Ekonomi-teknoloji haberleri, TUİK verileri

İKİNCİ EL OTODA FIRSAT DÖNEMİ
İkinci el otoda daralma haziran ayında da devam etti. Fiyatlar dip noktada; ancak trendde radikal değişimler bekleyen uzmanlar ‘alım zamanı’ diyor…

MASFED Genel Başkanı Aydın Erkoç: “İkinci el oto almak için temmuz ağustos ayları en iyi dönem, şimdi alan karlı çıkacak; sonbaharda fiyatların tekrar yükselmesi bekleniyor…”

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Motorlu Kara Taşıtı İstatistikleri verilerine göre haziran ayında 2023 yılının aynı ayına göre ikinci el otomobil piyasası yüzde 25 oranında daraldı. Geçen senenin haziran ayında 583 bin 627 adet olarak gerçekleşen ikinci el otomobil pazarı, bu yılın aynı ayında 435 bin 828 adet oldu. Yıl geneline bakıldığında ise 2023’ün ilk 6 ayında 3 milyon 918 bin 848 olan pazar bu yılın aynı döneminde yüzde 17,7 daralarak 3 milyon 224 bin 873 adette kaldı.

Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Motorlu Araç Satıcıları Federasyonu (MASFED) Genel Başkanı Aydın Erkoç, ikinci el piyasasında yaşanan durgunluğun birçok sebebi olduğuna dikkat çekerek, “Banka kredi faiz oranlarının yüksek, vade sayılarının ise düşük olması, ayrıca vatandaşın krediye erişiminin kısıtlı olması araç piyasasının durgun seyretmesine sebep olmuştu. Tüm bunlar sürerken bayiler tarafından yapılan sıfır araçta kampanyalar ve bayilerin finansmana erişimde sunduğu çözümler ikinci el piyasasını durma noktasına getirdi. Ayrıca yüksek getirisi sebebiyle vatandaşların toplu parasını mevduat faizinde değerlendirmek istemesi, bu sebeple ihtiyaçlarını ötelemesi de piyasanın önünde büyük bir engel oluşturuyor” diye konuştu.

“Şimdi alan karlı çıkacak”

Sonbaharla birlikte fiyatlarda artış beklendiğini belirten Erkoç, “Şu an fiyatlar olması gereken seviyelerde devam ediyor. Banka kredi faizleri tepe seviyeleri gördü, artık yatay bir seyir, hatta faiz düşüşleri de bekleniyor. Dövizde ise bir miktar yükseliş başladığını görüyoruz. Bu durumda vatandaşların bankadaki mevduatlarını araç ve gayrimenkul alımına yöneltmesi bekleniyor.  Doğal olarak talebin artması, piyasanın hareketlenmesi ve fiyatlarda yükseliş bekleniyor. Sonbahar öncesi fiyatlar yükselmeden temmuz ağustos dönemleri araç almak, ihtiyaçları karşılamak için en doğru zaman” dedi.

Şu an mevduat faiz getirilerinin yüksek olmasıyla insanların beklemede olduğunun altını çizen Erkoç, “Ekonomik gidişatın sonbahar itibarıyla değişeceğini öngörüyoruz. Bilindiği gibi faiz düşünce kurlar artışa geçer, bu durumda da sıfır araç pahalanır ve talebin ikinci ele kayması burada da fiyatları yükseltir. Ayrıca sonbaharda okulların açılması ve tatil sezonunun bitmesi de ikinci elde bekleyen talepleri de harekete geçirecektir. Trendde radikal değişimler olabilir, bu dönemi iyi değerlendiren alıcı karlı çıkar” değerlendirmelerinde bulundu.

Fiat Egea Cross ile Zorlu Yol Koşullarında Güçlü Çekiş: Traction+ Teknolojisi

Türkiye otomotiv pazarının en çok tercih edilen SUV modellerinden biri olan Egea Cross, yeni bir özelliğe daha kavuştu. Traction+ çekiş sistemi Egea Cross’un tüm versiyonlarında standart donanım oldu.

Egea Cross’un SUV özelliğini destekleyen, sürüş performansını zorlu zeminlerde ve arazi koşullarında daha da ileri taşıyan bu sistemle kullanıcılara keyifli bir sürüş deneyimi vaat ediliyor.

Yeni genel güvenlik standartlarının tamamını karşılayan ve ilave güvenlik özellikleri eklenen Egea Cross modellerinde Şerit Takip Asistanı, Otomatik Acil Durum Freni, Trafik İşareti Tanıma Sistemi, Geri Görüş Kamerası ve Yorgunluk Asistanı giriş seviyesinden itibaren tüm versiyonlarda standart olarak sunuluyor.

Türkiye otomotiv pazarının en çok tercih edilen otomobillerinden biri olan, tasarımı, yerden yüksekliği, ileri teknolojik özellikleri ve sürüş dinamikleriyle müşterilerin beğenisini toplayan Egea Cross modelinde Traction+ çekiş sistemi standart donanım olarak devreye alındı.

Egea Cross’un SUV özelliğini destekleyen, sürüş performansını zorlu zeminlerde ve arazi koşullarında daha da ileri taşıyan bu sistemle kullanıcılara keyifli bir sürüş deneyimi vaat ediliyor.

Zorluk Tanımayan Elektronik Çekiş Sistemi

Egea Cross’un tüm versiyonlarında standart olarak sunulan Traction+ özelliği ile yağmurlu, çamurlu ve benzeri zorlu zeminler ile arazi koşullarında güçlü çekiş sağlanıyor.

Traction+ teknolojisi, çekiş gücünün düşük olduğu tekerleği tespit ederek motor torkunu efektif bir şekilde tutunabilen tekerleğe doğru aktarıyor. Bu sayede fren ve motor gücü yönlendirmeleri ile patinajı önlüyor ve güvenli bir şekilde yola devam edilmesini sağlıyor. Egea Cross’un Limited versiyonunda standart olarak sunulan All-Season (Dört Mevsim) lastikler sayesinde, zorlu yol koşullarında daha da iyi yol tutuşu sağlanıyor. Egea Cross’un Traction+ donanımı dış tasarımda da Traction+ logosu ile görünür hale geliyor.

Daha güvenli ve konforlu bir sürüş deneyimi

Yeni güvenlik standartlarını tüm versiyonlarda karşılayan ve ilave güvenlik özellikleri eklenen Egea Sedan ve Egea Cross modellerinde giriş seviyesinden itibaren gelişmiş sürücü destek sistemleri standart olarak sunuluyor.

Konforlu ve güvenli bir sürüş deneyimini sağlayan bu özellikler arasında, yollardaki hız tabelalarını algılayarak sürücüye görsel ve sesli uyarılar veren trafik işareti tanıma ve akıllı hız destek sistemi, sinyal verilmeden istem dışı şerit değiştirme durumunda devreye giren şerit takip asistanı, çarpışma riski tespit edildiğinde uyaran ve gerekli durumlarda otonom frenleme yapan otomatik acil durum freni, aracın hareketlerini izleyerek yorgunluk belirtilerini algılayan ve sürücüyü uyaran yorgunluk asistanı, daha güvenli park ve parktan çıkış sağlayan geri görüş kamerası ile aracın belirli bir hızın üzerinde gitmesini önleyen hız sınırlama sistemi gibi donanımlar öne çıkıyor.

Egea Cross modelinde giriş seviyesinden itibaren standart olarak sunulan bu özelliklere ilaveten, Lounge ve Limited versiyonlarda “Akıllı Uzun Farlar” standart olarak sunuluyor.

Hanehalkı Yurt İçi Turizm, I. Çeyrek: Ocak-Mart, 2024 Yurt içinde ikamet eden 8 milyon 262 bin kişi seyahate çıktı

OT kurumlarının yaklaşık üçte biri (%31) geçen yıl altıdan fazla izinsiz giriş bildirdi; bu oran bir önceki yıl %11’di.
Ağ ve güvenliğin yakınsamasına öncülük eden küresel siber güvenlik lideri Fortinet®, küresel 2024 Operasyonel Teknoloji ve Siber Güvenlik Durumu Raporu’nun bulgularını açıkladı. Sonuçlar, operasyonel teknoloji (OT) güvenliğinin mevcut durumunu temsil etmekte ve kurumların sürekli genişleyen BT/OT tehdit ortamını güvence altına almaları için sürekli iyileştirme fırsatlarını vurguluyor. OT kurumlarını etkileyen trendlere ve içgörülere ek olarak rapor, BT ve OT güvenlik ekiplerinin ortamlarını daha iyi güvence altına almalarına yardımcı olacak en iyi uygulamaları da sunuyor.
Fortinet Pazarlama Müdürü John Maddison’un konu hakkında açıklaması şöyle:
“Fortinet’in 2024 Operasyonel Teknoloji ve Siber Güvenlik Durumu Raporu, OT kurumlarının güvenlik duruşlarını güçlendirmede ilerleme kaydetmelerine rağmen, ekiplerin birleşik BT/OT ortamlarının güvenliğini sağlamada hala önemli zorluklarla karşılaştığını gösteriyor. Ağın tamamında görünürlüğü ve korumayı artırmak için gerekli araçların ve yeteneklerin benimsenmesi, tespit ve müdahaleye kadar geçen ortalama sürenin kısaltılması ve nihayetinde bu ortamların genel riskinin azaltılması söz konusu olduğunda bu kurumlar için hayati önem taşıyacaktır.”
Bu yılın raporu, kuruluşların OT güvenlik duruşlarını ilerletme konusunda son 12 ayda ilerleme kaydettiklerini gösterse de, BT ve OT ağ ortamları yakınsamaya devam ettikçe hala iyileştirilmesi gereken kritik alanlar olduğu görülüyor.
Küresel anketten elde edilen önemli bulgular şunları içeriyor:

OT sistemlerini tehlikeye atan siber saldırılar artıyor. 2023 yılında, katılımcıların %49’u yalnızca OT sistemlerini ya da hem BT hem de OT sistemlerini etkileyen bir izinsiz giriş yaşadı. Ancak bu yıl, kuruluşların neredeyse dörtte üçü (%73) etkileniyor. Anket verileri aynı zamanda sadece OT sistemlerini etkileyen izinsiz girişlerde de yıldan yıla bir artış olduğunu gösteriyor (%17’den %24’e). Saldırılardaki artış göz önüne alındığında, katılımcıların neredeyse yarısı (%46) başarıyı normal operasyonlara devam etmek için gereken kurtarma süresine göre ölçtüklerini belirtiyor.

