İHRACATÇI FİRMALAR YEŞİL MUTABAKATA UYUM İLE BÜYÜYECEK
T.C. Ticaret Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) koordinasyonunda ihracatçı firmaların Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyumunu desteklemek amacıyla hayata geçirilen Responsible Programı’nın tanıtımı, Uludağ İhracatçı Birlikleri’nin (UİB) ev sahipliğinde gerçekleştirildi.
UİB ev sahipliğinde gerçekleştirilen programda, ihracat yapan firma temsilcilerine Responsible Destek Programı anlatıldı. Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Uludağ Yaş Sebze Meyve İhracatçıları Birliği (UYMSİB) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Senih Yazgan, sürdürülebilirlik konusundaki çalışmalarına büyük önem verdiklerini belirterek, ‘’Sürdürülebilirlik, döngüsel ekonomi, çevreye duyarlı teknolojiler ve bunlarla bağlantılı konular mutlaka çalışma alanımızda yer almalı. Bu konular hepimiz için çok önemli. Bu konuları, sadece yeşil mutabakatla gelen zorunlu ev ödevimiz olarak görmüyoruz. Dünyayı tüketmeden dünya için üretmek sloganıyla iklim değişikliği ile mücadeleye katkıyı, insana ve doğaya saygılı üretimi önceliklerimiz arasında görüyoruz” şeklinde konuştu.
“Yeşİl Mutabakat’a uyum rekabetin belirleyici parametresi”
Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyum küresel rekabette en belirleyici parametre haline geldiğini vurgulayan Prof.Dr. Senih Yazgan, şunları söyledi:
“Bu kapsamda; sektörlerin sürdürülebilirlik konusunda yeşil dönüşümü sağlayabilmesi için farkındalığın sağlanması, mevcut durum analizinin yapılması, mevcut durumun iyileştirilmesine yönelik sürdürülebilirlik yol haritasının oluşturulması, sürdürülebilirlik yol haritasında yer alan projelerin hayata geçirilmesine yönelik teknik ve finansal fizibilite danışmanlığı verilmesi, sürdürülebilirlik parametrelerine göre belirli seviyenin üzerindeki firmalara “Responsible®” markasının kullanımına izin verilerek, üretici ve tüketicide farkındalık yaratılması ile firmaların ulusal, uluslararası fonlara ve diğer devlet teşviklerine erişiminin kolaylaştırılması amacıyla Responsible Programı biz ihracatçılar için büyük önem taşımaktadır.”
Veloturk Gran Fondo Çeşme by Salcano koşuldu
Çeşme, Veloturk Gran Fondo by Salcano’ya 8’inci kez ev sahipliği yaptı.
İzmir’in muhteşem plajları, festivalleri ve eşsiz Ege lezzetlerinin yer aldığı Çeşme’de Veloturk Gran Fondo rüzgarı esti. Çocukları karne hediyesi olarak bisikletleriyle buluşturabilmeyi amaçlayan amatör yol bisiklet yarışı, spor ile sosyal farkındalık oluşturdu. “Bir Çocuk Gülerse Dünya Güler” projesine destek olmak için bisiklet severleri bir araya getiren Veloturk Gran Fondo Çeşme by Salcano, bu sene 8’inci kez Çeşme’de koşuldu. Organizasyonun ardından düzenlenen törenle dereceye giren sporculara ödülleri verildi.
12 ÜLKEDEN 708 SPORCU YER ALDI
Argeus Travel & Event tarafından Veloturk işbirliği ve Salcano’nun ana sponsorluğunda Çeşme Kaymakamlığı ve Çeşme Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen yarış; Gençlik ve Spor Bakanlığı, İzmir Valiliği ve Bisiklet Federasyonu destekleri ile gerçekleşti. Toyota Hybrid ile Pınar Protein sponsorluğundaki organizasyon Shimano ile PT Academy hizmet ve ürün sponsorluğunda koşuldu.
Gran Fondo World Tour takvimine dahil edilen ve dünya şampiyonalarına puan veren Veloturk Gran Fondo Çeşme by Salcano’ya bu yıl Türkiye’nin yanı sıra; Yunanistan, Bulgaristan, Danimarka, İngiltere, Kazakistan, Norveç, Polonya, Romanya, Rusya, Sırbistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde 708 sporcu katıldı.
Üç ayrı güzergahtan oluşan amatör yol bisikleti yarışı Veloturk Gran Fondo Çeşme by Salcano’da katılımcılar 91K’lık Salcano, 67K’lık Totoya Hybrid ve 41K’lık Çeşme parkurlarda kıyasıya mücadele verdi. Organizasyon UCI ve Türkiye Bisiklet Federasyonu yönetmeliklerine göre düzenlendi.
Ekonomik Güven Endeksi, Ekim 2024 Ekonomik güven endeksi 98,0 oldu
Ekonomik güven endeksi Eylül ayında 95,0 iken, Ekim ayında %3,2 oranında artarak 98,0 değerini aldı.
Bir önceki aya göre Ekim ayında tüketici güven endeksi %3,0 oranında artarak 80,6 değerini, reel kesim (imalat sanayi) güven endeksi %3,0 oranında artarak 102,2 değerini, hizmet sektörü güven endeksi %1,5 oranında artarak 114,2 değerini, perakende ticaret sektörü güven endeksi %0,1 oranında artarak 110,7 değerini, inşaat sektörü güven endeksi %1,7 oranında azalarak 86,3 değerini aldı.
Konut Satış İstatistikleri, Eylül 2024, Kayseri’de 3 bin 574 , Türkiye genelinde Eylül ayında 140 bin 919 konut satıldı
Türkiye genelinde konut satışları Eylül ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %37,3 oranında artarak 140 bin 919 oldu. Konut satış sayısının en fazla olduğu iller sırasıyla 21 bin 314 ile İstanbul, 13 bin 205 ile Ankara ve 7 bin 612 ile İzmir olurken, en az olduğu iller sırasıyla 74 ile Hakkari, 82 ile Ardahan ve 106 ile Bayburt olarak gerçekleşti.
İpotekli konut satışları 15 bin 825 olarak gerçekleşti
Türkiye genelinde ipotekli konut satışları Eylül ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %87,4 oranında artarak 15 bin 825 oldu. Toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı %11,2 olarak gerçekleşti. Ocak-Eylül döneminde gerçekleşen ipotekli konut satışları ise bir önceki yılın aynı dönemine göre %42,6 oranında azalarak 92 bin 310 oldu.
Eylül ayında 3 bin 685; Ocak-Eylül döneminde ise 21 bin 702 ipotekli konut satışı, ilk el olarak gerçekleşti.
Diğer satış türleri sonucunda 125 bin 94 konut el değiştirdi
Türkiye genelinde diğer konut satışları Eylül ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %32,8 oranında artarak 125 bin 94 oldu. Toplam konut satışları içinde diğer satışların payı %88,8 olarak gerçekleşti. Ocak-Eylül döneminde gerçekleşen diğer konut satışları ise bir önceki yılın aynı dönemine göre %15,7 oranında artarak 854 bin 926 oldu.
İlk el konut satış sayısı 44 bin 858 olarak gerçekleşti
Türkiye genelinde ilk el konut satış sayısı Eylül ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %47,1 oranında artarak 44 bin 858 oldu. Toplam konut satışları içinde ilk el konut satışının payı %31,8 oldu. İlk el konut satışları Ocak-Eylül döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre %12,0 oranında artarak 300 bin 879 olarak gerçekleşti.
İkinci el konut satışlarında 96 bin 61 konut el değiştirdi
Türkiye genelinde ikinci el konut satış sayısı Eylül ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %33,1 oranında artarak 96 bin 61 oldu. Toplam konut satışları içinde ikinci el konut satışının payı %68,2 oldu. İkinci el konut satışları Ocak-Eylül döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre %2,4 oranında artarak 646 bin 357 olarak gerçekleşti.
Yabancılara Eylül ayında 2 bin 22 konut satışı gerçekleşti
Yabancılara yapılan konut satışları Eylül ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %31,0 oranında azalarak 2 bin 22 oldu. Eylül ayında toplam konut satışları içinde yabancılara yapılan konut satışının payı %1,4 olarak gerçekleşti. Yabancılara yapılan konut satış sayısının en fazla olduğu iller sırasıyla 783 ile İstanbul, 548 ile Antalya ve 210 ile Mersin oldu.
Yabancılara yapılan konut satışları Ocak-Eylül döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre %39,1 oranında azalarak 17 bin 90 oldu.
Ülke uyruklarına göre en çok konut satışı Rusya Federasyonu vatandaşlarına yapıldı
Eylül ayında ülke uyruklarına göre en fazla konut satışı sırasıyla 346 ile Rusya Federasyonu, 163 ile İran ve 139 ile Irak vatandaşlarına yapıldı.
Canovate Group, Kamuda Dijital Dönüşüm Uygulamalarını anlattı
Bilişim Vadisi’nde 9 Ekim 2024 tarihinde gerçekleşen Kamu Bilgi ve İletişim Teknolojileri Konferansı’nda, “Yurtiçi ve Yurtdışında Kamuda Dijital Dönüşüm Uygulamaları” konulu bir sunum yapıldı. Canovate Group Genel Müdürü Gün Evren Gören, yerli ve milli yapay zeka, veri merkezleri, fiber optik, akıllı şehir çözümleri gibi başlıklarda teknolojide yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi.
Canovate Group’un yarım asırlık küresel teknoloji lideri olduğunu ifade eden Genel Müdürü Gün Evren Gören, şunları söyledi:
“Canovate olarak, 47 yıllık deneyim ve yenilikçi yaklaşım ile global arenada faaliyet gösteren ileri teknoloji şirketiyiz. İstanbul’da 40 bin metrekarelik modern üretim tesisine sahip olan firmamız; Avrupa, Amerika ve Orta Doğu’daki bölgesel ofisleriyle global çapta hizmet vererek, üretiminin %65’ten fazlasını 70’i aşkın ülkeye ihraç ediyor. Veri merkezi sistemlerinden soğutma çözümlerine, FTTX ve fiber optik ürünlere kadar geniş bir ürün portföyünü tasarımı, üretimi, testleri ve tüm komponentlerle beraber entegrasyonu dahil sunarak, müşterilerimize ileri teknoloji ve sürdürülebilirlik odaklı özelleştirilmiş çözümler sağlıyoruz. Kritik IT altyapılarını, ileri teknoloji ve sürdürülebilir ürünlerle desteklerken, aynı zamanda teknolojiye yön veren yenilikçi çözümlerle sektörde fark yaratmayı sürdürüyoruz.” dedi.
Ayakkabı ve saraciye ihracatçıları Suudi Arabistan yolcusu
Ayakkabı ve saraciye ihracatçıları Suudi Arabistan pazarında 2019 yılındaki ihracat seviyesine dönmek istiyor. Türkiye ile Suudi Arabistan arasındaki diplomatik ilişkilerdeki olumlu seyir Türk ayakkabı ve saraciye ihracatçılarının bu pazarı tekrar radarına almasını beraberinde getirdi.
Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği 20-22 Ekim 2024 tarihleri arasında Suudi Arabistan’a yönelik “Sektörel Ticaret Heyeti” düzenliyor. Heyette 11 Türk ayakkabı ve saraciye ihracatçısı firma yer alacak.
Ülkeler arasındaki dış ticaretin siyasi ilişkilerin seyrine göre olumlu ya da olumsuz etkilendiğine dikkati çeken Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Erkan Zandar, Suudi Arabistan ile Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin kopma noktasına geldiği 2021 yılında Türk deri sektörünün Suudi Arabistan’a ihracatının durma noktasına geldiğini kaydetti.
Kayseri OSB, 2024’te 30 Kilometre Yolun Asfaltını Yeniledi
Kayseri Organize Sanayi Bölgesi’nin 2024 yılı yatırım programında yer alan asfaltlama faaliyetleri tamamlandı. 2024 yılında yaklaşık 152 milyon TL bedelle 30 kilometre yolun asfaltı yenilenerek, sanayicilerin hizmetine sunuldu.
