Ekonomi-Teknoloji haberleri, TUİK verileri (30.04.2023)

Cvsair Ürünleri Avrupa’da önemli bir referans olacak ve dünya genelinde birçok projede kullanılacak.

Türk mühendisleri Avrupa’daki başarılarına bir yenisini daha eklendi. Cvsair Karadağ’da bulunan Novel Rezidans projesine, Türk mühendisler tarafından kurulan F400 Duman Tahliye Fanları ve Jet Fanlar ile otopark havalandırma sistemi ile imza atıldı.

Projenin hayata geçirilmesinde önemli bir rol üstlenen Türk mühendisler, dünya standartlarında kalite ve güvenilirlik sağlayan ürünlerini bu proje için özel olarak tasarladılar. Proje kapsamında kullanılan F400 Duman Tahliye Fanları ve Jet Fanlar, yangın anında dumanın tahliyesi ve havalandırma işlevleri için kullanıldı. Bu fanlar, yangın anında sakinleri güvende tutmak için hayati bir rol oynayacaak

Ayrıca proje kapsamında kullanılan otopark havalandırma sistemi, herhangi bir gaz kaçağı veya yangın durumunda hızlı bir şekilde müdahale edilmesini sağlayacak. Sistem, araç egzoz gazlarının otopark içinde birikmesini önleyerek havalandırma ve taze hava sağlayacak.

Projenin tamamlanmasıyla birlikte, Türk mühendislerin yenilikçi ve güvenilir ürünleri, Avrupa’da bir kez daha takdir edildi. Türk mühendislerin yaptığı iş, hem yerel hem de uluslararası alanda birçok ödül ve başarıya imza attı. Bu yeni proje, Türk mühendislerin Avrupa’daki konumunu daha da güçlendirecek ve Türkiye’nin teknolojik gelişimi için önemli bir adım olacak., Türk mühendislerin yaptığı iş, Avrupa’da önemli bir referans olacak ve dünya genelinde birçok projede kullanılacak. Türk mühendislerin ürettiği kaliteli ürünler, Avrupa’da başarılarına devam edecek ve Türkiye’nin teknolojik ilerlemesine önemli bir katkı sağlayacak.

Fizbot, RE/MAX Portekiz ile entegrasyon anlaşması imzaladı Gayrimenkul sektöründe bulunan veri uyumsuzluğu problemlerini ve iş verimsizliklerini yeni nesil teknolojilerle otomatize ederek gayrimenkul ofislerinin ve danışmanlarının gelirlerini artıran Türk girişimi Fizbot, Avrupa’nın en büyük franchise network’lerinden RE/MAX Portekiz ile Alıcı / Satıcı Yönetimi ve Veri Zenginleştirme kapsamında münhasır iş ortağı olarak entegrasyon anlaşması imzaladı. Türk gayrimenkul teknoloji girişimi Fizbot daha önce Romanya ve Portekiz pazarlarına açılacağını açıklamıştı. Bu pazarlarda yapılan aktivitelerinin sonucunda binlerce müşteriye ulaşan Fizbot, İtalya ve İspanya pazarı için de altyapı ve lokalizasyon hazırlıklarını tamamladı. Fransa, Almanya ve İngiltere için ise hazırlıklarına halen devam ediyor. Fizbot öncelikle Avrupa pazarında büyük bir adım atarak, RE/MAX Avrupa bünyesindeki 30 bin emlak danışmanının yaklaşık 10 bin tanesini bünyesinde bulunduran RE/MAX Portekiz ile Alıcı / Satıcı Yönetimi ve Veri Zenginleştirme kapsamında münhasır iş ortağı olarak entegrasyon anlaşması imzaladı. Bu anlaşmayla birlikte, Fizbot’un yeni geliştirmiş olduğu Alıcı / Satıcı Yönetimi teknolojisi ile RE/MAX Portekiz’in müşteri yönetim altyapısı karşılıklı entegre edilerek her bir potansiyel alıcı ve satıcı adayının takibi ve yönetimi aynı anda Fizbot üzerinden de gerçekleştirebilecek. Bu sayede hem emlak danışmanları müşterilerine çok daha hızlı ve kaliteli hizmet sağlayacak hem de ofis sahipleri danışmanlarının performanslarını Fizbot platformu üzerinden takip edebilecekler.

Farklı ülkelerdeki iş yapış şekillerini tek platformda dijitalleştirerek tecrübe transferi sağlıyor

Fizbot, Türkiye’de başlayan başarı hikayesini Avrupa pazarına taşıyarak, halihazırda binlerce kullanıcıya hizmet veren küresel bir platform haline geldi. Türk yazılımcılar tarafından geliştirilen Fizbot, gayrimenkul profesyonellerine yönelik sunduğu teknoloji çözümleriyle sektörde büyük ilgi görüyor. Bu açılımın en önemli noktalarından biri ise Fizbot’un global altyapısı sayesinde, açılmış olduğu ülkelerde öğrenmiş olduğu farklı iş yapış şekillerini ve çözümleri tek bir platformda birleştirerek emlak profesyonellerinin global iş tecrübesine ve çözümlere kolayca ulaşabilmesini sağlaması. Bu sayede Portekiz’de Fizbot kullanan bir emlak ofisi, Türkiye ve Romanya’daki emlak ofisleriyle aynı teknolojiye sahip olarak farklı ülkelerdeki çözümlere kolayca ulaşabiliyor.

