bu hayale giden yolda ilk adımını atmıştı. Onun da önünde aşması gereken yüzlerce engel, kendine ya da toprağına inanmak için binlerce sebebi vardı. O binlerce sebep, yıllar içinde birlikte çalıştığı binlerce insana, okuttuğu binlerce çocuğa, ektiği binlerce fidana dönüştü” dedi. Kale Grubu’nun sadece üretimi değil, ürettiği değerleri paylaşmayı önceliklendiren bir grup olduğunu ifade eden Zeynep Bodur Okyay, “65yıldır, yalnızca kendimize değil, kök saldığımız topraklara iyi bakıyoruz. Başlattığımız ‘İyi Bak Dünyana’ hareketinin temelinde de bu yatıyor. Tüm renklerimizle, taşın altına hep birlikte elimizi koyarsak, taş elbet yerinden oynayacak, bir suya dokunacak ve o su dalga dalga, dünyanın öbür yanına uzanıp, bir tohuma can olacak” diye konuştu.
Dünyasına iyi bakmak için harekete geçenlerin birlikteliği…
Sosyal girişimcilerin sayısının artması gerektiğine inandığını belirten Zeynep Bodur Okyay sözlerine şöyle devam etti: “Babamın anısını yaşatmak için ilk adımımız olan İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödül Programı’nı düzenlemeye başladığımız 2017 yılından bu yana, sayıları 1.000’i aşan sosyal girişimcilerle bir araya geldim. Yüzlerce başarı hikayesine tanık oldum. Tam 5 yıldır, dünyanın el birliğiyle daha güzel bir yer olacağına dair inancım pekişti. Bugün, bu inancımın boş yere olmadığını bir kez daha anladım. Çünkü bugün burada yalnızca İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödül Programı kazananları yada finalistleri yok! Güç birliği yaptığımız tüm yol arkadaşlarımız; akademisyenler, basın ve değişimi içeriden başlatan çalışanlarımız burada…Buranın gücü, kapsayıcılık ve çeşitlilikten geliyor. İyi ki, hayat koşullarına, pandemiye inat, durmamış; İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödül Programını sürdürmüşüz.”
Sosyal girişimcilik dünyası gençlerle bir araya geldi
Hayata Değer buluşmasının destekçilerinden Impact Hub Küresel Gelişim Direktörü Alberto Masetti Zanini’nin ‘Sosyal Etki İçin Küresel Hareket’ başlıklı bir konuşma yaptı. Sosyal girişimciliğin toplum üzerinde olumlu etkilerinden bahseden Alberto Masetti; ‘Sosyal girişimciliğin tek bir yazılı kuralı yok, burada önemli olan herkesin kendi alanı için gösterdiği çözüm odaklılık ve liderlik. Dünyadaki etki yatırımlarından faydalanan kadın girişimcilerin oranı sadece yüzde 2, bu oranın artmasını ve kadın girişimcilerin daha fazla ön planda olmasını destekliyoruz. Son yıllarda Türkiye’de sosyal girişimciliğin yükselen bir değer olduğunu gözlemliyoruz. Türkiye gibi çeşitliliğin fazla olduğu bir ülkede sosyal girişimciliğin de yükselmesi ve yeni bir ekosistem yaratması bizi oldukça mutlu ediyor.’ diye konuştu.
‘Hayata Değer Buluşması’nda ayrıca Onaranlar Kulübü Kurucu Ortakları Doğukan Güngör ve Ufuk Emin Akengin, Erişilebilir Her Şey Kurucu Ortakları Seben Ayşe Dayı ve Serim Berke Yarar, Sen De Gel Derneği Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Betil, Adım Adım ve Açık Açık Derneği’nin Kurucularından Prof. Dr. Itır Erhart, Hayata Sarıl Derneği’nin Kurucusu Ayşe Tükrükçü, Bego Jeans Kurucusu Bego Demir, Bilim Virüsü Kurucusu Şule Yücebıyık, TABİT Kurucu Ortağı Tülin Akın, Anlatan Eller Kurucusu Pelin Baykan, Tospaa girişiminin Kurucusu Alp Ar, Kadınların Elinden Kurucusu Muzaffer Alperen Önal gibi sosyal girişimcilik ve sivil toplum dünyasının önde gelen isimleri de gençlerle bir araya geldi. i
Ana sahnede; Eşitsizliklerin Azaltılması için Adımların Çoğalması, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Ekseninde Sosyal İnovasyon, Sorumlu Tüketim ve Üretim Kimin Sorumluluğu ve Hedefler için Ortaklık, Hayaller için İş birliği gibi toplumu ve dünyayı yakından ilgilendiren konu başlıkları masaya yatırıldı.
Ana sahnenin yanı sıra eş zamanlı olarak atölye çalışmalarının olacağı buluşma alanında; Impact Hub, S360, Inogar, DİBA ve Arbor Impact başta olmak üzere This is Mana, Pulsec, Anlatan Eller, Toyi, Kızlar
Sahada, Arkerobox gibi birçok sosyal girişimin katkılarıyla sosyal inovasyondan elektronik atığa, işaret dilinden etki tasarımına kadar çeşitli atölyelerle katılımcılara sosyal girişimcilik yaklaşımlarının ve pratiklerinin aktarılacağı yeni deneyim fırsatları sunuldu. Ayrıca Türkiye Sosyal Girişimcilik Ağı işbirliğiyle açılan Sosyal Girişimcilik Pazar Yeri’nde her biri farklı alanda etkin çalışmalar yürüten 30 sosyal girişim tezgâh açtı.
Arşimet Burgusu’yla çevre dostu enerji dönemi
Türkiye’nin önde gelen mühendislik ve teknoloji şirketlerinden YEO, iştiraki olan Mikrohes şirketiyle tamamen çevre dostu olan yenilenebilir bir enerji sistemi sunuyor. Arşimet Burgusu türbiniyle düşük debi ve düşü olan sularda enerji üretilebiliyor. Doğa ve balık dostu olan sistem, bulunduğu bölgenin dengesini bozmayan sıfır karbonlu bir yöntem olarak bu alanda geleceğin teknolojisi olarak gösteriliyor…
Türkiye’nin önde gelen teknoloji ve mühendislik şirketlerinden YEO, iştiraki olan Mikrohes ile geleceğin çevre dostu yenilenebilir enerji sistemlerini sunuyor. Mikrohes ’in ürettiği Arşimet Burgusu türbiniyle düşük debiye sahip sularda bile enerji üretilebiliyor. Yeşil ve balık dostu olan sistem, bulunduğu bölgenin dengesini bozmayan sıfır karbonlu bir yöntem olarak biliniyor.
Arşimet Burgusu nasıl çalışıyor?
Arşimet Burgusu, ağırlık prensibiyle çalışıyor. Her bölümde oluşan su ağırlığı, burgu miline ve kanatlarına bir döndürme kuvveti uyguluyor ve burgunun dolayısıyla jeneratör milini çevirerek enerji üretmesini sağlıyor.
Nerede kullanılabilir?
Arşimet burgu sistemi; 0,1-10 (m3/sn) su debisi ve 1-10 (metre) kot farkı olan tüm akarsu ve nehirlere, Hidroelektrik Santral kuyruksuyu ve cansuyu kısımlarına, arıtma tesislerinin giriş ve çıkış yapılarına, mevcut bentlere, atıl hidroelektrik santrallere, fabrikaların endüstriyel su soğutma sistemi çıkışlarına ve balık yetiştirme çiftliklerine kurulabiliyor.
1 burguyla 600 haneye elektrik
Kendi elektriğini üretip fazlasını satmak isteyen tüm kamu tüzel kişiler, lisanssız elektrik üretim kapsamında düşük maliyetle kurulum yapabiliyor. Özel sektör tarafından inşa edilerek işletmeye alınan hidroelektrik enerji üretim tesisleri lisanslı elektrik üretim yönetmeliği kapsamında, işletmedeki tesisin su iletim kanalı, maksadına hizmet eden su iletim kanalları ve/veya kuyruksuyu kanalı üzerindeki atıl hidroelektrik enerji potansiyelinden faydalanmak maksadıyla, bu kanallar üzerine hidrokinetik üniteler entegre edilmesi suretiyle, kapasite artışı talebinde bulunabiliyor. Ayrıca karbon emisyonu sağlamak için endüstriyel fabrikaların soğutma suyu sistemlerine entegre edilip, hem elektrik enerji verimliliği ve karbon emisyonu konusunda kazanç elde edebiliyor.
