Ekonomi-teknoloji, kültür-sanat, magazin-yaşam haberleri

353 BİNDEN FAZLA EMEKLİ İNDİRİMLİ SEYAHAT ETTİ

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 353 binden fazla emeklinin demiryolu, şehirlerarası otobüsler ve havayolu seyahatlerinde indirimli bilet imkanından yararlandığını açıkladı. Bakan Uraloğlu, yüksek hızlı, bölgesel ve anahat tren biletlerinde yüzde 10 emekli indiriminden faydalanan vatandaşların sayısının 98 bin 200’e ulaştığını belirterek, şehirlerarası otobüs kullanarak seyahat eden 250 bini aşkın emeklinin ise yüzde 20 indirimden yararlandığını söyledi. Bakan Uraloğlu, havayolunda ise yurt içi ve yurt dışı indirimli uçuşlardan 5 bin 145 emeklinin faydalandığını toplamda 353 binden fazla emeklinin tren, otobüs ve uçak gibi ulaşım hizmetlerinden indirimli bilet kullandığını açıkladı.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2024 yılını Emekliler Yılı olarak ilan ettiğini hatırlatarak, emeklilerin refah düzeyini artırmaya yönelik yapılan çalışmaların hız kesmeden devam ettiğini açıkladı. Bakan Uraloğlu, yaklaşık 16 milyona ulaşan emekli nüfusunun fiziksel ve ruhsal sağlıkları ile sosyal ve kültürel yönden yaşamlarına destek olmak amacıyla ulaştırma modlarında indirim uygulamalarını hayata geçirdiklerini belirterek, bu uygulamaların büyük ilgi gördüğünü ve 353 binden fazla emeklinin demiryolu, şehirlerarası otobüsler ve havayolu seyahatlerinde indirimli bilet imkanından yararlandığını açıkladı.

98 Bin 200 Emekli Trenlerde Uygulanan İndirim İmkanından Yararlandı

Ekonomik ve konforlu ulaşımın en temel ihtiyaçlardan olduğunu vurgulayan Bakan Uraloğlu, emekliler için 1 Nisan’da yüksek hızlı, anahat ve bölgesel trenlerde yüzde 10 indirim kampanyası başlattıklarını belirtti. Uraloğlu, trenlerde 60 – 64 yaş yolculara yüzde 15, 65 yaş ve üstü yolculara yüzde 50 indirim uygulandığını da anımsatarak, “Yaşa bakılmaksızın emekli vatandaşlarımıza yüzde 10 emekli indirimi kampanyası uygulayarak seyahatlerini kolaylaştırmayı amaçladık. İndirimden bugüne kadar 98 bin 200 kişi yararlandı.” ifadelerini kullandı. Yaz mevsimi nedeniyle seyahat hareketliliğinin arttığına da dikkati çeken Uraloğlu, yaşa bakılmaksızın emeklilere sağlanan yüzde 10 indirim uygulamasından bugüne kadar yüksek hızlı trenlerde 58 bin 674, bölgesel trenlerde 22 bin 921, anahat trenlerinde ise 16 bin 605 kişinin yararlandığının bilgisini verdi.

250 Binden Fazla Emekli Şehirlerarası Otobüsle İndirimli Seyahat Etti

Bakan Uraloğlu, otobüs ile şehirlerarası seyahat eden emekliler için de bilet fiyatlarında yüzde 20 indirim imkanı tanıdıklarını kaydederek, “Düzenlememizin hayata geçtiği 31 Mayıs tarihinden beri toplam biletli yolcu sayısı 13 milyonu aştı. Bu dönemde 250 binden fazla emeklimiz ise bu indirimlerden yararlandı. Otobüsler, 314 milyon 548 bin 449 kilometre ile dünyanın çevresini 7 bin 848 kez turlayacak kadar yol kat etti.” şeklinde konuştu.

5 bin 145 Emekli THY İle Seyahat Etti

Türkiye Yüzyılı’nın mimarı emekliler için havayolu ulaşımında da kolaylıklar sağlamaya devam ettiklerini vurgulayan Uraloğlu, “Türk Havayolları ile seyahat eden emekli ve 60 yaş üstü yolcularımız için yurt içi ve yurt dışı uçuşlarda yüzde 15 indirim uygulamamız devam ediyor. Ocak 2024’ten bu yana bu haktan yararlanan emeklilerimizin sayısı 5 bin 145’e ulaştı.” dedi.

8 Bin 173 Emekli 10 bin 642 Adet Kargo Gönderimi Gerçekleştirdi

Emeklilere öncelik ve ayrıcalık tanıyan bir diğer çalışmayı PTT eliyle hayata geçirdiklerini de hatırlatan Bakan Uraloğlu, “10 Haziran tarihinde emeklilerimizin kargo gönderiminden faydalanmaları için yüzde 20’lik bir indirim kampanyası başlatmıştık. Bugün itibariyle 8 bin 173 vatandaşımız 10 bin 642 adet kargo gönderiminde bulunarak kampanyadan faydalandı. Sosyal destek hizmetleri ile refah düzeyini artırıcı düzenlemelerimizle emeklilerimize katkı sağlamaya devam ediyoruz.” ifadelerini kullandı. Uraloğlu, kampanyadan en çok İstanbul, Ankara, İzmir, Aydın ve Balıkesir’de yaşayan emekli vatandaşların faydalandığının detayını da verdi.

SADAKAT PROGRAMLARI 2028’E KADAR YÜZDE 10 BÜYÜMEYLE 80 MİLYAR DOLARLIK BİR PAZAR OLACAK

Günümüz rekabetçi iş dünyasında, markalar ve perakendeciler için müşteri sadakatini korumak her zamankinden daha kritik bir hale geldi. Müşteri sadakat programları, tüketicilerin markalara olan bağlılığını artırmada ve alışveriş alışkanlıklarını yönlendirmede önemli bir araç olarak ön plana çıkıyor. Özellikle ekonomik belirsizlik dönemlerinde, sadakat programları markaların müşteri ilişkilerini güçlendirmesi için vazgeçilmez hale geliyor.

“Sadakat Programlarının Pazar Değeri 2024 Sonunda 60 Milyar Dolara Ulaşacak”

Dünya genelinde sadakat pazarının yıllık yüzde 15 oranında büyümesi ve 2024 sonuna kadar 60 milyar dolara ulaşması bekleniyor. 2024’ten 2028’e kadar yüzde 10’luk bir genişlemeyle devam ederek 80 milyar dolara ulaşacağı öngörülüyor. Bu hızlı büyüme, sadakat programlarının iş dünyasında artan önemini gözler önüne seriyor.

“Müşteri Sadakatinde Duygusal Bağların Rolü”

Interlink Genel Müdürü Can Taşçıoğlu, müşteri sadakati konusunda önemli açıklamalarda bulundu. Taşçıoğlu’na göre, duygusal bağlar, müşterilerin markaya olan bağlılığını artırmada kritik bir rol oynuyor. Müşterilerin markayla olan ilişkilerini güçlendiren duygusal bağlar, sadakat programlarının uzun vadeli başarısını belirliyor.

“Ekonomik Belirsizliklere Rağmen Sadakati Korumanın Önemi”

Taşçıoğlu, “Enflasyon ve pandemiden kaynaklanan ekonomik belirsizlikler, tüketicilerin harcamalarını yeniden gözden geçirmelerine ve sadakatlerini sorgulamalarına neden oldu. Bu durum, markalar ve perakendeciler için büyük bir meydan okuma oluşturdu,” dedi. Taşçıoğlu, bu zorlu ekonomik koşullarda tüketici sadakatini korumanın önemine dikkat çekti.

Alışveriş Alışkanlıklarını Anlamada Resmi Programların Rolü

Daha fazla marka ve perakendeci, alışveriş yapanların geri gelmesini sağlarken değerli müşteri verileri sağlayan resmi sadakat programları başlatıyor. Taşçıoğlu, “Resmi sadakat programları, markaların müşterileriyle olan bağlarını güçlendirmek ve onların alışveriş alışkanlıklarını daha iyi anlamak için kritik bir araç haline geldi,” dedi.

Tüketicilerin Yüzde 70’i Sadakat Programı Olan Markaları Tercih Ediyor

Taşçıoğlu, tüketicilerin yarısından fazlasının, yani yüzde 70’inin sadakat programı olan markalara öncelik verdiğini belirtti. “Bu istatistik, sadakat programlarının müşteri tercihlerini ne kadar etkilediğini açıkça gösteriyor. Markaların, sadakat programlarına yatırım yaparak müşteri sadakatini artırma fırsatını değerlendirmesi gerekiyor,” dedi.

CoolAer hassas kontrollü klimalarda ihracat artıyor

Bilgi teknolojileri pandemi ile birlikte hayatın birçok alanında daha fazla önem arz etmeye başladı. Bilginin işlendiği ve saklandığı ortamın da bununla birlikte gereksinimleri arttı. Hem güvenlik açısından, hem de ortamın koşullandırılması açısından daha detaylı çalışmalar ve yönetmelikler oluşturuldu. Bu kapsamda, en önemli konulardan birisi, bilginin saklandığı alanın sıcaklık ve nem koşullarıdır. Bu süreçte yeni trend “hassas kontrollü klimalar” oldu. Bağımsız istatistik kuruluşlarının verilerine göre, Amerika, Avrupa ve Körfez ülkelerinden hassas kontrollü klimalara yoğun talep bulunuyor.  CoolAer hassas kontrollü klimalarına talepler, sektör ile orantılı bir şekilde artıyor. Sektörel bazda bakıldığında, otomotiv, kimya, ilaç, tekstil ve maden gibi sektörler başı çekiyor. Ayrıca, özel veri depolama firmaları da, bu ürünleri kullanmaktadır ve kendi tanıtım yazılarında bu cihazları kullandıklarını belirterek, müşteriye yönelik bir değer argümanı sunmaktadırlar. Önümüzdeki süreçte, CoolAer hassas kontrollü klimalar, yakaladığı bu yükseliş trendine devam ederek, global çapta daha geniş pazarlara ulaşacaktır. 