Fizbot, birinci yılında Portekiz’de yüzde 6 pazar payı kazandı

Fizbot’un imzalamayı başardığı bu anlaşma, Türk girişimlerinin yurt dışında önemli başarılara imza atabileceğinin güçlü bir göstergesi olarak kabul ediliyor. Türkiye’den başlayarak Avrupa ve dünya geneline yayılan Fizbot’un başarısı, Türk yazılımcıların ve girişimcilerin küresel arenada rekabet edebilir düzeyde olduğunu kanıtlıyor. Bu globalleşme sürecinde zamanının büyük bir kısmını farklı ülkelere seyahat ederek geçiren Fizbot’un kurucu ortağı ve CEO’su Emre Kaya şu sözlerle bu başarı hikayesini anlatıyor: “Stratejik bir öneme sahip olduğunu düşündüğümüz gayrimenkul sektörü için Portekiz’e hiçbir bağlantımız olmaksızın geldik. Çözümlerimizin yurt dışında kabul göreceğine inanıyorduk ve bu hedefe ulaşana kadar asla pes etmedik. Açıldığımızın ilk aylarında sadece 20 kullanıcı lisansı satmayı başarmışken dördüncü aya ulaştığımızda 250, beşinci aya ulaştığımızda 750 ve birinci yılın sonunda ise toplamda 2 bine yakın lisans satmayı başardık. Birinci yılın sonunda gerçekleştirmeyi başardığımız entegrasyon anlaşması sayesinde ise Portekiz’deki büyümemizi çok hızlandırmayı hedefliyoruz. Aynı zamanda Avrupa’nın bu konuda en başarılı pazarı olarak kabul edilen Portekiz’deki başarımızı Avrupa’daki diğer ülkelere taşıyarak, yeni pazarlardaki gayrimenkul ofisi ve profesyonellerine ulaşmayı hedefliyoruz.”Remax Portekiz ile yapılan anlaşma, Fizbot’un küresel pazardaki varlığını ve gücünü daha da artırarak, Türk gayrimenkul teknolojisi alanındaki başarılarının devamını sağlayacak önemli bir kilometre taşıdır.

Škoda Elektrikli Gelecek Vizyonunu Sergiledi

Škoda elektrikli mobilite atağında ve dönüşümünde hızlanmaya devam ediyor. Bu kapsamda yeni vizyonunu açıklayan Škoda, 2026 yılına kadar dört tamamen yeni elektrikli araç ve Enyaq ailesinden iki yenilenmiş model sunmaya hazırlanıyor. Škoda tam elektrikli araç ürün gamı altıya çıkararak ve marka tarihinin en geniş ürün gamı müşterilere sunulacak.

2027 yılına kadar e-mobiliteye 5.6 milyar Euro yatırım yapacak olan Škoda, farklı segmentlerde ürünler sunarak her beklentiye uygun modeller geliştirecek. Küçük elektrikli SUV segmentine “Small“ BEV kod adı ile girecek olan Çek marka, Elroq ismi verilen modelle de kompakt SUV segmentinde tam elektrikli bir ürün sunmuş olacak. Bununla birlikte yeni tam elektrikliler arasına “Combi“ station wagon modeli ve yedi kişilik SUV modeli “Space“ de ürün yelpazesine katılacak. Bu yeniliklerle Škoda’nın tam elektrikli ürün gamı farklı segmentlerle birlikte genişleyecek.

İlk kez 2020 yılında Enyaq iV ve 2022 yılında Enyaq Coupé iV tam elektrikli modellerini tanıtan marka, 2025 yılında bu modelleri kapsamlı şekilde güncelleyerek tam elektrikli modellerinin tamamı, markanın yeni tasarım dilini temsil edecek.

Geniş ürün gamıyla tüm ihtiyaçları karşılayacak

E-mobiliteye geçiş döneminde yüksek verimliliğe sahip içten yanmalı motorlar ve plug-in hibrit güç üniteleri de Škoda’nın ana akım modellerinde yer almaya devam edecek. Yeni nesil Superb ve Kodiaq’ın yanı sıra yenilenecek Octavia, Kamiq ve Scala modellerine katılacak yeni tam elektriklilerle birlikte Škoda, marka tarihinin en geniş ürün gamını sunmaya hazırlanıyor.

Škoda bu geniş ürün gamıyla, farklı pazarlarda farklı beklentiler için doğru ürünü doğru zamanda sunmayı hedefliyor. 2023 yılı içerisinde güncellenmiş Kamiq ve Scala modellerini sunmaya hazırlanan Škoda, aynı zamanda bu yıl içerisinde yeni nesil Kodiaq, yeni nesil Superb Combi ve Sedan modellerinin de prömiyerini gerçekleştirecek.

2024 yılında ise yenilenen Octavia ile birlikte tam elektrikli modeli Elroq’u tanıtacak. 2025 yılında da yenilenen Enyaq ve Enyaq Coupe’ye, en ulaşılabilir küçük tam elektrikli Škoda katılacak. 2026’da da Combi elektrikli otomobil ve Space yedi kişilik elektrikli modellerinin tanıtımı planlanıyor.

Škoda’nın yeni tasarım dili: “Modern Solid“

Škoda, elektrikli mobilite atağını gerçekleştirirken aynı zamanda gelecek elektrikli modellerinde kullanılacak yeni tasarım diliyle de dikkat çekiyor. ‘Modern Solid‘ adı verilen yeni tasarım dili, sağlamlığı, fonksiyonelliği ve özgünlüğü temsil ediyor. Geleneksel Škoda değerlerini cesur ve yeni bir alana taşıyan tasarım dili, minimalist ve fonksiyonel tasarımıyla güvenliği ve sağlamlığı vurgulayacak. Aynı zamanda yeni Škoda elektrikli araçları daha fazla verimlilik adına aerodinamik olarak tasarlanacak. Bu sayede daha az enerji tüketimiyle daha yüksek menziller elde edilebilecek. Yeni tasarım dili aynı zamanda araç kabinlerinde de yüksek fonksiyonellik ve sezgisel kontrollerle öne çıkan geniş, çağdaş tasarımlar sunacak. Modern Solid tasarım dili ilk kez geçtiğimiz yıl gösterilen Vision 7S yedi kişilik konsept araçla birlikte sergilenmişti.

Demir ve demirdışı metaller sektörü EİB’de 5 yıldır ihracatın zirvesine demir attı

Ege İhracatçı Birlikleri bünyesindeki 12 ihracatçı birliği arasında 5 yıldır ihracat şampiyonu olan Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği 2022 yılı hedefi olan 1,9 milyar doları 2022 yılı sonunda 2 milyar 564 milyon dolara ulaştırdı.