Örneğin 300 kW’lık bir sistem yılda ortalama 6000 saat çalıştığında 600 hanenin elektrik enerjisini karşılıyor ya da 250 bin dolar kazanç sağlıyor. Mevcut durumda, Sakarya-Sapanca, Çorum ve Bayburt’ta Mikrohes enerji üretmeye başladı. Sağladığı enerji ile binlerce hanenin elektrik ihtiyacını karşılayabilir durumda. Sadece Türkiye de değil, YEO’nun geniş iş geliştirme ağlarıyla global pazarda önemli bir oyuncu olmayı hedefliyor.
Ekolojik dengeyi bozmuyor
Doğa ve balık dostu olan bu sitem suyu yatağından ayırmaz, suyun oksijen miktarını artırdığı için suyu temizler. Balıklar sistemin içinden zarar görmeden hareket edebilir. Bu sistem için cansuyu ve balık geçidi gerekmez. Bölgedeki ağaç ve bitki örtüsüne zarar vermez. Daha az hafriyat ve daha az betonarme yapı avantajı sağlar. Üstelik tarihi dokunun korunması ve ekolojik düzenin korunmasına da katkıda bulunur.
Sürekli elektrik üretiminde güvenilir olan Arşimet Burgusu, proje su debisi yüzde 80 azalsa veya yüzde 20 artsa bile yüksek verimde elektrik üretmeye devam ediyor. Burgular tüm yıl boyunca çalışıyor ve donma ya da taşkın sorunu yaşamıyor. 3-7 yıllık yatırım geri dönüşüm süresiyle de öne çıkıyor. Hızlı kurulum, yüksek verim, düşük maliyet, uzun çalışma ömrü gibi özelliklerle ekolojik dengeyi bozmadan geleceğin temiz enerjisini üretiyor.
2010 yılında kurulan Mikrohes, yenilenebilir enerji piyasasında verimli bir tasarımcı ve yüklenici olma hedefini üstlendi. 2013 yılı itibarı ile Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarıyla yenilenebilir ve alternatif enerji üretim tekniklerinin araştırılması ve geliştirilmesi alanında ülkenin öncü şirketlerinden biri oldu. 2021 yılında hisselerinin çoğunluğu YEO’ya geçen Mikrohes, büyümeye devam ediyor.
KARAİSMAİLOĞLU: AVRASYA TÜNELİ’Nİ BİR AYDA 21 BİN MOTOSİKLETLİ KULLANDI
Ruminant hayvanlarda süt verimliliği için doğru besleme şart
Ruminant hayvanlarda süt verimini artırmak için birçok faktör bulunuyor. Sağlıklı gelişim süt verimini, süt verimi de ruminant hayvanların yaşam döngüsünü etkiliyor. Buzağıların doğumundan itibaren ilk 6 haftalık süreçten itibaren beslenmenin doğru bir şekilde yapılması, genetik potansiyellerini ortaya çıkarmak ve süt verimlerini artırmak adına kritik önem taşıyor. 1 Haziran Dünya Süt Günü kapsamında açıklamalarda bulunan Trouw Nutrition Türkiye Ruminant Teknik Ürün Müdürü Dr. Kazım Bilgeçli, süt veriminde vitamin ve mineral desteğinin de büyük önem taşıdığını belirtti.
Ruminant hayvanlarda, buzağıların doğumdan hemen sonraki ilk 6 hafta ve sonrasında yapılacak doğru bir besleme programı, genetik potansiyellerinin ortaya çıkması ve süt veriminin artmasında büyük önem taşıyor. 1 Haziran Dünya Süt Günü kapsamında açıklamalarda bulunan Trouw Nutrition Türkiye Ruminant Teknik Ürün Müdürü Dr. Kazım Bilgeçli, hayvanların genetik yapısı ve besleme şekline bağlı olarak değişen süt veriminde vitamin ve mineral desteğinin çok önemli olduğuna dikkat çekti.
Güçlü bağışıklık sistemi beslemeden başlıyor
Buzağılarda sağlıklı bir gelişim için kaliteli buzağı başlangıç yemlerinin ve mamaların besleme protokollerine uygun olarak doğru miktar ve kalitede verilmesi gerektiğinin altını çizen Dr. Kazım Bilgeçli, “Bu şekilde beslenen hayvanlar cinsel olgunluğa daha erken ulaşıyor ve üretken sürece daha sağlıklı ve hızlı bir başlangıç yapmalarına imkân sunuyor. Laktasyon süt verimleri de daha yüksek oluyor. Yetersiz beslenen buzağılarda ise gelişim geriliğinin yanı sıra bağışıklık sistemi zayıf kalabiliyor ve buna bağlı olarak çeşitli sağlık sorunları baş gösterebiliyor.” şeklinde konuştu.
Kalitesiz yemler ve yanlış yönetimsel uygulamalar süt verimini olumsuz etkiliyor
İhtiyacı tam olarak karşılamayan rasyonlar, kalitesiz yemler, hayvan refahının uygun koşullarda sağlanamaması, yetersiz yapılan koruma ve yönetimsel uygulamalar gibi faktörler ruminant hayvanlarda süt verimliliğini olumsuz yönde etkiliyor. Süt veriminin hayvanın genetik potansiyeli yanında, çevresel faktörler, sürü yönetimi ve beslemeye bağlı olarak değişkenlik gösterdiğini ifade eden Bilgeçli,“Kuru dönem ve doğum sonrası geçiş dönem uygulamaları, hayvanların sağlık durumu ve vücut kondisyonu, kaba yem kalitesi, yemin besin madde kompozisyonu, ham maddelerin sindirilebilirlik derecesinin yanında yönetimsel ve çevresel faktörler de süt verimliliğine etki ediyor.” dedi.
Süt verimliliği için vitamin ve mineral desteği oldukça önemli
Ruminant hayvanların normal metabolik faaliyetlerinin devamı ve verimi için vitamin ve mineral gereksinimlerinin günlük olarak karşılanması gerektiğini belirten Bilgeçli, “Süt sığırlarının içinde bulundukları gebelik, doğum, sıcaklık stresi ve yüksek süt verimi gibi dönemlere göre doğru ve dengeli bir şekilde beslenmesi, ekonomik ve sağlıklı bir besleme için büyük önem taşıyor. Ancak artan süt verimi, sıcaklık ve oksidatif stres, gebelik, yem değişimi ve yönetimsel faktörler vitamin ve mineral ihtiyacını artırabiliyor. Ruminant hayvanların vitamin ve mineral ihtiyaçlarının tam olarak karşılanamaması durumunda süt verimi ve hayvan sağlığı olumsuz yönde etkilenebiliyor. Bu durumda karlı bir üretim de gerçekleşemiyor.” diye konuştu.
NutriOpt güvenilir yemlerle beslenmeyi sağlayarak süt verimliliğini artırıyor
Trouw Nutrition tarafından inovatif bir çözüm olarak hayata geçirilen modüler hassas besleme sistemi NutriOpt, laboratuvarı numuneye taşıyarak yem ve ham maddelerin içeriğini dakikalar içinde analiz ediyor. Böylelikle hayvanların güvenilir yemlerle beslenip süt verimlerini artırmalarına ve sağlıklı bir şekilde gelişebilmelerine destek olduklarını açıklayan Dr. Kazım Bilgeçli, kaynakların daha etkin kullanımı ile sürdürülebilir üretime de destek olduklarının altını çizdi. Bilgeçli, “Yem ve ham maddelerin besin madde kompozisyonlarının ve kalitelerinin beslemeye uygun olması gerekiyor. Uygulanan beslemenin uygun kalite ve dengede olmaması durumunda gerek süt veriminde gerekse beslemeye bağlı metabolik problemlerin görülme sıklığında artış yaşanabiliyor. Biz de NutriOpt çözümümüz ile yem ham maddelerinin içeriğini analiz ederek hayvan sağlığını ve performansını olumsuz yönde etkileyen bileşenlerin bulunup bulunmadığından emin oluyoruz. Böylece hayvanlarımızın sağlıklı bir şekilde büyüyüp gelişebilmelerine ve süt verimliliğine katkı sunuyoruz.” diyerek sözlerini tamamladı.
