Ekonomi-teknoloji haberleri, TUİK verileri

“Çiftçilerimizin bir yıllık emeği bir kıvılcımla kül olmasın”

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, son dönemde artan anız yangınlarıyla ilgili görüntülü basın açıklaması yaptı.

 “Rutin bir tarımsal uygulama gibi yapılan ve toprak verimliliğine uzun vadede ciddi zararlar veren anız yakma, tarım arazilerinde verimliliğin kaybolmasına neden oluyor” diyen Bayraktar, açıklamasını şöyle sürdürdü;

“Kontrolden çıkan anız yangını çiftçilerimizin emeklerinin yok olmasına sebep oluyor ve topraklarımızın geleceğini tehlikeye atıyor. Bir yıl boyunca gözü gibi bakıp, büyüttüğü ürününü hasat etmek isteyen üreticilerimizin bütün emekleri bir kıvılcımla kül oluyor.

Gıdaya olan ihtiyacımızın her zamankinden daha fazla olduğu günümüzde, tarımsal üretimi tehlikeye atma lüksümüz yoktur. Bu bilinçle hem vatandaşlarımız hem çiftçilerimiz toprağımızı koruma konusunda daha duyarlı olmalıdır.” 

“Anız yakmanın sağlayacağı fayda toprağa ve çevreye vereceği zararın yanında çok küçüktür”

“Üreticilerimiz, hasat sonrası aynı araziye diğer bir ürünün ekimini yapacaksa mibzerin istenilen bir şekilde ekim yapmasını sağlamak, yakıt tasarrufu ve daha iyi tohum yatağı hazırlamak adına anız yakıyor. Anız yakmak yabancı ot ve haşereleri yok etmenin yanı sıra ekin saplarının mibzer gözlerinin tıkanmasını engellese de, toprağa zarar veriyor. Anız yakmanın sağlayacağı fayda toprağa ve çevreye vereceği zararın yanında çok küçük kalıyor. Hasat sonrası tarla yüzeyinde kalan bitkisel artıklar toprağı tavında tutuyor ve meyilli arazilerde verimli toprağın su ve rüzgâr erozyonuyla kaybolmasına engel oluyor.

Anız yakmak, doğal ve tarımsal ekosistemin tahrip olmasına, zaten organik maddece yetersiz olan topraklarımızın iyice fakirleşmesine ve toprağın su tutma kapasitesinin azalmasına neden oluyor. Anız, yağışların şiddetle toprağa düşmesini engeller; yüzey akış hızını azaltır ve toprağa sızmasını sağlar.

Organik maddesi çok düşük ve erozyona çok açık olan topraklarda anız sürülerek veya parçalanarak toprağa yeniden kazandırılmalıdır. Omurgalı ve omurgasız canlıların yok olmasına kısacası doğanın ölümüne neden olan anız yangınları hasadın bitmesiyle sezon bitmeden birçok bölgede maalesef kendini gösteriyor. Diğer taraftan anız yangınları iklim değişikliğinin de etkisiyle artan hava sıcaklıklarıyla beraber sigara izmaritleri veya elektrik tellerinden çıkan kıvılcımlarla da oluşabiliyor.

Tüm bu nedenlerle anız yangınlarında başta yerel yönetimler ve itfaiye olmak üzere ilgili tüm kurumlar tedbirlerini almalıdır.” 

“Çiftçilerimiz anız yakmak yerine alternatif uygulamaları tercih etmelidir”

“Toprağın verimini genel olarak topraktaki mineral, gübre ve biyolojik canlılar belirler. Bunlar yakıldığı zaman çiftçilerimiz daha çok gübre atmak zorunda kalıyor. Oysa anız toprağa kazandırıldığı zaman toprağın daha az gübreye ihtiyacı olur ve verimde artış yaşanır.

Anız yakmakla toprağı işlemek kolaylaşıyor fakat toprağın gücü kayboluyor. Çiftçilerimiz bunun farkında olmalıdır. Toprağa kazandırılmayarak yakılan her anız, çiftçilerimizin daha fazla gübre kullanmasına dolayısıyla maliyetinin artmasına sebep oluyor. Unutulmamalı ki; organik maddece zengin toprağın su tutma kapasitesi artar.

Kişi başı yıllık su tüketiminin bin 313 metreküp olduğu ve su stresi yaşayan ülkemizde organik madde kaybına yol açacak uygulamalardan kaçınılmalıdır.”

“Son 5 yıldaki orman yangınlarının yüzde 5,6’sı anızdan”

“Ülkemizde meydana gelen yangınların bazıları anız kaynaklıdır. Bu yangınlarda ormanlarımızın kıyısında olan buğday ve arpa tarlaları büyük riskler taşıyor. Son 5 yılda 13 bin 619 orman yangını çıktı. Söz konusu orman yangınlarının yüzde 5,6’sı yani 763’ü anız yangınları sebebiyle gerçekleşti. Geçtiğimiz yıl ülkemizde meydana gelen 2 bin 579 orman yangının yüzde 5,3’ü yani 137’si anız yangınıydı.

Milli servetlerimize sebebi ne olursa olsun kimsenin zarar vermeye hakkı yoktur. Dinimiz, canlıların yakılmasını öldürülmesini haram kılmıştır.  Anız yangını nedeniyle binlerce canlının yok edilmesiyle sokakta bir hayvanın diri diri öldürülmesinin hiçbir farkı yoktur. Anız yangınlarını engellemek ve çiftçilerimizi bu konuda bilinçlendirmek amacıyla eğitim faaliyetlerinin yanı sıra Cuma Hutbelerinde anız yakmanın doğru olmadığı yönünde fetvalar verilmelidir.

Doğal kaynakların korunması ve sürdürülebilir tarım için anız yakma gibi çağdışı uygulamalara son verilmeli, çiftçiye yeni öneriler sunulmalı, doğrudan ekim teknolojisi gibi var olan faydalı uygulamaların yaygınlaştırılması sağlanmalıdır.”

Geleceğin Yeni Donanımı İnsan

Teknolojik gelişmeler, hem ülkemizde hem de dünya genelinde hız kesmeden devam ederken, yazılım sektöründeki değişimler ise dikkatleri çekiyor.

Yazılım teknolojileri hakkında önemli açıklamalarda bulunan Uyumsoft Yatırım Hizmetleri Genel Müdürü Özlem İkiz Arın, şunları söyledi:

“Bugün, son kullanıcılar olarak, cihazlara ihtiyacımız olduğunu varsayıyoruz. Ancak 50 yıl önce böyle bir varsayımımız yoktu. Gelecekte ise donanımlar kalmayacak. Örneğin, taşınabilir cihazların yerini, giyilebilir cihazlar ve bir süre sonra da çipler alacak. Çipler de daha sonra yerini frekans iletişimine bırakacak ve yani geleceğin yeni donanımı ve iletişim aracı bizzat insanın kendisi olacak. Gelecekte, bizim kişisel verilerimiz, deneyimlerimiz, dijital ayak izlerimiz ve frekanslarımız yeni veri setlerimiz olacak ve her şey bunun üzerine inşa edilecek.”  dedi.

Yapay Zekâ, Nesnelerin İnterneti (IoT), Blockchain ve Robotik Proses Otomasyonu gibi yenilikçi teknolojilerin günlük hayatımızda giderek daha fazla yer edindiğini ve yıkıcı teknolojilerin hayatımızın her alanını kolaylaştırırken aynı zamanda ticari hayatta da önemli değişim ve gelişmelere neden olduğunu kaydeden Özlem İkiz Arın, Uyumsoft olarak bu gelişmeleri güçlü bir ar-ge ekibi ile stratejik olarak izlediklerini ve inovasyon çalışmalarını yaptıklarını  ifade etti.

Anadolu’dan Globale Yazılım Hizmeti

Üretimde nitelikli işgücü açığının ülkenin önemli bir başlığı iken, tüketimde teknolojiye uyum hızının oldukça iyi olduğu ifade eden Özlem İkiz Arın, “Herkesten önce inovasyon” konsepti bulut teknolojilerde sektör öncüsü olarak Uyumsoft’un 3 kez Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM)’in İnovaLİG inovasyon liderleri arasına seçildiğini açıkladı.

2015 yılından itibaren “Anadolu’dan Globale Yazılım Hizmeti” konseptini sahiplendiklerinin altını çizen Özlem İkiz Arın, şunları anlattı:

“Uyumsoft olarak bizler, Anadolu’nun ne kadar güçlü şeyler ürettiğini biliyoruz ve bu yüzden diyoruz ki, Anadolu dezavantajlı bir alan değildir. Kimsenin kullanmaya cesaret edemediği bir potansiyeldir. Bu nedenle ekiplerimizi bu coğrafyada istihdam ediyoruz veya bu coğrafyadaki üniversiteler ve şirketlerle güçlü işbirlikleri kuruyoruz. Uyumsoft olarak bizler, yerli ve global müşterilerimizin işletme verilerini ve ticari süreçlerini verimli yönetmelerine liderlik ederken, 15 ülkede 150 binin üzerindeki müşterimize Liox ERP, kurumsal iş yazılımları, e-dönüşüm, Regtech, Fintech ve bulut çözümlerine ait müşteri desteğimizi, danışmanlık ve yazılım alanındaki hizmetlerini 700’den fazla kişi ile Anadolu’dan sürdürüyoruz.” diye konuştu.