Kayseri OSB Başkanı Mehmet Yalçın, 2024 yılı bütçesinden en büyük payı alan hizmetlerden biri olan asfaltlama faaliyetlerine ilişkin açıklama yaptı. Başkan Yalçın, Fen İşleri Müdürlüğü tarafından yıl başında ihtiyaç tespitlerinin yapıldığını belirterek, asfaltlamaya ilişkin yatırım programının yaz ayları başında yürütülmeye başlandığını ve ekim ayı ortası itibariyle sona erdirildiğini söyledi.
Başkan Mehmet Yalçın, “2024 yılı yatırım programımızda önemli başlıklardan biri olan asfaltlama çalışmalarımızı tamamlamış bulunuyoruz. Yaklaşık maliyeti 152 milyon TL olan çalışmamız sonucunda 30 kilometre yolumuzda asfaltı tamamen yenilemiş bulunmaktayız. Yenilenen yollarımızın sanayicilerimize hayırlı olmasını diliyoruz.” dedi.
Yapılan asfalt yenileme çalışmasının Kayseri OSB’deki yollarda konforunun artması ve oluşabilecek kazaların en aza indirebilmesi bakımından büyük önem taşıdığını ifade eden Başkan Yalçın, “Yoğun kullanılan ve ihtiyaç duyulan caddelerde belirlediğimiz program dâhilinde asfalt yenileme çalışmalarımızı yaptık. Yaptığımız 30 kilometrelik yeni asfalt yolumuza ek olarak, Kayseri OSB sınırları içindeki yollarda bakım ve onarım çalışmalarımız aralıksız sürmektedir. Çalışmalarımız sırasında sabır gösteren tüm sanayicilerimize ve çalışanlarımıza teşekkür ediyorum.” diye konuştu.
Başkan Yalçın, sanayicilerin istek ve önerileri için 0352 321 11 00 numaralı telefonu arayabileceklerini kaydederek, Kayseri OSB sınırları içinde yer alan ve ihtiyaç duyulan yolların 2025 yılı planlaması dâhilinde yenilenmeye devam edileceğini sözlerine ekledi.
Yapay zeka uzmanları ve çevre bilimciler iklim çözümleri için İstanbul’da buluşuyor
Türkiye Bilişim Vakfı Başlangıç Noktası platformu (Be Node) ve 2024 Nobel Fizik Ödülü’nün sahibi Geoffrey Hinton’un kurduğu Vector Enstitüsü iş birliğiyle düzenlenen “Çevre için Yapay Zeka Konferansı (AI for Climate Summit)” 4 Kasım’da İstanbul Modern’de gerçekleşecek.
2024 yılının Nobel Fizik Ödülü’ne layık görülen Geoffrey Hinton’ın kurucusu olduğu Vector Enstitüsü ile İklim Değişikliği için Yapay Zeka Birliği projesini hayata geçiren Türkiye Bilişim Vakfı, 4 Kasım’da İstanbul Modern’de düzenlenecek olan Çevre için Yapay Zeka Konferansı’na ev sahipliği yapacak.
Vector Enstitüsü Yapay Zeka Bölümü Başkan Yardımcısı Dr. Deval Pandya, Profesyonel Gelişim Direktörü Dr. Sedef Koçak ile Vector Enstitüsü araştırmacılarından Yulia Eyriay, Matthew Kowal, Dr. Pascal Poupart ve Elham Bagheri’nin katılacağı konferansın açılış konuşmalarından birini Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerini matematiksel temele oturtmaya çalışan Toronto Üniversitesi Profesörü Luis Seco gerçekleştirecek.
2018 yılında Amgen Türkiye’ye katılan ve o zamandan bu yana TMEA İş Mükemmelliği Kıdemli Müdürü, İnflamasyon Kıdemli Ürün Müdürü, İmmünoloji İş Birimi Kıdemli Müdürü gibi farklı sorumlulukları başarıyla yerine getiren Uğraş Güngör, 2021 yılından bu yana Genel Tedaviler İş Birim Direktörü olarak görev yapmıştır. 15 Ekim 2024 itibarıyla Uğraş Güngör, Onkoloji-Hematoloji İş Birim Direktörü olarak atanmış olup yeni göreviyle Onkoloji-Hematoloji Pazarlama ve Satış süreçlerinin yanı sıra Ticari Operasyonlar süreçlerinin liderliğini üstlenecektir.
“Bu da mı Castrol?” Reklam Filmi Kristal Elma’da İki Ödülün Sahibi Oldu
Madeni yağ pazarının lider markalarından Castrol, bu yıl 36. kez düzenlenen Kristal Elma Ödülleri’nde önemli başarılara imza attı. Castrol Türkiye, Ukrayna ve Orta Doğu (TUCA) tarafından hazırlanan ve markanın ilerlemenin olduğu her alanda yer aldığını anlatan “Bu da mı Castrol?” reklam filmi, prestijli Kristal Elma Ödülleri’nde iki ayrı kategoride ödülle taçlandırıldı.
Castrol’e Kristal ve Gümüş olarak Çifte Ödül…
Castrol, Film – TV Sinema alanındaki “Otomotiv ve Otomotiv Ürünleri/Hizmetleri & Turizm ve Taşımacılık” kategorisinde Kristal Elma jüri üyeleri tarafından en beğenilen reklam filmine imza attı ve Kristal Ödülü kazanarak markanın yaratıcılık alanındaki liderliğini bir kez daha kanıtladı. Bu keyifli reklam filmi, aynı zamanda Entegre Kampanyalar/Otomotiv ve Otomotiv Ürünleri kategorisinde Gümüş Ödülü de kazanarak başarısını katladı.
UNICERA İstanbul’a Damga Vurmaya Hazırlanıyor
Güral Seramik 4-8 Kasım tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilecek olan UNICERA İstanbul Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı’na katılacak. UNICERA İstanbul seramik, banyo ve mutfak sektörlerinde dünya çapında lider bir fuar olarak her yıl İstanbul’da sektör profesyonellerini, yenilikçi tasarımcıları, üreticileri ve sektöre ilgi duyan ziyaretçileri bir araya getiriyor.
Küresel anlamda en hızlı büyüyen fuar olma özelliğiyle, uluslararası arenada sektörün sürdürülebilir gelişimine katkı sağlayan ve çevre dostu uygulamaları ile beğeni toplayan UNICERA İstanbul 4-8 Kasım tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Modern ve yenilikçi tasarımların öncüsü Güral Seramik, en özel koleksiyonlarını bu organizasyonda tüketicilerin beğenisine sunacak.
Güral Seramik çarpıcı tasarımlarıyla UNICERA İstanbul’da
Modern tasarımları, çarpıcı renk ve tasarımlarıyla öne çıkan Güral Seramik Carmen, Rosso, Natural Wood ve Onyx Gray seramik karo serileriyle UNICERA İstanbul Fuarı’nda yerini alacak. İhracattaki başarısını her geçen yıl katlayarak artıran Güral Seramik, dünya markası olma hedefiyle çıktığı yolda emin adımlarla ilerliyor.
BYD Türkiye’nin Pazarlama Direktörü Tilbe Polat Oldu
Dünyanın lider elektrikli araç üreticisi BYD, Türkiye yapılanmasında önemli bir ismi kadrosuna kattı. Sektörün deneyimli isimlerinden Tilbe Polat, BYD Türkiye’nin Pazarlama Direktörü olarak göreve başladı. Sektörde 20 yıla yakın kariyeriyle dikkat çeken Tilbe Polat, tecrübesi ve uzmanlığıyla BYD markasının Türkiye’deki başarı hedeflerine önemli katkılar sağlayacak.
1980 yılında İstanbul’da doğan Tilbe Polat, eğitim hayatına Üsküdar Amerikan Lisesi’nde başladı. 2003 yılında Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji ve Sosyoloji Bölümleri’nde Çift Anadal programını başarıyla tamamlayan Polat, sektöre 2005 yılında Doğuş Otomotiv ile adım attı.
Gruba ait birçok farklı markada üst düzey görevlerde bulunan Polat, Temmuz 2018’den itibaren Volkswagen Binek Araç Pazarlama Müdürü olarak görev yapıyordu. BYD Türkiye ekibine katılan Polat, bu yeni görevinde markanın Türkiye’deki pazarlama faaliyetlerine liderlik edecek.
Akustik Konforla Sağlıklı Çalışma Alanları
Çalışma mekanlarında verimliliğin artırılması ve çalışan sağlığının korunması, günümüzde ofis tasarımlarının öncelikleri arasındadır. Ancak bu hedeflere ulaşmak, yalnızca ergonomik düzenlemelerle değil, aynı zamanda akustik konforun sağlanmasıyla da mümkündür. Gürültü kirliliği, modern ofislerde en sık karşılaşılan problemlerden biridir ve dikkat dağınıklığından, stres seviyesinin artmasına kadar birçok olumsuz etkiye neden olabilir. Özellikle açık planların çözümlerinin yaygınlaşmasıyla, ortamda oluşan gürültü düzeyinin kontrol altına alınması, çalışanların odaklanmasını sağlamak ve iş memnuniyetini artırmak için kritik rollerden biri haline geldi.
Gürültü kirliliği, yalnızca rahatsızlık kaynağı olmaktan öteye geçerek, insan sağlığını ciddi boyutlarda tehdit eden bir unsurdur. Uzmanlar, sürekli olarak yüksek seslere maruz kalmanın uzun vadede işitme kaybına, stres bozukluklarına ve kardiyovasküler hastalıklara neden olabileceği konusunda uyarıyor. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, 55 desibelin üzerindeki sürekli gürültü seviyeleri insan sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratabilirken, 85 desibelin üzerindeki seviyeler işitme kaybına yol açabiliyor. Bu veriler ışığında, ofislerde akustik konforun, çalışan sağlığını doğrudan etkilediğinden bahsedilebilir.
TÜSİAD Küresel Siyaset Forumu’nun 21. Yüzyılda Güç Dengeleri ve Küresel Güney” webinarı 24 Ekim’de gerçekleşecek
TÜSİAD Küresel Siyaset Forumu 24 Ekim 2024 Perşembe günü, 15.00-16.30 saatleri arasında “21. Yüzyılda Güç Dengeleri ve Küresel Güney” başlıklı bir webinar düzenleyecek.
Küresel Siyaset Forumu Akademik Koordinatörü Prof. Dr. Evren Balta’nın yönetiminde gerçekleşecek etkinlikte; Batı ittifakı ya da Çin-Rusya ekseni dışında kalan ve herhangi bir bloka dahil olmayan farklı coğrafyalardaki gelişmekte olan “Küresel güney” olarak adlandırılan ülkelerin yükselişi, BRICS ve benzeri yapılar ele alınacak.
Etkinlikte ayrıca, Londra Şehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Kutlay tarafından hazırlanan “21. Yüzyılı Kazanmak: Güç Geçişleri Döneminde Küresel Güney ve Türkiye” başlıklı makale de kamuoyuna sunulacak. Webinarın diğer konuşmacıları ise şu isimler olacak:
Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Senem Aydın Düzgit
Büyükelçi (E), Serbestiyet yazarı Selim Kuneralp
Ekonomi ve Dış Politika Araştırma Merkezi (EDAM) Direktörü Sinan Ülgen
TÜSİAD “21. Yüzyılda Güç Dengeleri ve Küresel Güney” webinarı
Tarih: 24 Ekim Perşembe
Saat: 15.00-16.30
Günbatımının Büyüsünü Yansıtan Koleksiyon Artemis Halı’da
Yenilikçi tasarımları ve kusursuz işçilikle hazırladığı koleksiyonları ile bir yaşam stilini evinize taşıyan Artemis Halı, Zeus koleksiyonu ile evinize estetik bir dokunuş kazandırıyor. Mitolojik hikâyelerden ve gökyüzünün büyüleyici renklerinden ilham alınarak tasarlanan Zeus koleksiyonu, her zevke hitap eden modelleriyle ev dekorasyonunda fark yaratıyor. Günbatımında gökyüzünde beliren sıcak ve pastel tonlarından esinlenerek özenle hazırlanan Zeus koleksiyonu, evinize mistik ve sofistike bir atmosfer sunuyor.
Geleneksel halı sanatını modern çizgilerle harmanlayarak evlerin ruhunu yansıtan Artemis Halı, geniş ürün gamıyla her zevk ve stile uyum sağlıyor.