Kurumlar son 12 ay içinde çok sayıda izinsiz girişle karşılaştı. Katılımcıların yaklaşık üçte biri (%31) altıdan fazla izinsiz giriş bildirirken, bu oran geçen yıl sadece %11’di. Zararlı yazılımlardaki düşüş dışında tüm izinsiz giriş türleri bir önceki yıla göre artış gösterdi. Kimlik avı ve ele geçirilmiş iş e-postası saldırıları en yaygın saldırılar olurken, en yaygın kullanılan teknikler mobil güvenlik ihlalleri ve web güvenliği ihlalleri oldu

Tespit yöntemleri günümüz tehditlerine ayak uyduramıyor. Tehditler daha sofistike hale geldikçe, rapor, çoğu kuruluşun ortamlarında hala kör noktalar olduğunu göstermektedir. Kuruluşlarının merkezi güvenlik operasyonları dahilinde OT sistemlerinin tam görünürlüğüne sahip olduğunu iddia eden katılımcılar geçen yıldan bu yana azaldı ve %10’dan %5’e düştü. Katılımcıların yarısından fazlası (%56) fidye yazılımı veya wiper izinsiz girişleri yaşadı. – bu oran 2023’te yalnızca %32’ydi – bu da ağ görünürlüğü ve tespit yetenekleri konusunda hala iyileştirme için yer olduğunu gösteriyor.

OT siber güvenliğine yönelik sorumluluk, bazı kuruluşlarda yönetici liderlik kademelerinde yükseliyor. OT güvenliğini CISO ile uyumlu hale getiren kuruluşların oranı artmaya devam ediyor ve 2023’te %17 iken bu yıl %27’ye yükseldi. Aynı zamanda, OT sorumluluğunu CIO, CTO ve COO da dahil olmak üzere diğer üst düzey yönetici rollerine taşıma oranının önümüzdeki 12 ay içinde %60’ın üzerine çıkması, 2024 ve sonrasında OT güvenliği ve riski konusundaki endişeleri açıkça gösteriyor.

En iyi uygulamalar

Fortinet’in küresel 2024 Operasyonel Teknoloji ve Siber Güvenlik Durumu Raporu, kuruluşlara güvenlik duruşlarını geliştirmeleri için uygulanabilir adımlar sunuyor. Kurumlar, aşağıdaki en iyi uygulamaları benimseyerek OT güvenlik sorunlarını çözebiliyorlar:

Segmentasyon uygulayın. İzinsiz girişlerin azaltılması, tüm erişim noktalarında güçlü ağ politikası kontrollerine sahip sağlamlaştırılmış bir OT ortamı gerektiriyor. Bu tür savunulabilir OT mimarisi, ağ bölgeleri veya segmentleri oluşturmakla başlıyor. Ekipler ayrıca bir çözümü yönetmenin genel karmaşıklığını değerlendirmeli ve merkezi yönetim özelliklerine sahip entegre veya platform tabanlı bir yaklaşımın faydalarını göz önünde bulundurmalıdır.

OT varlıkları için görünürlük ve dengeleyici kontroller oluşturun. Kuruluşlar OT ağındaki her şeyi görebilmeli ve anlayabilmelidir. Görünürlük sağlandıktan sonra, kurumların savunmasız görünen cihazları koruması gerekiyor; bu da hassas OT cihazları için özel olarak tasarlanmış koruyucu telafi edici kontroller gerektiriyor. Protokole duyarlı ağ politikaları, sistemden sisteme etkileşim analizi ve uç nokta izleme gibi yetenekler, savunmasız varlıkların tehlikeye atılmasını tespit edip önleyebiliyor.

OT’yi güvenlik operasyonlarına ve olay müdahale planlamasına entegre edin. Kurumların IT-OT SecOps’a doğru olgunlaşması gerekiyor. Bunu başarmak için ekiplerin, OT’yi SecOps ve olay müdahale planları açısından özellikle dikkate alması gerekiyor.

OT’ye özgü tehdit istihbaratını ve güvenlik hizmetlerini kullanın. OT güvenliği, yaklaşan riskler hakkında zamanında farkındalığa ve hassas analitik içgörülere bağlı. Kurumların, tehdit istihbaratı ve içerik kaynaklarının, beslemelerinde ve hizmetlerinde sağlam, OT’ye özgü bilgiler içerdiğinden emin olması gerekiyor.

Genel güvenlik mimariniz için bir platform yaklaşımı düşünün. Hızla gelişen OT tehditlerini ve genişleyen saldırı yüzeyini ele almak için birçok kurum, farklı satıcıların çok çeşitli güvenlik çözümlerini kullanıyor ve bu da aşırı karmaşık bir güvenlik mimarisine neden oluyor. Güvenliğe platform tabanlı bir yaklaşım, kuruluşların satıcıları konsolide etmelerine ve mimarilerini basitleştirmelerine yardımcı olabiliyor. Hem BT ağlarını hem de OT ortamlarını korumak için özel olarak oluşturulmuş sağlam bir güvenlik platformu, verimliliği artırmak için merkezi yönetim sağlarken gelişmiş güvenlik etkinliği için çözüm entegrasyonu sağlayabiliyor.

“Hayal Gemisi”çocuklar için yola çıkıyor!

Duru ve İhtiyaç Haritası iş birliği ile geliştirilen ve çocukları yaratıcı düşünmeye teşvik etmek amacıyla tasarlanan “Hayal Gemisi” projesi başlıyor. Proje kapsamında, öncelikle deprem bölgesindeki konteyner kentlerde yaşayan çocukların sosyal ve bilişsel becerilerinin artırılmasına yönelik çalışmalar yapılacak.

Dünya çapında gerçekleştirilen çok sayıda araştırma, çocukların hayal gücünü beslemenin gelişimlerine önemli ölçüde katkı sağladığını ortaya koyuyor. Örneğin Rochester Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada, yaratıcı oyunlara katılan çocukların akranlarına kıyasla problem çözme yeteneğini ölçen standart testlerde yüzde 30 daha yüksek puan aldığı gözlemlenmiş. Michigan Eyalet Üniversitesi’nce yürütülen bir başka araştırmada ise, sanat ve yaratıcı faaliyetlerle uğraşan çocukların akademik olarak daha iyi bir performansa sahip olduğu ortaya çıkmış. Biz de Duru olarak buradan yola çıkarak çocukların sosyal becerilerini, kendini ifade etme yeteneklerini, özgüvenlerini ve hayal kurma becerilerini geliştirecek projeler üzerinde çalışmaya başladık.

Geçtiğimiz yıl Hatay’da beş ayrı lokasyona duş ve tuvalet üniteleri koyarak depremzedelerin temizlik ve hijyen sorununa çözüm bulmaya odaklanan Evyap’ın kişisel temizlik alanındaki lider markası Duru, bu yıl geçtiğimiz yıllarda çocuklar için yaptığı atölye çalışmalarının kapsamını genişletti. Bölgeyi en iyi tanıyan sivil toplum kuruluşlarından biri olan İhtiyaç Haritası ile iş birliği yapan Duru, çocukların yaratıcılığını ve hayal kurma yeteneklerini desteklemeyi amaçlayan “Hayal Gemisi” projesini geliştirdi.

Hayal Gemisi’nin ilk kamarası Hatay’da

Projenin imza töreninde konuşan Evyap Kişisel Temizlik Pazarlama Direktörü Mehmet Arıoğlu, öncelikli olarak deprem bölgesindeki çocuklara ulaşmayı hedeflediklerini belirtti. Hayal Gemisi’nin ilk kamarasının Hatay’da kurulacağını kaydeden Arıoğlu, şunları söyledi:

“Duru olarak ilk günden itibaren depremden etkilenen illerin yanında olmaya çalıştık. Yüzbinlerce kişisel bakım ve temizlik paketi dağıttık. Temiz su ihtiyacını ve yazın daha da önemli hale gelen duş, tuvalet ihtiyacını karşılamaya yönelik çalışmalar yürüttük. Şimdi de “Hayal Gemisi” projesi ile çocukları yeni bir yolculuğa çıkarıyoruz. Zira, bütün araştırmalar gösteriyor ki, çocukların hayal dünyaları ne kadar büyük olursa, sosyal becerileri ve yenilikçi düşünceleri de o kadar zenginleşiyor. Uzun zamandır deprem bölgesinde yaptığı çalışmalarla bölgenin eksiklerini iyi analiz eden İhtiyaç Haritası ile geliştirdiğimiz proje kapsamında öncelikli olarak deprem bölgesinde kurulan konteyner kentlerdeki çocukların ve ailelerinin hayatlarına dokunmayı hedefledik. Hayal Gemisi projesinin ilk kamarası ile bölgedeki çocukların sosyal hayatlarının sağlıklı bir şekilde devam etmesini amaçladık.”