Kullanım alanı geniş, her sektörden talep geliyor

CoolAer hassas kontrollü klima ailesini, günümüz koşullarında kullanıcı ihtiyaçlarını göz önüne alarak geliştirdiklerini kaydeden CoolAer İklimlendirme Sistemleri AŞ Satış ve Pazarlama Müdürü Alper Zülkaroğlu, şunları söyledi:

“Hassas kontrollü klimalar, sıcaklık ve nem kontrolünün gerekli olduğu uygulamalarda kullanılan endüstriyel tip yüksek verimli ve hassas iklimlendirme yapan cihazıdır. Yılda 365 gün ve 24 saat çalışma esasına göre tasarlanan hassas kontrollü klima cihazları, gerekli sıcaklık, nem ve ortamdaki tozun filtrasyonunu sağlayarak, elektronik ekipmanın çalışma ömrünü ve verimliliğini üst düzeye çıkartıyor. CoolAer firması olarak, hassas klima ailesini geliştirirken, günümüz koşullarındaki kullanıcı ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak ürünü geliştirdik. Ürünlerimiz, günümüzün tüm ihtiyaçlarına cevap verebilen modern, verimli, estetik ve dayanıklıdır. Kullanım ve satış sonrasında, kullanıcıların ve teknik ekiplerin işini kolaylaştıran birçok özelliği bulunuyor ve örneğin tüm komponentlere cihazın ön yüzünden ulaşılarak rahatlıkla müdahale edilebiliyor. Bu nedenle, ürünün yaptığı işi ve kullanım alanlarını göz önüne aldığımızda, pazar potansiyeli oldukça fazladır. Yurtiçinde ağırlıklı olarak, veri merkezleri, tekstil fabrikaları, kimya ve ilaç fabrikaları ve otomotiv sektörü bu sistemleri yoğun olarak kullanıyor. Özetle, bu cihazların kullanım alanı geniş ve neredeyse her sektörden talep gelmektedir.” diye konuştu.

Enerji verimliliği ve inovatif yaklaşımlar ön plana çıkıyor

Hassas kontrollü klimaları ön plana çıkaran bir başka özellik de Enerji Verimliliği konusudur. Geçmişte bir marketing argümanı olarak kullanılan enerji verimliliği, global bazdaki yeşil dönüşüm ile birlikte daha çok odaklanılmaya ve önem arz etmeye başladı. Eski yöntemlere nazaran Hassas Kontrollü Klimalarda, enerji verimliliği çok daha yüksektir. Cihazda kullanılan yüksek teknoloji komponentler ve otomasyonel gücü sayesinde, karbon ayak izini ciddi oranda düşürebilmektedir. Ayrıca, cihazın bu bağlamda kullanılabilen opsiyonel özellikleri de bulunmaktadır. Ortam koşullarına göre cihaza eklenebilen free cooling özelliği, mevcut verimliliği sezonsal olarak daha da yükseltebilmektedir. Bu konunun global bazda önemli olduğu pazar olan Avrupa pazarında CoolAer hassas kontrollü klimaları söz sahibi olmaya devam edecektir.

Fortinet yıllık yetenek açığı raporu, siber güvenlik ihlalleri ve yetenek açığı arasında giderek artan bir bağlantı olduğunu ortaya koyuyor
Kurumların yaklaşık yüzde 90’ı geçtiğimiz yıl kısmen siber yetenek eksikliğine bağlanabilecek bir ihlal yaşadı; yüzde 70’i ise artan siber riskleri yetenek açığına bağlıyor.
Ağ iletişimi ve güvenliğin yakınsamasını sağlayan küresel siber güvenlik lideri Fortinet, dünyanın dört bir yanındaki kuruluşları etkileyen siber güvenlik yetenek eksikliği ile ilgili devam eden zorlukları vurgulayan 2024 Küresel Siber Güvenlik Yetenekleri Açığı Raporu’nu yayınladı.
Fortinet Pazarlama Kurulu Başkanı John Maddison konuyu şöyle değerlendiriyor: “En son Küresel Siber Güvenlik Yetenek Açığı Raporumuzun sonuçları, yetenek açığını kapatmak için işbirliğine dayalı, çok yönlü bir yaklaşıma duyulan kritik ihtiyacı gözler önüne seriyor. Riskleri etkili bir şekilde azaltmak ve günümüzün karmaşık tehditleriyle mücadele etmek isteyen kurumların; doğru güvenlik teknolojisinden yararlanmayı, mevcut güvenlik uzmanlarına eğitim ve sertifikalar yoluyla beceri kazandırmayı ve siber farkındalığa sahip bir işgücünü teşvik etmeyi içeren stratejik bir kombinasyonunu kullanması gerekiyor. Fortinet’in bu üç yönlü yaklaşımla yetenek açığını kapatma taahüdünün bir parçası olarak, 2026 yılına kadar 1 milyon kişiyi siber alanda eğitme sözü verdik. Bu beş yıllık taahhüdün yarısına yaklaşırken, bugüne kadar yarım milyon kişiyi eğitmiş olma noktasına çok yakınız.”
Rapordan elde edilen önemli bulgular şöyle sıralanıyor:

Kurumlar giderek artan bir şekilde ihlalleri siber yetenek açığına bağlıyor.

İhlaller işletmeler için önemli sonuçlar doğurmaya devam ediyor ve bu ihlaller gerçekleştiğinde yönetici liderler genellikle cezalandırılıyor.

Sertifikalar, işverenler tarafından mevcut siber güvenlik becerilerinin ve bilgisinin bir doğrulayıcısı olarak yüksek oranda kabul görmeye devam ediyor.

Yetenek eksikliğinin giderilmesine yardımcı olmak için çeşitli yetenek havuzlarından işe alım için çok sayıda fırsat bulunuyor.

Vaillant Türkiye yönetimi,iş ortaklarıyla buluşmaya devam ediyor

Vaillant Türkiye, iş ortaklarıyla kurulan sağlam bağları daha da güçlendirmek ve önümüzdeki dönem faaliyetleriyle ilgili görüş alışverişinde bulunmak amacıyla düzenlediği buluşmalarına ara vermeden devam ediyor. 2024 yılının ilk altı ayında İstanbul, Ankara, Sakarya, Samsun, Trabzon, Giresun, Adana, Balıkesir ve İzmir’deki yetkili satıcılarını ziyaret eden Vaillant Türkiye yönetimi, iş ortaklarıyla yarı yılın değerlendirmesini yaparken önümüzdeki dönem yol haritasını ve sektördeki gelişmeleri paylaştı.

Vaillant Türkiye, iş ortakları ile karşılıklı görüş alışverişinde bulunmak, önümüzdeki dönem yol haritası ve sektördeki gelişmeleri değerlendirmek amacıyla düzenlediği ziyaretleri 2024 yılında da sürdürmeye devam ediyor. Bu kapsamda; yılın ilk altı ayında İstanbul, Ankara, Sakarya, Samsun, Trabzon, Giresun, Adana, Balıkesir ve İzmir’de düzenlenen toplantılar; Vaillant Group Türkiye CEO’su Alper Avdel,Vaillant Group Türkiye Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Erol Kayaoğlu, Vaillant Türkiye Satış Direktörü Fatih Aylı ve Bölge Müdür’lerinin katılımıyla gerçekleştirildi.

2024 yılının ilk yarısındaki satış ve pazarlama faaliyetleri ile yılın kalan bölümündeki hedeflerin değerlendirildiği toplantılarda Vaillant Türkiye üst düzey yöneticileri, yeni ürünler, kampanyalar, pazar ve tüketici trendleriyle birlikte, endüstrideki en yeni teknolojiler ile ilgili bilgileri iş ortaklarıyla paylaştı. Vaillant’ın gelecek hedefleri konusunda çok yönlü ve analizlere dayanan bilgi ve görüş alışverişi için bir iletişim platformu görevi de gören bu ziyaretlerde, Vaillant Türkiye’nin hayata geçirdiği yenilikçi iş ortaklığı üzerinde kurgulanan deneyim geliştirme faaliyetleri ve müşteri memnuniyetini en üst seviyede tutmak amacıyla verilen eğitimler de detaylı bir şekilde ele alındı.

Vaillant Group Türkiye CEO’su Alper Avdel,düzenlenen ziyaretler ile ilgili olarak şu değerlendirmelerde bulundu: “Vaillant Türkiye olarak değişen ve farklılaşan müşteri davranışlarıyla birlikte, pazar şartlarını çok yönlü olarak değerlendirme olanağı bulduğumuz bu buluşmalara büyük önem veriyoruz. Mükemmel müşteri memnuniyeti ile ilerleyen bir marka olarak iş ortaklarımızın da yüksek memnuniyetini sağlamak bizim ana önceliğimiz. Onlarla iletişimi sürekli kılmak, yenilikçi ürünler ve pazardaki fırsatları birlikte değerlendirmek açısından bir araya geldiğimiz bu ziyaretler büyük yarar sağlıyor. İş ortaklarımızla birlikte önümüzdeki dönemde de büyük başarılara ulaşacağımıza tüm kalbimle inanıyorum.”

“İş ortaklarımız öncü bir rol üstleniyor”

Vaillant Group Türkiye Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Erol Kayaoğlu da iş ortaklarıyla birlikte ilerlemenin markaya güç kattığına dikkat çekerek: “İş ortaklarımız sahada öncü bir rol üstleniyor. Onlarla aynı dili konuşabilmek, onların ihtiyaç ve taleplerini duyabilmek ilk önceliğimiz. Ancak bu şekilde aynı hedefler doğrultusunda ilerleyebileceğimize inanıyoruz. Bu kapsamda yıl sonuna kadar 20 ilde 100’ü aşkın iş ortağımızı daha ziyaret etmeyi hedefliyoruz. İklimlendirme sektörü sürekli bir gelişim ve değişim içinde. Bu noktada da tüketici istek ve beklentileri ön plana çıkıyor. Enerji tasarrufu ve çevre etkileriyle şekillenen müşteri beklentilerine cevap verebilmek adına iş ortaklarımızla birlikte yeni stratejilerimiz konusunda karşılıklı görüşlerimizi dile getirerek gelişiyoruz. İş ortaklarımızın nitelikli hizmet anlayışı hedefine destek olmak amacıyla eğitim çalışmalarımızı da aralıksız sürdürüyor; motivasyonlarını daha da yükseltmek ve ihtiyaçları doğrultusunda yeni stratejiler belirlemek için çalışmalarımıza devam ediyoruz” dedi.

