Ekonomi-teknoloji haberleri ve TUİK verileri (22.06.2023)

Fortinet FortiGuard Labs açıklıyor: Fidye yazılımı saldırılarına karşı aldatmaca kullanılıyor Her türden siber düşman, genişleyen dijital saldırı yüzeyinden daha önce görülmemiş şekillerde ve ölçekte yararlanmaya devam ediyor. Özellikle, birçok kurum için uzaktan çalışmaya hızlı geçiş ve sürekli olarak her yerden çalışma (WFA), siber suçlular için genellikle yetersiz güvenlikli ev ağlarından ve cihazlarından kurumsal kaynaklara bağlanan çalışanları hedef almak için sürekli bir fırsat oldu. En yaygın fidye yazılımı saldırıları genellikle sosyal mühendislikle başlıyor. Esasen, düzgün bir şekilde yürütülen sosyal mühendislik stratejileri, genellikle oltalama veya hedef odaklı kimlik avı şeklinde, kullanıcıları şifrelerden finansal hesaplara ve kişisel olarak tanımlanabilir bilgilere (PII) kadar kritik bilgileri ifşa etmeleri için kandırabiliyor. FortiGuard Labs’ın son araştırmasının da işaret ettiği gibi günümüzde sosyal mühendislik, bilgisayar korsanlığı teknikleri ve zararlı yazılım dağıtımı ile birleştirilerek giderek daha yıkıcı saldırılara güç veriyor. Tipik bir fidye yazılımı saldırısında, bilgisayar korsanları kurbanın bilgisayar sistemine kötü amaçlı yazılım sokmak için kimlik avı veya başka yöntemler kullanıyor ve bu yazılım daha sonra ağa yayılıyor. Yeterli sayıda sistem tehlikeye girdiğinde, bilgisayar korsanı zararlı yazılımı tetikleyerek virüs bulaşmış tüm sistemleri şifreler ve bu cihazlardaki dosya ve verileri kurum için erişilemez hale getiriyor. Bilgisayar korsanı daha sonra, ele geçirilen dosyaların şifresini çözmek için gereken anahtar karşılığında kuruluştan parasal bir ödeme almaya çalışıyor. Bir tehdit aktörü verileri ele geçirmek için fidye yazılımı kullandığında, kontrolü yeniden ele geçirmek için neredeyse her türlü bedeli ödeyeceğiniz varsayılıyor. Eğer bedel ödenmezse, bilgisayar korsanı verileri darknet üzerinde satışa çıkarıyor. Bununla birlikte, kurbanın fidye ödediği ancak ağını geri yüklemek için gereken şifre çözme anahtarlarını asla alamadığı vakaların sayısının arttığı da görülüyor. Ya da daha acımasız vakalarda fidye yazılımı, fidye ödenmiş olmasına rağmen masaüstü ve sunuculardaki diskleri silerek ağı yok ediyor. Fidye yazılımı saldırılarına karşı aldatma yöntemi nasıl kullanılıyor?Kurumlarınfidye yazılımı saldırısından korunması için kritik dosyaların güncel yedeklerini ağ dışında tutması ve ağ erişimi arayan cihazları zararlı yazılım bulaşmasına karşı taraması gerekiyor. Ancak bu sadece başlangıç. Fidye yazılımının nasıl çalıştığını anladığımızda, bununla mücadele etmenin etkili yolları bulunabiliyor. Siber suçlular genellikle bir kuruma sızmak ve birincil hedefi dosyalarınızı şifrelemek olan bir uç noktayı tehlikeye atmak için sofistike teknikler ve taktikler kullanıyor. Bu sürece karşı savaşmak yerine, fidye yazılımını gizlice yalnızca sahte dosyaları şifrelemeye yönlendirseniz ne olur? Yani saldırganları kandırmak için kasıtlı olarak oluşturup ağa yerleştirdiğiniz dosyalar olsa? Bu sahte dosyaları şifrelemeye çalışan bilgisayar korsanları kendilerini ve niyetlerini ifşa ediyor ve herhangi bir zarar vermeden önce kötü amaçlı yazılımlarının varlığını ortaya çıkarıyor. Başka bir deyişle, bu yöntem fidye yazılımını iyi huylu bir hedefe karşı çalışması için kandırmak, bir uyarıyı tetiklemek ve suç niyetini ortaya çıkarmaktan oluşur. Bu inanılmaz derecede güçlü bir karşı saldırı stratejisi olabilir. Siber aldatma teknolojisi, kurumların meşru ağda kullanılan trafik ve kaynaklardan ayırt edilemeyen çekici tuzakları ve yemleri otomatik olarak dağıtan uydurma (sahte) bir ağı hızla oluşturmasına olanak tanıyor. Bu sahte ağ daha sonra saldırganların kendilerini ifşa etmelerini sağlamak için mevcut BT/OT altyapısına sorunsuz bir şekilde entegre ediliyor. Aldatma teknolojisi uç noktaya herhangi bir aracı bileşen yüklemiyor, herhangi bir ağ değişikliği gerektirmiyor ve herhangi bir imza veya anomali motoruna dayanmıyor. Siber aldatma teknolojisi, algılamayı tetiklemek için fidye yazılımının kendi tekniklerini ve taktiklerini kendisine karşı kullanıyor ve saldırganın ağda başarılı bir şekilde yer almasına neden olan taktiklerini, araçlarını, ve prosedürlerini (TTP’ler) ortaya çıkarıyor, böylece bu güvenlik açıkları bir güvenlik mimarisi düzeyinde azaltılabiliyor. Etkili aldatma, saldırganın kurumu nasıl tehlikeye attığını (örneğin zayıf veya çalınmış kimlik bilgileri veya fidye yazılımının yayılmasına izin veren savunmasız bir uç nokta veya sunucu yoluyla) izlemek için kullanılabilecek bağlamsal tehdit istihbaratı sağlıyor; böylece korumadaki bu boşluklar kapatılabiliyor.Bununla birlikte, fidye yazılım saldırılarını yenme amaçlı aldatma yönteminin, kapsamlı bir siber güvenlik platformunun parçası olması gerekiyor Aldatma teknolojisinin, fidye yazılımı tespitine dayalı azaltma yanıtlarını otomatikleştirmek için NGFW, NAC, SIEM, Sandbox, SOAR ve EDR çözümleriyle tam olarak entegre edilmesi gerekiyor. Aldatma teknolojisini kapsamlı bir güvenlik platformuyla birleştiren kurumlar, fidye yazılımı gibi saldırıları, kötü amaçlı yazılım kötü niyetli hedeflerine ulaşmadan çok önce tespit edebiliyor ve bunlara yanıt verebiliyor.
Plastik Kirliliği ile Mücadele için Sahil Sahiplenme Çağrısı
WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı), Türkiye sahillerindeki atıkların küresel bir metodolojiye göre toplanıp tasnif edilerek deniz kirliliği hakkında bilimsel veri edinmeyi hedefleyen vatandaş bilimi projesi “Sahil Sahiplen Programı”nı başlattı. 20 Haziran’da tanıtımı gerçekleşen programın örnek uygulaması olarak İstanbul’un Erenköy Plajı’nda atık toplama ve tasnif çalışması gerçekleştirildi ve elde edilen veriler değerlendirildi.

WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı), Türkiye’nin 8 bin kilometreyi aşkın kıyı şeridinde tüm bölgeleri temsil edecek 150 sahilin sahiplenilmesi ile denizlerdeki kirlilik miktarı ve çeşitliliğiyle ilgili sağlıklı bilgi edinmeyi, ilgili kurum ve kuruluşlara açık kaynak veri tabanı bilgisi sağlanmayı amaçlayan “Sahil Sahiplen Programı”nı başlattı.Gönüllü ekiplerin tutarlı ve güvenilir katılımına dayanan programa dileyen herkes başvurarak Türkiye’deki en büyük dinamik atık izleme haritasının oluşturulmasına yardımcı olabilecek. Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) tarafından geliştirilen “Adopt a Beach” vatandaş farkındalığı ve deniz çöpü izleme mekanizmasına dayanan program kapsamında gerçekleştirilecek deniz çöpü izleme süreci, Yunanistan Deniz Araştırmaları Merkezi (HCMR) tarafından kullanılan yönteme göre yapılacak.Akdeniz Havzasında plastik kirliliği sorununun çözümüne katkıda bulunmak amacıyla WWF-Yunanistan, WWF-Tunus ve WWF-Türkiye’nin bir araya gelerek hayata geçireceği projenin Türkiye tanıtım etkinliği 20 Haziran Salı günü, Marmara Yelken Kulübü’nün ev sahipliğinde yapıldı.Açılış konuşmasında plastik kirliliğinin yol açtığı tehditlere değinen WWF-Türkiye Doğa Koruma Direktörü Dr. Sedat Kalem, “WWF-Türkiye olarak, bir yandan sürdürülebilir uygulamaları teşvik ederken bir yandan da doğa koruma alanındaki sorunlar hakkında farkındalık yaratmak için çalışıyoruz. Bu çerçevede, hedeflerimizden biri de 2030 yılına kadar doğaya karışan plastiğin sıfırlanması. Bu hedefe yönelik ana yollardan biri ise şehirlerden doğaya karışan plastik kirliliğine son vermek. Sahil Sahiplen, denizlerdeki plastik atıkları izlemek ve bu sorunla başa çıkmak için nitel ve nicel verilerin toplanması yoluyla plastik ve kıyı kirliliğini en aza indirmeyi amaçlayan bir girişim. Türkiye’nin dört bir yanında denizlerdeki kirliliği ölçmek ve değerlendirmek için gönüllü grupları, gençleri, okulları; vatandaş bilimi yoluyla katılıma davet ediyoruz. Elde edilen verilerle özellikle tek kullanımlık plastiklerin azaltılması için bir yandan politika değişikliklerinin gerçekleşmesini, diğer yandan toplumsal farkındalığı arttırmayı ve vatandaşları harekete geçirmeyi amaçlıyoruz” dedi.Tanıtım etkinliğinde, WWF-Türkiye Plastik Projeleri Uzmanı Togay Tanyolaç tarafından programın işleyişi hakkında bilgi verildi. Örnek uygulama olarak İstanbul Erenköy Plajı’nda atık toplama ve tasnif çalışması düzenlendi ve elde edilen veriler değerlendirildi.

OYDER “TİCARET BAKANLIĞI’NIN OTOMOTİV SEKTÖRÜNE YÖNELİK” YENİ TEDBİRLERİ İLE İLGİLİ AÇIKLAMA YAPTI

Otomotiv Yetkili Satıcıları Derneği (OYDER), Ticaret Bakanlığı’nın otomotiv sektörünün tüm temsilcileriyle organize edilen 19 Haziran tarihli toplantısının ardından bir açıklama yaptı.

OYDER Başkanı Dr. Altuğ Erciş, bakanlıkça alınan yeni tedbir ve kararları desteklediklerini belirterek şu açıklamada bulundu;

“19 Haziran tarihinde Ticaret Bakanımız Ömer Bolat ile otomotiv sektörünü temsil eden STK’lar, kurum ve kuruluşlar ile birlikte son derece verimli ve yapıcı görüşmeler gerçekleştirdik. Sektörümüzün sorunları ve çözüm yolları hakkında fikir alışverişinde bulunduk. İstikrarlı bir piyasa yapısına ulaşmak için sektör bileşenleri olarak bizlerin de motorlu kara taşıtı alım satımlarında düzenli bir işleyişe ulaşılması birincil derecede önemlidir. Piyasada yılda 3 adetin üzerinde taşıt alım-satım işlemini yapanların varlığını gözlemledik. Bu, yetkili satıcılarımızın da önüne geçilmesini istediği bir durum. Bireylerin haksız kazancı önünü açacak ve fiyatları yukarıya çekecek bu alım satımlarının düzenli olarak denetlenecek olması ve yasalara uygunsuzluk durumunda bu satıcılar hakkında idari para cezası uygulanması kararını olumlu atılmış bir adım olarak görüyoruz. Bu piyasanın regüle edilmesi yönünde alınmış çok önemli bir karardır.