“Dünyada Yatırım Yapılan Şirketlerin Yüzde 60’ı Teknoloji Şirketi”

Artık yazılımın ürün fark etmeksizin her alana nüfus ederek hayatımızın içinde olduğunun altını çizen Özlem İkiz Arın, konuşmasına şöyle devam etti:

“Günlük hayatınızda neye bakarsanız bakın, içinde yazılım var. Etrafınızdaki her ürünü üreten makinenin içinde bir yazılım bulunuyor. Dolayısıyla, yazılımın olmadığı bir dünya kalmadı. Bu durumda da yazılım artık bir sektör değil; sektörler üstü ana sektör konumunda. Dünyada yatırım yapılan tüm şirketlerin yüzde 60’ı teknoloji şirketi. Dünyada şu anda sadece yazılımın 5 trilyon dolarlık bir hacmi var ve bu rakam dünya gayri safi milli hasılasının yüzde 5’i demek. Türkiye’deki oranımız yüzde 2,5 ve bu oran yeterli değil ama çok kıymetli. Bizim dikeylerimizin başarıları daha yüksek. Örneğin, şu anda dünyaya oyun ihracatında birinci sıradayız. Başka parametrelerle üçüncü, beşinci sırada olduğumuz istatistikler var ve birçok alanda ilk sıralarda konumlanabiliyoruz. Kısaca artık teknoloji, tüm sektörler açısından birinci öncelik oldu ve bu gelişme dünyada da, Türkiye’de de devam edecek. Türkiye’nin lokomotif sektörü olarak yıllardır inşaat ve turizm gibi sektörleri konuştuk. Bence artık bu döngü değişiyor ve bizler yazılım sektörü olarak ilk sıraya oturmak için hazırız.” şeklinde konuştu.

Üretken yapay zeka benzeri görülmemiş bir hızla yayılıyor

Bain & Company’nin araştırmasına göre üretken yapay zeka küresel iş dünyasında büyük bir hızla yayılıyor.

Geçtiğimiz yıl Ekim ayında %83 olan oran %87’ye yükselirken, her 10 şirketten 9’u halihazırda üretken yapay zeka teknolojisini kullanıyor veya bunun pilot uygulamasını yapıyor

İşletmeler, milyonlarca dolarlık bütçeler ve iş gücü tahsisleri ile yapay zeka kullanımlarına öncelik veriyor

Üretken yapay zeka, görevlerin yaklaşık %75’inde veya daha fazlasında beklentileri karşılıyor veya aşıyor

Türk şirketleri yapay zekayı giderek daha fazla entegre ediyor ve çeşitli sektörlerde önemli bir büyüme gözlemleniyor.

12 Temmuz 2024 — Bain & Company’nin sektörler arası özel Üretken Yapay Zeka Araştırması, her 10 şirketten neredeyse 9’unun yapay zekayı uygulamaya soktuğunu veya şu anda pilot olarak kullandığını, tüm kullanım durumlarında da yapay zekanın hızla daha fazla benimsenmeye devam ettiğini ortaya koyuyor. Bain’in analizi, işletmelerin üretken yapay zeka kullanımına yönelik harcamalarının ve diğer taahhütlerinin çok hızlı bir şekilde arttığının altını çiziyor. Araştırmaya katılan işletmelerin %60’ından fazlası yapay zekayı bu yıl ve gelecek yıl önceliklerinin arasında ilk üçe koyarken, %87’si önümüzdeki üç ila dört yıl önceliklerinin arasında ilk beşte sıralıyor.

Bain’in araştırması, şirketlerin üretken yapay zeka faaliyetleri ve teknoloji altyapısı için halihazırda yılda ortalama yaklaşık 5 milyon dolar bütçe ayırdığını gösteriyor. Bu ortalama rakam en büyük şirketlerin %20’si için yılda 50 milyon doları buluyor ve işletmelerin üretken yapay zeka uygulamasına yönelik giderek daha büyük ölçekli taahhütlerde bulunduğunu ortaya koyuyor.

Türk şirketleri de yapay zekayı her geçen gün daha fazla entegre ediyor

Üretken yapay zeka entegrasyonundaki artışın Türkiye’deki şirketler açısından da önemine dikkat çeken Bain & Türkiye Ortağı Armando Guastella konuyla ilgili olarak şu görüşleri dile getirdi: “Bain çalışmasında vurgulanan eğilimler ile uyumlu bir biçimde, Türk şirketleri yapay zekayı giderek daha fazla entegre ediyor ve çeşitli sektörlerde önemli bir büyüme gözlemleniyor. Türk şirketleriyle yapılan araştırmaya göre, 2023 yılı itibariyle, endüstriyel üretim firmalarının yaklaşık dörtte biri ve hizmet sektörü işletmelerinin yaklaşık beşte biri, özellikle müşteri ilişkileri yönetimi ve pazarlama uygulamalarında halihazırda yapay zekayı kullandıklarını belirtiyor. Küresel trendlere benzer şekilde, Türk işletmeleri de veri yeterliliği ve mevzuata uyumlulukla ilgili zorluklarla karşılaşıyor. Bununla birlikte, şirketler yapay zeka teknolojilerinin hızla benimsenmesinin operasyonel verimliliği ve müşteri bağlılığını artırdığını bildiriyor. Bu olumlu görünüm, iyimser beklentilerle birleştiğinde, gelecekte Türkiye’nin yapay zeka ortamındaki gelişmeler için umut verici bir yol haritası oluşturuyor.”

Bain’in, teknoloji ve teknoloji dışı şirketler arasından eşit sayıda 200 işletmedeki üst düzey yöneticilerle düzenli olarak yaptığı Üretken Yapay Zeka Araştırması’ndaki analiz, şirketlerin ayrıca söz konusu teknoloji üzerinde çalışan ekiplerini büyütmeleri bakımından teknolojiye olan bağlılıklarının hızla arttığını gösteriyor. Veriler, şirketlerin yaklaşık 100 çalışanının bir şekilde yeni yapay zeka teknolojisiyle etkileşime girdiğini ve bu sayının büyük şirketlerde 240’a kadar çıktığını işaret ediyor. Dünyanın dört bir yanındaki şirketler, üretken yapay zekanın potansiyelini değerlendirmek ve rekabet avantajlarını yakalamak için yarışırken, analiz, yöneticilerin yapay zeka olanaklarıyla bağlantılı iş hedefleri olarak verimliliği-üretkenliği artırmanın yanı sıra gelirlerdeki artışlara odaklandıklarını gösteriyor. Her iki hedef de çalışmaya katılan şirketlerin %68’i tarafından ilk üç sırada gösteriliyor.

Öte yandan araştırma verilerine göre işletmelerin üretken yapay zekayı en iyi nasıl kullanabileceklerine istinaden daha net bir biçimde odaklanmaya ihtiyacı var. Yöneticilerin yalnızca yaklaşık %36’sı kuruluşlarının yapay zeka kullanımları için belirli bir yol haritasına ve net değer beklentilerini barındıran güçlü, iyi tanımlanmış bir vizyona sahip olduğunu belirtiyor. Buna ek olarak, kuruluşların beşte biri (%21’i) üretken yapay zeka kullanımına yönelik fikirlere sahip, ancak henüz koordineli bir çaba göstermemiş durumda. Buna rağmen, veriler aynı zamanda üretken yapay zekanın genel olarak örneklerin %75’inde işletmelerin beklentilerini karşıladığını veya aştığını ortaya koyuyor. Bunun yanı sıra, katılımcıların yaklaşık beşte dördü (~%80’i), üretken yapay zeka kullanımı için prototip oluşturmanın, daha önceki geleneksel yapay zeka teknolojisine ve makine öğrenimine kıyasla daha hızlı olduğunu gözlemliyor.

Öne çıkan başlıklar

Bain ayrıca, üretken yapay zekanın tüm kullanım durumlarında benimsenmesi arttıkça, kurumsal hazırlık konusundaki endişelerin de arttığını tespit etti. Analizin sonucunda, şirketlerin söz konusu teknolojiye nasıl baktıklarını gösteren dört konu başlığı ortaya çıkıyor:

“Değer sunmaya başladık mı?” Sektörlerin genelinde, üretken yapay zeka hakkındaki konuşmalar artık daha ciddi, heyecan ve abartıdan daha gerçekçi değerlendirmelere doğru ilerliyor.

Yapay zeka kullanımında beş umut vaat eden alan: Şirketler üretken yapay zeka ile daha fazla haşır neşir oldukça, satış, yazılım geliştirme, pazarlama, bilgi çalışanı asistanları ve müşteri hizmetleri dahil olmak üzere bazı kullanım durumlarının en iyi başarı belirtilerini gösterdiğini bildiriyorlar.

İlk öğrenenler teknoloji şirketleri oluyor: Bain’in 2023 4. çeyrek araştırmasıyla karşılaştırıldığında, teknoloji sektöründeki şirketlerin veri ve güvenlik protokollerinin üretken yapay zekaya hazır olduğunu söyleme ve benimseme konusunda daha ileride olma ihtimalleri daha yüksek. Bu durum, her iki çalışmada da de yaklaşık aynı hazırlık seviyesinde olduklarını söyleyen diğer (teknoloji dışı) sektörlerdeki şirketlerle tezat oluşturuyor ve henüz bir darboğaza girmediklerini gösteriyor.

Satın almak mı, inşa etmek mi? Her iki yaklaşım da farklı kullanım durumlarında deneniyor. Şirketler üçüncü taraf çözümleri hazır olduğunda bunları satın alıyor ancak kendi ihtiyaçlarına uygun hale getiriyor.