İhtiyaç Haritası Yönetim Kurulu Üyesi Esra Arslan ise, projenin çıkış noktasını şöyle anlattı: “Hayal gücünün çocukluk yıllarından itibaren desteklenmesinin önemine dair pek çok araştırma var. Örneğin, çocuk gelişiminde oyunun etkisiyle ilgili çalışmalarıyla tanınan akademisyenler S. W. Russ ve J. Dillon’ın 2011 yılında yürüttüğü oyun terapisi araştırması, yaratıcı oyunlar oynayan çocukların kaygı belirtilerinde yüzde 40’lık bir azalma gösterdiğini ortaya koymuş. Çocukların bilişsel, duygusal, sosyal ve akademik gelişiminde yaratıcılığın ve yaratıcı oyunun oldukça pozitif katkısı var. Bu çerçevede biz de Duru markasıyla birlikte geliştirdiğimiz Hayal Gemisi projesi sayesinde çocukların hayal gücünü beslemeyi önceliklendirdik. Proje kapsamında çocuklar yaratıcı drama, ekolojik farkındalık ve resim atölyesi gibi farklı pek çok atölyede hem eğlenecek hem de yeni yetenekler kazanacaklar.”

Pratik Finansman’la Ekonomiye Güç Hayallerinize Köprü Oluyoruz!

Ergün Holding iştiraklerinden Pratik Finansman, 4 Temmuz 2024 itibarıyla BDDK’dan faaliyet izni alarak çalışmalarına başladı.

Finansmana erişimin ve kredi maliyetlerinin zorlu olduğu bir dönemden geçildiğini kaydeden Ergün Holding Yönetim Kurulu Başkanı Özbey Ergün, “Vatandaşlarımızın arzuladığı ve hak ettiği bir yaşam kalitesi var. Doğru finansman modeliyle ürün ve hizmetlere erişim, bu yaşam kalitesinin merkezinde yer alıyor. Tam da ihtiyaç duyulan, stratejik bir zamanda Pratik Finansman şirketimizle ekonomimize güç vermeye geldik.” dedi.

Ergün Holding çatısı altında sigortadan, finansmana; teknolojiden e-ticarete, yeni ekonominin itici gücü olan kilit sektörlerde çeşitlendirilmiş bir yatırım portföylerinin bulunduğunu paylaşan Ergün, “Grubumuzun yönetimi altındaki ekosistemde önemli bir ticari işlem bulunuyor. Pratik Finansman’la başta bu ticarete konu olan ürün ve hizmetlere erişim fırsatı isteyen bireyler ve şirketler olmak üzere müşterileri yalın, hızlı ve avantajlı finansman modelimizle destekleyeceğiz. Rekabet avantajı sağlayan, güçlü bir teknolojik altyapıya sahibiz. Niş alanlarda, teknolojisiyle farklılaşan ve esnek alternatif finansman ürünlerimizle pazarı büyüteceğiz.” dedi.

Ergün, Pratik Finansman’ın yenilikçi bir finansman sistemi olmasının yanında bir sosyal sorumluluk projesi de olduğunu ifade ederek şu açıklamalarda bulundu:

“Şirketimizle, finans ekosistemine dahil müşterilerimize finansman sağlayacağız. Ayrıca, bu müşteri gurubunun yanında; geçmişte bankacılık sistemine erişimi olan, ancak yaşadığı zorluklar sebebiyle sistemin dışında kalmış vatandaşlarımız ve şirketler de var. Etkin risk yönetimi yaklaşımıyla, bu grup içinde ödeme gücü ve diğer kriterleri uygun olan müşterilerin tekrar finansal sisteme erişiminin de önünü açacağız. Pratik Finansman’la tüketicilerin ve şirketlerin hayallerine erişmesine destek oluyoruz.”

“TÜRKSAT 6A, Sadece Bir Uzay Teknolojisi Değildir. Bu Esasında Bütün Sanayinin Ve Teknolojinin De Uydusudur”
Akıllı şehirler, hava kirliliği ile mücadelede önemli bir rol oynayabilir
Dünya genelinde yapılan araştırmalar hava kirliliğinin, insan sağlığı üzerinde giderek artan bir etkiye sahip olduğunu gösteriyor. 2024 Haziran ayında yayınlanan State of Global Air (SoGA) raporuna göre hava kirliliğinin, 2021 yılında dünya çapında 8,1 milyon insanın ölümüne yol açarak en yaygın ikinci ölüm riski olduğunu ortaya koydu. SAMPAŞ Holding Yönetim Kurulu Başkanı Şekip Karakaya hava kirliliğiyle mücadelede akıllı şehirlerin rolüyle ilgili olarak değerlendirmede bulundu.
Sağlık Etkileri Enstitüsü‘nün (HEI) 2024 Küresel Hava Durumu raporu, dünya genelinde hava kalitesinin durumunu ve hava kirliliğinin sağlık etkilerini analiz etti. UNICEF iş birliği ile hazırlanan Küresel Hava Durumu raporu, 1990-2021 yıllarında 200’den fazla ülke ve bölgede havadaki kirlilik seviyelerini ve kirlilikle bağlantılı hastalık verilerini paylaşıyor.
Rapor, 2021 yılında dünya çapında 8,1 milyon insanın ölümüne yol açan hava kirliliğinin yüksek tansiyondan sonra en yaygın ikinci ölüm riski olduğunu gösteriyor. Hava kirliliğinin yol açtığı hastalıkların yüzde 90’ını kalp hastalıkları, felç, diyabet, akciğer kanseri ve kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) gibi bulaşıcı olmayan hastalıklar oluşturuyor.
Hava kirliliğini önlemenin yolu akıllı şehir teknolojilerinden geçiyor
Akıllı şehir teknolojileri, hava kirliliği ile mücadelede önemli bir rol oynuyor. Bu teknolojiler, çevre dostu uygulamaları ve hava kalitesini izleyen sistemleri entegre ederek şehirlerin daha sürdürülebilir ve yaşanabilir hale gelmesine yardımcı oluyor. İşte bu bağlamda akıllı şehir teknolojilerinin hava kirliliğini engellemesi konusunda sensörler ve IoT teknolojileri kullanılarak hava kalitesi izleme sistemleri kuruluyor. Şehir genelinde yerleştirilen sensörler, hava kalitesini sürekli izleyerek veri topluyor ve bu veriler, kirlilik kaynaklarını belirlemek ve hızlı müdahalelerde bulunmak için kullanılıyor.
Dünyada bazı metropollerde elektrikli otobüsler ve trenler gibi düşük emisyonlu toplu taşıma araçlarının entegrasyonu, fosil yakıt kullanımını ve dolayısıyla hava kirliliğini azaltmak için kullanılıyor. Trafik sıkışıklığını azaltmak için dinamik trafik yönetim sistemleri kullanılarak araç trafiği optimize edilebiliyor. Bu, motorlu araçlardan kaynaklanan emisyonları azaltmaya yardımcı oluyor.
Ülkemizde ve dünyada kullanımı günden güne artan güneş ve rüzgâr enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltarak hava kirliliğini azaltıyor. Binalarda enerji verimliliğini artıran akıllı teknolojiler, enerji tüketimini ve dolayısıyla kirletici emisyonları azaltıyor.
Akıllı şehir planlaması ile şehir içinde yeşil alanların artırılması, karbon emisyonlarını azaltıyor ve hava kalitesini iyileştiriyor. Şehir planlamasında özellikle yaya ve bisiklet yollarına öncelik verilerek, motorlu araç kullanımını azaltmak hedefleniyor.
Akıllı şehir yaklaşımını güçlendirmek ve yaygınlaştırmak için 44 yıldır bilişimin gücünü kullanan SAMPAŞ Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Şekip Karakaya, “Hava kirliliği tüm dünya insanlarının ortak bir problemi olarak karşımızda yer alıyor. 2021 yılında 8,1 milyon kişinin ölümüne neden olan hava kirliliği kronik hastalıklarla mücadele eden birçok insan için büyük risk teşkil ediyor. Bu durum sağlık sistemleri, ekonomiler ve toplumlar üzerinde büyük baskılar oluştururken dünya üzerinde milyonlarca insanın hayatını kaybetmesine neden oluyor. Tüm dünyada kentleşme büyük bir hızla atarken karbon emisyonuna yol açan en önemli etken de kent yaşamı olarak öne çıkıyor. Kentlerin büyük hızla büyüyeceğini düşündüğümüzde, bu kentleri yönetebilmek ve dünyamızı koruyabilmek adına akıllı şehir uygulamalarına geçmemiz gerekiyor. Akıllı şehir uygulamalarıyla bu büyük probleme dur demek mümkün olacak. Londra’da trafik yoğunluğunu yönetmek ve emisyonları azaltmak için akıllı trafik ışıkları ve sensörler kullanıldığını, Kopenhag’da karbon nötr bir şehir olma hedefiyle bisiklet yolları ve yeşil enerji projelerini, uzak doğuda akıllı hava kalitesi izleme sistemleri ve veri analitiği kullanarak kirlilik seviyelerini izleyip halka gerçek zamanlı bilgiler sağlandığını görüyoruz. Tüm dünya şehirlerinde akıllı şehir teknolojileriyle planlamalar yapılmalı ve hava kirliliğinin ve bu nedenle gerçekleşen ölümlerin hızla engellenmesi sağlanmalıdır” dedi.
İnşaat Maliyet Endeksi, Mayıs 2024 İnşaat maliyet endeksi yıllık %72,78 arttı, aylık %1,11 arttı
İnşaat maliyet endeksi, 2024 yılı Mayıs ayında bir önceki aya göre %1,11 arttı, bir önceki yılın aynı ayına göre %72,78 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi %1,25 arttı, işçilik endeksi %0,84 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi %58,75 arttı, işçilik endeksi %108,93 arttı.
Bina inşaatı maliyet endeksi yıllık %71,51 arttı, aylık %1,36 arttı
Bina inşaatı maliyet endeksi, bir önceki aya göre %1,36 arttı, bir önceki yılın aynı ayına göre %71,51 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi %1,69 arttı, işçilik endeksi %0,75 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi %56,80 arttı, işçilik endeksi %108,25 arttı.
Bina dışı yapılar için inşaat maliyet endeksi yıllık %77,10 arttı, aylık %0,30 arttı
Bina dışı yapılar için inşaat maliyet endeksi, bir önceki aya göre %0,30 arttı, bir önceki yılın aynı ayına göre %77,10 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi %0,08 azaldı, işçilik endeksi %1,17 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi %65,09 arttı, işçilik endeksi %111,44 arttı.