Türk lezzetleri yeni dünyanın sofralarını süslemeye gidiyor

ABD’ye gıda ihracatımız son 4 yılda ikiye katlandı

Anadolu topraklarında ve denizlerinde yetişen birbirinden lezzetli gıda ürünlerine Amerikalıların talebi her geçen gün katlanarak artıyor. 2018-2022 yılları arasında ABD’nin toplam gıda ithalatı yüzde 43’lük artışla 154 milyar dolardan 220 milyar dolara çıkarken, aynı dönemde Türkiye’nin ABD’ye gıda ihracatı yüzde 96’lık sıçramayla 924 milyon dolardan, 1 milyar 815 milyon dolara yükseldi. Türk gıda ihracatçıları ABD’ye 5 milyar dolarlık ihracat hedefi koydu.

Türk gıda sektörü, ABD’ye ihracatını 5 milyar dolara çıkarabilmek için 25-27 Haziran 2023 tarihlerinde Newyork Fancy Food Fuarı’nda 43 firmayla yerini alacak.

Fancy Food Fuarı’nın Türkiye Milli Katılımını 24 yıldır başarıyla gerçekleştiren Ege İhracatçı Birlikleri, 2023 yılında da Türk gıda firmalarının milli katılım organizasyonunu üstleniyor.

Türk gıda sektörünün geleneksel ihraç pazarları olan Avrupa Birliği, Ortadoğu ve Rusya Federasyonu’nda konumunu güçlendirirken, Amerika Birleşik Devletleri, Japonya, Çin, Kanada, Güney Kore gibi gıda ithalatı hacimli olan ülkeleri hedef Pazar olarak seçtiğini aktaran Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Türk gıda sektörünün ABD pazarına yaptığı yatırımların meyvelerini topladıklarını, Türkiye’nin ABD’ye gıda ihracatında 2023 yılı hedeflerinin 2 milyar dolar, orta vadede ise 5 milyar dolara ulaşmak olduğunu dile getirdi.

TURQUALITY Projesi ihracat hızını artırdı

Ticaret Bakanlığı’nın desteklediği TURQUALITY Projesiyle ABD’de 4 yıl süreyle Türk gıda ürünlerinin tanıtımını yaptıkları bilgisini veren Eskinazi, “TURQUALITY Projesi kapsamında Anadolu topraklarında ve denizlerinde yetişen su ürünleri, kuru meyve, meyve sebze mamulleri, zeytinyağı, tıbbı aromatik bitkiler ve hububat, bakliyat ve yağlı tohumların ağırlıkta olduğu binlerce çeşit yemeğe sahip Türk mutfağının Las Vegas Üniversitesi William F. Harrah Turizm Otelcilik Okulu müfredatında ders olarak okutulmasını sağladık. Amerika’da düzenlediğimiz yemek yarışmasında Las Vegaslı şefler, Türk gıda ürünleriyle hazırladıkları yemeklerle yarıştılar. Ünlü şeflerle tarif videoları, sektör bazlı tadım ve tanıtım etkinlikleri, ulusal ölçekli etkinlik katılımları, medya reklamları, özel jette tadım etkinliği, e-spor yarışmacısı sponsorluğu gibi son tüketici odaklı çalışmalar yaptık. Turkish Tastes isimli referans kitabı hazırladık. Kitapla hedef kitleye bir yandan ürünlerimizi, mutfağımı ve kültürümüzü tanıtırken bir yandan da Türk ürünlerinin dünyanın tüm mutfaklarında kullanılabileceğini göstermiş olduk. TURQUALİTY Projemizin ikinci dört yıllık dönemine başladık. TURQUALİTY Projesi, Fuarlar, Sektörel Ticaret Heyetleriyle ABD’ye gıda ihracatında potansiyelimizi tam olarak yansıtmayı hedefliyoruz” diye konuştu.

Şef Özlem Oğuzcan Cranston tadım etkinlikleri yapacak

Türk gıda ürünlerinin lezzetlerini her fuarda gerçekleştirdiği tadım etkinleriyle ziyaretçilere sunan Ege İhracatçı Birlikleri Fancy Food Fuarı’nda da Şef Özlem Oğuzcan Cranston ve ekibinin sunumlarıyla Türk lezzetlerini ziyaretçilerin beğenisine sunacak.

Fancy Food Fuarı için 3 gün 3 ayrı menü hazırlayan Şef Özlem Oğuzcan Cranston ilk gün fuar ziyaretçilerine kayısı, incir, fıstık ve fındıktan oluşan kuruyemiş barları, biber, beyaz peynir ve fındık pestolu közlenmiş patlıcan salatası ve fıstık şekerlemeli kayısı musu ikram edecek.

İkinci günün menüsünde ise; Labneli parfe meyve kompostosu ile (kayısı, incir, antep fıstığı ve fındık), Levrek Marin (Levrek, zeytinyağı, defne yaprağı) ve kuru domatesli bruschetta olacak. Fuarın son günü Labneli ve haşhaşlı lokmalar, kapari, kekik ve zeytinli kanepe ve glaze incirli beyaz peynirli turtalar fuar ziyaretçilerinin beğenisine sunulacak. Fuar süresince 3 gün süreyle şarap tadım seansları da olacak.