Günbatımında gökyüzünde parlayan renk tonlarının büyüsünü evinize getiren Artemis Halı’nın Zeus koleksiyonu, evinizde adeta bir sanat eseri etkisi yaratıyor. Büyüleyici renk geçişlerini evinize yansıtmakla kalmayıp mistik bir atmosfer sunan Zeus koleksiyonu, her mekanı sofistike ve çekici kılıyor.
Lidya Grup, SIGN İstanbul 2024’de global markaların yeni ürünleri ile teknoloji şovu yapacak
Dijital baskı sektörünün lideri Lidya Grup, temsil ettiği global markalar Xerox, Keundo, Duplo, Kongsberg, EFI, Epson, JWEI, Sutec ile dijital baskı makineleri sektöründe, baskı alanındaki farklı teknolojileri uçtan uca bir arada sunan dünyanın sayılı şirketlerinden birisidir. Temsil ettiği global markalar, bilgi birikimi, tecrübesi, organizasyon yapısı ve finansal gücü ile Türkiye ve EMEA (Avrupa, Orta Doğu ve Afrika) bölgesinde liderdir.
Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde, 31 Ekim ve 3 Kasım tarihleri arasında SIGN İstanbul 2024 Fuarı’na katılacak olan Lidya Grup, temsil ettiği global markaların yeni ürünleri ile teknoloji şovuna imzasını atacak. Her markadan 20’ye yakın dijital baskı makinesinin olduğu standta, ağırlıklı olarak ilk kez görücüye çıkacak olan Keundo makineleri bulunacak. Fuarın buluşma noktası olan standında, ülke genelinden gelen ziyaretçilerini ağırlarken, fuara özel kampanyalı fiyatları ve uygun finansman çözümleri ile ses getirmeye devam edecek. Endüstriyel reklam ve dijital baskı dünyasını bir araya fuar, yurtiçi ve yurtdışından profesyonel ziyaretçilerin yoğun katılımıyla gerçekleşecek.
Lidya Grup, uygun finansman çözümleriyle daima müşterilerinin yanında yer alıyor
2001 yılında kurulan Lidya Grup, aradan geçen 23 yılda sektöründe birçok ilke imza attı ve atmayı sürdürüyor. Xerox, Keundo, Duplo, Kongsberg, EFI, Epson, JWEI global markaları temsil eden Lidya Grup’un, 2022’de Başakşehir’de faaliyete başlayan Dijital Deneyim ve Eğitim Üssü, ülkemizin yanı sıra bulunduğumuz coğrafyada ilk ve tekdir. Ülkemizde, 8 bölgedeki merkez ofisi ve 23 bayisiyle, daima müşterilerinin yanında yer alan Lidya Grup, teknoloji danışmanlığının yanı sıra proje finansmanı sağlamaya devam ediyor. Yurtdışında da yatırım yaparak, 2022’de İngiltere’de Lydia Digital ltd faaliyetine başladı.
Marmara Park AVM, “Mesut Abi Merhaba” Projesiyle “Bronz Stevie Ödülü” nü Kazandı
ECE Türkiye tarafından yönetilen Marmara Park AVM, ünlü televizyoncu Mesut Yar ile gerçekleştirdiği “Mesut Abi Merhaba” adlı dijital projesiyle büyük bir başarıya imza attı. Proje, “Yılın Sosyal Medya Odaklı İletişim ve Halkla İlişkiler Kampanyası” kategorisinde “Bronz Stevie Ödülü” ne layık görüldü.
Geçtiğimiz yıl YouTube platformu için ürettiği özgün içeriklerle Stevie International Business Awards’un “Yılın Marka Deneyimi – Tüketici” kategorisinde de Bronz Ödül almaya hak kazanan Marmara Park AVM, YouTube kanalındaki izlenme oranlarını yüzde 600 artırarak marka bilinirliğini pekiştirdi. İçerik üreticisi Zeynep Rana Aybar’ın organizasyon ve yapımcılığını üstlendiği renkli projeler ile AVM, dijital dünyada varlığını daha da güçlendirdi.
Tüketiciler, sürdürülebilir ürünler için %9,7 oranında daha fazla ödeme yapmaya istekli
PwC’nin gerçekleştirdiği Küresel Tüketicinin Sesi Araştırmasına göre, tüketicilerin yaklaşık üçte biri enflasyonu yaşadıkları yer için bir numaralı risk olarak belirtirken, %62’si en önemli harcama artışının gıda alışverişinde olmasını bekliyor.
Hayat pahalılığı baskısı sürerken, tüketiciler sürdürülebilir şekilde üretilen veya tedarik edilen ürünler için ortalama %9,7 daha fazla harcama yapmaya istekli olduklarını belirtiyor.
Dijital deneyim önemini koruyor: Tüketicilerin %46’sı verilerinin korunması endişesine rağmen doğrudan sosyal medya üzerinden ürün satın alıyor; bu oran 2019’da %21 seviyesindeydi.
PwC’nin gerçekleştirdiği Küresel Tüketicinin Sesi Araştırmasına göre, hayat pahalılığı baskısı sürerken, tüketiciler sürdürülebilir şekilde üretilen veya tedarik edilen ürünler için ortalama %9,7 oranında daha fazla harcama yapmaya istekli olduklarını belirtiyor.
Dünya genelinde 31 ülke ve bölgede 20 binden fazla tüketicinin görüşleri alınarak hazırlanan araştırma, markaların, kendilerine yönelik tüketici güvenini yükseltmek için altı konuda adım atması gerektiğini vurguluyor.
Araştırma, tüketicilerin yüzde 85’inin, iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerini günlük yaşamlarında doğrudan deneyimlediklerini ve sürdürülebilirlik odaklı uygulamaları içeren tüketime öncelik verdiklerini ortaya koyuyor.
Bununla birlikte, tüketiciler sürdürülebilirliğe odaklanırken, aynı zamanda hayat pahalılığı baskılarından da olumsuz etkileniyorlar. Tüketicilerin yaklaşık üçte biri (%31) önümüzdeki yıl tüketim alışkanlıklarına yönelik en büyük risk olarak enflasyonu gösterirken, %62’si enflasyonun temel tüketim ürünlerinin fiyatlarını yükseltmesi nedeniyle, market alışverişlerinin önümüzdeki altı ay içinde harcamalarındaki en önemli artış kalemini oluşturacağını belirtiyor.
PwC Türkiye Şirket Ortağı ve Perakende ve Tüketici Ürünleri Sektörü Lideri Cihan Harman, araştırmayla ilgili olarak şunları söyledi:
“PwC Küresel Tüketicinin Sesi Araştırması, tüketici güvenini belirleyen tercihleri inceleyen en kapsamlı araştırmalardan biri. Şirketler, önceki dönemlerde, değişen tüketici tercihlerine yön verme, küresel enflasyonla artan fiyatları dengeleme, iklim değişikliğine yönelik tehditlerle mücadele etme ve yapay zekâ gibi zorlukları neredeyse aynı anda ele almak zorunda kaldı. Tedarik zincirini iyileştirme ve daha sürdürülebilir hale getirme, tüketici etkileşimi, alışveriş tercihlerindeki değişim gibi konularda atılacak adımlar, markaların yakın gelecekteki başarısını doğrudan etkileyecektir. Yine, markaların tüketiciyle iletişimlerinde çevre, sağlıklı ürün, sosyal medya, fiyat artışları ve yapay zekâ gibi konularda daha etkin olması gerektiğini görüyoruz. En dikkat çekici sonuçlardan biri de, sürdürülebilir bir şekilde üretilen ürünleri tercih eden katılımcıların bunun için %9,7 daha fazla ödeme yapmayı kabul edilebilir bulmaları.”
Tüketicilerin %85’i iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerini günlük yaşamlarında deneyimlediklerini bildiriyorlar
Araştırmaya katılanların yüzde 85’i, iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerini günlük yaşamlarında doğrudan deneyimlediklerini belirtiyor. Yüzde 46’sı ise çevre üzerindeki kişisel etkilerini azaltmak amacıyla daha sürdürülebilir ürünleri tercih ettiklerini ifade ediyor. Tüketicilerin benimsediği kişisel tutumlar arasında genel tüketimlerini azaltmak amacıyla daha dikkatli alışveriş yapmak (%43) veya elektrikli bir araç satın almak -ya da bunu planlamak- (%24) bulunuyor.
Tüketicilerin %80’i sürdürülebilir şekilde üretilmiş ya da tedarik edilmiş ürünler için daha fazla ödeme yapmaya hazır olduklarını belirtiyor. Bazı tüketiciler yerel, geri dönüştürülmüş veya çevre dostu malzemelerden yapılmış, daha düşük karbon ayak izine sahip bir tedarik zincirinde üretilmiş olma gibi belirli çevresel kriterleri karşılayan ürünler için ortalama %9,7 daha fazla ödemeye istekli. Ancak bu, enflasyon, makroekonomik dalgalanma ve yaşam maliyeti endişeleri gibi faktörler nedeniyle gerçek harcama olarak yansımayabilir.
Tüketiciler, üreticilerin sürdürülebilirlik uygulamalarını üretim yöntemleri ve geri dönüşüm (%40), çevre dostu paketleme (%38), doğa ve suyun korunması üzerinde olumlu etki yaratma (%34) gibi somut ölçütler üzerinden değerlendiriyor. Tüketiciler ayrıca taze meyve ve sebze tüketimini artırırken (%52) kırmızı et alımını azaltmayı (%22) planlıyor.
Teknoloji platformlarına güvende endişe olsa da, sosyal medya odaklı tüketim artıyor
Araştırmaya göre sosyal medyanın marka bilinirliği ve ürün tüketiminde birincil kaynak olarak önemi artmış durumda. Tüketicilerin %46’sı ürünleri doğrudan sosyal medya aracılığıyla temin ettiklerini belirtiyor ve bu oran 2019’daki %21’in oldukça üzerinde. Yüzde 67’lik bir kesim, yeni markaları keşfetmek için sosyal medyayı kullanırken, %70’i de alışveriş öncesinde şirketi değerlendirmek için yorumları araştırıyor. Sosyal medya fenomenleri satışları etkilemeye devam ediyor; katılımcıların %41’i bir ünlünün veya fenomenin satın alma kararlarını etkilediğini belirtiyor.
Bununla birlikte, teknoloji platformları tüketici alışkanlıklarını şekillendirirken aynı zamanda endişelere de yol açıyor. Yüzde 83 gibi büyük çoğunluk kişisel verilerinin korunmasının güvenlerini kazanmak için en önemli faktörlerden biri olduğunu söylerken, yüzde 80’i kişisel bilgilerinin gizli kalacağına dair güvence talep ettiklerini belirtiyor. Öte yandan, yalnızca %52’si verilerinin nasıl depolandığını veya paylaşıldığını anlama konusunda kendini güvende hissediyor.
Araştırma sonuçlarını değerlendiren PwC Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Şirket Ortağı Yiğit Arslan şirketlerin, tüketici güveni oluşturmada yapay zekâ faktörünü de göz ardı etmemesi gerektiğine dikkat çekti. Tüketicilerin gözünde yapay zekanın kısmen güvenilir bir teknoloji olduğuna dikkat çeken Arslan şu yorumu yaptı:
“Araştırmanın sonuçları, markaların sosyal medya kullanımı ve tüketici güveninde güçlü bir denge politikası kurmasının gerekliliğini ortaya koyuyor. Araştırma bulgularına göre yapay zekâ konusunda tüketicilerin %80’i bazı endişeler taşıyor. Katılımcıların yarısından biraz fazlası, ürün bilgilerini toplama ve önerilerde bulunma gibi daha basit konular için yapay zekâya güvense de sağlık gibi daha fazla risk oluşturabilecek, daha kişisel hizmetlerde kullanımı konusunda pek istekli değil. Bu durum, şirketlerin operasyonel maliyetlerini azaltma, tüketici endişelerini giderme ve etik standartları koruyacak teknolojilerin entegrasyonunda daha dikkatli davranması gerektiğini ortaya koyuyor.”