Vaillant Yeni Ürünü “climaVAIR” ile Konfor ve Tasarruf Sunuyor

Vaillant’ın klima ürün ailesine yeni eklenen klima modelleri climaVAIR pro ve climaVAIR multi tüketicilerin beklentilerini üst düzeyde karşılayacak özelliklere sahip. Klima ailesine yeni eklenen ürünler, yüksek verimliliği, çevreci ve bütçe dostu özellikleriyle öne çıkıyor.

İklimlendirme sektörünün öncü markalarından Vaillant, ürün gamını çeşitlendirmeye ve doğa dostu sürdürülebilir ürünlerle pazardaki güçlü kimliğinin altını çizmeye devam ediyor. Vaillant 150 yıllık deneyimiyle sektöründe yeni klima modelleri climaVAIR pro ve climaVAIR multi ile tüketicilerinin beklentilerini üst düzeyde karşılamayı sürdürüyor. Klima ailesine yeni eklenen ürünler, yüksek verimliliğe sahip, çevreci ve bütçe dostu özellikler taşıyor.

climaVAIR pro ile Yüksek Konfor ve Tasarruf Lansmana Özel 5 Yıl Garanti ile

Vaillant, bu kapsamda, Avrupa F-Gaz Regülasyonuna uygun, çevre dostu R32 soğutucu akışkan gazı kullanan climaVAIR pro split klima serisini lansmana özel 5 yıl garanti ile satışa sunuyor. Vaillant climaVAIR pro, 9.000-12.000-18.000-24.000 BTU kapasite seçeneklerine sahip iç ünite modelleri ile geniş bir kullanım alanında çözüm sunarken, yüksek enerji verimliliği ve düşük sarfiyat vadediyor. Ürün, Soğutma Verim Sınıfında (SEER) 8,4’e, Isıtma Verim Sınıfında (SCOP) 4,5’e varan değerleriyle de bir adım öne çıkıyor. Konforu ve verimliliği artırmak amacıyla oda genelinde dengeli sıcaklık ve eşit hava akımı dağıtımı için 3D hava akışına ve 7 kademeli fan hızına sahip olan climaVAIR pro split klima, entegre Wi-Fi modülü sayesinde de kolay, hızlı ve güvenilir bir şekilde uzaktan bağlantı imkanı sunuyor.

Vaillant tüketicilerine sunduğu, gelişmiş fonksiyonlar ile yüksek konfor ve tasarrufun önünü de açıyor. climaVAIR pro modelleri, I FEEL fonksiyonu ile ortam sıcaklığını algılayarak set edilen sıcaklığa göre otomatik olarak ayarlama yapıyor. TIMER fonksiyonu ile istenen zamanda istenen sıcaklık değeri elde ediliyor, SLEEP fonksiyonu ile uykuda bile düşük enerji tüketiminde yüksek konfor sağlıyor. TASARRUF fonksiyonu ile enerji tasarrufunu artıran ürün, TURBO fonksiyonu ile de istenen oda sıcaklığını hızlı şekilde yakalama imkanını sunuyor.

climaVAIR multi ile Çok Amaçlı Kullanım

Vaillant’ın multi split klima alanındaki yeni ürünü climaVAIR multi, yaz aylarına girilen bu günlerde yüksek verimlilikte serinliği konfor ile buluşturacak. Duvar tipi iç ünitenin yanı sıra 4 yön kaset tipi, gizli tavan kanal tipi ve konsol tipi iç üniteler ile ürün gamını genişleten Vaillant, farklı kullanım ihtiyaçları için uygun çözümler sunuyor. Çoklu split teknolojisi sayesinde tek bir dış ünite ile 5 iç üniteye kadar kullanım imkânı sunan climaVAIR multi, kompakt bir kullanım sağlarken ihtiyaç duyulan dış ünite adetinin azalması ve yerden tasarruf edilmesinin yanı sıra maliyetlerin azalmasına da olanak veriyor.

EİB ve İTG Türk tarımının gelişimi için ortak lobi yapacak 

Türkiye’de yıllık 7,5 milyar dolarlık tarım ürünleri ihracatıyla Türkiye lideri olan Ege İhracatçı Birlikleri ile 2008 yılından beri ‘Tarım Önemlidir’ mottosuyla Türk tarımını daha iyi noktaya getirmek isteyen düşünce kuruluşu İzmir Tarım Grubu, toprakların bölünmesini önlemek, organik sektörünün gelişimi, iklim değişikliğiyle mücadele, gençlerin tarıma kazandırılması ve küçük tarım işletmelerinin yaşamını sürdürmesi başlıkları başta olmak üzere Türk tarımının gelişimi, sorunlarının çözümü için ortak lobi yapma kararı aldı. 

Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) ve İzmir Tarım Grubu (İTG), Türk ekonomisi için stratejik önem taşıyan tarım ve gıda ürünleri ihracatının geleceğini masaya yatırdı. Ege İhracatçı Birlikleri Sürdürülebilirlik ve Organik Ürünler Koordinatörü Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, Ege Hububat, Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Muhammet Öztürk ve Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Melih İşliel ile birlikte yaklaşık 40 İTG üyesinin katıldığı toplantıda tarım ve gıda ihracatında yaşanan sorunların yanı sıra özellikle sektörün geleceği tartışıldı. 

Işık: “Tarım sektöründe sorunların çözümü için kamuoyu desteği çok önemli”

Ege İhracatçı Birlikleri Sürdürülebilirlik ve Organik Ürünler Koordinatörü Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, kamuoyu desteği olmadan başarının gelemeyeceğini, İzmir Tarım Grubu’nun kamuoyunun desteğinin tarım sektörüne yönelmesi için yaptığı çalışmaların çok kıymetli olduğunu dile getirdi.  

Organik sektöründe kamuoyu desteğini arkalarına almak için enstitüler, üreticiler, ihracatçılar 32 yıl önce Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği’ni kurduklarını hatırlatan Işık, “Organik sektörüyle ilgili kanun ve yönetmeliklerin çıkmasına büyük katkı sağladık. İhracatta standartlar oluştu. Bütünü iyileştirerek başarıya ulaşıyoruz. Firma olarak sizin iyi olmanız yetmiyor, bütünü iyileştirmek gerekiyor. 40 yıldır üretici, ihracatçı, enstitüler, üniversiteler, bakanlıklar ortak çalışarak büyük başarıya ulaştık. Organik sektöründe 100 binden fazla üretici ve 2 milyar dolara geldik. Türkiye’nin ülke imajını güçlendirmek dünya piyasalarında rekabet edebilmek, bu çerçevede istenen kalitede ürün temin etmek için ihracatçı şapkamız yanında üretime de her zaman destek verdik vermeye devam edeceğiz” diye konuştu. 

Türk organik sektörünün 100’den fazla ülkeye ihracat yaptığının altını çizen Işık şöyle devam etti: “Avrupa Birliği, ABD, Avustralya, Yeni Zellanda, Japonya, Güney Kore gibi gelişmiş ülkelere ihracat yapıyoruz. Bu ülkelerin spectlerine uygun üretim yapmak gerekiyor. 850 tane pestisite bakılıyor. Ülke olarak istediğimiz zaman başarabiliyoruz.”

Pandemi ve sonrasında Rusya-Ukrayna savaşının gıdaya erişimi zorlaştırdığına temas eden Işık, Almanya önderliğinde Avrupa’nın 2030-50 döneminde organik ürün üretimini yüzde 25-30 seviyesine çıkarma kararı aldığını, Almanya Tarım Bakanı Cem Özdemir’in bu kararlılığı Biofach Fuarı açılışında dillendiğini aktardı. 

İclal Aydın’ın “Salkım Sokağı” D&R turnesine çıkıyor!

Oyuncu, gazeteci ve yazar İclal Aydın, heyecanla beklenen yeni romanı “Salkım Sokak No:3”ün tanıtımı için D&R ev sahipliğinde yaz turnesine çıkmaya hazırlanıyor. Kitapseverleri sevindirecek bu etkinlikte İclal Aydın, İstanbul’da D&R Capacity ve D&R Akasya, İzmir’de ise D&R Çeşme Marina mağazalarında okurlarıyla buluşacak.

Kültür, sanat ve eğlenceyi tek çatı altında birleştiren D&R, okurları en sevdikleri sanatçılarla ve eserleriyle buluşturmaya devam ediyor. Edebiyatımızın önde gelen yazarları arasına ismini yazdıran İclal Aydın, çocukluktan yetişkinliğe uzanan bir büyüme hikayesini merkezine alan Salkım Sokak No: 3 adlı kitabını D&R’da okurlarıyla buluşturacak. Aydın, yeni kitabını D&R ev sahipliğinde İstanbul ve İzmir’de okurları için imzalayacak.

Max Sleep Yatak ile Sıcak Yaz Gecelerinde Ferah Uykular

Max Sleep Yatak Uykuda Fark Yaratan Teknolojisi ile Dikkat Çekiyor

Uyku kalitenizi artırmak ve her gece dinlendirici bir uyku deneyimi yaşamak isteyenler için özel olarak tasarlanan Armis Yatak’ın Max Sleep yatak modeli, ergonomik tasarımı ve yenilikçi teknolojileri ile öne çıkıyor. Vücudun doğal yapısına mükemmel uyum sağlayan Armis’in Max Sleep yatak modeli, sırt, boyun ve bel desteği sunarak olası rahatsızlıkların engellenmesine yardımcı oluyor.

Mutlu güne uyanmanın ve gün boyu zinde kalmanın ilk formülü olan yatak seçimi Armis ile büyük bir problem olmaktan çıkıyor. Yenilikçi ve inovatif ürünleriyle uyku deneyimini bambaşka bir boyuta taşıyan Armis, vücudunuzun doğal konturlarına mükemmel uyum sağlayacak şekilde tasarlandı.

Ergonomik yapısı sayesinde sırt, boyun ve bel desteği sunarak uyku sırasında optimal konfor sağlayan Max Sleep yatak modeli, Yatak pedi destek sistemi ise uyku sırasında vücudunuzu doğru pozisyonda tutarak rahat bir uyku deneyimi yaşamanıza olanak tanıyor.