Güçlü heyet katılımı olacak

Newyork Fancy Food Fuarı’na; Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Davut Er Heyet Başkanı olarak katılırken, Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Bedri Girit, Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Muhammet Öztürk, Türkiye İhracatçılar Meclisi Yönetim Kurulu Üyesi Birol Celep’in aralarında bulunduğu bir heyet Ege İhracatçı Birlikleri’ni temsilen katılacak. Heyet, Türk Evi ve Newyork Başkonsolosluğunu ziyaret edecekler. Türkiye’nin Newyort Başkonsolosu Reyhan Özgür, Newyort Ticaret Ataşeleri Filiz KÖSEYENER,

Bilgehan Ramazan CANER ve Osman Nuri GÖKBULUT fuar süresince Türkiye standını ziyaret ederek, Türk firmalarına ABD ile ilgili deneyimlerini aktaracaklar.

25-27 Haziran 2023 tarihlerindeki Newyork Fancy Food Fuarı’na; “AHMETOĞLU KONSERVE TARIM VE GIDA ÜRÜNLERİ İMALAT, AKDAĞLAR KURU GIDA İTHALAT İHRACAT SANAYİ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ, ALTIPARMAK GIDA SANAYİ VE TİCARET A.Ş., ALTUNKAYA İNŞ. NAK. GIDA TİC.A.Ş., AVOD KURUTULMUŞ GIDA VE TARIM ÜRÜNLERİ SAN. TİC. A.Ş., BEŞSAN MAKARNA GIDA SAN. VE TİC. A.Ş., BOZTOPRAK GIDA SANAYİ VE TİCARET A.Ş., CHEF SEASONS GIDA SAN. VE TIC. LTD. STI., ÇİÇEK SALAMURA SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ, DNZ DENIZ DIS TICARET SANAYI VE PAZARLAMA LTD. STI., EGE SU ÜRÜNLERI VE HAYVANSAL MAMULLER İHR. BIR., ELVAN GIDA SAN. VE TİC. A.Ş., EMINEMS OLIVE OIL, GÜVEN ASA GIDA SANAYİ VE TİCARET A.Ş., HEMSİ TARIM ÜRÜNLERİ TİC. VE SAN. A.Ş., İLKSOY GROUP GIDA VE ENDÜSTRİYER ÜRÜNLER DIŞ TİCARET LTD. ŞTİ., İZTARIM A.Ş., K.F.C.GIDA A.Ş., KALKAN ORGANIK TARIM ÜRÜNLERİ GIDA VE TAŞIMACILIK DIŞ TİCARET LTD. ŞTİ., KORHAN SERA PAZARLAMA VE DIS TICARET A.Ş., KURTAY İHTİYAÇ  MADDELERİ GIDA KOL.ŞTİ.KEREM KURTAY VE ORTAĞI, MARBİL YAĞ SANAYİ VE TİCARET A.Ş., MARSA YAĞ SAN. VE TİC. A.Ş., MEVSİM GIDA SANAYI VE SOGUK DEPO TICARET A.Ş., NUTOVA GIDA SANAYİ VE TİC.LTD.ŞTİ, ORIENTCO DIŞ TİCARET VE İNŞAAT SAN. LTD. ŞTİ., RASAGRA GIDA DIŞ TİCARET LTD. ŞTİ., SANTE GIDA SANAYİ VE TİCARET A.Ş., SARDES GIDA SAN.TAR.UR.TIC.ITH.IHR.LTD, SAVOLA GIDA SAN. VE TİC. A.Ş., SERES FOODS GIDA SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ, SİBAŞ GIDA SANAYİ VE TİCARET A.Ş., SPESYA FOOD LTD., SUER GIDA SANAYİ VE DIŞ TİCARET A.Ş., TASCO GIDA VE DANIŞMANLIK SANAYi TiCARET LTD. ŞTi., TAT MAKARNACILIK SAN.VE TİC.A.Ş/EĞİ.KAT.BED., TATLISUMAKLAR GIDA PAZ. SAN. VE TİC. A.Ş., TERMES TARIM SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ, TUKAŞ GIDA SANAYİ VE TİCARET A.Ş., VERDE YAG BESIN MAD. SAN. VE TIC.A.Ş., YAVUZ İNCİR GIDA TARIM TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ, YÜCEBAŞ GIDA ORGANİK TARIM ÜRÜNLERİ LTD. ŞTİ., ZEYADA GIDA İTH. İHR. SAN. VE TİC A.Ş” katılarak Türk gıda ürünlerinin ihracatını artırmak için yeni ticari bağlantı arayışında olacaklar.

ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANI ABDULKADİR URALOĞLU:21 YILDA DEMİRYOLLARINA YAKLAŞIK 880 MİLYAR LİRA YATIRIM YAPTIK

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, raylı sistemler sektörünün en büyük fuarlarından birisi olan Eurasia Rail fuarına katıldı.

Sektörün en önemli aktörlerini bir araya getiren fuarın açılış konuşmasını yapan Bakan Uraloğlu, son 21 yılda ulaşım ve iletişim alanında Türkiye’nin çehresini değiştirdiklerini belirterek, “Demiryollarını 2003 yılından itibaren başlattığımız gelişim hamleleriyle devlet politikası olarak ele aldık ve öncelikli sektör olarak belirledik. Asya ve Avrupa arasında köprü görevi gören ülkemizin coğrafi konumunun sağladığı fırsatların ekonomik ve ticari avantajlara dönüşebilmesi için demiryollarında yeni bir atılım başlattık. Demiryolu hatlarımızın limanlara, havaalanlarına, lojistik merkezlere bağlantısını sağlayarak demiryollarımızı kombine taşımacılığa uygun yeni bir anlayışla ele aldık. Projelerimizle sadece doğu-batı hattında değil, kuzey-güney kıyılarımız arasında da demiryolu ulaşımını ekonomiye katkı sağlar hâle getirmeyi planladık. 2003-2023 yılları arasında ülkemizde demiryollarında ciddi yatırımlar, iyileştirme, yenileme ve kalkınma hamleler Türkiye’nin adeta çehresini değiştirdik” dedi.