Yapay zeka ile desteklenen sanal asistanların yükselişi: Yeni dijital servisler çağında pazarlama Başak Zerman, Adjust Head Of Sales, META
Deutsche Telekom, bu yılın başlarında düzenlenen MWC’de, telefonunuzda görevleri yerine getirmenizi sağlayacak yapay zeka destekli sanal asistanla donatılmış bir telefon konseptini tanıttı. Bu asistan, şu anda çeşitli işlevler için uygulamalarda kullanılsa da, zamanla doğrudan uygulamaların dışında çalışacak şekilde tasarlandı ve doğrudan uygulamaların temelini oluşturan veritabanları ile çalışıyor.
Piyasada çok sayıda uygulama bulunması kötü bir şey değil ancak tek bir hedef için (örneğin konaklama, uçak bileti, araç kiralama vb. gerektiren bir gezi rezervasyonu yapmak) birden fazla uygulama arasında gezinmek can sıkıcı olabiliyor. Ancak artık yapay zeka asistanı, söz konusu tüm uygulamaların veri tabanlarıyla iletişim kurup tek bir cevap/çözüm sunarak bir danışman gibi hareket ediyor ve sonuç olarak kullanıcıların hayatını kolaylaştırıyor.
Bu son yenilik -eğer yakın gelecekte hayata geçerse- uygulama tasarımı ve pazarlamasında önemli bir değişime işaret edecek. Özellikle seyahat, finans ve kamu hizmetleri gibi sektörlerdeki hizmet odaklı uygulamalar için bu durum geçerli olacak. Bu sektörler, kullanıcılarının giderek daha fazla yapay zeka asistanlarına güvenmesi nedeniyle, tamamen unutulma tehlikesi ile karşı karşıya demek yanlis olmayacaktir.
Bu hizmet tabanlı uygulamaları geliştiren mühendisler için geleneksel bir hedef olan uygulama arayüzleri aracılığıyla kullanıcı katılımını artırmak artık daha az önemli hale geliyor. Bunun yerine, birincil hedef, AI sistemlerinin veritabanlarına sorunsuz bir şekilde erişebilmesini ve etkileşimde bulunabilmesini sağlamak olacak.
Bunun için de güvenli, verimli ve yapay zeka sistemlerinden gelen karmaşık istekleri işleyebilen API’lar da dahil olmak üzere güçlü bir backend altyapısı gerekiyor. Ayrıca, yapay zeka sistemlerinin veritabanlarına doğrudan erişimi, göz önünde bulundurulması gereken yeni güvenlik açıkları ortaya çıkarabileceğinden, büyük olasılıkla bu yeni yapay zeka destekli asistanlar çağında güvenlik protokollerinin yeniden gözden geçirilmesi gerekecek.
Yapay zeka destekli asistanların etkin olduğu ve uygulamalara gerek duymayan telefonların çağında uygulama pazarlamacılarını zorlu problemler bekliyor. Pazarlama dünyasının geleneksel hedeflerinden olan uygulama indirmeleri ve uygulama içi etkileşim gibi metrikler artık daha az geçerli olacak.
Yapay zeka asistanlarının yükselişi, hedeflerin değiştiği anlamına geliyor: Pazarlamacıların artık kullanıcıların, yapay zeka asistanlarının bu uygulamaların arkasındaki veritabanlarını ve hizmetleri nasıl kullanacaklarını öğrenmelerini ve bu konuda talimat verebilmelerini sağlamaya odaklanmaları gerekiyor. Örneğin, yeni hedef, kullanıcıları bir seyahat rezervasyon uygulamasını indirmeye zorlamak yerine, AI asistanlarından bu uygulamanın veritabanı tarafından sağlanan verileri ve servisleri kullanarak bir uçuş rezervasyonu yapmalarını istemek olabilir.
Bu değişim eğlence ve oyun uygulamalarını da etkileyecek; ancak buradaki zorluk, kullanıcıları yapay zeka asistanlarının uygulamayı yüklemesini ikna etmek ve uygulamanın kullanımını sürekli kılmak için ilgi çekici bir kullanıcı deneyimi sunmasını sağlamak olacaktır.
Bu yeni çağda kanal çeşitlendirmesi önemli bir rol oynuyor. Geleneksel mobil kullanıcı yolculuğu, yani uygulamalara göz atma, uygulamaları kurma ve denemeler bu süreçten önemli ölçüde etkilenecek. Kullanıcıların aradığı şeyi bulmak için ses komutları, anahtar kelimeler ve AI asistan etkileşimleri daha çok kullanılacak.
Bu nedenle uygulama sahipleri, kullanıcı edinimi ve etkileşim için mevcut yaklaşımlarını gözden geçirmek zorunda kalacak. Pazarlamacıların potansiyel kullanıcılara ulaşmak için sosyal medya dahil olmak üzere çeşitli kanallardan yararlanmaları gerekecek. Yapay zeka anahtar kelimeleri için optimize edilmiş arama motorları, backend hizmetlerinin ve veritabanlarının değerini gösterebilen içerik platformları da bu kanallar arasında yer alacak.
Yapay zeka asistanlarının yaygınlaşması, arama davranışlarında da bir değişime yol açacaktır. Kullanıcılar, bir arama motoruna anahtar kelime yazmak yerine, giderek daha fazla yapay zeka asistanlarından bilgi bulmalarını veya bir öneri sunmalarını isteyecekler. Bu, gücün yapay zeka asistanında olduğu anlamına gelecek ve AI sistemlerinin kullanıcı aramalarını nasıl yorumladığı ve yanıtladığı ile ilgili yeni bir tür arama motoru optimizasyonu gerektirecek. Şirketlerin, servislerinin yapay zeka asistanları tarafından kolayca keşfedilebilmesini sağlamak için yatırım yapmaları gerekecek.
Son olarak, reklam stratejilerinin de değişmesi gerekecek. Bir uygulamayı indirip denemeye yönlendiren reklamlar, artık gereksiz hale gelecek ve bunun yerine yapay zeka asistanları ile erişilen backend servislerinin değerini öne çıkarmaları gerekecek. Bu reklamların, hizmetin kullanım kolaylığı, hızı veya onu rakiplerinden ayıran benzersiz özellikleri gibi avantajlarını açıkça anlatmasının ne denli önemli olduğunu gösteriyor.
Aon, İK profesyonellerAon’un wellbeing konseptine ölçülebilir, sürdürülebilir ve dijital bir boyut kazandıran inovatif wellbeing çözümlerini tanıttığı lansmanda, Türkiye’nin önde gelen insan kaynakları yöneticileri, Aon’un wellbeing ekosistemindeki dijital çözüm ortakları, sigorta sektörü yetkilileri ile yerli ve yabancı wellbeing uzmanları bir araya geldi.
ine çalışan wellbeing’i çözümlerini tanıttı
Aon’un wellbeing konseptine ölçülebilir, sürdürülebilir ve dijital bir boyut kazandıran inovatif wellbeing çözümlerini tanıttığı lansmanda, Türkiye’nin önde gelen insan kaynakları yöneticileri, Aon’un wellbeing ekosistemindeki dijital çözüm ortakları, sigorta sektörü yetkilileri ile yerli ve yabancı wellbeing uzmanları bir araya geldi.
Risk Sermayesi ve İnsan Sermayesi konularında global deneyimi ve yerel ihtiyaçlara uygun çözümleri ile 120’den fazla ülkede müşterilerine hizmet veren Aon’un Türkiye Sağlık Çözümleri, wellbeing konseptine ölçülebilir, sürdürülebilir ve dijital bir boyut kazandıran inovatif wellbeing çözümlerini tanıttığı bir lansman yaptı.
Türkiye’nin önde gelen insan kaynakları yöneticilerini, Aon’un wellbeing ekosistemindeki dijital çözüm ortaklarını, sigorta sektörü yetkililerini, yerli ve yabancı wellbeing uzmanlarını bir araya getiren İstanbul Swissôtel’deki etkinlik, Kurumsal Eğitmen ve Duygusal Detoks Uzmanı Reyhan Elmasri eşliğinde nefes çalışması ile başladı.
YAZIN ARDINDAN KIŞ TURİZMİ HAREKETLENİYOR
Yaz aylarının bitişiyle birlikte turizm sektöründe kış hazırlıkları hız kazandı. Deniz, kum ve güneş sezonunun sona ermesiyle birlikte tatilciler rotalarını karla kaplı dağlara ve kış turizmi merkezlerine çevirmeye başladı. Özellikle Uludağ, Kartalkaya, Palandöken ve Erciyes gibi Türkiye’nin önde gelen kayak merkezleri, bu kış da ziyaretçilerini ağırlamaya hazırlanıyor. Kış turizmine olan ilgi, özellikle pandemi sonrası dönemde giderek artarken, oteller ve turizm acenteleri de erken rezervasyon fırsatları sunarak misafirlerine avantajlar sağlıyor.
Kış Turizmi İçin Tavsiyeler
Rotana Turizm Genel Müdürü Ahmet Fevzioğlu, kış turizmine olan ilgiyi değerlendirirken, tatilcilerin son yıllarda kayak merkezlerine olan talebinin ciddi oranda arttığını vurguladı. Fevzioğlu, “Yaz tatili kadar artık kış tatili de birçok insanın vazgeçilmezi haline geldi. Özellikle pandemi sonrası doğayla iç içe, açık hava aktivitelerine olan ilgi hızla yükseldi. Bu ilgi, kayak merkezlerinin yanı sıra termal oteller ve dağ otellerine de yansıdı” dedi.
Fevzioğlu, kış turizminin sadece kayak ve snowboard ile sınırlı olmadığını belirterek, “Misafirlerimize geniş bir yelpazede aktiviteler sunuyoruz. Kayak dışında snow tubing, kar motoru turları, doğa yürüyüşleri gibi farklı etkinliklerle tatillerini zenginleştirebilecekleri fırsatlar sunuyoruz” ifadelerini kullandı.
Erken Rezervasyon Fırsatları ile Avantajlı Tatiller
Kış sezonu öncesi yapılan erken rezervasyonların önemine de değinen Fevzioğlu, “Erken rezervasyon yaptıran misafirlerimiz hem ekonomik avantajlardan faydalanıyor hem de yer bulma konusunda sorun yaşamıyorlar. Özellikle popüler kayak merkezlerinde kış sezonunda yer bulmak oldukça zor olabiliyor. Bu nedenle, kış tatilini planlayan herkesi erken rezervasyon fırsatlarımızdan yararlanmaya davet ediyoruz” dedi.
Alternatif Kış Tatili Seçenekleri
Fevzioğlu, kayak merkezleri dışında da Rotana Turizm’in farklı kış tatili seçenekleri sunduğunu dile getirerek, “Sapanca gibi doğayla iç içe olan destinasyonlarımızda, huzurlu bir kaçamak yapmak isteyenler için özel konaklama paketlerimiz mevcut. Doğa yürüyüşleri, göl manzarası eşliğinde kahvaltılar ve termal otellerle misafirlerimize farklı bir kış tatili deneyimi sunuyoruz” dedi.
İNOVALİG’ten Dof Robotics’e İnovasyon Stratejisi ÖDÜLÜ
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından düzenlenen, Türkiye’nin ilk inovasyon geliştirme programı olan İnovaLİG ödül töreninde Dof Robotics, “İnovasyon Stratejisi” kategorisinde ikincilik ödülüne layık görüldü.
Türkiye İnovasyon Haftası kapsamında, Haliç Kongre Merkezi’nde bu yıl 11.’si düzenlenen, Türkiye’nin inovasyon şampiyonlarının belirlendiği törende, Dof Robotics Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Mertcan ödülü Türkiye Cumhuriyeti Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’ten aldı.
Sürdürülebilir Ar-Ge ve inovasyon stratejileri ve yenilikçi teknolojilerinin ödülle taçlandırılmasından gurur duyduğunu belirten Mustafa Mertcan, “Bu başarı, inovasyona dayalı stratejimizin ve ekibimizin özverili çabalarının bir parçasıdır.” dedi.
Mertcan, “Geliştirdiğimiz yenilikçi robot ve yazılım çözümlerimizle Yeşilköy İhtisas Serbest Bölge’de bulunan fabrikamızda robotik, otomasyon, simülasyon ile yüksek kaliteli görsel ve işitsel içeriklerin harmanlandığı ürünlerimizi geliştirerek, %95’ini 80’den fazla ülkeye ihraç ediyoruz. Şimdiye kadar başta Amerika ve Çin olmak üzere 80’den fazla ülkeye %100 yerli ve milli, 500’den fazla teknoloji ürünümüzü ihraç ettik. Dünya çapında tanınmış Universal Studios, Marvel, Warner Bros ve Transformers gibi imarkalara robotlar ve yazılım hizmetleri sunarak geleceğin eğlence (amusement) teknolojisine yön vermeye devam ediyoruz.” diye konuştu.