Smart yay teknolojisi ile donatılan Armis’in Max Sleep yatak modeli, vücudunuzun farklı basınç noktalarına akıllıca konumlandırılmış özel yay sistemi ile destek sağlıyor. Kan dolaşımınızı düzenleyerek uyku esnasında rahat etmenize yardımcı olan Armis Smart Yay Teknolojisi, aynı zamanda yatağınızın uzun ömürlü ve etkili performansını garanti altına alıyor.

Özel olarak tasarlanmış hava sirkülasyonu sağlayan örme kumaş teknolojisi ile de dikkat çeken Max Sleep, yatağın iç yapısında optimum hava akışını sağlayarak uyku sırasında vücudun serin kalmasını sağlayarak terlemesi azaltıyor.

TÜRKÇİMENTO 500’DEN FAZLA GENÇ MİMARIN HAYATINA DOKUNDU

TÜRKÇİMENTO’nun 2002 yılından bu yana düzenlediği BETONART Mimarlık Yaz Okulu bu yıl Süleyman Demirel Üniversitesi ev sahipliğinde 15 Temmuz’da başladı. 24 Temmuz’a kadar sürecek program kapsamında, üniversitelerin mimarlık bölümünde okuyan ve 4. sınıfa geçen 18 öğrenci, beton malzemeyi hem teorik hem uygulamalı tanıma fırsatı veren atölyelere ve saha uygulamasına katılacak.

Küratörlüğünü Begüm Yılmaz Bilgin ve Caner Bilgin’in, moderatörlüklerini Doç. Dr. Hatice Gökçen Özkaya, Dr. Öğr. Üyesi Duygu Köse, Yüksek Mimar Erhan Vural ve Yüksek Mimar Aygen Erol Çakır’ın yaptığı ve Türkiye’nin dört bir yanından mimarlık öğrencilerini bir araya getiren program “Timeless/Zamansız” temasıyla gerçekleşiyor.

Türkiye’nin dört bir yanından mimarlık öğrencilerini bir araya getiren ve TÜRKÇİMENTO’nun 2002 yılından bu yana düzenlediği BETONART Mimarlık Yaz Okulu Programı’nın 20.si bu yıl Isparta’da yapılıyor.

Yaz okulu etkinliği bu yıl Süleyman Demirel Üniversitesi Mimarlık Fakültesi ev sahipliğinde, 15-24 Temmuz 2024 tarihleri arasında Göltaş Çimento ana sponsorluğunda, Limak Çimento Akademi ve Çimentaş Altın Sponsorluğunda, Polisan Yapıkim gümüş sponsorluğunda ve Fibrobeton malzeme sponsorluğunda düzenleniyor.

Küratörlüğünü Begüm Yılmaz Bilgin ve Caner Bilgin’in, moderatörlüklerini Doç. Dr. Hatice Gökçen Özkaya, Dr. Öğr. Üyesi Duygu Köse, Yüksek Mimar Erhan Vural ve Yüksek Mimar Aygen Erol Çakır’ın yapacağı ve Türkiye’nin dört bir yanından mimarlık öğrencilerini bir araya getiren programın teması “Timeless/Zamansız” olarak belirlendi. Tema, betonun tarih boyunca geçirdiği evrimi ve teknolojinin bu önemli malzeme üzerindeki etkilerini derinlemesine incelemeyi hedefliyor.

TÜRKÇİMENTO, güçlü ve sektör için büyük önem taşıyan bu alanda bugüne kadar 500’den fazla genç mimara ulaştı.

Ülke ekonomisine katkı sağlamanın yanı sıra toplumsal kalkınmada etkin rol oynayan ve geleceğin mimarlarının sektörle tanışmasına öncülük eden TÜRKÇİMENTO, BETONART Mimarlık Yaz Okulu’nu 2002 yılından beri düzenliyor.

TÜRKÇİMENTO, sektör için büyük önem taşıyan bu alanda yaz okulu programıyla bugüne kadar 500’den fazla genç mimara ulaştı. Beton malzemeyi hem teorik hem uygulamalı olarak tanıtma imkanı sunan bu program, birçok üniversitede mimarlık ve iç mimarlık bölümleri için şantiye stajı olarak kabul ediliyor.

Program kapsamında, Türkiye’nin farklı şehirlerindeki üniversitelerden seçilen ve mimarlık bölümlerinde 4. sınıfa geçen öğrencilere beton malzemeyi hem teorik hem uygulamalı tanıma fırsatı verilecek. BETONART Mimarlık Yaz Okulu, etkinliğin son günü öğrencilerin yaptığı eserlerin sergilenmesi ve sertifika dağıtımıyla tamamlanacak.

YAZ OKULUNU 20 YAŞINA KADAR GETİRMİŞ OLMAK BÜYÜK ONUR

Betonart Mimarlık Yaz Okulu etkinliğinin açılışında konuşan TÜRKÇİMENTO Eğitim Sorumlusu Zeynep Hazer, “TÜRKÇİMENTO olarak gençlerin, teorik eğitimleri uygulamaya taşımasına imkan sunmayı ve sektör öncüleriyle bir araya gelmelerini amaçladık. Etkinliğin burada bulunan başta öğrencilerimiz olmak üzere herkes için unutulmaz olmasını diliyoruz. Bu etkinlik TÜRKÇİMENTO olarak bizim için çok değerli, 20 yaşına kadar getirmiş olmamız büyük onur. Umuyoruz sizler için de hayatınızın önemli bir dönemi olarak yer eder. BETONART Mimarlık Yaz Okulu Programlarımızın bizdeki yeri her zaman çok ayrı olmuştur. Öğrencilerimizin henüz mezun olmadan betonu ve çimentoyu tanımaları ve bu ürünleri yaratıcılıklarıyla birleştirmeleri çok değerli. Etkinliğimizi anlamlı ve faydalı kılan şeyin de burada öğrendiklerinizi mezuniyetinizden sonra kullanmanız olacak. Şimdiden yaz okulu sonunda ortaya çıkacak eserleri görmek için sabırsızlanıyoruz.” dedi.

Ayrıca etkinliğin açılışında Yaz Okulu Koordinatörü Ferhan Yalçın’ın yanı sıra sponsor temsilcilerimiz Polisan Yapıkim Arge Müdürü Mahmut Ali Öncel, Çimentaş İK Müdürü Yunus Pamukçu- Çimbeton Kalite ve AR-GE Müdürü Abdurrahman Atlıhan, Limak Çimento Akademi Deneyimli Eğitim Geliştirme Uzmanı Ümmühan İçme, Göltaş Çimento Grup İK Müdürü Güray Ünlüer konuşmalarıyla yer aldılar. Son olarak ev sahibi Süleyman Demirel Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Gençtürk de programın bu yıl Isparta’da düzenlenmesinden duyduğu memnuniyeti paylaştı.

ETKİNLİĞİN TEMASI “TIMELESS/ZAMANSIZ”

Küratör Begüm Yılmaz Bilgin ve Caner Bilgin yaptıkları konuşmada “BETONART Mimarlık Yaz Okulunun 20nci ve portland çimentonun patentinin 200. yılında bu etkinlikte yer almak heyecan verici. Betonun geçmişine dönüp baktığımızda 3000-4000 yıllık yolculuğun belli periyotlarına odaklanabiliyoruz. Piramitlere kadar gidebildiğimiz bu süreci öğrencilerimizle burada tecrübe edeceğimiz 9 günlük deneysel süreçte bir arada olacağımız için çok heyecanlıyız.” ifadelerini kullandılar.

MARKANIZ İÇİN GOOGLE ADS VE SOSYAL MEDYA REKLAMLARI: HANGİSİ SİZİN İÇİN DAHA İYİ ?

Günümüzde işletmeler için dijital reklam stratejileri, hedef kitleye ulaşma ve dönüşüm sağlama konusunda kritik öneme sahip. Ancak, Google Ads mi yoksa Sosyal medya reklamları mı? İşte bu sorunun cevabı, işletmelerin hedeflerine ve pazarlama stratejilerine bağlı olarak değişiyor. Sirkhet Dijital Pazarlama ve Danışmanlık Kurucusu Efecan Başöz’e göre, bu seçim işletmelerin hedeflerine ve pazarlama stratejilerine bağlı olarak değişiklik gösteriyor.

Google Ads ile Daha Fazla Satış: Ürün Odaklı Kampanyalar İçin İdeal

Google Ads, kullanıcıların arama yaptığı sırada hedeflenmiş reklamlar sunarak, yüksek niyetli ziyaretçileri çekmekte önemli bir rol oynuyor. Başöz’e göre, özellikle ürün odaklı kampanyalar için Google Ads, yüksek dönüşüm oranları sağlayabiliyor. Arama kampanyalarının diğer tüm kanallardaki kampanyalardan ayıran en büyük özelliği olan satış sürecinin potansiyel müşteride başlamış olması; dönüşüm sürecini kolaylaştırır iken, çıkan sonuçlar üzerinden “kimden ürünü/hizmeti almalıyım” sorusuna cevap aranıyor.

Sosyal Medya Reklamları ile Geniş Kitlelere Ulaşın: İlgi Bazlı Hedefleme Avantajları

Sosyal medya reklamları ise geniş kitlelere ulaşma ve ilgi bazlı hedefleme seçenekleri ile öne çıkıyor. Özellikle kullanıcıların sosyal medya hesaplarında yoğun vakit geçirmesi sebebi ile bu platformların kişileri belirli kategorilere göre profilleme başarısı çok yüksek olduğundan; doğru kitleye erişim çok kolaylaşıyor. Başöz’e göre, “Eğer marka bilinirliğini artırmak, yeni müşteriler çekmek veya sosyal medya etkileşimlerini yönetmek istiyorsanız, sosyal medya reklamları ideal bir seçenek olabilir.”

Başöz, sosyal medya reklamlarının kullanıcıların ilgi alanlarına, demografik özelliklerine ve sosyal medyada vakit geçirme davranışlarına göre hedefleme yapabilme yeteneğinin; işletmelerin reklam harcamalarından maksimum verim almasını sağladığını belirtiyor. Ayrıca, “Sosyal medya reklamlarının dinamik reklam seçenekleri ve yeniden pazarlama imkanları, müşteri ilişkilerini güçlendirmek, marka sadakatini arttırmak ve ürün/hizmet satışı için trafik çekmek açısından önemli bir rol oynuyor” diye ekliyor.