Bakan Uraloğlu, “Ana yurdumuzun demir ağlarla örülmesi” vizyonuna sahip çıktıklarını da kaydederek, “Demiryollarımızın tamamını elden geçirdik ve yeniledik. Tarihi İpek Yolunun canlandırılmasını amaçlayan “Tek Yol Tek kuşak” girişiminin en önemli halkasını oluşturan Bakü-Tiflis-Kars demiryolu hattını inşa ettik. Bu proje ile birlikte Asya ile Avrupa kıtaları arasında kesintisiz demiryolu ulaşımı mümkün hale getiren Marmaray ile Londra’dan Pekin’e kadar en güvenli, kısa ve ekonomik uluslararası demiryolu koridorunu oluşturduk” diye konuştu.

Bakan Uraloğlu, “Hatlarımızın, 8 bin kilometre ile yüzde 60’nı sinyalli, yarısını elektrikli hale getirdik” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ülkemizi yarım asırlık hayalimiz olan Yüksek Hızlı Tren işletmeciliği ile tanıştırdık. İlk olarak 2009 yılında hizmete başlayan Ankara-Eskişehir yüksek hızlı tren hattını sonrasında Ankara-Konya ve Ankara-İstanbul hatları takip etti. Son olarak 26 Nisan’da Ankara -Sivas Hattının da açılmasıyla 11 ilimizi birbirine hızlı tren ağıyla bağladık. 2053 Ulaştırma ve Lojistik ana planı ve yol haritamızla, Hızlı tren hizmeti alan il sayımızı; Ankara-İzmir, Mersin-Adana-Gaziantep, Halkalı-Kapıkule gibi tüm hızlı tren projelerimizi tamamladığımızda 52’ye çıkartacağız. Demiryolu hat uzunluğumuzu da 28 bin 590 kilometreye yükselteceğiz.”

YERLİLİK VE MİLLİLİĞİ ÖN PLANDA TUTUYORUZ

Bakan Uraloğlu, “Ülkemizde demiryolu ulaşım ağımızı geliştirirken bir diğer hedefimiz de; dünyadaki gelişmeleri takip etmek ve yeni teknolojilerle donatılmış yerli demiryolu sanayisini geliştirmektir. Bu noktada demiryolu ağımızın gelişimindeki tüm başarıları yine aynı dönemde gelişen yerli ve milli demiryolu endüstrimiz ile de adeta taçlandırdık. Devlet eliyle yapılabilecek her türlü yasal düzenlemeleri yapıp özel sektörün önünü açtık. Son 21 yılda ciddi bir ulusal demiryolu endüstrisi oluşturduk. TÜLOMSAŞ, TÜDEMSAŞ ve TÜVASAŞ’ı, TÜRASAŞ çatısı altında birleştirerek ülkemizdeki raylı sistem üretim süreçlerinde yeni bir ivme ve sinerji yakaladık. TÜRASAŞ’ı, Orta Doğu’nun en büyük raylı sistem araç üreticisi haline getirdik” diye konuştu.

MİLLİ ELEKTRİKLİ TREN SETLERİMİZ DE HİZMETE BAŞLADI

Bakan Uraloğlu, “Bildiğiniz üzere Nisan ayında TCDD Taşımacılığa devrettiğimiz Milli Elektrikli Tren Setlerimiz yolcu taşımacılığına başarıyla devam ediyor. Bu tren setlerimizin işletme hızı 160 kilometre, tasarım hızı ise 176 kilometredir. İşletme ihtiyaçlarına göre 3’lü, 4’lü 5’li ve 6’lı araç konfigürasyonuna sahip. 5’li araçlı konfigürasyonunda yolcu kapasitesi 324’tür. Avrupa Birliği tarafından istenen TSI Sertifikasına yani karşılıklı işletilebilirlik için gerekli tüm şartlara da sahiptir. Şuana kadar 2 prototip ve 1 Seri set olmak üzere toplamda 3 set üretilen Milli Elektrikli Tren setlerimizden; 2024 yılına kadar 4 set, 2025 yılı sonuna kadar 15 set olmak üzere toplamda 22 set üreterek yolcu taşımacılığının önemli bir ihtiyacını karşılayacağız. 2030 yılına kadar da tren setlerinin sayısını 56’ya tamamlayacağız. Yine, işletme hızı 225 kilometre olan Milli Hızlı Tren tasarım çalışmalarımız da devam ediyor. Çalışmaları final tasarım aşamasına getirerek bu sürecin %90’ınını tamamladık. 8 araçlı tren setine sahip olacak bu milli hızlı trenimizi de 2025 yılında yolcu taşımacılığına kazandırmayı hedefliyoruz” dedi.

TÜRKİYE KÜRESEL OYUNCU OLARAK TÜM DÜNYAYA SESİNİ DUYURMUŞTUR

Bakan Uraloğlu, “Kendi yerli gözlem ve haberleşme uydularını üretiyor. Tersanelerinde savaş gemilerini inşa ediyor, ATAK Helikopterleriyle, Silahlı-Silahsız Hava araçlarıyla gökyüzünde hâkimiyet kuruyor, Hava savunma sanayinde Dünya güç dengelerini değiştiren, muharebe alanında çığır açan teknolojiler geliştiriyoruz. 2007’de Bayraktar Mini İHA ile başlayan serüvenimiz, 2014’te Bayraktar TB2 ve 2019’da da Akıncı ile devam etti. İlk insansız savaş uçağı Bayraktar Kızılelma gökyüzünde boy gösterdi. TOGG ile milletimizin yarım asırlık bir hayalini daha gerçeğe dönüştürdük. Bundan 60 sene önce bugünkü TÜRASAŞ’ın Eskişehir tesislerinde üretilen Devrim Otomobilini engelleyenlere çağın en gelişmiş teknolojisi ile üretilen TOGG ile cevap verdik” diye konuştu.