Robofest’te çocuklar Latmos Explorer ile eğlenirken öğrendi
Eğitici, öğretici ve tanıtıcı yazılımlar ve oyunlar üreten Ar-Ge şirketi ArkheTech, Latmos bölgesinin 8 bin yıllık tarihi değerlerini dijital dünyaya aktardığı Latmos Explorer oyunuyla Koçarlı Robofest’te yer aldı. Latmos Explorer ile çocuklar hem programlama ve kodlama dillerinin temelini hem de yaşadıkları bölgenin tarihini öğrenme fırsatı yakaladı. Mobil uygulama, mobil oyun, VR ve AR uygulama, 3D modelleme, çizgi film animasyon ve tanıtım filmi hizmetleri sunan Ar-Ge şirketi ArkheTech, Koçarlı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından Aydın ili genelinde ilkokul, ortaokul ve lise öğrencileri arasında düzenlenen Koçarlı Robofest’te yer aldı. Üç gün süren festival kapsamında, Tabit Akıllı Köy’de Ar-Ge Müdürü Orhan Kurt liderliğinde ArkheTech’in “Latmos Explorer” uygulaması tanıtılarak, çocuklara çeşitli eğitimler verildi ve ilk defa VR deneyimi sunularak farkındalık çalışması yapıldı. Latmos Explorer oyunu nedir? 3-13 yaş arası çocuklara yönelik geliştirilen Latmos Explorer oyunu, çocuklara programlama ve kodlama dilinin temelini öğretirken, aynı zamanda Aydın bölgesinin doğal ve tarihi güzelliklerini tanıtıyor. ArkheTech Kurucusu Yavuz Pullukçu, “Beşparmak Dağları, antik adıyla Latmos, Aydın ve Muğla sınırlarında bulunan doğal ve kültürel kaynak değerleri bakımından Türkiye’nin en önemli alanlarından birisidir. 500 milyon yıllık gnays kayaçların zamanla aşınmasıyla ortaya çıkan bu alanda, 8 bin yıllık kaya resimleri bulunuyor. Bunun yanı sıra freskler, antik kentler ve endemik bitkiler yer alıyor. Kurucu ortağımız Yavuz Pullukcu uzun yıllardır bölgenin korunması ve tanıtılması için çalışıyor. Latmos Explorer oyunumuzda çocuklar, ileri-geri ve aşağı-yukarı komutları ile fonksiyon kutucuklarıyla ana karakteri hareket ettirerek Latmos bölgesini gezerken birtakım görevleri yerine getiriyorlar. Bir bölümde kaya resimlerini görürken, diğer bölümde Bafa Gölü’nde kayıkla geziyorlar. Eğlenirken öğrenme modeliyle çocuklara Latmos bölgesini tanıtıyoruz ve programla, kodlama dillerinin temelini öğretiyoruz” dedi.İleri teknolojileriyle üretim yönetimini dijitalleştiren Doruk, 8-11 Haziran 2022 tarihleri arasında “Endüstriyel Dönüşüm” temasıyla İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenecek Win Eurasia Fuarı’nda yer alacak. Her ölçekten sanayicinin dijitalleşmesi için devrim niteliği taşıyan son teknolojisi ProManage Cloud sistemini sergileyecek olan şirket, yerli ve yabancı tüm ziyaretçilerini Salon 2’de yer alan C-170 numaralı standında ağırlamaya hazırlanıyor.
Geleceği şekillendiren teknolojileri bugünün dünyasına entegre ederek sanayiye yüksek katma değer sağlayan ve sanayicilere dijital dönüşüm alanında rehberlik eden Doruk, sektörün en büyük ve prestijli fuarlarına katılmaya devam ediyor. Uluslararası standartlarda tasarlanmış Türkiye orijinli bir akıllı üretim yönetimi sistemi olan ProManage ile işletmelerin kayıplarını bulma, sorunları yok etme fırsatı sunan ve firmaların kağıtsız işletmelere dönüşmesine yardımcı olan şirket, dört gün boyunca dijital dönüşümün kalbinin atacağı Win Eurasia Fuarı’nda inovatif çözümüyle öne çıkacak.
Akıllı fabrika olmanın en kolay yolunu sunan teknoloji
Son geliştirdiği ProManage Cloud ile dijital dönüşümün önündeki tüm engelleri ortadan kaldırarak üretimde dijitalleşmede kuralları değiştiren Doruk; IoT tabanlı ve seviyelendirilmiş bu yeni üretim yönetim sistemini, Salon 2’de yer alan C-170 standında ziyaretçilere sunacak.
Fuara ücretsiz olarak katılmak ve Doruk standını ziyaret etmek için fuarın web sitesinden ücretsiz kayıt yaptırmak yeterli. Yine aynı site üzerinden online ziyaretçi kayıt formu doldurularak fuar online olarak da takip edilebiliyor.
OLIVTECH Fuarı, Türkiye’nin zeytin ve zeytinyağı ihracatına yeni pazarlar kazandıracak
Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği tarafından Ticaret Bakanlığı koordinasyonunda, 26-29 Mayıs 2022 tarihleri arasında Fuarizmir’de gerçekleştirilen “Olivtech 10. Zeytin, Zeytinyağı, Süt Ürünleri, Şarap ve Teknolojileri Fuarı” ile eş zamanlı olarak bir alım heyeti organizasyonu düzenlendi.
Alım Heyeti kapsamında Bulgaristan, Irak ve Moldova’nan ithalatçılarla, Türk firmalarını bir araya getirdiklerini belirten Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Davut Er, Türkiye’nin ilk zeytin ve zeytinyağı fuarı olan Olivtech Fuarı’nın Türkiye’nin zeytin ve zeytinyağı ihracatına yeni pazarlar kazandırmaya devam ettiğini dile getirdi.
Zeytinyağı ihracatında yüzde 70 artış
2021/22 sezonunun ilk yarısında Zeytinyağı sektörünün 32 bin 312 ton zeytinyağı ihracatı karşılığı 107 milyon 332 bin dolar dövizi Türkiye’ye kazandırdığı bilgisini veren EZZİB Başkanı Er, “Geçtimiz sezonun aynı döneminde 22 bin 719 ton zeytinyağı ihracatı karşılığı 63 milyon 286 bin dolarlık ihracata imza atmıştık. Zeytinyağı ihracatımız miktar bazında yüzde 42, döviz bazında yüzde 70 artış gösterdi. Zeytinyağımızı dolar bazında yüzde 19 daha katma değerli ihraç etmeyi başardık. Son 1 yıl içinde iki kez dökme zeytinyağı ihracatına getirilen yasak sürecinde bu başarı daha da anlamlı” şeklinde konuştu.
“Olivtech Fuarı’nı maalesef ihracat yasağı gölgesi altında gerçekleştirdik” diye değerlendirmede bulunan Er, “Gerçekleştirdiğimiz ikili görüşmelerde pek çok alıcının, 5 kg üzeri ambalajlarda zeytinyağı tedariği konusunda mecburen farklı ülkelere yönelmekte olduklarını gördük, söz konusu kısıtlama nedeniyle mevcut müşterilerimizi diğer üretici ülkelere kaptırmaya başladık. Kısıtlama, devam etmesi durumunda, Türk zeytin ve zeytinyağı sektöründe uzun vadede ihracat pazarlarımızın telafisi olmayan bir şekilde kaybına neden olacak ve üreticisinden-ihracatçısına bütün sektöre çok büyük zarar verecek. Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği olarak söz konusu kısıtlama uygulamasını son derece yanlış buluyor ve bir an önce bu yanlıştan dönülmesi yönündeki talebimizi yineliyoruz. Yasaklar ve kısıtlamalar yerine asıl önem vermemiz konu verimlilik konusudur. Türkiye’nin zeytin ağacı varlığı 190 milyon seviyelerine ulaşmış olmasına karşın üretimde henüz beklediğimiz artışı yakalayamadık. İhracatı önleyerek değil, hangi yöntemlerle üretimi arttırırız, bu konuda çözüm yolları aranmalı ve formüller geliştirilmeli.”