 2021 yılına göre ihracatlarını yüzde 15 artırmayı başardıklarını aktaran Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanı Yalçın Ertan, EİB çatısı altında 2 milyar dolar ihracat barajını geçen tek birlik olduklarının altını çizdi.

Ege İhracatçı Birlikleri’nde yapılan olağan mali genel kurul toplantısında konuşan Başkan Ertan, birlik üyesi ihracatçı firmaların rekabet güçlerini artırmalarını sağlamak amacıyla, son yıllarda Dünya gündeminde öne çıkan, demir-çelik ve demirdışı metaller sektörleri için çok büyük önem taşıyan “Yeşil Mutabakat ve Sürdürülebilirlik” konularını stratejilerinin odak noktası haline getirdikleri bilgisini paylaştı.

 Yeşil Mutabakat ve Sürdürülebilirlik ile ilgili yaptıkları çalışmaları özetleyen Ertan, “Sektörümüz mensubu 15 firmayla Ticaret Bakanlığımız tarafından desteklenen bir URGE projesi başlattık. Projemiz ile katılımcı firmalarımıza eğitim, danışmanlık, yurtdışı heyet ve fuar organizasyonları gibi faaliyeteler ile destek olmaya çalışıyoruz. Nisan ayının başında Almanya’da gerçekleştirilen Green Steel World fuarını ziyaret ederek, stratejimizin temelini oluşturan temiz üretim ve karbonsuzlaşma konularındaki son gelişmeleri yakından gözlemleme olanağı bulduk. Sektörümüzün endüstri 4.0 ve ötesi hakkındaki gelişmeleri takip ederek bilgilendirilmesi ve yerinde iyi uygulama örneklerini gözlemlemesi, yeşil üretim ve sürdürülebilirlik konusunda yapılan çalışmaların görülmesi ve ülkemize bu uygulamaların nasıl adapte edilebileceğinin incelenmesi amacıyla Almanya’ya endüstri 4.0 konusunda inceleme ziyareti gerçekleştirdik. Bu ziyaretleri her yıl bir rutin haline getirerek güncel gelişmeleri yakından takip etmeyi planlıyoruz” şeklinde konuştu.

“Sürdürülebilirliğin çelik, demir ve demirdışı metaller sektöründeki firmalar arasında yaygınlaşması ve sürdürülebilir üretime geçişi desteklemek amacıyla Dünya çapında bilinen Responsible Steel girişimine üye olduk” diyen Ertan sözlerini şöyle sürdürdü; “Aynı sektörden paydaşlarımızla bir araya gelerek nasıl daha sorumlu üretim yapılabilir hususunu tartışıp temiz üretim yapan firmaların sertifikalandırılmasını amaçlıyoruz.”

 2023 yılında iki sektörel ticaret heyeti planlıyoruz

Ege Demir ve Demirdışı Mellar İhracatçıları Birliği’nin ihracatına katkı sağlamak, yeni pazarlar keşfetmek ve ihracat ağımızı genişletmek amacıyla; ticaret heyeti programları gerçekleştirmek için çalışma sürdürdüklerini genel kurul üyeleriyle paylaşan Başkan Ertan, mayıs ayı içerisinde İtalya’ya, 2023 yılının ikinci yarısında ise Fas, Şili gibi uzak ülkelere Ticaret Heyeti düzenleyecekleri bilgisini verdi.

            Enerji fiyatları Türkiye’de yüksek kaldı kapasite kullanımımız düştü

 Pandemi döneminden beri hammadde, enerji, insan kaynağı maliyetleri, navlunlar inişli çıkışlı bir seyir izlediğine işaret eden Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanı Yalçın Ertan, “Korumacı önlemler, damping ve sübvansiyon davaları, kota uygulamaları da tabi ki yıllardır sektörümüzün omuzlarında bir yük. Özellikle enerji fiyatları sektörümüzü çok etkiledi ve etkilemeye devam ediyor. Kapasite kullanım oranımız geçtiğimiz yıl 75-80 bandındayken bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 51’e kadar geriledi. Enerji fiyatları yüzde 43’lük payla en büyük ihraç pazarımız Avrupa’ya fiyat tutturmamızı engelliyor. Eğer hızlı adapte olup önlemlerimizi almazsak yeşil mutabakatın getirecekleri de kısa zamanda olmasa bile birkaç sene içerisinde sektörümüzü büyük oranda etkileyecek. İnanıyorum ki deprem, sel, ekonomik dalgalanma, enflasyon gibi ülkemizi etkileyen tüm olumsuzlukları atlatarak ferah günlere ulaşacağız” tespitinde bulundu.

Üç sorun ihracatının rekabetçiliğini önlüyor

 Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği Genel Kurulu’nda Divan Başkanlığı görevini üstlenen Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi ihracatçıların çözüm beklediği üç konuyu sıraladı.

 Enerji fiyatlarının dünyadaki düşüş oranlarının Türkiye’de realize olmadığının altını çizen Eskinazi, “Sektörümüzün rekabetçiliğinin artması için ülkedeki enerji fiyatları dünya piyasalarındaki fiyata bir an evvel kavuşması gerekiyor. Dünyada geçen sene düşen fiyatları biz ancak yavaş yavaş düşürdüğümüz için piyasalarda müşteri kaybetme riski yaşıyoruz. Ülkemizde de enerji fiyatları birden düşürülürse rekabetçiliğimizi bir an evvel kazanmış oluruz. İkinci bir mevzu ise ithalata dayalı ihracat yapan sektörlerimiz döviz kurlarında alım ve satım fiyatları arasında açılan makastan mağdur oluyorlar. Döviz kurlarının bankalardaki makasın bir an evvel kapatılmasını arzu ediyoruz. Yüzde 5-7 civarında oluşan makas karlılığımızı tamamen ortadan kaldırıyor. Kar etmediğimiz sektörde bir de cepten para kaybediyoruz. Bunun yanında kredi bulmakta yaşadığımız zorluklar var. Mümkün olduğu kadar çabuk bu kredi musluklarının açılması ve ihracat için gerekli devlet desteklerini ve Merkez Bankası kaynaklı kredilerin bir an evvel zaman kaybedilmeden ihracatçılara verilmesini istiyoruz. Daha sayılacak çok problem var ama ben acil olarak bu üç konunun bir an evvel halledilmesini ve sektörlerimizin bütün ihracatçının önünün açılmasını diliyorum” şeklinde konuştu.

 Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği’nin mali genel kurul toplantısında, 2023 yılı bütçesi 40 milyon TL olarak belirlenirken, 2023 yılı iş programı da karara bağlandı.

CARRERA EYEWEAR’in Türkiye Elçisi KAAN YILDIRIM

2023 İlkbahar-Yaz Koleksiyonunun Yıldız İsmiİsmi her zaman öncü tasarım ve üstün kaliteyle birlikte anılan Carrera Eyewear, kurulduğu 1956 yılından bu yana kendi kurallarına göre yaşayan, sürekli kendilerine meydan okuyan ve kalabalığın arasından sıyrılarak yaşama gururla göğüs gerenler için ön plana çıkan bir marka olmayı sürdürüyor. Carrera Eyewear, 2023 İlkbahar-Yaz Koleksiyonunun ruhunu ve tarzını mükemmel şekilde yansıtan ünlü oyuncu Kaan Yıldırım ile #driveyourstory kampanyası için güç birliği yapıyor.İstanbul, 27 Nisan 2023 – Ünlü oyuncu Kaan Yıldırım, Carrera Eyewear’in yeni Türkiye Elçisi ve 2023 İlkbahar-Yaz Koleksiyonunun Türkiye kampanyasının yüzü oldu. Carrera’nın yeni kampanyası, markanın ruhunu mükemmel şekilde temsil eden Kaan’ın güçlü kişiliği sayesinde markanın cool tavrını, özgünlüğünü ve tarzını mükemmel şekilde yansıtıyor. Başarılı Türk oyuncu, 2023 yılı için hazırlanan kampanyada seçkin Carrera modellerinden en yenilerini taşıyarak 2023 İlkbahar-Yaz Koleksiyonunu tanıtıyor.Yıldırım’ın tanıttığı stiller markanın alametifarikası “C” logosuyla farklılığın en yüksek zirvelerine ulaşan, CARRERA tasarımın sınırlarını zorlayan en cesur ifadesi ICONIC CARRERA FLAG serisinden, klasikleşmiş şekilleri ve ustalığı bir tutam kentsel tavırla birleştiren SIGNATURE COLLECTION modellerine kadar geniş bir yelpazede uzanıyor.www.aksam.com.trhttps://www.boyner.com.tr/kampanyalar-c-3340249/1/?filterIDList=20467%3B22829

Domates ihracatını 500 milyon doları çıkaracak karar

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yaptıkları son görüşmede çıkan karar sonucunda Türk domatesi Rus sofralarındaki yerini daha güçlü bir şekilde alacak. Rusya’ya domates ihracatında kota 350 bin tondan 500 bin tona çıkarıldı.

Rusya ile yaşanan uçak krizi sonrasında önce Rusya’ya ihracatı yasaklanan sonrasında kotaya tabi olan domatesin ihracatında son anlaşmayla kota 150 bin ton birden artırıldı. Bu kota artışı sektörde yüzleri güldürdü.

Taze domatesin 2022 yılında 377 milyon dolarlık dövizi Türkiye’ye kazandırdığı bilgisini veren Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, 150 bin tonluk kota artışının Rusya’ya domates ihracatının yolunu güçlü bir şekilde açtığını dile getirdi.

Türkiye’nin domates ihracatında Rusya’nın uzun yıllar lider ülke olduğunu son yıllarda kota sorunları nedeniyle Rusya pazarında güç kaybı yaşadıklarını aktaran Uçak, “Rusya’ya 2021 yılında 68 milyon dolar olan taze domates ihracatımız 2022 yılında 33 milyon dolara geriledi. Bu karar sonrasında Rusya’ya domates ihracatımızın tekrar toparlanmasını ve Rusya’nın lider ülke konumuna yükselmesini bekliyoruz. Sektörün önünü açan karar nedeniyle Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkürlerimizi sunuyoruz. Bu kararın üreticilerimize ve ihracatçılarımıza hayırlı uğurlu olmasını diliyoruz” şeklinde konuştu.

Domates ihracatı 2023 yılının ilk çeyreğinde yüzde 22’lik artışla 145 milyon dolardan 203 milyon dolara ulaştığı bilgisini veren Başkan Uçak, domates ihracatının bu olumlu karar sonrasında 2023 yılı sonunda 500 milyon dolara ulaşabileceğini sözlerine ekledi.

Türk doğal taş sektörü karbon nötr olma hedefinde

 Dünyadaki emisyonların üçte biri inşaat sektöründen geliyor. Türkiye’nin en büyük ihracat pazarı Avrupa Birliği’nin (AB) 2050’de karbon nötr olma hedefiyle karbon salımı yüksek ürünlere vergilendirme yaparak uygulamaya koyacağı Yeşil Mutabakat, ilk aşamada inşaat sektöründe çok fazla kullanılan çimento, demir-çelik, alüminyum gibi sektörleri etkilediği için doğal taş sektöründe de kapsamlı bir değişimi gerektiriyor.

Türk doğal taş sektörü Yeşil Mutabakat’a uyumu ve “Karbonsuz Ekonomiye Geçiş” hedefleri doğrultusunda çalışmalarına başladı.