İşgücü İstatistikleri, Mayıs 2024 Mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı %8,4 seviyesinde gerçekleşti
Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre; 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2024 yılı Mayıs ayında bir önceki aya göre 27 bin kişi azalarak 3 milyon 11 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,1 puan azalarak %8,4 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde %7,0 iken kadınlarda %11,0 olarak tahmin edildi.
Mevsim etkisinden arındırılmış istihdam oranı %50,0 oldu
İstihdam edilenlerin sayısı 2024 yılı Mayıs ayında bir önceki aya göre 273 bin kişi artarak 32 milyon 920 bin kişi, istihdam oranı ise 0,4 puan artarak %50,0 oldu. Bu oran erkeklerde %67,3 iken kadınlarda %33,0 olarak gerçekleşti.

Mevsim etkisinden arındırılmış işgücüne katılma oranı %54,5 olarak gerçekleşti
İşgücü 2024 yılı Mayıs ayında bir önceki aya göre 245 bin kişi artarak 35 milyon 931 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,3 puan artarak %54,5 olarak gerçekleşti. İşgücüne katılma oranı erkeklerde %72,4 iken kadınlarda %37,1 oldu.
Genç nüfusta mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı %15,0 oldu
15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,3 puan artarak %15,0 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde %12,8, kadınlarda ise %19,3 olarak tahmin edildi.
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 43,9 saat oldu
İstihdam edilenlerden referans döneminde işbaşında olanların, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 2024 yılı Mayıs ayında bir önceki aya göre 0,3 saat azalarak 43,9 saat olarak gerçekleşti.

Mevsim etkisinden arındırılmış atıl işgücü oranı %25,2 oldu
Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı 2024 yılı Mayıs ayında bir önceki aya göre 2,0 puan azalarak %25,2 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı %17,4 iken işsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı %17,1 olarak tahmin edildi.

Sanayi Üretim Endeksi, Mayıs 2024 Sanayi üretimi yıllık %0,1 azaldı
Sanayinin alt sektörleri (2021=100 referans yıllı) incelendiğinde, 2024 yılı Mayıs ayında madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre %2,2 arttı, imalat sanayi sektörü endeksi %0,4 azaldı ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi %0,9 arttı.
Sanayi üretimi aylık %1,7 arttı
Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, 2024 yılı Mayıs ayında madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki aya göre %3,9 azaldı, imalat sanayi sektörü endeksi %2,1 arttı ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi %1,0 arttı.

Yaş meyve sebze ve meyve sebze mamulleri 6 milyar ihracat hedefine emin adımlarla ilerliyor

Yaş meyve sebze ve meyve sebze mamulleri sektörleri 2024 yılının ilk yarısında ihracatını yüzde 9’luk artışla Türkiye’ye 3 milyar 8 milyon dolar döviz kazandırdı. 2024 yılı için 6 milyar dolar ihracat hedefi olan iki sektör, 2024 yılının ilk yarısında hedefin yüzde 51’ini gerçekleştirdi.

Yaş meyve sebze ihracatı yüzde 1’lik artışla 1 milyar 718 milyon dolar olurken, meyve sebze mamulleri ihracatı yüzde 20’lik yükselişle 1 milyar 42 milyon dolardan 1 milyar 290 milyon dolara ilerledi.

Türkiye’de 60 milyon ton taze meyve sebze üretildiği bilgisini veren Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Uçak, 60 milyon ton üretimin katma değere dönüşmesi, üreticinin emeklerinin karşılığını alması için ihracatın üreticinin sigortası konumunda olduğunu, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir tarafına ihraç ederek hem ülkeye döviz kazandırdıklarını hem de üreticilerinin emeklerinin karşılığını aldığını dile getirdi.

TURQUALITY, UR-GE ve Fuarlarla ihracat hedefine koşuyoruz

“Kiraz, ayva, incir, kayısı üretiminde dünya birincisiyiz” diyen Uçak, “Vişne, salatalık, kavun ve karpuz üretiminde 2.sırada, Elma, biber, mandalina ve domates üretiminde 3.sırada bulunuyoruz. Meyve sebze üretiminde ilk 5’te olduğumuz toplam 15 ürün bulunuyor. Meyve sebze mamullerinde turşu ihracatında dünya lideriyiz. Meyve suları, kurutulmuş ve dondurulmuş meyve sebze üretim ve ihracatında dünyanın en modern tesislerine sahibiz. Sürdürdüğümüz Turkish Fresh and Processed Fruits and Vegetables Cluster URGE Projesiyle 41 firmamızın kümelenerek ihracatımızı artırmasını hedefliyoruz. Ege İhracatçı Birlikleri bünyesindeki 6 gıda birliği ABD pazarına yönelik sürdürdüğümüz Turkish Tastes isimli TURQUALITY Projesi sayesinde ABD’de taze meyve sebze ve meyve sebze mamulleri ihracatında önemli başarılar elde ettik. Uzakdoğu ülkelerine ihracatımızı artırmak için 2024 yılında 4 fuara katılım sağlamış olacağız. İhracat rakamları bu çabalarımızın karşılığını aldığımızı, meyvelerini topladığımızı ortaya koyuyor” şeklinde konuştu.

Tazede domates, mamulde elma suyu ihracat lideri

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği’nin 2024 yılının ilk yarısında ihracatının yüzde 4’lük artışla 595 milyon dolardan 618 milyon dolara çıktığını vurgulayan Başkan Uçak şöyle devam etti; “Türkiye geneli taze meyve sebze ihracatında domates 256 milyon dolarlık ihracatla zirvede yer alırken, mandalina 170 milyon dolarla ikinci, kiraz 143,5 milyon dolarla en çok ihraç edilen üçüncü ürün oldu. Meyve sebze mamulleri ihracatında elma suyu 131 milyon dolarlık performansla birinci olurken, domates salçası 106 milyon dolar, biber turşusu 88 milyon dolar döviz kazandırdı.”