Sofralık zeytin ihracatı 100 bin tona koşuyor
Türkiye’nin 2021/22 sezonu sofralık zeytin ihracatının 1 Ekim 2021 tarihinde başladığı bilgisini veren EZZİB Başkanı Er, “Sofralık zeytin ihracatında da başarılı bir sezon geçiriyoruz. Sofralık zeytin ihracatımız 72 bin tona ulaşırken, döviz getirisi 113 milyon dolar oldu. Sofralık zeytin ihracatında bu yıl ilk kez 100 bin tonu aşacağız” diyerek sözlerini noktaladı.
UZK Başkanı Ghedira ile bir araya geldiler
Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Davut Er, Olivtech Fuarı’nı ziyaret için İzmir’e gelen Uluslararası Zeytinyağı Konseyi İcra Direktörü Abdellatif Ghedira ile Olivtech Fuarı açılışında bir araya geldi.
Olivtech’in açılış günü akşamı UZK İcra Direktörü Abdellatif Ghedira ve Türk zeytinyağı sektörünün önde gelen isimleri EZZİB Başkanı Davut Er’in ev sahipliğinde akşam yemeğinde bir araya geldi. Toplantıda dünya genelinde zeytinyağı sektöründeki gelişmeler istişare edildi.
Uluslararası Zeytinyağı Konseyi İcra Direktörü Abdellatif Ghedira, Olivtech Fuarı sırasında Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği’nin standını da ziyaret etti.
Gezginler Kurban Bayramı’nda yurt dışı turlarına “GitmekLazım” diyor
Sosyalleşmeyi ve keşfetmeyi bir platformda buluşturmak amacıyla kurulan Sosyal Seyahat Platformu GitmekLazım.com’un kullanıcısı olan gezginler, Kurban Bayramı için tatil planlarını yapmaya başladı. Bu yıl için gezginlerin ilgisi ise “Tüm Turlar Dahil” konseptli yurt dışı turlarına yönelik oldu. Pandemi kısıtlamalarının uluslararası anlamda neredeyse tamamen kalkmasıyla birlikte yurt dışı turlarına ilgi artarken, gezginlerin Kurban Bayramı için en sık tercih ettiği destinasyonların başında Benelüx, İtalya, Balkanlar, İspanya, Küba ve Kore’den yer alıyor. Kurban Bayramı tatilini yurt içinde de değerlendirmek isteyen gezginler ise GitmekLazım’ın “Tüm Turlar Dahil” konseptiyle hazırladığı yurt içi tur paketlerini tercih ediyor. Kullanıcıların yeni yerleri keşfetmesini sağlayan yapısı, sosyalleşme uygulamaları ve kullanıcılara ekonomik anlamda katkı sağlayan ‘Papel’ sistemiyle gezginleri seyahate çıkmaya davet eden GitmekLazım.com’da kullanıcılar Kurban Bayramı turlarına büyük ilgi gösteriyor. Pandemi nedeniyle uluslararası seyahatlerde söz konusu olan kısıtlamaların neredeyse tamamen kalkmasının ardından gezginlerin “kurban bayramı turları” odağında erken dönemden başlayarak araştırmalar yapmaya başlaması ise ilginin önümüzdeki günlerde daha da artacağına işaret ediyor. Yıl boyunca farklı sezonlara ve özel günlere özgü tur paketleri hazırlayan GitmekLazım.com ise bu kapsamda gezginlerin arayışlarına en iyi şekilde yanıt vermek üzere “Tüm Turlar Dahil” konseptiyle Kurban Bayramı’na özel tur paketlerini sunuyor. Güncel bilgiler ışığında, “Tüm Turlar Dahil” konseptiyle düzenlenen ve gezginlerden ilgi gören yurt dışı turları arasında Benelüx, İtalya, Balkanlar, İspanya, Küba ve Kore yer alıyor. Gezginlerin tatil dönemini yurt içinde değerlendirmek üzere tercih ettiği turlar arasında ise Mardin, Urfa, Kapadokya ve Doğu Karadeniz turları bulunuyor. GitmekLazım’da seyahat anlayışı gezginler için yeni bir boyuta taşınıyor Konuyla ilgili olarak görüşlerini dile getiren GitmekLazım.com Yönetici Ortağı Serdar Şahin “Tüm dünyada seyahat özlemi hiç olmadığı kadar yoğun. Seyahat kısıtlamalarının ortadan kalmasıyla gezginler turlarını büyük bir iştahla planlamaya başladılar. Özellikle 2022 yılı itibarıyla gezginlerin arama trendlerini de araştırdığımızda dikkat çekici verilerle karşılaşıyoruz. Yılın her tatil dönemi için yoğun bir seyahat planı ve rezervasyon söz konusu olmakla beraber yalnızca “kurban bayramı turları” şeklinde yapılan arama hacmi geçtiğimiz yılın aynı dönemiyle karşılaştırıldığında yüzde 240 oranında bir artış söz konusu. Biz de bu veriyle de örtüşecek şekilde; keşfetmeyi ve sosyalleşmeyi bir arada sunan GitmekLazım.com olarak kullanıcılarımızın Kurban Bayramı turlarımıza yoğun ilgi gösterdiğini görüyoruz. Bu ilginin altında yatan iki önemli motivasyon noktası bulunuyor. Bunlardan birincisi GitmekLazım.com’un sunduğu “Tüm Turlar Dahil” konsepti. Bu konseptimizle seyahat deneyimini bambaşka bir seviyeye çıkartarak kullanıcılarımızın tur boyunca ekstra maliyetle karşılaşmamasını, ekstra turlar ve pek çok avantajla unutamayacakları bir keşif imkânı sunuyoruz. Öne çıkan bir başka noktaysa kullanıcılarımızın turlarda “seyahat” kavramına yönelik olarak benzer bakış açısına insanlarla tanışabilme, sosyalleşebilme ve güzel dostluklar kurabilme imkânı. GitmekLazım’ın içerisinde bulunan sosyalleşme imkanlarıyla kullanıcılarımız gerek tura çıkmadan önce gerekse tur dönüşü güzel dostluklara sahip oluyor.” Keşfetmeyi ve sosyalleşmeyi bir araya getirmek amacı ile kurulan ve kendi geliştirdiği Papel Kazan sistemi ile kullanıcılarına ekonomik anlamda pek çok avantaj sağlayan GitmekLazım.com’un yurt içi ve yurt dışı Kurban Bayramı turlarına https://www.gitmeklazim.com/kurban-bayrami-turlari adresinden ulaşılıyor.ÇATINIZDAN ÜRETTİĞİNİZ ENERJİYİ DEPOLAYABİLİRSİNİZ
Merus Power Enerji Depolama Sistemlerini kullanarak çatınızdan ürettiğiniz enerjiyi depolayabilir ve kayıplarınızı kazanca çevirebilirsiniz.
Merus Power Enerji Depolama Sistemlerini; rüzgar, güneş, hidroelektrik, hibrit santraller ve Off-grid şebekelerde kullanarak enerjinizi depolayabilirsiniz.
Merus ESS sistemleri, operasyonel performansı ve güvenilirliği artırmak için herhangi bir seviyede bir elektrik sistemine yerleştirilebiliyor.
Sadece yenilenebilir enerji kaynaklarının daha sorunsuz entegrasyonunu sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda elektrik arzını ve talebini dengelemeye de yardımcı oluyor.
Merus ESS birincil güç kaynakları kesildiği anda enerji gerçek zamanlı olarak kullanılabiliyor. Tüm güç sistemi için; üretim, iletim ve dağıtımdan mikro şebeke operatörlerine, son tüketiciye kadar tüm yollardan fayda sağlıyor.
ÜRETTİĞİNİZ ENERJİYİ DEPOLAYABİLİRSİNİZ
Üretilen enerji, Merus Power Enerji Depolama Sistemleri kullanılarak depolanabiliyor. Aynı zamanda elektriğin daha ekonomik olduğu saatlerde enerji depolanarak daha sonra kullanılabiliyor.
AHA TEKNOLOJİ’DEN ANAHTAR TESLİM ÇÖZÜMLER
aHa teknoloji’nin distribütörlüğü yaptığı Merus Power, enerji depolama sistem kurulumları için; problem tanımlama, fizibilite analizi ve çözüm tasarımı ile birlikte anahtar teslim çözümler ve satış sonrası destek sunuyor.