İdeal Mutfak Tasarımının Şifreleri Mutfak Tasarımının Üç Altın Prensibi

Yaşamın vazgeçilmez bir parçası haline gelen mutfaklar, sadece yemek pişirme alanı olmanın ötesine geçerek yaşam alanlarımızın kalbi haline geliyor. Mutfaklarda estetik ve işlevselliği tüm tasarımlarında özenle bir araya getiren Bodrum Mutfak Mobilya, ideal mutfaklar yaratmanın temelinde matematiksel prensipleri benimsiyor. Her detayıyla tatminkâr mutfakları hayata geçirirken stratejik planlamaların uyum içinde kullanılması gerektiğine değinen Bodrum Mutfak Mobilya Kurucusu Mustafa Güneri, dikkate alınması gereken üç altın kuraldan bahsetti.

Mutfak tasarımının kendi içerisinde birçok dinamiğin olduğu bir süreç olduğunu söyleyen Bodrum Mutfak Mobilya Kurucusu Mustafa Güneri, “Geleceğin mutfakları, estetik ve işlevselliğin ideal bir uyum içinde olduğu alanlar olacak. İşlevsel olmayan alan bırakmadan planlanan mutfaklar, hem ev sahiplerinin ihtiyaçlarını karşılayacak hem de görsel bir şölen haline gelecek. Artık insanlar mutfaklarında sosyalleşiyor, sadece bunu gözeterek bile mutfak tasarımının kusursuz olmasıyla her gün keyifle vakit geçirecekleri alanlar yaratmamıza olanak tanınmış oluyor.” dedi.

Güneri, mutfak tasarımında dikkate alınması gereken temel noktaları ve stratejileri 3 kısa maddede özetledi:

Çalışma Üçgeni: Mutfak tasarımının temel prensiplerinden biri olarak çalışma alanının verimli kullanılmasının dikkatle planlanması son derece önemli bir kural niteliğindedir. Çalışma üçgeni prensibini uygulayarak mutfaktaki üç ana iş alanının birbirine olan mesafesi optimize edilir. Mutfak tasarımında çalışma üçgeni kuralı uygulamak, kullanıcılara daha konforlu ve verimli bir çalışma alanı sunar.

Ergonomi ve Erişilebilirlik: Mutfak tasarımında ergonomi, kullanıcı rahatlığını en üst düzeye çıkarmak için kritik önem taşır. Dolapların, rafların ve tezgâhların yüksekliği, kullanıcıların konforu için kullanım alışkanlıklarına göre ayarlanmalıdır. Mutfak ergonomisinde kişiselleştirme önemlidir. Kişiye özel hazırlanan tasarımlar, bu kişiselleştirme ihtiyacını karşılamak için en ideal çözümdür.

Alan Kullanımı ve Depolama Çözümleri: Alan kullanımını maksimize etmek, mutfak tasarımının bir diğer önemli unsurudur. İyi planlanmış depolama alanları, mutfağın düzenli ve fonksiyonel olmasını sağlar. Kullanıcısına konforlu bir mutfakta keyifli bir çalışma imkânı tanır.

Bonus!

Mutfak tasarımlarının üç altın prensibini paylaşan Bodrum Mutfak Mobilya kurucusu Mustafa Güneri ekledi; “Hiçbir projede sadece bu üç kuralla yetinmekle kalınmamalı, uygulamada her zaman fazlası gerekir. Mutfak tasarımında mekânın atmosferini ve kullanıcı deneyimini doğrudan etkileyen, tercih edilen renk seçimine uygun aydınlatmayı da seçmektir. Uzun ömürlü ve pratik mutfakların püf noktasının ise dayanıklılığı yüksek doğru malzemeleri kullanmak olduğu bilinmelidir.”

Makineleşme atılımıyla üretime hız verdi,rotayı Çin’e çevirdi

Türkiye’de alçak gerilim trafo ve reaktör sektörünün lideri konumunda olan Elektra Elektronik, 2024 yılının ilk yarısını hedeflerine ulaşarak tamamladı. Ar-Ge’den güç alan köklü bir üretici olmanın getirdiği hakimiyet ile birçok farklı sektöre çözüm ortaklığı yapan şirket, yeni yatırımları sonucunda 1500 kW olan üretim kapasitesini 3300 kW’a kadar çıkardı. İhracatta da ciddi atılımlar yapan Elektra Elektronik, marin sektörüne özel çözümleri doğrultusunda odağına aldığı Çin’de önemli ticari iş birliği adımları attı. İlk yarı sonuçlarında elde ettikleri başarıda yatırım ve ihracat planlarının çok önemli bir yeri olduğuna dikkat çeken Elektra Elektronik Genel Müdürü İlker Çınar, yılın başında uygulamaya başladıkları yalın üretim (Kaizen) stratejilerinin de bu tabloda kritik rol oynadığını belirtti.

Ülkemizdeki alçak gerilim trafo ve reaktör pazarındaki büyüme hızı, küresel trendlerle uyumlu olarak pozitif bir seyir izliyor. Yenilenebilir enerji entegrasyonu ve elektrik altyapısının modernizasyonu, büyümenin itici güçleri arasında yer alıyor. Bu büyümede önemli bir rol üstlenen Elektra Elektronik, yılın ilk yarısında önemli atılımlar gerçekleştirdi. 2024 yılının ilk yarı sonuçları ile ilgili değerlendirmede bulunan Elektra Elektronik Genel Müdürü İlker Çınar; “Yeni makine yatırımlarımız sayesinde 1500 kW olan üretim kapasitemizi 3300 kW’a yükselterek üretimimizi hızlandırdık ve hedeflerimiz doğrultusunda büyük ilerleme kaydettik. Yatırımlarımızla ivme kazanan bu başarının arkasında otomasyon çalışmalarımız, stratejik adımlarımız ve planlama gücümüz gibi bizi sektörümüzde bir adım öne taşıyan pek çok unsur var. Otomasyon hedeflerimiz doğrultusunda önemli adımlar attık ve bu da bize büyük trafoların üretiminde üç gün süren işleri yeni makineler sayesinde bir günde tamamlama imkânı sundu. Yurt içi pazarı domine ederken 6 kıtada 60’tan fazla ülkeye ihracat yapan bir şirket olarak global pazarlarda da büyümeye devam ettik ve ticari hacmimizi yüzde 50 iç pazar, yüzde 50 dış pazar dengesinde sürdürdük. Yalın üretim (Kaizen) anlayışını uygulamaya aldık ve bu stratejinin başarılı sonuçlarını izledikçe uygulama alanını genişlettik. Bizim için yılın son yarısına girerken en önemli gelişmelerden biri de marin sektörüne özel çözümlerimizle yeni ticari iş birlikleri için başta Çin olmak üzere küresel arenada önemli temaslar gerçekleştirmemiz oldu” diye konuştu.

Artan enerji talebi ve modernizasyon çalışmaları sektörün büyümesini destekleyecek

Son yıllarda alçak gerilim trafo ve reaktör sektöründeki büyüme ve dönüşüm hızının arttığını belirten İlker Çınar; “Dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de artan enerji talebi, elektrik altyapısının modernizasyonu ve yenilenebilir enerji kaynaklarının entegrasyonu gibi faktörler bu büyümeyi destekledi. Sürdürülebilir enerji projeleri ve teknolojik yenilikler de sektördeki ilerleyişin temel dinamikleri arasında yer alıyor. Aslında bu büyüme ekseni geçen yıldan beri sürüyor. Verileri incelediğimizde; küresel pazarın 2023 yılında 58,8 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaştığını gözlemliyor ve 2024-2032 döneminde yüzde 7 bileşik yıllık büyüme oranı (CAGR) öngörüyoruz. Bu noktada 2032 yılında sektörün büyüklüğünün 109,5 milyar dolara çıkacağı tahmin ediliyor. Biz de Elektra Elektronik olarak sektörün büyüme hızı ile paralel büyümek için gerekli yatırım ve planlamalarımızı hayata geçirmeye artan bir ivmeyle devam edeceğiz” dedi.

“UZAY VATANIMIZA SAHİP ÇIKMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

Türkiye’nin ilk yerli ve milli haberleşme uydusu TÜRKSAT 6A’nın fırlatma töreni için Amerika Birleşik Devletleri’ne giden Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, SpaceX firmasının Teksas eyaletinin Brownsville şehrinde bulunan tesisini ve üretim merkezini ziyaret etti.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, ABD’nin Teksas Eyaleti’nde yer alan SpaceX firmasına ait Brownsville Fırlatma ve Üretim Tesisi’ni ziyaret ederek, ana üretim alanlarını gezdi ve yapılan çalışmalarla ilgili bilgi aldı.

Bakan Uraloğlu, SpaceX’in ana üretim tesislerinin teknoloji, mühendislik ve alın terinin buluştuğunu yer olduğunu belirterek, “SpaceX’in roketlerini ürettiği ana üretim tesislerini gezdik. Burada teknoloji, mühendislik, alın teri ve emek var. Starship Roketini burada üretiyor ve fırlatıyorlar. Buradan haftada bir fırlatma yapmayı öngörüyorlar. Üretim tesisi ile fırlatma tesisinin aynı yerde olması önemli. Tasarlayan, projelendiren, üreten ve fırlatan aynı mühendis ekip. Her şeyi kendileri yapabilir durumdalar. Starship ile birlikte 60 tane alçak yörünge uydusunu buradan aynı anda fırlatabilecek bir tesis yapmışlar. Gönderilen roketler aynı zamanda yine tesise dönerek tekrar kullanılabilecek. 6A uydusunu ülke olarak ürettik. İnşallah bunları da yapacağız. Sayın Cumhurbaşkanımızın iradesiyle, desteğiyle, gösterdiği hedefle Uzay Vatanımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

9 Temmuz’da TÜRKSAT 6A uydusunu Florida’da bulunan Cape Canaveral’deki SpaceX’in merkezinden Falcon 9 roketiyle yörüngesine başarıyla fırlattıklarını da anımsatan Bakan Uraloğlu, “Herhangi bir aksaklık yok. Güneş panellerinin açılmasından sinyal alınmasına kadar bütün aşamalarda olması gerekenler oluyor. TÜRKSAT 6A’yı beraberce, ülke olarak yaptık ve uzaya gönderdik.” dedi.