Finansal Yatırım Araçlarının Reel Getiri Oranları, Haziran 2024 Aylık en yüksek reel getiri mevduat faizi (brüt)’te oldu
Aylık en yüksek reel getiri, yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) ile indirgendiğinde %1,88, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ile indirgendiğinde ise %1,62 oranlarıyla mevduat faizi (brüt)’te gerçekleşti.
Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) %0,87 oranında yatırımcısına reel getiri sağlarken; Amerikan Doları %0,37, Euro %0,77, BIST 100 endeksi %1,41 ve külçe altın %1,53 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde ise; DİBS %0,61 oranında yatırımcısına reel getiri sağlarken; Amerikan Doları %0,63, Euro %1,02, BIST 100 endeksi %1,66 ve külçe altın %1,78 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.
BIST 100 endeksi, üç aylık değerlendirmede; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde %8,73, TÜFE ile indirgendiğinde ise %7,41 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu. Aynı dönemde Euro, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde %5,98, TÜFE ile indirgendiğinde ise %7,12 oranlarında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.
Altı aylık değerlendirmeye göre BIST 100 endeksi; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde %13,35, TÜFE ile indirgendiğinde ise %8,59 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı olurken; aynı dönemde DİBS, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde %10,89, TÜFE ile indirgendiğinde ise %14,63 oranlarında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.
Yıllık değerlendirmede en yüksek reel getiri BIST 100 endeksinde gerçekleşti
Finansal yatırım araçları yıllık olarak değerlendirildiğinde BIST 100 endeksi; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde %28,18, TÜFE ile indirgendiğinde ise %12,12 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu.
Yıllık değerlendirmede, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından külçe altın %11,42 oranında yatırımcısına reel getiri sağlarken; Amerikan Doları %6,65, Euro %7,12, mevduat faizi (brüt) %19,55 ve DİBS %39,45 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde külçe altın %2,55, Amerikan Doları %18,35, Euro %18,76, mevduat faizi (brüt) %29,63 ve DİBS %47,04 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

Verileriniz gerçekten güvende mi?
Hackerların bilgisayarlar ve ağların iletişimine kendilerini dahil ederek kafe gibi mecralarda türlü hesapları ele geçirmesi ile ilgili uyarılar gündemde yerini buldu. Fakat banka hesaplarınıza dokunmadan, hiç iz bırakmadan ve tamamen gizli bir şekilde uzun vadede verilerinizi çalan hackerlar da bulunuyor.
Türkiye, 2023 senesinde siber suçların öncelikli hedef bölgelerinden biriydi. Kaspersky ICS CERT’in analizlerine göre özellikle kimlik avı saldırıları, oltalama, endüstriyel kontrol sistemleri saldırıları ve nesnelerin internetine (IoT) yönelik saldırılarda büyük bir artış olduğu tespit edilmişti. Bu saldırılar hala büyük bir tehdit olmakla beraber, özellikle kurumsal saldırılarda siber suç dünyasında gizli saldırılar ve tespit edilemeyen veri ve komuta ele geçirmeleri önem kazanıyor.
Veri hırsızlığı ve uzaktan dinleme ve izleme ile yeni verilerin oluşturulması, siber suç ve casusluğun kesiştiği bir noktada siber suçlular ve kötü niyetli kullanıcılar için değer yaratıyor. Kurumsal ve bireysel birçok çözüm, bu tarz uzaktan dinlemelere karşı verileri korumak için şifreliyor. Fakat hackerlar tarafından hedef alınan sistemlerde bu veriler şifrelenmeden önce ele geçirilebiliyor.
Her elektronik cihaz, faaliyet halindeyken elektronik sinyaller üretiyor. Hackerlar, cihazların hafızası yerine oluşturduğu bu sinyallere odaklanarak verileri şifrelenme işlemlerinden önce yakalamaya çalışıyor. Doğru ekipman ve yazılım ile bize anlam ifade etmeyen elektromanyetik sinyaller kaydedilebiliyor ve insan tarafından okunabilir hale getirilebiliyor. Bu gerçek zamanlı veri hırsızlığı, şifrelerden gizli kayıtlara kadar her türlü veriyi ele geçirebiliyor.
Bu saldırıların amaçlarına bakıldığında maalesef kurumsal casusluk karşımıza sık çıkıyor. Rekabetin önüne geçmek için siber saldırı yoluyla veri hırsızlığı talepleri, bu siber suç türünü hayatta tutuyor. Başarılı bir saldırı sonucunda hem bir şirketin gelecek planları ortaya çıkabiliyor, hem de doğrudan yazılım ve kod hırsızlığı gerçekleşebiliyor. Bir şirketin sonraki hamlelerini bilmek, aynı zamanda hisse senedi manipülasyonunun da önünü açıyor. Gizli uzaktan dinleme, kurum ve ekonomi için çok büyük bir risk faktörü olabiliyor.
Bu saldırılara dair başka bir kaygı ise erişimin kolaylığı. İsveç’li bir beyaz şapkalı hacker, bu saldırıları gerçekleştirmek için gereken her şeyi yasal yollarla satın alarak ve ücretsiz uygulamalarla 3000 İsveç kronundan (yaklaşık 9.000 TL) düşük bir maliyete karşıladı. Bahsi geçen etik hacker, kötü niyetli örgütlerin ne kadar rahat bir şekilde veri çalma sistemleri kurabileceğine dikkat çekiyor.
Kullanıcı bilgilerini çalmaya odaklı kötü niyetli donanımın önüne geçmenin en etkin yolu ise, bu saldırılara karşı dayanıklı donanıma sahip olmak. Panasonic TOUGHBOOK’un bu alandaki uzun deneyimi, askeri ve polisiye ile acil hizmetler için özel tasarlanmış, uzaktan dinleme saldırılarına dayanıklı cihazların üretilmesini mümkün kılıyor. Dayanıklı TOUGHBOOK cihazları, hem fiziki hem de dijital darbelerin karşısında eksiksiz ve güvenli performans göstermek için tasarlanıyor.

AB, Türkiye’nin AB Sivil Koruma Mekanizması’na katılımına ilişkin güncellenmiş anlaşmayı imzaladı

Avrupa Birliği ve Türkiye bugün, Türkiye’nin AB Sivil Koruma Mekanizması’na katılımına ilişkin güncellenmiş anlaşmayı imzaladı. Kriz Yönetiminden sorumlu Komisyon Üyesi Janez Lenarčič, Türkiye Dışişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Kemal Bozay ile birlikte anlaşmayı Ankara’da imzaladı.
Türkiye, AB Sivil Koruma Mekanizması’nın aktif bir katılımcısıdır ve 2016 yılından bu yana bu mekanizmanın üyesidir. Bugün güncellenen anlaşma Türkiye’nin mekanizmadaki rolünü daha da güçlendirmektedir.
Kriz Yönetiminden sorumlu Komisyon Üyesi Janez Lenarčič şunları söyledi: “Güncellenmiş anlaşmanın imzalanmasından büyük memnuniyet duyuyorum. Bu, afetler meydana geldiğinde birbirimize sağlayacağımız yardım ve iş birliğimizin temelini oluşturmaya devam edecektir. AB Sivil Koruma Mekanizması yıllar içinde değerini kanıtlamıştır. Türkiye her zaman Mekanizma çerçevesinde sivil koruma desteğinden yararlanabilecek ve aynı şekilde diğer ülkeler de Mekanizma vasıtasıyla Türkiye tarafından sağlanacak destekten faydalanabilecektir.”
Türkiye, rescEU kapasitesinin geliştirilmesine yönelik çalışmalara güçlü bir şekilde katılmaktadır ve bugüne kadarki en büyük AB MODEX sivil koruma tatbikatına ev sahipliği yapmıştır. Türkiye de özellikle 2023 depremlerinin ardından Mekanizma’nın desteğinden önemli ölçüde faydalanmıştır.

AB-TÜRKİYE Yüksek Düzeyli Ticaret Diyaloğu

Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı ve Ticaretten sorumlu Komisyon Üyesi Valdis Dombrovskis ve Türkiye Ticaret Bakanı Ömer Bolat bugün Yüksek Düzeyli Ticaret Diyaloğu’nun ilk toplantısı için Brüksel’de bir araya gelmiştir. AB ve AB’ye aday bir ülke ve AB’nin önemli bir ticaret ortağı olan Türkiye’nin ikili ticaret akışı yıllar içinde sürekli artarak 2023’te 206 milyar avroya ulaşmıştır.

AB’nin AB ve Türkiye’nin siyasi, ekonomik ve ticari ilişkilerine dair AB Devlet ve Hükûmet Başkanları Zirvesi’ne sunduğu Ortak Bildiri (29 Kasım 2023) ve AB Zirvesi’nin Türkiye’ye ilişkin kararları çerçevesinde, Yüksek Düzeyli Ticaret Diyaloğu, sürmekte olan ikili ticari sorunların ele alınmasına yönelik çalışmalara siyasi bir yön vermiş ve Gümrük Birliği’nin işleyişini güçlendirecek çeşitli iş birliği alanlarının görüşülmesine imkân tanımıştır.

Yüksek Düzeyli Diyalog Toplantısı öncesinde düzenlenen AB-Türkiye İş Dünyası Yuvarlak Masa Toplantısı’nda, Türkiye ve AB’nin önde gelen iş dünyası kuruluşlarının temsilcileri Gümrük Birliği’nin uygulanmasında gelinen son noktayı ve Türkiye-AB ticari ve ekonomik ilişkilerinin geliştirilmesine yönelik perspektifleri ele almıştır.

Ticari engeller konusunda, AB tarafından gündeme getirilen önemli sayıda ticari engelin Türkiye tarafından çözüme kavuşturulmasının ardından, Ticaret Genel Müdürü Sabine Weyand ve Türkiye Ticaret Bakan Yardımcısı Mustafa Tuzcu’nun eş başkanlığını yürüttüğü özel ikili ticaret çalışma grubundaki çalışmalar doğrultusunda, iki taraf ilave öncelikli engellerin çözüme kavuşturulmasının yollarını ele almıştır.

Taraflar ayrıca başta Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (CBAM) olmak üzere yeşil geçiş, dijital ticaret ve ticaret savunması gibi Gümrük Birliği’ni ilgilendiren kilit iş birliği alanlarını da görüşme fırsatı bulmuştur. Bu bağlamda, Türkiye ve AB özellikle iş hareketliliği ve AB Üye Devletleri tarafından Türk nakliyecilerine uygulanan kara yolu taşımacılığı kotalarını ele almıştır.