Raylı sistemler sektörünün en büyük fuarlarından birisi olan Eurasia Rail, sektörün en önemli aktörlerini bir araya getirdi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, TCDD ve TCDD Taşımacılık destekleriyle İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleşecek olan Uluslararası Demiryolu, Hafif Raylı Sistemler ve Lojistik Fuarı Eurasia Rail, iki gün sürecek.

Avrasya Bölgesi’nin tek ve dünyanın en büyük fuarlarından birisi olan Eurasia Rail Fuarı’na, 30 ülkeden ise 200’ün üzerinde, satın almacı katılıyor. Fuarda, sektörü bir adım öteye taşıyacak ve yeni kontakların geliştirileceği sürdürülebilirlik, Enerji, İnovasyon ve Global İş Birlikleri gibi merakla beklenen konular yer alırken, dünyaca ünlü Hyperloop Teknolojisine dair son gelişmeler de aktarılacak. Otonom robotlar, siber güvenlik, 3B baskı, simülasyon teknolojileri, BIM ve enerji verimlilik çözümleri ile sektöre damga vuran start-uplar da sektörün öncüleri bir araya gelecek.

Petrol Ofisi, Brandverse Awards’ta 5 ödül birden alırken sosyal medyadaki liderliğini de 5. seneye taşıdı Eski ve yeni nesil tüm pazarlama, iletişim ve reklam çalışmaları ile markaların dünyasına 360 derece kapsayıcı bir bakış sunan pazarlama ve iletişim projelerinin ödüllendirildiği Brandverse Awards’ta Petrol Ofisi, 5 ayrı kategoride toplam 5 ödüle layık görüldü. Marketing Türkiye ve BoomSonar tarafından düzenlenen Brandverse Awards Ödül Töreni’nde uzman jüri üyelerinin değerlendirmeleriyle kazananlar belli oldu.Türkiye akaryakıt ve madeni yağlar sektörlerinin lideri Petrol Ofisi Grubu, markaların yıl boyunca sosyal medya performanslarını tamamen tarafsız ve veriye dayalı olarak hazırlanan sosyal medya marka endeksi sonuçları göz önünde bulundurularak verilen SocialBrands Veri Analitiği Ödülleri’nde, “Akaryakıt” kategorisinde Altın ödülün sahibi oldu.Petrol Ofisi, “Bugünden Yarına Hazır” adlı kampanyası ile “Film” ana bölümünde “Seri Filmler” ve “Diğer Sektörler” kategorilerinde iki Bronz ödülün sahibi olurken, özel günlere yönelik bir iş birliği yürüttüğü Sunay Akın ile hayata geçirdiği “18 Mart İnsanlığın Zaferi” projesiyle Sosyal Medya ve Dijital Ana Bölümü “Küçük Bütçeli Büyük İşler” kategorisinde Bronz ödüle layık görüldü. Petrol Ofisi Sosyal Lig ise “Mobil Uygulama” kategorisinde Gümüş ödülün sahibi oldu.“Akaryakıt sektöründe ‘Dijital Dünyanın En İtibarlı Markası’ olarak sosyal medya liderliğimizi de tartışmasız sürdürüyoruz” Petrol Ofisi olarak, faaliyet gösterdikleri tüm alanlarda sektörde öncü konumda yer alarak hareket ettiklerini söyleyen Petrol Ofisi Grubu CMO’su Sinan Seha Türkseven, “Markaların sosyal medya performansları tamamen istatiksel olarak hesaplayan sosyal medya marka endeksi Social Brands puanları ile hesaplandığı veri analitiği ödülünü 5. defa kazanmaktan gurur duyuyoruz. Diğer çalışmalarımızın da saygıdeğer Brandverse jürileri tarafından takdir ve tescil edilmesinden büyük mutluluk duyuyoruz. Aldığımız bu ödüllerde emeği geçen tüm çalışma arkadaşlarıma ve ajanslarımıza teşekkür ediyorum.” dedi.

LUS-210 boya desteği alan Mimaki UJV55-320 şimdi çok daha avantajlı

Mimaki pazarın çok satan modellerinden UJV55-320 UV-LED baskı makinesine LUS-210 boya desteği getirerek, kullanıcılarına ciddi bir boya maliyet avantajı sağladı.

Geniş format inkjet baskı makineleri, kesim plotterları ve 3D baskı makinelerinin lider küresel markası Mimaki, gerçekleştirdiği geliştirmelerle hem mevcut hem de yeni kullanıcılarına daha fazla olanak sağlamaya devam ediyor. Mimaki, son olarak, küresel pazarda olduğu gibi Türk baskı endüstrisinde de başarısını kanıtlayan ve sektör profesyonelleri tarafından büyük ilgi gören yüksek performanslı, süper geniş format Mimaki UJV55-320 UV-LED baskı makinesine yeni nesil LUS-210 boya desteği vermeye başladı. Bu yeni seçenek sayesinde, kullanıcıların boya maliyeti neredeyse yarı yarıya düşerken, yüksek baskı kalitesi ve verimliliği beklentileri de başarıyla karşılanıyor.

Mimaki, baskı makineleri alanındaki yenilikçi vizyonunu boyalar konusunda da sürdürüyor ve yeni nesil boyalarının mevcut modellerde de kullanılabilirliğini sürekli artırıyor. UJV55-320 UV-LED baskı makinesi, üretim maliyetlerini düşüren yeni boyası ile baskı alanındaki başarısını ve cazibesini daha da ileriye taşıyor.