Kuruldukları günden bu yana sürdürülebilir Ar-Ge ve inovasyon stratejileri ve yenilikçi projelere çok büyük önem verdiklerini ve bu sayede de Turquality programına doğrudan katıldıklarını dile getiren Mertcan, “Ar-Ge merkezimizde yıllık cironun %10’ unu yeni projelerimize ayırıyoruz. Bu projeler, yenilikçi ürün ve hizmetlerimizin geliştirilmesine ve küresel ölçekte rekabet gücümüzün artırılmasına yönelik stratejik adımlarımızın bir parçasını oluşturuyor. Ayrıca 2023 yılında kurduğumuz Dof Akademi ile şirket içi ve dışı eğitimler veriyor ve hem teknik hem de akademik konularda gençlerin yetiştirilmesine önem veriyoruz.” diye belirtti.
SOSYAL MEDYA TEHDİT ALANI OLMAYACAK
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, yerli ve milli olarak geliştirilen Avcı, Azad, Kasırga, Atmaca ve Kule uygulamaları ile siber güvenliği sağladıklarını bildirdi. Bakan Uraloğlu, sosyal medya platformlarının faaliyetlerinin sürdürülmesinden yana olduklarını ve asla yasakçı bir zihniyet içerisinde olmadıklarını vurgularken, “Milli ve manevi değerlerimiz ile aile yapımız bizim en kıymetlimiz. Sosyal medya mecralarından onlara bir halel getirilmesine ve kimse için tehdit alanına dönüşmesine izin vermeyeceğiz.” dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 17. Uluslararası Bilgi Güvenliği ve Kriptoloji Konferansı’nda konuştu. Bakan Uraloğlu, bilginin her şeyden değerli ve tarihin her döneminde bir hazine gibi saklandığını belirterek “Bilgi dijitalleşti ve internet ağlarıyla artık herkesin ulaşabileceği bir hale geldi. Bu noktada, siber güvenlik ve kriptoloji adında iki güçlü savunma konsepti ortaya çıktı. Siber güvenlik kavramını bilgiyi dış dünyanın tehditlerinden koruyan bir sur gibi düşünebiliriz. Kriptolojiyi ise bu surun en sağlam kalesi olarak görüyoruz. Karmaşık şifreleme yöntemleriyle donatılmış bu kale, bilginin sadece yetkili kişiler tarafından okunmasını sağlıyor. Tıpkı bir labirent gibi kriptoloji, izinsiz girişleri engeller ve bilginin gizliliğini korur. Özetle bilginin okyanusunda yolculuk ederken, siber güvenlik ve kriptoloji, bizi fırtınalardan koruyan güvenli bir liman gibidir.” dedi.
“Nesnelerin İnterneti Olarak Adlandırılan Yeni Bir Yaşam Biçimimiz Var”
Son yıllarda internet kaynaklı veri ihlallerinin artmasıyla birlikte bilgi güvenliği yönetiminin öneminin arttığını ve herkes için kritik bir öncelik haline geldiğinin altını çizen Uraloğlu, “Artık hayatımızın her alanına nüfuz eden internete bağlı cihazların oluşturduğu nesnelerin interneti olarak adlandırılan yeni bir yaşam biçimimiz var. Bu yeni yaşam biçimi ile birlikte bir yandan klasik çalışma, düşünme, eğlenme yöntemleri değişirken diğer yandan yaşam yeni şekilleriyle elektronik ortama taşınmaya devam ediyor. Artık faturalarımızı internetten ödüyor, e-ticaret siteleri üzerinden alışveriş yapıyoruz. İnternet bankacılığı ile para transferleri gerçekleştiriyoruz. Düşünüldüğünde tüm bu gelişmeler, emek, kaynak ve zaman tasarrufu başta olmak üzere pek çok faydalar sağlıyor. Her türlü bilginin elektronik ortama taşınması ve kritik altyapılarda da yoğun olarak internet uygulamalarının kullanılması güvenlik ihlallerini de beraberinde getirdi.” diye konuştu.
“Siber Dayanıklılık ve Olgunluk, Sadece Teknoloji Odaklı Bir Yaklaşımla Sağlanamaz”
Siber saldırıların sadece bir teknoloji sorunu olmaktan çıktığını, ekonomik ve sosyal hayatın her alanını etkileyen ciddi bir tehdit haline geldiğini vurgulayan Bakan Uraloğlu, “Gelişen tehditler karşısında bu alanlardaki çalışmaların önemi giderek artmakta ve bu tehditlere karşı yenilikçi güvenlik önlemlerinin geliştirilmesi gerekmektedir. Bu noktada konferansımızın ana temasını oluşturan siber dayanıklılık ve olgunluk kavramları da bu tehditlere karşı koymada her kurum ve işletmenin öncelikli hedeflerinden biri olmuştur. Siber dayanıklılık, siber saldırılara karşı direnç gösterme, saldırıların etkilerini en aza indirme ve normal işleyişine hızla dönme yeteneğini ifade ederken siber olgunluk ise bir organizasyonun siber güvenlik yönetimi süreçlerindeki başarısını ifade etmektedir. Siber dayanıklılık ve olgunluk, sadece teknoloji odaklı bir yaklaşımla sağlanamaz. Bu kavramlar, organizasyonun tüm yapısına entegre edilmeli ve çalışanların siber güvenlik farkındalığının artırılmasıyla desteklenmelidir.” ifadelerini kullandı.
“Savaşlar Bilişim Dünyasındaki Yerini Almıştır”
İsrail’in Lübnan’da çağrı cihazları ve telsizler üzerinden gerçekleştirdiği siber terör saldırılarının, tüm ülkeler için siber güvenliğin önemini bir kez daha ön plana çıkardığını ifade eden Bakan Uraloğlu, “Siber saldırılarla bir bilgisayar kullanıcısının banka hesap bilgileri elde edilebileceği gibi bir ülkenin askeri ve politik sırlarına ulaşılması, finans merkezleri, elektrik santralleri, ulaştırma ve iletişim sistemleri ile hastanelerin çalışamaz hale getirilmesi de mümkün. Nitekim birkaç ay önce Amerika kaynaklı olarak böyle bir durum da yaşandı. Maalesef, iletişim teknolojileri sayesinde hayatımızı ve işlerimizi kolaylaştıran bu imkânlar, kötü niyetli kişiler, yabancı istihbaratlar ve terör örgütleri tarafından da kötü amaçlı kullanılabiliyor. Virüs, solucan, truva atı, köle bilgisayar ağları gibi araçlar kullanılarak sistemde bulunan bilgilere erişilip zarar verilebiliyor. Kısaca savaşlar da artık bilişim dünyasındaki yerini almıştır.” açıklamasında bulundu.
“97 Binin Üzerinde Zararlı Bağlantı Tespit Ederek Erişim Engeli Getirdik”
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı bünyesindeki Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezinin (USOM) faaliyetleri hakkında bilgi veren Bakan Uraloğlu, “USOM eliyle yurt içi ve yurt dışı kaynaklı siber tehditleri tespit etme ve önleme faaliyetleri yürütüyoruz. Ulusal ve uluslararası düzeyde iş birlikleriyle, siber tehditlere karşı mücadele halindeyiz. Kritik sektörlerde, Sektörel Siber Olaylara Müdahale Ekipleri kısa adıyla SOME ile kurumlar bünyesinde Kurumsal SOME’ler kurarak teknik seviyede ulusal siber güvenliğimize ilişkin organizasyonun şekillenmesini sağladık. USOM koordinasyonunda görev yapan 14 sektörel SOME ve 2 bin 304 kurumsal SOME ile buralarda görev yapan 7 bin 873 siber güvenlik uzmanı ülkemizin sanal siber sınırlarını koruyor. 2024 yılında toplam 97 binin üzerinde zararlı bağlantı tespit ederek altyapı seviyesinde erişimlerini engelledik. Ayrıca, USOM tarafından 2024 yılında toplam 12 binin üzerinde siber güvenlik bildirimi ilgili kurum ve kuruluşa bildirilerek gerekli önlemlerin alınmasını sağladık.” açıklamasında bulundu.
“Yerli ve Milli Olarak Geliştirdiğimiz Uygulamalarımız ile Ülkemizin Siber Güvenliğini Sağlıyoruz”
Siber güvenlik noktasında en önem verdikleri hususun yazılımdan cihaz üretimine yerlilik ve millilik olduğunun altını çizen Bakan Uraloğlu, “USOM’da tamamen yerli ve milli olarak geliştirdiğimiz Avcı, Azad, Kasırga, Atmaca ve Kule gibi uygulamalarımız ile ülkemizin siber güvenliğini sağlıyoruz. Kritik kamu kurumları ile kritik altyapılar olmak üzere ülkemizin internete açık kaynaklarına ilişkin zafiyet taraması ve hizmet sürekliliğinin sağlanmasına yönelik izleme faaliyetlerini Kasırga projesi ile gerçekleştiriyoruz. Toplamda 131 farklı Kasırga taramasında 284 adet farklı portun servis ve zafiyet taraması haftalık olarak USOM tarafından gerçekleştirilmektedir. Bu taramalarda 894 farklı zafiyet tasarımı kullanılmaktadır. Ayrıca USOM tarafından 7 saat içinde Türkiye’deki yaklaşık 838 bin 112 adet kritik kapsamda bulunan web sitesinin zafiyetlere karşı taraması yapılabilmektedir. Atmaca projesi ile de yüzlerce zafiyete ait risk engellenmektedir. Bu kapsamda kritik özel sektör kuruluşları ve kamu kurumlarına yönelik 17 milyona yakın IP adresinin her biri için düzenli olarak yapılan taramalarla zafiyete ait riskleri proaktif şekilde tespit edebiliyoruz.” dedi.
Bir Haftada 402 Bin 979 Zararlı İnternet Adresine Erişim Engellendi
USOM tarafından geliştirilen yapay zekâ teknolojisi ile toplam 61 bin 293 adet alan adının vatandaşları dolandırmaya yönelik oltalama olarak kullanıldığını tespit ettiklerini ve gerekli önlemleri aldıklarını belirten Bakan Uraloğlu, “Toplam 402 bin 979 adet zararlı internet adresine son bir haftada 165 milyon erişim engellendi. Yine, son bir haftada 2 bin 348 adet yani ağ saldırısı USOM’a raporlanmış ve gerekli tedbirler alınmıştır. Uluslararası Telekomünikasyon Birliği tarafından hazırlanan Küresel Siber Güvenlik Endeksi’ne göre ülkemiz Avrupa’da 6., dünya genelinde ise 11. sıradadır.” ifadelerini kullandı.
“Sosyal Medya Platformlarının Faaliyetlerinin Sürdürülmesinden Yanayız”
Sosyal medya tartışmalarına ilişkin açıklamalarda bulunan Bakan Uraloğlu, “Maalesef bu tür platformlar üzerinden art niyetli kişiler hemen her konuda yalan yanlış bilgiler paylaşarak sosyal medya mecralarının negatif fonksiyonunu öne çıkarıyor. Artık bazı sosyal medya platformları ciddi bir seviyede topluma, bireye, aileye, çocuklara zarar veren pozisyondadır. Bu noktada bu platformlar bir ifade özgürlüğü meselesi olmaktan çıkıp kişilik haklarının ve mahremiyet hakkının ihlal edildiği bir negatif özgürlük alanına dönüşüyor. Tabii ki sosyal medyada kendini ifade etme hakkını hukuk içerisinde kullananlar için bir sözümüz yok. Kesinlikle sosyal medya platformlarının faaliyetlerinin sürdürülmesinden yanayız ve asla yasakçı bir zihniyet içerisinde değiliz. Ama en baştan beri sosyal medya platformlarının Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına saygı duymalarını istedik.” dedi.