AB ve Türkiye ayrıca Gümrük Birliği yoluyla AB yaptırımlarının delinmesinin önlenmesine yönelik iş birliği konusunda da görüş alışverişinde bulunmuştur.

Taraflar, karşılıklı olarak belirlenen konular üzerinde katılım yoluyla çalışmayı sürdürme konusunda mutabık kalmıştır.

Yüksek Düzeyli Ticaret Diyaloğu toplantısı, Gümrük Birliği ve modernizasyonuna ilişkin mevcut engellerin ele alınmasında önemli bir dönüm noktasıdır.

Ege Bölgesi ihracatı Haziran ayında 3 milyar doları aştı

2023 yılında 42,6 milyar dolarlık ihracata imza atan Egeli ihracatçılar, 2024 yılına mevcudu koruma hedefiyle girmişti. 2023 yılının Ocak-Haziran döneminde 20 milyar 912 milyon dolar dış satıma imza atan Egeli ihracatçılar, 2024 yılının ilk yarısında ihracatta yüzde 5’lik gerilemeye engel olamadı ve ihracatta 19 milyar 783 milyon dolara geriledi.

Türkiye’nin ihracatına en büyük katkıyı sağlayan ikinci bölge konumundaki Ege Bölgesi, Ticaret Bakanlığı’nın faaliyet illerine göre ihracat istatistiklerine göre Haziran ayında 3 milyar 23 milyon dolar dövizi Türkiye’ye kazandırdı. Ege Bölgesi’nin 2023 yılı haziran ayındaki ihracatı 3 milyar 470 milyon dolar olmuştu. Ege Bölgesi’nin ihracatı haziran ayında yüzde 13 kan kaybetti ve ihracattaki kayıp derinleşti.

Ege Bölgesi illerinden İzmir, Muğla ve Afyonkarahisar 2024 yılının ilk yarısında, 2023 yılının aynı dönemine göre ihracatlarını artırmayı ya da korumayı başarırken, Ege Bölgesi’ndeki diğer iller 2023 yılı ihracat performanslarının gerisinde kaldı.

İzmir’in 6 aylık ihracatı 11,6 milyar dolar

Ege Bölgesi’nin ihracatını domine eden İzmir 1 milyar 555 milyon dolarlık ihracatla Ege Bölgesi ihracatının yüzde 51,5’luk dilimini tek başına gerçekleştirdi. Ege’nin incisi İzmir, 2024 yılının ilk yarısını 11 milyar 665 milyon dolarlık ihracatla geride bıraktı.

Kimya sektörü 162 milyon dolarlık ihracatla İzmir’de en çok ihracat yapan sektör olurken, Hazırgiyim ve konfeksiyon sektörü 100 milyon dolarlık ihracatla İzmir’de en çok ihracat yapan ikinci sektör olmayı başardı. Otomotiv endüstrisi sektörü 66 milyon dolarlık ihracatla zirvenin üçüncü basamağında yer buldu.

Mars Logistics’ten Samsun’da Yeni Transfer Merkezi

1989 yılında kurulan ve tüm lojistik hizmetlerinin entegre bir şekilde sunulduğu Mars Logistics, yurt içinde büyümesini açtığı depolarla sürdürüyor. Son olarak Samsun’da depo açan Mars Logistics, Yurtiçi Dağıtım Kanalları Bölümü ile Türkiye’nin bütün illeri için sunduğu komple taşımacılık hizmetini parsiyel taşımacılık alanında da geliştiriyor.

İstanbul, Bursa, Ankara, Adana, Konya, Kocaeli, Sakarya, Eskişehir, Afyon, Mersin, Antalya, Samsun illerinde toplam 21 transfer merkezi bulunan Mars Logistics, Yurtiçi Dağıtım Kanalları Bölümüyle müşterilerine Adana, Afyon, Amasya, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bilecik, Bolu, Bursa, Denizli, Düzce, Eskişehir, Gaziantep, Giresun, Isparta, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Karaman, Kocaeli, Konya, Kütahya, Manisa, Mersin, Muğla, Ordu, Osmaniye, Rize, Sakarya, Samsun, Şanlıurfa, Tekirdağ, Tokat, Trabzon, Uşak, Yalova ve Zonguldak illerine parsiyel taşımacılık, Türkiye’nin bütün illerine ise komple taşımacılık hizmetlerini sunuyor.

Müşterilerinin işlerinde kolaylık sağlayan, talep ve isteklere göre büyümesini, sunduğu hizmetleri geliştiren ve yatırımlar yapan Mars Logistics, Yurtiçi Dağıtım Kanalları Bölümü ile tekstil, otomotiv, elektrik elektronik, içecek, yedek parça, metal, endüstriyel makine sektörleri başta olmak üzere bütün sektörlerdeki müşterilerine komple ve parsiyel taşımacılık, crossdock hizmeti, ev teslimatı, lowbed taşıması, konteyner taşıması, milkrun operasyonları, müşteriye özel dedike araç, mikro dağıtım operasyonları ve müşteriye özel butik hizmetleri ve bayi ortak depolama, ev ve bayi teslimatı hizmetleri, bölgesel depo yönetimi, depolama, dağıtım ve sipariş takip sistemi sunuyor.

Karadeniz Bölgesi’ne parsiyel dağıtım hizmeti sunulacak

Konuyla ilgili konuşan Mars Logistics Yurtiçi Dağıtım Kanalları Grup Başkanı Mahmut Yortaç, 81 ilden 81 ile komple taşımacılığın yanında parsiyel taşımacılık hizmeti de sunduklarını ve gün geçtikçe transfer merkezi ve dağıtım ağını genişlettiklerini belirtti. Yortaç, “Müşterilerimizin ihtiyaçları doğrultusunda müşterilerimize yeni çözümler ve operasyonel iyileştirme ve geliştirmeler sağlıyoruz, yeni depo ve transfer merkezleri açıyoruz. Gün geçtikçe parsiyel dağıtım hizmeti sunduğumuz il ve ilçe sayımızı artırıyoruz. Her gün ortalama 1 milyon desi taşımacılık yaptığımız parsiyel dağıtımda, yaklaşık 25 bin koli ürün elleçliyor ve dağıtıma çıkarıyoruz.” dedi.

Geçtiğimiz günlerde Samsun transfer merkezini hayata geçirdiklerini söyleyen Yortaç, “Samsun’da açtığımız transfer merkezimiz ile Karadeniz Bölgesi’nde bulunan tüm müşterilerimiz için parsiyel dağıtım hizmeti vermeye başlıyoruz.” diyerek, açılan yeni deponun Karadeniz Bölgesi’ndeki müşterilerinin işlerini geliştirmede destek olacağını belirtti.

Yurtiçi Dağıtım Kanalları’nda %170 büyüme

Yortaç, Mars Logistics Yurtiçi Dağıtım Kanalları Bölümü’nün geçtiğimiz sene %170 büyüdüğünü belirterek, “İş hacmimizin büyümesi ve müşterilerimizin taleplerinin artması ile birlikte sadece yurt içi dağıtım operasyonlarında kullanmak için geçtiğimiz sene 8 depolama ve dağıtım merkezi açtık. Bu sene sonuna kadar 7 depo daha açmayı planlıyoruz.” dedi ve tecrübeli operasyon ekibi ile Türkiye’nin her iline ulaştıklarını belirterek yeni depo yatırımlarının yolda olduğunun da altını çizdi.

Parsiyel dağıtımda takip kolaylığı

Kullandıkları yazılım ile başta parsiyel dağıtım olmak üzere sunulan bütün hizmetlerde müşterilerine takip kolaylığı sunduklarını söyleyen Yortaç, “Geliştirdiğimiz ve müşterilerimizin kullanımına sunduğumuz, kendilerine özel tanımlanan portal ile müşterilerimize araç takip sistemi, araç planlama ve rotalama hizmetinin altında tek ekrandan operasyon yönetebilme, zaman ve iş gücü tasarrufu, yakıt kullanımını azaltma, kaynakları verimli kullanma, il ve ilçe bazlı araç planlama, araç doluluğuna, teslim tarih ve saatine, trafik yoğunluğuna göre araç planlama hizmetleri sunuyoruz.” dedi. “Müşterilerimizin bayileri tüm ürün stoklarını ve siparişlerin durumunu görebiliyor, portal üzerinde raporlamalar yapabiliyorlar. Ayrıca tüketicilere yaptıkları satışlar için de portalı kullanabiliyorlar.” diyen Yortaç, müşterilerin sevk, talimat ve KPI performans raporlamalarına da bu portal sayesinde kolaylıkla ulaşabildiklerini belirtti. Sürücü ve kuryelerin de portalın mobil uygulama versiyonunu kullandığını belirten Yortaç, “Bu yazılımımız ile ayrıca sürücü ve kuryelerimiz de mobil uygulamalarımızı kullanarak lojistik süreçlerini kolaylaştırarak teslimatları rahatlıkla gerçekleştirebiliyorlar.” diyerek sözlerini noktaladı.