Google Ads ve Sosyal Medya Reklamlarının Güçlü Yanları: Hangisi Size Uygun?

Başöz, işletmelerin Google Ads ve sosyal medya reklamları arasında seçim yaparken dikkate almaları gereken bazı önemli noktaları vurguluyor. Her iki platformun da farklı güçlü yanları bulunduğundan, işletmelerin reklam hedeflerini ve bütçelerini göz önünde bulundurarak bir denge kurmalarının önemli olduğunu belirtiyor.

Ayrıca, reklam kampanyalarının sürekli olarak izlenmesi ve optimize edilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Başarılı bir dijital reklam stratejisi, hedef kitlenin davranışlarını anlamak ve reklam mesajlarını doğru zamanda ve doğru yerde sunmakla mümkün olur” diyor.

Hilti’den veri merkezlerine inovatif çözümler

Günümüzün en büyük yatırımına dönüşen veri merkezi projelerinde inşaat süresinin kısaltılması ve verimlilik en önemli kriterler arasında yer alıyor. İnşaat sektörünün farklı alanlarına inovatif çözümler sunan Hilti, veri merkezleri için de inşaat profesyonellerinin iş ortağı oluyor. Şirket, dünya çapındaki 2 bin 700 endüstri uzmanının yanı sıra özel inşai ve operasyonel çözümleriyle veri merkezi projelerinin tüm yaşam döngüsünü destekliyor. Projeleri daha hızlı hayata geçirmek için tasarım mühendisliği ve Yapı Bilgi Modellemesini (BIM) etkin şekilde kullanan şirket, zamandan tasarruf sağlamaya ve kurulum maliyetlerini düşürmeye katkıda bulunuyor.

Telekomünikasyon, e-ticaret ve arama motoru gibi farklı sektörlerde dünya lideri markaların veri merkezlerine çözüm ortaklığı yapan Hilti, veri merkezleri için sunduğu uçtan uca proje çözümleri ile dikkat çekiyor. Bu noktada şirket; veri merkezi projelerinin en önemli noktalarından biri olan beyaz alanların sıcak ve soğuk koridor kapamalarında, yangın durdurucu önlemlerinde, asma tavanda, mekanik/elektrik tesisatın yoğun olduğu koridorlarda askılama çözümlerinde ve entegre yükseltilmiş döşeme sistemleri gibi noktalarda inovatif teknolojileriyle öne çıkıyor. Hilti Satış Direktörü Efe Erdem Açıkel, veri merkezleri özelinde sundukları çözümlerin avantajlarını şu sözlerle açıkladı:

“Modüler kablo yönetim sistemlerimiz, kilometreleri bulan kritik kablolamaların kurulumunu kolaylaştırıyor. Daha optimize çözümlerle daha düşük maliyetlerde projelendirmeye yardımcı olan modüler destekler, iklimlendirme ve her türde boru tesisatı gibi diğer sistemlere de entegre edebiliyor. Daha hızlı, daha güvenli ve daha basit yönlendirme için geliştirdiğimiz modüler destek sistemleri ilgili uluslararası standartları karşılarkenprojede yapılan değişiklik ya da eklemelerde revizyonu da daha uygun maliyetli hale getiriyor.. Sismik yüklere dayanacak şekilde tasarlanan modüler boru destekleri, mekanik odadan çevresine kadar veri merkezinin tamamına yerleştirilebiliyor. Modüler baş üstü askı sistemleri ve entegre yükseltilmiş döşeme sistemlerimiz ise olası genişlemeler için ideal çözümler sunuyor. Aynı şekilde yangın durdurucu sistemlerimiz de yüksek sızdırmazlık sağlayarak etkili hava akışı kontrolüne yardımcı oluyor. Uluslararası kabul görmüş ve yerel düzenlemeleri karşılayan çözümlerimiz, partikül veya lif salmıyor ve veri merkezinin enerji tüketimini yüzde 2’ye kadar artırabilen kirlenmeyi önlüyor. Ayrıca çelik üzerine sabitleme çözümlerimiz saniyeler içinde kurularak veri merkezlerinin daha hızlı oluşturulmasına ve yapılanmasına olanak tanıyor. Eksiksiz beton üzerine sabitleme çözümlerimiz de çok çeşitli statik, sismik ve şok yükügereksinimlerini karşılayan, beton üzerine dayanıklı ve güvenilir sabitleme için gerekli tüm koşulları sağlıyor.”

Toplam inşaat süresini yüzde 10 oranında azaltıyor

İmza attıkları veri merkezi çözümlerinin sağladığı katma değere dikkat çeken Açıkel; “Bu tarz projelerde inşaat süresini kısaltabilmek çok önemli. Sunduğumuz çözümlerle inşaat süresini kısaltmaya yardımcı olduğumuz gibi enerji verimliliği de sağlıyoruz. Veri merkezi projelerinde kullandığımız Koridorlarda çok amaçlı askılama ve BIM uygulamalarımız. , toplam inşaat süresinde yüzde 10 oranında azalma sağlıyor. MEP kurulum hızı yüzde 70 oranında azalırken, MEP konsol ürün miktarı yüzde 40 oranında düşüyor. Ayrıca MEP alan optimizasyonu da yüzde 50 oranında azalarak önemli bir verimlilik sağlıyor. Ayrıca veri merkezleri için geliştirdiğimiz tüm çözümler esnek, revize edilebilir ve global standartlarla tam uyum sağlayan sistemler olmasıyla dikkat çekiyor” dedi.

Küresel teknoloji liderlerine çözüm ortaklığı yapıyor

Türkiye’de ve dünyada dev isimlere çözüm ortaklığı yaptıklarını söyleyen Efe Erdem Açıkel, “Bugün dünyanın en büyük teknoloji şirketlerinden e-ticaret sitelerine ve sosyal medya şirketlerine kadar birçok farklı küresel lider ile iş birliği halindeyiz. Hem mevcut müşterilerimizin memnuniyetini maksimize etmek hem de yeni iş ortaklıkları oluşturmak amacıyla bu konudaki çalışmalarımıza hızla devam ediyor, Ar-Ge yatırımlarımızı hızlandırıyoruz. Şu anda modüler sistem çözümleri için ‘Prefabrikasyon Hizmetleri’ olarak isimlendirilen, tasarımı yapılan destek sistemlerinin sahaya hazır bir şekilde sevkinin sağlanmasına imkân tanıyan bir sistem üzerine çalışıyoruz. Halihazırda diğer ülkelerde sunduğumuz bu sistemin Türkiye’de de entegrasyonu için bazı veri merkezi müşterilerimizle çalışmalara başladık” diye konuştu.

KARAYOLLARI ENERJİSİNİ GES’TEN ALACAK

 Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, enerji tüketiminden tasarruf edilmesi amacıyla Karayolları Genel Müdürlüğü bünyesinde kurdukları Güneş Enerji Santralleri çalışmalarına aralıksız devam ettiklerini söyledi. Bakan Uraloğlu, “Enerji ithalatını azaltma hedefiyle hem çevreyi koruyan hem de ekonomik olan yenilenebilir enerji kaynaklarımızı ülke genelinde yaygınlaştırmaya devam ediyoruz. Karayolları İzmir 2. Bölge Müdürlüğü’nün enerji ihtiyacının bir kısmını karşılayan 1 megavat gücündeki Çeşme Güneş Enerjisi Santrali ve 5 adet trafo, 45 adet inverter ile 10 bin 400 adet panelden oluşan Van Güneş Enerjisi Santralimizin ardından, Elazığ’daki Karayolları Kömürhan Güneş Enerjisi Santrali’ni de ağustos ayında hizmete almayı planlıyoruz. Şanlıurfa ve İstanbul’da da Güneş Enerji Santralleri kurma çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Van’da da ikinci santralimizi kuracağız” dedi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, enerjiden tasarruf edilmesi amacıyla Karayolları Genel Müdürlüğü bünyesinde Güneş Enerji Santralleri kurma çalışmalarına hız kesmeden devam ettiklerini söyledi. Doğa dostu Güneş Enerjisi Santrallerini (GES) ülke genelinde yaygınlaştıracaklarını belirten Bakan Uraloğlu, “2017 yılında elektrik üretmeye başlayan İzmir Çeşme Güneş Enerji Santrali ile bugüne kadar 43,4 milyon TL’lik üretim gerçekleştirdik. 2023 yılında kullanıma aldığımız Karayolları Genel Müdürlüğünün ikinci Güneş Enerji Santrali olan Van Güneş Enerjisi Santrali de 5 bin 600 kilovatlık kurulu güce sahip. Buradan da yıllık toplam 7,2 milyon TL tasarruf sağladık.” diye konuştu.

Van’a 2. Güneş Enerji Santrali Yapılacak

Van’da 3,6 megavat kapasiteye sahip ikinci bir santral kurmak için çalışma başlattıklarını dile getiren Bakan Uraloğlu, “Santralimizin ihalesini yapmayı planlıyoruz. Bu santral ile de yıllık toplam 4 milyon TL tasarruf sağlamayı hedefliyoruz” dedi.