Sosyal medyanın kimse için tehdit alanına dönüşmesine izin vermeyeceklerini kaydeden Uraloğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Milli ve manevi değerlerimiz ile aile yapımız bizim en kıymetlimiz. Sosyal medya mecralarından onlara bir halel getirilmesine müsaade etmeyeceğiz. Son zamandaki yaptığımız uygulamalarla gerek temsilci atamayan platformların temsilci ataması gerekse de temsilci gerektirmeyen bazı oyun platformlarının ülkemizle yakın temasa geçtiğini özellikle söylemek isterim. Burada biz gençlerimizi, kadınlarımızı, insanlarımızı korumaya bu anlamda devam edeceğiz ve kesinlikle hiçbirine müsamaha göstermeyeceğiz. Bir sosyal medya platformunun ne kadar kuralları varsa bizim ülkemizin kuralları ve prensipleri de en az onlar kadar kıymetlidir. Bu noktada bütün kurumlarımızla, Bakanlıklarımızla ve diğer ilgili bütün kurumlarımızla yakın bir iletişim halindeyiz. Gerekli tedbirleri almaya devam edeceğiz.”
Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı 2024 Ağustos ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %2,6 arttı. Ücretli çalışan sayısı bir önceki yılın aynı ayında 15 milyon 484 bin 782 kişi iken, 2024 yılı Ağustos ayında 15 milyon 883 bin 831 kişi oldu.
Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; 2024 Ağustos ayında ücretli çalışan sayısı yıllık olarak sanayi sektöründe %0,8 azaldı, inşaat sektöründe %6,9 arttı ve ticaret-hizmet sektöründe %3,7 arttı.
Ücretli çalışan sayısı aylık aynı kaldı
Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı 2024 Ağustos ayında bir önceki aya göre aynı kaldı.
Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; 2024 Ağustos ayında ücretli çalışanlar aylık olarak sanayi sektöründe %0,4 azaldı, inşaat sektöründe %0,4 arttı ve ticaret-hizmet sektöründe %0,1 arttı.
Bilimin rehberliğinde yapılan çalışmalardan ilham alarak gençleri bilimle buluşturmayı ve daha iyi bir gelecek için çocuklara ve gençlere bilimi sevdirmeyi amaçlayan “Bilim Gençlerle Kazanacak” projesi, Ekim ayında “İklim Değişimi ve Etkileri” başlıklı bir bilim etkinliği düzenliyor.
Bilim Kahramanları Derneği’nin öncülüğünde, Pfizer Türkiye’nin katkıları ile 17 Ekim’de gerçekleşecek olan bu çevrimiçi atölye, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Deniz Bilimleri Enstitüsü’nden Dr. Evrim Kalkan Tezcan’nın katılımıyla lise öğrencilerine yönelik olarak düzenlenecek. 14-18 yaş aralığındaki öğrencilerin katılımına açık olan etkinlik sonrasında gençlere dijital katılım belgesi verilecek.
Ortalama 90 dakika süren bu online bilim etkinlikleri sayesinde öğrenciler, bilimsel konuları daha derinlemesine öğrenirken interaktif deneyler gözlemleyerek bilime olan ilgilerini artırma fırsatı yakalıyor.
Bu etkinlik, “Bilim Gençlerle Kazanacak” projesinin 2. döneminin son etkinliği olarak gerçekleşecek. Projenin yeni dönemi Kasım ayında başlayacak ve gençleri bilimle buluşturacak yeni etkinliklerle devam edecek. Ücretsiz gerçekleşen bilim etkinliklerinin üçüncü dönem duyurularına Bilim Kahramanları Derneği ve Pfizer Türkiye sosyal medya hesaplarından ulaşılabilir. #bilimgençlerlekazanacak
Hizmet üretim endeksi (2021=100) 2024 yılı Ağustos ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %0,1 azaldı. Aynı ayda ulaştırma ve depolama hizmetleri %4,1 azaldı, konaklama ve yiyecek hizmetleri %0,2 azaldı, bilgi ve iletişim hizmetleri %6,3 arttı, gayrimenkul hizmetleri %14,8 arttı, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetler %0,4 arttı, idari ve destek hizmetleri ise %0,9 arttı.
Hizmet üretim endeksi aylık %0,2 azaldı
Hizmet üretim endeksi (2021=100) 2024 yılı Ağustos ayında bir önceki aya göre %0,2 azaldı. Aynı ayda ulaştırma ve depolama hizmetleri %2,3 azaldı, konaklama ve yiyecek hizmetleri %0,3 arttı, bilgi ve iletişim hizmetleri %4,5 arttı, gayrimenkul hizmetleri %7,4 arttı, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetler %0,6 arttı, idari ve destek hizmetleri ise %1,0 azaldı.
Tarım-ÜFE’de (2020=100), 2024 yılı Eylül ayında bir önceki aya göre %2,00 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre %20,28 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre %31,09 artış ve on iki aylık ortalamalara göre %52,28 artış gerçekleşti.
Sektörlerde bir önceki aya göre, tarım ve avcılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde %1,96 artış, ormancılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde %1,81 artış ve balık ve diğer balıkçılık ürünleri; su ürünleri; balıkçılık için destekleyici hizmetlerde %3,51 artış gerçekleşti. Ana gruplarda bir önceki aya göre, tek yıllık (uzun ömürlü olmayan) bitkisel ürünlerde %4,10 artış, çok yıllık (uzun ömürlü) bitkisel ürünlerde %2,19 azalış ve canlı hayvanlar ve hayvansal ürünlerde %1,25 artış gerçekleşti.
Yıllık değişimin en yüksek olduğu alt grup %110,74 artış ile yağlı meyveler, aylık değişimin en yüksek olduğu alt grup %17,23 artış ile canlı kümes hayvanları ve yumurtalar oldu.
Türkiye sofralık zeytin ihracatında 210 milyon dolara ulaştı
Sofralık zeytinde dünya liderliği hedefiyle 2024/25 sezonuna giren Türkiye, 2023/24 sezonunu ihracatta tarihi rekorla geride bıraktı. Türkiye’nin sofralık zeytin ihracatı 2023/24 sezonunda yüzde 14’lük artışla 184 milyon dolardan 210 milyon dolara yükseldi.
Türkiye sofralık zeytin ihracatında ilk kez 200 milyon doları aşmış oldu.
Türkiye’nin son 25 yıldır zeytincilik sektörüne yaptığı yatırımların meyvelerini ihracat rakamlarındaki gelişimle topladığını kaydeden Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Davut Er, 2024/25 sezonuna da büyük umutlarla girdiklerini dile getirdi.
Zeytinin ekmekten salatalara, makarnalardan pizzalara pek çok yemeği lezzetlendirdiğini anlatan Er, “2023/24 sezonunda siyah zeytin ihracatımız 162,5 milyon dolar olurken yeşil zeytin ihracatımız 47,5 milyon dolara ulaştı” diye konuştu.
Her İlmeğe Keyif Katan Etrofil Joy Koleksiyonu
El işi ve örgü dünyasının öne çıkan markalarından olan Etrofil İplik, yaratıcılığını konuşturmak ve her bir ilmeğin keyfini çıkarmak isteyenlere Joy koleksiyonunu beğeniye sundu. Akrilik yapıdaki iplikleriyle yeni ve renkli bir dönemi başlatan Joy koleksiyonu, her el emeğini benzersiz bir deneyime dönüştürüyor. Canlı renk paleti ve kolay örülebilir dokusuyla dikkat çeken Etrofil İplik’in Joy koleksiyonu, hem yeni başlayanlar hem de deneyimli örgü severlerin vazgeçilmezi oluyor.
Kendine has özel dokusu ve kalitesiyle fark yaratan Etrofil İplik, Joy koleksiyonu ile yeni motifler oluşturmayı eğlenceli ve renkli bir deneyime dönüştürüyor. Yaratıcılığın sınırlarını zorlayan ve her bir ilmekte yeni keşiflere çıkarabileceğiniz Joy koleksiyonu, özgün projeler için büyük bir fırsat sunuyor.
Geniş renk seçenekleri ve özenle hazırlanmış motifleriyle her el emeğine yeni bir soluk getiren Etrofil’in Joy koleksiyonu, yumuşacık dokusuyla örgü keyfine keyif katıyor.
TÜRKİYE’NİN EYLÜL AYI YAŞ MEYVE SEBZE İHRACATI 268,6 MİLYON DOLAR
Akdeniz Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ferhat Gürüz, Türkiye’nin eylül ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10 artışla 268,6 milyon dolarlık yaş meyve sebze ihraç ettiğini açıkladı. En fazla Rusya, Irak ve Almanya’ya ihracat gerçekleştirdiklerini belirten Başkan Ferhat Gürüz, ihracat hacminde en güçlü ivmelenmeyi Suriye, Dubai, İtalya, Polonya ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde yakaladıklarını bildirdi.
Sektörün koordinatörlük ve sekretarya hizmetlerini yürüten Akdeniz Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği’nin eylül ayında yüzde 11 artışla 98,8 milyon dolar ihracata imza attığını vurgulayan Başkan Ferhat Gürüz, Türkiye geneli sektör ihracatına yüzde 37 oranla en güçlü desteği verdiklerini ifade etti.
“Eylül ayında en çok üzüm, domates ve incir ihraç ettik”
Başkan Ferhat Gürüz, “Türk yaş meyve sebze sektörü olarak eylül alında 329 bin 215 ton ürünü uluslararası pazarlarda değerlendirdik. Bu ayda en çok üzüm, domates ve incir ihraç ettik. Üzümde 41,9 milyon dolar, domateste 41,6 milyon dolar, incirde 36,4 milyon dolar ihracat değerine ulaştık. Bu ürünleri limon, şeftali, biber, elma, armut, patates ve nar takip etti. Eylül ayında ihracat hacminde en yüksek güçlü artışları patates, karpuz ve narda yakaladık. Yüzde 495 artışla 8,4 milyon dolarlık patates, yüzde 199 artışla 2,2 milyon dolarlık karpuz, yüzde 150 artışla 7,1 milyon dolarlık nar ihraç ettik.” diye konuştu.
TÜRKİYE’DEKİ AİLE ŞİRKETLERİNİN YÜZDE 32’Sİ İKİNCİ KUŞAĞA GEÇİYOR
Türkiye’de aile şirketlerinin geleceği, sürdürülebilirlik ve kurumsallaşma ile şekilleniyor. Aile şirketleri, ülkenin ekonomik yapısında önemli bir yer tutarken, bu şirketlerin uzun vadeli başarıları için kurumsal yönetim anlayışını benimsemeleri büyük bir gereklilik haline geliyor.
Idea House Academy kurucusu Hülya Çakıcı Hacıoğlu, aile şirketlerinin sadece kâr amacı gütmekle kalmayıp, aynı zamanda topluma ve çalışanlarına karşı da sorumluluk taşıdığını vurguluyor. Hacıoğlu, “Doğru yönetim ve profesyonel yaklaşımlar benimseyerek aile şirketlerinin sürdürülebilir bir gelecek inşa etmeleri mümkün” diyor. Bu bağlamda, aile şirketlerinin kurumsallaşma süreçlerine hız vermeleri ve yeni nesil yönetim anlayışı geliştirmeleri gerektiğini belirtiyor.
Aile Şirketlerinin Geleceği Kendi Ellerinde
Son yapılan araştırmalar, Türkiye’deki aile şirketlerinin yüzde 32’sinin ikinci kuşağa geçebildiğini, üçüncü kuşak için ise bu oranın yüzde 5’e düştüğünü ortaya koyuyor. Ekonomik belirsizlikler, krizler ve yönetim tarzları aile şirketlerinin sürdürülebilirliğini tehdit eden unsurlar arasında yer alıyor. Bu nedenle, şirketlerin risk yönetimi, kurumsal yapı ve profesyonel yönetim konularında adımlar atması gerekiyor.
Kurumsallaşma ve Kurumsal Yönetim Bir Gereklilik
Hülya Çakıcı Hacıoğlu, “Aile üyelerinin şirket yönetiminde aktif rol alırken profesyonellikten ödün vermemesi gerektiğini” vurguladı. “Şirket ile aile arasındaki sınırların netleştirilmesi, karar alma süreçlerinin etkinliğini artıracaktır” diyen Hacıoğlu, kurumsallaşma sürecinin önemine dikkat çekti.