Vaillant’ın Premium Marka Kimliğine Yönelik Satış Teknikleri Eğitimi Tamamlandı

Müşteri memnuniyetini her zaman en üst seviyede tutmayı ilke edinen Vaillant, Vaillant Akademi kapsamındaki eğitimlerini tamamladı. Son olarak, İstanbul Asya & Avrupa, Ankara, Adana ve İzmir bölgelerinden toplam 47 iş ortağının katılımıyla “Premium Marka Satış Teknikleri” eğitimi düzenlendi.

İstanbul Asya & Avrupa, Ankara, Adana ve İzmir bölgelerinden toplam 47 iş ortağının katılımıyla gerçekleştirilen “Premium Marka Satış Teknikleri” eğitimi başarıyla tamamlandı. Eğitimde, Vaillant’ın “Premium Marka” kimliği ve bu kimliğe uygun ürün satışına yönelik teknikler hakkında iş ortaklarına kapsamlı bilgiler aktarıldı.

Vaillant Türkiye’nin iş ortakları tarafından büyük bir ilgi gören eğitimde satış süreçlerini optimize etmek ve müşteri memnuniyetini en üst seviyeye çıkarmak için çeşitli stratejiler paylaşıldı. Ayrıca katılımcılar, Vaillant ürünlerinin özelliklerini ve bu özelliklerin müşterilere en etkili şekilde nasıl sunulabileceğini öğrenme fırsatı buldu.

Vaillant Türkiye bu tür eğitimlerle iş ortaklarının bilgi ve becerilerini geliştirmeye devam ederek, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı amaçlıyor.

Türk ihracatçılar Cezayir’den yeni ticari bağlantılarla döndü

Cezayir’de 24-29 Haziran 2024 tarihleri arasında düzenlenen ”55. Uluslararası Cezayir Fuarı (FIA)”na ülkemiz “Onur Konuğu Ülke” statüsünde katılım gösterdi.   

55. Uluslararası Cezayir Fuarı’na (FIA 2024) Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçı Birlikleri Sektör Kurulu’nu (EİB-İİB-GAİB) temsilen Koordinatör Birlik olarak, Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği koordinasyonunda İstanbul Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği ile Akdeniz Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği de ortak bir info stant ile katıldı.  

Kuru meyve ve mamulleri ihracatı yüzde 150 arttı

Ege İhracatçı Birlikleri Sürdürülebilirlik ve Organik Ürünler Koordinatörü Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Işık, “Cezayir’de düzenlenen ”55. Uluslararası Cezayir Fuarı (FIA)”na ülkemiz “Onur Konuğu Ülke” statüsünde katıldı. Türkiye’nin Cezayir’e ihracatı geçen sene yüzde 31 artışla 2,5 milyar dolara yükseldi. Türkiye’den Cezayir’e gerçekleştirilen kuru meyve ve mamulleri ihracatımız ise bir önceki yıla göre yüzde 150 artış göstererek 19 milyon dolar olarak gerçekleşti. Türkiye geneli kuru meyve ve mamulleri ihracatında, Birliğimizin payı yüzde 60’tır. Türkiye’nin Afrika’ya açılan kapısı ve Afrika’daki en büyük yatırım ortağı Cezayir ile ticari işbirliğimizi geliştirme konusunda önemli bir adım attık.” dedi.

Su ürünleri ve hayvansal mamuller ihracatında yüzde 83 yükseliş

Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Bedri Girit, “2023 yılında sektörümüzün Türkiye geneli Cezayir’e ihracatı 2,1 milyon dolar iken 2024’ün ilk yarısında Cezayir’e yüzde 83 artışla 3 milyon dolarlık su ürünleri ve hayvansal mamuller ihracatı gerçekleştirildi. Türkiye’nin son yıllarda ihracatta yıldız ürünlerinden olan Türk somonunun Cezayir pazarında bilinirliliğinin artırılması için çeşitli tanıtım ürünleriyle sektör konusunda bilgi aktardık. Süt ve süt ürünlerinde de önemli bir potansiyel söz konusu. Cezayir’e su ürünleri ve hayvansal mamuller ihracatımız çok kısıtlı kaldığından bunun geliştirilmesi çalışmalar yürütüyoruz.” diye konuştu. 

Fuar açılışına Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz, Cezayir Cumhurbaşkanı Sayın Abdulmecit Tebbun, Ticaret Bakanı Sayın Prof. Dr. Ömer Bolat ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Sayın Mahinur Özdemir Göktaş katılım sağladı. 

Sonraki günlerde Cezayir Büyükelçisi Sayın Muhammed Mücahit Küçükyılmaz ve Ticaret Müşavir Yardımcısı Mehmet Emin Yiğitbaşı stantları ziyaret etti. 

55.’si gerçekleştirilen Uluslararası Cezayir Fuarı (FIA 2024)’na 48.000’i aşkın ziyaretçi katılmış olup, 26 Türk firması ve 26 adet İhracatçı Birliği info-standlı katılım sağlamıştır.

2024 yılı Ocak-Haziran döneminde Türkiye’nin Cezayir’e ihracatı yüzde 12 artışla 1,1 milyar dolar olarak gerçekleşti. Cezayir ile ihracatımızda öne çıkan sektörler ise hububat bakliyat yağlı tohumlar ihracatı yüzde 125 artışla 239 milyon dolar, demir çelik ve demirdışı metaller ihracatı yüzde 17 artışla 168 milyon dolar, kimyevi maddeler ve mamulleri ihracatı 166 milyon dolar, makine ve aksamları yüzde 4 artışla 157 milyon dolar, taşıt araçları ve yan sanayi ihracatı 94 milyon dolar olarak gerçekleşti.  

AB ve Türkiye Ticaret Alanında İlk Yüksek Düzeyli Diyalog Toplantısını Gerçekleştirdi

AB Komisyonu Başkan Yardımcısı ve Ticaretten sorumlu Komisyon Üyesi Valdis Dombrovskis ve mevkidaşı Türkiye Ticaret Bakanı Ömer Bolat bugün Brüksel’de ilk AB-Türkiye Yüksek Düzeyli Ticaret Diyaloğu’nu düzenliyor.

Kasım 2023 tarihli AB-Türkiye ilişkilerine dair Ortak Bildiri ve AB Devlet ve Hükûmet Başkanları Zirvesi kararları doğrultusunda, yeni tesis edilen Yüksek Düzeyli Ticaret Diyaloğu ile, varlığını sürdürmekte olan ikili ticaret sorunlarının ele alınması ve başta AB yaptırımlarının delinmesini önleme yolları olmak üzere daha ileri iş birliği yapılabilecek alanların görüşülmesi amaçlanmaktadır. Ticaret ve Gümrük Birliği ile ilgili konularda paydaşlarla görüş alışverişinde bulunmak amacıyla bir iş dünyası yuvarlak masa toplantısı da düzenlenmektedir.

Türkiye’nin 2021 başından bu yana 26 ticaret engelinden 11’ini kaldırmasının ardından ve özel ikili ticaret çalışma grubundaki çalışmaları doğrultusunda, iki taraf ilave öncelikli engelleri kaldırmanın yollarını görüşecek. İş birliği görüşmeleri yeşil dönüşüm, dijital ticaret ve ticaret savunması gibi konulara odaklanacak.

AB ve Türkiye, mevcut jeopolitik bağlam ışığında “Ortak Yüksek Öncelikli” ürünlerin Rusya’ya yeniden ihracatının önlenmesine yönelik iş birliğini ele alacak.

Yüksek Düzeyli Ticaret Diyaloğu, Gümrük Birliği’nin uygulanmasındaki mevcut güçlüklerin ele alınması, tüm Üye Devletlere etkin bir şekilde uygulanmasının sağlanması ve Gümrük Birliği’nin modernizasyonuna giden yolun açılması bakımından önemli bir kilometre taşıdır.

Yuki Otomo, Yanmar Turkey Makine A.Ş.’nin Yönetim  Kurulu Başkanı Olarak Atandı 

Yuki Otomo, Japon devi Yanmar’ın Türkiye’deki tam iştiraki konumunda bulunan Yanmar Turkey’in Yönetim Kurulu Başkanlığı görevine atandı. 1 Nisan 2024 itibarıyla yeni görevine başlayan Otomo, 23 yıl boyunca Yanmar Global bünyesinde Japonya, Malezya ve Brezilya’da Ar-Ge, pazarlama, satış ve üretim faaliyetlerinin yürütülmesinde önemli roller üstlendi. Yeni görevine ilişkin mesajlarını ileten Otomo, “Yanmar Turkey’i üretim, lojistik ve mühendislik alanlarında Avrupa, Orta Asya ve Kuzey Afrika’yı kapsayan bir merkez haline getirmeyi planlıyoruz” dedi.

1912 yılında kurulan Japon devi Yanmar’ın ülkemizdeki tam iştiraki Yanmar Turkey’de önemli bir görev değişikliği meydana geldi. Yanmar Turkey Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Kemal Shoshi’nin Yanmar Agribusiness Grup şirketleri Başkanlık ve Direktörlük görevini üstlenmesinin ardından Yanmar Turkey Yönetim Kurulu Başkanlığı görevine Yuki Otomo atandı. 1 Nisan 2024 tarihinde göreve başlayan Otomo, 23 yılı aşkın süredir Yanmar bünyesinde çeşitli görevler üstlenen, başarılı bir makine mühendisi ve üst düzey yönetici.