“Elazığ’da GES için geri sayım başladı”

Bakan Uraloğlu, 5 Nisan 2024 tarihinde yapımına başlanan Kömürhan Güneş Enerjisi Santrali’nde de çalışmaların son aşamaya geldiğini belirterek, “Elazığ’da kurulumuna devam ettiğimiz Güneş Enerji Santrali’nde sona gelmiş durumdayız. Aladikme Köyü’nde inşa ettiğimiz santralimizi ağustos ayında hizmete almayı planlıyoruz. ‘Bin 231 kilovat peak’ gücündeki santral ile yıllık 1 milyon 846 bin 800 kilovat saat enerji üretmeyi ve Kömürhan Tüneli’nin aydınlatma ihtiyacını karşılamayı planlıyoruz. Kömürhan Güneş Enerjisi Santrali ile de yıllık toplam 6 milyon TL tasarruf edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

“Şanlıurfa ve İstanbul’a da GES yapılacak”

Bakan Uraloğlu, Şanlıurfa ve İstanbul’da da GES kurulumu için çalışmalarına başladıklarını bildirerek, “Şanlıurfa Otoyol Bakım İşletme Şefliği sınırları içerisinde 5 megavat gücünde bir Güneş Enerji Santrali kurmak için temaslara başladık.” dedi. Uraloğlu, Karayolları İstanbul 1. Bölge Müdürlüğü bünyesinde de 5,2 megavat gücünde güneş enerjisi santrali kurulumu için hazırlık çalışmalarına başladıklarını söyleyen Bakan Uraloğlu, “Çevresel Etkileşim Değerlendirme Raporu’nun hazırlanması için gerekli işlemleri yürütüyoruz. Proje çalışmalarının tamamlanmasının ardından yapım ihalesi yapmayı planlıyoruz.” ifadelerini kullandı. Bakan Uraloğlu, Enerji tüketiminden tasarruf edilmesi amacıyla başlattıkları Güneş Enerji Santrallerini hızla yaygınlaştırmaya devam edeceklerini vurguladı.

İSİB iklimlendirme sektörünün ilk yarı karnesini açıkladı

İklimlendirme sektörü 2024 yılının ilk yarısında yeni pazarlara açılarak global varlığını güçlendirmeye devam edeceğinin sinyallerini verdi. Geçen yılın aynı dönemine oranla ihracat miktarını yüzde 0,8 oranında artıran sektör, yılın ilk altı ayında 3.4 milyar dolar ihracat gerçekleştirdi. Türk iklimlendirme sektörünün en çok ihracat yaptığı ilk üç bölge arasında ilk sırada yüzde 46’lık payla Avrupa Birliği ülkeleri, ikinci sırada yüzde 17’lik oranla Bağımsız Devletler Topluluğu ve üçüncü sırada ise yüzde 10 ile diğer Avrupa ülkeleri yer aldı.

Türkiye’nin iklimlendirme sektöründe global bir oyuncu olma hedefinde emin adımlarla ilerlediğine dikkat çeken İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği (İSİB) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Şanal, sektör olarak yılın ikinci yarısında da çalışmalarına aralıksız devam ederek büyüme trendini ileriye taşıyacaklarını söyledi.

Yılın ilk yarısında en çok AB ülkelerine ihracat yapıldı

2024 yılının ilk altı aylık verilerini değerlendiren Mehmet Şanal; “Ocak ve haziran aylarında sektörümüz, miktar bazında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 0,8 oranında artış gösterdi. Altı aylık sektör bilançosu ise 3.4 milyar dolar oldu. Bu dönemde Avrupa Birliği ülkeleri ihracatımızın yüzde 46’sını oluşturarak geçen yılda olduğu gibi yine en büyük pazar payına ulaştı ve bölgeye 1.6 milyar dolar ihracat gerçekleştirdik. Bunu yüzde 17 ile Bağımsız Devletler Topluluğu ve yüzde 10 ile diğer Avrupa ülkeleri izledi. Bağımsız Devletler Topluluğu’na 604 milyon dolar, diğer Avrupa ülkelerine ise 360 milyon dolar ihracat yaptık. İklimlendirme ürünleri ihracatında başlıca pazarlarda birim fiyatları istikrarlı bir seyir izledi. Örneğin, İtalya’ya yapılan ihracatta birim fiyat 2023 yılında kilogram başına 10,6 USD iken 2024 yılında 11,0 USD’ye yükseldi. İlk yarıda Türkiye’nin iklimlendirme ürünleri ihracatında en çok ihracat yapılan ülkeler arasında Almanya, Birleşik Krallık, Rusya, İtalya, Fransa yer aldı. Bu ülkeler, Türkiye’nin toplam ihracatının önemli bir kısmını oluşturdu” dedi.

En çok ihracat 1.31 milyar dolar ile tesisat sistem ve elemanlarında gerçekleşti

Sektörün alt ürün gruplarını da değerlendiren Şanal, buradaki büyümenin de ihracattaki artan gücün bir göstergesi olduğunu ifade ederek şunları söyledi: “Tesisat sistem ve elemanları, havalandırma sistem ve elemanları, yalıtım malzemeleri, soğutma sistem ve elemanları gibi ürünlerde belirgin ihracat artışları gözlemlendi. Bu noktada tesisat sistem ve elemanlarında 1.31 milyar dolarlık bir ihracat gücü ortaya koyduk. Tüm dünyada giderek daha fazla önem kazanan havalandırma sistem ve elemanlarında ise ihracat rakamımız yüzde 4.8’lik bir artışla 453 milyon dolara ulaştı. Soğutma sistem ve elemanlarında 542 milyon dolar olan ihracatımız, ısıtma sistemleri ve elemanları kategorisinde ise 643 milyon doları buldu. Bunlara ek olarak yalıtım malzemeleri kategorisinde de 75 milyon dolarlık ihracat gerçekleşti’’ diye konuştu.

Yazın en serinletici smoothie’lerini hazırlayın

Havalar iyice ısınırken hem lezzetli hem ferahlatıcı bir molaya mı ihtiyacınız var? Gün boyu tazeleyici içecekler hazırlamak için ihtiyacınız olan tek ürün Explore Mix & Go Cool ile ister evde ister yolda, serinletici smoothie’lerle her anınıza keyif, lezzet ve ferahlık katın.

Yaz aylarında hem serinletici hem de farklı lezzet kombinasyonlarının tadını çıkarmak isteyenlerdenseniz, günün her anında size hızlı ve pratik bir şekilde en sevdiğiniz smoothie’leri hazırlayacak Russell Hobbs Explore Mix & Go Cool, tam da aradığınız ürün. Explore Mix & Go Cool’un 600 ml hacimli taşınabilir şişeleri ve dondurulabilir soğutucu hazneleriyle favori meyvelerinizden hazırladığınız kahvaltılık smoothie veya besleyici sebze bazlı smoothie, gün sizi nereye götürürse götürsün ideal sıcaklık ve lezzetinde kalacak.

Pratik tasarımıyla her an hazır

Explore Mix & Go Cool, buz gibi soğuk yaz smoothie’lerinizi hazırlamak için buz kırabilen paslanmaz çelik bıçaklara sahip. Çıkarılabilir bıçakları bulaşık makinesinde yıkanabilir olduğundan bir sonraki smoothie hazırlığınız için de zaman kazanabilirsiniz. Ayrıca, hayatın yoğun temposunda bir şişe yeterli olmayabilir düşüncesiyle, iki adet dondurulabilir soğutucu hazne sunan Explore Mix & Go Cool ile yazın sıcak günlerinde tazeleyici içecekler her an elinizin altında. Soğutucu hazneler dondurulmuş bir şekilde içeceğinize eklemeyebilmeniz için hazır bekleyecek!

Siber Güvenlik Yöneticileri, Yönetim Kurulunu İkna Etmekte Zorlanıyor 

Trend Micro’nun araştırması, birçok siber güvenlik yöneticisinin yönetim kurulu tarafından siber riskleri dikkate almama yönünde baskı gördüğünü ortaya koyuyor

Siber güvenlik alanında dünyanın önde gelen şirketlerinden Trend Micro, dünya genelinde beş siber güvenlik yöneticisinden dördünün (yüzde 79), kuruluşlarının karşı karşıya olduğu siber riskleri dikkate almama yönünde baskı gördüklerini açıkladı.

Trend Micro’nun son araştırması hakkında daha fazla bilgi için https://www.trendmicro.com/explore/thecisocredibilitygap/2608-tl-en-rpt adresini ziyaret edebilirsiniz.

Trend Micro Teknik Direktörü Bharat Mistry, “Güvenlik liderlerinin yarısından fazlası siber tehditleri en büyük iş riski olarak görüyor. Ancak bu riski yönetim kurulunun anlayacağı şekilde ifade etmekte zorlanıyorlar. Sonuç olarak, genellikle görmezden geliniyor, küçümseniyor ve boş konuşmakla suçlanıyorlar. Kurumsal siber dayanıklılığı artırmak için, üst düzey liderlikle daha etkili bir şekilde iletişim kurmaları gerekiyor. İlk adım, saldırı yüzeyinde tek bir doğruluk kaynağı oluşturmaktan geçiyor” dedi.

Trend Micro Avrasya Bölgesi Yönetici Direktörü Hasan Gültekin, “Siber güvenlik yöneticilerinin, kuruluşlarının karşı karşıya olduğu siber riskleri yönetim kurullarına etkili bir şekilde anlatmakta zorlandığını görüyoruz. Trend Micro olarak, bu boşluğu kapatmanın kritik olduğunu düşünüyoruz. Yönetim kurullarının, siber güvenlik stratejilerinin iş değerini anlamaları ve bu stratejilerin kurumun bütünlüğü için ne kadar önemli olduğunu kavramaları gerekiyor. Üst düzey yöneticilerle daha etkili bir iletişim, yöneticilerin güvenilirliğini artıracak ve siber güvenlik çabalarını daha görünür kılacaktır” dedi.

Yönetim kurullarından baskı gören siber güvenlik yöneticilerinin yüzde 43’ü bunun nedeninin sürekli aynı şeyleri tekrar etmeleri ya da boş konuştuklarının düşünülmesi olduğunu belirtiyor. Yüzde 42’si aşırı olumsuz olarak görülmeleri olduğunu, üçte biri ise (%33) endişelerinin göz ardı edildiğini söylüyor.

Bu durum, siber güvenlik yöneticilerinin siber güvenlik ile iş risklerini paralel hale getirememeleriyle yakından bağlantılı olan ciddi bir güvenilirlik açığına işaret ediyor. Aslında, yüzde 46’sı siber güvenlik stratejilerinin iş değerini ölçebildiklerinde daha güvenilir görüldüklerini belirtiyor.

Bu yaklaşımın siber güvenlik yöneticileri açısından çeşitli faydaları bulunuyor:

·Daha fazla sorumluluk veriliyor (yüzde45)

·Daha değerli bir birim olarak görülüyorlar (“yüzde 44”)

·Daha fazla bütçe veriliyor (“yüzde 43”)

·Üst düzey karar alma süreçlerine dahil ediliyorlar (“yüzde 41”)

Diğer taraftan BT yöneticileri ve diğer iş yöneticileri arasında kalıcı bir iletişim boşluğu bulunuyor.