Doğal taş sektöründe dünyanın en büyük fuarlarından biri İzmir Marble Doğal Taş ve Teknolojileri Fuarı’nda Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı İbrahim Alimoğlu katılımıyla Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Efe Nalbantoğlu’nun moderatörlüğünde, Dünya Doğal Taş Birliği (Wonasa) Direktörü Anil Taneja, Silkar Madencilik Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Akbulak ve Metsims Sürdürülebilirlik Danışmanlığı Kurucusu ve Yöneticisi Hüdai Kara’nın katılımlarıyla “Doğal taş Sektöründe Sürdürülebilirlik Çevresel Ürün Bildirimi” semineri ve Eletra Trade Direktörü Alper Demir’in katılımıyla “Avustralya’daki Fırsatlar, İş Yapma Kültürü ve Doğal taş Sektöründeki Önemli Yasal ve Ticari Gelişmeler” semineri düzenlendi. Program sonunda katılımcılara plaketleri takdim edildi.

Aynı zamanda Ege Maden İhracatçıları Birliği’nin yürüttüğü Avrupa Birliği (AB) projesi çerçevesinde, VR Gözlüklü İSG Eğitim Simülasyonu, TİM Maden Sektör Kurulu Başkanı ve İstanbul Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Rüstem Çetinkaya, Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı İbrahim Alimoğlu, MAPEG Uzmanı Mustafa Sever ile sektör temsilcilerine ve fuar katılımcı firmalarına tanıtıldı.

Doğal taş sektöründe dünyanın en büyük 16’ıncı ithalatçısı konumunda olan Avustralya ile ilgili bilgi veren Eletra Trade Direktörü Alper Demir, “Avustralya zengin bir pazar. Dünyanın en zengin 10 ülkesinden birisi. Türkiye ve Avustralya dost iki ülke. İnşaat sektörü her geçen gün büyüyor. Avantajlı bir pazar. Dünyanın alım gücü paritesine bakıldığında ilk 10’da olan bir ülke. İşçi haklarını çok önemsiyorlar. Eşitlik, sosyal uygunluk, çevre dostu üretim ve sürdürülebilirlik öncelikleri.” dedi.

Sürdürülebilirlik yeni nesil doğal taş endüstrisinde büyümenin motoru olabilir

Dünya Doğal Taş Birliği (Wonasa) Direktörü Anil Taneja: “Sürdürülebilirlik nesilden nesile zarar vermeden bugünün ihtiyaçlarını karşılamaktır. Her zaman çevik ve son derece esnek olması gereken bir çağda yaşıyoruz. Bazı ülkelerde, özellikle Kuzey ve Batı Avrupa’da, ABD’de projelerde EPD belgeleri yani sürdürülebilirlik kriterleri belirleyici hale gelmeye başladı. Yeni uygulamalar, yeni nesil doğal taş endüstrisi için büyümenin motoru olabilir.” dedi.

Doğal taşa da regülasyonlar gelecek, ayak seslerini duyuyoruz

Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı İbrahim Alimoğlu, “Dünyadaki emisyonların üçte biri inşaat sektöründen geliyor. İnşaat sektöründe kullanılan çimento, demir çelik gibi birçok ürünün/malzemelerin karbon ayak izlerinin düşürülmesi için ciddi çalışma yapılıyor. Bu Yeşil Mutabakat ile zorunlu hale gelmeye başladı. Regülasyonlar çimento, demir çelik, alüminyum gibi büyük kalemlerden başladı. İnşaatta çok kullanılan doğal taşa da regülasyonlar gelecek, ayak seslerini duyuyoruz. Bir binanın gümüş altın sertifika alması için kullanılan her malzemenin Çevresel Ürün Beyanı (Environmental Product Declarations, EPD) aranacaktır. Önümüzdeki yıllarda zorunlu hale gelecek. Türk doğal taş sektörü olarak ne kadar önceden hazırlıklı olursak bir adım öne geçeriz. Kalın taşlarda karbon salınımı daha yüksek. İnce taşlar göndermemiz avantajlı olabilir. Taşı ürettiğiniz enerji kaynağı da en önemli noktalardan biri. Yenilenebilir enerji kaynaklarımız artarsa çok daha iyi olacak. Türkiye fosil yakıtları azalttığında olumlu gelişmelerle karşılaşacağız. Önümüzdeki dönemde dünyada karbon ayak izi piyasası kurulacak. Sınırda Karbon Vergisi Mekanizmasıyla her ürün için eşik değerler olacak. Avrupalı ithalatçılar her üründe karbon ayak izine bakacak, eşik değerin üstündeyseniz ihracatçılarımız bedel ödeyecek. Dolayısıyla bir karbon piyasası ve ticaret kapısı oluşacak.” dedi.

Doğal taşta karbon ayak izi ve su kullanımı nispeten düşük

Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Efe Nalbantoğlu, “Son yıllarda dünyada ticaret sürdürülebilirlik ekseninde yeniden şekilleniyor. Yeşil dönüşüm ve sürdürülebilirlik ilkeleri firmaların stratejilerinin odağında konumlanıyor. Söz konusu değişim ve dönüşümden doğal taş sektörünün etkilenmemesi elbette düşünülemezdi. Her ne kadar doğal taş üretim süreçleri açısından incelendiğinde karbon ayak izi ve su kullanımı nispeten düşük olsa da ürünler ve üretim süreçlerinin çevre dostu pratiklerle zenginleştirilmesi önem arz ediyor. Sektöre yol göstermek adına Doğal Taşta Sürdürülebilirlik Kılavuzunu yakın zamanda çevirdik.” diye konuştu.