Ciro Endeksleri, Mayıs 2024  Toplam ciro yıllık %66,8 arttı
Sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri toplamında ciro endeksi (2021=100), 2024 yılı Mayıs ayında yıllık %66,8 arttı.
Toplam cironun alt detaylarına bakıldığında; 2024 yılı Mayıs ayında yıllık sanayi sektörü ciro endeksi %60,4 arttı, inşaat ciro endeksi %87,4 arttı, ticaret ciro endeksi %65,1 arttı, hizmet ciro endeksi %80,6 arttı.
Toplam ciro aylık %0,8 arttı
Sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri toplamında ciro endeksi (2021=100), 2024 yılı Mayıs ayında aylık %0,8 arttı.
Toplam cironun alt detaylarına bakıldığında; 2024 yılı Mayıs ayında aylık sanayi sektörü ciro endeksi %1,5 arttı, inşaat ciro endeksi %5,7 arttı, ticaret ciro endeksi %0,7 azaldı, hizmet ciro endeksi %3,4 arttı.

Ticaret satış hacmi yıllık %3,8 azaldı, perakende satış hacmi yıllık %5,8 arttı
Ticaret satış hacmi (2021=100) 2024 yılı Mayıs ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %3,8 azaldı. Aynı ayda motorlu kara taşıtlarının ve motosikletlerin toptan ve perakende ticareti ile onarımı için satış hacmi %18,0 azaldı, toptan ticaret satış hacmi %4,6 azaldı, perakende ticaret satış hacmi ise %5,8 arttı.
Ticaret satış hacmi aylık %3,4 azaldı, perakende satış hacmi aylık %0,2 azaldı
Ticaret satış hacmi (2021=100) 2024 yılı Mayıs ayında bir önceki aya göre %3,4 azaldı. Aynı ayda motorlu kara taşıtlarının ve motosikletlerin toptan ve perakende ticareti ile onarımı için satış hacmi %1,0 azaldı, toptan ticaret satış hacmi %5,1 azaldı, perakende ticaret satış hacmi ise %0,2 azaldı.

Süt ve Süt Ürünleri Üretimi, Mayıs 2024  Ticari süt işletmelerince 1 milyon 14 bin 789 ton inek sütü toplandı
Ticari süt işletmeleri tarafından toplanan inek sütü miktarı, Mayıs ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %7,4 arttı, Ocak-Mayıs döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre %8,4 arttı.
Mayıs ayında bir önceki yılın aynı ayına göre, inek peyniri üretimi %0,1 arttı, ayran üretimi %12,4 arttı, yoğurt üretimi %5,4 arttı, içme sütü üretimi %4,6 arttı, tereyağı üretimi %3,5 arttı. Ocak-Mayıs döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre, inek peyniri üretimi %7,0 arttı, ayran üretimi %16,0 arttı, yoğurt üretimi %10,0 arttı, içme sütü üretimi %3,9 arttı, tereyağı üretimi %14,1 arttı.
Bir önceki ay 132 bin 422 ton olan içme sütü üretimi Mayıs ayında %8,9 oranında azalarak 120 bin 652 ton olarak gerçekleşti.

Ücretli Çalışan İstatistikleri, Mayıs 2024  Ücretli çalışan sayısı yıllık %4,3 arttı
Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı 2024 Mayıs ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %4,3 arttı. Ücretli çalışan sayısı bir önceki yılın aynı ayında 15 milyon 30 bin 866 kişi iken, 2024 yılı Mayıs ayında 15 milyon 669 bin 792 kişi oldu.
Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; 2024 Mayıs ayında ücretli çalışan sayısı yıllık olarak sanayi sektöründe %0,6 arttı, inşaat sektöründe %11,1 arttı ve ticaret-hizmet sektöründe %5,1 arttı.

Ücretli çalışan sayısı aylık %0,7 arttı
Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı 2024 Mayıs ayında bir önceki aya göre %0,7 arttı.
Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; 2024 Mayıs ayında ücretli çalışanlar aylık olarak sanayi sektöründe %0,5 arttı, inşaat sektöründe %0,9 arttı ve ticaret-hizmet sektöründe %0,7 arttı.

Kümes Hayvancılığı Üretimi, Mayıs 2024
Tavuk eti üretimi 216 bin 453 ton, tavuk yumurtası üretimi 1,76 milyar adet olarak gerçekleşti
Mayıs ayında bir önceki yılın aynı ayına göre, tavuk yumurtası üretimi %7,1 arttı, kesilen tavuk sayısı %4,9 arttı, tavuk eti üretimi %3,2 arttı, hindi eti üretimi %20,9 arttı. Ocak-Mayıs döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre, tavuk yumurtası üretimi %5,6 arttı, kesilen tavuk sayısı %6,8 arttı, tavuk eti üretimi %6,4 arttı, hindi eti üretimi %25,7 arttı.
Bir önceki ay 1 milyar 707 milyon 799 bin adet olan tavuk yumurtası üretimi Mayıs ayında %3,2 oranında artarak 1 milyar 761 milyon 686 bin adet oldu.

İhracat birim değer endeksi aynı kaldı
İhracat birim değer endeksi Mayıs ayında bir önceki yılın aynı ayına göre aynı kaldı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre gıda, içecek ve tütünde %2,7 arttı, ham maddelerde (yakıt hariç) %4,7 azaldı, yakıtlarda %11,3 arttı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) %1,4 azaldı.
İhracat miktar endeksi %11,3 arttı
İhracat miktar endeksi Mayıs ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %11,3 arttı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre gıda, içecek ve tütünde %11,6 arttı, ham maddelerde (yakıt hariç) %10,6 arttı, yakıtlarda %13,3 arttı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) %10,3 arttı.
İthalat birim değer endeksi %1,0 arttı
İthalat birim değer endeksi Mayıs ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %1,0 arttı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre, gıda, içecek ve tütünde %3,9 azaldı, yakıtlarda %4,7 arttı, ham maddelerde (yakıt hariç) %4,7 azaldı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) %0,2 azaldı.
İthalat miktar endeksi %11,2 azaldı
İthalat miktar endeksi Mayıs ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %11,2 azaldı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre, gıda, içecek ve tütünde %20,3 azaldı, ham maddelerde (yakıt hariç) %7,1 azaldı, yakıtlarda %5,9 azaldı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) %5,9 azaldı.

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış ihracat miktar endeksi %5,7 arttı
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ihracat miktar endeksi; 2024 Nisan ayında 150,3 iken 2024 Mayıs ayında %5,7 oranında artarak 158,9 oldu. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise ihracat miktar endeksi; 2023 yılı Mayıs ayında 142,6 iken 2024 yılı Mayıs ayında %11,3 oranında artarak 158,6 oldu.
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış ithalat miktar endeksi %13,0 azaldı
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ithalat miktar endeksi; 2024 Nisan ayında 135,7 iken 2024 Mayıs ayında %13,0 oranında azalarak 118,1 oldu. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise ithalat miktar endeksi; 2023 yılı Mayıs ayında 143,2 iken 2024 yılı Mayıs ayında %14,0 oranında azalarak 123,2 oldu.
İhracat birim değer endeksinin ithalat birim değer endeksine bölünmesiyle hesaplanan ve 2023 yılı Mayıs ayında 87,3 olarak elde edilmiş olan dış ticaret haddi, 0,8 puan azalarak, 2024 yılı Mayıs ayında 86,5 oldu.

Rusya, Orta Asya, Avrupa ve Afrika Interfresh Eurasia Fuarı’na Türk lezzetlerini almaya gelecek!

Türkiye’nin yıllık 60 milyon ton ürettiği taze, kurutulmuş, dondurulmuş ve konserve edilmiş meyve sebzelerin en büyük ihraç platformu olan Interfresh Eurasia Fuarı için geri sayım başladı. Fuar bu yıl 26-28 Eylül 2024 tarihlerinde İzmir’de Fuarİzmir’de düzenlenecek.

Interfresh Fuarını düzenlenen Antexpo Fuarcılık Genel Müdürü Murat Özer, Interfresh Eurasia Fuarı’yla Türkiye’nin, Rusya, Orta Asya ve Avrupa’dan Afrika’ya kadar uzanan pazarlara ideal bir geçiş noktası olarak hizmet verdiğinin altını çizdi.

5 ana ürün grubu Interfresh Eurasia Fuarı’nda olacak

“Bu yılki Interfresh Eurasia, sadece yeni bir mekânla sınırlı değil” diyen Özer, “Bu yılın Interfresh Eurasia’sı, hem katılımcılar hem de alıcılar açısından %200’ün üzerinde bir büyümeyle dikkat çekiyor. Yeni alıcılarla birlikte ziyaretçi tarafında da yeni ülkelerden alıcılar göreceğiz. Katılımcı tarafında ise, yaş ürünlerin yanı sıra kurutulmuş, dondurulmuş ve konserve ürünlerle birlikte meyve ve sebze suları ile sosları içeren çeşitlerimiz oldu. Bu çeşitlilikle birlikte Interfresh’in önceki yıllardan daha fazla ilgi göreceğini düşünüyoruz” şeklinde konuştu.