Katılımcıların yalnızca yarısı (“yüzde 54”) üst düzey yöneticilerinin kurumun karşı karşıya olduğu siber riskleri tam olarak anladığından emin; bu oran 2021’den bu yana neredeyse hiç değişmedi (yüzde 50). Katılımcıların üçte birinden fazlası (“yüzde 34”) siber güvenliğin hala iş riskinden ziyade BT’nin bir parçası olarak görüldüğünü belirtiyor.

Ayrıca, yüzde 80’i yalnızca ciddi bir ihlalin yönetim kurulunu siber riskler konusunda daha kararlı davranmaya teşvik edeceğine inanıyor.

Heterojen siber güvenlik ortamı bu zorlukları daha da artırıyor. Saldırı yüzeyindeki silo halindeki noktasal ürünler tutarsız veri noktaları oluşturarak yönetim kuruluna siber risk hakkında net bir hikaye anlatmayı zorlaştırıyor.

Katılımcıların yarısından fazlası (%58) bu sorunu çözmek için BT iletişim becerilerini geliştirmeleri gerektiğine inanıyor. Bununla birlikte, tümleşik bir Saldırı Yüzeyi Risk Yönetimi (ASRM) platformu, tutarlı ve ilgi çekici risk içgörüleri sağlayarak ciddi miktarda yatırım yapılması ihtiyacını azaltabilir.

Yanmar Turkey’den çiftçiyi rahatlatan hamle!

Yanmar YM serisi traktörlerde %10 KDV Bedeli Yanmar Turkey’den! Yanmar Turkey; İzmir Torbalı tesislerinde ürettiği,   yeni yönetmeliklere uygun, üstün performansıyla dikkat çeken,  son teknoloji Yanmar STAGE V motora sahip YM serisi traktörlerinde  31 Temmuz’a dek % 10 KDV bedelini  kendi karşılıyor.

Her zaman çiftçilerin yanında yer alan Yanmar Turkey, yeni yönetmeliklere uygun, sürüş konforu sağlayan ve çevreci motora sahip Yanmar YM serisi traktör modelleri için, yoğun istek üzerine çok talep gören ‘KDV Bizden’ kampanyasını yeniden başlattı. 31 Temmuz’a kadar geçerli olacak kampanyada, YM347 – YM359 model traktörlerde yüzde 10 oranında KDV bedeli, Yanmar Turkey tarafından üstleniliyor.

Yanmar Turkey Makine A.Ş. Tarım İş Kolu ve İş Geliştirme Direktörü Murat Balkan Kanbir, günümüz ekonomik koşullarında faaliyetlerine devam eden çiftçilere rahat nefes aldırmak amacıyla ‘KDV Bizden’ kampanyasını başlattıklarını söyleyerek, “Traktörünü yenilemek ya da yeni bir traktör almak isteyen çiftçilere büyük bir fırsat sunan kampanyamızda %10 KDV oranını biz üstleniyoruz. Böylece günümüz şartlarında önemli bir indirim imkânı sağlıyoruz. Çiftçilerimizin her zamanki gibi yanında olmaya devam edeceğiz.” dedi.

Daha az yakıtla daha yüksek performans

KDV Bizden kampanyasına dahil YM347 ve YM359 serisi traktörler, yeni yönetmeliklere uygun STAGE V uyumlu 4 silindirli Yanmar motoru ve senkronize şanzımanıyla düşük yakıt tüketimi sağlarken güç ve performanstan ödün vermiyor. En zorlu uygulamalar ve arazilerle başa çıkacak kadar güçlü olan modeller, 47 veya 60 HP’lik güçlü ve kanıtlanmış Yanmar motoruyla aynı zamanda çevresel etkiyi en aza indirecek şekilde tasarlanıyor. Düzenli kontrol ve değişim gerektiren tüm ana bileşenlerin kolayca erişilebilir konumda olması modellerin bakımını daha pratik hale getirirken çiftçinin işini de kolaylaştırıyor.

2024’ün ilk 6 ayında mazot fiyatlarındaki artış enflasyonun iki katını buldu

2024 yılı, Türkiye ve Türk lojistik sektörü için zorlu bir yıl olmaya devam ediyor. İlk 6 ayın sonuçları pek parlak görünmüyor. Lojistik firmaları, küçük nakliyeciler ve 300 binin üzerindeki bireysel kamyon sahipleri zor durumdalar. Yılın ilk 6 ayında üretim düşüşü otomotivde %4 olurken, tekstil, inşaat gibi lokomotif sektörlerde %30’lara vardı. İhracat taşımalarında da %15’leri geçen daralma söz konusu. Bu gelişmelere bağlı olarak nakliye pazarı %20’lere varan oranda daraldı. Günlük ortalama taşıma 2022 yılına göre %40 azaldı.

Günde ortalama 450 bin kamyonun yük aldığı ülkemizde artık günlük 300 bin civarında FTL taşıma yapılabiliyor. Ayrıca; enflasyon, artan mazot fiyatları, vergi düzenlemeleri ile birlikte bir de pazarın daralmasından kaynaklanan rekabet sorunları yüzünden ortaya çıkan likidite ve karlılık sorunları birçok firma için alarm da veriyor. Çünkü firmaların çoğu nakit akışlarını profesyonel olarak yönetemediğinden maliyet merkezlerine hakim olamıyor, finansal durumunu doğru olarak okuyamıyor.

2024’ün ilk 6 ayında mazot fiyatındaki artış, TÜİK tarafından açıklanan enflasyonun neredeyse iki katına çıktı.  Nakliyeciyi ilgilendiren tüm maliyet kalemleri ilk 6 ay içinde en az %30-40 arttı. Lastik fiyatlarındaki artış %50’leri geçti. Kamyon sahipleri, artan maliyetler ve azalan taleple başa çıkmakta zorlanıyor.

Bu yılın ilk 6 ayı lojistik sektörü için zorlu bir dönem oldu

Kamyonların ayda 9 bin km’nin üzerinde taşıma yapması gerektiğinin altını çizen Tırport kurucu ortağı Dr. Akın Arslan, şunları söyledi:

“Ayda 9 bin km’nin üzerinde taşıma yapması gereken birçok kamyon sahibi bu hedefi tutturamıyor. Ülkemizde en yoğun kamyon trafiği, İstanbul-Ankara hattında gerçekleşiyor. Günde 70 binin üzerinde kamyon bu güzergahı kullanıyor. Finansman maliyetlerinin yüksekliği ve uzun vadeler, küçük nakliye tedarikçilerini zorluyor. Faktoring maliyetleri %7’nin üzerinde seyrediyor. O da çoğunlukla firmaların kredibilitesi dolu olduğundan fatura/çek finansmanı yapılamıyor. Bu dönemde, bankalar da faktoring firmaları da çek ve fatura işleme konusunda hiç de istekli değiller. Birçok lojistik firması işletme sermayesi için finansmana ulaşmakta güçlük çekiyor. Nakliyecilerin temel problemi, parasını teslimde peşin alabilmek, ancak bu durum çoğunlukla mümkün olmuyor. Peşin ödeme yapabilenler hatlara göre %15’lere varan oranda uygun kamyon bulabiliyor. 2024 yılı ilk 6 ayı, Türk lojistik sektörü için zorlu bir dönem oldu. Üretimdeki düşüş, nakliye pazarındaki daralma, yüksek seyretmeye devam eden reel enflasyon ve artan mazot maliyetleri, sektördeki en büyük engeller arasında yer alıyor. Bu zorluklarla başa çıkmak için sektörde yapısal reformlar ve finansal desteklerin artırılması gerektiği açıkça görülüyor.” dedi.