BİLİŞİM SEKTÖRÜNE DESTEK; E-TURQUALİTY İLE YILLIK 100 MİLYON TL’Yİ BULAN DESTEK
Ticaret Bakanlığı tarafından açıklanan E-Turquality Bilişim Yıldızları Programı, bilişim ve yazılım sektöründe heyecan yarattı. Program kapsamında şartlara uyan firmalar yıllık periyod için ülke başına yıllık 100 milyon TL’yi bulan destek alabilecek. E-Turquality’i değerlendiren bilişim sektörünün önemli temsilcilerinden Mustafa Mertcan yaptığı açıklamada küresel çapta 3 milyar dolar seviyelerinde olan yüksek teknoloji ihracatı rakamının bu gibi desteklerle kısa sürede 15 milyar dolar seviyelerine çıkacağını belirtti.
Küresel çapta önemli yazılım üretme kapasitesi olan şirketlere yönelik olarak Ticaret Bakanlığı tarafından E-Turquality Bilişim Yıldızları Programı başlatıldı. Sanayi ve perakende şirketlerinin küresel pazarlara girebilmesi ve marka değerini artırması için ortaya çıkan Turquality programına benzer nitelikte olan E-Turquality, teknoloji ve bilişim alanında faaliyet gösteren şirketleri kapsıyor.
“E-TURQUALİTY İLE ÇOK CİDDİ İMKÂNLAR SUNULUYOR”
E-Turquality’in çok ciddi imkânlar sunduğunu belirten ve bilişim sektörünün önemli temsilcilerin Mustafa Mertcan, “Uzun zamandır beklenen, özellikle yazılım ve bilişim sektöründe hizmet veren sektörlere yönelik olarak yeni bir destek paketi açıklandı. Bunun adı E-Turquality. Daha önce açıklanan Turqualtiy’den farklı olarak e-Turquality’in içerisinde bilişim sektörü ve yazılım sektörünün bazı hizmet alan firmalar için çok kapsamlı destekler mevcut. Bunların arasında özellikle personel, istihdam destekleri olduğu gibi yine yurt dışında daha önce Turquality kapsamında bulunan kapsamlı destekler bulunuyor. Yeni destekle markalaşma ve pazarlama alanlarında firmalara çok ciddi imkânlar sunuluyor.” açıklamasında bulundu.
“DESTEĞİN AMACI 15 MİLYAR DOLAR HEDEFİNE ULAŞMAK”
Açıklanan destek paketinin ihracat rakamlarının artışında büyük fayda sağlayacağını belirten Mertcan, “Bu yeni desteğin amacı halihazırda 3 milyar dolar seviyelerinde olan yazılım ve bilişim sektörü ihracatımızı 15 milyar dolar seviyesine ulaştırmak. Sektörün temsilcileri olan bizler de bu desteğin çok faydalı olacağını düşünüyoruz. Yüksek teknoloji ihracatında ülkelerin dağılımına ve pazardaki pay oranlarına bakarsak 750 milyar dolarlık ihracat hacmiyle Çin zirvede bulunuyor. Yine bunun yanında Hong Kong 350 milyar dolarlık bir paya sahip bulunuyor. Yani sadece Çin ve Hong Kong’u birlikte ele aldığımızda 1 trilyon doların üzerinde teknoloji ihracatı karşımıza çıkıyor. Buna en yakın ülke 180 milyar dolarla Almanya ve ardından 160 milyar dolarla Kore geliyor.” şeklinde konuştu.
“100-150 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT RAKAMLARINA DA ULAŞABİLİRİZ”
Küresel pazardaki ilk hedeflerinin ihracat rakamlarında Kore gibi ülkelere yaklaşabilmek olduğunu belirten Mustafa Mertcan, “Rakip ülkeler arasında daha öne çıkabilmek için E-Turquality gibi desteklerin fayda sağlayacağını düşünüyoruz. Türkiye’de yerleşik birçok yazılım ve donanım üreticisinin yer aldığı UNICORN, DETACORN gibi güzel firmalarımızı ve onların CV’lerini ulaştırabilirsek, çok kısa zamanda 15 milyar dolar ihracat hedefine aşacağımızı tahmin ediyoruz. Sonrasında ise çalışmalarımıza hız vererek 100-150 milyar dolarlık ihracat rakamlarına da ulaşabiliriz.” İfadelerini kullandı.
FİRMALAR YILLIK 100 MİLYON TL’Yİ BULAN DESTEK ALABİLECEK
E-Turquality kapsamında şartlara uyan firmalar yıllık periyod için ülke başına yıllık 100 milyon TL’yi bulan destek alabilecek. E-Turquality kapsamında bilişim ve alt sektördeki girişimlerin gelişimini desteklemek, inovasyonu teşvik etmek ve küresel anlamda rekabet edebilecek unicornların oluşması gibi üç ana amaç ön plana çıkıyor.
KLASİK OTOMOBİLLERİN EKSPERTİZ SÜRECİ NASIL İŞLEYECEK?
İkinci el araç alım satımında bulunan tarafların ihtiyaçlarına daha geniş bir yelpazede yanıt verebilmek adına, Türkiye’de ilk profesyonel klasik araç ekspertiz hizmeti TÜV SÜD D-Expert tarafından Mart ayından itibaren İstanbul Maslak şubesinde verilmeye başlandı. Peki klasik otomobil sahibi olmak isteyen alıcılar için ekspertiz süreci nasıl işliyor? Klasik araç ekspertizi için aranan şartlar neler? Tüm merak edilenleri TÜV SÜD D-Expert son blog yazısında sizler için derledi.
Kaç yaşından itibaren bir araç klasik sınıfına girer?
Bir aracın klasik araç statüsünde sayılması için en az 30 yıl önce trafiğe çıkmış olması gerekiyor.
Klasik Araçların Ekspertize Alınabilmesi İçin Sağlaması Gereken Şartlar
İlgili aracın çalışır ve yürür vaziyette olması, ekspertiz sürecinin başlatılması için aranan en kritik şart. Bununla beraber, aracın motor ve şase numaralarının mutlaka okunur durumda olmaları sağlanması beklenen diğer kriterler. Söz konusu aracın ekspertize uygun temizlikte olması da ayrıca aranan bir diğer koşul.
Klasik Araç Ekspertiz Sınıfları
Klasik otomobil ekspertiz sürecinde araçlar, orijinal olduğu belirtilen ve yenilenmiş ya da tadilat görmüş araçlar olarak iki ayrı başlık altına ayrılarak kontrol ediliyor.
Değerlendirmeye Tabi Klasik Araç Sınıfları
Klasik araçlar klasik otomobiller, klasik hafif ticari taşıtlar ve klasik arazi taşıtları olmak üzere üç ayrı sınıfa ayrılıyor.
Ekspertiz Hizmet Noktaları
Türkiye’de klasik araç ekspertiz hizmeti profesyonel olarak yalnızca TÜV SÜD D-Expert İstanbul Maslak şubesinde, web sitesinden ya da çağrı merkezinden önceden randevu oluşturularak sunuluyor.