İleriye Dönük Stratejiler
Kurumsallaşma sürecine giren aile şirketlerinin, alınan kararlara uyulması ve kuralların kabul edilmesi konusundaki hassasiyetinin artırılması gerektiğine dikkat çeken Hacıoğlu, “Kurumsallaşma sürecinde, adil, şeffaf, kuşak farklılıklarını yönetebilen, değişime açık, çevik ve proaktif liderlik yaklaşımlarıyla birlikte yeni nesil insan odaklı bir kurum kültürü benimsemek, sürdürülebilirlik açısından büyük önem taşıyor. Çalışan bağlılığının giderek azaldığı günümüzde, bu unsurlar güven ortamı yaratarak başarıyı beraberinde getirebilir.
Ayrıca şirketi ilgilendiren konuların aile ilişkilerinden arındırılarak iş ortamında tartışılması ve çözüm yollarının bu platformda aranması, hem profesyonel ilişkileri güçlendirir hem de şirketin geleceğini olumlu yönde etkiler.” ifadelerini kullandı.
Ekonomiye Katkı
Hacıoğlu, aile şirketlerinin ülkemizin değerleri olduğunu, kurumsal yapılarını güçlendirmesi durumunda Türk ekonomisine çok daha önemli katkılarda bulunma fırsatı yakalayacaklarını vurguladı. “Gelecek nesillere güçlü bir miras bırakmak için atılacak her adım, sadece bugünkü başarıyı değil, yarının temellerini de oluşturacaktır” dedi.
Uykuda Rahatlığın Sınırlarını Zorlayan Yatak Modeli Armis’te
Armis Yatak, yıldızların büyülü atmosferinden ilham alarak tasarladığı İnfinity yatak modeli ile kullanıcılarına benzersiz bir uyku deneyim sunuyor. İnovatif ve kaliteli yapısıyla sonsuz rahatlık sunan İnfinity yatak modeli, huzur dolu bir gece geçirip güne zinde ve sağlıklı başlamanızı sağlıyor. Smart yay teknolojisi ile donatılan Armis’in İnfinity yatak modeli, vücut ergonomisine kusursuz bir destek sağlayarak olası sırt ve bel rahatsızlıklarını minimize ediyor.
Sadece bir yatak değil; bir yaşam tarzını yansıtan Armis Yatak, gökyüzündeki sonsuz yıldızlardan ilham alarak tasarlandığı İnfinity yatak modelini kullanıcılarının beğenisine sundu.
Armis’in smart yay teknolojisi ile donatılan İnfinity yatak modeli, ergonomik tasarımı ile maksimum konfor ve destek sunuyor. Vücut şekline mükemmel uyum sağlayan yapısıyla tercih sebebi olan İnfinity yatak modeli, kullanıcılarına huzur dolu bir uyku vadediyor.
Benzersiz konforun yanı sıra iç yapısıyla da dikkat çeken İnfinity yatak modeli, vücut ısısını ideal seviyede tutarak kesintisiz bir uyku ortamı sağlıyor. Cilt dostu dokusu ile alerji ihtimalini sıfıra indiren İnfinity yatak modeli; ferahlatıcı uyku ortamı sağlayarak, yeni bir güne zinde ve enerji dolu başlamanıza yardımcı oluyor.
Kümes Hayvancılığı Üretimi, Ağustos 2024
Tavuk eti üretimi 214 bin 432 ton, tavuk yumurtası üretimi 1,81 milyar adet olarak gerçekleşti
Ağustos ayında bir önceki yılın aynı ayına göre, tavuk yumurtası üretimi %2,8 arttı, kesilen tavuk sayısı %6,2 arttı, tavuk eti üretimi %5,6 arttı, hindi eti üretimi %3,3 azaldı. Ocak-Ağustos döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre, tavuk yumurtası üretimi %4,9 arttı, kesilen tavuk sayısı %6,5 arttı, tavuk eti üretimi %5,6 arttı, hindi eti üretimi %17,1 arttı.
Bir önceki ay 1 milyar 706 milyon 493 bin adet olan tavuk yumurtası üretimi Ağustos ayında %6,0 oranında artarak 1 milyar 808 milyon 368 bin adet oldu.
Süt ve Süt Ürünleri Üretimi, Ağustos 2024 Ticari süt işletmelerince 934 bin 396 ton inek sütü toplandı
Ticari süt işletmeleri tarafından toplanan inek sütü miktarı, Ağustos ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %13,5 arttı, Ocak-Ağustos döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre %9,3 arttı.
Ağustos ayında bir önceki yılın aynı ayına göre, inek peyniri üretimi %8,7 arttı, ayran üretimi %10,5 arttı, yoğurt üretimi %0,6 azaldı, içme sütü üretimi %9,7 arttı, tereyağı üretimi %20,2 arttı. Ocak-Ağustos döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre, inek peyniri üretimi %5,5 arttı, ayran üretimi %13,5 arttı, yoğurt üretimi %8,0 arttı, içme sütü üretimi %3,5 arttı, tereyağı üretimi %11,7 arttı.
Bir önceki ay 106 bin 696 ton olan içme sütü üretimi Ağustos ayında %17,0 oranında artarak 124 bin 876 ton olarak gerçekleşti.
Evde enerji tasarrufu için doğru yalıtım malzemesi nasıl seçilir
Enerji verimliliği ve konfor açısından doğru yalıtım malzemesi seçimi hem çevresel etkileri azaltmak hem de uzun vadeli tasarruf sağlamak açısından kritik bir öneme sahip. Isı kaybını minimize ederek enerji tüketimini düşüren, böylece faturalarda tasarruf sağlarken karbon ayak izinin de küçülmesine katkıda bulunan doğru yalıtım malzemeleri, hem yaşam alanlarının konforunu artırıyor hem de sürdürülebilir bir geleceğe yönelik önemli bir adım atılmasını sağlıyor.
Doğru yalıtım malzemelerinin seçimi, enerji verimliliği ve konforun artırılması açısından büyük bir önem taşıyor. Bu seçim, çevresel etkilerin azaltılmasına ve uzun vadeli tasarrufun sağlanmasına önemli katkılarda bulunuyor. Doğru yalıtım malzemesi seçimiyle ısı kaybını minimuma indirerek enerji tüketimini azaltılıyor; böylece hanelerin enerji fatura tutarlarında önemli ölçüde tasarruf sağlanırken aynı zamanda karbon ayak izinin de küçülmesine katkıda bulunuluyor. Doğru yalıtım malzemeleri, yaşam alanlarının konforunu artırmanın yanı sıra enerji kaynaklarının daha verimli kullanılmasını teşvik ederek sürdürülebilir bir geleceğe yönelik önemli bir adım atılmasını sağlıyor. Bu bağlamda hem bireysel hem de toplumsal düzeyde enerji tasarrufu ve çevresel farkındalık açısından büyük bir rol üstleniyor.
ODE Yalıtım Yönetim Kurulu Üyesi Ozan Turan, bu konuda şunları ifade ediyor: “Yalıtım malzemesi seçimi, enerji tüketimini doğrudan etkileyen önemli bir unsurdur. Doğru malzeme, ısı kaybını önleyerek iç mekan konforunu artırır. Tüketicilerin dikkat etmesi gereken başlıca kriterlerden biri, malzemenin ısıl iletkenlik katsayısıdır. Yalıtım malzemesi seçiminde doğru bilgiye sahip olmak, tüketicilerin hem bütçelerini korumasına hem de enerjiyi verimli kullanmasına yardımcı olur. ODE Yalıtım olarak, bu konuda bilgi sağlamaktan memnuniyet duyuyoruz. Amacımız, bilinçli tüketim alışkanlıklarını teşvik etmek ve kullanıcıların en iyi çözümleri bulmalarına destek olmak.”
Netaş’ın yerli ve milli çözümleri SAHA EXPO 2024’te ziyaretçilerle buluşuyor
ArGe alanında 50. yılını kutlayan Netaş, savunma, havacılık ve uzay sanayii alanında dünyanın önde gelen etkinliklerinden biri olan SAHA Expo’da yenilikçi ürün ve çözümleriyle yer alacak.
Türkiye’nin önde gelen teknoloji şirketlerinden Netaş, bu yıl ArGe alanında 50. yılını kutlarken, 22-26 Ekim tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenecek olan SAHA EXPO Uluslararası Savunma, Havacılık ve Uzay Sanayii Fuarı’nda yerli ve milli ürünlerini sergileyecek.
Netaş ArGe, yarım asırlık tecrübesini SAHA EXPO 2024’te ziyaretçilerle buluşturuyor. Operasyonel etkinliği artırmada ve güvenilir bir iletişim ağı sağlamada önemli bir rol oynayan taktik saha ve gemi haberleşme sistemlerinde yıllardır Savunma sektörünün önemli bir oyuncusu olan Netaş, haberleşme teknolojilerindeki deneyimini ulaşım sektörüne taşıdı. Geleceğin akıllı ulaşım teknolojilerine bir süredir yatırım yapan Netaş, araç üstü ve yol kenarı haberleşme birimlerini ürünleştirerek testlerini iş birlikleri çerçevesinde gerçekleştiriyor. Yetkin kadrosu ve üretim sahasıyla donanım ve yazılımını yerli ve milli olarak ürettiği Telekomünikasyon altyapı sistemleri yanı sıra dünya üzerindeki konumun uydu sinyalleri aracılığıyla tam olarak belirlenmesini sağlayan GNSS Alıcı N21 ve yine doğru ve hassas zaman bilgisi sağlamak üzere birçok alanda kullanılan Hassas Saat Üreteci gibi ürünlerini müşterileriyle buluşturacak olan Netaş, savunma sektörü envanterinde konumunu güçlendirirken, farklı sektörlere de yelken açıyor. Telekomünikasyon finans sektörü gibi sektörlerin hassas zaman ve konum ihtiyaçlarına yanıt verebilecek olan GNSS Alıcı ve Hassas Saat Üreteci; GLONASS, Galileo, BeiDou gibi küresel konum ve zaman belirleme sinyallerini kullanıyor.
GELECEĞİ PLANLAMAK ÖNEM KAZANIYOR
HSBC 2024 Yaşam Kalitesi Raporu gelecek planlamasının kapsamlı olarak ele alınmasının önemini ortaya koyuyor. Rapora göre eğitim, sağlık, sosyal çevre ve kişisel özgürlüklerini önceliklendirerek finansal geleceğini planlayanlar, refah seviyesi yüksek bir gelecek inşa ediyorlar. Bu bütünleşik bakış açısına sahip kişilerin yaşam kalitelerinden, ortalamaya kıyasla %50 daha memnun olduklarına dikkat çekiliyor.
HSBC ve Intuit Research iş birliği ile hazırlanan “HSBC Yaşam Kalitesi Raporu 2024”, 11 farklı ülkede 100 bin dolar ila 2 milyon dolar arasında yatırıma dönüştürülebilir varlığa sahip 11 bin 230 kişi arasında gerçekleştirildi. Finansal planlama ve yaşam kalitesi arasındaki ilişkiyi ele alan raporda, bireylerin gelecek planlamalarının ekonomik güvence hedefi ile sınırlı kalmadığı, sağlık, eğitim, sosyal yaşam, çevre kalitesi ve bireysel özgürlüklerini de kapsayan geniş bir perspektiften konuyu ele almayı tercih ettikleri görülüyor. Araştırmaya katılanların %60’ı yaşam kalitesini fiziksel, zhinsel sağlık ve finansal zindelik olmak üzere üç boyutlu olarak ele alıyorlar.
25 – 69 yaş aralığında ele alınan araştırmada finansal güvenlik tüm kuşaklar için öne çıkıyor. Bireylerin doğru planlama yapması finansal güvenliğin sağlanarak yaşam kalitesinin biçimlendirilmesinde önemli rol oynuyor. Araştırma, sigorta kapsamında emeklilik planlamasının Y Kuşağı, X Kuşağı ve Baby Boomers için öncelikli olduğuna işaret ediyor. Ancak Baby Boomers kuşağındaki her 10 kişiden 3’ü emeklilik hedeflerine uzak olduklarını dile getiriyor. Y Kuşağı’nın ise erken yaşlardan itibaren daha fazla yatırım yaptığı gözlemleniyor.