vivo V30 Serisi, UEFA EURO 2024™ boyunca anlamlı anları yakaladı
UEFA Avrupa Futbol Şampiyonası 2024 (UEFA EURO 2024™) kapanış töreni 14 Temmuz’da Berlin’de gerçekleşti ve vivo V30 Serisi turnuvanın resmi akıllı telefonu ve ortağı olarak gururla hizmet verdi. Geçtiğimiz ay boyunca taraftarlar, 2-1 ile biten İspanya-İngiltere maçı ile sonuçlanan heyecan verici futbol maçlarının tadını çıkardılar.
vivo, en son teknolojisi ve ilgi çekici programları aracılığıyla dünya çapındaki futbol taraftarlarını bir araya getiren en iyi anları vurgulayarak heyecan verici UEFA EURO 2024™ deneyimini daha da zenginleştirdi. Olağanüstü atletik performansları yakalayan, tutkuyu destekleyen ve futbol camiasında kapsayıcılığı güçlendiren vivo, sportmenliğin özgün ruhunu kutlama ve “İnsanlığın Sevincini” küresel izleyicilere aktarma konusundaki kararlılığını oraya koydu.
Muhteşem anlar yaşandı: vivo V30 Serisi, taraftarları olağanüstü anları yakalamaları için güçlendirdi
vivo, sahadaki harika anlardan taraftarların tutkusuna kadar futbolun her yönünü vurgulamayı ve kutlamayı amaçlıyor. vivo V30 Serisi ile stüdyo düzeyinde portre fotoğrafçılığı herkes için erişilebilir hale geldi. İster bir maçın çarpıcı fotoğraflarını çeksinler ister efsane isimlere iş başında tanıklık etsinler veya genç yeteneklerin yükselişini kaydetsinler, vivo V30 Serisinin gelişmiş görüntüleme yetenekleri, taraftarların her heyecan verici anı olağanüstü netlik ve ayrıntıyla ölümsüzleştirmesine olanak tanıdı. Muhteşem gollerden oyuncuların yüzlerindeki duygulara kadar vivo, her muhteşem anının mükemmel bir şekilde yakalanmasını sağladı.
vivo aynı zamanda UEFA EURO 2024™ sırasında hem tecrübeli oyuncuların hem de yükselen yıldızların olağanüstü performanslarını öne çıkaran “Maçın Oyuncusu Ödülü”ne de katıldı. Türkiye milli futbolcuları Arda Güler, Gürcistan; Barış Alper Yılmaz, Çekya ve Merih Demiral, Avusturya karşısında sergiledikleri mücadelelerden dolayı “Maçın Oyuncusu Ödülü”ne layık görüldü. Her ödül, sporcuların sadece teknik becerisini değil, aynı zamanda tutkusunu, takım çalışmasını ve her oyuna getirdiği duygusal yoğunluğu da göz önünde bulundurarak hem taraftarlar hem de oyuncular için kalıcı anılar yarattı. Genç yeteneklere parlamaları için bir platform sunan vivo, yeni nesil futbolculara da kendi muhteşem anlarını yaratmaları için ilham vererek sporun gelişimini daha da zenginleştirdi.
Maçın ötesindeki tutku: Tüm Taraftarları Kucaklıyor
vivo’nun teknolojinin yaşamları iyileştirmesi gerektiği inancıyla kullanıcılara odaklanan temel felsefesi, UEFA EURO 2024™ temalı filtreleri kullanarak taraftarların kendi “muhteşem anlarını” yakalamalarını sağlama taahhüdüne de yansıdı. Taraftarların kendi muhteşem fotoğraflarını ve videolarını özelleştirmelerine, tutkularını ve coşkularını sosyal medyada paylaşmalarına olanak tanıyan kampanya, vivo’nun futbol topluluğunun tutkusuna ve katılımına duyduğu derin takdiri yansıtan parlak bir yaratıcılık dalgasını da ateşledi.
vivo ayrıca 24 ülkeden taraftarların ortak tutkusunu yakalamak ve futbolun evrensel bir dil olarak dünyanın dört bir yanındaki toplulukları nasıl birleştirdiğini göstermek için önde gelen spor medyası Goal.com ile “Passion Beyond The Match” (Maçın Ötesindeki Tutku) belgeselinde iş birliği yaptı. Belgeselde ayrıca dünyanın dört bir yanından futbolseverlerin UEFA EURO 2024™ deneyimlerini ve duygularını paylaştıkları derinlemesine röportajlar da yer aldı.
Bu hikâyeler, taraftarların futbola olan sevgilerini ve futbol aracılığıyla kurulan derin bağları vurguladı. Belgeselde aynı zamanda taraftarların vivo X100 serisi ile çektikleri; gurur, neşe ve heyecanlarını sergileyen ve takımlarına verdikleri sarsılmaz desteğin görsel bir kanıtı olan çarpıcı portre fotoğraflarına da yer veridi.
İnsanlığın Coşkusu: Dünyanın her köşesindeki taraftarları bir araya getiriyor!
vivo, UEFA Avrupa Futbol Şampiyonası 2024’ün (UEFA EURO 2024™) EUROCUP’ı daha kapsayıcı hale getirme çabalarının bir parçası olmaktan da gurur duyuyor. vivo, UEFA EURO Official uygulaması üzerinden Sesli Betimleme (ADC) hizmeti[1] sunan vivo X100 Serisi akıllı telefonlar sağladı. Bu hizmet, dünya çapındaki görme engelli bireylerin 51 maçın tamamında gerçek zamanlı olarak detaylı anlatımla dinlemelerine olanak tanıdı. Bu çalışma, vivo’nun işitme ve görme engelliler ile yaşlı topluluklara özel çok çeşitli ihtiyaçları karşılayan çözümler geliştirme konusundaki bağlılığını da göstermektedir. Bu iş birliği sayesinde vivo, dijital katılımı teşvik ederek daha eşitlikçi ve kapsayıcı bir toplumun inşasına katkıda bulundu.
vivo Kıdemli Başkan Yardımcısı ve Operasyon Direktörü Hu Bai Shan açıklamasında, “Teknolojik inovasyon, sosyal sorumlulukları da beraberinde getirmelidir. Teknoloji şirketlerinin sürdürülebilir kalkınma misyonu, teknolojik ilerlemelerin getirdiği mutluluk ve güzelliklerden herkesin yararlanabilmesini sağlamaktır.” dedi.
UEFA EURO 2024™ sona ererken, bu anların mirası ve vivo’nun teknolojisinin bu anları yakalamadaki rolü ses getirmeye devam edecek. Küresel kullanıcılara “İnsanlığın Coşkusunu” sunmaya kararlı olan vivo, sporun evrensel dili olan teknolojinin gücüyle topluluklar arasında köprü kurmayı sürdürecek.

Škoda’nın Yenilenen Octavia Sedan ve Combi Modelleri Satışa Sunuldu

Škoda, Türkiye’ye yeni modeller sunarak iddiasını artırmaya devam ediyor. Markanın tüm dünyada en çok tercih edilen modeli olan Octavia yenilenerek satışa sunuldu. Škoda Octavia Sedan lansmana özel 1.719.900 bin TL’den başlayan fiyatlarla showroomlardaki yerini aldı. Yüksek performanslı Škoda Octavia RS ise 3.499.900 bin TL’den başlayan fiyatlarla tercih edilebiliyor.

Klasik Octavia da dahil olmak üzere 65 yıl boyunca büyük bir başarıya imza atan ve her nesilde daha da iddialı hale gelen Octavia, yenilenen tasarımı, yeni bilgi-eğlence sistemleri, yeni güvenlik sistemleri ve daha fazla sürdürülebilir materyal kullanımıyla dikkat çekiyor. Modern nesliyle 1996’dan bu yana 7 milyonun üzerinde satış adedine ulaşan Octavia, dördüncü nesliyle birlikte müşterilerine daha fazla konfor, teknoloji, güvenlik, performans ve çevreci yaklaşım sunuyor.

İzmirli ihracatçıların KDV iadeleri ortalama 17 günde sonuçlandırılıyor

İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı ihracatçıların KDV iadesi dosyalarını ortalama 17 günde sonuçlandırarak ihracatçıların finansmana erişimde zorluk yaşadığı süreçte özsermayesine hızlı kavuşmasını sağladı.

Ege İhracatçı Birlikleri ile İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı arasında 20 yıldır devam eden güçlü iletişim köprüsünün KDV iadesi dosyalarının hızlı çözümlenmesini sağladığını dile getiren Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, İzmir Vergi Dairesi’nin yaklaşımının İzmirli ihracatçıları mutlu ettiğini söyledi.

Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) bünyesinde faaliyet gösteren Birliklerin Başkanları, ihracatçıların vergi dairelerinde yaşadıkları sorunları görüşmek üzere EİB hizmet binasında buluştu.

EİB üyelerinden gelen sorun ve çözüm önerilerinin görüşüldüğü toplantıda, EİB Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Vergi Dairesi Başkanlığı ile buluşmaları 20 yıldır sürdürdüklerini, ilk toplantıdan bugüne kadar üyelerden iletilen sorunlarda ciddi oranda azalma gözlendiğini, bunun kendileri adına sevindirici olduğunu ifade etti.

Türkiye’deki yüksek enflasyonist ortam nedeniyle girdi maliyetlerinin hızla arttığını buna karşın döviz kurlarının enflasyon rakamlarının çok gerisinde kaldığını,  ihracatçının her geçen gün kan kaybettiğini belirten Eskinazi, “finansmana erişimin son derece zor olduğu bu dönemde, ihracatçının üzerindeki baskının azaltılması çok önemli, KDV iadesi ve diğer işlemlerinde ihracatçı ne kadar az sorun yaşarsa o kadar iyi, bunu sağladıkları için Sayın Ömer Alanlı nezdinde tüm vergi dairesi çalışanlarına teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.

Alanlı; “2024 yılında 45 bin KDV iadesi başvurusu aldık”

İzmir’deki vergi dairelerine bu yılın ilk altı ayında 45 bin KDV iadesi başvurusu geldiğini söyleyen İzmir Vergi Dairesi Başkanı Ömer Alanlı, geçtiğimiz yıllarda bu dosya sayısına 1 yılda ulaşılırken son dönemde 6 ayda bu başvuru sayısına ulaşıldığını; ancak ihracatçıyı mağdur etmemek adına dosyaların ortalama 17 günde sonuçlandırıldığını belirtti.

Dosyaların hızlı çözümü için E-Tebligat sisteminde iletişim bilgilerinizi güncel tutun

Ortalama dosya sonuçlandırma süresinin çok iyi olduğunu ifade eden Alanlı, “İşlemlerin kısa sürede tamamlanması için firmaların Vergi Daireleri tarafından gönderilen eksik bildirim yazılarına çabuk ve eksiksiz yanıt vermeleri çok önemli. KDV iadesi başvuruları başta olmak üzere vergi dairelerindeki işlemlerinin hızlı sonuçlanması için firmalarımızın bizimle iletişimlerini güçlü tutmaları, Elektronik Tebligat (E-Tebligat) sistemindeki iletişim bilgilerini güncel tutmaları hayati derecede önemli. E-Tebligat sistemindeki e-posta ve cep telefonu bilgilerini düzenli aralıklarla güncellemeli ve mümkünse birden fazla yetkilinin bilgilerini tanımlamalıdır. Vergi Dairelerince yapılacak tüm bilgilendirmeler ilgili mevzuat hükümleri gereğince bu sistem üzerinde kayıtlı E-Tebligat adresine iletileceği için, firmalarımızın mağduriyet yaşamamaları adına E-Tebligat adreslerini takip etmeleri büyük önem taşımaktadır” uyarısında bulundu.

Alanlı, mükelleflerin bağlı oldukları vergi daireleriyle hızlı ve sağlıklı iletişim kurabilmeleri, vergisel işlem ve süreçler hakkında bilgi alabilmeleri için Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB)’nın Mükellef E-Posta İletişim Sistemi (MEİS)’ ni kullanmalarının yerinde olacağını, bu sistem üzerinden iletilen tüm taleplere en kısa sürede yanıt verildiğini, bu sürecin bizzat GİB tarafından da takip edildiğini ifade etti.

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu -----Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

Ekonomi-teknoloji haberleri, TUİK verileri, göç ve motorlu taşıtlarda Kayseri’de sayı ne?

Deri sektörünün ihracatta rekabetçiliği için doların 38 TL olması gerekiyor Döviz kurlarındaki artışın enflasyon rakamlarının …


Notice: ob_end_flush(): failed to send buffer of zlib output compression (0) in /home/swtdavut/public_html/wp-includes/functions.php on line 5427