Payten Türkiye, e-ödeme zekâsını Perakende Günleri’nde anlatacak
27 banka ve 45 binden fazla üye işyeri ile Türkiye’nin en büyük online ödeme ağını yöneten Payten Türkiye, 1- 2 Haziran 2022 tarihlerinde perakendenin en büyük buluşması olarak bilinen Perakende Günleri etkinliğine katılacak. Payten Türkiye Ülke Müdürü ve Paratika CEO’su Burak Kutlu, 2 Haziran Perşembe günü Payten sponsorluğunda gerçekleştirilecek E-Ödeme Zekâsı isimli oturumda sahneyi TikTak Yeni Nesil Ulaşım Çözümleri ve Araç Kiralama Mali İşler Direktörü Ayşen Kahraman ile paylaşacak. Ülkemizin en büyük online ödeme ağını yöneten lider ödeme sistemleri şirketi Payten Türkiye, 1 – 2 Haziran 2022 tarihlerinde Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek Perakende Günleri’nde Salon 2’deki standıyla yer alacak. Perakende sektörünün geleceğine yön veren pek çok markanın buluşacağı etkinlik; konferans, fuar, Perakende Güneşi Ödülleri, özel etkinlikler ve B2B toplantıları ile perakende sektörü için bilgi ve deneyimin aktarıldığı en büyük buluşma olarak biliniyor. Etkinliğin ikinci günü olan 2 Haziran’da Payten Türkiye’nin sponsorluğunu üstlendiği E-Ödeme Zekâsı isimli bir oturum da gerçekleştirilecek. Oturumda Payten Türkiye Ülke Müdürü ve Paratika CEO’su Burak Kutlu ve TikTak Yeni Nesil Ulaşım Çözümleri ve Araç Kiralama Mali İşler Direktörü Ayşen Kahraman, katılımcılara online ödemelerin optimizasyonu konularında bilgi ve deneyimlerini aktaracaklar. Payten Türkiye Ülke Müdürü ve Paratika CEO’su Burak Kutlu, konuyla ilgili şunları söyledi: “Perakende Günleri, geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da yeni ve verimli iş birliği adımları atacağımız, sektörün öncü markalarıyla yakın temasta bulunacağımız özel bir etkinlik olacak. Bireyler ve kurumlar için araç paylaşım esasına dayalı ulaşım çözümleri sunan ve kullanıldığı kadar ödeme kolaylığı sağlayan TikTak’a, E-Ödeme Zekâsı olarak adlandırdığımız oturumda bize eşlik edecekleri için şimdiden teşekkür ederiz. Ödemeler sektöründeki gelişmeleri her zaman olduğu gibi öncü olarak uygulamak ve müşterilerimize son teknolojileri sunmak üzere yaptığımız çalışmaların yanı sıra örnek bir projemizi de Perakende Günleri katılımcılarıyla paylaşmak için sabırsızlanıyoruz.”A1 Capital’in yeni eğitim rotası Galatasaray Üniversitesi oldu!
Geçtiğimiz ay itibariyle meslek liselerinde Finansal Okuryazarlık eğitim serisine başlayan A1 Capital, Türkiye’nin köklü üniversitelerinden Galatasaray Üniversitesi öğrencileriyle buluştu. Türkiye’nin önde gelen aracı kurumlarından A1 Capital, Galatasaray Üniversitesi Dijital Dönüşüm Kulübü iş birliğiyle geleceğin finans profesyonelleriyle bir araya geldi. A1 Capital Kurumsal İletişim ve Dijital Pazarlama Genel Koordinatörü Nazlı Bolak ve A1 Capital Araştırma Genel Müdür Yardımcısı Baki Atılal’ın konuşmacı olarak yer aldığı etkinliğe öğretim üyeleri ve öğrenciler katılım sağladı.
Türkiye’nin önde gelen aracı kurumlarından A1 Capital, Finansal Okuryazarlık eğitim serisi kapsamında Galatasaray Üniversitesi’ne konuk oldu. Galatasaray Üniversitesi Dijital Dönüşüm Kulübü ev sahipliğinde gerçekleşen eğitime üniversitenin akademik kadrosundan isimler ve farklı bölümlerden birçok öğrenci katılım gerçekleştirdi.
Finansal Okuryazarlık Eğitim Turnesi projesiyle geleceğin ekonomi ve finans profesyonelleriyle buluşan A1 Capital, deneyimli yöneticilerini öğrencilerle buluşturdu. A1 Capital Kurumsal İletişim ve Dijital Pazarlama Genel Koordinatörü Nazlı Bolak ve A1 Capital Araştırma Genel Müdür Yardımcısı Baki Atılal eğitimin konukları arasında yer aldı. Öğrencilerle bir araya gelen deneyimli yöneticiler; finansal okuryazarlık, borsa dünyasının geleceği, borsa dünyasında kariyer imkanları ve aracı kurumların sektördeki önemine ilişkin bilgileri öğrencilerle paylaştı.
Türkiye’nin dört bir yanına ulaşmak istiyoruz
Gerçekleştirilen etkinlik kapsamında görüşlerini bildiren A1 Capital Kurumsal İletişim ve Dijital Pazarlama Genel Koordinatörü Nazlı Bolak, “Tecrübelerimizi gençlerle paylaşmak çok değerli. Geçtiğimiz ay başladığımız eğitim serimize bu ay Galatasaray Üniversitesi’nde devam etmekten mutluluk duyuyoruz. Gerçekleştirdiğimiz bu eğitimlerde her geçen gün büyüyen borsa dünyasında gençlerin nasıl bir kariyer inşa edebileceğini aktarıyoruz. Bunun hem gençlerin kariyer yolculuğu hem de sektörümüzün gelişimi için çok önemli olduğuna inanıyorum. Deneyimlerimizi gençlere anlatırken, sordukları sorulardan ne kadar meraklı ve öğrenmeye açık olduklarını görmek ülkemiz ve sektörümüz için büyük değer oluşturuyor. Dijital Dönüşüm Kulübü başta olmak üzere heyecanlı ve interaktif bir öğrenci topluluğuna sektördeki faaliyetlerimizi anlatmaktan memnuniyet duyuyoruz” dedi.
Eğitim turnesinde Galatasaray Üniversitesi öğrencileri ile bir araya gelen A1 Capital Araştırma Genel Müdür Yardımcısı Baki Atılal, “Finansal okuryazarlık eğitimlerimiz kapsamında borsa dünyasına ilgi duyan gelecekteki meslektaşlarımızla bir araya gelmeye devam ediyoruz. Her yaştan insanın finans konularına yönelmesi, düşünmesi, çalışması ve eğitimler almak istemesi bizi çok mutlu ediyor. Amacımız tüm üniversite ve lise öğrencileriyle bir araya gelmek. Büyük bir heyecanla başladığımız turnemize hız kesmeden devam etmek istiyoruz. Okullarda verilen eğitimlerin yanı sıra, sektör uzmanlarının gerçekleştirdiği bu tarz etkinliklerin gençlerin geleceğini olumlu etkileyeceğine inanıyor ve önemsiyorum.’’ dedi.
A1 Capital tarafından düzenlenen finansal okuryazarlık eğitimleri Türkiye’nin farklı illerindeki üniversitelerinde de devam edecek. Eğitim turnesinde finansal okuryazarlık, borsa ve aracı kurumların sektördeki önemi ele alınacak. Turne ile ilgili tüm bilgiler A1 Capital sosyal medya hesaplarından duyurulacak.
BugBounter Avrupa’daki ilk çözüm ortaklığı anlaşmasını yaptı
Sürekli genişleyen platformundaki 2000 bağımsız siber güvenlik uzmanı ile 7/24 test imkanı sağlayan BugBounter, Avrupa’da birçok ülkeye siber güvenlik çözümleri sunan Cyberarch ile Estonya merkezli ilk çözüm ortaklığını oluşturdu. Cyberarch, BugBounter’ın güvenilir ödül avcılığı hizmetini kendi çözümleri ile birleştirerek sunacak. Şirketlerin güvenlik açıklarını denetleme, bulma ve doğrulama ihtiyacını bünyesindeki 2000 siber güvenlik uzmanıyla esnek, çevik ve güvenilir bir şekilde karşılayan BugBounter (www.bugbounter.com), Estonya’daki ilk çözüm ortaklığına Cyberarch (www.cyberarch.eu) ile imza attı. Bu iş birliğiyle dünyanın en büyük girişimcilik ekosistemlerinden birisine ev sahipliği yapan Estonya ve komşu ülkelerdeki şirketler, siber güvenlik açıklarını BugBounter’ın ödül avcılığındaki kapsamlı testlerle tespit edebilecek ve önlemlerini Cyberarch’ın danışman kadrosunun desteği ile alabilecek. BugBounter Kurucu Ortağı ve CEO’su Arif Gürdenli, konuyla ilgili şunları söylüyor: “BugBounter olarak öncelikle Avrupa, Orta Doğu ve Asya’da, daha sonra global ölçekte hizmet sunan bir siber güvenlik platformu olmak için çalışıyoruz. Yönetilen siber güvenlik hizmetleri alanında uzman ve lider bir şirket olan Cyberarch ile oluşturduğumuz iş birliğimiz, Avrupa’daki ilk çözüm ortaklığı olma özelliğini taşıyor. Bu ortaklık sayesinde platformumuzda kayıtlı 2000 siber güvenlik uzmanı, küresel olarak çok daha büyük şirketlerin başlatacağı bug bounty (ödül avcılığı) programlarına katılma fırsatı yakalayacak. Bu işbirliği, platformdaki Türk uzmanların bulguları karşılığında ülkemize döviz girdisi de sağlayacak.”Türk süt sektörü dünyaya sağlık ihraç ediyor
Hayata geldiği ilk günden itibaren anne sütüyle hayata tutunan insanlık, sonrasında protein, kalsiyum, vitamin ve mineraller ihtiyacını da binlerce yıldır süt ve süt ürünlerinden karşılıyor.