30 zincir market geliyor Interfresh’e küresel ilgi artıyor

Yaş, kurutulmuş meyve ve sebzeler, dondurulmuş ürünler, konserve ürünler ve çeşitli meyve ve sebze suları ile bu ürünlerden yapılan sosların yanı sıra fuarda lojistik, ambalaj, depolama ve yeni teknolojilere özel bölümler olacağı bilgisini veren Özer şöyle devam etti: “Geçen yıl 44 ülkeden 2.145 alıcıyı ağırladık. Bu yıl, 55 ülkeyi temsil eden alıcılar ve 30’dan fazla zincir market temsilcisi fuara katılım sağlayacağını onayladı, bu da meyve ve sebze endüstrisi için önemli bir ticaret platformu olan Interfresh’e küresel ilginin arttığını gösteriyor.”

Ortadoğu’dan gelen katılımcılar kendi pavilyonlarına sahip olacakla

Interfresh Eurasi Fuarı’nın Ortadoğu’dan gelen katılımcılar için de popülerlik kazandığı bilgisini veren Özer şöyle devam etti; “Bu nedenle, bu katılımcılar kendi pavilyonlarına sahip olacaklar: Etkinlik olarak uluslararası bir tanınmışlık kazandık. Avrupa pazarındaki yaz tatilinden sonra ilk büyük ticaret fuarı olmamız, bizi önde gelen bir networking ve ticaret platformu olarak güçlendirdi. Çeşitli ülkelerden, Orta Doğu ülkeleri de dahil olmak üzere, kendi pavilyonlarına sahip olan firmalara gururla ev sahipliği yapacağız. Bu çeşitlilik, Interfresh’in Türk malzemelerinin yanı sıra egzotik meyveler ve tanınmış uluslararası markaların, yenilikçi makineleri ile global bir platform olarak statüsünü pekiştirdiğini gösteriyor. Bugün itibariyle ondan fazla ülkeden katılımcılarımız var.”

THY’nin 120 ülkeye direkt uçması büyük fırsatlar sunuyor

“Interfresh Eurasia’da ürünlerini tanıtmak isteyenler için birçok avantaj sunuyor” tespitinde bulunan Özer, “Türkiye’nin Asya ve Avrupa’nın kesişim noktasındaki benzersiz coğrafi konumu, katılımcılar için eşsiz fırsatlar sunuyor. 117 ülkeye vizesiz erişim imkanı ve Türk Hava Yolları’nın 120’den fazla ülkeye direkt uçuşlarıyla, Türkiye Rusya, Orta Asya, Avrupa ve Afrika’ya uzanan pazarlar için ideal bir geçiş noktası olarak hizmet veriyor” dedi

Özer “Katılımcılar, farklı arka planlardan ve bölgelerden tüccarlar ile bağlantı kurma fırsatlarıyla dolu dinamik bir ortama sahip olacaklar. Interfresh sektör oyuncuları için kaçırılmaması gereken bir fuar ayrıca Interfresh’in beşinci edisyonunu gerçekleştireceğimizi belirtmek isterim, elbette Interfresh olarak yedinci yılımızı kutluyoruz. Dolayısıyla Interfresh, meyve ve sebzelerin sergilendiği birinci sınıf bir platforma dönüşmüştür,” diyerek sözlerini tamamladı.

Tatilde gözünüz arkada kalmasın, Keenetic ile istediğiniz yerden evinize ve ofisinize ulaşın. Verilerinize ve cihazlarınıza güvenli erişin, takip edin!

“Keenetic tatilciler için çıtayı yükseltti, tatilde her ne kadar güncel hayatımızdan kopmak istesek de geride bıraktıklarımıza kolaylıkla erişmek ve güvenli olduklarına emin olmak isteriz. Konforlu İnternet gereksinimi artık sadece ev ve iş yerinizden internete ulaşmaktan öte, her zaman her yerden tam tersine evinize ofisinize de güvenle ulaşıp cihazlarınıza ulaşmak, verilerinizi kullanmak takip etmekten, belirlediğiniz uyarıları almaktan geçiyor.”

Tüm tatilciler için öncelikle gidecekleri yerlere odaklanmak, bolca güzel anı biriktirmek, anılarını saklamak ve paylaşmak önemli ancak; diğer taraftan da aklımızı ardımızda bırakmamak gerekiyor. Biz yokken her şeyin yolunda olduğunu hissetmek özellikle evimiz için, tatilimizi ayrı bir güzel kılar… Keenetic Bulut Mimarisi ve gelişmiş akıllı uygulamaları ile bu konuda büyük değer üretiyor. Mobil uygulaması ile cihazınızın statik IP’sine gerek olmadan evinizdeki tüm akıllı ekipmanlara kolaylıkla erişebilir, onların çalışma durumlarını bağlantılarını kontrol edebilir, mobil cihazınıza pratik uyarılar tanımlayabilirsiniz. Diğer taraftan tatilciler için istedikleri dosyalara veya medyaya istedikleri yerden erişmek önem taşıyor. Örneğin; evdeki bir albüme fotoğraf yüklemek isteyebilir ya da cihazınızı refresh etmek isteyebilirsiniz. Ya da evdeki bir filmi kaldığınız otelde ya da konaklama tesisinde izlemek isteyebilirsiniz. KeeneticOS bu noktada imdada yetişiyor.

Keenetic Türkiye CEO’su Vefa Tarhan: “Günümüzde öncelikle evimize her zaman her yerden güvenli bir şekilde erişmemiz gerekiyor. Artık evlerde sürekli birilerinin olmadığı gibi artan cihaz sayısı nedeniyle çalışırlığının takip edilmesi de normal gözlemle takip edilebilir kolaylıkta değil. En basit olarak evimizde elektrik var mı yok mu bile o kadar önemli ki! Keenetic kullanıcıları öncelikle bu özelliğini keşfedip, mobilden bakıyoruz eminiz ki dolabımız aktif bir şeyler bozulmayacak diyorlar, Medya Sunucusu, akıllı TV’lere, mobil cihazlara, ağ medya merkezlerine ve medya oynatıcılara içerik (video, görüntü, müzik) aktarmanın en popüler ve kullanışlı yoludur. Medya ortam kitaplığınız, kablolu veya Wi-Fi yoluyla bağlı bir seçili modellerde USB sürücü üzerinden ev ağınızdaki tüm cihazlar için kullanılabilir olacaktır.

Piyasada artık yerleşik premium çözümler sunan bir marka haline gelen Keenetic tatilcilere çok özel kolaylıklar sağlıyor. Bunların başında, kaldığınız konaklama tesisinde ya da otelden medya sunucunuza ulaşmaktır. KeeneticOS un benzersiz media server özelliği sayesinde cihazınızı adeta akıllı bir medya sunucusu gibi kullanabilirsiniz. Sürekli seyahat halindeki tatilcilerin en büyük ihtiyaçlarından biri anı depolamak ve bunları istedikleri zaman düzenlemek ve ulaşmaktır. Evden uzaktaysanız, bu artık sizin için bir problem değil. Çok basit birkaç işlem ile hemen medya sunucunuz olarak kullandığınız Keenetic’inize ulaşabilirsiniz.

Diğer bir sorun ise; uzak bölgelerde tatile gidenler, doğa ile baş başa kalanlar için cihaz kaynaklı internet sorunlarıdır. İnternete Wi-Fi ile bağlanmak isteyen kullanıcılar, çeşitli nedenlerden dolayı zaman zaman bağlanma güçlüğü yaşar. İnternet bağlantısı kopan kullanıcılar, sorunun kaynağının genellikle internet servis sağlayıcısı ya da olduğunu düşünür. Oysa internetin çekmemesinin veya bağlantının kopmasının farklı nedenleri olabilir.

Bunların en önemlisi ise kullanılan cihazdır. Eğer gittiğiniz bölgede hem tatil yapıp hem e-postalarınızı kontrol etmek, ara sıra video konferanslara katılmak gibi gereksinimleriniz varsa; mutlaka en önce otelin internet bağlantısını kontrol edin. Otel ve tatil mekanları sahipleri çoğu zaman bunu farklı nedenlere bağlasalar da doğru cihaz seçimi ile kesintisiz ve konforlu interneti müşterilerine sunabilir, farklı yakalayabilirler. Her durumda Keenetic 4G Modemlerimiz gerek LTE/3G sinyallerini yakalayacak anten gücüyle gerekse Wi-Fi dağıtım kalitesiyle yine fark yaratan internet keyfi sunacaktır.

Keenetic Türkiye CEO’su Vefa Tarhan: “Günümüzde tatil yapmayı planlayan çoğu kişi, internet konforunu sağlama kriterine sahip. Zaman oldukça değerli ve bazen hem tatil yapıp hem de çalışma gereksinimleri olabilir. İşyerleriyle bağlantıda kalmak, sosyal medyada paylaşımlar yapmak, istediklerinde dosyalarına depolama yapmak isteyebilirler. Bu noktada Keenetic hem son kullanıcılara yani tatile giden kişilere hem de tatil mekanları işletmecilerine yönelik büyük avantajlar sağlıyor. Ek olarak güvenli İnternet de büyük bir endişe kaynağı haline geldi. Keenetic kullanıcıları yüksek seviyede bir güvenlik düzeyine alışık olduklarından gittikleri mekanlarda da bu seviyeyi gözetecektirler. Tatilciler, otelin Wi-Fi ağına bağlandıklarında kişisel bilgilerinin güvende olduğunu bilmek isterler. İyi bir otel, güvenlik önlemleri alarak misafirlerin gizliliğini korumayı ve veri hırsızlığına karşı önlem almış olmayı sağlamalıdır. Bunun için de Keenetic büyük avantaj sağlayan özel bir marka konumundadır.” açıklamasında bulundu.