UJV55-320 güçlü donanımıyla güven veriyor

3.2 m baskı genişliği ile UV baskı segmentinde süper geniş format baskı uygulamalarına olanak veren Mimaki UJV55-320, tek parça büyük tasarımların ve birçok farklı baskı işinin tek seferde basılmasına imkan sağlıyor. 1200 dpi çözünürlüğe ve saatte 110 m2’ye varan yüksek baskı hızları sunan UJV55-320, çift rulo baskı özelliğiyle kesintisiz çalışma süresini uzatarak verimliliği iki katına çıkarıyor. Ayrıca bu özellik sayesinde küçük genişlikteki baskı işlerinin teslim süresi daha da kısalıyor. İki bağımsız baskı işini eş zamanlı olarak yürütmek için iki adet rulo malzemenin kullanılabildiği özellikte, baskı genişliği, her rulo için ayrı ayrı ayarlanabiliyor ve RIP yazılımı RasterLink6Plus ile aynı anda farklı baskı işleri kolay bir şekilde yönetilebiliyor. Dahili LED ışık özelliği sayesinde baskı kalitesinin anlık olarak kontrol edilmesini sağlayan model, kullanıcı dostu özellikleriyle baskı sürecinin rahat ve hızlı bir şekilde gerçekleştirilmesini sağlıyor.

Diğer Mimaki çözümlerinde olduğu gibi, UJV55-320 de güvenli ve gözetimsiz bir baskı prosesi için Mimaki Çekirdek Teknolojileri ile donatıldı. Nozül Kontrol Ünitesi (NCU) nozül durumunu otomatik olarak kontrol ederken, Nozül Kurtarma Sistemi (NRS) eksik nozülleri sorunsuz olanlarla otomatik olarak değiştirerek üretimin kesintiye uğramasını engelliyor. Mimaki Gelişmiş Pass Sistemi (MAPS4) ise gelişmiş bir algoritma şablonu kullanarak baskı izlerini azaltıyor ve baskı kalitesini artırıyor. Ayrıca MFD1, MCT, VDT ve Dalga Formu Kontrol Teknolojisi ile ilk baskıdan itibaren kesintisiz baskı işlemi, istenilen baskı kalitesi, netliği, renk doygunluğu ve keskin detaylar garanti ediliyor.

Üstün Mimaki deneyimi şimdi çok daha cazip

1 litrelik şişelerde sunulan LUS-210 boyalar, yoğunluğu ile daha düşük oranlarda tüketimi mümkün kılarken, parlak ve canlı renkler ile de çok farklı kullanımlara kapı açıyor. C,M,Y,K renk setiyle afiş, vitrin, sergi grafikleri, iç ve dış mekan tabelaları, POS ürünleri gibi reklamcılık ve dekorasyon alanındaki birçok uygulamada güvenle kullanılabilen bu boya, iklimsel şartlara karşı da yüksek bir dayanıklılığa sahip.

Mimaki’nin sürdürülebilir ve çevreci üretim vizyonuna uygun bir şekilde GREENGUARD Gold sertifikasına sahip olan LUS-210 boya, hem baskı prosesi sırasında personel açısından hem de uygulama sonrasında kullanıcılar ve tüketiciler için herhangi bir sağlık tehlikesi yaratmıyor ve güvenle kullanılabiliyor. Gerekli tüm uluslararası güvenlik ve kalite standartlarını karşılayan LUS-210 boya, ekonomik fiyatıyla kullanıcıların orijinal Mimaki boya deneyimini daha güvenli ve konforlu hale getiriyor.

Mimaki Eurasia Bölge Satış Müdürü Hüseyin Şarerler, pazarda önde gelen modellerden UJV55-320’e getirdikleri yeni boya desteğinin baskı profesyonellerine büyük bir avantaj sağladığını vurguladı. Şarerler şunları dile getirdi; “Boya maliyetinde ciddi bir düşüşten söz ediyoruz. Üstelik bu indirimi pazarın en çok satan modellerinden birinde; yüksek baskı kalitesiyle ultra baskı genişliğini bir arada sunan UJV55-320’de gerçekleştiriyoruz. Baskı profesyonelleri bildikleri ve güvendikleri Mimaki baskı çözümünü şimdi daha uygun üretim maliyetiyle deneyimleyebilecek ve dijital baskının konforunu yaşayabilecekler.”

Mimaki’nin gelişmiş baskı teknolojileri hakkında daha fazla bilgiye resmi web sitesinden ulaşabilirsiniz: http://www.mimaki.com.tr/

Mina Nejadamin, Roche’un Klinik Operasyonlar Türkiye Ülke Lideri oldu2012 yılından bu yana Roche Türkiye Klinik Araştırmalar ekibinde görev alan ve 2022 yılından itibaren Kıdemli Klinik Operasyonlar Liderliğini üstlenen Mina Nejadamin, 1 Haziran 2023 itibarıyla Klinik Operasyonlar Türkiye Ülke Lideri rolüne atandı. Sağlık ekosistemine inovasyon odaklı yenilikçi çözümler sunan Roche, yeni bir atamayı duyurdu. 2012 yılından bu yana Roche Türkiye Klinik Araştırmalar ekibinde yer alan ve 2022 yılından itibaren Kıdemli Klinik Operasyonlar Lideri görevini yürüten Mina Nejadamin, 1 Haziran itibarıyla yeni görevine başlayarak Klinik Operasyonlar Türkiye Ülke Lideri rolünü üstlendi.

Fiyat düzeyi endeksi, ülkelerin ulusal para birimlerinin karşılaştırmalı olarak döviz kuruna göre alım gücünün göstergesidir. Bir ülkenin fiyat düzeyi endeksi, 100’den büyük ise bu ülke karşılaştırıldığı ülke grubu ortalamasına göre “pahalı”, 100’den küçük ise bu ülke karşılaştırıldığı ülke grubu ortalamasına göre “ucuz” olarak ifade edilmektedir.