Çevresel Ürün Beyanı (EPD) belgesi zorunlu hale gelecek

Tüm dünyada geçerli ve Avrupa’da standart haline gelen Çevresel Ürün Beyanı (Environmental Product Declarations, EPD) belgesinin birçok endüstri de zorunlu hale gelmeye başladığını söyleyen Silkar Madencilik Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Akbulak şunları söyledi:

“EPD; ürünlerin yaşam döngüleri boyunca ortaya çıkan çevresel etkilerin, karbon emisyonu verilerinin şeffaf ve karşılaştırılabilir bir biçimde ortaya koyan, bağımsız doğrulanmış ve tescil edilmiş belgedir. Tedarik zincirinin tüm aşamalarında kullanılan enerjinin türü, kimyasal maddenin içeriği, emisyonlar gibi süreçlerin inceleniyor. EPD, çevresel performans bilgisi, yaşam döngüsü değerlemesi, kaynak kullanımı, enerji kullanımı, çeşitli emisyon kaynakları hakkında bilgi sağlıyor. Sadece üretim süreci değil daha sonra kullanım sırasında örneğin; bir binanın 50 yıllık ömrü varsa ürün o binadan söküldüğünde yapacağı karbon salınımını da ölçüyor. Ürünlerin yaşam döngüsüne göre veri toplanıyor ve envanteri oluşturuluyor. 1 metrekare nihai ürün için tüketilen tüm malzemeler ile ilgili bilgiler, ne kadar ambalaj, ne kadar su kullanıldığı, fabrika üretim miktarları, ağırlığı, firesi, yıllık enerji tüketimi ocaklarda ne kadar fabrikada ne kadar kullanıldığı, nakliye ilgili ocak içerisinde nakliye hareketleri ürünün fabrikaya nakliyesi ve fabrika içerisinde elleçlenme nakliye süreci, ihracata giderken ki zincir, üretim atıklarının toplam miktarlarının ne kadarının geri dönüştürülebildiği, ürünün kurulumunda montajda kullanılan malzemeler ve harcanan enerji emisyon, ürün ömrünü tamamladıktan sonra başka bir noktaya nakliyesi tüketimi gibi A’dan Z’ye bütün süreçle ilgili faktörler hesaplanıyor. Ürünün sertifikasyonu tamamlanıyor.”

Türkiye EPD belgesine sahip ülkeler içinde Avrupa’da üçüncü sırada

Metsims Sürdürülebilirlik Danışmanlığı Kurucusu ve Yöneticisi Hüdai Kara, “Yapı malzemelerinin çevresel performansını biliyor olmamız gerekiyor. EPD’nin çok yakında bütün yapı malzemelerinde ve diğer ürünlerde de kullanılmaya başlanacağı bir düzene doğru gidiyoruz. Döngüsel ekonomiyi gerçekleştirmek için aksiyon almamız lazım. Emisyonların çoğu yapı sektöründen geliyor. Binaların değerlendirmesinde bu tür verilere ihtiyaç var. Yeşil Mutabakata uyumluluk içinde binaları değerlendirirken binadaki karbon emisyonunu metrekare başı bilmemiz gerekiyor, hangi tür nasıl malzemeler yüksek emisyon mu düşük mü sorularına cevap aranması gerekiyor. Bu noktada bu soruya cevap verecek tek belge EPD belgeleridir. Avrupa’da çok yaygın globale doğru açılıyor. Tedarik zincirindeki kullanıcıların ürünleri yeniden kullanabilmesi ya da ürünlerin atık yönetim tesislerinde doğru şekilde işlenebilmesi için her bir ürün yapısı hakkında en doğru bilgilerin paylaşıldığı dijital ürün pasaportu sistemi bizim için önemli. İSO 14025 Standardı, 14040/44 Standardı çevresel performansta ürünün beşikten mezara hammaddeden nihai ürünün bertarafına kadar çevresel performansı değerlendirdiğimiz standartlar. EPD Belgesinde globalde Avrupa başı çekiyor, muazzam büyüme var. Türkiye en fazla EPD belgesine sahip ülkeler içinde İtalya ve İsveç’in ardından Avrupa’da üçüncü sırada. Yapı malzemelerinde olduğu gibi tekstil sektörü, kimya, gıda sektöründe de büyük firmalar yeşil satın alma süreçleri yürütüyor çoğu EPD belgesi ediniyor. EPD Belgesi süreci 3-4 aylık bir süreç, ürün sayısı arttıkça süreç uzuyor. Ürünün çevresel performansını şeffaf bir şekilde ortaya koyuyor. Artık sadece ürün karbon ayak izi değil kurumsal karbon ayak izi önemli. Kendi üretiminizin bir röntgenini çekiyorsunuz. Mimarlar da sürdürülebilirliğe odaklandı.” dedi.

7 büyük sektör kalıntısız üretim için güçlerini birleştirdi 

Türkiye’nin organik ürün ihracatının yüzde 75’ini gerçekleştiren sürdürülebilirlikte öncü Ege İhracatçı Birlikleri bünyesindeki 7 Tarım Birliği, gıda güvenliği ve pestisitlerle ilgili çalışmalarına bir yenisini daha ekledi.

Saruhanlı ve Sarıgöl İlçesi Bağ Alanlarında Salkım Güvesi Zararlısına Karşı Biyoteknik Mücadele Yönteminin Uygulanması Projesi imza töreni gerçekleştirildi.

İhracatçı yılın 365 günü sahada üreticiyle bir arada

Manisa İl Tarım ve Orman Müdürü Metin Öztürk, “2 milyon 16 bin lira bütçeye sahip proje 4 bin 200 dekar alanda uygulanacaktır. Bu proje ile Salkım Güvesi mücadelesinde kimyasal tarım ilaçlarına gerek kalmadan, çevre dostu çiftleşmeyi engelleme metodunu uygulayarak aktif madde sayısını azaltmak ve gerek duyulmadıkça tarım ilacı kullanımını önlemek hedeflenmiştir. EİB ile gerçekleştirdiğimiz projelerle ihracatçılar ve üreticilerimiz ortak noktada buluşuyor. İhracatçı ve üreticinin kopukluğu giderilmiş oluyor. EİB ile uzun yıllardır iş birliği içindeyiz. Tüm Birlik Başkanlarımıza, Yönetim Kurulu üyelerimize, ihracatçılarımıza teşekkür ediyorum. Sahada yılın 365 günü bizimle bir aradalar. Bu özveri ve yakınlık sahada işimizi kolay kılıyor.” dedi.