Ekmob 2024 Yılının İlk Çeyreğini Döviz Bazında Yüzde 50 Büyüme İle Kapattı

Şirketlerin satış sürecini hızlandıran Satış Gücü Otomasyonu Ekmob SFA, 2023 yılını bir önceki yıla göre 3 kat büyüme ile kapatırken, 2024 yılın ilk çeyreğini de döviz bazında yüzde 50’ye yakın büyüme ile kapattı.

Ekmob SFA, sahada aktif olarak hem mevcut hem de yeni müşteriler için nokta ziyareti yapan satış ekiplerinin süreçlerinin dijitalleşmesini sağlayarak satışların artmasına katkıda bulunuyor.

Günümüzdeki şirketlerin büyük bir bütçe payını teknoloji yatırımlarına ve çalışanlarının teknolojiyi kullanma yeteneklerine ayırdığını belirten Ekmob Kurucusu ve CEO’su Sunay Şener, “Şirketler, dijital dönüşümü sağlamak ve pazar paylarını artırmak için ayrı departmanlar oluşturarak önemli miktarda para harcıyorlar. Ancak, bu departmanların oluşturulması ciddi maliyet ve insan kaynakları gerektirir. Bu nedenle, bazı şirketler bu kaynakları sağlayamadığında sürdürülebilirlik riskleriyle karşılaşabilirler.” dedi.

Ekmob’un bu noktada şirketlere destek olduğunu belirten Şener, “Büyük maliyet ve insan kaynağı ayırmadan danışmanlık hizmetleri sunarak satış süreçlerini dijitalleştirmelerine ve teknolojiye uyum sağlamalarına yardımcı oluyoruz.  2023 yılını bir önceki yıla göre 3 kat büyüme ile kapattık ve Türkiye’deki büyümemizi kalıcı hale getirecek çalışmalarımızı hızla hayata geçirdik. 2024-2025 yıllarını Global Expansion & Global Growth” olarak adlandırırken, uluslararası arenada büyümek için faaliyetlerimize hızlı bir şekilde başladık. 2024 yılın ilk çeyreğini de döviz bazında yüzde 50’ye yakın büyüme ile kapattık. İlk global müşteri kontratlarına ek olarak yenilerinin gelmesi için de sistemli bir şekilde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Yılbaşından bugüne kadar yurtiçi ve yurtdışında birçok etkinliğe katıldık ve son olarak haziran ayında London Techweek kapsamındaki etkinliklere katılım sağlayarak Londra ofisimizin açılışı için yetkililerle görüştük. Q3 içerisinde Londra ofisimizin açılışını da tamamlayarak bu süreci hızlı bir şekilde ilerletmeyi planlıyoruz.” diyerek sözlerini bitirdi.

Fersan’dan Türkiye’de Bir İlk

Fersan ve TEGEM Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü, Türkiye’de ilk kez endüstriyel bal sirkesi üretimi için iş birliğine gidiyor.

Türkiye’nin lider sirke üreticisi Fersan, T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) bünyesindeki Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü ile bal sirkesi üretimi konusunda önemli bir iş birliğine gidildiğini duyurdu. İki kurum arasında imzalanan Kamu Özel Sektör İş Birliği protokolü kapsamında ülkemizde ilk kez endüstriyel bal sirkesi üretimi gerçekleştirilecek.

Söz konusu iş birliği protokolü, bal sirkesinin endüstriyel üretiminin standardizasyonu ve endüstriye kazandırılma olanaklarının değerlendirilmesini kapsıyor. Fersan ve TAGEM’e bağlı Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü Arıcılık Araştırma Merkezi tarafından yapılan ön çalışmaların başarılı bir şekilde tamamlanmasının ardından ürünün sektöre kazandırılması amacıyla iş birliği hayata geçirildi.

Fersan CEO’su Gürhan Güven konuyla ilgili olarak şu görüşleri dile getirdi: “Fersan olarak, TAGEM Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü ile bal sirkesi üretimi kapsamında önemli bir iş birliğine imza attık. Ülkemizde ilk kez endüstriyel üretimi gerçekleştirilecek olan bal sirkesinin, gıda sektörünün gelişimine önemli katkılar sağlayacağına inanıyoruz. Bu heyecan verici iş birliğiyle, her zaman olduğu gibi yenilikçi ve kaliteli ürünlerimizi değerli tüketicilerimizle buluşturmak için sabırsızlanıyoruz.”

Superior Seedless çeşidi sofralık üzümün ihracat yolculuğu 11 Temmuz’da başladı

Düşük şeker oranı nedeniyle diyabet hastalarının tercih ettiği, Ege Bölgesi’nin önemli ihraç ürünlerinden, sofralık üzüm çeşitleri arasında erkenci tür olarak öne çıkan Superior Seedless üzümün ihracat yolculuğu 11 Temmuz 2024 Perşembe günü başladı.

“Superior Seedless Çeşidi Sofralık Üzüm” için oluşturulan Hasat ve İhraç Tarihlerini Belirleme Komisyonu, Manisa’nın Alaşehir, Salihli ve Sarıgöl ilçelerindeki bağlarda yaptığı incelemeler ve alınan numunelerin Manisa Bağcılık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü Laboratuvarında yapılan analizler sonucunda Superior Seedless Çesidi Sofralik Üzümlerin, 11/07/2024 tarihinden itibaren kesimine ve ihracatına vize verdi.

Manisa-İzmir-Denizli üçgeninde 60 bin civarında üreticinin 1 milyon 100 bin dekar alanda üzüm yetiştiriciliği yaptığını dile getiren Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, pek çok üzüm türünün anavatanının Anadolu coğrafyası olduğunu, üzümde taze, kuru ve mamul ihracatıyla ülkeye 700-750 milyon dolar aralığında döviz kazandırdıklarını aktardı.

İklim değişikliği nedeniyle bu yıl üzümlerin 15 gün önce tüketime hazır hale geldiğini aktaran Uçak, “Superior üzümü sultani çekirdeksiz üzüm ve red globe üzümünden sonra en çok ihraç edilen taze sofralık üzüm türü. 2023 yılında rekoltede tarihi bir düşüklük vardı. 2024 yılında rekoltemiz daha iyi noktada. 2023 yılında 135 milyon dolar olan taze sofralık üzüm ihracatımızın 150 milyon doları aşmasını, Superior Seedless üzümünden de 10 milyon dolar ihracat rakamına ulaşmayı hedefliyoruz. Üreticilerimiz ve ihracatçılarımız için verimli bir sezon diliyorum” şeklinde konuştu.

2023 yılında Superior Seedless üzümünün ihracatında Rusya Federasyonu 2,5 milyon dolarla öne çıkarken, Ukrayna’ya 750 bin dolarlık, Suudi Arabistan’a 340 bin dolarlık ihracat oldu.

Yükselen Yapay Zeka Yıldızı Auvidea, Panasonic İle Birlikte Çalışıyor
Özelleştirilmiş AI taşıyıcı kartlarının üretimini şirket içine alan Auvidea, işinin büyümesinde gerekli olan kritik SMT üretim hattını ve desteği sağlamak için güvenilir bir ortağa ihtiyaç duyuyordu.
Yükselen yıldız olan Alman yapay zeka şirketi Auvidea, özelleştirilmiş yapay zeka taşıyıcı kartlarının üretimini kendi bünyesine taşımak istediğinde, SMT üretim hattı ve desteği için Panasonic Fabrika Çözümlerine başvurdu. Panasonic, Auvidea’nın acil müşteri taleplerini karşılamasına yardımcı olmak için gereken makine ve uzmanlığı anında sağlayarak o zamandan bu yana üretimin ölçeklendirilmesinde kritik bir uzun vadeli ortak haline geldi.
Heyecan verici yapay zeka sektöründe Auvidea, NVIDIA Jetson platformuna dayalı özelleştirilmiş taşıyıcı kartların öncü tasarımcısı ve üreticisi olarak kısa sürede adını duyurdu. Avrupa’nın tek NVIDIA Elite İş Ortağı olan Auvidea’nın ürünleri, hızla büyüyen makine öğrenimi uygulamaları alanında kullanılmaktadır. Auvidea, trafik yönetiminin iyileştirilmesinden verimli mahsul üretiminin dönüştürülmesine kadar yenilikçi yapay zeka çözümleri için kritik teknoloji bileşenlerinin sağlanmasına yardımcı oluyor.
Auvidea Ltd. CTO’su Oliver Stelbrink: “Üretimimizin bir kısmını dışarıdan temin ederek başladık, ancak bu süreç hızla türlü sorunlara yol açtı. “Ürünlerimiz çok özel ve genellikle küçük partilerde üretiliyor. Dolayısıyla, üretim planlarımızın daha büyük projeler karşısında gecikmeler yaşadığını veya öncelik sırasında geriye atıldığını gördük. Bu nedenle, tüm üretimi şirket içine taşımaya karar verdik.” dedi.
Makine siparişleri için uzun teslim sürelerine sahip diğer üreticilerin aksine Panasonic, hazırda olan ideal bir SMT üretim makinesini hemen kullanıma sundu: Panasonic AM100. Panasonic’in AM100 modüler yerleştirme makinesinin tekil başlığı, etkileyici bir bileşen dizisi yerleştirebiliyor.
Auvidea büyümeye devam etti ve sonrasında daha büyük Panasonic NPM-W2 makinesi donanıma eklendi. Daha sonrasında ise yazıcı dahil olmak üzere bütünsel Panasonic NPM-W2 üretim hattına taşındı ve malzeme yönetimi için Panasonic’in PanaCIM akıllı fabrika yazılım paketi kuruldu.