Türkiye’nin 2022 yılı sonuçlarına göre tüketim mal ve hizmetlerine ilişkin fiyat düzeyi endeksi 40 oldu. Bu değer, 27 Avrupa Birliği (AB) ülkesi genelinde 100 Euro karşılığı satın alınan aynı mal ve hizmet sepetinin, Türkiye’de 40 Euro karşılığı Türk Lirası ile satın alınabileceğini gösterdi.
Karşılaştırmalarda, 27 AB üyesi ülke, 3 Avrupa Serbest Ticaret Birliği (EFTA) ülkesi (İsviçre, İzlanda ve Norveç), 5 aday ülke (Türkiye, Kuzey Makedonya, Karadağ, Sırbistan ve Arnavutluk) ve 1 potansiyel aday ülke (Bosna-Hersek) kapsandı.
Tüketim mal ve hizmetlerinde en pahalı ülke İsviçre oldu
Ülkeler itibarıyla karşılaştırıldığında 36 ülke arasında tüketim mal ve hizmetlerine ilişkin fiyat düzeyi endeksi en yüksek ülke 174 ile İsviçre, en düşük ülke ise 40 ile Türkiye oldu.
Türkiye’de en yüksek fiyat düzeyi endeksi kişisel ulaşım araçlarında oldu
Türkiye’nin tüketim mal ve hizmetleri grubuna ilişkin fiyat düzeyi endeksi alt gruplar itibarıyla incelendiğinde, kişisel ulaşım araçları endeksi 144 oldu ve bu gruba ait fiyat düzeyinin AB ülkeleri ortalamasının üzerinde olduğu görüldü.
Diğer alt gruplar bazında ise; tüketici elektroniği endeksi 79 oldu ve bu grupta da Türkiye’nin fiyat düzeyinin diğer alt gruplara kıyasla yüksek olduğu görüldü. Buna karşılık giyim endeksi 36 oldu ve bu grupta fiyat düzeyinin diğer alt gruplara göre düşük olduğu gözlendi. Ayrıca Türkiye giyim endeks değerinde karşılaştırmalarda yer alan 36 ülke arasında en düşük endekse sahip ülke oldu. Lokanta ve oteller grubunda ise Türkiye endeks değeri 52 oldu.

ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANI URALOĞLU: ERCAN HAVAALANI DÜNYADA ÖRNEK PROJE OLACAK

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile birlikte ziyaret ettiği KKTC’de yapımı devam eden iki projenin çalışmaları yerinde incelendi.

KIBRIS’A KATKI SAĞLAMAYA DEVAM EDECEĞİZ

 Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Yeni Ercan Havalimanı ve Kuzey Çevre Yolu’nun Kıbrıs için çok büyük ve önemli olduğunu kaydederek, “Bu iki projenin Kıbrıs’a kazandırılması için büyük çabalar sarf ettik. Özellikle Ercan Havalimanı teknik ve altyapısıyla belki de alanında dünyada örnek gösterilecek bir proje. Kıbrıs’ın ulaşımına konfor ve katkı sağladığımız için çok muyluyuz. Bu yatırımlarımız tüm hızıyla devam edecektir” diye konuştu.

Temmuz ayı içinde açılması planlanan Ercan Havaalanı ve Karayolları Master Projesi kapsamında Kuzey Çevre Yolu projeleri dünyada örnek gösterilecek. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, havacılık sektöründe önemli bir yatırım olan Ercan Havaalanı yeni terminali, uçuş güvenliği, altyapı ve teknik özellikleriyle alanında örnek alınacak bir proje olarak ön plana çıkıyor.

EMSALLERİNE ÖRNEK TEŞKİL EDECEK

 Birçok yeniliğe ve gelişmeye sahip olan yeni Ercan Havalimanı, yeni imkân ve kabiliyetleri ile geniş gövdeli uçaklara da ev sahipliği yapacak. Her tip ve büyüklükte uçağın inebileceği çift pisti ile en son teknolojide görenlerin adeta hayran bırakacak. Toplam 7 milyon 800 bin metrekarelik bir alan üzerine inşa edilen Ercan Havalimanı, 2 bin 800 metre uzunluğundaki mevcut pistin güneyine inşa edilen yeni pist 3 bin 100 metre, her model yolcu uçağının kullanımına müsait uzunluğuna sahip.

MEVCUT HAVALİMANI 6 KAT BÜYÜYECEK

Mevcut Ercan Havalimanı 20 bin metrekare iken Ercan Havalimanı yeni terminali 6 katı büyüklüğüne çıkacak. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, havacılık sektörüne önemli bir yatırım olan Ercan Havalimanı yeni terminali, uçuş güvenliği, altyapı ve teknik özellikleriyle havacılık alanında da dünyada örnek alınacak bir proje olacak.

BİRÇOK TEKNİK ÖZELLİĞE SAHİP

Yeni Ercan Havalimanı’nda 9 adet körük, 21 adet de açıkta olmak üzere toplam 30 uçaklık park alanı mevcut olacak. Yeni terminal binası, 60 adet check in ve 44 adet pasaport kontrol noktası, 26 adet x-ray cihazı ve 4 kilometre uzunluğunda bagaj sistemi ile saatte 5 bin bagaj kapasitesi ile yolcularına hizmet verecek. 40 bin metrekarelik ve bin 500 araç kapasiteli kapalı otoparkla birlikte bin 500 araç kapasiteli otoparkı bulunacak olan havalimanında, otoparktan terminale asansör ve yürüyen merdiven sistemleriyle ulaşmak mümkün olacak.

KUZEY ÇEVRE YOLU TRAFİK YÜKÜNÜ HAFİFLETECEK

Çalışmalarına 2013 yılında başlanılan Lefkoşe Kuzey Çevre Yolu, bölgedeki trafik yükünü önemli ölçüde hafifleterek, güvenliği ve sürüş konforunu arttıracak Kıbrıs’ın en önemli projelerinden birisi olacak.

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

Ekonomi-teknoloji, spor, eğitim, magazin-yaşam haberleri, TUİK verileri

Araştırma-Geliştirme Faaliyetleri Araştırması, 2023 Araştırma-Geliştirme (Ar-Ge) harcaması 2023 yılında 377 milyar 542 milyon TL’ye yükseldi …