HSBC Yaşam Kalitesi Raporu 2024 araştırma sonuçları, finansal geleceğini planlayarak daha konforlu bir gelecek inşa etmenin mümkün olduğunu ortaya koyuyor.. Varlık birikimine yönelik planlama kriterlerini yerine getiren grupta; fiziksel, ruhsal ve duygusal şartların korunması (%77) kişilerin en hazırlıklı olduğu konu iken bunu Varlık Birikimi (%61) ve Emeklilik (%35) bunları takip ediyor.
BYD, PARİS OTOMOBİL FUARI’NDA SEALION 7 İLE ÜRÜN GAMINI GENİŞLETMEYE DEVAM EDİYOR
Dünyanın lider elektrikli otomobil üreticisi BYD, otomotiv dünyasının ilgiyle takip ettiği Paris Otomobil Fuarı’nda yeniliklerini, özel olarak tasarlanan standında sergiledi. Avrupa’da ilk kez tanıtılan SEALION 7, sportif SUV tasarımıyla dikkat çekerken, markanın büyüyen ürün gamına katılan en yeni model oldu.
BYD, Paris Otomobil Fuarı’nda SEALION 7 modelinin Avrupa prömiyerini gerçekleştirirken, aynı zamanda Avrupa’daki güçlü varlığını temsil eden geniş ürün yelpazesini de ziyaretçilerle buluşturdu. 2022 Paris Otomobil Fuarı’nda Avrupa’daki ilk büyük çıkışını yapan BYD, 2024 fuarında sadece 2 yıl içinde kaydettiği hızlı büyümeyi de kutladı.
BYD SEALION 7 Avrupa’ya “Merhaba” dedi
BYD’nin Avrupa’da ilk kez Paris Otomobil Fuarı’nda sergilediği SEALION 7, yoğun ilgi gördü. Yüksek performans, pratiklik ve dinamizmi bir araya getiren SEALION 7, sportif SUV tasarımıyla dikkatleri üzerine çekiyor. Avrupalı kullanıcılar için ideal bir model olan SEALION 7, tamamen elektrikli ve şarj edilebilir hibrit motor seçenekleriyle sunulacak.
SEALION 7, BYD’nin Okyanus Serisi’nde DOLPHIN, SEAL ve SEAL U modellerinin ardından gelen en yeni model olarak öne çıkıyor. Markanın en gelişmiş teknolojilerine sahip olan SEALION 7, Blade Batarya ve Cell-to-Body (CTB) gövde yapısıyla üst düzey performans, dayanıklılık ve verimlilik sunuyor. Dört tekerlekten çekişli versiyonuyla 0-100 km/s hızlanmasını sadece 4,5 saniyede tamamlayan SEALION 7, 230 kW’a kadar hızlı şarj desteği sunarak uzun yolculuklar için ideal bir seçenek olarak öne çıkıyor. Maksimum 215 km/s hıza ulaşabilen SEALION 7, performansıyla dikkat çekiyor.
vivo, kullanıcıların mobil deneyimi değiştirecek yeni X200 Serisini tanıttı
vivo, X Serisinin yeni amiral gemisi olan X200 Serisi ile mobil deneyimde yeni bir dönemi başlatmaya hazırlanıyor. X200, X200 Pro ve X200 Pro mini modellerinden oluşan yeni seri hem fotoğrafçılıkta hem de video çekimlerinde profesyonel özellikler sunuyor.
vivo, X Serisinin sunduğu premium mobil deneyiminde yeni bir dönemi başlatan amiral gemisi X200 Serisini tanıttı. “Fotoğrafçılıkta Devrim” sloganı ile sahneye çıkan bu akıllı telefon, devrim niteliğindeki özellik ve geliştirmeler nedeniyle şimdiye kadarki en yenilikçi X Serisi olarak dikkatleri üzerine çekiyor. X200, X200 Pro ve X200 Pro mini olmak üzere üç yeni modelin bulunduğu X200 Serisi, genel kullanıcı deneyimini yükselten, yaratıcılık ve üretkenlik için standartları belirleyen güç merkezi olarak tasarlandı. Seride; performans, iletişim, yapay zekâ, pil ömrü ve ekran teknolojisindeki çığır açan geliştirmeler yapılırken fotoğraf çekimleri için getirdiği yeniliklerle de önemli bir sıçramayı yansıtıyor.
İKİ DEV PROJEDE TARİHİ ADIM
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Ankara-Kırıkkale Delice ve Antalya-Alanya Otoyolları Yapım Protokolü İmza Töreni’nde konuştu. Bakan Uraloğlu, “Ankara-Kırıkkale-Delice Otoyolumuzu 120 kilometre uzunluğunda projelendirdik. Projemiz Kızılcaköy mevkiinden başlıyor Kırıkkale-Yozgat Devlet Yolu’na bağlanarak sonlanıyor. 122 kilometrelik Antalya-Alanya Otoyolu’nun ise Serik Kavşağı’ndan başlayıp Konaklı’nın kuzeyinde Batı Kavşağı’nda sonlanacak. Ankara-Kırıkkale-Delice Otoyolu ile yıllık toplam 3,3 milyar lira, Antalya-Alanya Otoyolu ile de 6,6 milyar lira tasarruf edilecek.” dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Ankara-Kırıkkale-Delice ve Antalya-Alanya otoyolları sözleşme töreninde konuştu. Törende konuşan Bakan Uraloğlu, bu projelerin Türkiye’nin geleceğine ve yarınlarına yön verecek iki önemli ulaşım projesi olduğunun altını çizdi. Uraloğlu, “Ülkemizin yenilik yolunda attığı iki yeni dev adım için bir aradayız. Sayın Cumhurbaşkanımızın yol medeniyettir şiarıyla başlattığı ulaştırma hamleleriyle ülkemize çağ atlatan önemli altyapı projelerini hayata geçirmeye devam ediyoruz. Çünkü, 225 ülke ve bölgeye ihracat yapan Türkiye, yerinde saymakla yetinecek bir ülke değildir. Mevlânâ Hazretlerinin de dediği gibi ‘İnsanın kanadı, gayretidir’ Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak bizler de üzerimize düşen sorumluluğun bilinciyle, çalışmalarımızı bu ilke doğrultusunda gayretle sürdürüyoruz.” dedi.
Türkiye Çok Modlu Taşımacılık Altyapısı Sunan Uluslararası Bir Lojistik Merkezine Dönüştü
Türkiye’yi; havayollarından-denizyollarına, karayolundan-demiryollarına çok modlu taşımacılık altyapısı sunan uluslararası bir lojistik merkezine dönüştürdüklerini vurgulayan Bakan Uraloğlu, “Bu ulaşım modları arasında karayolu taşımacılığı; Yük ve yolcu taşımacılığında aktarmasız ulaşım imkânı vermesi, güzergâh seçiminde esneklik sağlaması, parça yüklerin daha kolay ve belli mesafelere kadar daha hızlı taşınabilmesi gibi ana faydalarıyla ulaşımın vazgeçilmez modu olarak karşımıza çıkıyor. Karayolu taşımacılığı gelişmiş ülkelerin hem uluslararası hem de ülke içi taşımacılık faaliyetlerinde kilit bir rol oynuyor. Lojistik sistemin kılcal damarı olarak hayati bir fonksiyon üstleniyor.” diye konuştu.
Bölünmüş Yollarla Bağlanan Şehir Sayısı 6’dan 77’ye Yükseldi
Son 22 yıl içerisinde karayollarına büyük yatırımlar gerçekleştirdiklerini vurgulayan Bakan Uraloğlu, Türkiye’yi doğu-batı, kuzey-güney demeden yüksek standartlı yol ağıyla donattıklarını söyledi. 2002 yılında 6 bin 101 kilometreden devraldıkları bölünmüş yol uzunluğunu, 29 bin 520 kilometreye ulaştırdıklarını belirten Uraloğlu, “Bölünmüş yollarla bağlanan şehir sayımız 6 iken, 77’ye yükselttik. Bu sayede bundan 22 yıl önce toplam yollardaki araç sayımız yaklaşık 8,5 milyon iken ortalama seyahat hızımız saatte 40 kilometre idi. Bugün trafikteki araç sayımız 30 milyonu geçmesine rağmen ortalama seyahat hızımız yaklaşık 90 kilometreye çıkmış durumda.” açıklamasında bulundu.
Akıllı saat ile çocuğunuzu güvende tutmanın ipuçları
Teknolojinin hızla geliştiği günümüzde, akıllı saatler ebeveynlerin çocuklarını güvende tutmalarına yardımcı olabilecek en önemli araçların başında geliyor. TCL MOVETIME MT46X akıllı çocuk saati de çocuklarınızın güvenliğini sağlamak için tasarlanmış bir dizi özelliği ile dikkat çekiyor.
Ebeveynler için çocuklarının güvenliği her zaman en öncelikli konular arasında yer alıyor. Görüntüleme teknolojilerinin ve uygun fiyatlı premium akıllı deneyimlerin öncüsü TCL de bu konuda sunduğu yenilikçi çözümlerle ailelerin yanında olmaya devam ediyor. TCL’in akıllı çocuk saati MOVETIME MT46X, çocukların her adımını takip etme imkânı sunarken, gelişmiş teknolojik özellikleriyle ebeveynlerin içini rahatlatıyor.
Panasonic, Incap UK için operasyonel verimliliği ve üretim kapasitesini artırıyor
İki AM100 yerleştirme makinesi ve NPM-GP/L yüksek hassasiyetli yazıcı, daha hızlı makine yerleştirme ve yüksek çözünürlüklü görüntü tanıma sistemleri sayesinde Incap UK’nin genel üretim verimliliğini yüzde 33 artırdı.
Küresel elektronik tam donanımlı hizmet üreticisi Incap UK, ilk üretim hattını Panasonic Factory Solutions’ın otonom fabrika konseptinin iki temel unsuruyla geliştirdi. Panasonic’in NPM-GP/L ve AM100 makineleri, daha hızlı makine yerleştirme ve yüksek çözünürlüklü görüntü tanıma sistemleri sayesinde Incap UK’nin genel üretim verimliliğini, doğruluğunu ve kapasitesini yüzde 33 oranında artırdı.
İngiltere’de Newcastle-under-Lyme’da 4.400m2‘lik bir fabrikada bulunan Incap UK, büyük çok uluslu şirketlerden ve orta ölçekli şirketlerden küçük start-up’lara kadar, her büyüklükteki müşteri için bir dizi uçtan uca elektronik üretim hizmeti sunuyor. Baskılı devre kartı montajı (PCBA), elektro-mekanik montaj, kablo ve kablo demeti montajı ve özel bir bağımsız hızlı prototipleme tesisi dahil olmak üzere eksiksiz bir anahtar teslimi ürün tedariki sağlar.
KOP’tan Tarım Arazilerinin Islahı İçin Önemli Destek
KOP İdaresi Başkanlığı, tarım arazilerinde kimyasal gübre kullanımını azaltmak, toprağın organik madde miktarının artırılmak ve çiftçilerin daha verimli tarım alanlarında üretin yapmaları sağlamak amacıyla önemli bir ıslah projesini daha hayata geçirdi. Küçük ölçekli tarım arazilerine sahip 2 bin 200 çiftçinin doğrudan kullanabileceği katı gübre dağıtım araçları, düzenlenen hibe desteği programı kapsamında tarımsal kalkınma kooperatifleri aracılığıyla, üreticinin hizmetine sunuldu.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına bağlı Konya Ovası Projesi (KOP) Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, bölgenin yerel kalkınmasına yönelik planlı kalkınma proje desteklerine devam ediyor. Bu kapsamda Konya’nın Ilgın İlçesinde yürütülen ‘KOP İle Topraklarımızda Organik Madde Miktarının Artırılması’ projesinde temin edilen tarımsal araçlar düzenlenen törenle sahiplerine teslim edildi.
KOP İdaresi Başkanlığının hibe desteği ile Ilgın İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından yürütülen projenin teslim törenine Konya Milletvekili Orhan Erdem, KOP Başkanı Dr. Murat Karakoyunlu, İlçe Kaymakamı Aytekin Yılmaz, Konya İl Tarım ve Orman Müdürü Duran Seçen, Ilgın İlçe Tarım ve Orman Müdürü Veli Uğur ile çok sayıda sivil toplum kuruluş temsilcisi katıldı.