Kuru meyve ihracatında zirve Almanya, ABD ve İngiltere’nin oldu

Türkiye’nin geleneksel ihracatçı sektörlerinden kuru meyve sektöründe ihracat 2024 yılının ilk yarısında miktar bazında 227 bin tondan, 200 bin tona gerilerken, döviz getirisi yüzde 15’lik artışla 722 milyon dolardan 829 milyon dolara yükseldi.

Kuru meyve ihracatında 2023 yılının ilk yarısında ortalama 3 bin 184 dolar olan ton başına ihraç fiyatı, 2024 yılının ilk yarısında yüzde 30’luk artışla 4 bin 128 dolara çıktı.

Dünya Sağlık Örgütü tarafından sağlıklı gıdalar listesinde yer verilen kuru meyvelerde Türkiye, çekirdeksiz kuru üzüm, kuru kayısı ve kuru incirde üretim ve ihracatta dünya lideri konumunda.

Çekirdeksiz kuru üzüm 240 milyon dolar ihracatla lider

Türkiye, 2024 yılının ilk yarısında yüzde 18’lik artışla 240 milyon dolarlık çekirdeksiz kuru üzüm ihraç etmeyi başarırken, çekirdeksiz kuru üzüm toplam 829 milyon dolarlık kuru meyve ihracatından yüzde 29 pay aldı.

Kuru kayısı ihracatı yüzde 2’lik gerileme yaşarken kuru kayısıdan elde edilen döviz miktarı 187 milyon dolar olarak kayıtlara geçti. 

Türkiye, 2024 yılının ilk yarısında 30 bin 254 ton kuru incir ihraç ederken, kuru incir ihracatından elde edilen döviz tutarı yüzde 23’lük ilerlemeyle 114 milyon dolardan 140 milyon dolara çıktı.

Ali Haydar Bozkurt ALJ Türkiye ve Avrupa Başkanı & CEO’su

“Öncelikle bir Türk vatandaşı olarak BYD gibi dünya devi bir markanın ülkemizde otomobil üretme kararı almasından dolayı çok mutlu olduğumu ifade etmeliyim. 27 yıl sonra böylesine bir otomotiv yatırımının gelmesi ve BYD’nin üretim için Türkiye’yi seçmiş olması bizi çok gururlandırıyor. BYD’nin Türkiye fabrikası ciddi bir istihdam ve ihracat rakamı sağlayacak. Türkiye’de teknolojik bir üretimin, ismi teknolojiyle paralel anılan BYD gibi bir markayla olması heyecan verici. Biz ALJ Türkiye olarak bu konuda farklı bir mutluluk duyuyoruz.

Geçtiğimiz yıl BYD arasında distribütörlük anlaşmasını imzalamıştık. ALJ Türkiye olarak hangi işe imza attıysak, en başında eğer imkanı varsa ülkede o yatırımın gerçekleşmesi için çalışmalar yaptık. 1998 yılından beri Türkiye’deyiz ve farklı alanlarda yatırımlar yapmaya devam ediyoruz. ALJ’nin en büyük pazarlarından biri Türkiye ve her zaman iş ortaklarımıza ülkemizin yatırım için doğru yer olduğunu anlattık.

Türkiye gerçekten coğrafyası gereği çok stratejik bir konumda. Avrupa, Afrika, Ortadoğu ve Rusya’nın ortasında bir noktadayız. Lojistik sistemimiz ve üretim kalitemiz kendini dünyaya kabul ettirmiş durumda. Hem mavi yaka hem da hem mühendislik olarak çok güzel işler ortaya koyuyoruz. Deneyimli bir tedarik sistemimiz var ve tüm bunlar bir araya geldiğinde Türkiye, yatırım için en doğru adres olarak öne çıkıyor.

Hepinizin bildiği gibi son yıllarda ‘Çinli markaların yeni teknolojiye sahip ürünlerle dünyaya açılması’ çok sık konuşulur hale gelmişti. Daha önce yaptığımız değerlendirmelerde de, ‘Çinli firmalar global pazarlara açılmak istiyorlarsa Türkiye’nin yerel avantajlarıyla en doğru lokasyon olduğunu’ ifade etmiştik. Böylesine büyük bir yatırımın yapılmasının resmi olarak gerçekleşmesi yıllar alabilecek bir süreç, ancak çok hızlı bir şekilde imzalar atıldı ve kendi alanında lider bir marka olan BYD’nin Türkiye’de yatırım yapması kesinleşti.

Biz ALJ Türkiye olarak sahip olduğumuz muazzam deneyimle birlikte distribütörlük konusundaki yükümlülükleri yerine getiremeye devam edeceğiz. Tüm birimlerimiz bu yatırımla gelecek potansiyele hazır. Müşterilerimize onların hayatını kolaylaştıracak hizmetler sunarak tüm BYD ekibi tüm gayretiyle elinden geleni yapacaktır.

BYD’nin Türkiye’de gerçekleştirdiği yatırım, başka markaları da tetikleyecektir. Bu yatırımın örnek olarak gösterileceğini düşünüyorum. Sadece Çinli markalar değil, diğer coğrafyalardan markalar da, Türkiye’nin yatırım için doğru yer olduğunu görerek, ülkemizi yatırım konusunda radarlarında tutacağına yürekten inanıyorum.”

İklimlendirme sektörünün sürdürülebilir dönüşüm yol haritası açıklandı

Türk iklimlendirme sektörünün birleştirici gücü İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği (İSİB), İklimlendirme Sektörü Sürdürülebilirlik Eylem Planı’nı düzenlediği lansmanla kamuoyuyla paylaştı. Tüm dünyanın geleceğini etkileyen iklim krizine ilişkin konuların masaya yatırılarak oluşturulduğu plan; farkındalık, yönetişim, finansal sürdürülebilirlik, çevresel sürdürülebilirlik, sosyal sürdürülebilirlik, teknoloji ve inovasyon olmak üzere altı farklı eylem alanında 25 stratejik hedef ortaya koyularak hazırlandı. Türkiye İhracatçılar Meclisi Yerleşkesi Dış Ticaret Kompleksi’nde 10 Temmuz Çarşamba günü gerçekleştirilen lansmanın açış konuşmalarını; İSİB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Şanal ve Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mustafa Gültepe gerçekleştirdi. Konuşmasında sürdürülebilirliğin iklimlendirme sektöründe kilit rol üstlendiğine dikkat çeken İSİB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Şanal, “Bu planda çizdiğimiz yol haritasının, sektörümüzde faaliyet gösteren tüm firmalarımızın sürdürülebilirlik ve yeşil dönüşüm perspektifinde adımlar atmasına katkı sağlamasını hedefliyoruz” dedi.

İSİB, altı farklı eylem alanında 25 stratejik hedef belirleyerek titizlikle hazırladığı İklimlendirme Sektörü Sürdürülebilirlik Eylem Planı’nın sonuçlarını basın mensupları, sektör temsilcileri ve iş dünyasından önemli isimlerin yer aldığı lansmanda kamuoyuyla paylaştı. Sektörün sürdürülebilirlik ekseninde izlemesi gereken stratejik yol haritasının masaya yatırıldığı lansmanda İSİB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Şanal, dünyada hızlanan iklim mücadelesi kapsamında Türk iklimlendirme sektöründeki kabuk değişiminin ivme kazanması gerektiğini vurguladı.

“Hedefimiz iklim değişikliği sürecini yakından takip ederek sektörümüzü dönüştürmek”

İklimlendirme Sektörü Sürdürülebilirlik Eylem Planı lansmanının açış konuşmasını yapan Mehmet Şanal; “Bilindiği üzere dünyanın işleyişine dair mevcut koşullar devam ettiği takdirde, birçok kaynağın tükeneceği ya da bu kaynaklara daha da sınırlı erişimin olacağı bir gelecek bizi bekliyor. İklim değişikliğinin son derece ciddi ekonomik, politik, sosyal ve toplumsal yansımaları olacak. İklimde yaşanan değişikliğin kabulü ve bunun sonucunda iklim değişikliği ile mücadele, 50 yıla yakın bir süredir ağırlığı değişmekle birlikte ülkelerin, toplumların ve bireylerin gündeminde. Ancak süreç, son düzlükte farklı bir boyuta taşındı. 2015 yılında Birleşmiş Milletler tarafından açıklanan Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ve 2019 yılında Avrupa Yeşil Mutabakatı ile hızlanan iklim mücadelesi hareketi, dünyanın genelinde iktisadi, politik, sosyal konularda tüm başlıkları şekillendirdi. İSİB olarak bugüne kadar bu sürecin inşa edildiği dönemi yakından takip ederek sektörümüzü bilgilendirmeye çalıştık. Ancak yeni sürecin hem sektörümüze hem de ülkemize yükleyeceği sorumlulukları daha iyi analiz edebilmek için kapsamlı bir çalışma yapmamız gerekiyordu. Sektör olarak bu değişim sürecini sistematik ve gerçekçi bir şekilde hayata geçirebilmek ve ortaya çıkacak yeni olanaklardan faydalanabilmek için süreci takip etmenin ötesinde yeni adımlar atmamız zorunlu hale geldi. İklimlendirme Sektörü Sürdürülebilirlik Eylem Planı’nı tam da bu gerekçe ve değerlendirmelerin bir çıktısı olarak kamuoyu ile paylaşıyoruz” dedi.