Kaliteli ürün katma değeri de beraberinde getiriyor

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, “Türkiye 2022 yılında yüzde 15 artışla 34, 2 milyar dolarlık tarım ürünleri ihraç ederken, Ege İhracatçı Birlikleri yüzde 17 artışla 6 milyar 727 milyon dolarlık ihracatla Türkiye’nin tarım ürünleri ihracatının yüzde 19’unu tek başına gerçekleştirerek Türkiye şampiyonu oldu. 10 milyar dolara ulaşmak için İyi Tarım Uygulamaları ve Organik Üretimde devlet teşviklerine, tüm paydaşlarla iş birliğine ihtiyacımız var. Kaliteli ürün katma değeri de beraberinde getiriyor. Ürünlerimizin kalitesini, katma değerini, müşteri memnuniyetini artırmak, şeffaflık, izlenebilirlik için tarım ve dijitalleşmeyi birleştirip bütün paydaşlarımızla ülke menfaatlerini korumalıyız. En büyük ihraç pazarımız Avrupa Birliği’nde konumumuzu korumak, sürdürülebilir ve çevreci üretim yapabilmek için bu ekosistemi tüm sektörlerimizde kuruyoruz. Sürdürülebilir ihracat bu şekilde sağlanır. İl Tarım ve Orman Müdürlüklerimizin, üreticilerimizin gayreti bizi daha çok teşvik ediyor. Böylelikle hem müstahsil hem ihracatçı hem ülkemiz kazanıyor.” diye konuştu.

Ürünlerimizin katma değeri ne kadar yüksek olursa o kadar talep görüyor

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, “Türkiye’de tarım ürünleri ihracatında Ege Bölgesi lider konumda. Tarım ürünleri ihracatımız son 1 yıllık dönemde 7 milyar 98 milyon dolara ulaştı. Türkiye 34, 5 milyar dolar ihracat yaparken, Egeli ihracatçılarımız Türkiye’nin tarım ürünleri ihracatının yüzde 21’ine imza attı. İhracat artışımızda organik ve katma değerli ürünlerin rolü büyük. Son 5 senedir kalıntı ile mücadele, gıda kayıpları ve eğitim faaliyetleri üzerine birçok proje gerçekleştirdik. Üreticilerimizin emeğini katma değerini yükseltmek bizim görevimiz. Ürünlerimizin katma değeri ne kadar yüksek olursa o kadar talep görüyor. Omuz omuza vererek tedarik zincirinin bütün aşamalarında istihdam yaratıyoruz.” yorumunda bulundu.

Organik üretim ilk kuru meyve sektörümüzde başladı

Ege İhracatçı Birlikleri Organik Ürünler ve Sürdürülebilirlik Koordinatörü ve Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, “Türkiye’nin Ege sayesinde organik sektöründe 35 yıllık büyük bir deneyimi var. Ege’nin tarıma ve gıdaya bakışı tamamen sürdürülebilirlik üzerine kurulu. Organik üretim ilk kuru meyve sektörümüzde başladı. Kuru meyvede dünya lideri olmamızın nedeni 30-40 yıldır üniversitelerimizde, araştırma enstitülerimizle, ihracatçılarımızla, üreticilerimizle hep birlikte oluşturduğumuz altyapıdan kaynaklanıyor. Türkiye’deki sürdürülebilirlik ve organik tarımda koordinasyonu EİB yönetiyor. Bütün paydaşlarımızla işbirliği ile organik ihracatımızı 1 milyar dolara yükselteceğiz.” dedi.

Tarım ürünleri arasında en çok ihraç edilen üzüm ve mamulleri ihracatında hedef 1 milyar dolar

Çekirdeksiz kuru üzüm, taze üzüm, şarap, pekmez, asma yaprağı, şıra, üzüm suyu ile yaklaşık 750 milyon dolar döviz getirisi sağlayan üzüm ve mamulleri ihracatının ortak projelerle 1 milyar dolara çıkması hedefleniyor.

İmza törenine Manisa İl Tarım ve Orman Müdürü Metin Öztürk, Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, Ege İhracatçı Birlikleri Organik Ürünler ve Sürdürülebilirlik Koordinatörü ve Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Cengiz Balık, Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Sadık Demircan katıldı.

Kuru meyve sektörü URGE Projeleriyle katma değerli ürün ihracatını artırmayı hedefliyor

Türkiye’nin kuru meyve ihracatı 2022 yılında yatay bir seyirle 1 milyar 571 milyon dolar olurken, kuru meyve sektörü hedef pazarlarda yüzde 15’lik ihracat artış hızı yakalayarak, hedef pazarlara yaptığı ihracatını 196 milyon dolarlardan 225 milyon dolara yükseltti.

Kuru meyve sektöründe ihracatta Türkiye lideri olan Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, hedef Pazar olarak belirlediği; Amerika Birleşik Devletleri, Çin, Japonya, Brezilya, Hindistan, Güney Kore, Malezya ve Endonezya’ya ihracatını artırmak için uzun yıllardır yaptığı çalışmaların meyvelerini topluyor.

Ticaret Bakanlığı’nın 2023 yılı için ortaya koyduğu Uzak Pazarlar Stratejisine de uyumlu olan kuru meyve sektörünün hedef ülkeleri içinde ABD 126 milyon dolarlık ihracatla hedef ülkeler içinde lider olurken, Çin 32,7 milyon dolarlık Türk kuru meyveleri talebiyle ikinci sırada yer aldı. Japonya’ya yapılan kuru meyve ihracatı yüzde 15’lik artışla 24 milyon dolardan 28 milyon dolara çıktı. Brezilya 2021 yılında 15 milyon dolarlık Türk kuru meyvesi talep etmişken, 2022 yılında talebini yüzde 55 artırdı ve 23 milyon dolarlık Türk kuru meyvesi ithalatı yaptı.