Türk süt ürünleri sektörü, insanlığın süt ve süt ürünleri ihtiyacını dövize dönüştürüyor. 2021 yılında yüzde 47’lik artışla 438 milyon dolar dövizi Türkiye’ye kazandıran Türk süt ürünleri sektörü, 2022 yılının 5 aylık diliminde ihracatını yüzde 95’lik artışla 300 milyon dolara çıkardı. Sektör, 2023 yılında 1 milyar dolar ihracat hedefliyor.
Türkiye’nin süt ürünleri ihracatında vites artırdığını dile getiren Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Bedri Girit, son 1 yıllık dönemde sektörün 580 milyon dolarlık ihracata imza attığını vurguladı.
“Her gün üç öğün insanlığın protein, kalsiyum, vitamin ve mineraller ihtiyacını süt ve süt ürünlerinden karşılıyoruz” şeklinde konuşan Girit, “Süt içen sağlıklı olur, hastalıklardan korunur. Anne sütü kadar sağlıklı süt ve süt ürünleri üretiyor tüm dünyaya ihraç ediyoruz. Süt ürünleri sektörümüz ihracatta vites artırdı. Süt ürünleri sektörümüzün son 1 yıllık dönemdeki ihracatı ise 581 milyon dolara ulaştı. Su ürünleri ve kanatlı sektörlerimiz Türkiye’ye 1’er milyar doların üzerinde döviz kazandırıyor. 2023 yılında süt ürünleri sektörümüzün de ülkemize 1 milyar doların üzerinde döviz kazandıran sektörler arasında yer almasını hedefliyoruz” diye konuştu.
Süt tozu krema ve peynir ihracatta lider ürünler
Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Melih İşliel, Türkiye’nin 2021 yılında gerçekleştirdiği 438 milyon dolarlık süt ürünleri ihracatında en çok ihraç edilen ürünün 193 milyon dolarla süt tozu ve krema olduğunu dile getirdi. İşliel, süt ürünleri sektörünün 143 milyon dolarlık peynir ve lor ihracatı yaptığını, peynir altı suyundan 81 milyon dolar, yağ ihracatından da 16 milyon dolar döviz kazandırdıklarını aktardı.
Mısır, Irak ve Cezayir en çok ihracat yapılan ülkeler
Türkiye’nin süt ürünleri ihracatında öne çıkan ülkeler hakkında da bilgi veren İşliel, 2021 yılında süt ürünleri ihracatında Mısır’ın 69 milyon dolarlık tutarla zirvede yer aldığını, Mısır’ı, 60,5 milyon dolarla Irak ve 57,4 milyon dolarlık ihracatla Cezayir’in takip ettiği bilgisini paylaştı.
Türk süt ürünleri sektörünün 2020 yılının ikinci yarısında ihracat vizesi aldığı Çin, 2021 yılında 52,8 milyon dolarlık Türk süt ürünleri ithal ederek listeye 4. Sıradan giriş yaptı. Bu ülkeleri 24 milyon dolarlık ihracatla Birleşik Arap Emirlikleri, 23 milyon dolarla Bangladeş, 14,4 milyon dolarla Kuveyt, 9 milyon dolarla Ürdün, 8,4 milyon dolarla KKTC ve 8,2 milyon dolarla Azerbaycan izledi.
Globelink Ünimar, Bahçeşehir Koleji Basketbol Takımı’nın sponsoru oldu!
Türkiye’nin önde gelen lojistik şirketlerinden Globelink Ünimar, Türkiye Basketbol Ligi’nde mücadele eden ve 2021-2022 sezonunda FIBA Europe Cup Şampiyonu olan Bahçeşehir Koleji Basketbol Takımı’nın sponsoru oldu.
Ülkemizin köklü lojistik şirketlerinden Globelink Ünimar, spor dünyasına olan desteğini sürdürmeye devam ediyor. Daha önce motor sporları başta olmak üzere genç sporcuların yanında yer alan Globelink Ünimar, 2021-2022 sezonunda FIBA Europe Cup’ı kazanan Bahçeşehir Koleji Basketbol Takımı’nın sponsoru oldu.
Müşterilerine yurt içi ve yurt dışı entegre lojistik çözümler sunan Globelink Ünimar, yeni sezonda da başarılarıyla adından söz ettirmeyi hedefleyen Bahçeşehir Koleji Basketbol Takımı’nın 2022-2023 sezonunda sponsorları arasında yer alacak.
Spor dünyasını desteklemeye devam edeceğiz
Bahçeşehir Koleji Basketbol Takımı sponsorluk anlaşmasıyla ilgili konuşan Globelink Ünimar İcra Kurulu Komite Üyesi Koray Çıtak, “Globelink Ünimar olarak spora olan desteğimizi her daim sürdürmeye özen gösteriyoruz. Spora ve sporcuya verdiğimiz değerle ilişkili olarak da kurulduğu günden bu yana basketbol alanında gösterdikleri mücadelelerin sonucunda önemli başarılara ve galibiyetlere imza atan şampiyon takımımız Bahçeşehir Koleji Basketbol Takımı’nın sponsorları arasında yer almaktan büyük mutluluk duyuyoruz. 2021-2022 sezonunda FIBA Europe Cup’ı kazanan ve hepimizi gururlandıran takımımızla birlikte umuyorum ki yeni sezonda da nice başarılara ulaşacağız. Globelink Ünimar olarak, daha önce de olduğu gibi, spora ve sporculara verdiğimiz desteğe devam edeceğiz.” dedi.
Bahçeşehir Koleji Basketbol Takımı Genel Menajeri Alpaslan Aydın, “Bahçeşehir Koleji Spor Kulübü olarak Avrupa’da kupa kazanarak hedeflerimizden ilkini gerçekleştirdik. Şimdi önümüzde, daha da iyi olacağımız ve adımızı Avrupa’da daha yüksek sesle duyuracağımız yıllar var. 2022-2023 sezonundan itibaren çıkacağımız bu yolda, Türkiye’nin önde gelen lojistik şirketlerinden biri olan Globelink Ünimar’ın desteğini yanımızda hissedecek olmaktan ötürü büyük mutluluk ve onur duyuyoruz. Umuyorum ki hep birlikte sağlıklı ve başarılı bir sezon geçirecek ve Türk basketbolunu uluslararası arenada gururla temsil etmeye devam edeceğiz.’’ diye belirtti.Kamyoncular, dönüş yükü olmadan yüke talip olmada tereddüt yaşıyor
2020 yılının Nisan ayında 20 dolar seviyesinde olan petrol fiyatlarının 1,5 yılda 5 kattan fazla artarak yeniden 100 doların üzerine çıkması ve eş zamanlı olarak Türk lirasındaki hızlı değer kaybı, akaryakıtın en önemli girdisi olması nedeniyle, lojistiği olumsuz etkiliyor. Ülkemizde son bir yılda navlun (taşıma) fiyatının yaklaşık 3 kat artarak, 3 bin TL’den 9 bin TL’ye yükselmesi de, konuyu gözler önüne seriyor. Eskiden kamyoncular, dönüş yükü garantisi olmasa da yüke rahatlıkla talip olurken, artık dönüş yükü organizasyonu olmadan, gidiş yüküne talip olmada tereddüt yaşıyorlar. Bu durum, kontrat lojistiğine büyük darbe vuruyor.