Umo Mimarlık, Uskon A.Ş. ve Çelik Yapı A.Ş’nin Kurucularından, Değerli Mimar Levent Aksüt’ü Kaybettik

Türkiye’ye ilk kez çelik prefabrike uzay kafes sistemini getiren, Umo Mimarlık, Uskon A.Ş. ve Çelik Yapı A.Ş’nin kurucularından değerli mimar Levent Aksüt hayatını kaybetti. Mimarlık ve yapı sektörüne çok değerli katkıları olan ve bizlere hayatı boyunca yol gösteren değerli hocamızı son yolculuğuna uğurluyoruz. Ailesine, yakınlarına ve çalışma arkadaşlarına başsağlığı diliyoruz.

Barbekü partisi için havaya mahkum olmayın

Yazın gelmesiyle birlikte barbekü sezonu da açıldı. George Foreman’ın en özel ürünlerinden Indoor/Outdoor Izgara, yazın en sevilen aktivitesi barbekü partilerini hava şartlarının esaretinden kurtaracak.

Havaların ısınmasıyla birlikte en sevilen etkinliklerinden barbekü partisi zamanı da geldi. Ancak bu partilerin tadı bazen, yaz mevsiminde bile ortaya çıkabilen değişken hava koşulları nedeniyle biraz kaçabiliyor. Adını dünyaca ünlü ağır sıklet boksörü ve sağlıklı yaşam alanındaki çabalarıyla bilinen George Foreman’dan alan, dünyanın lider ızgara üreticisi George Foreman’ın geliştirdiği Indoor/Outdoor Izgara, bu sorunlara çok büyük bir ölçüde son veriyor.

Evinizin konforunda barbekü partisi

George Foreman Indoor/Outdoor Izgara sayesinde çok sevdiğiniz barbekü partilerinizi, hava şartlarına bağlı kalmadan, ister içeride isterseniz de dışarıda düzenleyebileceksiniz. Değişken Sıcaklık Kontrolü ile etler ve sebzeler için rahatlıkla sıcaklık kontrolü veya hızlı ve yavaş pişirme seçeneği sunan George Foreman Indoor/Outdoor Izgara, kolay çıkarılabilir, rahat temizlenebilir yapışmaz plakalarıyla ızgara keyfinizi katlıyor. Parçaları sabunlu suyla yıkamak plakaların temizlenmesi için yetiyor. Üstelik yüzde 42’ye kadar yağsız işlem görerek sağlıklı ve hafif bir barbekü partisi deneyimi sunuyor.

PO/Marine’den uluslararası sularda biyoyakıt atağı
Uluslararası sularda Çin, Avustralya, BAE, Kuzey Batı Avrupa, Karayipler ve ABD Körfez Kıyısı dâhil olmak üzere çok geniş bir coğrafyaya hizmet sunan PO/Marine, ilk uluslararası biyoyakıt satış anlaşmasını Vitol Bunkers iş birliği ile Singapur‘da gerçekleştirdi.
Petrol Ofisi Grubu’nun denizcilik yakıtlarındaki lider[1] markası PO/Marine, yurt dışı ikmal kabiliyetinin de gücüyle çevre dostu yakıt teknolojilerinde önemli bir adım atarak 300 tonluk ilk B24-biyoyakıt ikmal sürecini Singapur sularında tamamladı.
Sürdürülebilirlik odaklı çalışmaları ile sektöre öncülük eden PO/Marine, geçtiğimiz günlerde aldığı Uluslararası Sürdürülebilirlik ve Karbon Sertifikasyonu (ISCC) ile bu alandaki kabiliyetini de tescillemişti.  Şirketin aracılık ettiği Singapur’daki ilk B24-biyoyakıt ikmali bu kabiliyetinin somut bir örneğini teşkil etmesi açısından önem taşıyor.
PO/Marine ile Vitol Bunkers dünyanın en büyük konteyner gemilerine, kuru yük gemilerine, petrol tankerlerine, LNG taşıyıcılarına, araba gemilerine ve yolcu gemilerine biyoyakıt ikmali yapmak üzere yakın iş birliği içinde çalışıyor. PO/Marine’nin uluslararası denizlerde yakıt tedarik ağı Türkiye’nin yanı sıra Singapur, Çin, Avustralya, BAE, Kuzey Batı Avrupa, Karayipler ve ABD Körfez Kıyısına kadar uzanan geniş bir coğrafyayı kapsıyor.
Petrol Ofisi Grubu Denizcilik Kıdemli Müdürü Aydın Yıldız yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Sektörün lideri olarak güçlü iş birliklerimiz sayesinde dünyanın dört bir köşesinde pek çok farklı hizmeti sunabilmenin gururunu yaşıyoruz. Singapur’da, Vitol Bunkers ile gerçekleştirilen biyoyakıt ikmali bunun en net örneklerinden biri. Sahip olduğumuz Uluslararası Sürdürülebilirlik ve Karbon Sertifikasyonu (ISCC) sayesinde etki alanımız hem küresel boyutta genişliyor hem de çevreye daha duyarlı hale geliyor. Yatırımlarımızı da bu anlamda destekleyerek paydaşlarımızın ihtiyaçları dahilinde dünyanın her köşesinde 7/24 hizmet veriyoruz. Sektörümüzün öncüsü olarak dünyamızın geleceği için yapıcı adımlar atarken en kaliteli hizmeti sunmaya devam edeceğiz.”
Vitol Bunkers Dekarbonizasyon ve Ticaret Yöneticisi Ammar Hussaini ise açıklamasında “PO/Marine ile olan iş birliğimizden büyük memnuniyet duyuyoruz. Biyoyakıtlar hiç kuşkusuz ki denizcilik sektörünün karbonsuzlaşmasında büyük öneme sahip. Biz de Vitol Bunkers olarak Singapur’da 2022’den bu yana biyoyakıt ikmali gerçekleştiriyoruz.” dedi.

Fotoğrafçılıkta devrim yaratan vivo X100 Pro Türkiye’ye geliyor
Mobil fotoğrafçılıkta devrim yaratacak özelliklere sahip vivo X100 Pro çok yakında Türkiye’deki tüketiciler ile buluşuyor. Profesyonel fotoğrafçılık optik teknolojisinde yeni bir çağın habercisi olan X100 Pro’nun optik özellikleri sayesinde görüntüler çekildikleri alanda sınır tanımıyor.
Akıllı cihaz ve hizmetleri odağına alarak güçlü tasarıma sahip ürünler üreten dünyanın lider teknoloji şirketlerinden vivo, uzun zamandır Türkiye’deki tüketiciler tarafından merakla beklenen ve satışa sunulması talep edilen, mobil fotoğrafçılıkta devrim yaratacak özelliklere sahip amiral gemisi vivo X100 Pro akıllı telefonunu çok yakında Türkiye’de resmen satışa sunacağını açıkladı.
Lider teknoloji şirketi vivo, “Önce Kamera” felsefesi doğrultusunda, optik mükemmellik alanında uzmanlaşmış Alman devi ZEISS ile iş birliği yaparak akıllı telefonlarda görüntülemeyi dönüştürüyor. Bu iş birliği sayesinde vivo, ZEISS’ın titiz standartlarını ve sertifikasyon süreçlerini akıllı telefon dünyasına taşıyarak, kullanıcıların her seferinde mükemmel fotoğraflar çekmesini sağlıyor. vivo ZEISS Görüntüleme Laboratuvarı’nda optik tasarım ve yazılım geliştirmeye odaklanan iki şirket, kapsamlı simülasyonlar ve zorlu testler ile akıllı telefonlarda görüntüleme alanında yeni standartlar belirliyor. Bu sayede, vivo X100 Pro gibi amiral gemisi cihazlarda, her türlü ışık koşulunda ve mesafede son derece net ve detaylı fotoğraflar çekmek mümkün hale geliyor. ZEISS’ın 100 yılı aşkın optik tecrübesiyle buluşan vivo’nun yenilikçi yaklaşımı, akıllı telefonlarda profesyonel fotoğrafçılık standartlarını sunarak, mobil fotoğrafçılığın sınırlarını zorluyor.
ZEISS iş birliği ile oyunun kurallarını değiştiren yenilikler sunan vivo X100 Pro, kullanıcıların zorlu uzun mesafeli ve yakın odaklı çekimler de dahil olmak üzere tüm senaryolarda son derece net fotoğraflar çekmelerine olanak veren donanım ve yazılımlarla destekleniyor. vivo X100 Pro, 2800×1260 piksel 120Hz LTPO göz koruma özellikli ekran, Dimensity 9300 işlemci, 16 GB + 16 GB Genişletilmiş RAM, 512 GB depolama alanı, ZEISS 1-inç 50MP Ana Kamera, 50 MP ZEISS APO Hareketli Telefoto Kamera, 50 MP ultra geniş açılı kamera, IP68 sertifikası ve 100 W + 50 W hızlı şarj destekli 5.400 mAh pil ile geliyor. Sıfır Güç ile Süper Hızlı Başlatma sayesinde cihaz açılırken vivo logosu 4 saniyede beliriyor ve ana ekrana çok daha kısa sürede erişim sağlanıyor. Asteroit Siyah renk ile gelen cihazın güneş halkası tasarımı zarafeti geri getiriyor.

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu -----Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

Ekonomi-teknoloji haberleri, TUİK verileri, göç ve motorlu taşıtlarda Kayseri’de sayı ne?

Deri sektörünün ihracatta rekabetçiliği için doların 38 TL olması gerekiyor Döviz kurlarındaki artışın enflasyon rakamlarının …


Notice: ob_end_flush(): failed to send buffer of zlib output compression (0) in /home/swtdavut/public_html/wp-includes/functions.php on line 5427