Malezya’da ve Brezilya’da önemli kazanımlara imza attı

2001 yılında Japonya’daki GIFU Üniversitesi Makine Mühendisliği yüksek lisans eğitimini tamamlayan Otomo, Yanmar Global bünyesinde, Japonya’da  5 yıl boyunca Traktör Geliştirme Departmanında çalıştı. Ardından yine Yanmar bünyesinde, Malezya’da önemli bir görev üstlenen Otomo, burada bir Ar-Ge Merkezi kurarak biyodizel yakıt konusunda değerli  araştırmalara imza attı. 2011 yılında Japonya’da İş Geliştirme Departmanına katılan Yuki Otomo, daha sonra Brezilya’da Yanmar’ın Hint menşeili stratejik ortağının işbirliğiyle Yanmar Global’in yeni traktör fabrikasının kuruluş ve iş geliştirme süreçlerinde önemli görevler üstlendi. Otomo, Brezilya’da küçük inşaat makinelerinin satış ağının oluşturulması ve Amazon Nehri’nde işleyecek marin motorlarının geliştirilmesinin yanı sıra, yeni traktör fabrikasının kurulması süreçlerinde de kritik rollere sahip oldu.

Türkiye’yi çevre coğrafyanın merkezi haline getirmek için çalışıyoruz

 112 yılı aşan tarihe sahip Yanmar Global’in Türkiye’deki iştiraki olarak 6’ıncı yıllarını doldurduklarını kaydeden Yanmar Turkey Yönetim Kurulu Başkanı Yuki Otomo, şunları söyledi:

“Kısa zaman içerisinde her geçen gün büyüyen ve zorlu hedeflere adım adım ulaşan genç ama bir o kadar da köklü bir markayız.  Şirketimizin Magokichi Yamaoka tarafından kurulduğu günden bu yana miras aldığı iki ilkesi vardır. ‘Daha iyi bir dünya için hizmet etmekten minnettarım’ ve ‘Enerji tasarrufu yapmak insanlığa hizmet etmektir.’ Her ikisi de Yanmar’ın temel değerleri olmuştur ve kurumsal DNA’mızda yaşamaktadır. Magokichi Yamaoka, minnettar olmanın dünyadaki güzelliği bulmanın anahtarı olduğunu ifade etmiştir. Minnettarlık duygusuyla çalışmanın toplumu daha iyi ve daha güzel hale getirdiğine inanmaktadır. Kendisi; çiftçilerin yükünü hafifletmek için dizel motor geliştirerek, yakıt tasarrufunun sosyal kalkınmaya katkıda bulunduğuna dair içgörü kazanmıştır.

Bu fikirlerin her biri, şirketimizin minimum kaynakla fırsatları en üst düzeye çıkarmasını sağlamıştır. Kurucumuzun ruhuna vurgu yaparak, çeşitli sektörlerde enerjinin verimli kullanımı ve iş gücü tasarrufu sağlayan ekipmanların geliştirilmesi üzerinde çalışıyoruz. Bu prensipler için çabalayan, sürekli büyüyen değerli, genç, dinamik, uzman ekibimizin özverili çalışmalarıyla satışlarımızı ve iş kollarımızı hızla artırdık. Yanmar Turkey Makine A.Ş. olarak, bugün geldiğimiz noktada yurt içi ve yurt dışı pazara yönelik Tarım Makine ve Ekipmanları, Enerji Sistemleri, Anahtar Teslim Power-EPC Çözümleri, Endüstriyel Motorlar, Global Satın Alma Merkezi ve online makine kiralama konusunda uzmanlaşmış bir e-ticaret platformu olan YTRENT gibi çeşitli iş kollarında birçok ülkeye teknolojik çözümler sunuyoruz.

Bunun yanı sıra, Yanmar Turkey’i üretim, lojistik ve mühendislik alanlarında Avrupa, Orta Asya ve Kuzey Afrika’yı kapsayan bir merkez haline gelmeyi planlıyor; bu hedeflere ulaşmak içinse insan kaynağına ve teknolojiye olan yatırımlarımızı her geçen gün artırıyoruz. Nitelikli insan kaynağımız ve verimli teknolojik çözümlerimizle yüksek değer yaratan bir şirket olma hedefimiz için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.”

Otomotiv ihracatı haziranda yüzde 12 azalarak 2,6 milyar dolar oldu 

OİB verilerine göre otomotiv sektörünün haziran ayı ihracatı yüzde 12,4 azalarak 2,6 milyar dolar oldu. Ülke ihracatında yine ilk sırada yer alan endüstrinin aldığı pay ise yüzde 14,1 olarak gerçekleşti.

OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik: “Geçen ay uzun bayram tatilinin de etkisiyle tüm mal gruplarında ihracat azalırken, Birleşik Krallık’a yüzde 20, İspanya’ya yüzde 7, Romanya’ya yüzde 23, Birleşik Devletler’e ise yüzde 3 artış kaydettik. Yılın ilk altı aylık döneminde ise ihracatımız yüzde 2,3 artışla 17,7 milyar dolara yükseldi.”

Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) verilerine göre, Türkiye otomotiv endüstrisinin haziran ayı ihracatı yüzde 12,4 azalarak 2 milyar 617 milyon dolar oldu. Ülke ihracatında yine ilk sırada yer alan endüstrinin aldığı pay ise yüzde 14,1 olarak gerçekleşti.

OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik “Haziran ayında uzun bayram tatilinin de olumsuz etkisiyle tüm mal gruplarında ihracat azalırken, önemli pazarlarımızdan Birleşik Krallık’a yüzde 20, İspanya’ya yüzde 7, Romanya’ya ise yüzde 23 artış kaydettik. Bu yılın ocak-haziran döneminde ise ihracatımız yüzde 2,3 artarak 17 milyar 701 milyon dolara yükseldi” dedi.

Tedarik endüstrisi ihracatı 1 milyar dolar oldu

En büyük ürün grubu olan Tedarik Endüstrisinin haziran ayı ihracatı %11 azalarak 1 milyar 50 milyon dolar olurken, Binek Otomobiller ihracatı %4 azalarak 942 milyon dolar,  Eşya Taşımaya Mahsus Motorlu Taşıtlar ihracatı %3 azalışla 394 milyon dolar, Otobüs-Minibüs-Midibüs ihracatı %14 azalışla 177 milyon dolar ve Çekiciler ihracatı da %83 azalışla 30 milyon dolar oldu.

Tedarik Endüstrisinde en fazla ihracat yapılan ülke Almanya olurken, bu ülkeye yönelik ihracat %20 azaldı. ABD’ye %2, Rusya’ya %13, ihracat düşüşü, Romanya’ya %79 ihracat artışı yaşandı.

Binek otomobillerde önemli pazarlardan Fransa’ya %17 ihracat düşüşü yaşanırken, İspanya’ya %29, İtalya’ya %14, Birleşik Krallık’a %83, Almanya’ya % 62 ihracat artışı oldu.

Eşya Taşımaya Mahsus Motorlu Taşıtlarda ise Birleşik Krallık’a % 20, Slovenya’ya %15, Belçika’ya %5, Hollanda’ya çok yüksek oranlı ihracat artışı, İtalya’ya %13, Fransa’ya %36, İspanya’ya % 21, Avustralya’ya %18 ihracat düşüşü görüldü.

Otobüs-Minibüs-Midibüs ürün grubunda ise Fransa’ya %24, Almanya’ya %44 ihracat düşüşü, İspanya’ya %59, Birleşik Krallık’a %15, ABD’ye %66 ihracat artışları yaşandı.

En büyük pazar Birleşik Krallık’a ihracatta yüzde 20 artış

Haziranda en büyük pazar olan Birleşik Krallık’a ihracat yüzde 20 artarak 322 milyon dolar oldu. Almanya 319 milyon dolar ile ikinci büyük pazar olurken, ihracat %18 azaldı. Fransa’ya otomotiv ihracatı da %21 azalışla 315 milyon dolar oldu. İspanya’ya %7, Romanya’ya %23, ABD’ye %3 ihracat artışı yaşanırken İtalya’ya %7, Slovenya’ya %2, Polonya’ya %35 ve Belçika’ya %30 ihracat düşüşü oldu.

AB Ülkelerine ihracat yüzde 12 azaldı

Ülke grubunda yüzde 68 pay ile ilk sırada yer alan AB Ülkelerine ihracat yüzde 12 azalarak 1 milyar 787 milyon dolar oldu. Diğer Avrupa Ülkeleri % 14 pay ile ülke grupları arasında ikinci sırada yer alırken, bu ülke grubuna yönelik ihracat %14 arttı. Bağımsız Devletler Topluluğuna %18 ve Afrika Ülkelerine %28 ihracat düşüşü yaşandı.

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu -----Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

Öğrenci ve velilere tavsiyeler, KTO ve Kayseri OSB’den değerlendirme, yeni araçlar, KESOB’dan küçük esnaf övgüsü, Zabıta haftası kutlama

Yeni dönem öncesinde Odakır’dan öğrenci ve velilere tavsiyeler  “BUGÜNÜN VE YARINLARIN OLANAKLARINI İYİ DEĞERLENDİRİN” Kayseri …


Notice: ob_end_flush(): failed to send buffer of zlib output compression (0) in /home/swtdavut/public_html/wp-includes/functions.php on line 5427