Lojistik firmaları ile yük sahiplerinin karşı karşıya gelmekte olduğunu kaydeden Tırport Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Akın Arslan, şunları söyledi:
“Avrupa’nın en yüksek karayolu yük taşıma trafiğine sahip olan Türkiye’de, her gün 450 binin üzerinde kamyon FTL yük alıyor. Lojistik firmalarının özmal olarak tanımlanan kamyon sahipliği oranı %10’un altındadır. Kontrat lojistiği yapan önde gelen lojistik firmaları, yüklerinin büyük kısmını, onlarca nakliye sitesinde spottan buldukları günlük kamyonlara veriyorlar. Son bir yılda navlun fiyatlarının 3 kat artması nedeniyle, kamyoncular, artık dönüş yükü garanti olmadan gidiş yüküne talip olmada tereddüt yaşıyorlar. Bu durumda, lojistik firmaları sözleşme yükümlülükleri çerçevesindeki yeterli kamyonu, ne yazık ki kimi zaman yük verenlere sağlayamıyor. Lojistik firmaları ve yük sahipleri karşı karşıya gelmeye başladılar.” dedi.
Kamyonların aylık ortalama sefer sayısı geriledi
Türkiye’de navlun (taşıma) ücreti, birçok batı ülkesinden farklı olarak, çoğunlukla tek yönlü (gidiş) olarak tanımlanır. Sadece dönüş yükü zayıf olan hatlarda, dönüş yükü olmadığı için ilave akaryakıt bedeli talep edilebilirdi.
Tırport 2022 yılı ilk çeyrek verilerine göre kamyonların aylık ortalama sefer sayısının gerilediğini anlatan Tırport Başkanı Dr. Akın Arslan, şunları kaydetti:
“Tırport’un 2022 yılı ilk çeyrek verilerine göre, 2020’de hareket halindeki kamyonların %37’si boş (yüksüz) yol alırken, bu oran bu yılın ilk çeyreğinde %30’a gerilemiştir. Kamyoncular, maliyetlerden dolayı boş gitmek yerine, beklemeyi tercih etmeye başlamışlardır. Yine, 2020 verilerine göre, bir kamyon ayda ortalama 6,8 yüklü sefer gerçekleştirirken, 2022’nin ilk çeyreğinde kamyon başına sefer sayısı 6,5’a gerilemiştir.” diye konuştu.
Dönüş yükünü garanti etmek isteyen kamyoncular, Tırport’lu oluyor
Tırport’un, Crunchbase’e göre dünyada önde gelen 10 lojistik teknolojisinden birisi olduğunun altını çizen Dr. Akın Arslan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Dönüş yükünü garanti etmek isteyen ve yük tesliminde parasını tereddüt etmeden alabilmeyi hedefleyen bireysel kamyoncular, Tırport ailesine katılmaya devam ediyorlar. Her ay 4 binin üzerinde yeni kamyoncu, Tırport’lu oluyor. Böylece, istediği yer ve zamanda yüke ulaşıyor, yük tesliminden sadece 24 saatte parasını alabiliyor. Ayrıca, teslimat raporlarını gönderme, beklemeleri onaylatma vb. sorunlarla ilgilenmiyor. Tırport teknolojileri ile her şeyi cepten TIRPORT yükCEPte APP’ten yapabiliyor, e-fatura mükellefi olursa faturasını tek tuşla kesip 24 saatte parasını Tırport Kart ile alabiliyor. Tüm evraklarına her an dijital olarak ulaşabiliyor. Kamyoncu kendisinin güvenilirliği konusunda, kurumları ve şirketleri ikna etmek ile uğraşmıyor, çünkü tüm performansı Tırport’ta kayıt altındadır. Benzer şekilde, kontratlı müşterilerine yeterli kamyonu bulmakta zorluk çeken lojistik firmaları da, Tırport’u ve Tırport teknolojilerini daha yoğun bir şekilde tercih etmeye başlamışlardır.” şeklinde konuştu.
Babanıza çevre dostu, zamansız ve inovatif bir stil hediye edin!
Bu yaz Timberland erkek tekstil ve ayakkabı koleksiyonlarıyla Babalar Gününe özel seçenekler sunuyor. Tekne ayakkabıları koleksiyonu ikonik modellerin yanı sıra, ilhamını ve materyallerini doğadan alan farklı ve yenilikçi stillerle bu sezon ideal bir hediye seçeneği olarak karşımıza çıkıyor. Timberland’in SS22 erkek koleksiyonları, Babalar Gününde babanızı özel hissettirecek seçenekler sunuyor. Timberland bu sezon, çevre dostu malzemelerle tasarlanan, işlevselliği ön plana çıkan, ikonik olduğu kadar inovatif ve sezon stilini yansıtan geniş yelpazede hediye seçeneklerini bir araya getiriyor. Zamansız tekne ayakkabıları yine yaz sezonun en konforlusu Sahil kasabalarının rahat yaşam tarzından esinlenen, yumuşak deri, el işçiliği ve esnek taban özellikleriyle ayrışan ikonik Timberland tekne ayakkabıları, her yıl olduğu gibi bu sezonun da en konforlusu. 1978 yılından bu yana el işçiliğiyle dikilen bu ikonik koleksiyon, babaların yaz kombinlerine stil ve konfor katmak için farklı model ve renk alternatifleriyle de karşımıza çıkıyor. Bordo, kahverengi, beyaz, lacivert ve turuncu deri gibi farklı renk alternatiflerine sahip zamansız bu klasik model, dayanıklı kauçuk ve iz yapmayan yivli dış tabana sahip. Ayaklarda ekstra konfor ve yumuşaklık sağlamak için, ön tabanın altında ekstra EVA taban bulunan bu model; su, enerji ve atık yönetim uygulamaları ile gümüş derece ile sınıflandırılan sürdürülebilir Leather Working Group tabakhanelerinde elde edilen birinci sınıf sırçalı deriden üretildi. (2.099 TL) Doğadan gelen hafiflik ve rahatlığın temsilcisi GreenStride™ taban teknolojisi, yenilikçi tekne ayakkabılarıyla buluşuyor Timberland tekne ayakkabıları koleksiyonunu, bu sezon eko-inovasyon ve günümüzün progresif stiliyle de buluşturuyor ve ortaya çıkan modeller, babaların yaz kombinlerine konforlu şıklık ekliyor. Bu yenilikçi koleksiyonda, yüzde 75 yenilenebilir şeker kamışından ve doğal kauçuktan elde edilen GreenStride™ bot tabanları tekne ayakkabılarına eşlik ediyor. Hafiflik ve rahatlık özellikleriyle ayrışan inovatif tekne ayakkabıları, en az yüzde 50 geri dönüştürülmüş plastik içeren ReBOTL™ kumaş astar ve ekstra rahatlık için yastıklama sunan EVA karışımlı köpük orta taban özelliklerine sahip. İlhamını Timberland’in el yapımı ikonik tekne ayakkabılarından alan GreenStride™ TBL® Originals Ultra EK+ Erkek Tekne Ayakkabıları (2.719 TL) kahve nubuk ve koyu kahverengi deri alternatiflerine sahip. Babanınız şehir hayatı rutinine fark katın: İkonik tekne ayakkabılarını dayanıklı ve tırtıklı bot tabanlarıyla birleştiren el yapımı işçilik Timberland’in dayanıklı ve tırtıklı bot tabanlarını ikonik tekne ayakkabılarıyla birleştiren kalın tabanlı bu model, yastık dolgulu EVA orta tabanı sayesinde şehir hayatında gün boyu konforu mümkün kılıyor. Su, enerji ve atık yönetim uygulamaları ile gümüş derece ile sınıflandırılan sürdürülebilir tabakhanelerde elde edilen Better Leather deri ile üretilen bu model de tüm Timberland ürünleri gibi çevre dostu. Bu model bordo, kahverengi ve koyu yeşil renk alternatiflerine sahip (2.599 TL) Renkli ve çevre dostu tekstil koleksiyonu Her sezon olduğu gibi Timberland’in erkek yaz koleksiyonunda Better Cotton malzeme ile üretilen uzun ve kısa kollu, keten ve pamuklu gömlekler (2.239 TL – 869 TL), pamuklu kargo cepli ve klasik dört cepli chino pantolonlar (1.599 TL – 1.299 TL), renkli pololar (899 TL), organik pamuklu retro baskılı, logolu, rahat ve klasik kesim t-shirtler (449 TL- 799 TL) hızlı kuruma özelliğine sahip mayolar (899 TL) yer alıyor.