Kuru meyveler sağlıklı gıdalar

Dünya Sağlık Örgütü tarafından sağlıklı gıdalar olarak tanımlanan kuru meyveleri Türk üreticisinin yüzlerce yıldır ürettiğini, ihracatçılar olarak kendilerinin de 110’den fazla ülkeye ihraç ettiklerini belirten Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, kuru meyve sektörünün ihracat başarısında üreticiler, ihracatçılar, araştırma enstitüleri, üniversiteler, Tarım ve Orman Bakanlığı arasındaki uyumun payının büyük olduğunu dile getirdi.

Ege İhracatçı Birlikleri’nde yapılan genel kurulda konuşan Başkan Işık, Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu olarak, Kuru İncir, Kuru Kayısı ve Kuru Üzüm için oluşturulan kurullar ve Teknik Komitelerin çalışmalarını sürdürdükleri bilgisini verdi. Işık, “Organik Ürünler Komitesi, Bilim ve Teknoloji Kurulu, Ekonomi ve Finans Kurulu, Tanıtım ve Pazarlama Kurullarını da yeni dönemde kurduk ve çalışmalara dahil ettik. Bu kurullarımızın çabaları ve ihracatçılarımızın aktif pazarlama çalışmalarıyla hedef pazarlarda başarıyı yakaladık. 100 bin üreticiyi bu kurullarda yaptığımız çalışmalarla yönetiyoruz. Kuru meyve sektöründeki başarının arkasında 35-40 yıldır devam eden sürdürülebilirlik eksenli çalışmalar yatıyor” şeklinde konuştu.

Kuru üzümde TMO’nun alımı başarı getirdi

Kuru meyve sektörünün lider ihraç ürünü çekirdeksiz kuru üzümde Tarım ve Orman Bakanlığı’yla yaptıkları çalışmalar sonucunda Toprak Mahsulleri Ofisi’nin stok alımı yaptığını bunun da fiyat istikrarı sağladığını ifade eden Işık, 2022 yılı kuru üzüm sezonu sonundaki yağışların bazı bölgelerde ürün kalitesini bozduğunu, TMO’nun stoğundaki ürünlerin kuru üzüm kalitesini yukarı çektiğini vurguladı.

Türkiye’nin 2022-23 sezonunda 250 bin ton kuru üzüm ihraç edeceği bilgisini paylaşan Işık, kuru üzümde pestisit sorunlarını çözerek 275-300 bin ton ihracat seviyesine çıkma hedefleri olduğunun altını çizdi.

Pandemiden sonra dünyanın sağlığa bakış açısı değişti

“Pandemi sonrasında dünyanın sağlığa bakış açısı değişti” tespitinde bulunan EKMİB Başkanı Mehmet Ali Işık sözlerini şöyle sürdürdü; “Gıda ürünlerinde kontrol sıklıkları artırıldı. Kuru incirde kontrol sıklığı yüzde 30’a çıktı. Kuru incirde aflatoksin ve okrakoksin oluşumunun önüne geçmek için TÜBİTAK ile ortak bir çalıştay yaptık ve ortak proje yürütüyoruz. Aflatoksin ve Okratoksin oluşumunu önlemek için işletmelerde yapılması gerekenlerle ilgili TÜBİTAK ile çalışıyoruz. Sektör olarak toplam kalite ve gıda güvenliğine yoğuşlaşmalıyız. 2023 yılında yapacağımız çalışmalar 2022’den daha zor olacak. Alıcıların kararları bizleri zorluyor” diyerek sözlerini özetledi.

URGE Projeleriyle katma değerli ürün ihracatını artıracağız

Turkish Dried Fruits isimli URGE Projesiyle kuru meyve sektöründeki ihracatçı firmaların kümelenerek yetkinliklerini artırdıklarını, sektörün ihracatının artması için hedef pazarlara sektörel ticaret heyetleri gerçekleştirdiklerini paylaşan Başkan Işık, önümüzdeki dönemde URGE Projesine devam etmek istediklerini, URGE projeleriyle kuru meyve sektöründe katma değerli ürün ihracatını artırmayı amaçladıklarını sözlerine ekledi.

Öz; “Yeni ürünlerle ihracatta eşik atlayabiliriz”

Türkiye Kuru Meyve Sektör Kurulu Başkanı Osman Öz ise; Türkiye’nin 150 yıldır kuru meyve ihracatında güçlü bir oyuncu olduğunu ancak sektörün ihracattaki gelişiminin arzu ettiklerinin gerisinde kaldığına dikkati çekti.

Peru’nun 10 yıl önce yaban mersini ürünü üretimine girdiği bilgisini veren Öz, “Peru 10 yıllık sürecin sonunda yaban mersini ihracatında 1,5 milyar dolarlık seviyeye geldi. Biz 150 yıllık ihracat yolculuğu sonunda çekirdeksiz kuru üzüm, kuru incir ve kuru kayısıda 1,1 milyar dolarlık ihracat seviyesine takıldık kaldık. 1,5 dolara kuru üzüm ihraç ediyoruz, adeta bedavaya satıyoruz, bedavaya satmak için birbirimizle yarışıyoruz. Bu ihracat politikamızı gözden geçirmek ve katma değerli ihracata yönelmeliyiz” tespitinde bulundu.

Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Genel Kurulu’nda konuşan Ekonomist Dr. Can Fuat Gürlesel, Türkiye ve dünya ekonomisindeki gelişmelerde ilgili ihracatçılara sunum yaptı.

Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği mali genel kurulunda 2023 yılı bütçesi 30 milyon 500 bin TL olarak kabul edilirken, 2023 yılı iş programı da oy birliğiyle kabul edildi.

Mart 2023 Mart ayında genel ticaret sistemine göre ihracat %4,4, ithalat %3,4 arttı

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

Ekonomi-teknoloji, spor, eğitim, magazin-yaşam haberleri, TUİK verileri

Araştırma-Geliştirme Faaliyetleri Araştırması, 2023 Araştırma-Geliştirme (Ar-Ge) harcaması 2023 yılında 377 milyar 542 milyon TL’ye yükseldi …